Boston'da genç şiddeti nasıl yüzde 79 azalttık
-
0:01 - 0:05Hayat derslerimden en önemlilerini
-
0:05 - 0:08uyuşturucu tacirlerinden
-
0:08 - 0:10ve çete üyelerinden
-
0:10 - 0:13ve fahişelerden öğrendim
-
0:13 - 0:18ve en etkili teolojik
sohbetlerimden bazılarını -
0:18 - 0:22kutsal papaz okulu koridorlarında değil
-
0:22 - 0:24sokak köşelerinde
-
0:24 - 0:27Cuma gecesi, saat 1'de yaptım.
-
0:28 - 0:34Okulda yetişmiş ve 20 yıldan fazla
bir süredir kilisede vaizlik yapan -
0:34 - 0:38bir papaz olduğum için
bu biraz sıradışı -
0:38 - 0:39ama bu doğru.
-
0:41 - 0:43Büyük bir şehirde sekiz yıllık süreçte
-
0:43 - 0:47şiddet suçlarında yüzde 79 azalma sağlayan
-
0:47 - 0:51bir halk güvenliği
suçu azaltma stratejisinin -
0:51 - 0:55bir parçası olmamla başladı.
-
0:55 - 0:58Fakat ben bu işe birilerinin
suçu azaltma stratejisinin -
0:58 - 1:01bir parçası olmayı isteyerek girmedim.
-
1:01 - 1:0425 yaşındaydım, ilk kilisemdi.
-
1:04 - 1:07Tutkumun ne olduğunu soracak olsaydınız,
-
1:07 - 1:11size büyük kilise vaizi
olmak istediğimi söylerdim. -
1:11 - 1:1515-20.000 üyesi olan bir kilise istedim.
-
1:15 - 1:18Kendi televizyonumda vaizlik istedim.
-
1:18 - 1:20Kendi giyisi markamı istedim.
-
1:20 - 1:22(Gülüşmeler)
-
1:22 - 1:24Sizin uzun mesafe kuryeniz olmak istedim.
-
1:24 - 1:26Ne var ne yok hepsi.
-
1:26 - 1:28(Gülüşmeler)
-
1:28 - 1:31Yaklaşık bir yıllık vaizlikten sonra,
-
1:31 - 1:35üyelerim 20 kadar oldu.
-
1:35 - 1:39Yani büyük kilise hayali daha çok uzaktaydı.
-
1:39 - 1:42Ama gerçekten, bana sorsaydınız
"Tutkun nedir?" diye, -
1:42 - 1:44iyi bir vaiz olmak istediğimi söylerdim.
-
1:44 - 1:48Her türlü insanla birlikte olabilmeyi,
-
1:48 - 1:52insanların hayatlarına etki edecek
mesajlar vaaz etmeyi -
1:52 - 1:55ve Afro-Amerikan geleneğindeki gibi
-
1:55 - 1:59hizmet ettiğim topluluğu
temsil etmeyi isterdim. -
1:59 - 2:04Fakat şehrimde başka bir şeyler oluyordu
-
2:04 - 2:06ve tüm metropol çevresinde
-
2:06 - 2:10ve Birleşik Devletlerin
çoğu metropol alanında -
2:10 - 2:16cinayet oranı hızla yükselmeye başladı.
-
2:16 - 2:18Ve gençler birbirlerini öldürüyorlardı.
-
2:18 - 2:21Lise koridorunda birine çarpmak gibi
-
2:21 - 2:24bana göre önemsiz nedenlerle
-
2:26 - 2:29okul sonrası birini vuruyorlardı.
-
2:29 - 2:32Yanlış renkte bir tişört giyen,
-
2:32 - 2:37yanlış zamanda yanlış sokaktan geçen biri.
-
2:37 - 2:40Ve bununla ilgili bir şey
yapılması gerekiyordu. -
2:41 - 2:45İş şehrin karakterinin değiştirmeye
başladığı bir noktaya geldi. -
2:45 - 2:47Herhangi bir sosyal konut projesine gidin,
-
2:47 - 2:50mesela, kilisemin aşağı sokağındakine
-
2:50 - 2:53ve içeri girdiğinizde bir hayalet kasabası gibidir
-
2:53 - 2:57çünkü aileler çocuklarının dışarı çıkıp
oynamasına izin vermez. -
2:57 - 3:00Yazın bile, sebebi ise şiddet.
-
3:00 - 3:03Herhangi bir gece alışmamış bir kulağa
-
3:03 - 3:06havai fişek gibi gelen sesler
-
3:06 - 3:07aslında tabanca sesidir.
-
3:07 - 3:11Neredeyse her gece duyarsınız;
yemek pişirirken, -
3:11 - 3:15çocuğunuza uyku masalı anlatırken
veya televizyon izlerken. -
3:16 - 3:21Ve herhangi bir hastanenin
aciline gidebilirseniz -
3:21 - 3:24sedye üzerinde yatan
genç siyahi ve Latin adamların -
3:24 - 3:28vurulmuş ve ölmek üzere
olduklarını görürsünüz. -
3:29 - 3:31Cenazelere gidiyordum,
-
3:31 - 3:35fakat hakkında çok şey
söylenebilecek, uzun yıllar yaşamış -
3:35 - 3:38saygı değer bayanlar ve adamlar değildi.
-
3:38 - 3:4118 yaşındakilerin cenazelerine gidiyordum,
-
3:41 - 3:4317 yaşında
-
3:43 - 3:45ve 16 yaşında
-
3:45 - 3:49ve kilisede veya cenaze evinde dikilmiş
-
3:49 - 3:51anlamlı bir etki oluşturabilecek
-
3:51 - 3:54bir şeyler söylemeye çalışıyordum.
-
3:55 - 4:01Yani meslektaşlarım büyük ve uzun
katedraller inşa ederken -
4:01 - 4:05ve şehrin dışından taşınmazlar alırken
-
4:05 - 4:07ve cemaatlerini dışarı taşırken
-
4:07 - 4:12ve böylece Tanrının şehirlerini
oluştururken, -
4:12 - 4:15iç şehirlerdeki sosyal yapılar
-
4:15 - 4:19tüm bu şiddetin
ağırlığı altında eziliyordu. -
4:19 - 4:22Ben kaldım çünkü birileri
bir şeyler yapmalıydı -
4:22 - 4:26ve elimde olanlara bakarak
harekete geçtim. -
4:26 - 4:30Toplumdaki şiddeti kınayan
vaazlar vermeye başladım. -
4:30 - 4:33Ve kilisemin programını düzenledim.
-
4:33 - 4:37Tehlikede olan gençliği çekecek
programlar yapmaya başladım. -
4:37 - 4:40Bu gençler şiddetin eşiğindeydiler.
-
4:40 - 4:42Vaazlarımda yenilikçi olmayı da denedim.
-
4:42 - 4:44Hepiniz rap müziği duydunuz, değil mi?
-
4:44 - 4:46Rap müziği?
-
4:46 - 4:48Bir kere rap vaazı bile denedim.
-
4:48 - 4:52İşe yaramadı, ama en azından denedim.
-
4:52 - 4:56O vaazdan sonra yanıma gelen
genç adamı hiç unutmuyorum. -
4:56 - 4:58Herkes gidene kadar bekledi
-
4:58 - 5:02ve bana: "Rahip, rap vaaz, he?" dedi.
Ben de: "Evet, nasıldı?" dedim. -
5:02 - 5:05O da bana: "Bir daha yapma, rahip." dedi.
-
5:05 - 5:07(Gülüşmeler)
-
5:08 - 5:10Fakat vaazlara ve
bu programlara devam ettim -
5:10 - 5:13ve belki eğer meslektaşlarım
aynısını yapsaydı -
5:13 - 5:15bir fark yaratabilirdik diye düşündüm.
-
5:15 - 5:19Fakat şiddet kontrolden çıkmıştı
-
5:19 - 5:23ve şiddete bulaşmayan insanlar
vurulup öldürülüyordu. -
5:23 - 5:30Birisi bakkaldan bir paket sigara alacaktır
-
5:30 - 5:34veya birisi durakta otobüs bekliyordur
-
5:34 - 5:36veya çocuklar parkta oynuyordur
-
5:36 - 5:39ve parkın diğer tarafındaki
şiddetten bihaberdir -
5:39 - 5:42fakat onları gelip ziyaret eder.
-
5:42 - 5:44İşler kontrolden çıktı
-
5:44 - 5:47ve ne yapacağımı bilemedim
-
5:47 - 5:51ve sonra benim için
her şeyi değiştiren bir şey oldu. -
5:52 - 5:55Jesse McKie adında bir çocuktu.
-
5:55 - 5:58Arkadaşı Rigoberto Carrion ile
kilisemin aşağısındaki -
5:58 - 6:01sosyal konuttaki evine yürüyordu.
