Return to Video

İş yerinde hiyerarşiyi unutun

  • 0:01 - 0:04
    Purdue Üniversitesi'nde
    evrimsel biyolog olan
  • 0:04 - 0:07
    William Muir tavukları araştırdı.
  • 0:07 - 0:09
    Üreme ile ilgileniyordu --
  • 0:09 - 0:12
    bence bu hepimizi ilgilendiren bir şey --
  • 0:12 - 0:15
    ancak tavuklarda bunu ölçmek daha kolay,
    çünkü sadece yumurtaları sayıyorsunuz.
  • 0:15 - 0:17
    (Gülüşmeler)
  • 0:17 - 0:20
    Tavuklarını neyin daha üretken
    yapacağını bilmek istiyordu,
  • 0:20 - 0:23
    bu sebeple güzel bir deney tasarladı.
  • 0:23 - 0:27
    Tavuklar gruplar hâlinde yaşarlar,
    o yüzden öncelikle ortalama bir sürü seçti
  • 0:27 - 0:31
    ve altı jenerasyon boyunca
    kendi hâline bıraktı.
  • 0:31 - 0:33
    Ancak sonra en üretken tavuklardan oluşan
  • 0:33 - 0:35
    ikinci bir grup yarattı --
  • 0:35 - 0:38
    onlara süper tavuklar diyebilirsiniz --
  • 0:38 - 0:40
    onları birlikte süper sürünün
    içerisine koydu
  • 0:40 - 0:45
    ve her jenerasyonda, üreme için sadece
    en üretken olanları seçti.
  • 0:45 - 0:48
    Altı jenerasyon geçtikten sonra
  • 0:48 - 0:50
    ne buldu?
  • 0:50 - 0:54
    Evet, ilk grup, ortalama grup,
    fena değildi.
  • 0:54 - 0:55
    Hepsi dolgundu, tamamen tüylüydü
  • 0:55 - 0:58
    ve yumurta üretimi
    çarpıcı biçimde artmıştı.
  • 0:59 - 1:01
    Peki ya ikinci grup?
  • 1:01 - 1:03
    Üçü dışında hepsi ölmüştü.
  • 1:04 - 1:06
    Diğerlerini öldürünceye
    kadar gagalamışlardı.
  • 1:06 - 1:08
    (Gülüşmeler)
  • 1:08 - 1:14
    Tek tek üretken olan tavuklar
    başarılarına sadece
  • 1:14 - 1:18
    diğerlerinin üretkenliğini
    bastırarak erişmişlerdi.
  • 1:19 - 1:23
    Evet, dünyanın dört bir tarafına gidip,
    bunun hakkında konuştum ve bu hikâyeyi
  • 1:23 - 1:25
    her çeşit organizasyonda
    ve şirkette anlattım,
  • 1:25 - 1:27
    insanlar neredeyse
    hemen bağlantıyı gördüler.
  • 1:27 - 1:30
    Gelip şöyle şeyler söylediler,
  • 1:30 - 1:33
    "O süper sürü, işte o benim şirketim."
  • 1:33 - 1:34
    (Gülüşmeler)
  • 1:34 - 1:37
    Ya da "O benim ülkem."
  • 1:38 - 1:40
    Ya da "O benim hayatım."
  • 1:41 - 1:45
    Bütün hayatım boyunca bana öne geçmemiz
    için yarışmamız gerektiği söylendi:
  • 1:45 - 1:49
    Doğru okula gir, doğru işe gir, tepeye gel
  • 1:49 - 1:52
    ve bunu hiçbir zaman
    ilham verici bulmadım.
  • 1:52 - 1:57
    Şirketler kurup yönettim,
    çünkü yaratıcılık keyif verici
  • 1:57 - 2:01
    ve çünkü parlak, yaratıcı
    insanların yanında çalışmak
  • 2:01 - 2:03
    başlı başına bir ödül.
  • 2:03 - 2:08
    Hiçbir zaman hiyerarşiyle veya
    süper tavuklarla veya
  • 2:08 - 2:11
    süper yıldızlarla çok fazla motive
    olmuş hissetmedim.
  • 2:11 - 2:13
    Ancak geçen 50 yılda,
  • 2:13 - 2:17
    çoğu organizasyonu ve bazı toplumları
  • 2:17 - 2:20
    süper tavuk modeline göre yönettik.
