Bazı çocukları nasıl üniversiteye hazırlıyoruz — ve diğerlerini de hapse
-
0:01 - 0:05Amerikan çocukların yetişkinliğe
doğru yolculuğunda -
0:05 - 0:09iki kurum önemli rol oynar.
-
0:09 - 0:12İlki hepimizin sıkça duyduğu üniversite.
-
0:12 - 0:15Bazılarınız, üniversiteye
ilk başladığında -
0:15 - 0:17hissettiği o heyecanı hatırlayacaktır.
-
0:17 - 0:20Bazılarınız şu anda üniversitede olabilir,
-
0:20 - 0:23ve siz bu heyecanı
şu anda yaşıyorsunuzdur. -
0:24 - 0:26Üniversitenin bazı kusurları var.
-
0:26 - 0:29Pahalıdır; genç insanları borçlandırır.
-
0:29 - 0:32Ama genel olarak, oldukça iyi bir yol.
-
0:32 - 0:37Gençler, üniversiteden gurur, iyi arkadaşlar
-
0:37 - 0:39ve dünya ile ilgili bir sürü bilgi
ile ayrılırlar. -
0:39 - 0:41Belki de en önemlisi
-
0:41 - 0:46iş piyasasında, üniversiteye gelmeden
öncekinden daha avanatjlı bir konumdadırlar. -
0:46 - 0:48Ben bugün, ABD'de çocukluktan
yetişkinliğe geçiş -
0:48 - 0:54yolculuğunda önemli rol oynayan
ikinci kurumdan bahsetmek istiyorum. -
0:54 - 0:58Bu kurum hapishane.
-
0:59 - 1:03Bu yolculuktaki gençler, öğretmenler
yerine -
1:03 - 1:05gözaltı memurlarıyla tanışıyorlar.
-
1:05 - 1:09Derslere gitmek yerine, mahkemelere
gidiyorlar. -
1:09 - 1:14Yurt dışında okunacak 3. sene yerine,
ıslah evlerine yolculuk yapıyorlar. -
1:14 - 1:17Ve 20'li yaşlarından,
-
1:17 - 1:20işletme ve İngilizce dereceleriyle değil
-
1:20 - 1:22suç kayıtlarıyla çıkıyorlar.
-
1:23 - 1:25Bu kurum ayrıca bize çok para harcatıyor.
-
1:25 - 1:27New Jersey'de bir genci
-
1:27 - 1:31hapishaneye yollamak, yılda yaklaşık
40.000 dolara mal oluyor. -
1:31 - 1:34Ama burada, vergi ödeyenler masrafları
üstleniyor, -
1:34 - 1:37hapishanedeki gençlerse karşılığında
soğuk bir hapishane hücresi alıyorlar -
1:37 - 1:40ve eve gelip de iş başvurusu yaptıkları
zaman -
1:40 - 1:43karşılaşacakları kalıcı bir yafta.
-
1:43 - 1:49ABD'de yetişkinliğe giden bu yolculukta
eskisinden çok daha fazla çocuk var -
1:49 - 1:51çünkü son 40 yılda
-
1:51 - 1:57hapsetme oranımız yüzde 700 arttı.
-
1:57 - 1:59Bu konuşma için bir slaydım var.
-
1:59 - 2:01İşte burada.
