Return to Video

Daha azdaki mutluluk | Kim Coupounas | TEDxBoulder

  • 0:06 - 0:10
    Sizi 1993 kışına götürmek istiyorum.
  • 0:10 - 0:12
    Kocamla birlikte Boston'da yaşıyoruz,
  • 0:12 - 0:14
    yeni evliyiz ve A tipi yüksek oktanlı
  • 0:14 - 0:17
    kariyerlerimizin başlarındayız.
  • 0:17 - 0:19
    Yani sürekli çalışıyoruz.
  • 0:19 - 0:20
    Eğlence için çok zamanımız yok,
  • 0:20 - 0:25
    hevesli kampçılar ve dağcılarız ve
    doğada vakit geçirmeye hasret kalmışız.
  • 0:25 - 0:30
    Ve şükürler olsun, bir hafta sonu
    kamp gezisine kaçmayı başarıyoruz,
  • 0:30 - 0:33
    New Hampshire, White Mountains'a.
  • 0:35 - 0:37
    Bu şahane kış topraklarında gezinmenin
  • 0:37 - 0:40
    çam kokularını içine çekmenin,
  • 0:43 - 0:45
    ayaklarımızın altında kütürdeyen
  • 0:45 - 0:48
    kar sesini dinlemenin
    ve gece kamp ateşi karşısında
  • 0:48 - 0:52
    birbirimize sokulmanın
    hayalini kuruyoruz.
  • 0:52 - 0:55
    Gezi için hazırlık yaparken
  • 0:55 - 0:58
    genç bütçemizin yettiği kadarıyla
    her kış, kamp malzemesi
  • 0:58 - 1:00
    ve ıvır zıvır satın alıyoruz.
  • 1:00 - 1:05
    Ve sonunda oradayız, o güzel
    ve bakir muhteşem kış ülkesinde
  • 1:06 - 1:09
    ve her birimizin sırtında 40 kilo yük.
  • 1:09 - 1:11
    (Kahkahalar)
  • 1:11 - 1:15
    Ve böylece, bizim rüya gibi geçecek
    olan kamp gezimiz
  • 1:15 - 1:17
    - ve muhtemelen o yıl
    yapacağımız tek tatil-
  • 1:17 - 1:19
    bir kâbusa dönüşüyor.
  • 1:19 - 1:21
    Omuzlarımızda kayış izi,
    ayaklarımız su toplamış
  • 1:21 - 1:24
    ve sırılsıklam olmuş taban sergileri.
  • 1:24 - 1:27
    Daha fazlanın büyüsüne kapılmış
  • 1:27 - 1:30
    ve sırtımızı sonuna kadar yüklemiştik
  • 1:30 - 1:32
    yani bize "aptal hamal"
    kampçılar diyebilirdiniz.
  • 1:32 - 1:36
    Buna benzer birkaç geziden sonra
    güzelce dersimizi aldık
  • 1:36 - 1:39
    ve kocamla birlikte,
    açık havada tatil yaparken,
  • 1:39 - 1:42
    daha azın daha iyi olduğu gibi
  • 1:42 - 1:46
    basit bir fikre dayalı
    bir açık hava tatil şirketi kurduk.
  • 1:46 - 1:50
    Açık havada tatil yaparken
    eğlenmenin ve özgür olmanın
  • 1:50 - 1:53
    anahtarını bulmuştuk ve
    basit bir kuraldı: Hafif ol.
  • 1:53 - 1:55
    İsterseniz daha fazlası
    kültüründen bahsedelim.
  • 1:56 - 2:00
    "Daha fazla" kelimesini düşündüğümüzde
    aklımıza daha fazla para, daha fazla seks
  • 2:00 - 2:04
    daha fazla arkadaş, saygı,
    başarı ve güç gelir, değil mi?
  • 2:06 - 2:09
    Peki bu daha fazlanın çekiciliği
    nereden geldi?
  • 2:09 - 2:13
    20. yüzyıl başlarında doğan endüstriyel
    kapitalizm anlayışından geldi.
  • 2:13 - 2:16
    Birdenbire kitle üretim yoluyla
    ürünler herkes için ucuzlamış
  • 2:16 - 2:20
    ve yaşam kalitesini artıran ürünler
    hayatlarımızı iyileştirmişti.
  • 2:20 - 2:23
    Birdenbire özgürlük artmış,
    eğitim yaygınlaşmış, refah artmış,
  • 2:23 - 2:27
    ücretler yükselmiş
    ve demokrasi gelişmişti.
  • 2:27 - 2:30
    Ama bunlarla birlikte gelen
    bir şeyi daha konuşalım.
  • 2:30 - 2:34
    Birdenbire günlerimiz ve
    gecelerimizi doldurmuş
  • 2:34 - 2:38
    nefes almaya vaktimiz kalmamış
    ve pek çok seçeneğe sahip olmuştuk.
  • 2:38 - 2:42
    Toplum olarak kendimizi tamamen
    tüketime kaptırmıştık.
  • 2:42 - 2:47
    Söyleyin bana, 24 çeşit
    salata sosuna niçin ihtiyacımız var?
  • 2:47 - 2:49
    (Kahkahalar)
  • 2:49 - 2:50
    Bu daha fazla saplantısının
  • 2:50 - 2:54
    küresel bazda ne getirdiğini
    anlamak o kadar zor mu?
  • 2:54 - 2:57
    Arkadaşlar, gezegeni yiyip bitiriyoruz
  • 2:57 - 3:00
    ve üstelik bunu yaparken
    hiç de deli gibi eğlenmiyoruz.
  • 3:00 - 3:02
    Kapitalizm iyi bir şeydir
  • 3:03 - 3:07
    ama yoldan çıktı, biz de öyle.
  • 3:09 - 3:11
    Daha fazlanın cazibesine kapıldım.
  • 3:11 - 3:14
    Karanlık tarafımın gücünü biliyorum.
  • 3:15 - 3:19
    O ayakkkabıları giyince
    çok alımlı, güçlü ve seksi
  • 3:19 - 3:21
    olacağımı düşünüyorum.
  • 3:21 - 3:23
    Onlara mutlaka sahip olmalıyım.
  • 3:23 - 3:25
    Böylece kredi kartımı çıkarıyorum
  • 3:25 - 3:28
    ve anında bir zevk duygusu kaplıyor.
  • 3:28 - 3:30
    Onları süslü bir paketin içinde
    eve götürüyorum
  • 3:30 - 3:33
    ve boy aynasının karşısına geçiyorum.
  • 3:33 - 3:35
    Onları ayağıma geçiriyorum
  • 3:35 - 3:38
    ve kredi kartına
    ne kadar çok yüklendiğimin
  • 3:38 - 3:41
    farkına varıyorum, midem kalkıyor
  • 3:41 - 3:43
    ve ayakkabılar ayağımı çok pis acıtıyor!
  • 3:43 - 3:45
    (Kahkahalar)
  • 3:47 - 3:50
    Peki baştaki heyecandan geriye
  • 3:50 - 3:53
    boşluk ve acıdan başka ne kalıyor?
  • 3:56 - 3:57
    2002 yılına atlayalım,
  • 3:57 - 4:00
    kocam ve ben müthiş bir
    şirketi büyütüyoruz.
  • 4:00 - 4:03
    Ürün ödülleri alıyoruz
    ve medyada çıkıyoruz,
  • 4:04 - 4:06
    uluslararası sulardayız
  • 4:06 - 4:09
    ve geleneksel bir firma başarı öyküsünün
    büyük dalgasını yakalamışız
  • 4:09 - 4:12
    ama haftada 100 saatten fazla çalışıyoruz.
  • 4:12 - 4:14
    Sermaye sel gibi akıyor.
  • 4:14 - 4:19
    Her biri 20.000 dolardan fazla
    maliyetli sayfa reklamlar veriyoruz.
  • 4:19 - 4:22
    Fuarlarlarda ev fiyatından
    fazlaya stand satın alıyoruz.
  • 4:24 - 4:28
    Ve biliyor musunuz, bütün bu
    daha fazlasını kovalayan:
  • 4:28 - 4:33
    Daha fazla pazar payı, daha fazla büyüme,
    tanınırlık ve başarı kovalayan firmanın
  • 4:34 - 4:37
    temel kuruluş felsefesinin
  • 4:37 - 4:41
    daha azla zamanını dolu yaşa
    olmasındaki ironiyi görebiliyor musunuz?
  • 4:43 - 4:45
    Bu bizi nereye götürmüştü?
  • 4:45 - 4:48
    Bizi birbirimiz ve ailemizle
    daha az zaman geçirmeye götürmüştü,
  • 4:48 - 4:52
    arkadaşlarla daha az zamana,
    maneviyata daha az zamana,
  • 4:52 - 4:54
    spor yapmaya daha az zamana
    ve ironik olarak
  • 4:54 - 4:56
    doğada daha az zamana.
  • 4:59 - 5:03
    Firmamızı da "aptal hamal"
    kampçılar gibi yönetiyorduk.
  • 5:05 - 5:07
    Size karşı dürüst olacağım,
  • 5:07 - 5:09
    bu daha fazla hırsı
    beni kişisel olarak
  • 5:09 - 5:11
    çok karanlık bir yere sürüklemişti.
  • 5:13 - 5:15
    Duygusal, manevi ve fiziksel olarak
  • 5:15 - 5:18
    o kadar tükenmiş
    ve dengemi kaybetmiştim ki
  • 5:18 - 5:23
    sekiz yılda beş düşük
    ve üç başarısız tüp bebek
  • 5:23 - 5:25
    denemesi yaşadım
  • 5:26 - 5:29
    ve Batı ve Doğu tıbbına
    bir servet harcadım.
  • 5:31 - 5:35
    Düşünebiliyor musunuz;
    12 haftalık bebeğinizin
  • 5:35 - 5:38
    kalp atışlarını ultrasonda görüyor
  • 5:39 - 5:43
    ve birkaç hafta sonra, bebeğinizin
    karnınızda öldüğünü öğreniyorsunuz?
  • 5:52 - 5:55
    "Daha az" kelimesinden
    neden bu kadar çok korkuyoruz?
  • 5:56 - 5:59
    Eksik kalacağımızdan,
    yargılanacağımızdan korkuyoruz.
  • 5:59 - 6:01
    Yetmeyeceğinden korkuyoruz.
  • 6:01 - 6:04
    Başkalarının söyleyeceği
    şeylerden kaygılanıyoruz.
  • 6:04 - 6:06
    Ve bütün hepsi korku kaynaklı.
  • 6:06 - 6:09
    Fakat güzel insanlar,
    yahu korktuğumuz şey ne?
  • 6:09 - 6:11
    Büyük bir refah, bolluk
    ve servetin olduğu
  • 6:11 - 6:14
    bir uygarlıkta yaşıyoruz.
  • 6:16 - 6:23
    Bir şeyler satın almayla gelen
    mutluluk çok kısa ömürlüdür
  • 6:23 - 6:25
    ve bu yüzden bir yanılgıdır.
  • 6:26 - 6:29
    "Daha az" kelimesini yeniden düşünelim,
  • 6:29 - 6:31
    "Daha az", yetersiz anlamına gelmez.
  • 6:31 - 6:34
    "Daha az", yetersiz anlamına gelmez.
  • 6:34 - 6:38
    "Daha az"; daha az stres,
    daha az kaygı ve daha az öfke demektir,
  • 6:38 - 6:41
    daha az endişe ve daha çok mutluluk
  • 6:41 - 6:44
    neşe, bağlanma ve bolluktur.
  • 6:47 - 6:51
    Ve sekiz yıl süren hamilelik tedavisi
    ve çocuk sahibi olmak için her şeyi
  • 6:51 - 6:55
    ve her şeyi denedikten sonra
  • 6:55 - 6:58
    diz çöküp pes ettim
  • 6:59 - 7:03
    ve içimdeki her şey
    "Dur" diye bağırıyordu.
  • 7:07 - 7:10
    Öyle yaptım. Sessizleştim.
  • 7:10 - 7:13
    Ortak kurucusu olduğum
    şirketin CEO'luğunu bıraktım.
  • 7:13 - 7:16
    Yönetim kurullarından çekildim
    yükümlülükleri eledim.
  • 7:16 - 7:20
    bana mutluluk formülü olarak
    söylenen her fikri izlemeyi bıraktım
  • 7:20 - 7:24
    bağlantılarımı kestim
  • 7:24 - 7:27
    bütün bu şeyler, kendimi yargılama
  • 7:27 - 7:31
    ve suçlama, stres ve endişe gibi
    şeylerde işe yaramıyordu.
  • 7:32 - 7:35
    Hayatımdaki bu karmaşayı
    temizledikten sonra
  • 7:37 - 7:38
    doğada vakit geçirdim
  • 7:38 - 7:41
    ailem ve arkadaşlarımla
    tekrar bağlantıya geçtim
  • 7:41 - 7:44
    tekrar şarkı söylemeye ve
    ibadet etmeye başladım.
  • 7:46 - 7:47
    Sonuç buydu.
  • 7:48 - 7:50
    (Alkışlar)
  • 7:57 - 7:58
    Dürüst olalım,
  • 7:58 - 8:04
    Daha fazlası için eğitilmiş
    ve bunlara tapmıştım
  • 8:06 - 8:12
    ama bolluk ve neşenin daha azdan
    geleceğini ta iliklerimde hissediyordum.
  • 8:14 - 8:17
    Hiç şüpheniz olmasın,
    hepimizde karanlık taraftan dönüp
  • 8:17 - 8:21
    farklı bir yol izleme gücü var,
  • 8:22 - 8:27
    oyunun kurallarını değiştirebilir
    yıkıcı güçleri tersine çevirebilir
  • 8:27 - 8:31
    biyosferimizde insanlık
    için çalışabiliriz.
  • 8:32 - 8:36
    Size bir şeyler satma işindeyim
    ama acaba
  • 8:37 - 8:41
    hepimiz daha az şey satın alsak
    nasıl olurdu?
  • 8:41 - 8:43
    Ve bir şeyler satın aldığımızda
  • 8:43 - 8:48
    bunları değerlerimizle uyuşan marka
    ve şirketlerden alsak nasıl olurdu?
  • 8:50 - 8:55
    Duvarın öbür tarafındaki şeye
    inansak ve güvensek,
  • 8:55 - 8:59
    bu yanılgı, bu daha fazlanın yanlışlığı,
  • 8:59 - 9:03
    bolluk ve neşe içinde bir hayat
    bizi bekliyor.
  • 9:05 - 9:08
    Sizden bir soruyla ayrılmak istiyorum:
  • 9:08 - 9:13
    Kalbinin arzuladığı bu bolluk
    ve mutluluk ne
  • 9:15 - 9:19
    ve ona yer açmak için
    sahip olduğun neyi azaltabilirsin?
  • 9:19 - 9:20
    (Alkışlar)
Title:
Daha azdaki mutluluk | Kim Coupounas | TEDxBoulder
Description:

Bu konuşma yerel bir TEDx etkinliğinde TED Konferansından bağımsız olarak yapılmıştır.

Kim Coupounas bir değer-merkezli lider ve şirketlerin dünyada iyi şeyler yapmasına güçlü bir şekilde inanan bir girişimci. Kim, bize daha fazla peşinde koşmanın asla ulaşılamayacak bir hedef, daha azın ise ulaşılabilir ve sonunda daha fazla ödüller sunan bir hedef olduğunu anlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
09:34

Turkish subtitles

Revisions