Return to Video

Sesimizi yükseltmezsek kapitalizm demokrasiyi yutacak

  • 0:01 - 0:02
    Demokrasi.
  • 0:03 - 0:04
    Batı dünyasında,
  • 0:04 - 0:08
    büyük bir hata yapıyor ve demokrasiyi
    çantada keklik sanıyoruz.
  • 0:08 - 0:10
    Demokrasiyi,
  • 0:10 - 0:14
    çiçeklerin en kırılganı olarak
    görmemiz gerekirken
  • 0:14 - 0:17
    toplumun sahip olduğu
    eşyalardan biri gibi görüyoruz.
  • 0:18 - 0:22
    Onun geri alınamaz bir kazanım
    olduğunu düşünüyoruz.
  • 0:23 - 0:28
    Kapitalizmin kaçınılmaz olarak
    demokrasiyi doğuracağını zannediyoruz.
  • 0:28 - 0:29
    Doğru değil bu.
  • 0:29 - 0:34
    Singapurlu Lee Kuan Yew
    ve onun Pekin'deki taklitçileri,
  • 0:34 - 0:37
    siyasi alanı demokrasiden
    mahrum bırakarak da
  • 0:37 - 0:41
    gelişen bir kapitalizme,
  • 0:41 - 0:43
    yüksek büyümeye sahip olmanın
  • 0:43 - 0:46
    pekâlâ mümkün olduğunu
    reddedilemez biçimde kanıtladı.
  • 0:46 - 0:50
    Doğrusu, demokrasi bizim buralarda
  • 0:50 - 0:52
    yani Avrupa'da da düşüşte.
  • 0:52 - 0:55
    Bu yılın başlarında,
    yeni seçilen Yunan hükûmetinin
  • 0:55 - 0:58
    Maliye Bakanı sıfatıyla
  • 0:58 - 1:01
    Eurogroup'ta Yunanistan'ı temsil ederken
  • 1:01 - 1:06
    Yunanistan'da uygulanmakta olan
    ekonomi politikalarına,
  • 1:06 - 1:07
    ülkedeki demokratik süreç,
  • 1:07 - 1:09
    yani seçimler yoluyla
  • 1:09 - 1:12
    müdahale edilmesine izin verilemeyeceği
    bana net biçimde söylendi.
  • 1:13 - 1:15
    O an hissettim ki,
  • 1:15 - 1:17
    Çin Komünist Partisi ve Lee Kuan Yew
  • 1:17 - 1:20
    bundan daha iyi haklı çıkarılamaz.
  • 1:20 - 1:24
    Keza, bana demokrasinin
    bir şeyleri değiştirme ihtimali olsaydı
  • 1:24 - 1:28
    yasaklanmış olacağını söyleyip duran
    dik başlı arkadaşlarım da öyle.
  • 1:30 - 1:32
    Bugün burada sizlere
  • 1:33 - 1:36
    sahici bir demokrasi için
    bir ekonomik görüş sunmak istiyorum.
  • 1:37 - 1:41
    Sizlerden, Lee Kuan Yew,
    Çin Komünist Partisi ve Eurogroup'un
  • 1:41 - 1:43
    demokrasinin gözden çıkarılabileceği
  • 1:44 - 1:46
    yanılgısına düştüğü,
  • 1:46 - 1:47
    sahici ve şiddetli
  • 1:47 - 1:51
    bir demokrasiye ihtiyacımız olduğu
    yönündeki düşünceme,
  • 1:52 - 1:55
    katılmanızı istiyorum.
  • 1:55 - 1:58
    Demokrasi olmazsa
  • 1:58 - 2:01
    toplumlarımız daha kötü,
  • 2:01 - 2:03
    geleceğimiz kasvetli olacak.
  • 2:03 - 2:06
    O muhteşem yeni teknolojiler heba olacak.
  • 2:06 - 2:07
    Heba demişken
  • 2:08 - 2:10
    ekonomilerimizi tehdit eden
    ilginç bir paradoksa
  • 2:10 - 2:13
    değinmeme izin verin.
  • 2:13 - 2:15
    Buna, ''ikiz tepeler paradoksu'' diyorum.
  • 2:15 - 2:17
    Tepelerden birini,
  • 2:17 - 2:18
    herkes biliyor ve fark ediyor.
  • 2:18 - 2:23
    ABD, Avrupa ve tüm dünya üzerine
  • 2:23 - 2:26
    uzun gölgesini yayan
    borç dağından söz ediyorum.
  • 2:26 - 2:28
    Hepimiz bu borç dağının farkındayız.
  • 2:29 - 2:33
    Ama onun ikizini çok az insan fark ediyor.