-
2:02 - 2:04İşte hapsetme oranımız,
-
2:04 - 2:10toplam nüfusta 100.000 insan başına
716 kişi. -
2:11 - 2:15Bu da Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği
Örgütü'ndeki ülkeler. -
2:19 - 2:22Dahası, hapse yolladığımız çocukların
bir çoğu -
2:22 - 2:25siyahi ve Latin topluluklardan
gelmiş fakir çocuklar; -
2:25 - 2:30böylece hapishane, başarmaya çalışan genç
insanlarla, Amerikan Rüyası'nın -
2:30 - 2:33gerçekleşmesi arasında kalın bir
duvar olarak duruyor. -
2:33 - 2:36Aslında sorun bundan biraz daha kötü
-
2:36 - 2:39çünkü fakir çocukları yalnızca hapse
yollamıyoruz, -
2:39 - 2:42fakir çocuklara mahkeme masrafları,
-
2:42 - 2:44gözaltı ve şartlı tahliyeler,
-
2:44 - 2:46düşük seviye suç hükümlerle
yüklüyoruz. -
2:46 - 2:50Onlardan ev hapsinde veya rehabilitasyon
merkezlerinde yaşamalarını istiyoruz -
2:50 - 2:53ve onlardan kamu güvenliği için değil,
-
2:53 - 2:56tutuklamalar yaparak
şehir hazinesini doldurmak -
2:56 - 2:59için siyahi mahallelere giren
-
2:59 - 3:03bir polis teşkilatıyla
tartışmalarını bekliyoruz. -
3:07 - 3:11Bu, tarihi ceza deneyimizin gizlenmiş
alt yüzü: -
3:11 - 3:16gençler her an durdurulup aranacaklarından
ve götürüleceklerinden endişelilerdi. -
3:17 - 3:19Sadece sokaklarda değil,
evlerinde, -
3:19 - 3:22okulda ve iş yerlerinde.
-
3:23 - 3:26Ben, yetişkinliğe giden
bu diğer yola -
3:26 - 3:282000'lerin başında
-
3:28 - 3:30Pennsylvania Üniversite'sinde
-
3:30 - 3:32bir öğrenciyken merak saldım.
-
3:32 - 3:36Penn, tarihi bir Afro-Amerikan
mahallesinin üstüne kurulu. -
3:36 - 3:41Böylece bu iki paralel yolculuk
aynı anda gerçekleşiyor: -
3:41 - 3:44bu elit, özel üniversitede
okuyan çocuklar -
3:44 - 3:47ve bazıları üniversiteye giden,
-
3:47 - 3:49bir çoğu da hapse yollanan
-
3:49 - 3:52karşı mahalledeki çocuklar.
-
3:53 - 3:57Üniversitedeki ikinci yılımda,
üniversiteden 10 dakika uzakta -
3:57 - 4:00yaşayan liseli bir genç kadına
özel dersler vermeye başladım. -
4:00 - 4:04Kısa sürede, kuzeni bir çocuk
ıslah evinden eve döndü. -
4:04 - 4:0715 yaşındaydı, liseye yeni başlamıştı.
-
4:07 - 4:10Onu, arkadaşlarını ve ailesini
tanımaya başladım -
4:10 - 4:14ve ona üniversite son sınıf tezim olarak
onun hayatı ile ilgili -
4:14 - 4:16yazmam hakkında ne düşündüğünü
sordum. -
4:16 - 4:20Bu son sınıf tezi Princeton'da
bir doktora tezi haline geldi, -
4:20 - 4:22ve şimdi de bir kitap.
-
4:22 - 4:24Üniversite ikinci sınıfın sonunda
-
4:24 - 4:27o mahalleye taşındım ve
gelecek altı yılı genç insanların -
4:27 - 4:31olgunlaşırken nelerle karşılaştıklarını
anlamaya çalışarak geçirdim. -
4:32 - 4:34Bu mahallede geçirdiğim
ilk hafta -
4:34 - 4:37beş ve yedi yaşlarında, büyüğün
küçüğün arkasından -
4:37 - 4:38koştuğu bir kovalamaca oyunu
-
4:38 - 4:41oynayan iki oğlan çocuğu gördüm.
-
4:41 - 4:43Büyük olan polisi oynuyordu.
-
4:43 - 4:45Polis küçük çocuğu
yakaladığında, -
4:45 - 4:46onu yere itti,
-
4:46 - 4:49hayali kelepçelerle onu kelepçeledi,
-
4:49 - 4:51çocuğun cebinden bir
çeyreklik çıkardı ve -
4:51 - 4:55"Bunu alıyorum" dedi.
