Return to Video

Ölümcül hasta çocukların evinden öyküler

  • 0:01 - 0:05
    Size tanıdığım bazı bilge
    çocukları tanıtmak istiyorum
  • 0:05 - 0:08
    ama önce, bir deveyi tanıtayım.
  • 0:09 - 0:13
    Bu Cassie, genç hastalarımızı
    odalarında ziyaret eden
  • 0:13 - 0:15
    bir terapi devesi
  • 0:15 - 0:17
    ve epeyce sihirli.
  • 0:18 - 0:23
    Bir arkadaşım Santa Cruz Dağlarında
    çiftliğinde deve yetiştiriyor.
  • 0:23 - 0:25
    Sekiz kadar devesi var
  • 0:25 - 0:26
    ve bu işe 30 yıl önce başladı
  • 0:26 - 0:29
    çünkü at beslemenin çok sıradan
    olacağını düşünmüş.
  • 0:29 - 0:33
    John sıradışı düşünen biri
  • 0:33 - 0:36
    ve bütün hayatımız boyunca
    iyi arkadaş olmamızın
  • 0:36 - 0:37
    nedeni de bu.
  • 0:38 - 0:43
    Yıllar içinde onu, bu tüylü ve tatlı
    hayvanları bizim hasta çocuklara
  • 0:43 - 0:46
    getirip, ara sıra onlarla vakit
    geçirme konusunda ikna ettim.
  • 0:47 - 0:50
    John'la konuşurken, develerin
  • 0:50 - 0:55
    ortalama 40-50 yıl yaşadıklarını
    öğrendiğimde şaşırmıştım.
  • 0:56 - 0:59
    Benim ilgilendiğim çocukların
    çoğunun beklenen ömrü ise
  • 0:59 - 1:01
    bir yıldan daha az.
  • 1:02 - 1:05
    Bu, George Mark Çocuk Hastanesinin
  • 1:05 - 1:08
    pediatri palyatif dinlenme tedavi merkezi.
  • 1:08 - 1:10
    Amerikadaki ilk merkez.
  • 1:10 - 1:13
    Burayı 2004 yılında kurdum.
  • 1:13 - 1:16
    Pediatri yoğun bakım servislerinde
  • 1:16 - 1:19
    yıllarca psikolog olarak çalıştım
  • 1:19 - 1:24
    ve pek çok çocuğun onur kırıcı bir biçimde
    ölmesi ve ailelerin çektikleri
  • 1:24 - 1:26
    canımı sıkıyordu.
  • 1:27 - 1:31
    Çocukları ölmek üzere olan
    ana babalarla otururken
  • 1:31 - 1:35
    ortamın kesinlikle farkındaydım.
  • 1:35 - 1:39
    Bir havai tren, raylardan
    gürültüyle geçiyor
  • 1:39 - 1:44
    ve her trenin geçişi, odanın
    içinde birebir yankılanıyordu.
  • 1:44 - 1:48
    Koğuşlardaki ışıklar floresandı
    ve çok parlaktı.
  • 1:48 - 1:51
    Monitörler bipliyor ve asansör
  • 1:51 - 1:54
    kata geldiğini gürültüyle bildiriyordu.
  • 1:54 - 1:56
    Oradaki aileler, hayatlarının
  • 1:56 - 1:59
    en kederli günlerini yaşıyordu
  • 2:00 - 2:03
    ve bu nedenle, onlara oğulları
    veya kızlarına veda edebilecekleri
  • 2:03 - 2:07
    daha huzurlu bir yer sağlamak istedim.
  • 2:07 - 2:10
    Hayatlarının sonuna gelmiş
  • 2:10 - 2:14
    çocuklar için yoğun bakım servisinden
    daha iyi yerler
  • 2:14 - 2:16
    mutlaka olmalı diye düşündüm.
  • 2:17 - 2:19
    Bizim çocuk evimiz
  • 2:20 - 2:22
    sakin ve bakımlı.
  • 2:22 - 2:25
    Burası ailelerin çocuklarıyla
    birlikte kalıp,
  • 2:25 - 2:27
    güzel vakit geçirebilecekleri bir yer.
  • 2:27 - 2:30
    Çoğu çocuk dinlenme dönemini
    burada geçirir
  • 2:30 - 2:34
    bazıları da yıllar içinde
    dönem dönem ziyaret eder.
