Göçmenlerin sesi demokrasiyi daha güçlü yapar
-
0:01 - 0:02İyi akşamlar.
-
0:03 - 0:05Benim bu sahneye yolculuğum
-
0:05 - 0:06Amerika'ya 17 yaşındayken
-
0:06 - 0:08geldiğimde başladı.
-
0:09 - 0:12Anlayacağınız, ben bir göçmen çocuğu
-
0:13 - 0:14veya göçmen olan
-
0:14 - 0:1684 milyon Amerikalı'dan biriyim.
-
0:16 - 0:20Buraya geldiğimizde her birimizin
bir hayali vardır, -
0:20 - 0:23genelde yeniden yazılması
-
0:23 - 0:26ve hep değiştirilmesi gereken bir hayal.
-
0:27 - 0:28Ben şanslı olanlardandım.
-
0:28 - 0:32Değiştirmiş olduğum hayalim
beni bugün yaptığım işe yöneltti: -
0:32 - 0:35göçmenleri devlet dairesinde
çalışmak için eğitmek -
0:35 - 0:38ve kapsayıcı demokrasi için
bir harekete öncülük etmek. -
0:39 - 0:42Ama bunu Amerika'nın kollarını
açıp beni karşıladığı -
0:42 - 0:45gibi bir çocuk oyuncağı olduğunu
düşünmenizi istemem. -
0:45 - 0:47Hâlâ da böyle bir şey olmuyor.
-
0:48 - 0:50Ve bu yol boyunca sizinle
paylaşmak istediğim -
0:50 - 0:52birkaç ders öğrendim,
-
0:52 - 0:54çünkü bence birlikte
-
0:54 - 0:56Amerikan demokrasisini
-
0:56 - 0:59daha iyi ve daha güçlü yapabiliriz.
-
0:59 - 1:01Hindistan'da doğdum,
-
1:01 - 1:04dünyanın en büyük demokrasisinde.
-
1:04 - 1:05Ve dört yaşındayken
-
1:05 - 1:07ailem Belize'ye taşındı,
-
1:07 - 1:10belki de dünyanın en küçük demokrasisine.
-
1:11 - 1:13Ve 17 yaşındayken,
-
1:13 - 1:15ABD'ye taşındım,
-
1:15 - 1:18dünyanın en harika demokrasisine.
-
1:18 - 1:21Buraya geldim çünkü İngiliz
edebiyatı okumak istiyordum. -
1:22 - 1:25Çocukken kafamı kitaplardan kaldırmazdım
-
1:25 - 1:29ve düşündüm, yetişkin olarak
neden hayatımı böyle sürdürmeyeyim ki? -
1:29 - 1:31Ama üniversiteden mezun olup
-
1:31 - 1:33yüksek lisans diplomamı aldıktan sonra,
-
1:33 - 1:38benim için ideal olmayan işler arasında
gidip gelir oldum. -
1:40 - 1:43Belki de Amerika hakkındaki
iyimserliğim -
1:43 - 1:46işlerin değişmeyeceğini anlamada
-
1:46 - 1:48gecikmeme neden olmuştur.
-
1:48 - 1:51Açık olduğunu düşündüğüm kapı
-
1:51 - 1:54aslında birazcık aralıkmış.
-
1:54 - 1:56Bu Amerika kapısı
-
1:56 - 1:59eğer siz doğru isme,
-
1:59 - 2:01doğru ten rengine,
-
2:01 - 2:03doğru bağlantılara
sahipseniz açılır, -
2:03 - 2:05ama yüzünüze de çarpabilir,
-
2:05 - 2:08eğer yanlış dine,
-
2:08 - 2:09yanlış göçmen statüsüne,
-
2:10 - 2:12yanlış ten rengine sahipseniz.
-
2:14 - 2:16Ve ben bunu kabul edemedim.
