İyi bir kitap neden gizli bir kapıdır
-
0:00 - 0:03Merhabalar, ben Mac.
-
0:03 - 0:07Benim işim çocuklara yalan söylemek
-
0:07 - 0:09ama dürüst yalanlar.
-
0:09 - 0:10Çocuk kitapları yazıyorum
-
0:10 - 0:14ve Pablo Picasso'nun bir sözünü görüyorsunuz:
-
0:14 - 0:17"Sanatın hakikat olmadığını hepimiz biliyoruz.
-
0:17 - 0:20Sanat hakikati, en azından önümüze
hakikat diye konan şeyi -
0:20 - 0:23fark etmemizi sağlayan bir yalandır.
-
0:23 - 0:25Sanatçı kendi yalanlarının hakikatine
-
0:25 - 0:30başkalarını nasıl inandıracağını
bilmek durumundadır." -
0:30 - 0:33Bu sözü ilk defa küçükken duymuştum
-
0:33 - 0:35ve çok sevmiştim
-
0:35 - 0:37ama anlamı hakkında
en ufak bir fikrim bile yoktu. -
0:37 - 0:39(Gülüşmeler)
-
0:39 - 0:41Ben de düşündüm ki, bugün sizinle
-
0:41 - 0:43bunları konuşmak için buradayım;
-
0:43 - 0:45hakikat ve yalan, hikaye ve gerçek.
-
0:45 - 0:47Bu birbirine karışmış
-
0:47 - 0:49cümleleri nasıl birbirinden ayırabilirim?
-
0:49 - 0:53Dedim ki, PowerPoint var.
Bir Venn şeması yapalım. -
0:53 - 0:55["Hakikat. Yalan."]
(Gülüşmeler) -
0:55 - 0:57İşte, görüyorsunuz.
-
0:57 - 0:58Hakikat var ve gerçek var.
-
0:58 - 1:00Tam ortalarında da
-
1:00 - 1:01küçük bir yer var.
-
1:01 - 1:08O belli belirsiz yer de, sanat.
-
1:08 - 1:13Pekala. Venn şeması. (Gülüşmeler) (Alkış)
-
1:13 - 1:16Aslında bunun da pek yardımı dokunmuyor.
-
1:16 - 1:20Bu sözü ve sanatın,
-
1:20 - 1:23en azından hikaye sanatının, ne olduğunu
-
1:23 - 1:25anlamama yardımcı olan şey
-
1:25 - 1:26çocuklarla çalışmaktı.
-
1:26 - 1:29Üniversitede okurken
-
1:29 - 1:31yaz kampı danışmanlığı yapıyordum
-
1:31 - 1:34ve işimi seviyordum.
-
1:34 - 1:36Dört-altı yaş grubundaki çocuklar için
-
1:36 - 1:38bir yaz spor kampıydı.
-
1:38 - 1:40Ben 4 dört yaş grubundan sorumluydum.
-
1:40 - 1:41Bence bu oldukça güzeldi.
-
1:41 - 1:45Çünkü dört yaşındakiler spor
yapamıyordu, benim gibi. -
1:45 - 1:46(Gülüşmeler)
-
1:46 - 1:49Ben de dört yaşındaki bir çocuk
kadar spor yapabiliyorum. -
1:49 - 1:53Çocuklar kukaların etrafında top sürerlerdi
-
1:53 - 1:55sonra sıcaklayıp,
-
1:55 - 1:57bir ağacın altına otururlardı.
-
1:57 - 2:00Bense çoktan o ağacın
altında oturuyor olurdum -
2:00 - 2:02ve onlara hikayeler uydururdum ya da
-
2:02 - 2:04hayatım hakkında hikayeler anlatırdım.
-
2:04 - 2:06Haftasonları eve gidip,
-
2:06 - 2:09İngiltere Kraliçesi için casusluk
yaptığımı anlatırdım. -
2:09 - 2:12Bir süre sonra
-
2:12 - 2:14benim grubumdan olmayan çocuklar
-
2:14 - 2:16yanıma gelip şöyle derlerdi;
-
2:16 - 2:18"Sen Mac Barnett'sin, değil mi?"