  • 2:33 - 2:36
    Atıl nakit para dağı.
  • 2:36 - 2:40
    Zengin tasarruf sahiplerinin
    ve şirketlerin elde tuttuğu,
  • 2:40 - 2:44
    yatırıma yöneltmekten korktuğu,
  • 2:44 - 2:47
    gelir yaratabilecek
    üretken faaliyetlere ayrılsa
  • 2:47 - 2:50
    borç dağını eritebilecek,
    insanlığın ihtiyaç duyduğu her şeyi
  • 2:50 - 2:54
    örneğin yeşil enerjiyi
    üretebilecek potansiyele sahip iken
  • 2:54 - 2:56
    atıl duran nakit paralar.
  • 2:56 - 2:58
    Size iki rakam vermek istiyorum.
  • 2:58 - 2:59
    Geçen üç ay içinde,
  • 3:00 - 3:02
    ABD, Britanya ve Avro Bölgesi'nde
  • 3:02 - 3:07
    refah yaratan mallara
    toplamda 3,4 trilyon dolar yatırdık.
  • 3:07 - 3:09
    Fabrikalar, makineler,
  • 3:09 - 3:12
    ofis binaları, okullar,
  • 3:12 - 3:15
    otoyollar, demiryolları
  • 3:15 - 3:18
    ve buna benzer şeylere.
  • 3:18 - 3:21
    3,4 trilyon dolar yüksek görünebilir.
  • 3:21 - 3:24
    Karşısına 5,1 trilyon dolar koyana kadar.
  • 3:25 - 3:27
    Hep aynı ülkeler,
    hep aynı finansal kurumlar
  • 3:27 - 3:29
    arasında dolaşıp duran,
  • 3:29 - 3:32
    hisse senedi fiyatlarını şişirmekten
    ve ev fiyatlarını yükseltmekten
  • 3:33 - 3:38
    başka bir işe yaramayan
    5,1 trilyon dolar.
  • 3:38 - 3:43
    İşte, ikiz tepeler,
    borç dağı ile
  • 3:43 - 3:47
    atıl para dağından oluşuyor.
  • 3:47 - 3:50
    Piyasanın normal işleyişiyle
    bunlar birbirini yok edemiyor.
  • 3:50 - 3:52
    Sonuç ise yerinde sayan maaşlar,
  • 3:53 - 3:59
    ABD, Japonya ve Avrupa'da
    25-54 yaş grubunda 4'te 1'i aşan
  • 3:59 - 4:01
    işsizlik oranı.
  • 4:01 - 4:03
    Bunun sonucunda, düşük toplam talep
  • 4:03 - 4:05
    ve onun sonsuz bir döngü içinde beslediği,
  • 4:05 - 4:08
    düşük talepten korkan yatırımcının
  • 4:09 - 4:13
    yatırımdan kaçınmasıyla giderek artan
    yatırıma yönelik isteksizlik.
  • 4:13 - 4:15
    Tıpkı Oedipus'un babası gibi.
  • 4:15 - 4:18
    Oğlunun büyüyünce
    kendisini öldüreceğini
  • 4:18 - 4:21
    kehanetini duyduktan sonra ödü kopan
  • 4:21 - 4:23
    ama farkında olmadan oğlu Oedipus'un
  • 4:23 - 4:26
    kendisini öldüreceği şartları
    hazırlayan baba gibi.
  • 4:27 - 4:29
    İşte benim kapitalizm ile derdim bu.
  • 4:29 - 4:31
    Bu devasa israf,
  • 4:31 - 4:33
    tüm bu atıl duran paralar,
  • 4:33 - 4:37
    yaşam şartlarını, insanların yeteneklerini
  • 4:37 - 4:38
    geliştirmeye harcanabilir.
  • 4:38 - 4:41
    Keza, tüm bu teknolojileri,
    gezegenimizi kurtarmak için
  • 4:41 - 4:42
    kesinlikle gerekli olan
  • 4:43 - 4:45
    yeşil teknolojileri finanse edebilir.
  • 4:46 - 4:50
    Demokrasinin çözüm olduğunu
    düşünmekte haklı mıyım?
  • 4:50 - 4:51
    Öyle sanıyorum.
  • 4:51 - 4:52
    Ama devam etmeden önce,
  • 4:52 - 4:53
    demokrasiden kastımız ne?
  • 4:55 - 4:57
    Aristo'ya göre demokrasi
  • 4:57 - 5:02
    özgür yurttaşların ve yoksulların
    çoğunluğu oluşturarak
  • 5:02 - 5:04
    hükûmeti kontrol ettiği düzendir.