-
2:16 - 2:19Böylece benim gibi genç insanlar
için bir dernek kurup -
2:20 - 2:23sosyal girişimci olarak
kariyerime başladım. -
2:24 - 2:26Buna başladığım zamanlar kendi köklerini
-
2:27 - 2:30Hindistan alt kıtasına doğru
araştıran bir gençtim. -
2:30 - 2:35Bu işte, Güney Asyalı ve diğer göçmenlerin
haklarının savunucusu oldum. -
2:35 - 2:39Politik sorunlar hakkında kongre
üyeleriyle kulis faaliyetleri yürüttüm. -
2:39 - 2:43Seçim gününde sandık çıkış anketleri
yapmak için gönüllü oldum. -
2:44 - 2:48Ama oy veremedim ve
adaylığımı koyamadım. -
2:49 - 2:522000'de, vatandaşlık başvuru ücretinin
-
2:52 - 2:55iki katından daha fazla
-
2:56 - 2:59yani 95 dolardan 225 dolara çıkacağı
duyurulduğunda, -
2:59 - 3:04şimdi imkânım varken başvurmanın
tam zamanı olduğuna karar verdim. -
3:05 - 3:08Şimdiki ve geçmişteki ilişkilerim hakkında
-
3:08 - 3:11sorular cevapladığım uzun
bir başvuru formu doldurdum. -
3:12 - 3:15Ve başvuru ibraz edildiğinde,
-
3:15 - 3:17parmak izi alınması gerekiyordu,
-
3:17 - 3:19geçilmesi gereken bir sınav,
-
3:19 - 3:22sırada beklenecek sonsuz saatler vardı.
-
3:23 - 3:25Buna aşırı güvenlik incelemesi
diyebilirsiniz. -
3:26 - 3:29Ve sonra 2000 yılının Aralık ayında,
-
3:29 - 3:32Brooklyn'de büyük bir salonda,
uzun süredir -
3:32 - 3:34kendi evi gördükleri ülkeye
-
3:34 - 3:37bağlılık yemini eden
-
3:37 - 3:40diğer yüzlerce göçmen arasına katıldım.
-
3:40 - 3:45Yabancı bir öğrenciden Amerikan
vatandaşlığına yolculuğum 16 yıl sürdü, -
3:45 - 3:49diğer göçmen hikayeleriyle karşılaştırınca
kısa bir zaman dilimi. -
3:50 - 3:53Amerikalı olmak için attığım resmi adımdan
-
3:53 - 3:55kısa bir süre sonra,
-
3:55 - 3:5811 Eylül 2001 saldırıları,
-
3:58 - 4:02yıllarca sürecek göçmenlik durumunu
değiştirdi. -
4:04 - 4:06Benim şehrim, New York,
-
4:06 - 4:08yalpalıyor ve yaralarını sarıyordu
-
4:08 - 4:10ve bu esnada
-
4:10 - 4:11bir seçim turundaydık.
-
4:13 - 4:14New York'ta
-
4:14 - 4:18kayıplar ve toparlanmalarla
uğraşırken iki şey oldu. -
4:19 - 4:22Seçmenler, Michael Bloomberg'ü
New York valisi seçti. -
4:24 - 4:28Ayrıca yapılan referandumla
-
4:28 - 4:31New York için Göçmen İlişkileri
Ofisi'ni hayata geçirdik. -
4:32 - 4:33O seçimden beş ay sonra,
-
4:34 - 4:36yeni seçilen vali
-
4:37 - 4:41bu yeni kurulmuş ofis için beni
ilk Göçmen İlişkileri Müdürü -
4:41 - 4:43olarak atadı.
-
4:44 - 4:46O zamana dönmenizi istiyorum.
-
4:47 - 4:50Belize'den gelmiş genç göçmen
bir kadındım. -
4:50 - 4:54Queens'te bir kilisenin bodrumunda
-
4:54 - 4:58toplum temelli bir dernek
kurmadan önce -
4:58 - 5:00Amerika'da çeşitli işlerde
debelenip durdum. -
5:02 - 5:0511 Eylül saldırıları
toplumumda şok etkisi yarattı. -
5:06 - 5:11Ailemden insanlar, daha önceleri
birlikte çalıştığım gençler, -
5:11 - 5:14okullarda, iş yerlerinde ve
havaalanlarında, -
5:14 - 5:17tacize uğruyorlardı.
-
5:17 - 5:20Ve şimdi ben onların endişelerini
hükümette -
5:21 - 5:22temsil edecektim.
-
5:24 - 5:26Hiçbir iş kendimi daha iyi
hissettirmemişti. -
5:28 - 5:31Ve müdür olduğumda
öğrendiğim iki şey oldu. -
5:32 - 5:35İlki, şehir yönetiminde mevki
sahibi olan -
5:35 - 5:38iyi niyetli New Yorkluların
-
5:38 - 5:42göçmenlerin hukuki yaptırımlardan
ne kadar korktukları hakkında -
5:42 - 5:44hiçbir fikirlerinin olmamasıydı.
-
5:44 - 5:47Çoğumuz şerif, yerel polis
ve FBI arasındaki farkları -
5:47 - 5:50gerçekten de bilmeyiz, değil mi?
-
5:51 - 5:54Ve birçoğumuz, üniformalı birinin
-
5:54 - 5:56mahallemizden geçtiğini görünce
-
5:56 - 5:59endişelenmesek bile merak ederiz.
-
6:00 - 6:03Eğer kaçak bir ebeveynseniz,
-
6:03 - 6:06her gün çocuğunuza güle güle derken,
-
6:06 - 6:09onları okula gönderip işe giderken,
-
6:09 - 6:11onları günün sonunda
-
6:11 - 6:13görüp göremeyeceğinizin
olasılığını bilemezsiniz. -
6:13 - 6:16Çünkü iş yerinize yapılan bir baskın,
-
6:17 - 6:19yerel polisle şans eseri karşılaşma
-
6:19 - 6:22hayatınızın yönünü sonsuza
kadar değiştirebilir. -
6:23 - 6:26İkinci öğrendiğim şey, benim gibi
-
6:26 - 6:28bu korkuyu anlayan,
-
6:29 - 6:33yeni bir dil öğrenmiş,
yeni sistemleri izleyen -
6:33 - 6:36bizim gibi insanlar bir masaya
oturduklarında kimsenin yapmayacağı, -
6:36 - 6:41yapamayacağı bir şekilde topluluğumuzun
ihtiyaçlarını savunduğumuzda anladım. -
6:42 - 6:45Korku hissinin nasıl bir şey
olduğunu anladım. -
6:46 - 6:48Ailemdeki insanlar
bunu bizzat yaşıyorlardı. -
6:48 - 6:51Beraber çalıştığımız gençler
-
6:51 - 6:53sadece sınıf arkadaşları tarafından değil
-
6:53 - 6:55öğretmenlerince de
tacize uğruyorlardı. -
6:55 - 6:58Kocam, sonra erkek arkadaşım
çok seyahat ettiği için -
6:58 - 7:02sakal bırakmadan ya da
sırt çantası takmadan önce -
7:02 - 7:03iki kere düşünüyordu.
-
7:07 - 7:102001'de öğrendiğim şey benim oyumun
önemli olduğuydu -
7:10 - 7:14fakat sesim ve bakış açım da önemliydi.
-
7:15 - 7:16Şu üç şey
-
7:16 - 7:19- göçmenlerin oyları,
sesleri ve bakış açıları - -
7:20 - 7:22bence demokrasimizin daha güçlü olmasına
yardımcı olabilecek. -
7:24 - 7:26Aslında seçimlerin sonuçlarını
değiştirebilme, -
7:26 - 7:29politik tartışmalara
yeni meseleler katma, -
7:29 - 7:33bugün ülkemizde olan
-
7:33 - 7:38soluk, erkek, bayat liderlik yüzlerini
-
7:38 - 7:40değiştirme gücümüz var.
-
7:42 - 7:43Peki bunu nasıl yaparız?
-
7:43 - 7:46İlk olarak oylardan bahsedelim.
-
7:46 - 7:47Amerika'daki seçmenlerin çoğunun
-
7:47 - 7:50beyaz olduğu şaşılacak bir şey değil.
-
7:51 - 7:55Fakat sizi şaşırtabilecek olan şey
her üç seçmenden birinin -
7:55 - 7:57siyahi, Latin ve Asyalı olduğudur.
-
7:58 - 7:59Fakat burada önemli olan şey şu:
-
7:59 - 8:04kimin oy verebildiği önemli değil,
kimin oy verdiği önemlidir. -
8:04 - 8:092012'de Latin ve Asya kökenli
Amerikalıların yarısı -
8:09 - 8:10oy kullanmadı.
-
8:12 - 8:16Ve bu oylar sadece başkanlık
seçimlerinde değil, -
8:16 - 8:18yerel ve eyalet seçimlerinde de önemliler.
-
8:19 - 8:212015'te Lan Diep,
-
8:21 - 8:25Vietnamlı bir politik sığınmacının
en büyük oğlu, -
8:26 - 8:28San Jose şehir meclisi
seçimlerinde yarıştı. -
8:29 - 8:33O, bu seçimi 13 oy farkla kaybetti.
-
8:34 - 8:37Bu yıl o seçim kampanyasının
tozunu üzerinden silkeledi -
8:37 - 8:40ve o koltuk için tekrar yarıştı
-
8:41 - 8:44ve bu kez 12 oy farkla kazandı.
-
8:46 - 8:49Her bir oy çok önemli.
-
8:51 - 8:54Lan gibi politika masasında
oturanlar olduğunda -
8:54 - 8:55bir fark yaratabilirler.
-
8:55 - 8:57Bizim bu seslere ihtiyacımız var.
-
8:57 - 9:00Bizim bu seslere kısmen ihtiyacımız var
-
9:00 - 9:02çünkü Amerikan liderliği
-
9:02 - 9:05Amerika'da ikamet edenlere benzemiyor.
-
9:06 - 9:10Amerika'da 500 binin üzerinde
yerel ve eyalet kurumu var. -
9:11 - 9:16Bunlardan sadece yüzde 2'si Amerika'daki
en büyük göçmen grupları olan -
9:16 - 9:19Asyalılar ve Latinler
tarafından idare ediliyor. -
9:21 - 9:23Nüfusunun yüzde 49'u
-
9:23 - 9:27Latin kökenlilerin oluşturduğu
Yakima, Washington'da -
9:27 - 9:31bu yıla kadar hiç bir Latin kökenli
meclis üyesi olmamıştı. -
9:32 - 9:372016'da üç yeni seçilen Latin kökenli
Yakima Şehir Meclisine girdi. -
9:38 - 9:40Onlardan biri Carmen Méndez.
-
9:40 - 9:43Kendisi ilk üniversite mezunu nesilden.
-
9:43 - 9:46Kendisi biraz Colimo, Meksika'da,
-
9:46 - 9:48biraz da Yakima, Washington'da büyüdü.
-
9:48 - 9:51Kendisi bekar bir anne
ve toplulukların avukatı. -
9:51 - 9:54Onun Yakima Şehir Meclisi'ndeki sesi
-
9:54 - 9:57Latin toplumunu
ve bütün Yakima sakinlerini -
9:57 - 9:58savunuyor.
-
9:59 - 10:01Ve o, kızı ve diğer Latin kökenliler için
-
10:02 - 10:03tam bir rol modeli.
-
10:04 - 10:08Fakat Amerikan demokrasisindeki
üçüncü en kullanılmayan kaynak -
10:09 - 10:11göçmenlerin getirdiği bakış açısıdır.
-
10:12 - 10:14Burada olmak için bir savaş verdik.
-
10:15 - 10:18Ekonomik ve eğitim fırsatları için geldik.
-
10:18 - 10:22Siyasi ve dini özgürlük için geldik.
-
10:22 - 10:24Buraya aşkın peşinden geldik.
-
10:25 - 10:27Bu fedakarlığı,
-
10:27 - 10:29Amerika için olan bu özveriyi
-
10:30 - 10:32kamunun hizmetine biz sunuyoruz.