-
6:01 - 6:06Dorchester'daki bir çeteden olan
bir grup gençle karşılaştılar -
6:06 - 6:08ve öldürüldüler.
-
6:08 - 6:11Fakat Jesse ölümcül yarasıyla
olay yerinden kaçarken -
6:11 - 6:13kiliseme doğru koşuyordu
-
6:13 - 6:16ve 100 metre kadar sonra öldü.
-
6:17 - 6:20Eğer kiliseye varsaydı,
değişen bir şey olmayacaktı, -
6:20 - 6:23çünkü elektrikler yoktu;
evde kimse yoktu. -
6:23 - 6:26Ve bunu bir işaret olarak algıladım.
-
6:26 - 6:29Bu işi yapan gençlerden
birkaçını yakaladılar ve -
6:29 - 6:33meğerse benim yaşlarımdalarmış
-
6:33 - 6:37fakat aramızdaki uçurum çok büyüktü.
-
6:37 - 6:41Sanki tamamen farklı
iki dünyadan gibiydik. -
6:41 - 6:44Tüm bunları etraflıca düşündüm
-
6:44 - 6:46ve neler olduğuna baktım,
-
6:46 - 6:51birden içimde ortaya çıkan
bir paradoks olduğunu fark ettim -
6:52 - 6:55ve paradoks da şuydu:
tüm bu vaazlarda, -
6:55 - 6:57şiddeti kınayan vaazlarımda,
-
6:57 - 7:01toplumu inşa etmekten de bahsediyordum
-
7:01 - 7:03fakat birden fark ettim ki
-
7:03 - 7:06belli bir kesim vardı
-
7:06 - 7:10ve ben onları toplum
tanımım içine dahil etmiyordum. -
7:11 - 7:12Yani paradoks şuydu:
-
7:12 - 7:16Eğer vaaz ettiğim toplumu
gerçekten isteseydim -
7:16 - 7:18tanımımdan çıkardığım bu gruba da
-
7:18 - 7:22ulaşmalı ve sahiplenmeliydim.
-
7:23 - 7:26Yani şiddetin eşiğinde olanları
-
7:26 - 7:29yakalamak için programlar yapmak değil,
-
7:29 - 7:34şiddet eylemlerini yapanlara
ulaşmak ve onları kucaklamak; -
7:34 - 7:37çete üyelerini, uyuşturucu tacirlerini.
-
7:37 - 7:41Bunu fark eder etmez,
hemen aklıma bir soru geldi. -
7:41 - 7:43Neden ben?
-
7:43 - 7:45Yani, bu emniyet teşkilatının işi değil mi?
-
7:45 - 7:47Polis bu yüzden var, değil mi?
-
7:48 - 7:53"Neden ben?" sorusu gelir gelmez
cevabı da bir o kadar hızlı geldi: -
7:53 - 7:58Neden ben? Çünkü gece bunu
düşünmekten uyuyamayan benim. -
7:59 - 8:03Çünkü bununla ilgili birilerinin bir şeyler
yapması gerektiğini söyleyen benim -
8:03 - 8:06ve o birisinin ben olduğumu
fark etmeye başlıyorum. -
8:06 - 8:09Zaten hareketler de böyle başlamıyor mu?
-
8:09 - 8:13Bu şeyler büyük kongrelerle
ve bir araya gelen insanların -
8:13 - 8:16kortej eşliğinde yürüyüp
bildirge okumalarıyla başlamıyor. -
8:17 - 8:22Birkaç belki de sadece bir kişiyle başlıyor.
-
8:22 - 8:24Bu da benimle başladı.
-
8:24 - 8:28Böylece gençlerin işlediği şiddetin kültürünü
-
8:28 - 8:31çözmeye karar verdim
-
8:31 - 8:33ve lisede gönüllü oldum.
-
8:33 - 8:36Lisede gönüllülüğümün
yaklaşık iki hafta sonrasında -
8:36 - 8:39ulaşmaya çalıştığım gençliğin
-
8:39 - 8:41liseye gitmediğini fark ettim.
-
8:41 - 8:44Toplumun içinde yürümeye başladım
-
8:44 - 8:48ve gün boyunca dışarı çıkmadıklarını
fark etmek için bilim adamı olmaya -
8:48 - 8:50gerek yoktu.
-
8:50 - 8:54Böylece gece geç vakitlerde
sokaklarda yürümeye başladım, -
8:54 - 8:57bulundukları parklara gittim,
-
8:57 - 9:00gerekli olan ilişkiyi kurmak için.