-
4:55 - 4:58Çocuğa üzerinde uyuşturucu
bulunup bulunmadığını -
4:58 - 5:01veya izin belgesi olup olmadığını sordu.
-
5:01 - 5:03Bu oyunun oynandığını bir çok kez gördüm,
-
5:03 - 5:05bazen çocuklar öylece koşmaktan
vazgeçiyor, -
5:05 - 5:07elleri başlarının üstünde
-
5:07 - 5:11kendilerini yere atıyor
veya bir duvara yapışıyorlardı. -
5:11 - 5:13Çocuklar birbirlerine bağırırlardı:
-
5:13 - 5:14"Seni içeri tıkacağım,
-
5:14 - 5:17seni içeri tıkacağım ve bir daha asla
eve dönmeyeceksin!" -
5:17 - 5:21Bir keresinde altı yaşında bir çocuğun
bir başkasının pantolonunu indirip -
5:21 - 5:24üstünü aramaya çalıştığını gördüm.
-
5:25 - 5:28Bu mahallede yaşadığım ilk 18 ay boyunca,
-
5:28 - 5:32polisler ve komşum olan bu insanlar
arasında gördüğüm -
5:32 - 5:34her irtibatı yazdım.
-
5:35 - 5:37Yani lk 18 ay boyunca,
-
5:37 - 5:40polislerin yayaları veya arabadaki
insanları durdurduklarını, -
5:40 - 5:43insanların üstünü aradıklarını,
-
5:43 - 5:45isimlerini aldıklarını, sokakta
birilerini kovaladıklarını -
5:45 - 5:46insanları sorguya çektiklerini
-
5:46 - 5:50ve beş durum haricinde her gün
birini tutukladıklarını gördüm. -
5:51 - 5:5552 kere polisin kapıları kırmasını
izledim, -
5:55 - 5:57evlerin içinde insanları kovalamalarını
-
5:57 - 6:00ya da birisini evinin içinde
tutuklamalarını. -
6:00 - 6:03İlk bir buçuk yılda
14 kere -
6:03 - 6:08polisin, genç adamları yakaladıktan sonra
yumruklamasını, tekmelemesini, -
6:08 - 6:11boğazlamasını veya dövmesini izledim.
-
6:12 - 6:15Yavaş yavaş iki erkek kardeşi
tanımaya başladım, -
6:15 - 6:16Chuck ve Tim.
-
6:16 - 6:19Tanıştığımızda Chuck 18 yaşındaydı,
lisede son sınıf öğrencisi. -
6:19 - 6:23Basketbol takımında oynuyor
ve derslerinden B ve C'ler alıyordu. -
6:23 - 6:25Küçük kardeşi Tim, 10 yaşındaydı.
-
6:25 - 6:28Ve Tim Chuck'ı çok severdi,
hep onu takip ederdi, -
6:28 - 6:30Chuck'ı bir akıl hocası olarak görürdü.
-
6:30 - 6:32Anneleri ve dedeleriyle
-
6:32 - 6:36ön bahçesi ve arkada verandası olan
iki katlı bir evde yaşıyorlardı. -
6:36 - 6:39Anneleri, çocuklar büyürken
bağımlılıkla cebelleşiyordu. -
6:39 - 6:43Hiçbir zaman, uzun süre boyunca
bir işte çalışamıyordu. -
6:43 - 6:46Aileyi geçindiren, yemek, kıyafet
ve çocukların -
6:46 - 6:49okul malzemelerini karşılamaya
pek yetmeyen, -
6:49 - 6:52dedenin emekli maaşıydı.
-
6:52 - 6:54Aile gerçekten çok zor durumdaydı.