-
10:34 - 10:36Geçen hafta Arizona Hükümet Binasında
-
10:36 - 10:38bir koltuk kazanan
-
10:39 - 10:44Athena Salman gibi insanlar.
-
10:44 - 10:46Athena'nın babası West Bank'te büyüdü
-
10:46 - 10:47ve annesiyle karşılaştığı
-
10:47 - 10:48Şikago'ya taşındı.
-
10:48 - 10:50Annesi biraz İtalyan,
-
10:51 - 10:53biraz Meksikalı ve biraz da Alman'dı.
-
10:53 - 10:56Hep birlikte Arizona'ya taşınıp
yeni bir hayat kurdular. -
10:56 - 10:59Athena hükümet binasına girince
-
10:59 - 11:01hepimizin aradığı ekonomik düzene
-
11:01 - 11:04bizi ulaştıracak,
-
11:04 - 11:07onunki gibi ailelere destek olacak olan
-
11:07 - 11:09eğitim fonları gibi şeyler için savaşacak.
-
11:11 - 11:14Göçmenlerin oyları,
sesleri ve bakış açıları -
11:14 - 11:18Amerikan demokrasisine
dâhil etmemiz gereken şeyler. -
11:18 - 11:21Bu sadece benim işim değil.
Sizin de işiniz. -
11:22 - 11:23Ve bu kolay olmayacak.
-
11:24 - 11:25Denkleme yeni bir faktör
daha eklersek -
11:25 - 11:28ne olacağını hiç bir zaman bilmiyoruz.
-
11:29 - 11:31Ve bu biraz korkutucu.
-
11:32 - 11:36Masada sizin yerinizi alacağımdan
korkuyorsunuz -
11:36 - 11:39ve ben masada hiç bir zaman
yer alamayacağımdan korkuyorum. -
11:40 - 11:42Ve hepimiz bildiğimiz
-
11:42 - 11:45ve sevdiğimiz bu ülkeyi
kaybetmekten korkuyoruz. -
11:46 - 11:49Onu benden almanızdan korkuyorum,
-
11:49 - 11:52ve siz de benim onu
sizden almamdan korkuyorsunuz. -
11:55 - 11:58Bakın zor bir seçim yılı oldu,
-
11:58 - 12:02benim göç hikayemdeki insanların hatırası
-
12:02 - 12:04bir liderin hevesiyle yok edilebilir.
-
12:05 - 12:09Fakat ben bu ülkede olmak için
bir savaş verdim -
12:09 - 12:12ve her gün aynı şeyi yapmaya
devam ediyorum. -
12:12 - 12:15İyimserliğimi hiç bir zaman kaybetmem
-
12:15 - 12:19çünkü biliyorum ki benim gibi
milyonlarca göçmen var, -
12:19 - 12:22önümde, arkamda, her yanımdalar.
-
12:23 - 12:25Burası bizim de ülkemiz.
-
12:26 - 12:27Teşekkür ederim.
-
12:27 - 12:30(Alkış)
- Title:
- Göçmenlerin sesi demokrasiyi daha güçlü yapar
- Speaker:
- Sayu Bhojwani
- Description:
-
Sayu Bhojwani. politikada temsil önemli-- ve bu yüzden ülkesinin çeşitliliğini yansıtacak ve çok kültürlü dokusunu kucaklayacak liderleri seçmeliyiz, diyor. Kendisinin Amerikan vatandaşı olma macerası yoluyla, bu göçmen bilge ülkesine olan aşkının ve fedakarlığının politik değişiklikler için nasıl bir itici güç olduğunu anlatıyor. "Burada olmak için savaştık," diyerek göçmenleri aksiyona davet ediyor. "Burası bizim de ülkemiz."
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 12:42
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Hüseyin ÖZKAY edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Hüseyin ÖZKAY edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Hüseyin ÖZKAY edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger | ||
Hüseyin ÖZKAY edited Turkish subtitles for How immigrant voices make democracy stronger |