  • 2:34 - 2:37
    Bu çocuklara sık uçan yolcularımız deriz.
  • 2:38 - 2:42
    Gürültülü ve parlak ışıklı
    hastane köşelerinin aksine
  • 2:42 - 2:45
    buradaki odalar sakin ve rahat
  • 2:45 - 2:48
    ve aileler için yaşam alanları var.
  • 2:48 - 2:50
    Dinlenme bahçeleri var
  • 2:50 - 2:52
    ve fiziksel engelleri olan çocuklar için
  • 2:52 - 2:56
    özel yapıların olduğu, şahane bir
    açık hava oyun alanımız var.
  • 2:57 - 2:59
    Bu tatlı bebek Lars
  • 2:59 - 3:03
    bize bir hastanenin yoğun
    bakım servisinden geldi.
  • 3:04 - 3:08
    İnsanın içine işleyen ve hiç birimizin
  • 3:08 - 3:10
    duymak istemeyeceği şu haberi düşünün:
  • 3:10 - 3:14
    Ana babasına Lars'ın bir beyin
    anomalisi ile doğduğu;
  • 3:14 - 3:17
    yürüme, konuşma ve hatta
    yutmayı öğrenemeyeceği
  • 3:17 - 3:19
    ve zihinsel olarak
  • 3:19 - 3:21
    gelişemeyeceği söylendi.
  • 3:21 - 3:24
    Lars'ın yaşama ihtimalinin
    çok az olduğunu gören ailesi
  • 3:24 - 3:28
    onunla birlikte geçirecekleri
    zamanları
  • 3:28 - 3:29
    güzel geçirmeye karar verdi.
  • 3:30 - 3:32
    Bizim aile dairelerimizden
    birine taşındılar
  • 3:32 - 3:35
    ve birlikte geçirdikleri her
    günün kıymetini bildiler
  • 3:35 - 3:36
    ve bu günler çok çok azdı.
  • 3:37 - 3:40
    Lars'ın yaşamı, şüphesiz
    çok kısa olacaktı,
  • 3:40 - 3:41
    haftalarla sınırlıydı,
  • 3:42 - 3:44
    fakat sakin ve rahat olacaktı.
  • 3:44 - 3:47
    Ailesiyle yürüyüşlere çıktı.
  • 3:47 - 3:50
    Havuzda su terapistimiz
    ile geçirdiği zaman
  • 3:50 - 3:52
    kasılma nöbetlerini hafifletti
  • 3:52 - 3:54
    ve daha rahat uyumasını sağladı.
  • 3:54 - 3:56
    Ailesi huzurlu bir zaman geçiriyordu
  • 3:56 - 3:59
    ve hem onun doğduğuna seviniyor
  • 3:59 - 4:01
    hem de öleceği için yastaydılar.
  • 4:01 - 4:04
    Lars bize geleli tam beş yıl oldu
  • 4:04 - 4:06
    ve bu zaman zarfında
  • 4:06 - 4:09
    çiftin bir kızı ve bir oğlu
  • 4:09 - 4:11
    daha oldu.
  • 4:11 - 4:14
    Bu aile, özellikli çocuk bakım evlerinin
  • 4:14 - 4:18
    yaratabileceği olumlu sonuçların
    bir kanıtı.
  • 4:20 - 4:22
    Bebeklerinin fiziksel rahatsızlıkları
    iyi ele alındı
  • 4:22 - 4:27
    ve onlara güzel bir yerde birlikte
    zaman geçirme imkanı verildi.
  • 4:28 - 4:30
    Size şimdi de odadaki
  • 4:30 - 4:32
    bir deveden değil,
  • 4:32 - 4:34
    filden bahsedeceğim.
  • 4:35 - 4:39
    Ölüm hakkında konuşmayı
    çoğumuz istemez,
  • 4:39 - 4:42
    hatta çocukların ölümünü ise
    neredeyse hiç kimse.
  • 4:46 - 4:48
    Çocuğunu kaybetmek
  • 4:48 - 4:51
    özellikle çocuk sahibi olanlarımız için
  • 4:51 - 4:52
    dehşet verici bir şey.
  • 4:53 - 4:55
    Hatta dehşetin ötesinde,
  • 4:55 - 4:56
    felç edici,
  • 4:57 - 4:59
    takatten kesen bir şey,
  • 4:59 - 5:00
    bu nasıl olur.