-
2:18 - 2:21"İngiltere Kraliçesi için
casusluk yapan adam?" -
2:21 - 2:24Hayatım boyunca tanımadığım
insanların yanıma gelerek -
2:24 - 2:26bana bu soruyu sormalarını beklemiştim.
-
2:26 - 2:29Tabi ki hayallerimde, bu insanlar
-
2:29 - 2:30zarif, Rus kadınlardı ama
-
2:30 - 2:35Berkeley, California'da elinizde
ne varsa onunla yetinmeniz gerekiyor. -
2:35 - 2:39Sonra şunu fark ettim ki
anlattığım hikayeler, -
2:39 - 2:42bana tanıdık geliyordu, gerçekti
-
2:42 - 2:44ve beni heyecanlandırıyordu.
-
2:44 - 2:46Sanırım bu konuda yaşadığım
en ilginç şey -hiç unutmam - -
2:46 - 2:49Riley adında küçük bir
kız vardı. Minicikti, -
2:49 - 2:51her gün yemeğini çıkarırdı
-
2:51 - 2:53ve meyvesini fırlatıp atardı.
-
2:53 - 2:55Her gün, annesinin koyduğu
-
2:55 - 2:56kavunu eline alır,
-
2:56 - 2:58sarmaşıkların arasına fırlatırdı.
-
2:58 - 3:00Sonra da meyveli jelibon ve
puding falan yerdi. -
3:00 - 3:03Ben de şöyle dedim, "Riley,
-
3:03 - 3:06böyle yapmamalısın,
meyvelerini yemen lazım." -
3:06 - 3:08O da, "Niye?" dedi.
-
3:08 - 3:09Ben de, "Meyveyi sarmaşıklara atarsan,
-
3:09 - 3:13yakında her yer kavunlarla
kaplanacak." dedim -
3:13 - 3:15Sanırım bu yüzden,
-
3:15 - 3:21çocuk beslenme uzmanı olmak yerine
çocuklara hikaye anlatıyorum. -
3:21 - 3:23Riley, "Böyle bir şey olmaz."
-
3:23 - 3:24"Öyle olmayacak." dedi.
-
3:24 - 3:27Ben de, kampın son gününde
-
3:27 - 3:29erken kalktım ve marketten
-
3:29 - 3:31büyük bir kavun aldım.
-
3:31 - 3:33Kavunu sarmaşıkların arasına sakladım ve
-
3:33 - 3:35yemek arasında şöyle dedim,
-
3:35 - 3:38"Riley, neden şuraya gidip
ne yaptığına bakmıyorsun?" -
3:38 - 3:41ve - (Gülüşmeler)-
-
3:41 - 3:43zar zor sarmaşıkların arasına
girdi ve gözleri faltaşı gibi -
3:43 - 3:46açılmış bir şekilde kafasından bile
-
3:46 - 3:48büyük olan kavunu çıkardı.
-
3:48 - 3:51Sonra bütün çocuklar
koşarak etrafına toplandı. -
3:51 - 3:52Çocuklardan biri şöyle dedi,
-
3:52 - 3:54"Hey, bunun üstünde niye etiket var?"
-
3:54 - 3:57(Gülüşmeler)
-
3:57 - 4:00Ben de, "İşte yine bu yüzden
-
4:00 - 4:03etiketlerinizi sarmaşıkların
arasına atmayın diyorum. -
4:03 - 4:08Çöpe atın. Buraya attığınızda
doğaya zarar veriyorsunuz." dedim. -
4:08 - 4:14Riley kavunu gün boyunca yanında taşıdı
-
4:14 - 4:16ve o kadar gururluydu ki.
-
4:16 - 4:21Ve Riley yedi günde kavun
yetiştirmediğini biliyordu -
4:21 - 4:23ama yetiştirdiğini de biliyordu.
-
4:23 - 4:26Burası garip bir yer
-
4:26 - 4:28ama sadece çocukların
gidebileceği bir yer değil. -
4:28 - 4:32Herhangi bir şey olabilir.
Sanat, bizi bu yere götürebilir. -
4:32 - 4:34Riley tam da ortadaki yerdeydi,
-
4:34 - 4:37sanat ya da hikaye diyebileceğiniz yerde.
-
4:37 - 4:39Ben bu yere merak diyeceğim.
-
4:39 - 4:42Coleridge de böyle demişti.
