Return to Video

Şempanzelerin duyguları ve düşünceleri var. Hakları da olmalı

  • 0:01 - 0:04
    Bu kaleme bakmanızı istiyorum.
  • 0:04 - 0:06
    Bu bir 'şey'. Bu tuzel bir 'şey'.
  • 0:06 - 0:10
    Kitaplarınız, arabalarınız da öyle.
  • 0:10 - 0:12
    Hepsi tüzel şeyler.
  • 0:12 - 0:16
    İnsansı maymunlar, arkamda görüyorsunuz,
  • 0:16 - 0:20
    onlar da tüzel 'şey'ler.
  • 0:20 - 0:24
    Tüzel bir 'şey'e bunu yapabilirim.
  • 0:24 - 0:27
    Kitabıma ya da arabama
    canım ne isterse yapabilirim.
  • 0:27 - 0:30
    Bu göreceğiniz insansı maymunların
  • 0:30 - 0:33
    fotoğraflarını, "James & Other Apes"
    ( James ve Diğer Maymunlar)
  • 0:33 - 0:36
    adında bir kitap yazan
    James Mollison çekti.
  • 0:36 - 0:39
    Kitabında, nasıl her birinin,
    neredeyse her birinin
  • 0:39 - 0:42
    anne ve babaları
    gözleri önünde ölmüş
  • 0:42 - 0:46
    birer yetim olduklarını anlatıyor.
  • 0:46 - 0:48
    Onlar tüzel şeyler.
  • 0:48 - 0:50
    Yüzyıllar boyunca, tüzel şeyler
    ve gerçek kişileri
  • 0:50 - 0:54
    ayıran büyük bir kanuni duvar oldu.
  • 0:54 - 0:58
    Bir tarafta, tüzel şeyler,
    yargıçlar için görünmezler.
  • 0:58 - 1:00
    Kanun kapsamında değiller.
  • 1:00 - 1:01
    Hiçbir kanuni hakları yok.
  • 1:01 - 1:04
    Kanuni hak sahibi olmaya
    yetecek kapasiteleri yok.
  • 1:04 - 1:06
    Onlar kölelerdir.
  • 1:06 - 1:09
    Kanun duvarının diğer yanında ise,
    gerçek kişiler.
  • 1:09 - 1:12
    Yargıçlar için epeyce görülebilirlerdir.
  • 1:12 - 1:13
    Kanunda bahisleri geçer.
  • 1:13 - 1:15
    Birçok hakka sahip olabilirler.
  • 1:15 - 1:18
    Sonsuz sayıda hak için
    yeterli kapasiteleri vardır.
  • 1:18 - 1:21
    Ve onlar efendilerdir.
  • 1:21 - 1:26
    Şu anda, insan dışındaki
    tüm hayvanlar tüzel şeyler.
  • 1:26 - 1:29
    Bütün insanlar ise gerçek kişiler.
  • 1:29 - 1:31
    Ama insan olmakla, gerçek kişi
    olmak ne bugün,
  • 1:31 - 1:37
    ne de başka bir zaman
    eş anlamlı olmamıştır.
  • 1:37 - 1:40
    İnsan ve gerçek kişi eş anlamlı değildir.
  • 1:40 - 1:43
    Bir yanda, yüzyıllar boyunca
  • 1:43 - 1:47
    birçok insan
  • 1:47 - 1:49
    tüzel şey olmuştur.
  • 1:49 - 1:51
    Köleler tüzel şeylerdi.
  • 1:51 - 1:56
    Bazen kadınlar, çocuklar
    tüzel şeyler oldular.
  • 1:56 - 1:59
    Gerçekten de, bu duvarda bir delik açıp
    oradan bu tüzel 'şey'leri duvarın
  • 1:59 - 2:04
    diğer yanına geçirmek ve gerçek kişiler
    olmalarını sağlayabilmek için
  • 2:04 - 2:09
    verilen sivil haklar mücadelesi
    yüzyıllardır sürmekte.