  • 5:05 - 5:08
    Elbette, Atina demokrasisinde
    dışarıda bırakılanların sayısı çoktu.
  • 5:08 - 5:11
    Kadınlar, göçmenler
    ve tabii köleler.
  • 5:12 - 5:14
    Ama dışarıda bırakılanlara bakarak
  • 5:14 - 5:17
    Atina demokrasisinin önemini yadsımak
  • 5:17 - 5:19
    hatalı olur.
  • 5:20 - 5:21
    Atina demokrasisini
  • 5:21 - 5:25
    o zaman da bugün de
    önemli kılan özellik,
  • 5:25 - 5:28
    emekçi yoksullara dönük kapsayıcılığıdır.
  • 5:28 - 5:33
    Yalnızca ifade özgürlüğü hakkına
    kavuşmakla kalmadılar,
  • 5:33 - 5:35
    hepsinden önemlisi,
  • 5:35 - 5:38
    devlet meseleleriyle ilgili olarak
    alınan kararlarda
  • 5:38 - 5:40
    eşit ağırlığa sahip
  • 5:40 - 5:44
    siyasi yargıda bulunma
    hakkını elde ettiler.
  • 5:44 - 5:47
    Elbette, Atina demokrasinin
    ömrü uzun olmadı.
  • 5:47 - 5:52
    Tıpkı, hızlı parlayan
    ama çabuk sönen bir mum gibi.
  • 5:52 - 5:53
    Aslında,
  • 5:53 - 5:57
    bugünün liberal demokrasileri,
    köklerini Atina demokrasisinden almıyor.
  • 5:57 - 5:59
    Onların kökleri Magna Carta'ya,
  • 5:59 - 6:03
    muzaffer 1688 Devrimi'ne,
  • 6:03 - 6:05
    ve Amerikan Anayasası'na dayanıyor.
  • 6:05 - 6:10
    Atina demokrasisi,
    efendisiz yurttaşı esas alıyor
  • 6:10 - 6:12
    ve emekçi yoksulları güçlendiriyordu.
  • 6:13 - 6:17
    Liberal demokrasilerimiz ise
    Magna Carta geleneği üzerine inşa edildi.
  • 6:17 - 6:21
    Magna Carta da sonuçta
    efendilere verilen bir imtiyazdı.
  • 6:21 - 6:25
    Gerçekten de liberal demokrasi,
    ancak politik alanı ekonomik alandan
  • 6:25 - 6:29
    bütünüyle ayırmak mümkün olduğunda
    ortaya çıktı.
  • 6:29 - 6:34
    Demokratik süreci bütünüyle
    politik alana hapsederek
  • 6:34 - 6:36
    ekonomik alanı,
  • 6:36 - 6:38
    şirketler dünyası da diyebilirsiniz,
  • 6:38 - 6:40
    demokrasisiz bir alan haline getirdi.
  • 6:42 - 6:45
    Günümüz demokrasilerinde,
  • 6:45 - 6:48
    ekonomik alanın
    politik alandan ayrılması,
  • 6:48 - 6:50
    ilk andan itibaren
  • 6:51 - 6:55
    bu ikisi arasında amansız
    bir mücadeleye neden oldu.
  • 6:55 - 6:58
    Ekonomik alan,
    politik alanın altını oyarak
  • 6:58 - 7:00
    giderek onu ele geçirdi.
  • 7:00 - 7:04
    Politikacıların neden eskisi gibi
    olmadığını merak ettiniz mi?
  • 7:05 - 7:07
    Sebep DNA'larının bozulması değil.
  • 7:07 - 7:09
    (Gülüşmeler)
  • 7:09 - 7:13
    Çünkü günümüzde hükûmet olmak
    iktidar olmak anlamına gelmiyor.
  • 7:13 - 7:17
    Çünkü iktidar politik alandan
    ekonomik alana geçti.
  • 7:17 - 7:18
    Yani ayrı bir alana.
  • 7:19 - 7:21
    Nitekim,
  • 7:21 - 7:23
    kapitalizmle olan derdimden
    bahsettim.
  • 7:23 - 7:25
    Biraz düşündüğünüzde
  • 7:25 - 7:28
    şuna benzetilebilir:
    Avcı nüfus, besinini temin ettiği
  • 7:29 - 7:34
    avları yok etmede
    öyle bir başarı sergiliyor ki
  • 7:35 - 7:37
    sonunda açlığa mahkûm oluyor.
  • 7:37 - 7:38
    Benzer biçimde,
  • 7:38 - 7:42
    ekonomik alan, politik alanı
    öylesine sömürgeleştiriyor
  • 7:42 - 7:45
    ve kemiriyor ki
    sonuçta kendini baltalıyor
  • 7:45 - 7:47
    ve ekonomik krize yol açıyor.