-
9:00 - 9:05Boston'da bir trajedi meydana geldi,
bir grup rahip bir araya geldi -
9:05 - 9:08ve küçük bir grubumuz
-
9:08 - 9:12ibadethanelerimizden
dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti. -
9:12 - 9:15Ve onları içeri getirmenin
yollarını aramak yerine -
9:15 - 9:18onların bulunduğu yere gitmek gerekiyordu.
-
9:18 - 9:20Ve böylece beraber yürüme kararı aldık
-
9:20 - 9:22ve şehrin
-
9:22 - 9:25en tehlikeli mahallelerinden birinde
-
9:25 - 9:28Cuma ve Cumartesi geceleri saat 10'da
-
9:28 - 9:30bir araya gelir
-
9:30 - 9:32ve sabah 2 veya 3'e kadar yürürdük.
-
9:32 - 9:36Düşünüyorum da ilk yürümeye
başladığımızda oldukça anormaldik. -
9:36 - 9:38Yani, biz uyuşturucu taciri değildik.
-
9:38 - 9:40Uyuşturucu müşterisi değildik.
-
9:40 - 9:43Polis değildik. Kimisinin
yakalığı üzerindeydi. -
9:43 - 9:45Muhtemelen gerçekten garip bir şeydi.
-
9:45 - 9:48Fakat bir süre sonra bizimle
konuşmaya başladılar -
9:48 - 9:50ve gördük ki
-
9:50 - 9:54biz yürürken bizi izliyorlardı
-
9:54 - 9:56birkaç şeyden emin olmak istiyorlardı:
-
9:56 - 10:02birincisi, davranışlarımızda tutarlı olacaktık,
-
10:02 - 10:03yani oraya gitmeye devam edecektik
-
10:03 - 10:06ve ikincisi, oraya onları
-
10:06 - 10:08istismar etmek için gitmediğimizden
emin olmak istiyorlardı. -
10:08 - 10:10Çünkü sürekli birileri gelip
-
10:10 - 10:12"Sokakları geri kazanacağız" diyorlardı
-
10:12 - 10:15fakat beraberlerinde daima bir kamera
-
10:15 - 10:17veya bir muhabir vardı
-
10:17 - 10:20ve kendi itibarlarını artırıyorlardı
-
10:20 - 10:22sokaktakilere zarar vermek pahasına.
-
10:22 - 10:25Ve bizim bunlardan hiçbiri
olmadığımızı görünce -
10:25 - 10:27bizimle konuşmaya karar verdiler.
-
10:27 - 10:31Daha sonra vaizler için
şaşırtıcı bir şey yaptık. -
10:31 - 10:35Vaaz etmeye değil de
dinlemeye karar verdik. -
10:35 - 10:37Hadi, alkış istiyorum.
-
10:37 - 10:41(Gülüşmeler) (Alkışlar)
-
10:41 - 10:45Pekala, tamam, zamanım azalıyor.
(Gülüşmeler) -
10:45 - 10:47Ama bu hayret vericiydi.
-
10:47 - 10:53Onlara dedik ki: "Akşam saat 9'dan sonra,
akşam 9 ve sabah 5 arasında -
10:53 - 10:56toplumumuz ne yapıyor bilmiyoruz
-
10:56 - 10:57ama siz biliyorsunuz.
-
10:57 - 11:03Bu zaman diliminde, eğer isterseniz,
konunun uzmanı sizlersiniz. -
11:03 - 11:05Bizimle konuşun. Bize öğretin.
-
11:05 - 11:07Görmediğimiz şeyleri görmemizde
bize yardımcı olun. -
11:07 - 11:11Anlamadığımız şeyleri anlamada
bize yardımcı olun." -
11:11 - 11:14Ve hepsi bunu memnuniyetle yaptılar
-
11:14 - 11:18ve sokaklardaki hayatla ilgili
bir fikrimiz oluştu, -
11:18 - 11:2211 haberlerinde gördüğünüzden
çok daha farklı, -
11:22 - 11:28popüler ve hatta sosyal medyada
gösterildiğinden çok daha farklı idi. -
11:28 - 11:31Ve onlarla konuşurken,
-
11:31 - 11:35bizimle onlar hakkındaki
birkaç efsane de çürüdü. -
11:35 - 11:42En büyük efsanelerden biri
bu çocukların soğuk ve kalpsiz -
11:42 - 11:45ve şiddetlerinde görülmedik
şekilde cesur olduklarıydı. -
11:45 - 11:49Gördüğümüz şey ise tam tersiydi.