İnanmamanın kasıtlı bir şekilde -
4:42 - 4:44durdurulması ya da şiirsel inanç,
-
4:44 - 4:46ne kadar garip olursa olsun, bir hikayenin
-
4:46 - 4:48gerçeği andırması
-
4:48 - 4:50ve sizin, buna inanabiliyor olmanız.
-
4:50 - 4:52Bunu yapan sadece çocuklar değil.
-
4:52 - 4:54Yetişkinler de yapabilir, okuyarak.
-
4:54 - 4:57İki gün sonra insanlar Dublin'de,
-
4:57 - 5:00Bloom Günü'nde yürüyüş turu yaparak,
-
5:00 - 5:06"Ulysses"te gerçekleşen her şeyi görecekler,
-
5:06 - 5:08bu şeylerin hiçbiri
gerçekleşmemiş olsa bile. -
5:08 - 5:10Ya da Sherlock Holmes'un
apartmanını görmek için -
5:10 - 5:12Londra, Baker Caddesi'ne
-
5:12 - 5:14gidecekler. 221B numarası,
-
5:14 - 5:17o adrese sahip bile olmayan
bir bina üzerine yazılmış olsa bile. -
5:17 - 5:19Bu karakterlerin gerçek
olmadığını biliyoruz -
5:19 - 5:21fakat onlarla ilgili olan hislerimiz
gerçek ve bu hislere -
5:21 - 5:22sahip olmak elimizde.
-
5:22 - 5:24Bu karakterlerin gerçek
olmadığını biliyoruz. -
5:24 - 5:28Bununla birlikte gerçek
olduklarını da biliyoruz. -
5:28 - 5:31Çocuklar bu noktaya yetişkinlerden
daha kolay bir şekilde ulaşıyor. -
5:31 - 5:33İşte bu yüzden çocuklar için yazmayı
-
5:33 - 5:35seviyorum. Bence çocuklar, edebi kurgu
-
5:35 - 5:39için en iyi okuyucu kitlesi.
-
5:39 - 5:42Ben çocukken
-
5:42 - 5:45içinde gizli kapılar olan
romanlara kafayı takmıştım, -
5:45 - 5:46"Narnia" gibi
-
5:46 - 5:50bir gardırobun kapağını açıp, büyülü
bir ülkeye gittiğiniz türden romanlara. -
5:50 - 5:52Gizli kapıların gerçekten var
olduğuna inanıyordum ve bu -
5:52 - 5:54kapıları arayarak içinden
geçmeye çalışırdım. -
5:54 - 5:58O hayali dünyaya gidip,
orada yaşamak isterdim. -
5:58 - 6:04Bunun için de insanların gardıroplarını
açıp dururdum. (Gülüşmeler) -
6:04 - 6:07Annemin erkek arkadaşının
gardırobunun içini incelerdim, -
6:07 - 6:09orada gizli ve büyülü bir ülke falan yoktu.
-
6:09 - 6:11Annemin bilmesi gereken
başka garip şeyler vardı. -
6:11 - 6:13(Gülüşmeler)
-
6:13 - 6:17Bunlardan anneme
bahsetmekten de gayet mutluydum. -
6:20 - 6:24Üniversiteden sonraki ilk işimde
-
6:24 - 6:26böyle bir gizli kapı arkasında çalıştım.
-
6:26 - 6:28826 Valencia adında bir yerdi.
-
6:28 - 6:30Valencia Sokağı, 826 numaradaydı,
-
6:30 - 6:33San Francisco'da Mission bölgesinde.
-
6:33 - 6:35Ben çalışırken 826 Valencia'da, kâr amacı
-
6:35 - 6:37gütmeyen bir yayınevi olan McSweeney's'in
-
6:37 - 6:41merkezi vardı.
-
6:41 - 6:43Fakat ön tarafında
-
6:43 - 6:44değişik bir dükkan vardı.
-
6:44 - 6:46Burası perakende satış için
-
6:46 - 6:49ayrılmış bir bölge ve bize
değişiklik izni vermeyeceklerdi. -
6:49 - 6:52Mekanın sahibi olan yazar Dave Eggers da
-
6:52 - 6:54kanuna karşı gelmemek için şöyle dedi,
-
6:54 - 6:59"Peki, o zaman ben de korsanlar
için bir malzeme dükkanı yaparım." -
6:59 - 7:02Nitekim öyle de yaptı. (Gülüşmeler)
-
7:02 - 7:04Çok da güzel bir yer. Tamamen ahşap.