  • 7:47 - 7:49
    Şirketlerin gücü artıyor.
  • 7:49 - 7:51
    Politik ürünler değersizleşiyor.
  • 7:51 - 7:53
    Eşitsizlik yükseliyor.
  • 7:53 - 7:55
    Toplam talep düşüyor.
  • 7:55 - 8:01
    Şirketlerin CEO'ları ellerindeki nakitle
    yatırım yapmaya korkuyor.
  • 8:02 - 8:08
    Kapitalizm demokrasiyi ''demos''suz,
    yani halksız hale getirmeyi başardıkça
  • 8:08 - 8:10
    ikiz tepeler uzuyor;
  • 8:10 - 8:13
    insan kaynakları,
    insanlığın refahı
  • 8:13 - 8:15
    boşa harcanıyor.
  • 8:16 - 8:18
    Açık ki, eğer durum buysa,
  • 8:19 - 8:22
    politik ve ekonomik alanı
    yeniden birleştirmemiz ve bunu
  • 8:22 - 8:25
    Atina demokrasisinde olduğu gibi
    kontrolün halkta olacağı
  • 8:25 - 8:28
    biçimde yapmamız gerekiyor.
    Tabii, köleleri,
  • 8:28 - 8:32
    kadınları ve göçmenleri
    dışarıda bırakmaksızın.
  • 8:32 - 8:34
    Bu yeni bir fikir değil.
  • 8:34 - 8:37
    Marksist sol, bu fikre
    100 yıl önce sahipti.
  • 8:37 - 8:39
    Ama pek yolunda gitmedi, değil mi?
  • 8:39 - 8:42
    Sovyet bozgunundan
    aldığımız ders şu ki
  • 8:42 - 8:47
    zulüm ve israfı
    yeni biçimler altında yaratmadan
  • 8:47 - 8:51
    emekçi yoksulları Atina'da olduğu
    gibi güçlendirmek
  • 8:51 - 8:55
    ancak bir mucizeyle mümkün olabilir.
  • 8:55 - 8:56
    Ama bir çözüm var:
  • 8:57 - 8:59
    emekçi yoksulları ortadan kaldırmak.
  • 8:59 - 9:02
    Kapitalizm bunu,
    otomatları, androidleri ve robotları
  • 9:02 - 9:06
    düşük ücretli işçilerin yerine koyarak
    bunu yapıyor.
  • 9:07 - 9:08
    Problem şu ki
  • 9:08 - 9:12
    ekonomik alan ile politik alan
    birbirinden ayrı kaldıkça
  • 9:12 - 9:16
    otomasyon ikiz tepeleri
    daha da yükseltiyor,
  • 9:17 - 9:18
    israfı arttırıyor
  • 9:18 - 9:20
    ve toplumsal çelişkileri derinleştiriyor.
  • 9:20 - 9:22
    Bence bu
  • 9:22 - 9:24
    yakında Çin gibi ülkelerde de
  • 9:24 - 9:25
    yaşanacak.
  • 9:27 - 9:29
    Yeniden yapılandırmaya,
  • 9:29 - 9:33
    ekonomik ve politik alanları
    birleştirmeye ihtiyacımız var.
  • 9:33 - 9:38
    Ama bunu yaparken, birleştirilen alanı
    demokratikleştirmeliyiz.
  • 9:38 - 9:44
    Yoksa, denetim çılgını aşırı otokratik
    bir rejimde buluruz kendimizi.
  • 9:44 - 9:48
    Böyle olursa Matrix filmi
    belgesel gibi kalır.
  • 9:48 - 9:50
    (Gülüşmeler)
  • 9:50 - 9:53
    Yani mesele, kapitalizmin
    teknolojik yenilikler karşısında
  • 9:53 - 9:55
    hayatta kalıp kalamayacağı değil.
  • 9:56 - 9:58
    Asıl mesele şu:
  • 9:58 - 10:03
    kapitalizm, yerini
    Matrix'i andıran bir distopyaya mı
  • 10:03 - 10:08
    yoksa Star Trek'e benzer türden
    bir topluma mı bırakacak?
  • 10:08 - 10:10
    Makinelerin insanlara hizmet ettiği,
  • 10:10 - 10:15
    insanların enerjilerini
    evreni keşfetmeye harcadığı,
  • 10:15 - 10:19
    Antik Yunan'daki agoraların
    yüksek teknolojili versiyonlarında
  • 10:19 - 10:23
    hayatın anlamına dair
    uzun tartışmalara daldığı bir topluma.
  • 10:24 - 10:28
    Bence iyimser olabiliriz.