-
11:49 - 11:51Sokaklarda olan genç insanların çoğu
-
11:51 - 11:55sokaklarda hayatta kalmaya çalışıyor.
-
11:55 - 11:56Ve ayrıca gördük ki
-
11:56 - 12:00karşılaştığımız en akıllı ve yaratıcı
-
12:00 - 12:07ve fevkalade ve mahir
-
12:07 - 12:09insanların bazıları
-
12:09 - 12:14sokaklardaydı,
bir mücadelenin içindeydi. -
12:14 - 12:18Onlardan bazıları buna hayatta kalma diyor
fakat ben onlara mücadeleci diyorum -
12:18 - 12:21çünkü onların bulunduğu durumda olunca,
-
12:21 - 12:27yaşadığınız her gün bir mücadele başarısıdır.
-
12:28 - 12:30Ve sonuç olarak, onlara şöyle dedik:
-
12:30 - 12:33"Bu duruma yardım eden
bu kiliseyi nasıl görüyorsunuz, -
12:33 - 12:36bu kurumu nasıl görüyorsunuz?"
-
12:36 - 12:40Bu gençlerle yaptığımız konuşmalardan
hareketle bir plan geliştirdik. -
12:41 - 12:45Onlara çözülmesi gereken bir problem
olarak bakmayı bıraktık -
12:45 - 12:50ve onlara bir ortak, bir servet,
-
12:50 - 12:56toplumdaki şiddeti azaltmak için mücadele
içinde olan emekçiler olarak bakmaya başladık. -
12:56 - 12:58Bir plan geliştirdiğinizi düşünün,
-
12:58 - 13:03masanın bir ucunda bir rahip
ve diğer ucunda da uyuşturucu taciri, -
13:03 - 13:08kilisenin toplumun tamamına
yardım edebileceği bir yol arıyor. -
13:10 - 13:14Boston Mucizesi
insanları bir araya getirmekti. -
13:14 - 13:16Başka ortaklarımız vardı.
-
13:16 - 13:17Emniyet gücü ortağımızdı.
-
13:17 - 13:20Polis memurlar vardı.
-
13:20 - 13:22Tamamı değildi
-
13:22 - 13:27çünkü bazılarında hâlâ
içeri tıkma zihniyeti vardı. -
13:27 - 13:29Fakat başka polisler de vardı.
-
13:29 - 13:34Toplumla ortak olmayı onur addeden,
-
13:34 - 13:37toplumdaki şiddeti azaltma adına
-
13:37 - 13:44inanç ve toplum liderleriyle
ortak çalışabilme sorumluluğunu -
13:44 - 13:46kendilerinde gören polisler.
-
13:46 - 13:49Aynı şekilde gözetim memurları,
-
13:49 - 13:51hakimler,
-
13:51 - 13:55emniyet teşkilatı zincirinde
elini taşın altına koyanlar. -
13:55 - 13:57Çünkü onlar da bizim gibi
-
13:57 - 14:00kendimizi bu olayın dışında
tutamayacağımızı, -
14:00 - 14:06ceza davaları açılarak,
-
14:06 - 14:12hapishaneleri ağzına kadar doldurarak
-
14:12 - 14:15bu problemin çözülemeyeceğini
fark ettiler. -
14:16 - 14:20Bir organizasyonun
başlamasına yardım ettim, -
14:20 - 14:24bu sorunla başa çıkma adına, 20 yıl önce,
inanç tabanlı bir organizasyon. -
14:24 - 14:28Dört yıl kadar önce ayrıldım
-
14:28 - 14:31ve Birleşik Devletler çapında
şehirlerde çalışmaya başladım. -
14:31 - 14:33Toplamda 19
-
14:33 - 14:36ve bu şehirlerde gördüğüm şey,
-
14:36 - 14:40toplum liderlerinin etkisiydi.