  • 5:01 - 5:04
    Ama şunu öğrendim:
  • 5:04 - 5:06
    Biz yetişkinler böyle bir ölümün
  • 5:06 - 5:08
    adaletini anlamıyoruz diye
  • 5:08 - 5:11
    çocukların ölmesi durmuyor.
  • 5:11 - 5:12
    Ve dahası,
  • 5:14 - 5:15
    eğer ölme ihtimali ile
  • 5:15 - 5:17
    yüzleşebilecek cesareti gösterirsek,
  • 5:17 - 5:19
    en masum olanlar için bile,
  • 5:20 - 5:23
    benzersiz bir bilgelik sahibi oluruz.
  • 5:24 - 5:26
    Örneğin Crystal'e bakalım.
  • 5:27 - 5:30
    Kapımızı ilk açtığımız günlerde
    bize bakım için gelen
  • 5:30 - 5:32
    ilk çocuklardan biriydi.
  • 5:32 - 5:34
    Geldiğinde dokuz yaşındaydı
  • 5:34 - 5:38
    ve nöroloğu iki hafta daha
    yaşayabileceğini umuyordu.
  • 5:38 - 5:41
    Ameliyatı mümkün olmayan
    bir beyin tümörü vardı
  • 5:41 - 5:44
    ve bize gelmeden önceki hafta
  • 5:44 - 5:46
    durumu hızla kötüleşmeye başlamıştı.
  • 5:46 - 5:48
    Odasına yerleştikten sonra
  • 5:48 - 5:52
    baştan aşağı pembeler ve eflatunlar giydi.
  • 5:52 - 5:56
    Çok sevdiği Hello Kitty aksesuarları vardı
  • 5:56 - 5:59
    ve bir kaç gün içinde
  • 5:59 - 6:02
    bütün personelin kalbini kazandı.
  • 6:03 - 6:06
    Durumu yavaş yavaş stabilize oldu
  • 6:06 - 6:08
    ve bizi şaşkına çevirerek
  • 6:08 - 6:10
    iyiye gitmeye başladı.
  • 6:11 - 6:13
    Crystal'ın düzelmesine
  • 6:13 - 6:16
    katkı yapan çeşitli faktörler vardı
  • 6:16 - 6:20
    ve biz buna daha sonra
    "George Mark artışı" dedik,
  • 6:21 - 6:23
    hoş fakat çok olağandışı bir olgu değil,
  • 6:23 - 6:27
    çocukların hastane dışındayken
    hastalığın öngörülen süresinden
  • 6:27 - 6:29
    daha uzun yaşamaları olgusu.
  • 6:30 - 6:34
    Etrafındaki atmosferin sakinliği,
  • 6:35 - 6:39
    genelde isteğine göre hazırlanan
    lezzetli yemekler,
  • 6:39 - 6:41
    evcil hayvanların bulunması,
  • 6:42 - 6:46
    terapi köpeği ve tavşan Crystal
    ile çok zaman geçirdi.
  • 6:47 - 6:50
    Bize geldikten bir hafta
    kadar sonra
  • 6:50 - 6:52
    büyük annesini aradı
  • 6:52 - 6:53
    ve şöyle söyledi:
  • 6:53 - 6:57
    "Üf, şahane büyük bir evde kalıyorum,
  • 6:57 - 7:00
    gelirsen sana da oda var burada,
  • 7:00 - 7:02
    bir de, bil bakalım?
  • 7:02 - 7:04
    Bozuk para getirmene gerek yok
  • 7:04 - 7:06
    makina ve kurutucu bedava.
  • 7:06 - 7:08
    (Gülüşmeler)
  • 7:08 - 7:11
    Cyristal'ın büyük annesi çıkıp geldi
  • 7:11 - 7:16
    ve Crystal'ın kalan ömrünün
    son dört ayını birlikte
  • 7:16 - 7:18
    çok özel günler yaşayarak geçirdiler.
  • 7:18 - 7:22
    Bazı günler özeldi çünkü Crystal
    tekerlekli sandalyesinde olmaz
  • 7:22 - 7:24
    ve havuzun yanında otururdu.