  • 10:29 - 10:31
    Peki, Matrix benzeri
  • 10:31 - 10:33
    bir distopya yerine
  • 10:33 - 10:38
    Star Trek'i andıran bir ütopya,
    neye benzer, neyi gerektirir?
  • 10:38 - 10:39
    Pratiğe yönelik olarak,
  • 10:40 - 10:41
    birkaç kısa örnek paylaşmama
  • 10:41 - 10:42
    izin verin.
  • 10:43 - 10:45
    Girişimcilik düzeyinde,
  • 10:45 - 10:47
    şöyle bir sermaye piyasası hayal edin:
  • 10:47 - 10:50
    Çalıştıkça sermaye elde ediyorsunuz.
  • 10:51 - 10:56
    Bir işten diğerine,
    bir şirketten diğerine geçerken
  • 10:56 - 10:58
    sermayeniz de sizinle geliyor.
  • 10:58 - 10:59
    Şirket,
  • 10:59 - 11:02
    o sırada hangisinde çalışıyorsanız,
  • 11:03 - 11:07
    yalnızca o an orada çalışanların
    mülkiyetinde.
  • 11:07 - 11:12
    Tüm maaşlar,
    sermayeden, kârlardan geliyor.
  • 11:12 - 11:16
    Böylece ücretli emek fikri
    hükmünü kaybediyor.
  • 11:17 - 11:23
    Şirketin sahibi olan
    ama orada çalışmayanlarla,
  • 11:23 - 11:26
    şirkette çalışan ama sahibi olmayanlar
    arasındaki ayrım artık yok.
  • 11:26 - 11:30
    Emek ve sermaye arasındaki
    mücadele artık yok.
  • 11:30 - 11:35
    Yatırımla biriktirme arasındaki
    dev uçurum artık yok.
  • 11:35 - 11:38
    İkiz tepeler artık yok.
  • 11:39 - 11:41
    Küresel politik ekonomi
    düzeyinde
  • 11:41 - 11:43
    bir an için şunu hayal edin:
  • 11:43 - 11:48
    Ulusal para birimleri
    serbest döviz kura geçmiş.
  • 11:48 - 11:52
    İnsanlığı temsilen
    IMF ya da G-20
  • 11:52 - 11:56
    tarafından basılan
  • 11:56 - 11:57
    küresel, dijital bir
  • 11:57 - 12:00
    para birimi var.
  • 12:00 - 12:01
    Hayal etmeye devam edin:
  • 12:01 - 12:05
    Tüm uluslararası ticaret
    bu para birimi cinsinden,
  • 12:05 - 12:07
    adına ''kozmos'' diyelim,
  • 12:07 - 12:08
    kozmos cinsinden yürütülüyor.
  • 12:10 - 12:14
    Her hükûmet,
    ülkesinin ticaret açığıyla
  • 12:14 - 12:20
    ya da ticaret fazlasıyla orantılı olarak
    ortak bir fona kozmos cinsinden
  • 12:20 - 12:23
    para yatırmayı kabul ediyor.
  • 12:24 - 12:29
    Bu fonda biriken parayla
    yeşil teknolojilere yatırım yapılıyor.
  • 12:29 - 12:34
    Özellikle de dünyanın
    yatırım fonu kıtlığı çeken bölgelerinde.
  • 12:35 - 12:36
    Bu, yeni bir fikir değil.
  • 12:36 - 12:40
    John Maynard Keynes'in
    1944 Bretton Woods Konferansı'nda
  • 12:40 - 12:43
    sunduğu etkileyici öneri buydu.
  • 12:44 - 12:45
    Problem şu ki,
  • 12:45 - 12:49
    o zamanlar, bunun için gereken
    teknolojiye sahip değillerdi.
  • 12:49 - 12:50
    Şimdi buna sahibiz.
  • 12:50 - 12:56
    Özellikle de, birleştirilmiş
    politik-ekonomik alan anlamında.
  • 12:57 - 12:59
    Sizlere tarif ettiğim dünya,
  • 12:59 - 13:02
    aynı zamanda özgürlükçü.
  • 13:02 - 13:06
    Çünkü bireyin güçlendirilmesine
    öncelik veriyor.
  • 13:06 - 13:07
    Marksist,
  • 13:07 - 13:11
    çünkü emek ile sermaye
    arasındaki ayrımı
  • 13:11 - 13:13
    tarihin çöplüğüne gönderecek.
  • 13:13 - 13:15
    Ve Keynesyen
  • 13:15 - 13:17
    küresel Keynesyen.
  • 13:18 - 13:20
    Ama her şeyden evvel,
  • 13:20 - 13:25
    hakiki bir demokrasiyi
    hayal edebileceğimiz bir dünya bu.