-
14:40 - 14:45Başını eğip harıl harıl çalışan,
-
14:45 - 14:47egolarını kapıda bırakan
-
14:47 - 14:51ve bir bütünü, parçalarının
toplamından daha büyük gören -
14:51 - 14:57ve bir araya gelerek sokaklardaki gençlerle
çalışmanın yollarını arayan, -
14:57 - 15:01çözümün daha fazla polis değil
-
15:01 - 15:07toplumda yer alan değerleri
ortaya çıkarmak, -
15:07 - 15:10şiddeti azaltma etrafında işbirliği için
-
15:10 - 15:15sağlam bir toplum bileşenine
sahip olmak olduğunu düşünen liderler. -
15:15 - 15:20Şu an, Birleşik Devletlerde
daha iyi bir toplum olmamız için -
15:20 - 15:26değişmesi gereken
yapısal meselelerle uğraşan -
15:26 - 15:31gurur duyduğum gençlerin
oluşturduğu bir hareket var. -
15:31 - 15:36Fakat siyasi bir hile ile
polis barbarlığını -
15:36 - 15:41ve polis suistimalini siyahın siyaha
şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar. -
15:41 - 15:43Fakat bu bir kurgu.
-
15:43 - 15:45Hepsi bağlantılı.
-
15:45 - 15:49Onlarca yıl süren başarısız
konut politikalarını -
15:49 - 15:53ve zayıf eğitim yapılarını düşünürseniz,
-
15:53 - 15:56toplumdaki sürekli işsizliği
-
15:56 - 15:59ve eksik istihdamı düşünürseniz,
-
15:59 - 16:02zayıf sağlık hizmetini düşünürseniz,
-
16:02 - 16:05ve sonra ortaya uyuşturucuyu
-
16:05 - 16:07ve silahlarla dolu
spor çantalarını atarsanız -
16:07 - 16:13şiddet kültürünün ortaya
çıktığını görmeniz sürpriz olmaz. -
16:13 - 16:17Ve sonra devletten gelen tepki de
daha fazla polis -
16:17 - 16:20ve sıcak noktalara daha fazla baskı olur.
-
16:20 - 16:23Hepsi bağlantılı
-
16:23 - 16:26ve yapabildiğimiz
en harika şeylerden biri de -
16:26 - 16:31şiddeti azaltmak için toplum,
emniyet teşkilatı, -
16:31 - 16:37özel sektör ve şehir olarak
ortak çalışmanın değerini -
16:37 - 16:38göstermek oldu.
-
16:38 - 16:42Toplum bileşenine değer vermelisiniz.
-
16:43 - 16:49İnanıyorum ki şehirlerimizdeki
şiddet çağını sona erdirebiliriz. -
16:49 - 16:54İnanıyorum ki bu mümkün ve
bu insanlar şimdi bunu yapıyor. -
16:55 - 16:57Fakat yardımınıza ihtiyacım var.
-
16:58 - 17:02Sadece toplum için
kendini feda eden insanlar -
17:02 - 17:04yeterli değil.
-
17:04 - 17:07Desteğe ihtiyaçları var.
Yardıma ihtiyaçları var. -
17:07 - 17:09Şehrinize geri dönün.
-
17:09 - 17:10O insanları bulun.
-
17:10 - 17:13"Yardım lazım mı? Sana yardım edeceğim."
-
17:13 - 17:16O insanları bulun. Onlar orada.
-
17:16 - 17:22Onları şehirdeki şiddeti azaltma amacı ile
emniyet teşkilatı, özel sektör -
17:22 - 17:24ve şehir ile bir araya getirin
-
17:24 - 17:28ama toplum bileşeninin
sağlam olduğundan emin olun. -
17:28 - 17:32Çünkü eski bir Burundi atasözü çok doğru:
-
17:32 - 17:39Bana sormadan benim için
yaptığın şeyi, bana karşı yaparsın. -
17:39 - 17:42Tanrı sizi kutsasın. Teşekkür ederim.
-
17:42 - 17:46(Alkışlar)
- Title:
- Boston'da genç şiddeti nasıl yüzde 79 azalttık
- Speaker:
- Rahip Jeffrey Brown
- Description:
-
"Boston Mucizesi" mimarı Rahip Jeffrey Brown, genç bir vaiz iken çevresindeki Boston mahallelerinin gözü önünde çöküşünü izliyordu. Uyuşturucu ve şiddet sokaklardaki çocukları esir almıştı. Tedavi için ilk adım: Çocukları dinlemek, onlara nasihat etmemek ve mahallelerinde şiddetin azalmasında onlara yardım etmek. Bir değişim yapmak için dinlemek adına güçlü bir konuşma.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 18:03
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Meric Aydonat rejected Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Melda Yildiz accepted Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent | ||
Melda Yildiz edited Turkish subtitles for How we cut youth violence in Boston by 79 percent |