  • 7:24 - 7:28
    Bir önceki yılın çoğunu hastane
    yatağında geçirmiş bir kız için
  • 7:28 - 7:31
    dışarıda olmak, sinek kuşlarını saymak
  • 7:31 - 7:34
    büyük annesiyle birlikte olmak
    ve bol bol gülmek
  • 7:34 - 7:35
    çok iyi zaman geçirmekti.
  • 7:36 - 7:38
    Diğer günleri de özeldi,
    çocuk yaşam uzmanımız
  • 7:38 - 7:41
    onun için aktiviteler hazırlıyordu.
  • 7:42 - 7:46
    Crystal evdeki herkese
    boncuk kolyeler ve takılar yaptı.
  • 7:46 - 7:49
    Cadılar Bayramı süslemeleri
    için bir balkabağı boyadı.
  • 7:50 - 7:55
    Onuncu doğum günü planlamaları
    için çok heyecanlı günler geçirdi.
  • 7:55 - 7:58
    Aslında hiç birimiz
    o günü göreceğini ummuyorduk.
  • 7:59 - 8:02
    O anın şerefine hepimiz pembe
    tüylü fular taktık.
  • 8:02 - 8:05
    ve Crystal gördüğünüz gibi;
  • 8:05 - 8:06
    günün prensesi
  • 8:06 - 8:08
    parıltılı bir taç takmıştı.
  • 8:08 - 8:10
    Sıcak bir sabah işe geldim,
  • 8:10 - 8:16
    Crystal ve suç ortağı Charlie
    beni dışarıda selamladı.
  • 8:16 - 8:19
    Biraz yardım alıp, ön kapının
    dışına bir limonata
  • 8:19 - 8:21
    tezgahı kurmuşlar,
  • 8:21 - 8:23
    çok stratejik bir konum.
  • 8:25 - 8:29
    Seçtiğim kurabiyenin
    fiyatını sordum
  • 8:29 - 8:31
    ve "Üç dolar." dedi.
  • 8:31 - 8:35
    (Gülüşmeler)
  • 8:35 - 8:38
    Bir kurabiyeye için biraz
    fazla değil mi dedim.
  • 8:38 - 8:40
    (Gülüşmeler)
  • 8:40 - 8:42
    Küçüktü.
  • 8:43 - 8:46
    "Biliyorum," dedi gülerek,
  • 8:46 - 8:48
    "ama ben buna değerim." dedi.
  • 8:49 - 8:51
    Bu sözlerde bir bilgelik vardı,
  • 8:51 - 8:56
    bu küçük kızın kısa yaşamı
    benim yaşamımı sonsuza kadar etkiledi.
  • 8:57 - 8:59
    Crystal buna değerdi
  • 8:59 - 9:04
    ve yaşamı amansız bir hastalıkla
    kısalan bütün çocuklar
  • 9:04 - 9:06
    buna değmez mi?
  • 9:06 - 9:08
    Bugün hep birlikte
  • 9:08 - 9:12
    bizim sağlık sistemimizde
    çocuk dinlenme ve bakım
  • 9:12 - 9:17
    evlerinin yokluğunun önemli bir
    eksiklik olduğunu kabul ederek,
  • 9:17 - 9:22
    Crystal'ın aldığı
    aynı özel bakımı sunabiliriz.
  • 9:23 - 9:25
    Ayrıca ilginç bir bilgi;
  • 9:25 - 9:27
    biz bu hizmeti, hastanelerin
  • 9:27 - 9:31
    yoğun bakım servislerinden
    üçte bir oranda az maliyetle sağlıyoruz
  • 9:31 - 9:34
    ve ailelere fatura etmiyoruz.
  • 9:35 - 9:38
    Yaptığımız işin önemine inanan
  • 9:38 - 9:41
    destekçilerimize
    sonsuza kadar minnettarız.
  • 9:42 - 9:45
    Gerçek şu; bu özel anlayışı edinen
  • 9:45 - 9:49
    meslektaşlarım, ben, anne-babalar
  • 9:49 - 9:52
    ve diğer aile üyeleri
  • 9:52 - 9:54
    benzersiz bir konumdayız.
  • 9:55 - 10:00
    Amerikada kendine yeten sadece
    iki pediatri dinlenme evi var,
  • 10:00 - 10:03
    ancak bizim modelimize dayanan
    18 başka evin
  • 10:03 - 10:07
    yapım aşamasında olduğunu
    bildirmekten mutluyum.