  • 13:26 - 13:28
    Dünya böyle bir yer olabilecek mi?
  • 13:28 - 13:33
    Yoksa, Matrix türünden
    bir distopyada mı bulacağız kendimizi?
  • 13:33 - 13:37
    Bunu, hep beraber yapacağımız
    politik tercihler belirleyecek.
  • 13:38 - 13:39
    Bu bizim tercihimiz.
  • 13:39 - 13:42
    Tercihimizi demokratik biçimde yapmalıyız.
  • 13:42 - 13:44
    Teşekkürler.
  • 13:44 - 13:47
    (Alkışlar)
  • 13:49 - 13:51
    Bruno Giussani: Yanis...
  • 13:52 - 13:56
    Özgeçmişlerinde kendini
    özgürlükçü Marksist olarak tanımlıyorsun.
  • 13:58 - 14:01
    Marx'ın analizinin
    bugün geçerliliği nedir?
  • 14:02 - 14:05
    Varoufakis: Az önce anlattıklarımın
    herhangi bir geçerliliği varsa,
  • 14:05 - 14:07
    o zaman Marx geçerlidir.
  • 14:07 - 14:10
    Çünkü, politika ile ekonomiyi
    birleştirmekteki maksat,
  • 14:10 - 14:11
    eğer bunu yapmazsak
  • 14:11 - 14:14
    o zaman teknolojik yenilik,
    toplam talepte
  • 14:14 - 14:16
    devasa bir düşüşe yol açacak.
  • 14:16 - 14:21
    Larry Summers buna,
    ''uzun dönemli durgunluk'' diyor.
  • 14:21 - 14:24
    Bu krizin dünyanın bir yanından
    diğerine sıçramasıyla,
  • 14:24 - 14:25
    ki şu an olan bu,
  • 14:25 - 14:28
    istikrarsızlaşan yalnızca
    demokrasilerimiz olmayacak.
  • 14:28 - 14:32
    Liberal demokrasiye hevesli olmayan
    yükselen ülkeler de istikrarsızlaşacak.
  • 14:32 - 14:36
    Eğer bu analiz haklı çıkarsa,
    o zaman Marx kesinlikle geçerlidir.
  • 14:36 - 14:38
    Ama Hayek de öyle.
  • 14:38 - 14:40
    Ben bu yüzden özgürlükçü Marksistim.
  • 14:40 - 14:41
    Keynes de öyle.
  • 14:41 - 14:43
    Bu yüzden kafam karmakarışık.
  • 14:43 - 14:44
    (Gülüşmeler)
  • 14:44 - 14:46
    BG: Nitekim, biz de öyleyiz şu an.
  • 14:46 - 14:47
    (Gülüşmeler)
  • 14:47 - 14:49
    (Alkışlar)
  • 14:49 - 14:52
    YV: Kafanız karışık değilse
    düşünmüyorsunuzdur, değil mi?
  • 14:52 - 14:55
    BG: Bu, tam da bir Yunan filozofunun
    söyleyeceği türden bir söz.
  • 14:55 - 14:57
    YV: Bu, Einstein'ın sözü aslında.
  • 14:57 - 15:00
    BG: Konuşmanda Singapur
    ve Çin'den bahsettin.
  • 15:00 - 15:02
    Dün akşamki konuşmacı yemeğinde de
  • 15:02 - 15:07
    Batı'nın Çin'e bakışına dair
    keskin bir fikir öne sürdün.
  • 15:07 - 15:08
    Bu fikri paylaşmak ister misin?
  • 15:09 - 15:11
    YV: Büyük bir ikiyüzlülük söz konusu.
  • 15:11 - 15:16
    Liberal demokrasilerde,
    şekli bir demokrasimiz var.
  • 15:16 - 15:18
    Çünkü, az evvel söylediğim gibi,
    demokrasiyi politik alana
  • 15:18 - 15:20
    hapsetmiş durumdayız.
  • 15:20 - 15:24
    Asıl olayın cereyan ettiği
  • 15:24 - 15:25
    ekonomik alan ise
  • 15:25 - 15:27
    demokrasiden azade durumda.
  • 15:27 - 15:29
    Bir anlamda,
  • 15:29 - 15:31
    provokatif olmama izin verilirse,
  • 15:31 - 15:36
    bugünün Çin'i 19. yüzyılın
    Britanya'sına daha yakın.
  • 15:36 - 15:38
    Zira, unutmayın ki,
  • 15:38 - 15:40
    liberalizmi demokrasiyle
    ilişkilendirmeye meyilliyiz.
  • 15:40 - 15:42
    Bu bir yanılgı, tarihsel anlamda.