  • 2:09 - 2:13
    Ama ne yazık ki, o delik kapandı.
  • 2:13 - 2:15
    Diğer yanda, tüzel kişiler var,
  • 2:15 - 2:19
    ancak bunlar hiçbir zaman sadece
    insanoğluyla kısıtlı kalmadı.
  • 2:19 - 2:23
    Mesela, canlı bile olmayan
    bir sürü tüzel kişi var.
  • 2:23 - 2:25
    Birleşik Devletler'de,
  • 2:25 - 2:29
    firmaların tüzel kişiler olduğu
    gerçeğinin farkındayız.
  • 2:29 - 2:31
    Bağımsızlık öncesi Hindistan'da,
  • 2:31 - 2:33
    mahkeme, bir Hindu idolü için tüzel kişi,
  • 2:33 - 2:35
    bir cami için tüzel kişi kararı verdi.
  • 2:35 - 2:38
    2000'de, Hindistan Yüksek Mahkemesi,
  • 2:38 - 2:41
    Sih dinine ait kutsal kitapların
    tüzel kişi olduğuna hükmetti
  • 2:41 - 2:43
    ve 2012'de, çok yakın bir tarih,
  • 2:43 - 2:47
    Yeni Zelanda'da yerli halk mensupları
    ve kraliyet arasında
  • 2:47 - 2:50
    bir nehrin kendi nehir yatağına
    sahip tüzel bir kişi olduğu
  • 2:50 - 2:54
    kabul edilen bir anlaşma oldu.
  • 2:54 - 2:57
    1980'de, saçlarım henüz
    gür ve kahverengiyken
  • 2:57 - 3:00
    Peter Singer'ın kitabını okudum
  • 3:00 - 3:03
    ve gerçekten etkilendim.
  • 3:03 - 3:07
    Çünkü ben sesi olmayan için konuşmak
    amacıyla avukat olmuştum,
  • 3:07 - 3:08
    savunmasızı savunmak için
  • 3:08 - 3:12
    ve trilyonlarca, milyarlarca insan harici
    hayvanın ne kadar sessiz ve savunmasız
  • 3:12 - 3:16
    olduğunu asla tahmin edemezdim.
  • 3:16 - 3:19
    Böylece hayvan koruma
    avukatı olarak çalışmaya başladım.
  • 3:19 - 3:24
    Ve 1985'te, tam anlamıyla imkânsız
    bir şeyi başarmaya
  • 3:24 - 3:26
    çalıştığımı fark ettim,
  • 3:26 - 3:28
    çünkü çıkarlarını korumaya çalıştığım
  • 3:28 - 3:32
    bütün müvekkilerim,
    bütün o hayvanlar,
  • 3:32 - 3:34
    tüzel şeylerdi; yani görünmezdiler.
  • 3:34 - 3:36
    Bu böyle olmayacaktı, bu yüzden onları,
  • 3:36 - 3:40
    en azından bazılarını, o duvarda
    yine bir delik açıp
  • 3:40 - 3:44
    uygun insan dışı hayvanları
    gerçek kişiler olmaları için
  • 3:44 - 3:47
    o delikten diğer tarafa doğru
    beslemeye başlamanın
  • 3:47 - 3:51
    işe yarayabilecek tek şey
    olduğuna karar verdim.
  • 3:51 - 3:56
    O zamanlarda, hayvan hakları hakkında,
    hayvanların gerçek kişiler olması ya da
  • 3:56 - 3:59
    kanuni haklara sahip olması hakkında
  • 3:59 - 4:03
    çok az şey biliniyor ve konuşuluyordu,
  • 4:03 - 4:06
    ben de bunun uzun zaman
    alacağını biliyordum.
  • 4:06 - 4:09
    Böylece, 1985'te, o duvarda
    bir delik daha açabilmek adına
  • 4:09 - 4:13
    stratejik bir davaya,
    uzun süreli bir mücadeleye
  • 4:13 - 4:19
    başlayabilmemiz için bile
    yaklaşık 30 yıl gerektiğini hesap ettim.