  • 2:20 - 2:24
    Başarıya odadaki süper yıldızları,
  • 2:24 - 2:28
    en zeki adamları veya zaman zaman
    kadınları seçerek
  • 2:28 - 2:31
    ve onlara bütün kaynakları ve bütün
    gücü vererek erişildiğini düşündük.
  • 2:31 - 2:35
    Sonuç yalnızca William Muir'in
    deneyindekinin aynısı oldu:
  • 2:35 - 2:40
    Saldırganlık, uyumsuzluk ve israf.
  • 2:40 - 2:45
    Eğer en üretken olanların
    başarılı olmak için tek yolu
  • 2:45 - 2:48
    diğerlerinin üretkenliğini bastırmaksa,
  • 2:48 - 2:51
    o zaman ciddi şekilde çalışmanın
    daha iyi bir yolunu
  • 2:51 - 2:54
    ve yaşamanın daha güzel
    bir yolunu bulmalıyız.
  • 2:55 - 2:59
    (Alkışlar)
  • 2:59 - 3:03
    O zaman bazı grupları diğerlerinden
  • 3:03 - 3:06
    belirgin biçimde daha başarılı
    ve daha verimli yapan şey nedir?
  • 3:07 - 3:10
    Bu soruyu MIT'de bir ekip
    ele alıp araştırdı.
  • 3:10 - 3:12
    Yüzlerce gönüllü getirdiler,
  • 3:12 - 3:16
    onları gruplara ayırdılar ve çözmeleri
    için çok zor problemler verdiler.
  • 3:16 - 3:19
    Olan şey, tam olarak beklediğiniz şeydi,
  • 3:19 - 3:22
    bazı gruplar diğerlerinden
    çok daha başarılıydı,
  • 3:22 - 3:25
    ancak gerçekten ilginç olan şey
    çok başarılı olan grupların
  • 3:25 - 3:28
    içinde olağanüstü yüksek I.Q.'ya
    sahip bir ya da iki
  • 3:28 - 3:31
    kişinin olduğu gruplar olmamasıydı.
  • 3:31 - 3:35
    En başarılı gruplar en yüksek toplam
  • 3:35 - 3:37
    I.Q.'ya sahip olanlar da değildi.
  • 3:37 - 3:43
    Onun yerine, gerçekten başarılı
    ekiplerin üç özelliği vardı.
  • 3:43 - 3:49
    Öncelikle birbirlerine yüksek derecede
    sosyal duyarlılık gösterdiler.
  • 3:49 - 3:52
    Bu, Gözlerden Zihin Okuma Testi diye
    adlandırılan bir şeyle ölçülür.
  • 3:52 - 3:55
    Genel olarak empati testi
    olarak kabul edilir
  • 3:55 - 3:57
    ve bunda yüksek puan elde eden gruplar
  • 3:57 - 3:59
    daha iyi sonuçlar verdi.
  • 3:59 - 4:04
    İkinci olarak, başarılı gruplar birbirlerine
    hemen hemen eşit zaman verdi,
  • 4:04 - 4:06
    böylece tek bir ses baskın olmadı,
  • 4:06 - 4:09
    aynı zamanda kaytaran da yoktu.
  • 4:09 - 4:12
    Üçüncü olarak da, daha başarılı grupların
  • 4:12 - 4:14
    içinde daha fazla kadın vardı.
  • 4:14 - 4:16
    (Alkışlar)
  • 4:16 - 4:20
    Şimdi bu, kadınların tipik olarak Gözlerden
    Zihin Okuma Testi'nde daha yüksek puan
  • 4:20 - 4:22
    almaları yüzünden miydi,
  • 4:22 - 4:25
    bu sayede empati bölümünü
    ikiye katlıyorsunuz?
  • 4:25 - 4:28
    Yoksa daha farklı bir perspektif
    getirmeleri yüzünden miydi?
  • 4:28 - 4:32
    Gerçekten de bilmiyoruz, ama bu deneyle
    ilgili çarpıcı olan şey,
  • 4:32 - 4:36
    bildiğimiz şeyi göstermesi, yani bazı
    gruplar diğerlerinden daha iyi durumda,
  • 4:36 - 4:39
    ama bunun sebebi
  • 4:39 - 4:42
    birbirleriyle olan sosyal bağları.
  • 4:44 - 4:46
    Peki bu gerçek dünyada
    nasıl gerçekleşiyor?
  • 4:46 - 4:52
    Bunun anlamı insanlar arasında olan
    şeylerin gerçekten fark yarattığı,
  • 4:52 - 4:56
    çünkü birbirleriyle çok uyumlu
    ve birbirlerine duyarlı gruplarda
  • 4:56 - 4:58
    düşünceler akıp büyüyebilir.