  • 10:07 - 10:10
    (Alkışlar)
  • 10:11 - 10:16
    Amerikada ölen çocukların çoğu hala
  • 10:16 - 10:18
    hastane odalarında ölüyor.
  • 10:19 - 10:21
    Bipleyen makinalarla ve
  • 10:21 - 10:23
    sanayi tipi ışıkların altında
  • 10:23 - 10:25
    yabancıların ortasında ve
  • 10:25 - 10:29
    bu zor şartlar altında veda etmekten
    başka seçeneği olmayan kaygılı ve bitkin
  • 10:29 - 10:31
    büyükleriyle çevriliyken.
  • 10:32 - 10:34
    Karşılaştırma olsun diye
  • 10:34 - 10:35
    İngiltere'ye bakalım.
  • 10:35 - 10:39
    Amerikanın yaklaşık beşte bir
    nüfusuna sahip ve California
  • 10:39 - 10:43
    eyaletinin yaklaşık yarısı
    büyüklüğündeki bu ülkede
  • 10:43 - 10:48
    54 bakım evi ve dinlenme merkezi var.
  • 10:50 - 10:52
    Peki neden?
  • 10:52 - 10:56
    Bu soruyu kendime defalarca sordum.
  • 10:57 - 11:02
    Düşünebildiğim en iyi neden;
    Biz Amerikalıların "hallederiz" tavrıdır.
  • 11:02 - 11:07
    Bu tavır sağlık kurumlarının tedavisi
    olmayan bir çocuk hastalığını bile
  • 11:07 - 11:12
    düzeltebileceğine dair
    bir beklenti içeriyor.
  • 11:12 - 11:16
    Çocukları hayatta tutmak
    için olağanüstü önlemler alıyoruz
  • 11:16 - 11:19
    fakat aslında bazen
    onlara gösterebileceğimiz
  • 11:19 - 11:22
    en büyük merhamet, huzurlu ve ağrısız
  • 11:22 - 11:24
    bir ölüm olabilir.
  • 11:24 - 11:27
    Tedaviden bakıma olan dönüşüm
  • 11:27 - 11:30
    pek çok hastane doktoruna
    zor gelen bir durumdur.
  • 11:30 - 11:34
    Onların eğitimleri
    hayat kurtarmakla ilgilidir,
  • 11:34 - 11:38
    bir hastayı son günlerine
    kibarca ulaştırmakla ilgili değildir.
  • 11:39 - 11:42
    Hayatının son günlerinde
    baktığımız tatlı bir bebeğin babası
  • 11:42 - 11:45
    bu karşıtlığı kavramıştı.
  • 11:45 - 11:46
    Şöyle düşünüyordu:
  • 11:46 - 11:50
    "Bir bebek dünyaya geldiğinde
    yardım eden pek çok kişi var
  • 11:50 - 11:54
    ama bir bebek dünyadan giderken
    size çok az kişi yardımcı oluyor."
  • 11:55 - 11:58
    Öyleyse, George Mark'ın büyüsü ne?
  • 11:59 - 12:03
    Hastalarımız bize karmaşık
    tıbbi tanılarla geliyor,
  • 12:03 - 12:06
    yani yaşamları genellikle
    kısıtlanmış oluyor.
  • 12:06 - 12:09
    Bazıları uzun süre
    hastane yatağına mahkum,
  • 12:09 - 12:11
    bazıları tekerlekli sandalyeye.
  • 12:11 - 12:16
    Bazıları da yoğun kemoterapi
    veya rehabilitasyon alıyor.
  • 12:17 - 12:21
    Bu kısıtlamaları göz ardı eden
    bir uygulama yapıyoruz.
  • 12:21 - 12:23
    Bizim varsayılan cevabımız "evet"
  • 12:23 - 12:26
    ve varsayılan sorumuz "Neden olmasın?"
  • 12:26 - 12:28
    Bu nedenle bir sonraki beyzbol
  • 12:28 - 12:31
    sezonunu göremeyecek olan
    küçük bir çocuğu
  • 12:31 - 12:34
    Dünya Serisinin 5. maçına götürdük.
  • 12:35 - 12:38
    Bu nedenle personel ve aileler
    tarafından düzenlenen
  • 12:38 - 12:40
    bir yetenek yarışmamız var.
  • 12:40 - 12:45
    Kollarında atrofi olan genç bir
    çocuğun ayaklarıyla piyano
  • 12:45 - 12:47
    çalmasından kim etlilenmez?