  • 15:42 - 15:44
    Liberalizm, liberal,
    John Stuart Mill gibidir.
  • 15:44 - 15:49
    John Stuart Mill, demokratik sürece
    kuşkuyla yaklaşırdı.
  • 15:49 - 15:54
    Bugün Çin'de yaşananlar,
    Sanayi Devrimi esnasında
  • 15:54 - 15:57
    Britanya'da yaşananlara çok benziyor.
  • 15:57 - 16:00
    Özellikle de ilk sanayi devriminden
    ikinciye geçiş sürecine.
  • 16:00 - 16:04
    Batı'nın 19. yüzyılda yaptığını
  • 16:04 - 16:07
    yapıyor diye Çin'i kınamak
  • 16:07 - 16:08
    ikiyüzlülük.
  • 16:10 - 16:13
    BG: Bu yılın başlarında,
    Yunanistan'ın maliye bakanı olarak
  • 16:13 - 16:16
    yaşadığınız tecrübeyi
    eminim çoğumuz merak ediyordur.
  • 16:16 - 16:17
    YV: Bu soruyu bekliyordum.
  • 16:17 - 16:19
    BG: Evet.
  • 16:19 - 16:20
    BG: 6 ay sonra dönüp bakınca
  • 16:20 - 16:22
    yılın ilk yarısını
    nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • 16:24 - 16:26
    YV: Kişisel olarak, muazzam bir heyecan
  • 16:26 - 16:28
    ve büyük bir hayal kırıklığı görüyorum.
  • 16:28 - 16:32
    Zira Avro Bölgesi'nde yeni bir başlangıç
    yapma fırsatına sahiptik.
  • 16:32 - 16:34
    Salt Yunanistan'da değil,
    Avro Bölgesi'nde.
  • 16:34 - 16:37
    Rehavetten uzaklaşarak,
  • 16:37 - 16:39
    Avro Bölgesi'ni bölen ve tüm AB sürecini
  • 16:39 - 16:42
    ciddi biçimde tehdit eden
  • 16:42 - 16:44
    devasa bir yapısal hatanın
  • 16:44 - 16:49
    var olduğu gerçeğiyle
    yüzleşme fırsatına sahiptik.
  • 16:49 - 16:52
    Yunanistan'ın programı,
    bu yüzleşmeyi ortaya koyan
  • 16:52 - 16:53
    ilk programdı.
  • 16:53 - 16:58
    Bu program çerçevesinde,
    işleri yoluna sokma
  • 16:58 - 16:59
    fırsatına sahiptik.
  • 16:59 - 17:00
    Ama maalesef,
  • 17:00 - 17:02
    Avro Bölgesi ve Eurogroup'taki güçler,
  • 17:02 - 17:03
    bu gerçeği inkar etmekte
  • 17:04 - 17:06
    ısrar ettiler.
  • 17:06 - 17:07
    Ama olacakları biliyorsunuz.
  • 17:07 - 17:09
    Bu Sovyetler Birliği'nde
    yaşanan deneyimdir.
  • 17:09 - 17:12
    Yapısal olarak ayakta kalması
  • 17:12 - 17:16
    imkansız bir ekonomik sistemi
    politik iradeyle ve otoriterlikle
  • 17:17 - 17:19
    ayakta tutmaya çalıştığınızda
  • 17:19 - 17:21
    ömrünü uzatabilirsiniz belki.
  • 17:21 - 17:22
    Ama zamanı geldiğinde
  • 17:22 - 17:25
    değişim ansızın ve felaket biçiminde
    meydana gelir.
  • 17:25 - 17:27
    BG: Ne tür bir değişim öngörüyorsunuz?
  • 17:27 - 17:28
    YV: Hiç kuşkusuz,
  • 17:28 - 17:31
    Avro Bölgesi'nin yapısını
    değiştirmezsek,
  • 17:31 - 17:33
    onun bir geleceği yok.
  • 17:33 - 17:36
    BG: Maliye bakanı iken,
    hata yaptığınız oldu mu?
  • 17:36 - 17:37
    YV: Her gün.
  • 17:37 - 17:40
    BG: Örneğin?
    YV: Geriye dönüp bakan herkes,
  • 17:40 - 17:42
    (Alkışlar)
  • 17:44 - 17:45
    hayır, gerçekten.
  • 17:46 - 17:49
    Eğer bir maliye bakanı,
    ya da başka herhangi bir bakan,
  • 17:49 - 17:51
    özellikle de bu tarz stresli bir durumda,
  • 17:51 - 17:54
    6 ay görev yaptıktan sonra,
  • 17:54 - 17:57
    size hiç hata yapmadığını söylüyorsa,
    o çok tehlikeli biri demektir.