-
6:54 - 6:57İşte tanıştığımzda, Chuck
lisede son sınıftaydı. -
6:57 - 6:59Daha yeni 18 olmuştu.
-
7:00 - 7:03O kış, okul bahçesinde bir çocuk
-
7:03 - 7:06Chuck'ın annesine kokain orospusu dedi.
-
7:06 - 7:09Chuck çocuğun yüzünü karın içine itti
-
7:09 - 7:13ve okuldaki polisler onu ağır saldırı
ile suçladı. -
7:13 - 7:14Diğer çocuk ertesi gün gayet iyiydi,
-
7:14 - 7:18bence her şeyden çok zedelenen,
çocuğun gururuydu. -
7:18 - 7:20Neyse, Chuck 18 olduğu için
-
7:20 - 7:23bu ağır saldırı davası onu
kuzeydoğu Philadelphia'da -
7:23 - 7:25State Road'daki
yetişkin il hapishanesine yolladı. -
7:25 - 7:29Neredeyse tüm son sınıf boyunca
-
7:29 - 7:33mahkeme tarihleri üst üste gelirken,
-
7:33 - 7:35kefaleti ödemesi imkansız
bir şekilde orada kaldı. -
7:36 - 7:39Sonunda, o mevsimin sonuna doğru
-
7:39 - 7:42ağır saldırı davasındaki hakim
çoğu suçlamayı geri geçti -
7:42 - 7:44ve Chuck yalnızca
-
7:44 - 7:48birkaç yüz dolarlık mahkeme
masraflarıyla eve döndü. -
7:48 - 7:50Tim o gün oldukça mutluydu.
-
7:50 - 7:53Ertesi sonbahar, Chuck son sınıf
öğrencisi olarak tekrar -
7:53 - 7:55kayıt olmayı denedi ama okul sekreteri
-
7:55 - 7:5819 yaşında ve yeniden kabul edilmek
için çok büyük olduğunu söyledi. -
7:58 - 8:02Sonra ağır saldırı davasındaki
hakim, dava sonuçlandıktan -
8:02 - 8:05birkaç hafta sonra ödenmesi gereken
225 doları ödeyemediği -
8:05 - 8:08için tutuklama emri çıkardı.
-
8:08 - 8:13Sonra kanundan kaçan
lise terk biriydi. -
8:13 - 8:15Tim'in ilk tutuklaması o yıl içerisinde
-
8:15 - 8:1711 yaşına bastıktan sonra geldi.
-
8:17 - 8:19Chuck tutuklama emrini kaldırtmayı
becermişti -
8:19 - 8:22ve mahkeme ücretlerini ödemek için bir
ödeme planındaydı -
8:22 - 8:25ve kız arkadaşının arabasıyla
Tim'i okula götürüyordu. -
8:25 - 8:28Bir polis onları durduyor,
arabayı kontrol ediyor -
8:28 - 8:32ve araba California'dan çalınmış çıkıyor.
-
8:32 - 8:36Chuck'ın bu arabanın çalındığından hiç
haberi yoktu. -
8:36 - 8:39Kız arkadaşının amcası, kuzeydoğu
Philadelphia'da bir kullanılmış araba -
8:39 - 8:41açık artırmasından almıştı.
-
8:41 - 8:43Chuck ve Tim, bırakın California'yı,
-
8:43 - 8:46üçlü eyalet alanından
dışarı çıkmamışlardı. -
8:46 - 8:47Her neyse, polisler
-
8:47 - 8:52Chuck'ı çalınmış malı satın almakla
suçladılar. -
8:52 - 8:54Sonra bir çocuk hakimi,
birkaç gün sonra -
8:54 - 8:5611 yaşındaki Tim'i çalınmış malı
-
8:56 - 9:00satın almaya suç ortaklığıyla suçladı
-
9:00 - 9:03ve üç yıl gözaltına alındı.