-
7:04 - 7:05Çekmeceleri açıp, limon alıyorsunuz;
-
7:05 - 7:08iskorbit olmayasınız diye.
-
7:08 - 7:11Birçok renkte göz bandı var.
-
7:11 - 7:13Çünkü bahar zamanı korsanlar
zıvanadan çıkmak istiyorlar. -
7:13 - 7:18Kesinlikle! Siyah sıkıcıdır.
Pastel renkler de vardı. -
7:18 - 7:20Ya da yine birçok renkte göz vardı.
-
7:20 - 7:21Bildiğimiz cam gözler,
-
7:21 - 7:25o anda nasıl bir şey isterseniz.
-
7:25 - 7:28İlginç olan şey de, insanlar
-
7:28 - 7:32dükkana gelip bir şeyler alıyorlardı.
-
7:32 - 7:34Bu sayede de gerçekteki
-
7:34 - 7:36eğitim merkezinin kirası çıkıyordu.
-
7:36 - 7:39Ama benim için önemli olan şey
-
7:39 - 7:42yaptığınız işin kalitesidir.
-
7:42 - 7:44Çocuklar gelerek, yazma
konusunda eğitim alıyorlardı -
7:44 - 7:49ve eğer yazmak için bu garip, küçük,
kurmaca yerden geçmek zorundaysanız; -
7:49 - 7:52yapacağınız işi mutlaka etkileyecektir.
-
7:52 - 7:55İçinden geçebileceğiniz
bir gizli kapı işte. -
7:55 - 7:57Los Angeles'taki 826'yı ben işletiyordum
-
7:57 - 8:01ve aşağıdaki dükkanı da
inşa etmek benim işimdi. -
8:01 - 8:04Bir de The Echo Park
Time Travel Mart'ımız var. -
8:04 - 8:08Sloganımız da bu "Hangi zamanda iseniz,
biz çoktan o zamandayız. -
8:08 - 8:11(Gülüşmeler)
-
8:11 - 8:16Burası Los Angeles, Sunset
Bulvarı'nda ve cana yakın -
8:16 - 8:18çalışanlarımız size yardım etmeye hazırlar.
-
8:18 - 8:20Her çağdan çalışanımız var,
-
8:20 - 8:241980'ler de dahil ama o sondaki adam
-
8:24 - 8:26çok yakın geçmişten.
-
8:26 - 8:28Ayın Çalışanları tablomuz.
-
8:28 - 8:31Genghis Khan, Charles Dickens da var.
-
8:31 - 8:34Buradan birçok müthiş insan geldi geçti.
-
8:34 - 8:36Burası eczane bölümü gibi bir yer.
-
8:36 - 8:37Hazır ilaçlar var,
-
8:37 - 8:40organlarınız için
kanopik kavanozlar var. -
8:40 - 8:41"Bu yıl için sabununuz bu."
-
8:41 - 8:46diyen komunist sabun var.
(Gülüşmeler) -
8:46 - 8:48Açılış gecemizde buzlu içecek
-
8:48 - 8:51makinamız bozuldu ve ne
yapacağımızı bilemedik. -
8:51 - 8:53Mimarımızın üzeri tamamen
kırmızı şurup olmuştu. -
8:53 - 8:55Biraz önce cinayet işlemiş gibi görünüyordu,
-
8:55 - 8:57ki özellikle bu mimar için
-
8:57 - 8:59bu gayet olasıydı ve
-
8:59 - 9:01ne yapacağımızı bilemiyorduk.
-
9:01 - 9:02Dükkanımızın en ilgi
-
9:02 - 9:03çekici olayı olacaktı. Biz de
-
9:03 - 9:07üzerine "Arızalı. Dün tekrar deneyin." yazan
bir tabela astık. (Gülüşmeler) -
9:07 - 9:10Bu tabela, buzlu içecek olayından daha
-
9:10 - 9:14komik oldu ve tabelayı hiç indirmedik.