  • 4:19 - 4:27
    Çok da karamsarmışım,
    sadece 28 yıl sürdü.
  • 4:27 - 4:33
    Başlayabilmek için de, sadece hukuk
    dergilerinde makaleler yazmakla,
  • 4:33 - 4:38
    ders olarak anlatmakla,
    kitaplar yazmakla kalmayıp
  • 4:38 - 4:41
    böyle bir vaka için nasıl
    dava oluşturacağımızın da
  • 4:41 - 4:43
    temeline inmeye başlamalıydık.
  • 4:43 - 4:47
    Yani, yapmamız gereken ilk şeylerden biri
    neyin hukuki bir sebep, meşru bir hukuki
  • 4:47 - 4:48
    sebep olduğunu çözmekti.
  • 4:48 - 4:51
    Meşru hukuki sebep, avukatların,
    argümanlarını mahkeme önüne
  • 4:51 - 4:57
    serebilmek için kullandıkları bir araçtır.
  • 4:57 - 5:01
    Bir baktık ki, neredeyse
    250 yıl önce Londra'da vuku bulmuş,
  • 5:01 - 5:04
    ilginç bir dava var,
    Somerset, Stweart'a karşı,
  • 5:04 - 5:07
    siyahi bir kölenin
    yasal sistemi kullanarak
  • 5:07 - 5:10
    tüzel şeyden gerçek kişiliğe
    geçtiği bir dava.
  • 5:10 - 5:14
    O kadar ilgimi çekmişti ki, sonunda
    üzerine bir kitap yazdım.
  • 5:14 - 5:20
    Batı Afrika'dan kaçırıldığında,
    James Somerset 8 yaşındaydı.
  • 5:20 - 5:23
    Orta Geçiş'ten sağ olarak kurtuldu
  • 5:23 - 5:28
    ve Virginia'da Charles Stewart isimli
    İskoç bir iş adamına satıldı.
  • 5:28 - 5:32
    20 yıl sonra, Stewart,
    James Somerset'i Londra'ya getiriyor
  • 5:32 - 5:36
    ve akabinde,
    James kaçmaya karar veriyor.
  • 5:36 - 5:40
    İlk yaptığı şeylerden biri,
    kendini vaftiz ettirmek oluyor,
  • 5:40 - 5:42
    çünkü vaftiz
    anne-babası olsun istiyor.
  • 5:42 - 5:44
    Çünkü, 18. yüzyılda bir köle,
  • 5:44 - 5:47
    vaftiz babasının en önemli
    sorumluluklarından birinin kaçmasına
  • 5:47 - 5:49
    yardım etmek olduğunu biliyor.
  • 5:49 - 5:53
    1771 sonbaharında, James Somerset
  • 5:53 - 5:56
    ve Charles Stewart karşı karşıya geliyor.
  • 5:56 - 6:00
    Tam olarak ne oldu bilmiyoruz,
    ama sonrasında James ortadan kayboluyor.
  • 6:00 - 6:03
    Ve sinirlenen Charles Stewart ise
    tüm Londra'yı arayıp
  • 6:03 - 6:06
    bulsunlar diye kendine
    köle bulucular tutuyor,
  • 6:06 - 6:08
    ama kendisine geri
    getirilmesini değil,
  • 6:08 - 6:14
    Londra limanında demir atmış olan
    Ann ve Mary gemisinde
  • 6:14 - 6:16
    zincire vurulmasını istiyor.
  • 6:16 - 6:18
    Gemi Jamaika'ya gidecek ve James de
  • 6:18 - 6:21
    orada köle pazarlarında satılarak
  • 6:21 - 6:24
    bir köle olarak, üç ila beş yıl arası
    şeker hasatı yapmaya
  • 6:24 - 6:27
    mahkûm olacaktı.