-
9:04 - 9:07Gözaltı kararı üzerinde asılıyken
-
9:07 - 9:09Chuck küçük kardeşini karşısına aldı
-
9:09 - 9:13ve ona polisten nasıl kaçılacağını
anlatmaya başladı. -
9:13 - 9:15Arka verandalarında,
sokak arasına bakarak -
9:15 - 9:17yan yana otururlardı
-
9:17 - 9:21ve Chuck Tim'e sivil polis arabaların
nasıl tespit edeceğini, gece geç saatteki -
9:21 - 9:26polis baskınını nasıl atlatacağını ve
nerede ve nasıl saklanacağını anlatırdı. -
9:27 - 9:29Bir saniye için,
-
9:29 - 9:31çocukların hapse değil de üniversiteye
gittiği -
9:31 - 9:36bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in
hayatının nasıl olacağını -
9:36 - 9:37hayal etmenizi istiyorum.
-
9:38 - 9:41Benim içinde büyüdüğüm gibi bir
mahallle. -
9:41 - 9:43Diyebilirsiniz ki, tamam.
-
9:43 - 9:46Ama Chuck ve Tim, onlar gibi çocuklar
suç işliyorlar! -
9:46 - 9:48Hapiste olmayı hak etmiyorlar mı?
-
9:48 - 9:52Tutuklanma korkusuyla yaşamayı hak
etmiyorlar mı? -
9:52 - 9:55Benim cevabım hayır olurdu.
-
9:55 - 9:56Hak etmiyorlar.
-
9:56 - 9:59Ve daha ayrılacıklı
diğer genç çocukların -
9:59 - 10:03yapıp cezasız kaldıkları şeyler
için kesinlikle etmiyorlar. -
10:03 - 10:05Chuck benim okuluma gitmiş olsaydı,
-
10:05 - 10:07okulun arka bahçesindeki o kavga,
bir arka bahçe -
10:07 - 10:09kavgası olarak orada biterdi.
-
10:09 - 10:12Asla bir ağır saldırı davasına dönüşmezdi.
-
10:13 - 10:16Benim birlikte üniversite okuduğum
hiçbir çocuğun -
10:16 - 10:17şu anda sabıka kaydı yok.
-
10:17 - 10:19Bir tanesinin bile yok.
-
10:19 - 10:23Ama derse yürürken polis onları durdurup
uyuşturucu için ceplerini -
10:23 - 10:27arasaydı kaç tanesinin sabıka kaydı
olacağını hayal edebiliyor musunuz? -
10:27 - 10:31Ya da gece yarısı partilerine
baskınlar yapsalardı? -
10:32 - 10:34Diyebilirsiniz ki, tamam.
-
10:34 - 10:36Ama yüksek hapsetme oranı
-
10:36 - 10:38çok düşük suç oranımızla sonuçlanmıyor mu?
-
10:38 - 10:41Suç oranı düşük. Bu iyi bir şey.
-
10:41 - 10:43Kesinlikle, bu iyi bir şey.
Suç oranı düşük. -
10:43 - 10:4790'larda ve 2000'lerde hızlıca düştü.
-
10:47 - 10:49Ama geçen yıl Ulusal Bilimler
Akademisi'nde -
10:49 - 10:53toplanan akademik komiteye göre,
tarih boyunca yüksek olan -
10:53 - 10:57hapsetme oranımızla düşük suç
oranımız arasındaki bağlantı -
10:57 - 11:00epey şüpheli.
-
11:00 - 11:05Görülen o ki, suç oranımız,
kaç genç insanı hapse yolladığımızla -
11:05 - 11:08bağlantısız olarak artıp azalıyor.
-
11:09 - 11:12Adaletle ilgili çok dar düşünme
eğilimindeyiz: -
11:12 - 11:16iyi ve kötü, masum ve suçlu.
-
11:16 - 11:19Adaletsizlik, haksızca mahkum edilmektir.
-
11:19 - 11:22Yani eğer yaptığınız bir şey
için mahkum edildiyseniz -
11:22 - 11:23bunun için cezalandırılmalısınız.
-
11:23 - 11:25Masum ve suçlu insanlar var,
-
11:25 - 11:28kurbanlar var
ve suç işleyenler var. -
11:28 - 11:32Belki bundan biraz daha
geniş düşünebiliriz. -
11:32 - 11:37Şu anda, en dezavantajlı
mahallelerde yaşayan, -
11:37 - 11:39en az aile kaynaklarına sahip olan,
-
11:39 - 11:41ülkenin en kötü okullarında okuyan,
-
11:41 - 11:44iş piyasasında en zor zamanı geçiren,
-
11:44 - 11:48şiddetin günlük bir sorun olduğu
mahallelerde yaşayan çocuklardan -
11:48 - 11:52mümkün olan en ince çizgide yürümelerini,
-
11:52 - 11:56asla yanlış bir şey
yapmamalarını istiyoruz. -
11:56 - 12:01Neden bu zorluklarla yüzleşen çocuklara
destek sağlamıyoruz? -
12:01 - 12:08Neden onlara yalnızca kelepçeler, hapis
cezası ve bu kaçak var oluşu öneriyoruz? -
12:08 - 12:11Daha iyi bir şey hayal edebiliyor muyuz?
-
12:11 - 12:15Cezalandırmaktansa ıslah etmeyi,
suç önlemeyi, topluma kazandırmayı -
12:15 - 12:17önceliklendiren bir ceza adaleti sistemi
-
12:17 - 12:19hayal edebiliyor muyuz?
-
12:20 - 12:23(Alkış)
-
12:28 - 12:30ABD'deki fakir siyahi insanların
karşılaştığı -
12:30 - 12:34tarihsel dışlanmanın farkına varıp
bunu teşvik etmeyen -
12:34 - 12:38ve devam ettirmeyen bir ceza adaleti
sistemi. -
12:38 - 12:42(Alkış)
-
12:43 - 12:48Ve son olarak, siyahi gençlere toplanması
gereken düşmanlar olarak davranan değil, -
12:48 - 12:52bunun yerine siyahi gençlere inanan bir
ceza adaleti sistemi. -
12:52 - 12:55(Alkış)
-
12:59 - 13:02İyi haber şu ki bu sisteme zaten sahibiz.
-
13:02 - 13:06Birkaç yıl önce, Michelle Alexander
"The New Jim Crow"u yazdı. -
13:07 - 13:11Ve Amerikalıların hapsetmeyi
daha önce görmedikleri şekilde, -
13:11 - 13:15bir kamu hakkı sorunu
olarak görmelerini sağladı. -
13:15 - 13:19Başkan Obama ve Başsavcı Eric Holder
hüküm giydirmede reform ve -
13:19 - 13:21hapsetmede ırksal farklılığın
-
13:21 - 13:25üzerinde durulması gerekliliğiyle ilgili
çok güçlü açıklamalar yaptılar. -
13:25 - 13:27Eyaletlerin durdurup arama iznini
kaldırdığını görüyoruz, -
13:27 - 13:30çünkü bu bir kamu hakkı ihlali.