-
9:14 - 9:18Mamut Parçaları. Her
biri üç kilo ağırlığında. -
9:18 - 9:20Barbar Kovucu. İçinde salata
-
9:20 - 9:25ve potpori var. Barbarların
nefret ettiği şeyler yani. -
9:25 - 9:27Ölü diller.
-
9:27 - 9:29(Gülüşmeler)
-
9:29 - 9:32Sülükler, doğanın minik doktorları.
-
9:32 - 9:36Viking Deodorantı. Birçok çeşidi
de var: ayak tırnağı, -
9:36 - 9:40ter, küflenmiş sebze, ölü insan külü.
-
9:40 - 9:42Çünkü Axe Vücut Spreyi'nin
koltuk altınızda değil, sadece -
9:42 - 9:43savaş meydanında bulabileceğiniz
-
9:43 - 9:48bir şey olduğuna inanıyoruz.
(Gülüşmeler) -
9:48 - 9:50Bunlar da robot duygu çipleri; bunlarla
-
9:50 - 9:52aşkı ya da korkuyu hissedebilecekler.
-
9:52 - 9:53En çok satanımız ise Schadenfreude,
-
9:53 - 9:55hiç beklemiyorduk.
-
9:55 - 9:56(Gülüşmeler)
-
9:56 - 9:58Bunun olmasını beklemiyorduk.
-
9:58 - 10:01Fakat bunun arkasında hiçbir kâr yok
-
10:01 - 10:02ve çocuklar "Sadece Çalışanlar Girebilir"
-
10:02 - 10:04yazan bir kapıdan geçerek
-
10:04 - 10:06buraya gelip ödev yapıyorlar,
-
10:06 - 10:08hikayeler yazıp, film çekiyorlar.
-
10:08 - 10:10Bu da bir kitap partisi.
-
10:10 - 10:12Çocukların yazılarından oluşan
-
10:12 - 10:13üç aylık bir dergi yayımlanıyor.
-
10:13 - 10:14Her gün okuldan sonra
-
10:14 - 10:16geliyorlar, kitap partisi
-
10:16 - 10:19yapıyoruz, pasta yiyip
ailelerine kitap okuyorlar -
10:19 - 10:22ve şampanya bardağından süt içiyorlar.
-
10:22 - 10:25Burası çok özel bir yer.
-
10:25 - 10:28Çünkü önden bakıldığında
garip bir yere benziyor. -
10:28 - 10:31Bu şaka aslında bir şaka değil.
-
10:31 - 10:34Bir kurguda hata bulamazsınız ve kurgunun
-
10:34 - 10:37bu özelliğini çok severim.
Gerçek dünyayı koloni haline -
10:37 - 10:40getiren şey de bu küçücük kurgudur.
-
10:40 - 10:44Ben bunu üç boyutlu bir
kitap olarak görüyorum. -
10:44 - 10:46Üstkurmaca denilen bir kavram vardır.
-
10:46 - 10:50Hikayenin hikayesi anlamındadır
-
10:50 - 10:52ve şu an çok revaçta bir kavram.
-
10:52 - 10:54Son revaçta olduğu zaman John Barth ve
-
10:54 - 10:57William Gaddis gibi
romancıların olduğu 1960'lardı. -
10:57 - 10:58Fakat hiç kaybolmadı.
-
10:58 - 11:01Neredeyse hikaye anlatıcılığı kadar eski.
-
11:01 - 11:04Bir üstkurmaca tekniği de
-
11:04 - 11:06dördüncü duvarı kırmaktır. Değil mi?
-
11:06 - 11:09Bir aktör seyircilere döner ve şöyle der,
-
11:09 - 11:10"Ben bir aktörüm,
-
11:10 - 11:13bunlar da sadece kirişler."
-
11:13 - 11:15Sözde dürüst olan o anda bile
-
11:15 - 11:17bahse girerim, bir yalan vardır.
-
11:17 - 11:20Fakat o anın asıl amacı kurgunun
-
11:20 - 11:21sahteliğini ön plana çıkarmaktır.
-
11:21 - 11:23Ben tam tersini yapmayı tercih ediyorum.
-
11:23 - 11:26Eğer dördüncü duvarı yıkacaksam,
-
11:26 - 11:28kurgunun kaçıp
-
11:28 - 11:30gerçek dünyaya gelmesini isterim.
-
11:30 - 11:35Bir kitabın gizli bir
kapı olmasını ve açılarak -
11:35 - 11:37hikayeleri gerçek
hayata çıkarmasını isterim. -
11:37 - 11:40Ben de kitaplarımda bunu yapmaya çalışıyorum.
-
11:40 - 11:42İşte bir örnek.
-
11:42 - 11:44İlk kitabım.
-
11:44 - 11:47İsmi "Billy Twitters ve Mavi Balina Sorunu."
-
11:47 - 11:49Evcil hayvan olarak mavi bir balina alan
-
11:49 - 11:50fakat bu yüzden başına türlü
-
11:50 - 11:53şeyler gelip, hayatı alt üst
olan bir çocuğu anlatıyor. -
11:53 - 11:56Balina bir gecede FedUp ile teslim ediliyor.
-
11:56 - 11:58(Gülüşmeler)
-
11:58 - 12:00Balinayı okula götürmek zorunda kalıyor.
-
12:00 - 12:01San Francisco'da yaşıyor.
-
12:01 - 12:04Bir balinaya sahip
olmak için zor bir şehir. -
12:04 - 12:08Çok fazla tepe var, ev
fiyatları uçmuş durumda. -
12:08 - 12:11Piyasa çıldırmış durumda, millet.
-
12:11 - 12:15Ama kitap kılıfının içinde bir zarf var.
-
12:15 - 12:19Kitap kapağıın altında
-
12:19 - 12:20bir reklam var.
-
12:20 - 12:24Mavi bir balina için
-
12:24 - 12:2530 günlük risksiz deneme teklifi sunuyor.
-
12:25 - 12:28Kendinden adresli ve
pullu zarfı gönderiyorsunuz, -
12:28 - 12:32biz de size bir balina gönderiyoruz.
-
12:32 - 12:37Çocuklar gerçekten de mektup yazıyorlar.
-
12:37 - 12:40Bir mektup şöyle, "Sevgili insanlar,
-
12:40 - 12:4310 dolarına bahse girerim ki bana
mavi bir balina göndermeyeceksiniz. -
12:43 - 12:46Eliot Gannon (yaş 6)."
-
12:46 - 12:49(Gülüşmeler) (Alkış)
-
12:51 - 12:53Eliot ve diğer çocuklar gibi mektup
-
12:53 - 12:55gönderenlere biz de
-
12:55 - 12:58Norveçli bir hukuk firmasından
çok küçük puntolarla yazılmış - -
12:58 - 13:02(Gülüşmeler) - bir mektup gönderiliyor.
-
13:02 - 13:06Mektupta gümrük kanunlarının
değişmesi nedeniyle balinanın -
13:06 - 13:08çok tatlı bir fiyort olan Sognefjord'da
-
13:08 - 13:09kaldığı yazılıyor.
-
13:09 - 13:11Sonra Sognefjord'la ve Norveç
-
13:11 - 13:13yemekleriyle ilgili şeyler
yazılıyor ve konu değişiyor. -
13:13 - 13:15(Gülüşmeler)
-
13:17 - 13:19Balinanın sizden haber almaktan çok mutlu
-
13:19 - 13:21olacağı söylenerek mektup bitiriliyor.
-
13:21 - 13:23Balinanın telefon numarası var,
-
13:23 - 13:28arayabiliyor ya da mesaj gönderebiliyorsunuz.
-
13:28 - 13:30Arayıp, mesaj bıraktığınızda
-
13:30 - 13:32giden mesajda balina sesleri ve sonra
-
13:32 - 13:37bip sesi duyuyorsunuz.
-
13:37 - 13:41Gerçekten de balina sesine çok benziyor.
-
13:41 - 13:43Balinanın resmi bile gönderiliyor.
-
13:43 - 13:45Bu Randolph,
-
13:45 - 13:49Randolph'un sahibi Nico.
-
13:49 - 13:53Nico, arama yapan ilk çocuklardan
-
13:53 - 13:55ve size Nico'nun mesajını dinleteceğim.
-
13:55 - 14:00Nico'nun ilk mesajı.
-
14:00 - 14:02(Ses) Nico: Merhaba, ben Nico.