  • 6:27 - 6:30
    Ama orada, James'in vaftiz ailesi
    devreye giriyor.
  • 6:30 - 6:33
    Yüksek Mahkeme'de de
    baş yargıçlık yapmış,
  • 6:33 - 6:37
    en güçlü yargıç olan
    Lord Mansfield'den
  • 6:37 - 6:40
    James Somerset adına,
    bir ortak hukuk habeas corpus emri
  • 6:40 - 6:42
    çıkarmasını istiyorlar.
  • 6:42 - 6:46
    Ortak hukuk, İngilizce konuşan hâkimlerin
    yönetmelik ve anayasayla
  • 6:46 - 6:50
    çevrilmedikleri zamanlarda
    uygulayabildiği türden bir hukuk
  • 6:50 - 6:53
    ve habeas corpus emri de,
    Büyük Emir demek,
  • 6:53 - 6:55
    büyük B ve büyük E ile,
  • 6:55 - 6:59
    isteği dışında alıkonulan herhangi bir
    kimsenin korunmasını emreder.
  • 6:59 - 7:01
    Habeas corpus emri çıkarılıyor.
  • 7:01 - 7:04
    Alıkoyan kişiden, alıkonulan kişiyi
    getirmesi ve niye onu
  • 7:04 - 7:10
    bedensel özgürlüğünden alıkoyduğuna dair kanuni
    açıdan yeterli bir sebep sunması isteniyor.
  • 7:10 - 7:15
    Şimdi, Lord Mansfield, çabuk
    karar vermeliydi, çünkü
  • 7:15 - 7:17
    James Somerset gerçek bir kişi
  • 7:17 - 7:20
    değil de tüzel bir şey olsaydı
  • 7:20 - 7:22
    habeas corpus emri
    için uygun olmayacaktı.
  • 7:22 - 7:25
    Böylece, Lord Mansfield,
    karar olarak değil,
  • 7:25 - 7:30
    James Somerset'in gerçekten gerçek
    bir kişi olduğunu 'varsayarak'
  • 7:30 - 7:33
    habeas corpus emrini çıkartmış ve James,
    geminin kaptanı
  • 7:33 - 7:34
    tarafından geri getirilmiştir.
  • 7:34 - 7:37
    İlerleyen altı ay boyunca bir
    dizi dava olmuştur.
  • 7:37 - 7:43
    22 Haziran 1772'de, Lord Mansfield
    köleliğin tiksindirici olduğunu söylemiş,
  • 7:43 - 7:45
    'tiksindirici' kelimesini kullanmış
  • 7:45 - 7:49
    ve ortak hukukun bunu desteklemeyeceğini
    belirterek James'i özgür bırakmış.
  • 7:49 - 7:53
    İşte o an, James Somerset,
    hukuki bir dönüşüm geçirmiş oldu.
  • 7:53 - 7:55
    Mahkeme salonundan
    özgür biri olarak çıkan
  • 7:55 - 7:57
    ve köle olarak giren adam
    aynı gibi gözükse de,
  • 7:57 - 8:03
    aslında kanuni açıdan hiçbir ortak
    noktaları yoktu.
  • 8:03 - 8:06
    Bir sonraki adım,
    kurmuş olduğum Nonhuman Rights
  • 8:06 - 8:09
    (İnsan dışındaki canlıların hakları)
    Projesi oldu ve yargıçlara ne tür
  • 8:09 - 8:12
    değer ve prensipler sunmak gerektiğini
    düşünmeye başladık.
  • 8:12 - 8:16
    Ana sütü gibi içtikleri,
    hukuk fakültelerinde onlara öğretilen,
  • 8:16 - 8:19
    her gün kullandıkları ve
    tüm kalpleriyle inandıkları değer ve
  • 8:19 - 8:23
    prensipler neler olabilir dedik -- ve
    özgürlük ve eşitliği seçtik.