-
13:30 - 13:35Şehirlerin ve eyaletlerin esrar
bulundurmayı yasallaştırdığını görüyoruz. -
13:35 - 13:37New York, New Jersey ve California
-
13:37 - 13:41hapis nüfuslarını düşürüyor,
hapisleri kapatıyorlar, -
13:41 - 13:43ayrıca suç oranlarında
büyük bir düşüş var. -
13:43 - 13:45Teksas da oyuna dahil oldu,
-
13:45 - 13:49hapishaneleri kapatıyor ve
eğitime yatırım yapıyor. -
13:49 - 13:53Bu ilginç koalisyon hem sağdan hem de
soldan yükseliyor, -
13:53 - 13:56eski mahkumlardan ve
ekonomik muhafazakarlardan, -
13:56 - 13:59sivil hak aktivistlerinden ve
özgürlükçülerden -
13:59 - 14:03silahsız siyahi gençlere karşı
polis şiddetini protesto etmek için -
14:03 - 14:06sokaklara çıkan gençlerden
-
14:06 - 14:08ve daha yaşlı, daha zengin
insanlardan oluşuyor. -
14:08 - 14:10Bazılarınız burada, seyirciler arasındasınız,
-
14:10 - 14:14topluma kazandırma girişimlerine
büyük paralar pompalayorsunuz. -
14:15 - 14:17Oldukça bölünmüş bir Meclis'te
-
14:17 - 14:20ceza adaleti sistemimizin
düzeltilmesi işi -
14:20 - 14:23sağ ve solun bir araya gelerek
-
14:23 - 14:25yapması gereken neredeyse tek şey.
-
14:25 - 14:29Ömrüm boyunca bu
politik ana şahit olacağımı düşünmezdim. -
14:29 - 14:33Bence tarihsel olarak yüksek olan
hapsetme oranlarımızın -
14:33 - 14:35sebep ve sonuçlarıyla ilgili yazmak için
-
14:35 - 14:37usanmadan çalışan
insanların çoğu -
14:37 - 14:41ömrümüzde bu anı
göreceğimizi düşünmezdi. -
14:41 - 14:45Şimdi bizim için soru şu:
bundan ne kadar faydalanabiliriz? -
14:45 - 14:48Ne kadar şey değiştirebiliriz?
-
14:48 - 14:50Gençlere bir seslenişle bitirmek
istiyorum, -
14:50 - 14:52üniversitede okuyan gençlere
-
14:52 - 14:55ve hapse girmemek için
veya hapisten çıkıp eve -
14:55 - 14:58dönebilmek için uğraşan gençlere.
-
14:58 - 15:02Yetişkinliğe giden bu iki yol birbirinden
ayrı dünyalar gibi gözükebilir, -
15:02 - 15:07ama bizi yetişkinliğe götüren bu iki
-
15:07 - 15:08kurumda bulunan gençlerin
-
15:08 - 15:11bir ortak noktası var:
-
15:11 - 15:16Her ikisi de de ceza adaleti sistemimizi
düzeltmede liderler olabilirler. -
15:16 - 15:20Genç insanlar, eşit haklar için verilen
kavgada, daha çok insana değer -
15:20 - 15:22verilmesi için ve özgürlükte
bir şans için -
15:22 - 15:25verilen kavgada hep lider olmuşlardır.
-
15:25 - 15:27Olgunlaşma aşamasındaki genç neslin
-
15:27 - 15:32bu büyük bir değişim anındaki görevi,
imkan dahilinde, -
15:32 - 15:37kitlesel hapsetmeyi durdurmak ve yeni bir
ceza adaleti sistemi kurarak -
15:37 - 15:40adalet kelimesine vurgu yapmak.
-
15:40 - 15:42Teşekkürler.
-
15:42 - 15:46(Alkış)
- Title:
- Bazı çocukları nasıl üniversiteye hazırlıyoruz — ve diğerlerini de hapse
- Speaker:
- Alice Goffman
- Description:
-
Birleşik Devletlerde, yetişkinliğe giden yolda gençlere rehberlik eden iki kurum var: üniversite ve hapishane. Sosyolog Alice Goffman altı yılını sorunlu bir Philadelphia mahallesinde geçirdi ve Afro-Amerikalı ve Latin gençlerinin hapishaneye giden, kimi zaman önemsiz ihlallerle başlayan, yola nasıl sürüklendiklerini bizzat gördü. Coşkulu bir konuşmada şunu soruyor: "Neden yalnızca kelepçe ve hapis cezası öneriyoruz?"
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 16:04
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How we're priming some kids for college — and others for prison |