  • 12:48 - 12:51
    Bu nedenle her yıl mezuniyet balomuz var.
  • 12:52 - 12:53
    Bu çok sihirli.
  • 12:54 - 12:56
    Bu mezuniyet balosunu
  • 12:56 - 12:57
    bir babanın, oğlunun smokinine
  • 12:57 - 13:02
    asla bir çiçek takamayacağını
    düşünüp, üzülmesiyle başlattık.
  • 13:03 - 13:06
    Balodan önceki haftalarda
  • 13:06 - 13:07
    evde bir telaş olur
  • 13:07 - 13:10
    ama personel mi, çocuklar mı
    daha çok heyecanlanır bilmem.
  • 13:10 - 13:11
    (Gülüşmeler)
  • 13:11 - 13:12
    Etkinliğin olduğu gecede,
  • 13:13 - 13:17
    klasik arabalarla gezme,
  • 13:17 - 13:19
    kırmızı halıdan yürüyerek
  • 13:19 - 13:21
    büyük salona giriş ve
  • 13:22 - 13:24
    dehşet bir DJ de var.
  • 13:24 - 13:26
    Fotoğrafçımız, gelenlerin
  • 13:26 - 13:28
    ve ailelerin resimlerini
  • 13:29 - 13:30
    çekmeye hazır.
  • 13:31 - 13:33
    Bu yılki gecenin sonunda
  • 13:33 - 13:37
    bizim genç ve neşeli
    kızlarımızdan biri
  • 13:38 - 13:41
    Caitlin, annesine şunu söyledi:
  • 13:42 - 13:44
    "Bu hayatımın en iyi gecesiydi."
  • 13:44 - 13:47
    Amacımız da tam bu.
  • 13:47 - 13:51
    En iyi günleri ve geceleri yakalamak,
  • 13:51 - 13:53
    kısıtlamaları yok etmek,
  • 13:53 - 13:56
    varsayılan cevabı "evet" yapmak
  • 13:56 - 13:59
    ve varsayılan soruyu "Neden olmasın?"
  • 14:00 - 14:02
    İster, sadece sekiz yıl yaşayın,
  • 14:02 - 14:06
    isterse 85, hayat yine de çok kısa.
  • 14:06 - 14:07
    İnanın bana.
  • 14:07 - 14:09
    Daha iyisi Sam'e inanın.
  • 14:11 - 14:15
    Sanki ölüm yokmuş gibi davranarak
  • 14:15 - 14:17
    insanları, özellikle de
  • 14:17 - 14:19
    sevdiğimiz küçük insanları
  • 14:19 - 14:20
    güvende tutamayız
  • 14:21 - 14:23
    Sonuçta,
  • 14:23 - 14:25
    yaşayacağımız süre
    bizim elimizde değil.
  • 14:25 - 14:28
    Kontrol edebileceğimiz şeyler,
  • 14:28 - 14:30
    geçireceğimiz günler,
  • 14:30 - 14:32
    yaratacağımız ortamlar
  • 14:33 - 14:37
    ve oluşturacağımız anlam
    ve sevinçlerdir.
  • 14:37 - 14:40
    Akıbeti değiştiremeyiz
  • 14:40 - 14:43
    ama yolculuğu değiştirebiliriz.
  • 14:44 - 14:46
    Zamanı gelmedi mi;
  • 14:46 - 14:49
    çocuklarımızın, bizim yılmaz cesaretimiz
  • 14:49 - 14:54
    ve en büyük hayallerimizden daha azına
  • 14:54 - 14:56
    layık olmadıklarını kabul etmenin?
  • 14:57 - 14:59
    Teşekkür ederim.
Title:
Ölümcül hasta çocukların evinden öyküler
Speaker:
Kathy Hull
Description:

Kathy Hull yaşamları kısa süren küçük çocuklar için Amerikada kendine yeten ilk pediatrik palyatif bakım merkezi olan George Mark Çocuk Evini kurdu.Merkezin misyonu ölümcül hasta çocuklara ve ailelerine huzurlu bir vedalaşma ortamı sağlamaktır. Hull bizimle bilgelik, sevinç, hayal gücü ve birini kaybetmenin üzüntüsü ile dolu öykülerini paylaşıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:18

Turkish subtitles

Revisions