Return to Video

Dünyanın gizli müzik ayinleri

  • 0:01 - 0:12
    Bilgisayarları, kameraları, mikrofonları dünyayı mümkün olduğunca farkı yansıtacak şekilde nasıl kullanabiliriz?
  • 0:12 - 0:20
    İnterneti yeni bir sinema türü yaratmak için
    kullanmak nasıl mümkün olabilir?
  • 0:20 - 0:24
    Ve hatta, neden kayıt yapıyoruz?
  • 0:25 - 0:32
    10 yıl önce filmler yapmaya,
    aklımda böyle basit sorularla başladım.
  • 0:32 - 0:38
    Önce Christophe Abric adında bir arkadaşımla
    bağımsız müziğe adanmış
  • 0:38 - 0:42
    La Blogothèque adında bir internet sitemiz vardı.
    Müzik için deli oluyorduk.
  • 0:42 - 0:47
    Müziği farklı bir şekilde yansıtmak, sevdiğimiz
    müzikleri, hayran olduğumuz müzisyenleri
  • 0:47 - 0:50
    mümkün olduğunca müzik piyasasından uzak ve
  • 0:50 - 0:53
    bağlı olduğu klişelerden uzak
    bir şekilde filme almak istedik.
  • 0:54 - 0:58
    Her hafta internette
    seanslar yayınlamaya başladık.
  • 0:58 - 1:00
    Şimdi oradan birkaç parça izleyeceğiz.
  • 1:06 - 1:09
    Duşta Grizzly Bear'den
  • 1:10 - 1:13
    bir Paris kafesinde çalan Sigur Rós'a.
  • 1:17 - 1:20
    Eyfel Kulesi'nde çalan Phoenix'ten
  • 1:21 - 1:25
    New York'ta otel odasındaki Tom Jones'a.
  • 1:26 - 1:30
    Olympiades'da bir asansördeki Arcade Fire'dan
  • 1:31 - 1:34
    Brooklyn'de merdivenden inen Beirut'a.
  • 1:36 - 1:39
    Arabadaki R.E.M.'den
  • 1:41 - 1:45
    Fransa'nın güneyinde gece vakti
    bir masanın etrafındaki The National'a.
  • 1:47 - 1:52
    Montmartre'taki bir dairede
    arkadaşlarıyla çalan Bon Iver'dan
  • 1:53 - 2:02
    uzun bir gece geçiren Yeasayer'a ve
    daha nice tanınmayan ya da çok ünlü gruba.
  • 2:02 - 2:12
    Bütün o filmleri internette ücretsiz yayınladık ve filmleri
    paylaşıp müziği farklı bir şekilde yansıtmak istedik.
  • 2:14 - 2:19
    Bütün o yeni teknolojileri kullanarak
    farklı bir tür yakınlık yaratmak istedik.
  • 2:19 - 2:24
    O zamanlar, yani 10 yıl önce
    internette böyle bir proje yoktu.
  • 2:24 - 2:28
    Ve sanıyorum ki yaptığımız Take Away Shows
    (Paket Servis Konserler) projesi
  • 2:28 - 2:32
    bu sayede milyonlarca izleyiciye
    ulaşarak çok başarılı oldu.
  • 2:33 - 2:38
    Bir süre sonra ben biraz...
    Başka bir yere gitmek istedim.
  • 2:38 - 2:45
    Seyahat etme ve başka müzikler keşfetme,
    dünyanın farklı yerlerine gitme ihtiyacı hissettim.
  • 2:45 - 2:51
    Ve aslında aklımda
    göçebe sinemacılık gibi bir fikir vardı.
  • 2:51 - 2:57
    Yeni teknolojiler kullanımı ve yolculuk,
    bir araya nasıl gelebilirdi?
  • 2:57 - 3:01
    Filmlerimi bir otobüste And Dağları'nı
    geçerken nasıl montajlayabilirdim?
  • 3:01 - 3:05
    Ve dünya çapında
    beş yıllık bir seyahate çıktım.
  • 3:05 - 3:10
    O dönemde dijital film ve plak şirketi
    Petites Planètes'ı kurdum.
  • 3:10 - 3:14
    Aynı zamanda Fransız sinemacı
    Chris Marker'a saygı duruşu niteliğindeydi.
  • 3:14 - 3:18
    O yeni filmlerden birkaç görüntü
    daha izleyeceğiz.
  • 3:24 - 3:29
    Kuzey Brezilya'nın tecno brega kraliçesi
    Gaby Amarantos'tan
  • 3:33 - 3:36
    Çeçenistan'da bir kadın korosuna.
  • 3:40 - 3:44
    Singapur'da One Man Nation'la
    deneysel elektronik müzikten
  • 3:46 - 3:51
    São Paolo'daki çatısında şarkı söyleyen
    Brezilyalı efsane Tom Zé'ye.
  • 3:55 - 3:58
    Ermenistanlı harika rock grubu The Bambir'den
  • 4:00 - 4:05
    Tiflis, Gürcistan'da bir restoranda çalan
    yöresel şarkılara.
  • 4:09 - 4:13
    Cakarta, Endonezya'dan harika bir
    retro pop grubu olan White Shoes'dan
  • 4:16 - 4:21
    Kiev, Ukrayna'dan devrimsel bir grup olan
    DakhaBrakha'ya.
  • 4:23 - 4:28
    Tomi Lebrero, bandoneonu ve
    Buenos Aires, Arjantin'den arkadaşlarından
  • 4:28 - 4:33
    dünyanın dört bir yanında
    birçok başka yere ve müzisyene.
  • 4:33 - 4:37
    Seyahat gibi olmasını istedim.
  • 4:37 - 4:42
    Arkamda büyük bir şirketle ve planlı bir şekilde
    onca filmi çekmek imkansız olurdu.
  • 4:43 - 4:45
    Bir sırt çantasıyla tek başıma
    seyahat ediyordum.
  • 4:46 - 4:48
    İçinde bilgisayar, kamera,
    mikrofonlar vardı.
  • 4:48 - 4:51
    Yalnızdım ama aslında
    gittiğim yerin yerlileriyleydim.
  • 4:51 - 4:58
    Kesinlikle profesyonellerden oluşmayan
    ekibimle olay yerinde tanışıyordum.
  • 4:58 - 5:02
    Bir yerden bir diğerine gidip
    seyahat eder gibi film çekiyordum.
  • 5:02 - 5:07
    Gerçekten de sinemanın şöyle
    basit bir şey olabileceğine inandım:
  • 5:08 - 5:11
    "Bir film çekmek istiyorum ve sen
    bana bu gece kalacak bir yer vereceksin."
  • 5:11 - 5:16
    "Ben sana sinemada bir an vereceğim,
    sen de bana caipirinha ikram edeceksin."
  • 5:16 - 5:20
    Ya da başka içecekler.
    Nerede olduğunuza bağlı.
  • 5:21 - 5:24
    Peru'da pisco sour içiyorlar.
  • 5:25 - 5:34
    Aslında Peru'ya gittiğimde
    orada ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
  • 5:34 - 5:43
    Elimde sadece bir kişiye ait
    bir telefon numarası vardı.
  • 5:43 - 5:52
    Üç ay sonra, bütün ülkeyi gezdikten sonra
    sırf oralıların yardımıyla 33 film çekmiştim.
  • 5:52 - 5:56
    Hep şu soruyu sorduğum
    insanların yardımıyla:
  • 5:57 - 6:02
    "Bugün burada kaydedilecek önemli ne var?"
  • 6:02 - 6:11
    Bu şekilde yaşayarak, plansız
    çalışarak ana göre tepki verebildim ve
  • 6:12 - 6:15
    o an ne yapmanın önemli
    olduğuna karar verebildim.
  • 6:15 - 6:17
    "Bu insanı kaydetmek önemli."
  • 6:17 - 6:21
    "Bu alışverişi yaratmak önemli."
  • 6:21 - 6:30
    Çeçenistan'a gittiğimde tanıştığım ilk kişi bana baktı ve
    "burada ne arıyorsun" dedi.
  • 6:30 - 6:34
    "Gazeteci misin?
    Sivil toplum örgütü? Siyaset?"
  • 6:34 - 6:37
    "Ne tarz sorunları araştıracaksın?"
  • 6:37 - 6:42
    Ama aslında orada bulunma sebebim
    Çeçenistan'daki Sufi ayinlerini araştırmaktı.
  • 6:42 - 6:50
    Çeçenistan'daki, bölge dışında
    hiç bilinmeyen inanılmaz Sufi kültürünü.
  • 6:52 - 6:56
    İnsanlar, onlara o filmleri
    vereceğimi anlar anlamaz...
  • 6:56 - 6:58
    Creative Commons lisansı altında
    internette ücretsiz yayınlardım ama
  • 6:58 - 7:02
    ayrıca filmleri insanlara verirdim ve
    onlarla istediklerini yapmalarına izin verirdim.
  • 7:02 - 7:05
    Tek isteğim onları güzel
    bir çerçevede yansıtmaktı.
  • 7:05 - 7:11
    Onları öyle bir şekilde resmedeyim ki ileride
    torunları baktığında şöyle desinler istedim:
  • 7:11 - 7:18
    "Vay be. Dedem, Beyoncé kadar havalıymış."
    Bu gerçekten önemli bir şey.
  • 7:22 - 7:28
    Çok önemli çünkü insanlar bu sayede kendi kültürlerini
    ve vatanlarını farklı bir gözle görebilecek.
  • 7:28 - 7:34
    Farklı düşünecekler.
    Çeşitliliği korumanın yolu olabilir bu.
  • 7:38 - 7:41
    Neden kayıt yapıyoruz?
  • 7:42 - 7:45
    Amerikalı filozof Hakim Bey'in
    çok güzel bir sözü var:
  • 7:45 - 7:51
    "Her kayıt, canlı bir performansın mezar taşıdır."
  • 7:52 - 7:59
    Görsele doymuş olan bu çağda
    akılda tutmak için çok güzel bir cümle.
  • 7:59 - 8:02
    Ne anlamı var? Amacımız ne?
  • 8:03 - 8:09
    Araştırma yaparken şu fikir hâlâ aklımdaydı:
    Bunun anlamı ne?
  • 8:09 - 8:14
    Müzik üzerine araştırma yapıyordum.
    Kökenini bulmaya çalışıyordum.
  • 8:14 - 8:16
    Tüm bunlar nereden geliyor?
  • 8:16 - 8:21
    Ben Fransızım. Neler keşfedeceğimi hiç bilmiyordum.
    Çok basit bir şeydi:
  • 8:21 - 8:27
    Başlangıçta her şey kutsaldı ve
    müzik, ruhani şifaydı.
  • 8:30 - 8:40
    Kameramı, küçük aracımı yakınlaşmak için,
    sadece transı kaydetmek için değil, muadilini,
  • 8:40 - 8:50
    bir sine-trans olabilir, bulmak için, insanlarla tamamen
    ahenk içinde bir şey bulmak için nasıl kullanabilirim?
  • 8:50 - 9:00
    Şimdi yaptığım araştırma bu konuda.
    Ruhanilik, dünyadaki yeni ruhlar üzerine.
  • 9:00 - 9:02
    Şimdi birkaç görüntü daha izleyelim.
  • 9:08 - 9:12
    Endonezya'daki Tana Toraja
    cenaze ayininden
  • 9:17 - 9:21
    Etiyopya'nın kuzeyinde bir
    Paskalya törenine.
  • 9:23 - 9:28
    Cava Adası'nda popüler bir
    trans ayini olan jathilan'dan
  • 9:31 - 9:35
    Brezilya'nın kuzeyindeki Umbanda'ya.
  • 9:39 - 9:42
    Çeçenistan'ın Sufi ayinlerinden
  • 9:45 - 9:49
    Ermenistan'ın en kutsal
    kilisesinde bir ayine.
  • 9:55 - 9:59
    Etiyopya'nın kutsal şehri
    Harar'da Sufi şarkılarından
  • 10:02 - 10:08
    Peru'daki Amazon'un derinliklerinde
    Shipibo'yla bir ayahuasca ayinine.
  • 10:12 - 10:18
    Ve şu anda Brezilya'da Priscilla Telmon'la birlikte
    yaptığım "Híbridos" (Melezler) isimli yeni projem.
  • 10:18 - 10:22
    Ülkenin dört bir yanındaki yeni
    ruhani akımlar üzerine bir araştırma.
  • 10:22 - 10:28
    Bu, "deneysel etnografya" adını verdiğim
    küçük bir arayışım.
  • 10:28 - 10:39
    Bütün bu farklı türleri karıp
    belli bir karmaşıklığı geri kazanmaya çalışıyorum.
  • 10:42 - 10:46
    Neden kayıt yapıyoruz?
    Hâlâ oradaydım.
  • 10:47 - 10:50
    Sinemanın bize
    görmeyi öğrettiğine inanıyorum.
  • 10:51 - 10:55
    Dünyayı gösterme tarzımız,
    dünyayı görme tarzımızı değiştirecek.
  • 10:56 - 11:03
    Yaşadığımız dönemde medya, dünyayı
    çok, çok berbat şekilde yansıtıyor:
  • 11:03 - 11:11
    Şiddet, radikaller, sadece çarpıcı olaylar,
    günlük hayatın sadece basitleştirilmiş halleri.
  • 11:11 - 11:17
    Bence belirli bir karmaşıklığı
    geri kazanmak için kayıt yapıyoruz.
  • 11:17 - 11:26
    Bugün hayatı yeniden şekillendirmek
    için yeni imge biçimleri yaratmalıyız.
  • 11:26 - 11:30
    Ve bu çok basit.
    Çok teşekkürler.
  • 11:42 - 11:44
    Vincent, Vincent, Vincent.
  • 11:45 - 11:50
    Teşekkürler. Sıradaki performans için hazırlanmamız
    lazım ve sana bir soru soracağım:
  • 11:50 - 11:57
    Bize gösterdiğin yerler gibi yerlere
    gidiyorsun ve yanında bir kamera oluyor.
  • 11:57 - 12:02
    Hoş karşılandığını farz ediyorum ama
    her zaman çok da hoş karşılanmıyorsundur.
  • 12:02 - 12:11
    Kutsal ayinlere; bir köyde, kasabada, bir grup insanın
    içinde özel anlara giriyorsun.
  • 12:11 - 12:19
    Kamerayla gittiğinde
    buzları nasıl kırıyorsun?
  • 12:19 - 12:23
    Bilgimden ziyade
    bedenimle kırıyorum sanırım.
  • 12:23 - 12:31
    Seyahat etmenin bana öğrettiği bu oldu: Bedenin
    hafızasına, beynin hafızasından daha çok güvenmek.
  • 12:31 - 12:34
    Saygı duymak ileri adım atmaktır,
    geri adım atmak değil.
  • 12:34 - 12:39
    Bedeninizi o anda, tören sırasında,
    mekanlarda kullanmak
  • 12:39 - 12:43
    insanların sizi hoş karşılamasını ve
    enerjinizi anlamasını sağlıyor.
  • 12:43 - 12:48
    Videolarının çoğunun
    tek seferde çekildiğini söylemiştin bana.
  • 12:48 - 12:50
    Fazla montaj yapmıyorsun.
  • 12:50 - 12:53
    Yani seansların başında uzunluk, vesaire açısından
    bizim için videolara montaj yaptın.
  • 12:53 - 12:59
    Onun haricinde pek planlama yapmadan gözlerinin
    önünde olan biteni kaydediyorsun, öyle mi?
  • 12:59 - 13:00
    Doğru mu?
  • 13:02 - 13:11
    Görüntüyü kesmediğimiz sürece, izleyicinin olduğu
    gibi izlemesine izin verirsek izleyiciler kendilerini
  • 13:12 - 13:20
    o ana ve mekana daha yakın
    hisseder diye düşündüm.
  • 13:21 - 13:26
    Sürekli bir mekandan diğerine geçmemeyi,
    zamanın akmasına izin vermeyi
  • 13:26 - 13:29
    izleyiciye saygı olarak görüyorum.
  • 13:29 - 13:34
    Brezilya'daki yeni projen "Híbridos"u
    bana birkaç kelimeyle anlat.
  • 13:34 - 13:38
    TEDGlobal'a gelmeden hemen önce
    o proje için bütün ülkeyi geziyordun.
  • 13:38 - 13:39
    Bize biraz bundan bahset.
  • 13:39 - 13:46
    "Híbridos"... Brezilya'nın gerçekten de klişeler bir yana,
    dünyanın en harika dindar ülkesi olduğunu,
  • 13:46 - 13:50
    ruhsallık ve ruhani akımlardaki
    deneysellik adına
  • 13:50 - 13:52
    en harika ülke olduğunu düşünüyorum.
  • 13:52 - 13:55
    Yıl boyunca yapacağım
    büyük bir proje bu.
  • 13:56 - 14:01
    Brezilya'nın birçok farklı bölgesinde, çok farklı
    tarikat çeşitlerinde araştırma yapacağım ve
  • 14:02 - 14:05
    insanların günümüzde ruhanilikle
    nasıl birlikte yaşadığını anlamaya çalışacağım.
  • 14:05 - 14:10
    Birazdan sahneye çıkacak ve
    Vincent'ın takdim edeceği adam
  • 14:10 - 14:14
    onun eski videolarından
    birine konu olan biri.
  • 14:14 - 14:16
    Onunla ne zaman video çektin?
  • 14:16 - 14:21
    Dört yıl önce galiba.
    İlk seyahatimde.
  • 14:21 - 14:24
    Yani Brezilya'daki ilk videolarındandı.
  • 14:24 - 14:26
    Brezilya'daki ilk videolarımdandı, evet.
  • 14:26 - 14:29
    Videoyu onun memleketi olan Recife'de çektim.
  • 14:29 - 14:33
    O zaman onu takdim edelim.
    Kimi bekliyoruz?
  • 14:33 - 14:34
    Çok kısa tutacağım.
  • 14:34 - 14:39
    Tüm zamanların en büyük Brezilyalı müzisyenlerinden
    birini sahneye çağırmak benim için büyük onur.
  • 14:39 - 14:43
    Karşınızda Naná Vasconcelos.
    -Naná Vasconcelos!
  • 19:07 - 19:15
    Hadi ormana gidelim.
Title:
Dünyanın gizli müzik ayinleri
Speaker:
Vincent Moon ve Naná Vasconcelos
Description:

Fransız sinemacı Vincent Moon sadece bir sırt çantası, bir dizüstü bilgisayar ve bir kamerayla dünyayı geziyor. Arcade Fire'ı bir asansörde, Bon Iver'ı bir evin mutfağında çekmişliği var. Çeçenistan'daki bir Sufi ayininin ve Peru'daki bir ayahuasca yolculuğunun kesintisiz çekim filmlerinin altında da imzası var. Bu konuşmada film ve müziğin, insanların kendi kültürlerini farklı görmesine nasıl yardımcı olabileceğini açıklıyor. Ardından da caz efsanesi Naná Vasconcelos sahne alıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
24:13

Turkish subtitles

Revisions