  • 8:23 - 8:26
    Şimdi, özgürlük hakkı dediğimiz,
    olduğunuz şey sayesinde
  • 8:26 - 8:28
    sahip olduğunuz bir haktır
  • 8:28 - 8:33
    ve temel özgürlük yasası
    temel bir çıkarı korur.
  • 8:33 - 8:37
    Ve ortak hukuktaki en üstün çıkar,
  • 8:37 - 8:42
    otonomi ve özgür irade haklarıdır.
  • 8:42 - 8:46
    Bu öyle güçlüdür ki, ortak hukukun
    uygulandığı bir ülkede,
  • 8:46 - 8:50
    hastaneye gitseniz ve hayatınızı
    kurtaracak bir tedaviyi reddetseniz,
  • 8:50 - 8:53
    hiçbir yargıç sizi bunun tersine
    zorlayamaz,
  • 8:53 - 8:57
    çünkü özgür iradeniz ve
    otonominize saygı duyarlar.
  • 8:57 - 9:01
    Eşitlik hakkı da, ilişkili bir
    şekilde bir başkasına
  • 9:01 - 9:04
    benzediğiniz için sahip
    olduğunuz bir hak çeşidi.
  • 9:04 - 9:06
    Evet, 'ilişkili' bir biçimde.
  • 9:06 - 9:09
    Yani siz 'bu'ysanız, 'onlar' bu hakka
    sahipse, siz de onlara benzediğinizden
  • 9:09 - 9:12
    bu hakka sahipsiniz demektir.
  • 9:12 - 9:15
    Mahkemeler ve yasama organları
    hep sınırlar çizer durur.
  • 9:15 - 9:17
    Bu sınırların içinde ve
    dışında kalanlar olur.
  • 9:17 - 9:23
    Ama ne olursa olsun,
    bu sınırlar en azından
  • 9:23 - 9:28
    yasal bir sonuca varacak
    mantıklı birer araç olmalıdır.
  • 9:28 - 9:30
    Nonhuman Rights Projesi,
    bu çizilen sınırlarla
  • 9:30 - 9:34
    otonom ve özgür irade sahibi,
  • 9:34 - 9:36
    arkamda gördükleriniz gibi canlıları
  • 9:36 - 9:39
    köleleştirmenin eşitlik hakkını
    ihlal ettiğini savunuyor.
  • 9:39 - 9:42
    80 yetki bölgesini araştırdık
  • 9:42 - 9:44
    ve ilk davamızı açacağımız
    yetki bölgesini
  • 9:44 - 9:46
    bulmak yedi yılımızı aldı.
  • 9:46 - 9:48
    New York eyaletini seçtik.
  • 9:48 - 9:50
    Sonra davacılarımızın
    kimler olacağını düşündük.
  • 9:50 - 9:52
    Şempanzelerde karar kıldık,
  • 9:52 - 9:55
    sadece Jane Goodall yönetim
    kurulumuzda olduğu için değil,
  • 9:55 - 9:59
    aynı zamanda Jane ve onun gibi insanlar,
  • 9:59 - 10:02
    onlarca yıldır şempanzeleri
    yoğun şekilde çalıştıkları için.
  • 10:02 - 10:05
    Olağanüstü bilişsel yetenekleri
    olduğunu biliyoruz
  • 10:05 - 10:08
    ve aynı zamanda bu
    insanlardakine benzer.
  • 10:08 - 10:13
    Neyse, şempanzeleri seçtik
    ve dünya çapında,
  • 10:13 - 10:16
    şempanze bilişi konusunda
    uzmanlar aramaya başladık.
  • 10:16 - 10:21
    Japonya, İsveç, Almanya, İskoçya, İngiltere
    ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bulduk
  • 10:21 - 10:24
    ve kendi aralarında, şempanzelerin
    karmaşık bilişsel
  • 10:24 - 10:26
    kapasitesinin, ayrı ayrı veya
    beraberce 40'tan fazla yolla
  • 10:26 - 10:29
    otonomi ve özgür irade için
  • 10:29 - 10:31
    yeterli olduğunu gösterdikleri
  • 10:31 - 10:35
    100 sayfalık bir yeminli ifade yazdılar.