  • 4:58 - 5:03
    İnsanlar tıkanıp kalmazlar. Çıkmaz
    yollarda enerjilerini harcamazlar.
  • 5:03 - 5:07
    Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı
    mühendislik firmalarından biri
  • 5:07 - 5:10
    ve Pekin Olimpiyatları
    için binicilik merkezinin
  • 5:10 - 5:12
    inşası ile görevlendirildi.
  • 5:12 - 5:14
    Bu bina, havayolu ile
  • 5:14 - 5:19
    uzun bir yolculuktan gelen,
    fazlaca jet sendromu hisseden,
  • 5:19 - 5:21
    kendilerini çok iyi durumda hissetmeyen
  • 5:21 - 5:25
    2.500 tane gerçekten çok sinirli
    safkan atı almak zorundaydı.
  • 5:25 - 5:28
    Mühendisin karşılaştığı problem
    ise ne kadar miktarda
  • 5:28 - 5:32
    atık için hazırlık yapmak gerektiğiydi.
  • 5:33 - 5:37
    Bunu mühendislik okulunda öğrenmezsiniz
    -- (Gülüşmeler) --
  • 5:37 - 5:40
    ve bu yanlış yapmayı istediğiniz
    türden bir şey değil.
  • 5:40 - 5:44
    Bu yüzden veterinerlerle konuşmak,
    araştırma yapmak, tabloları ayarlamak
  • 5:44 - 5:46
    için aylarını harcayabilirdi.
  • 5:46 - 5:49
    Onun yerine yardım istedi
  • 5:49 - 5:53
    ve New York'ta Jokey Kulübü
    dizayn etmiş birini buldu.
  • 5:53 - 5:57
    Sorun bir günden az bir sürede çözüldü.
  • 5:57 - 6:00
    Arup, yardımlaşma
    kültürünün başarılarının
  • 6:00 - 6:03
    merkezi olduğuna inanıyor.
  • 6:03 - 6:07
    Yardımseverlik gerçekten
    kulağa cansız gelse de,
  • 6:07 - 6:11
    kesinlikle başarılı ekiplerin özüdür
  • 6:11 - 6:17
    ve devamlı olarak tek başına zekâdan
    daha üstün gelmektedir.
  • 6:17 - 6:20
    Yardımseverlik, her şeyi bilmemin
    gerekmediği, sadece yardım alma
  • 6:20 - 6:26
    ve vermede iyi olan insanlar arasında
    çalışmam gerektiği anlamındadır.
  • 6:26 - 6:31
    SAP'de herhangi bir soruyu 17 dakikada
    cevaplayabileceğinizi addediyorlar.
  • 6:32 - 6:35
    Ancak birlikte çalıştığım bir tek
    yüksek teknoloji şirketi bile
  • 6:35 - 6:40
    bunun teknoloji sorunu
    olduğunu düşünmüyor,
  • 6:40 - 6:45
    çünkü yardımseverliği artıran şey
    insanların birbirlerini tanıması.
  • 6:46 - 6:51
    Evet, bu çok bariz ve bunun normal olarak
    gerçekleşeceğini düşünüyoruz,
  • 6:51 - 6:52
    ancak olmuyor.
  • 6:52 - 6:56
    İlk yazılım şirketimi yönetirken,
  • 6:56 - 6:58
    çıkmaza girdiğimizi fark ettim.
  • 6:58 - 7:02
    Çok fazla sürtüşme dışında
    bir şey olmuyordu
  • 7:02 - 7:06
    ve işe aldığım parlak, yaratıcı
    insanların birbirlerini tanımadıklarını
  • 7:06 - 7:08
    yavaş yavaş fark ettim.
  • 7:08 - 7:12
    Kendi yaptıkları işe öylesine
    odaklanmışlardı ki,
  • 7:12 - 7:15
    yanında oturanın kim olduğunu
    bile bilmiyorlardı
  • 7:15 - 7:19
    ve yalnızca işi bırakıp
    birbirimizi tanımaya
  • 7:19 - 7:21
    zaman ayırmak için ısrar ettiğimde
  • 7:21 - 7:24
    asıl ivmeye eriştik.
  • 7:25 - 7:27
    Bu 20 yıl önceydi ve şimdi masalarında
  • 7:27 - 7:30
    kahve bardaklarını yasaklayan
    şirketleri ziyaret ediyorum,
  • 7:30 - 7:34
    çünkü insanların kahve makineleri
    yanında takılıp birbirleriyle
  • 7:34 - 7:36
    konuşmalarını istiyorlar.
  • 7:36 - 7:39
    İsveçlilerin bunun için özel
    bir terimi bile var.
  • 7:39 - 7:42
    Fika diyorlar, kahve molasından
    fazlası anlamına geliyor.
  • 7:42 - 7:46
    Kolektif yenilenme demek.
  • 7:46 - 7:49
    Maine'de bir şirket olan Idexx,
  • 7:49 - 7:52
    yerleşkede sebze bahçeleri
    yaratmış, böylece işin
  • 7:52 - 7:54
    farklı kısımlarında çalışan kişiler
  • 7:54 - 7:59
    birlikte çalışıp işin
    tamamını öğrenebilirler.
  • 7:59 - 8:01
    Hepsi çıldırdı mı?
  • 8:01 - 8:05
    Aslında tam tersi -- şunu keşfettiler,
    işler zora girdiğinde,
  • 8:05 - 8:07
    ki gerçekten fark yaratan bir
  • 8:07 - 8:09
    buluşla ilgili çalışıyorsanız
    hep zora girecek,
  • 8:09 - 8:12
    o zaman insanların ihtiyacı
    olan şey sosyal destek
  • 8:12 - 8:15
    ve kimden yardım isteyeceklerini
    bilmek durumundalar.
  • 8:15 - 8:20
    Şirketlerin fikirleri yoktur;
    sadece insanların vardır.
  • 8:20 - 8:23
    İnsanları motive eden şey ise,
  • 8:23 - 8:27
    birbirleri arasında geliştirdikleri
    bağlar, bağlılık ve güvendir.
  • 8:28 - 8:31
    Fark yaratan şey harçtır,
  • 8:31 - 8:34
    sadece tuğla değildir.
  • 8:34 - 8:36
    Bunların hepsini
    bir araya getirdiğinizde,
  • 8:36 - 8:39
    sosyal sermaye adı verilen
    şeyi elde edersiniz.
  • 8:39 - 8:44
    Sosyal sermaye, güven inşa eden
    itimat ve karşılıklı dayanışmadır.
  • 8:44 - 8:48
    Bu terim, özellikle zor zamanlarda
    dirençli olduklarını
  • 8:48 - 8:53
    kanıtlamış toplulukları araştıran
    sosyologlardan gelmektedir.
  • 8:53 - 8:58
    Sosyal sermaye şirketlere
    ivme veren şeydir
  • 8:58 - 9:03
    ve sosyal sermaye şirketleri
    güçlü yapan şeydir.
  • 9:04 - 9:06
    Pratik anlamda bu ne manaya geliyor?
  • 9:06 - 9:11
    Zamanın her şey olduğu anlamına geliyor,
  • 9:11 - 9:15
    çünkü sosyal sermaye zamanla birikir.
  • 9:15 - 9:19
    Böylece uzun süre birlikte çalışan
    ekipler daha iyi hâle gelir,
  • 9:19 - 9:26
    çünkü gerçek samimiyet ve açık sözlülük
    için gereken güvenin gelişmesi zaman alır.
  • 9:26 - 9:30
    Değerin inşa olmasını sağlayan
    şey zamandır.
  • 9:31 - 9:33
    Alex Pentland, bir şirkete insanların
  • 9:33 - 9:36
    birbirleriyle konuşmaya
    zamanları olsun diye
  • 9:36 - 9:39
    kahve molalarının aynı
    anda olmasını önerdiğinde,
  • 9:39 - 9:43
    kâr 15 milyon dolar arttı
  • 9:43 - 9:47
    ve çalışan memnuniyeti yüzde 10 arttı.
  • 9:47 - 9:50
    Harcandığında bile katlanan
    sosyal sermaye için
  • 9:50 - 9:54
    fena bir getiri değil.
  • 9:54 - 10:00
    Bu samimiyetle ilgili değil
    ve tembeller için bir davranış değil.
  • 10:00 - 10:04
    Çünkü bu şekilde çalışan
    insanlar biraz huzursuz,
  • 10:04 - 10:08
    sabırsız olmaya, kesinlikle kendilerini
    düşünmeye meyillidirler,
  • 10:08 - 10:12
    çünkü onların katkıları budur.
  • 10:12 - 10:18
    Çatışma sıklıkla olur, çünkü
    samimiyet güvenlidir.
  • 10:18 - 10:23
    İşte iyi fikirler böyle büyük
    fikirlere dönüşür,
  • 10:23 - 10:27
    çünkü hiçbir fikir tamamen
    biçimlenmiş olarak doğmaz.
  • 10:27 - 10:30
    Bir çocuk doğduğunda olduğu
    gibi bir nebze ortaya çıkar,
  • 10:30 - 10:34
    biraz dağınık ve karışıktır,
    ama birçok olasılıkla doludur.
  • 10:34 - 10:41
    Ancak yalnızca cömert katkılar,
    inanç ve mücadele ile
  • 10:41 - 10:44
    tam potansiyeline ulaşır.
  • 10:44 - 10:48
    Sosyal sermayenin desteklediği şey budur.
  • 10:49 - 10:52
    Evet, bunun hakkında konuşmaya
    gerçekten alışık değiliz,
  • 10:52 - 10:56
    yeteneğin, yaratıcılığın
    hakkında, bu şekilde.
  • 10:56 - 11:00
    Yıldızlar hakkında konuşmaya alışığız.
  • 11:00 - 11:04
    O hâlde merak etmeye başladım,
    eğer bu şekilde çalışmaya başlarsak,
  • 11:04 - 11:07
    artık yıldızlar olmadığı
    anlamına mı geliyor?
  • 11:07 - 11:10
    Bu yüzden gidip Londra'daki
  • 11:10 - 11:14
    Kraliyet Drama Sanatları Akademisi
    giriş sınavlarında bulundum.
  • 11:14 - 11:17
    Orada gördüğüm şey beni
    gerçekten de şaşırttı,
  • 11:17 - 11:22
    çünkü öğretmenler kişisel
    pirotekniğe bakmıyorlardı.
  • 11:22 - 11:26
    Öğrenciler arasında neler
    olduğuna bakıyorlardı,
  • 11:26 - 11:31
    çünkü dramanın bulunduğu yer orasıydı.
  • 11:31 - 11:33
    Liste başı albümlerin yapımcıları
    ile konuştuğumda
  • 11:33 - 11:36
    şöyle dediler, "Elbette, müzikte birçok
    büyük yıldızımız var.
  • 11:36 - 11:39
    Sadece fazla uzun sürdüremiyorlar.
  • 11:39 - 11:43
    Uzun kariyerlerinin tadını çıkaranlar
    olağanüstü bir işbirliği içinde çalışanlardır,
  • 11:43 - 11:47
    çünkü diğerleri içindeki en iyiyi ortaya
    çıkarınca, kendileri içindeki
  • 11:47 - 11:49
    en iyiyi de buluyorlar."
  • 11:50 - 11:52
    Yetenekleri ve yaratıcılıkları ile
  • 11:52 - 11:54
    bilinen şirketleri ziyarete gittiğimde,
  • 11:54 - 11:57
    süper yıldız bile göremedim,
  • 11:57 - 12:01
    çünkü oradaki herkes önemliydi.
  • 12:01 - 12:04
    Kendi kariyerime ve çalışma
    ayrıcalığını bulduğum
  • 12:04 - 12:08
    olağanüstü insanlara baktığımda,
  • 12:08 - 12:14
    eğer süper tavuk olmaya
    çalışmayı bıraksaydık,
  • 12:14 - 12:19
    birbirimize çok daha fazla katkı
    sağlayabileceğimizi fark ettim.
  • 12:20 - 12:25
    (Gülüşmeler) (Alkışlar)
  • 12:25 - 12:31
    Sosyal çalışmanın gerçekten
    nasıl olduğunu kavrayınca,
  • 12:31 - 12:34
    birçok şeyin değişmesi gerekiyor.
  • 12:34 - 12:39
    Yeteneklere göre yönetim yarışması,
  • 12:39 - 12:41
    çalışanları hep birbirlerine
    karşı kışkırtıyor.
  • 12:41 - 12:46
    Artık rekabet sosyal sermaye
    ile değiştirilmeli.
  • 12:46 - 12:49
    Onlarca yıl insanları parayla
    motive etmeye çalıştık,
  • 12:49 - 12:52
    paranın sosyal bağları erozyona
    uğrattığını gösteren
  • 12:52 - 12:56
    çok sayıda araştırmamız olsa da.
  • 12:57 - 13:02
    Şimdi insanların birbirlerini motive
    etmelerine izin vermeliyiz.
  • 13:03 - 13:08
    Yıllarca liderlerin tek başlarına
    karmaşık problemleri çözmeleri
  • 13:08 - 13:11
    beklenen güçlü solocular
    olduklarını düşündük.
  • 13:11 - 13:14
    Artık liderliği, koşulların yaratılarak
  • 13:14 - 13:18
    herkesin beraber en cesur
    düşüncelerini ortaya koyabildiği
  • 13:18 - 13:24
    bir faaliyet olarak
    yeniden tanımlamalıyız.
  • 13:24 - 13:28
    Biliyoruz ki, bu işe yarıyor.
  • 13:28 - 13:33
    Montreal Protokolü, CFC'lerin, ozon
    tabakasındaki deliğe sebep olan
  • 13:33 - 13:37
    kloroflorokarbonların aşamalı olarak
    durdurulmasını istediğinde,
  • 13:37 - 13:39
    riskler çok büyüktü.
  • 13:39 - 13:41
    CFC'ler her yerdeydi
  • 13:41 - 13:45
    ve kimse yerine bir ikamenin bulunup
    bulunamayacağını bilmiyordu.
  • 13:45 - 13:51
    Ancak mücadeleye girişen bir ekip
    üç temel prensip benimsedi.
  • 13:51 - 13:55
    İlki, mühendislik yöneticisi
    Frank Maslen'ın söylediği gibi,
  • 13:55 - 13:58
    bu ekipte yıldız olmayacaktı.
  • 13:58 - 14:00
    Herkese ihtiyacımız var.
  • 14:00 - 14:03
    Herkesin geçerli bir perspektifi var.
  • 14:03 - 14:08
    İkincisi, sadece bir
    standart için çalışırız:
  • 14:08 - 14:10
    Hayal edilenin en iyisi.
  • 14:11 - 14:14
    Üçüncüsü ise, patronu Geoff Tudhope'a
  • 14:14 - 14:16
    mücadelenin dışında kalmasını söyledi,
  • 14:16 - 14:19
    çünkü gücün ne kadar yıkıcı
    olabileceğini biliyordu.
  • 14:19 - 14:22
    Bu da Tudhope'un hiçbir şey
    yapmadığı anlamına gelmiyordu.
  • 14:22 - 14:23
    Ekibe "hava koruması" verdi
  • 14:23 - 14:28
    ve prensiplerine saygı gösterdiklerinden
    emin olmak için dinledi.
  • 14:28 - 14:34
    Ve işe yaradı: Bu grup, bu zor problemle
    uğraşan diğer bütün şirketlerin
  • 14:34 - 14:38
    önüne geçerek ilk olarak çözdü.
  • 14:38 - 14:40
    Montreal Protokolü, bu zamana kadar
  • 14:40 - 14:46
    uygulanan en başarılı uluslararası
  • 14:46 - 14:48
    çevresel anlaşmadır.
  • 14:49 - 14:52
    O zamanlar çok fazla risk vardı
  • 14:52 - 14:55
    ve şimdi de çok fazla risk var.
  • 14:55 - 14:59
    Eğer birkaç süper adam veya süper kadın
    tarafından çözülmesini beklersek,
  • 14:59 - 15:02
    problemlerimizi çözemeyeceğiz.
  • 15:02 - 15:05
    Artık herkese ihtiyacımız var,
  • 15:05 - 15:12
    çünkü sadece herkesin değeri
    olduğunu kabul ettiğimizde,
  • 15:12 - 15:19
    ölçebileceğimizin üzerinde en iyisini
    yaratmak için gerekli enerji,
  • 15:19 - 15:23
    hayal gücü ve ivmeyi serbest bırakacağız.
  • 15:23 - 15:26
    Teşekkürler.
  • 15:26 - 15:30
    (Alkış)
Title:
İş yerinde hiyerarşiyi unutun
Speaker:
Margaret Heffernan
Description:

Örgütler çoğunlukla diğerlerini geçen yıldız çalışanlara değer verilen "süper tavuk modeli"ne göre yönetiliyor. Ancak en başarılı ekipleri sürükleyen şey bu değil. İş dünyası lideri Margaret Heffernan, zaman içinde harika sonuçlara götüren şeyin sosyal bağ olduğunu gözlemliyor — her kahve molasında, bir ekip üyesi diğerinden her yardım istediğinde inşa ediliyor. Bu anlayış, en iyi işi çıkarmak için bizi neyin sürüklediğini ve bir lider olmanın ne demek olduğunu radikal olarak yeniden düşünme şekli. Çünkü Heffernan'ın işaret ettiği gibi: "Şirketlerin fikirleri yoktur. Sadece insanların vardır."

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:47

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions