Return to Video

Asla bilmeyeceğimiz şeylerin güzel yanı

  • 0:01 - 0:05
    Sıcak bir Ekim sabahı
  • 0:05 - 0:07
    Mandalay'da
  • 0:07 - 0:09
    gece treninden indim,
  • 0:09 - 0:12
    Burma'nın eski kraliyet merkezi,
  • 0:12 - 0:13
    şimdi Myanmar.
  • 0:14 - 0:18
    Caddeye çıkınca
    bisikletlerinin başında bekleyen
  • 0:18 - 0:22
    bir grup kaba saba adama rastladım.
  • 0:22 - 0:23
    İçlerinden biri yaklaşıp
  • 0:23 - 0:25
    bana etrafı gezdirmeyi teklif etti.
  • 0:27 - 0:29
    Talep ettiği fiyat şok ediciydi.
  • 0:30 - 0:34
    Kendi ülkemde bir kalıp çikolataya
    verdiğimden daha azdı.
  • 0:34 - 0:37
    Üç tekerli bisikletine bindim
  • 0:37 - 0:43
    ve sarayların ve tapınakların arasında
    yavaşça pedal çevirmeye başladı.
  • 0:44 - 0:49
    Yolda giderken köyünden şehre
    nasıl geldiğinden bahsetti.
  • 0:49 - 0:52
    Matematik okumuştu.
  • 0:52 - 0:54
    Hayali öğretmen olmaktı.
  • 0:54 - 0:59
    Tabii askeri diktatörlüğün
    altında yaşam zordu
  • 0:59 - 1:03
    ve şimdilik geçimini
    sağlayabileceği tek yol buydu.
  • 1:05 - 1:09
    Çoğu geceler üç tekerli
    bisikletinde uyuduğunu,
  • 1:09 - 1:13
    böylece gece treninden ilk inenleri
    yakalayabildiğini anlattı.
  • 1:16 - 1:19
    Çok geçmeden birçok açıdan
  • 1:19 - 1:21
    ortak yönlerimiz olduğunu keşfettik;
  • 1:21 - 1:23
    ikimiz de 20 yaşındaydık,
  • 1:23 - 1:26
    yabancı kültürlere ilgi duyuyorduk
  • 1:27 - 1:29
    ve beni eve davet etti.
  • 1:30 - 1:34
    Sonra geniş, kalabalık caddelerden geçip
  • 1:34 - 1:38
    taşlı, ıssız dar yollarda sarsıla sarsıla
    yol almaya başladık.
  • 1:38 - 1:40
    Her yerde derme çatma gecekondular vardı.
  • 1:40 - 1:43
    Nerede olduğumu gerçekten bilmiyordum,
  • 1:44 - 1:48
    o an başıma bir şey
    gelebileceğini fark ettim.
  • 1:48 - 1:50
    Soyulabilir ya da uyuşturulabilirdim,
  • 1:50 - 1:52
    daha kötüsü de olabilirdi.
  • 1:52 - 1:53
    Kimse de bilmezdi.
  • 1:54 - 1:58
    Sonunda durdu ve beni
    tek bir odadan ibaret olan
  • 1:58 - 2:01
    bir kulübeye doğru götürdü.
  • 2:02 - 2:04
    Eğildi ve
  • 2:04 - 2:06
    yatağın altına uzandı.
  • 2:08 - 2:10
    İçimde bir şeyler donup kaldı.
  • 2:12 - 2:15
    Ne çıkaracağını görmeyi bekledim.
  • 2:15 - 2:18
    Sonunda bir kutu çıkardı.
  • 2:19 - 2:24
    İçinde yurt dışından gelenlerden aldığı
  • 2:24 - 2:26
    mektuplar vardı,
  • 2:27 - 2:29
    birkaç tanesinin üzerine
  • 2:29 - 2:33
    yeni yabancı arkadaşlarının
    siyah-beyaz küçük
  • 2:33 - 2:35
    şipşak fotoğraflarını yapıştırmıştı.
  • 2:36 - 2:40
    Vedalaştığımız gece
  • 2:40 - 2:43
    bana seyahatin püf noktasını
  • 2:43 - 2:45
    gösterdiğini de fark ettim;
  • 2:45 - 2:47
    dışa olduğu kadar
  • 2:47 - 2:50
    içe doğru,
  • 2:50 - 2:52
    başka türlü hiç gidemediğiniz
    yerlere gitmek,
  • 2:53 - 2:55
    belirsizliği,
  • 2:56 - 2:57
    bilinmezliği,
  • 2:57 - 2:59
    hatta korkuyu göze almaktı.
  • 3:00 - 3:03
    Kendi ülkemizde olayların
  • 3:03 - 3:05
    üstünde olduğumuzu sanmak
    korkunç kolaydır.
  • 3:06 - 3:10
    Dış dünyada ise, öyle olmadığı
    her an hatırlatılır
  • 3:10 - 3:13
    ve olayların temelini dahi bulamazsınız.
  • 3:14 - 3:17
    Ralph Waldo Emerson'un
    dediği şeyi hatırlayalım:
  • 3:17 - 3:19
    "İnsanlar kararlı olmak ister,
  • 3:19 - 3:22
    ancak yalnız, kararsız olduğumuzda
  • 3:22 - 3:24
    bizim için bir umut vardır."
  • 3:25 - 3:27
    Bu konferansta keyif verici yeni fikirler
  • 3:27 - 3:31
    ve buluşlar duyacak kadar şanslıyız,
  • 3:31 - 3:33
    gerçekten de bilginin
  • 3:33 - 3:36
    hızla ilerlediğini görüyoruz.
  • 3:37 - 3:40
    Fakat bir noktada bilgi tükeniyor.
  • 3:41 - 3:42
    İşte o an,
  • 3:42 - 3:45
    hayatınızın tümüne karar verildiği andır:
  • 3:46 - 3:48
    Aşık olursunuz,
  • 3:48 - 3:50
    arkadaşınızı kaybedersiniz,
  • 3:51 - 3:52
    karanlıkta kalırsınız.
  • 3:53 - 3:58
    Kaybolduğunuz veya huzursuz olduğunuz
    veya kendiniz olmadığınız o an,
  • 3:58 - 4:00
    kim olduğunuzu keşfettiğiniz andır.
  • 4:02 - 4:06
    Bilmemenin mutluluk olduğuna inanmıyorum.
  • 4:06 - 4:09
    Bilim hiç tartışmasız hayatlarımızı
  • 4:09 - 4:12
    daha parlak, uzun ve
    sağlıklı hale getirdi.
  • 4:13 - 4:18
    Bana fizik kurallarını ve üç kere üçün
    dokuz yaptığını gösteren öğretmenlerime
  • 4:18 - 4:21
    sonsuza kadar minnettarım.
  • 4:22 - 4:25
    Gece veya gündüz olsun bunu
  • 4:25 - 4:27
    parmak hesabıyla yapabiliyorum.
  • 4:29 - 4:30
    Fakat bir matematikçi
  • 4:30 - 4:34
    bana eksi üç kere eksi üçün
    dokuz ettiğini söylediği an,
  • 4:34 - 4:39
    mantıksal olarak sanki
    güven gibi bir şey hissettiriyor.
  • 4:41 - 4:44
    Bilginin zıttı, her zaman
    bilgisizlik demek değildir.
  • 4:45 - 4:46
    Merak etmek olabilir.
  • 4:46 - 4:48
    Ya da gizem.
  • 4:48 - 4:49
    İhtimal.
  • 4:50 - 4:54
    Kendi hayatımda, beni yükselten
    ve ileri götüren şeylerin
  • 4:54 - 4:56
    bildiğim şeylerdense
    bilmediklerim olduğunu
  • 4:56 - 4:59
    fark ettim.
  • 5:00 - 5:02
    Ayrıca, beni çevremdeki insanlara
  • 5:02 - 5:05
    daha çok yaklaştıran da
    bilmediğim şeylerdi.
  • 5:07 - 5:09
    Son sekiz yıldır kasım aylarında
  • 5:09 - 5:13
    Dalai Lama'yla beraber
    Japonya'yı geziyorum.
  • 5:14 - 5:17
    Her gün söylediği şeylerden birisi de
  • 5:17 - 5:21
    insanlara güven ve rahatlık veren şeyin
  • 5:21 - 5:23
    "Bilmiyorum." demek olduğuydu.
  • 5:24 - 5:26
    "Tibet'e ne olacaktı?"
  • 5:27 - 5:30
    "Ne zaman dünyaya barış getireceğiz?"
  • 5:31 - 5:33
    "Çocuk yetiştirmenin en iyi yolu neydi?"
  • 5:34 - 5:37
    "Açıkçası..." derdi bu bilge adam;
  • 5:37 - 5:38
    "Bilmiyorum."
  • 5:40 - 5:44
    Nobel ödüllü ekonomist Daniel Kahneman
  • 5:44 - 5:48
    insan davranışlarını araştırmaya
    60 yıldan fazlasını vermiş
  • 5:48 - 5:50
    ve vardığı sonuç ise
  • 5:50 - 5:55
    her zaman bildiğimizi
    düşündüğümüz şeylerden
  • 5:55 - 5:57
    olması gerekenden daha fazla eminiz.
  • 5:57 - 5:59
    Her zaman hatırlattığı gibi
  • 5:59 - 6:04
    "bilgisizliğimizi göz ardı etmek
    gibi sınırsız bir yeteneğimiz" var.
  • 6:05 - 6:10
    Tırnak içinde söylüyorum,
    "bu hafta sonu takımımız kazanacak"
  • 6:10 - 6:12
    ve biz bu bilgiyi sadece
  • 6:12 - 6:15
    haklı çıktığımız nadir
    zamanlarda hatırlayacağız.
  • 6:16 - 6:18
    Çoğu zaman karanlıktayız.
  • 6:19 - 6:23
    Gerçek yakınlık işte orada yatar.
  • 6:25 - 6:28
    Sevgilinizin yarın ne yapacağını
    biliyor musunuz?
  • 6:29 - 6:30
    Bilmek istiyor musunuz?
  • 6:32 - 6:34
    Bazılarının dediği gibi,
    hepimizin anne babası
  • 6:34 - 6:36
    Adem ile Havva
  • 6:36 - 6:40
    hayat ağacının meyvesini
    yemeseydi ölmeyecekti.
  • 6:41 - 6:43
    Fakat iyi ve kötünün kökleri olan
  • 6:43 - 6:45
    bilgi ağacının meyvesini ısırdıkları an
  • 6:45 - 6:47
    masumiyetlerini kaybettiler.
  • 6:48 - 6:51
    Utanç, öfke,
  • 6:51 - 6:52
    mahcup hissettiler.
  • 6:53 - 6:55
    Biraz geç de olsa,
  • 6:55 - 6:58
    gerçekten bilmemiz gereken
    şeyler olduğunu,
  • 6:58 - 7:02
    ancak üstü kapalı kalması çok daha
    iyi olan birçok şey olduğunu öğrendiler.
  • 7:04 - 7:06
    Çocukken
  • 7:06 - 7:09
    tabii ki hepsini biliyordum.
  • 7:09 - 7:14
    20 yılımı sınıflarda,
    olgusal gerçekleri toplayarak geçirmiştim,
  • 7:14 - 7:16
    bilfiil de bilgi sektöründeydim,
  • 7:16 - 7:18
    Time dergisine makaleler yazıyordum.
  • 7:19 - 7:24
    İki buçuk haftalığına Japonya'ya
    ilk seyahatimi yaptım
  • 7:24 - 7:28
    ve Japonya'nın tapınaklarını,
  • 7:28 - 7:31
    modasını, beyzbol maçlarını,
  • 7:31 - 7:34
    ruhunu anlatan 40 sayfalık
  • 7:34 - 7:36
    yazıyla döndüm.
  • 7:37 - 7:40
    Fakat alt taraftan
  • 7:40 - 7:43
    ne olduğunu anlayamadığım bir şey
  • 7:43 - 7:47
    size şimdi açıklayamayacağım
    nedenlerle beni hareketlendirdi,
  • 7:48 - 7:51
    böylece Japonya'da yaşamaya karar verdim.
  • 7:52 - 7:55
    28 yıldır orada yaşıyorum,
  • 7:55 - 7:58
    benimsediğim yurdum hakkında
  • 7:58 - 7:59
    pek bir şey anlatamam.
  • 8:00 - 8:02
    Bu harika bir şey,
  • 8:02 - 8:04
    çünkü bu, her gün yeni keşifler yapıyorum
  • 8:04 - 8:06
    ve bu süreçte
  • 8:06 - 8:10
    köşede durup
    bilemeyeceğim yüz binlerce şeyi
  • 8:10 - 8:11
    görüyorum demek oluyor.
  • 8:13 - 8:15
    Bilgi paha biçilmez bir armağandır.
  • 8:16 - 8:21
    Fakat bildiğini sanmak bilgisizlikten
    daha tehlikeli olabilir.
  • 8:22 - 8:25
    Sevgilinizi veya düşmanınızı
  • 8:25 - 8:26
    tanıdığınızı sanmanız
  • 8:27 - 8:28
    onları hiç tanımadığınızı
  • 8:28 - 8:31
    kabul etmekten daha aldatıcı olabilir.
  • 8:32 - 8:36
    Japonya'da her sabah güneş
    küçük dairemize vururken
  • 8:36 - 8:41
    hava tahminlerine bakmaya zahmet etmiyorum
  • 8:41 - 8:42
    çünkü bakarsam
  • 8:42 - 8:46
    gün aydınlıkken bile
  • 8:46 - 8:48
    zihnim kapalı, dağınık olacak.
  • 8:50 - 8:54
    34 yıllık tam zamanlı bir yazarım.
  • 8:55 - 8:58
    Öğrendiğim tek şey
  • 8:58 - 9:01
    değişimin iş başında değilken,
  • 9:01 - 9:03
    ardından ne geleceğini bilmezken,
  • 9:03 - 9:08
    çevremdeki her şeyden büyük
    olduğumu sanmazken geldiğiydi.
  • 9:09 - 9:11
    Aynı şey aşk
  • 9:12 - 9:14
    veya kriz anları için de geçerli.
  • 9:15 - 9:18
    Birdenbire bisiklete geri döndük
  • 9:18 - 9:22
    ve geniş, aydınlık caddelerde ilerliyorduk
  • 9:22 - 9:26
    ve seyahatin ilk kuralını hatırladık
  • 9:26 - 9:28
    ve aynı zamanda hayatın:
  • 9:29 - 9:34
    Yalnız, teslim olmaya
    hazır olduğunuz kadar güçlüsünüz.
  • 9:36 - 9:38
    Sonuç olarak,
  • 9:38 - 9:39
    insan olmak
  • 9:39 - 9:41
    çoğu kimsenin bilmediklerini bilmekten
  • 9:41 - 9:44
    çok daha önemlidir.
  • 9:45 - 9:46
    Teşekkür ederim.
  • 9:46 - 9:53
    (Alkışlar)
Title:
Asla bilmeyeceğimiz şeylerin güzel yanı
Speaker:
Pico Iyer
Description:

Pico Iyer, yaklaşık 30 yıl önce, Japonya'ya seyahat eder, Japonya'ya âşık olur ve oraya yerleşir. İnsan ruhunun iyi bir gözlemcisi olan Iyer, bugün Japonya hakkında çok az şey bildiğini ya da aslında 30 yıl öncesinde bildiğini sandığı şeylerden daha az şey bildiğini hissettiğini itiraf ediyor. Bilgeliğe dair bu lirik meditasyonda Iyer, yaşla kazanılan bilgiyle ilgili bu ilginç sezgilerin derinine iniyor: bildikçe daha az bildiğimizi fark ediyoruz.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:05

Turkish subtitles

Revisions