  • 10:35 - 10:39
    Bu ifade, mesela, şempanzelerin bilinçli
    olduğunu içeriyor.
  • 10:39 - 10:41
    Üstelik, bilinçli olduklarının
    da bilincindeler.
  • 10:41 - 10:44
    Akılları olduğunu biliyorlar,
    diğerlerinin aklı olduğunu da.
  • 10:44 - 10:47
    Birey olduklarını ve
    yaşayabileceklerini biliyorlar.
  • 10:47 - 10:50
    Dün yaşadıklarını ve yarın da
    yaşayacaklarını biliyorlar.
  • 10:50 - 10:53
    Zihinsel zaman yolculuğu yapabiliyorlar,
    dün ne olduğunu hatırlıyorlar.
  • 10:53 - 10:55
    Yarını tahmin bekliyorlar ki bu
  • 10:55 - 11:00
    şempanzeleri, hele ki yalnız başına,
    hapsetmenin korkunç olmasının sebebi.
  • 11:00 - 11:02
    Bu bizim en adi suçlulara
    yaptığımız muamele
  • 11:02 - 11:08
    ve hiç düşünmeden aynısını
    şempanzelere yapıyoruz.
  • 11:08 - 11:10
    Onların da bir çeşit ahlaki
    kapasiteleri var.
  • 11:10 - 11:13
    İnsanlarla ekonomik
    oyunlar oynarlarken,
  • 11:13 - 11:17
    spontane olarak adil teklifler yapıyorlar,
    onlardan bunu yapmaları istenmediği hâlde.
  • 11:17 - 11:19
    Sayı okuyabiliyorlar,
    sayıları anlıyorlar.
  • 11:19 - 11:21
    Basit hesapları yapabilirler.
  • 11:21 - 11:25
    Dil ile ilgilenebilirler veya
    dil savaşlarının dışında kalmak için,
  • 11:25 - 11:28
    kendileriyle konuşanların
    tavırlarını izledikleri
  • 11:28 - 11:31
    niyet ve imaya
    dayalı bir şekilde
  • 11:31 - 11:32
    iletişim kurabilirler.
  • 11:32 - 11:34
    Kültürleri var.
  • 11:34 - 11:37
    Maddi kültürleri,
    sosyal kültürleri var.
  • 11:37 - 11:39
    Sembolik kültürleri var.
  • 11:39 - 11:43
    Bilim adamları, Fildişi Sahili'ndeki
    Taï Ormanları'nda
  • 11:43 - 11:46
    şempanzelerin inanılmaz derecede
    sert olan kabuklu yemişleri
  • 11:46 - 11:49
    kırmak için taşları
    kullandıklarını bulmuş.
  • 11:49 - 11:51
    Bunu yapmayı öğrenmek
    çok uzun zaman alır ve
  • 11:51 - 11:54
    o alanı kazdıklarında
    bu maddi kültürün,
  • 11:54 - 11:56
    bunu nasıl yaptıklarının, bu taşların
  • 11:56 - 12:00
    en azından 4300 yıl,
    225 şempanze nesli boyunca
  • 12:00 - 12:05
    aktarılmış olduğunu bulmuşlar.
  • 12:05 - 12:07
    Artık bizim de şempanzemizi
    bulmamız lazımdı.
  • 12:07 - 12:10
    Şempanzelerimizi,
  • 12:10 - 12:13
    ilk önce New York eyaletinde
    iki tanesini bulduk.
  • 12:13 - 12:16
    İkisi de biz daha davamızı
    açamadan ölecekti.
  • 12:16 - 12:18
    Sonra, Tommy'yi bulduk.
  • 12:18 - 12:21
    Tommy bir şempanze.
    Onu arkamda görüyorsunuz.
  • 12:21 - 12:24
    Tommy bir şempanzeydi.
    Onu bu kafeste bulduk.
  • 12:24 - 12:27
    Onu, New York merkezinde bir
    karavan parkındaki büyük
  • 12:27 - 12:33
    bir ambar binasında kafeslerle
    dolu küçük bir odada bulduk.
  • 12:33 - 12:35
    Kısmen sağır olan Kiko'yu bulduk.
  • 12:35 - 12:40
    Kiko, batı Massachusetts'te bir çimento
    dükkânının arkasındaydı.
  • 12:40 - 12:42
    Hercules ve Leo'yu da bulduk.
  • 12:42 - 12:44
    Stony Brook'ta, biyomedikal ve
  • 12:44 - 12:47
    anatomik araştırmalarda kullanılan
    iki genç erkek şempanze.
  • 12:47 - 12:49
    Onları bulduk.
  • 12:49 - 12:51
    2013'te Aralık ayının son haftasında,
  • 12:51 - 12:55
    Nonhuman Rights Projesi olarak,
    James Somerset için kullanılan
  • 12:55 - 12:59
    habeas corpus emri argümanını kullanarak,
    New York eyaleti boyunca
  • 12:59 - 13:02
    üç dava açtık ve hâkimlerden
  • 13:02 - 13:07
    ortak hukuk habeas corpus emri
    çıkartmalarını talep ettik.
  • 13:07 - 13:09
    Şempanzelerin serbest bırakılmasını ve
  • 13:09 - 13:12
    içinde, her birinde iki veya
    üç dönümde, iki düzine kadar
  • 13:12 - 13:15
    şempanzenin yaşadığı,
    12 ya da 13 ada içeren
  • 13:15 - 13:21
    yapay gölü ile Güney Florida'da muazzam
    bir şempanze koruma
  • 13:21 - 13:23
    barınağı olan Save the Chimps'e
    (Şempanzeleri Kurtarın)
  • 13:23 - 13:25
    getirilmelerini istedik.
  • 13:25 - 13:28
    Böylece bu şempanzeler, Afrika'ya
    mümkün olduğunca yakın bir
  • 13:28 - 13:32
    ortamda diğer şempanzelerle beraber gerçek
    bir şempanze hayatı sürebileceklerdi.
  • 13:32 - 13:37
    Şu an bu davaların hepsi sürüyor.
  • 13:37 - 13:41
    Biz henüz kendi
    Lord Mansfield'ımıza rastlamadık.
  • 13:41 - 13:42
    Ama rastlayacağız. Rastlayacağız.
  • 13:42 - 13:46
    Bu uzun vadeli bir stratejik
    hukuk mücadelesi. Rastlayacağız.
  • 13:46 - 13:48
    Winston Churchill'in dediği gibi,
  • 13:48 - 13:52
    biz davalarımızı şöyle görüyoruz;
    bunlar son değil,
  • 13:52 - 13:54
    hatta sonun başlangıcı bile değil,
  • 13:54 - 13:59
    ama belki başlangıcın sonu olabilirler.
  • 13:59 - 14:00
    Teşekkür ederim.
  • 14:00 - 14:04
    (Alkışlar)
Title:
Şempanzelerin duyguları ve düşünceleri var. Hakları da olmalı
Speaker:
Steven Wise
Description:

Şempanzeler de birer kişi biliyorsunuz. Tamam, tam olarak değil. Ama avukat Steven Wise, son 30 yılını bu hayvanların statüsünü 'şey'den 'kişi'ye çevirmek için harcamış. İlginç konuşmasında, şempanzeler gibi hayvanların olağanüstü bilişsel yeteneklerini kabul etmenin ve onlara gösterdiğimiz 'hukuki' muameleyi yeniden düşünmenin sadece hukuk terimleriyle ilgili bir şey olmadığını, ahlaki bir sorumluluk olduğunu anlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
14:17

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions