İnovasyon yapmak mı istiyorsunuz? "Şimdi-ci" olun
-
0:01 - 0:0310 Mart 2011'de
-
0:03 - 0:06Cambridge'deki MIT Media Lab'inde
-
0:06 - 0:10öğretim görevlileri, öğrenciler ve çalışanlarla
-
0:10 - 0:11buluşmuştum ve bir sonraki direktör
-
0:11 - 0:14olup olmayacağımı tartışıyorduk.
-
0:14 - 0:16O gece, gece yarısı
-
0:16 - 0:18dokuz şiddetinde bir deprem
-
0:18 - 0:21Japonya'nın Pasifik kıyılarını vurdu.
-
0:21 - 0:23Karım ve ailem Japonya'daydı ve
-
0:23 - 0:26haberler gelmeye başladıkça
-
0:26 - 0:28panikliyordum.
-
0:28 - 0:29Haber akışlarına bakıyor
-
0:29 - 0:32ve devlet görevlileriyle
-
0:32 - 0:34Tokyo Elektrik Şirketi'nin
-
0:34 - 0:36basın konferanslarını dinliyordum,
-
0:36 - 0:38nükleer reaktörlerdeki
-
0:38 - 0:40patlamayı ve
-
0:40 - 0:41evimize sadece 200 kilometre
-
0:41 - 0:43uzaklıkta olan nükleer serpinti
-
0:43 - 0:46bulutunun yaklaştığını duyuyordum.
-
0:46 - 0:49Ve televizyondaki insanlar duymak
-
0:49 - 0:51istediğimiz hiçbir şeyi söylemiyorlardı.
-
0:51 - 0:53Reaktörde neler olduğunu,
-
0:53 - 0:54radyasyonla ilgili neler olduğunu,
-
0:54 - 0:57ailemin tehlikede olup olmadığını bilmek istiyordum.
-
0:57 - 1:00Bu yüzden içgüdüsel olarak doğru olan şeyi yaptım,
-
1:00 - 1:01yani internetin başına gidip
-
1:01 - 1:03meseleyi kendim çözüp çözemeyeceğimi
-
1:03 - 1:05bulmaya çalıştım.
-
1:05 - 1:07İnternette benim gibi neler olup bittiğini anlamaya çalışan
-
1:07 - 1:09bir sürü insan olduğunu fark ettim
-
1:09 - 1:11ve beraberce grup benzeri bir şey oluşturup
-
1:11 - 1:14adını Safecast koyduk.
-
1:14 - 1:15Radyasyonu ölçmeyi
-
1:15 - 1:17ve bu veriyi herkese iletmeyi
-
1:17 - 1:18denemeye karar verdik,
-
1:18 - 1:20çünkü hükümetin bunu bizim için
-
1:20 - 1:23yapmayacağı aşikârdı.
-
1:23 - 1:24Üç sene sonra,
-
1:24 - 1:2816 milyon veri noktamız vardı,
-
1:28 - 1:30tasarımları indirip
-
1:30 - 1:32ağa bağlanabileceğimiz kendi
-
1:32 - 1:33Geiger sayaçlarımızı tasarlamıştık.
-
1:33 - 1:35Japonya ve dünyanın diğer bölgelerindeki
-
1:35 - 1:38radyasyonun büyük bir kısmını gösteren bir uygulamamız var.
-
1:38 - 1:40Muhtemelen dünyadaki en başarılı halk bilim
-
1:40 - 1:42projelerinden biriyiz
-
1:42 - 1:44ve radyasyon ölçümleri için
-
1:44 - 1:48en büyük açık veri kümesini yarattık.
-
1:48 - 1:50Ve burada ilginç olan şey
-
1:50 - 1:55nasıl- (Alkış)- Teşekkürler.
-
1:55 - 1:57Ne yaptığını gerçekten bilmeyen
-
1:57 - 1:59bir avuç amatör nasıl
-
1:59 - 2:01bir şekilde biraraya gelip
-
2:01 - 2:04STK'ların ve hükümetin hiçbir şekilde
-
2:04 - 2:07yapamayacağı bir şeyi yaptı?
-
2:07 - 2:09Ve bunun internetle ilgili olduğunu
-
2:09 - 2:11söyleyebilirim. Bu bir rastlantı değil.
-
2:11 - 2:14Şans eseri değildi ve biz olduğumuz için de değildi.
-
2:14 - 2:15Herkesi biraraya getiren bir olay
-
2:15 - 2:17olması işi kolaylaştırdı,
-
2:17 - 2:19ama internetin ve o sırada olan
-
2:19 - 2:21başka şeylerin olanak verdiği
-
2:21 - 2:22yeni bir iş yapma biçimiydi
-
2:22 - 2:24ve bu yeni prensiplerin neler olduğundan
-
2:24 - 2:27biraz bahsetmek istiyorum.
-
2:27 - 2:32Evet, internetten öncesini hatırlıyor musunuz? (Gülüşmeler)
-
2:32 - 2:34Buna İ.Ö. diyorum. Tamam mı?
-
2:34 - 2:37Evet, İ.Ö.'de hayat basitti.
-
2:37 - 2:40İşler Öklid, Newton kuramına göreydi,
-
2:40 - 2:42yani bir şekilde öngörülebilirdi.
-
2:42 - 2:44İnsanlar gerçekten geleceği öngörmeye çalıştılar,
-
2:44 - 2:46iktisatçılar bile.
-
2:46 - 2:49Ve sonra internet ortaya çıktı
-
2:49 - 2:51ve dünya son derece karmaşıklaştı,
-
2:51 - 2:54son derece düşük maliyetli, son derece hızlı hâle geldi
-
2:54 - 2:56ve son derece değer verdiğimiz
-
2:56 - 2:58o Newton yasalarının
-
2:58 - 3:00sadece uygulanan kurallar olduğu görüldü
-
3:00 - 3:01ve bulduğumuz şey bu tamamıyla
-
3:01 - 3:04öngörülemeyen dünyada ayakta kalan
-
3:04 - 3:06insanların çoğunun bir nevi farklı bir
-
3:06 - 3:09prensip kümesiyle iş yaptıklarıydı
-
3:09 - 3:12ve biraz bundan bahsetmek istiyorum.
-
3:12 - 3:13Hatırlarsanız internetten önce
-
3:13 - 3:15bir hizmet ortaya çıkarmak isteyince
-
3:15 - 3:16yaptığınız şey donanım katmanını,
-
3:16 - 3:19ağ katmanını ve yazılımı yaratmaktı
-
3:19 - 3:21ve kayda değer bir şey yapmak
-
3:21 - 3:23milyonlarca dolara mal olurdu.
-
3:23 - 3:25Yani kayda değer bir şey yapmak milyonlarca dolara mal olduğunda,
-
3:25 - 3:28yapacağınız şey plan yazabilecek
-
3:28 - 3:29MBA'li birini almak
-
3:29 - 3:30ve parayı risk sermayederleri veya
-
3:30 - 3:32büyük şirketlerden elde etmek,
-
3:32 - 3:34sonra da tasarımcıları ve mühendisleri işe almak
-
3:34 - 3:35ve onların de nesneyi geliştirmesiydi.
-
3:35 - 3:39Bu, internet öncesi, yani İ.Ö. inovasyon modeli.
-
3:39 - 3:42İnternetten sonra olan şeyse şuydu,
-
3:42 - 3:43işbirliği maliyeti, dağıtım maliyeti,
-
3:43 - 3:46iletişim maliyeti sayesinde
-
3:46 - 3:49inovasyon maliyeti büyük miktarda düştü
-
3:49 - 3:51ve Moore yasası yeni bir şey denemenin maliyetini
-
3:51 - 3:53neredeyse sıfıra getirdi
-
3:53 - 3:55ve Google, Facebook, Yahoo,
-
3:55 - 3:57izinleri olmayan öğrenciler vardı
-
3:57 - 3:58-izinsiz inovasyon-
-
3:58 - 4:00izinleri yoktu, PowerPoint'leri yoktu,
-
4:00 - 4:02sadece nesneyi geliştirdiler,
-
4:02 - 4:03sonra para buldular,
-
4:03 - 4:05sonra bir çeşit iş planı ortaya çıkardılar
-
4:05 - 4:08ve belki sonra birkaç MBA'liyi işe aldılar.
-
4:08 - 4:10Yani internet inovasyona sebep oldu,
-
4:10 - 4:11en azından yazılım ve hizmetlerde,
-
4:11 - 4:14MBA güdümlü inovasyon modelinden
-
4:14 - 4:18tasarımcı-mühendis güdümlü inovasyon modeline gidildi
-
4:18 - 4:20ve bu da inovasyonu uçlara,
-
4:20 - 4:22öğrenci yatakhanelerine, yeni kurulan şirketlere itti,
-
4:22 - 4:23büyük kuruluşlardan uzağa,
-
4:23 - 4:26gücü, parası ve otoritesi olan
-
4:26 - 4:27hantal ve eski kuruluşlardan.
-
4:27 - 4:30Ve bunu hepimiz biliyoruz. Biliyoruz ki bu internette oldu.
-
4:30 - 4:33Görünen o ki, başka şeylerde de oluyor.
-
4:33 - 4:36Birkaç örnek vereceğim.
-
4:36 - 4:39Media Lab'da sadece donanımla uğraşmıyoruz.
-
4:39 - 4:40Her çeşit şey yapıyoruz.
-
4:40 - 4:42Biyolojiyle uğraşıyoruz, donanımla uğraşıyoruz
-
4:42 - 4:45ve geleneksel akademik düşünme biçimi olan "Yayın çıkar veya yok ol" yerine,
-
4:45 - 4:47Nicholas Negroponte meşhur
-
4:47 - 4:49"Demo yap veya öl" sözünü söylemiştir.
-
4:49 - 4:53Ve sık sık demonun sadece bir kez çalışması gerektiğini söylemiştir,
-
4:53 - 4:56çünkü dünyayı etkilemenin başlıca şekli
-
4:56 - 4:57büyük şirketlerin bizden
-
4:57 - 4:59etkilenmesi
-
4:59 - 5:02ve Kindle veya Lego Mindstorms gibi ürünler yaratmasıydı.
-
5:02 - 5:04Ama bugün ürünleri gerçek dünyaya
-
5:04 - 5:06böylesine düşük maliyetle getirme yeteneğiyle beraber,
-
5:06 - 5:09artık sloganı değiştiriyorum
-
5:09 - 5:10ve bu bir resmi kamu açıklamasıdır.
-
5:12 - 5:13Resmi olarak "Harekete geç veya öl" diyorum.
-
5:13 - 5:15Gerçekten işe yaraması için
-
5:15 - 5:17nesneleri gerçek dünyaya sunmanız gerekiyor
-
5:17 - 5:18ve bazen bunlar büyük şirketler olacak,
-
5:18 - 5:20Nicholas uydulardan bahsedebilir.
-
5:20 - 5:22(Alkış)
-
5:22 - 5:23Teşekkürler.
-
5:23 - 5:25Ancak biz kendimiz işe koyulup
-
5:25 - 5:28bize bunu yapmaları için büyük kuruluşlara bağlı kalmamalıyız.
-
5:28 - 5:31Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik
-
5:31 - 5:32ve Shenzhen'de fabrika içindeki
-
5:32 - 5:35yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı.
-
5:35 - 5:36Orada olan şey,
-
5:36 - 5:38üretim araçlarına sahip olmanızdı
-
5:38 - 5:41ve bunlar prototip veya PowerPoint hazırlamak için değildi.
-
5:41 - 5:43İmalat yapan makine ile uğraşıyorlardı ve
-
5:43 - 5:46bu makine başında yenilik yapıyorlardı.
-
5:46 - 5:48Fabrika tasarımcının içindeydi
-
5:48 - 5:50ve gerçekten tasarımcı da fabrika içinde.
-
5:50 - 5:52Ve yapacağınız şey,
-
5:52 - 5:53tezgâhlara gidip
-
5:53 - 5:56bu cep telefonlarını görmekti.
-
5:56 - 5:58Palo Alto'daki çocuklar gibi
-
5:58 - 6:00küçük internet siteleri yaratmak yerine,
-
6:00 - 6:02Shenzhen'deki çocuklar yeni cep telefonları yapıyor.
-
6:02 - 6:05Palo Alto'daki çocukların internet siteleri yapmaları gibi,
-
6:05 - 6:06yeni cep telefonları yapıyorlar
-
6:06 - 6:08ve cep telefonunda yoğun bir
-
6:08 - 6:10inovasyon gerçekleşiyor.
-
6:10 - 6:12Yaptıkları şey, cep telefonu yapmak,
-
6:12 - 6:14tezgâha gitmek, biraz satış yapmak,
-
6:14 - 6:16diğer çocukların cihazlarına bakmak, yukarı çıkıp
-
6:16 - 6:19birkaç bin tane daha yapmak, aşağı inmek.
-
6:19 - 6:21Sanki biraz yazılıma benzer değil mi?
-
6:21 - 6:22Agile (çevik) yazılım geliştirmeye benziyor,
-
6:22 - 6:25A/B testi ve iterasyon,
-
6:25 - 6:27sadece yazılımla yapılabileceğini düşündüğümüz şeyi
-
6:27 - 6:30Shenzhen'deki çocuklar donanımla yapıyor.
-
6:30 - 6:31Bir sonraki yardımcım umarım Shenzhen'deki
-
6:31 - 6:33bu inovasyon yapanlardan biri olacak.
-
6:33 - 6:34İşte burada gördüğünüz şey inovasyonu
-
6:34 - 6:36uçlara götürmek.
-
6:36 - 6:383B yazıcılar ve bunun gibi şeylerden bahsediyoruz
-
6:38 - 6:40ve bu harika. İşte bu Limor.
-
6:40 - 6:43Favori öğrencilerimizden biridir,
-
6:43 - 6:45Samsung Techwin Pick & Place Machine (Al ve Yerleştir Makinesi)'nin
-
6:45 - 6:47önünde duruyor.
-
6:47 - 6:50Bu alet elektronik kartların üzerine
-
6:50 - 6:52saatte 23.000 parça koyabiliyor.
-
6:52 - 6:54Kutu içerisinde bir fabrika.
-
6:54 - 6:57Yani önceden bir fabrika dolusu işçinin
-
6:57 - 6:58elleriyle çalışmaları
-
6:58 - 7:00New York'taki bu küçük kutuda,
-
7:00 - 7:01verimli bir biçimde yapabiliyor...
-
7:01 - 7:02Yani bu imalatı yapabilmesi için
-
7:02 - 7:03Shenzhen'e kadar gitmesine gerek yok.
-
7:03 - 7:06Bu kutuyu satın alıp imalat yapabilir.
-
7:06 - 7:08Yani üretim, inovasyonun maliyeti,
-
7:08 - 7:11prototiplemenin, dağıtımın, imalatın, donanımın maliyeti,
-
7:11 - 7:12öylesine düşüyor ki,
-
7:12 - 7:14inovasyon uçlara götürülüyor,
-
7:14 - 7:17öğrenciler ve yeni kurulan şirketler bunları geliştirebiliyorlar.
-
7:17 - 7:19Bu yeni bir olay, ancak gerçekleşecek
-
7:19 - 7:20ve aynı yazılımda olduğu gibi
-
7:20 - 7:23değişiklik getirecek.
-
7:23 - 7:26Sorona, mısır şekerini polyestere
-
7:26 - 7:29dönüştürmek için genetik olarak işlenmiş mikroplar
-
7:29 - 7:33kullanan bir DuPont prosesi.
-
7:33 - 7:35Fosil yakıt yönteminden yüzde 30 daha verimli
-
7:35 - 7:39ve çevre için çok daha iyi.
-
7:39 - 7:40Genetik mühendisliği ve biyomühendislik
-
7:40 - 7:42kimya, hesaplama ve bellek için
-
7:42 - 7:44bir sürü harika yeni
-
7:44 - 7:46olanak yaratıyor.
-
7:46 - 7:49Öyle görünüyor ki, sağlıkla ilgili pek çok şey yapacağız,
-
7:49 - 7:51ancak yakında muhtemelen sandalyeler
-
7:51 - 7:52ve binalar büyüteceğiz.
-
7:52 - 7:56Sorun ise, Sorona'nın 400 milyon dolara mal olması
-
7:56 - 7:57ve geliştirmenin yedi sene alması.
-
7:57 - 8:00Bir bakıma eski anabilgisayar günlerini hatırlatıyor.
-
8:00 - 8:03Biyomühendislikte inovasyonun maliyeti
-
8:03 - 8:04de aslında aşağı düşüyor.
-
8:04 - 8:06Bu, masaüstü gen dizileyici.
-
8:06 - 8:10Bir zamanlar gen dizilemek milyonlarca dolara mal olurdu.
-
8:10 - 8:12Artık bunun gibi bir masaüstünde yapabiliyorsunuz
-
8:12 - 8:14ve çocuklar bunu yurt yatakhanelerinde yapabiliyor.
-
8:14 - 8:16Bu, Gen9 gen monte edici
-
8:16 - 8:18ve şimdi bir gen basmaya çalışsanız,
-
8:18 - 8:20yapılan şey fabrikada pipetli biri eliyle
-
8:20 - 8:22her şeyi biraraya koyar,
-
8:22 - 8:24her 100 baz çiftinde bir hata olur,
-
8:24 - 8:27çok uzun zaman alır ve bir sürü paraya mal olur.
-
8:27 - 8:28Bu yeni cihaz
-
8:28 - 8:30genleri devreler üzerine monte ediyor
-
8:30 - 8:32ve her 100 baz çiftinde bir hata yerine,
-
8:32 - 8:34her 10.000 baz çiftinde bir hata oluyor.
-
8:34 - 8:37Bu laboratuvarda, bir yıl içinde
-
8:37 - 8:39gen basmada dünya kapasitesine sahip olacağız,
-
8:39 - 8:41yılda 200 milyon baz çifti ediyor.
-
8:41 - 8:44Bu bir nevi elle sarılan
-
8:44 - 8:46transistörlü radyolardan
-
8:46 - 8:47Pentium'a geçmemiz gibi.
-
8:47 - 8:50Bu olay biyomühendisliğin Pentium'u hâline gelip,
-
8:50 - 8:52biyomühendisliği yurt yatakhanelerine
-
8:52 - 8:54ve yeni kurulan şirketlere doğru itecek.
-
8:54 - 8:57Bakın bu olay yazılım, donanım
-
8:57 - 8:58ve biyomühendislikte oluyor,
-
8:58 - 9:01yani bu inovasyonun temelde yeni bir şekilde düşünülmesi.
-
9:01 - 9:04Bu aşağıdan yukarıya inovasyon, demokratik,
-
9:04 - 9:06kaotik, kontrol edilmesi zor.
-
9:06 - 9:09Kötü değil, ama oldukça farklı,
-
9:09 - 9:11bence kuruluşlar için olan geleneksel kurallar
-
9:11 - 9:13artık işe yaramıyor
-
9:13 - 9:14ve burada çoğumuz farklı bir
-
9:14 - 9:17prensip kümesiyle hareket ediyoruz.
-
9:17 - 9:20En sevdiğim prensiplerden biri çekme gücü,
-
9:20 - 9:23yani kaynakları merkezde toplayıp
-
9:23 - 9:24her şeyi kontrol etmek yerine,
-
9:24 - 9:26onları ağdan ihtiyacınız
-
9:26 - 9:28olduğunda çekme fikri.
-
9:28 - 9:31Safecast hikâyesindeki duruma gelince,
-
9:31 - 9:32deprem olduğunda hiçbir şey bilmiyordum,
-
9:32 - 9:34ama hackerspace (ortak çalışma alanı) topluluğu
-
9:34 - 9:36organizatörü olan Sean'ı ve
-
9:36 - 9:38ilk Geiger sayacımızı yapan
-
9:38 - 9:40analog donanım korsanı Peter'ı ve
-
9:40 - 9:42Three Mile Adası erimesinden sonra
-
9:42 - 9:45Three Mile Adası izleme sistemini kuran Dan'i bulmayı başardım.
-
9:45 - 9:47Ve bu insanları önceden
-
9:47 - 9:50bulamazdım ve onları ağdan tam
-
9:50 - 9:53zamanında bulmam muhtemelen daha iyiydi.
-
9:53 - 9:55Ben üç kez üniversiteyi bırakmış biriyim,
-
9:55 - 9:57yani eğitim yerine öğrenmek
-
9:57 - 9:58benim için çok daha önemlidir,
-
9:58 - 10:00bana göre eğitim insanların size verdiği bir şey,
-
10:00 - 10:03öğrenme ise kendinizin yaptığı bir şeydir.
-
10:03 - 10:07(Alkış)
-
10:07 - 10:09Ve sanki şöyle gibi, ki ben bunda taraflıyım,
-
10:09 - 10:12sanki gidip oynamanıza izin vermeden önce
-
10:12 - 10:15bütün bir ansiklopediyi hatırlamanızı sağlamaya çalışıyorlar gibi.
-
10:15 - 10:19Bana göre, cep telefonumda Wikipedia (Vikipedi) var
-
10:19 - 10:21ve sanki tek başına
-
10:21 - 10:22bir dağın tepesinde
-
10:22 - 10:252 numara kalemle ne yapmak gerektiğini
-
10:25 - 10:26bulmaya çalışacağını varsayıyorlar gibi,
-
10:26 - 10:28ki aslında her zaman bağlantıda olacaksınız,
-
10:28 - 10:30her zaman arkadaşlarınız olacak
-
10:30 - 10:32ve ne zaman ihtiyacınız olursa Vikipedi'yi açabilirsiniz,
-
10:32 - 10:36öğrenmeniz gereken şey öğrenmeyi öğrenmek.
-
10:36 - 10:38Safecast olayında, üç sene önce
-
10:38 - 10:40bir grup amatör bu işe başladığımızda,
-
10:40 - 10:42grup olarak muhtemelen herhangi bir organizasyondan
-
10:42 - 10:45veri toplama, veri yayınlama
-
10:45 - 10:48ve halk bilimi yapma konusunda
-
10:48 - 10:51daha fazla şey biliyorduk.
-
10:51 - 10:52Haritalar yerine pusula.
-
10:52 - 10:55Sonuçta bunda, bir plan yazma veya bir şeyi
-
10:55 - 10:59haritalamanın çok pahalı hâle gelmesi söz konusu
-
10:59 - 11:02ve bu çok doğru veya faydalı değil.
-
11:02 - 11:05Yani Safecast hikâyesinde, veri toplamamız gerektiğini biliyorduk,
-
11:05 - 11:07veriyi yayınlamak istediğimizi biliyorduk
-
11:07 - 11:10ve kusursuz planı geliştirmeye çalışmak yerine,
-
11:10 - 11:13önce hadi Geiger sayacını yapalım dedik.
-
11:13 - 11:14Ah, ellerinde kalmadı.
-
11:14 - 11:16Hadi yapalım. Yeterli sensör yok.
-
11:16 - 11:19Tamam, sonra mobil bir Geiger sayacı yapabiliriz.
-
11:19 - 11:21Arabayla etrafa bakabiliriz. Gönüllüler bulabiliriz.
-
11:21 - 11:23Yeterli paramız yok. Hadi Kickstarter'la bulalım.
-
11:23 - 11:25Bütün her şeyi planlayamazdık,
-
11:25 - 11:26ama çok güçlü bir pusulamız olduğu için
-
11:26 - 11:28en sonunda gideceğimiz yere vardık
-
11:28 - 11:30ve bana göre bu çevik yazılım geliştirmeye çok benziyor,
-
11:30 - 11:33ancak bu pusula fikri çok önemli.
-
11:33 - 11:35Bu sebeple iyi haber,
-
11:35 - 11:39dünya son derece karmaşık olsa da
-
11:39 - 11:41yapmanız gereken şeyin çok basit olması.
-
11:41 - 11:44Bence bu her şeyi planlamanız gerektiği,
-
11:44 - 11:46her şeyi stoklamanız gerektiği
-
11:46 - 11:47nosyonundan vazgeçmekle ilgili bir şey,
-
11:47 - 11:48çok hazırlıklı olmalısınız
-
11:48 - 11:51ve bağlantıda olmaya,
-
11:51 - 11:53her zaman öğrenmeye,
-
11:53 - 11:55tam olarak farkında
-
11:55 - 11:57ve tam bu anda olmaya odaklanmalısınız.
-
11:57 - 12:00İşte bu yüzden "fütürist" sözünü sevmiyorum.
-
12:00 - 12:05Bence şimdi-ci olmalıyız,
-
12:05 - 12:07yani şimdi olduğumuz gibi.
-
12:07 - 12:09Teşekkürler.
-
12:09 - 12:13(Alkış)
- Title:
- İnovasyon yapmak mı istiyorsunuz? "Şimdi-ci" olun
- Speaker:
- Joi Ito
- Description:
-
"İnternetten öncesini hatırlıyor musunuz?" diye soruyor Joi İto. "İnsanların bir zamanlar geleceği tahmin etmeye çalıştıklarını hatırlıyor musunuz?". MIT Media Lab'in başkanı, bu merak uyandırıcı konuşmada geleceğe dair tahminleri bırakıp şimdiki anı yaratmak için yeni bir yaklaşımı paylaşıyor: Doğru fikre sahip olup olmadığınıza dair izin veya kanıt beklemeden hızla geliştirme ve durmadan iyileştirme. Bu tür aşağıdan yukarıya inovasyonun günümüzde en ilginç ve fütüristik projelerde görüldüğünü ve bunun da çevrenizde şu an olan bitene karşı açık ve uyanık olmakla başladığını söylüyor. Önerisi ise fütürist olmak değil, şimdi-ci olmak.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 12:31
Eren Gokce commented on Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Ahmet Duran accepted Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Ahmet Duran commented on Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Ahmet Duran edited Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Ahmet Duran edited Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Ahmet Duran edited Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" | ||
Eren Gokce edited Turkish subtitles for Want to innovate? Become a "now-ist" |
Ahmet Duran
5.10.46'da "Deploy" ile "harekete geç"in ötesinde bir anlam kastediliyor diye düşünüyorum. Yazılım dünsyasında biz "deploy"u, "geliştirilmesi tamamlanmış bir yazılımı canlı sisteme kurmak, ve kullanıma açmak" anlamında kullanırız. Bir önceki "demo or die" sözünü de hesaba katarsak, konuşmacı "demo" konseptini daha da ileri taşıyarak "deploy" diyor, yani ani aslında "artık demo da yeterli değil, hazırla bitr ve canlıya al" anlamında "deploy" kullanıyor. Şu an "deploy" için tam bir karşılık öneremiyorum ama "harekete geç"ten daha kuvvetli bir anlam bulabiliriz.
Eren Gokce
Merhaba, deploy'u harekete geç diye çevirmemin nedeni bir an önce yapılması gibi bir anlam vermek içindi. Belki devreye al veya pazara çıkar -(pazara sun) da diyebiliriz. Bunları veya sizin başka öneriniz varsa değerlendirelim. Teşekkürler.