-
14:02 - 14:06Ben senin sahibinim Randolph. Merhaba.
-
14:06 - 14:09Seninle ilk defa şimdi konuşabiliyorum,
-
14:09 - 14:16başka bir gün, tekrar konuşuruz.
Görüşürüz. -
14:16 - 14:18Mac Barnett: Nico tekrar
aradı, bir saat sonra falan. -
14:18 - 14:20(Gülüşmeler)
-
14:20 - 14:24Bu da Nico'nun başka bir mesajı.
-
14:24 - 14:28(Ses) Nico: Merhaba Randolph, ben Nico.
-
14:28 - 14:33Uzun süredir konuşmuyoruz
-
14:33 - 14:38ama cumartesi ya da pazar konuşmuştuk.
-
14:38 - 14:40Evet, cumartesi ya da pazar.
-
14:40 - 14:43Merhaba demek için tekrar aradım.
-
14:43 - 14:48Şu an ne yaptığını çok merak ediyorum ve
-
14:48 - 14:51muhtemelen seni tekrar ararım,
-
14:51 - 14:53yarın ya da bugün.
-
14:53 - 14:57Sonra konuşuruz. Görüşürüz.
-
14:57 - 15:01MB: Gerçekten de aynı gün tekrar aradı.
-
15:01 - 15:05Dört yıl boyunca Randolph'a
-
15:05 - 15:0825'ten fazla mesaj bıraktı.
-
15:08 - 15:10Nico hakkında, çok sevdiği
-
15:10 - 15:12anneannesi hakkında, daha az sevdiği
-
15:12 - 15:14babaannesi hakkında
-
15:14 - 15:16(Gülüşmeler) -
-
15:16 - 15:19çözdüğü bulmaca hakkında
her şeyi öğreniyorsunuz. -
15:19 - 15:23Bu da, size Nico'nun bir
mesajını daha dinleteceğim, -
15:23 - 15:26Nico'nun yılbaşı mesajı.
-
15:26 - 15:28[Bip] (Ses) Nico: Merhaba Randolph.
-
15:28 - 15:32Uzun süredir arayamadığım için üzgünüm.
-
15:32 - 15:34O kadar meşguldüm ki.
-
15:34 - 15:37Çünkü okul başladı
-
15:37 - 15:40ama muhtemelen bilmiyorsundur.
-
15:40 - 15:44Çünkü bir balinasın.
-
15:44 - 15:48Sana mutlu yıllar dilemek
-
15:48 - 15:52için aramıştım.
-
15:52 - 15:57Mutlu Noeller
-
15:57 - 16:04ve görüşürüz Randolph. Hoşçakal.
-
16:04 - 16:05MB: Nico'dan tekrar haber aldım.
-
16:05 - 16:0818 aydır sesi çıkmıyordu ve
-
16:08 - 16:12iki gün önce bir mesaj bıraktı.
-
16:12 - 16:15Sesi tamamen değişmişti,
-
16:15 - 16:18bakıcısını telefona verdi,
-
16:18 - 16:22bakıcısı da Randolph'a karşı çok iyiyidi.
-
16:22 - 16:27Ama Nico dileyebileceğim en iyi okuyucu.
-
16:27 - 16:30Yazdıklarımı okuyan herkesin
-
16:30 - 16:32yarattığım şeyler sayesinde
-
16:32 - 16:35aynı duyguları hissetmesini isterim.
-
16:35 - 16:38Kendimi şanslı hissediyorum.
Nico gibi çocuklar en iyi okuyucular ve -
16:38 - 16:42verebileceğimiz en iyi hikayeleri hak ediyorlar.
-
16:42 - 16:44Çok teşekkür ederim.
-
16:44 - 16:47(Alkış)
- Title:
- İyi bir kitap neden gizli bir kapıdır
- Speaker:
- Mac Barnett
- Description:
-
Çocuk olmak gerçeküstüdür. Çocuk kitapları neden öyle olmasın? Bu ilgi çekici konuşmada, ödüllü yazar Mac Barnett sayfadan kaçan yazılardan, meraka kapı açan sanattan ve gerçek çocukların hayali bir balinaya ne dediklerinden bahsediyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 16:59
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for Why a good book is a secret door |