  • 17:57 - 17:59
    Hatalarım oldu tabii ki.
  • 17:59 - 18:02
    En büyük hatam,
    Şubat sonunda
  • 18:02 - 18:04
    kredi anlaşmasının uzatılması
  • 18:04 - 18:06
    başvurusunu imzalamaktı.
  • 18:06 - 18:07
    Alacaklıların,
  • 18:07 - 18:10
    ortak zemin bulmaya yönelik
    sahici bir ilgilerinin
  • 18:10 - 18:11
    olduğunu sanıyordum.
  • 18:11 - 18:12
    Ama yanıldım.
  • 18:12 - 18:15
    Onların tek istediği
    hükûmetimizi ezmekti.
  • 18:15 - 18:17
    Çünkü Avro Bölgesi'ndeki
  • 18:17 - 18:20
    yapısal çatlaklarla uğraşmak
  • 18:20 - 18:22
    istemiyorlardı.
  • 18:22 - 18:24
    Çünkü, Yunanistan'da 5 yıl boyunca
  • 18:24 - 18:27
    yıkıcı bir program uyguladıklarını
    kabul etmek istemiyorlardı.
  • 18:27 - 18:30
    Nominal GSYİH'nin 3'te 1'ini kaybetmiştik.
  • 18:30 - 18:32
    Bu, Büyük Bunalım'dan bile kötüydü.
  • 18:32 - 18:33
    Bu politikayı dayatan
  • 18:33 - 18:36
    borç verenlerin troykasından
    hiç kimse bunun devasa bir
  • 18:36 - 18:39
    hata olduğunu itiraf etmedi.
  • 18:39 - 18:41
    BG: Tüm bunlara rağmen,
  • 18:41 - 18:43
    tartışmanın sertliğine rağmen,
  • 18:43 - 18:45
    Avrupa yanlısı kalmaya
    devam ediyor gibisin.
  • 18:45 - 18:47
    YV: Kesinlikle.
  • 18:47 - 18:51
    Bakın, ben AB'yi
    ve Avro Bölgesi'ni
  • 18:51 - 18:55
    Avrupa'yı yaşayan, Avrupa'yı soluyan
    biri olarak eleştiriyorum.
  • 18:56 - 18:59
    En büyük endişem
    Avro Bölgesi'nin ayakta kalamaması.
  • 18:59 - 19:01
    Çünkü, bu olursa,
  • 19:01 - 19:04
    önü açılacak olan
    merkezkaç güçler
  • 19:04 - 19:05
    kötü emellerini
  • 19:05 - 19:07
    hayata geçirerek AB'yi yok edecekler.
  • 19:07 - 19:10
    Bu yalnızca Avrupa için değil,
    bir bütün olarak
  • 19:10 - 19:11
    küresel ekonomi için yıkım demek.
  • 19:11 - 19:16
    Muhtemelen dünyadaki
    en büyük ekonomi bize ait.
  • 19:16 - 19:17
    Eğer, postmodern 1930'ların
  • 19:17 - 19:20
    rotasına saparsak,
  • 19:20 - 19:23
    ki bence şu an tam da onu yapıyoruz,
  • 19:23 - 19:25
    bu hem Avrupalıların
  • 19:25 - 19:28
    hem de diğer halkların
    geleceğine zarar verecek.
  • 19:28 - 19:30
    BG: Umarız bu noktada yanılıyorsundur.
  • 19:30 - 19:32
    Yanis, TED'e geldiğin için teşekkürler.
  • 19:32 - 19:34
    YV: Ben teşekkür ederim.
  • 19:34 - 19:38
    (Alkışlar)
Title:
Sesimizi yükseltmezsek kapitalizm demokrasiyi yutacak
Speaker:
Yanis Varufakis
Description:

Politikacıların neden eskisi gibi olmadığını ya da hükûmetlerin neden gerçek sorunlara çözüm getirmekten aciz göründüğünü hiç merak ettiniz mi? Yunanistan'ın eski Maliye Bakanı, ekonomist Yanis Varufakis'e göre bu durum, günümüzde iktidarın politikadan geçmemesinden, gerçek iktidarın ekonomiyi kontrol edenlere ait olmasından kaynaklanıyor. Ona göre, ultra zenginler ve şirketler politik alanın altını oyuyor ve finansal krize neden oluyor. Bu konuşmasında, sermaye ile emeğin birbiriyle mücadele etmediği ''aynı anda hem özgürlükçü, hem Marksist, hem Keynesyen" bir dünya hayalini dinleyeceksiniz.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
19:51

Turkish subtitles

Revisions