-
Çoğumuz vücutta kalbin ne yaptığını biliyor.
-
Kanı pompalar ve özellikle vücudun geri kalanından kanı alır.
-
Bu burada mavi çünkü bu kan oksijen taşımıyor.
-
Ve bu kanı akciğerlere pompalar, kan orada oksijen açısından zenginleşir.
-
Ve sonra akciğerlerden geri gelir, kırmızı olarak gösterilen, çünkü içinde oksijen var.
-
Ve sonra oksijenli kan vücudun geri kalanına pompalanır.
-
Ve ayrıca, sanırım çoğumuzun genel bir fikir var, ne zaman insanlar kalp rahatsızlığı veya kalp krizi hakkında konuşsa,
-
ki bunlar farklı şeylerdir, ilgili ama farklı şeyler, bunun atardamarların tıkanması ile bir ilgisi vardır.
-
Yani ben çocukken damaların tıkanmasını öğrendiğim zaman,
-
ve kalbin vücuda kan pompalamakla ilgili olduğunu biliyordum,
-
Ben insanların bahsettiği atardamarların kalpten dışarı çıkap vücuda giden bu büyük olanlar
-
olduğunu sanardım, bunların bir şekilde tıkandığını.
-
Bunu çizeyim, farklı renkle ki
-
bunun benim düşündüğüm olduğunu görün,
-
insanlar atardamarların tıkanmasından bahsettiği zaman
-
ve belki yeterince tıkandıkları zaman bir şekilde vücudun geri kalanına kan gitmesini engelliyorlardı
-
ve bu kişiyi gerçekten öldürür. Şimdi bunu açık olarak belirtmek istiyorum:
-
İnsanların bahsettiği tıkanan damarlar bunlar değil,
-
kalp rahatsızlığı veya kalp krizinden bahsedilince.
-
Bahsettikleri damarlar aslında kalbe doğrudan kan sağlayan damarlar.
-
Kalbin de bir kas olduğunu unutmayın. Ona da oksijen gerekir.
-
Öyleyse burada atardamarlar var, kırmızı tüpler. Onlar atardamar.
-
Ve sonra mavi olanlar da toplardamar.
-
Oksijence fakir kanı kalp dokusundan uzağa taşıyorlar.
-
Ve bunlara koroner damar denir.
-
Ve buradaki sizin veya benim bakış açımdan sağda gibi duruyor.
-
Veya kalbin sahibinin açısından solda.
-
Bu sağdakine sol koroner damar (ing. LCA) deniyor.
-
Ve bu sağdaki kırmızı olan da sağ koroner damar. (RCA)
-
Ve böylece insanlar tıkanan damrlardan bahsettiği zaman
-
koroner damarlar hakkında konuşuyorlar.
-
Kalbe kan tedarik eden şeylerden bahsediyorlar.
-
Öyleyse onlardan biri üzerine yakınlaşalım.... Belki buraya olabilir, damarın burasına.
-
İşte tüp.... Nereye yakınlaştığım açık. Tam buraya yakınlaşıyorum.
-
Böylece zaman içinde, ayrıntılı olarak nasıl oldu bu anlatmayacağım, başka bir videonun konusu.
-
Damar duvarlarında bu plaklar birikebilir.
-
Yani zamanla bir kişi doğru gıda almıyorsa veya yatkınlığı varsa
-
damar duvarlarında bu plaklar oluşabilir.
-
Ve plaklar, içlerindeki malzeme lipiddir, yani
-
yağ, kolesterol ve ayrıca ölü beyaz kan hücreleri,
-
yani bir tür karışık bir madde, tam burada. Buna plak diyoruz.
-
Ve bu plakların oluşumu aslında damarı tıkar, atardamarı tıkar.
-
Biz diyoruz ki.... bunu açık yapayım. Burada bu tüp var. Kanı çizeyim.
-
Bu plakların oluşumuna ateroskleroz diyoruz.
-
Öyleyse düşünebilirz ki bunlar birikirse,
-
sonrasına kan sağlayan damarın burasını daraltacaktır.
-
Yani kanın akışını yok edecektir.
-
Genel süreçte kan akışının tıkanmasından bahsediyoruz, olan iskemi burada.
-
Yani iskemi kan ve oksijen akışınn buranın sonrasına azalması.
-
Koroner arter hastalığı veya kalp rahatsızlığı dediğimiz yani.
-
Bu koroner damar hastalığına neden olur, ki bazen kalp rahatsızlığı da denir.
-
Koroner kalp hastalığı gereksiz olurdu, çünkü koroner zaten kalple ilgili demek.
-
Buna bazen kalp hastalığı denir. Ve eğer ilerdeki kas dokusu
-
gerektiği kadar oksijen alamıyorsa, özellikle kalbin sahibi
-
egzersiz yaparken, daha çok oksijen gerekir. Kalbin daha güçlü atması gerekir.
-
İlerideki hücreler tüm ihtiyaç duydukları oksijeni almıyorsa,
-
kalbin tüm görevini yerine getiremeyeceğini tahmin edersiniz,
-
kimin kalbiyse, yapması gerektiği.
-
Ve bu olunca ona kalp yetmezliği denir.
-
Yani kalp rahatsızlığı kalp yetmezliğinin bir sebebi.
-
Şimdi açık olmak istiyorum, kalp yetmezliği, kalp duruyor anlamına gelmez.
-
Kalp durdu ve kişi öldü değil, tam anlamıyla sadece kalp yapması
-
gerekeni yapamıyor demektir. O kişinin ihtiyaçlarını sağlamada başarısız oluyor.
-
Yani yeterince güçlü veya iyi pompalamıyor, o kişiye yetecek kadar.
-
Diğer bir belirti ise birinde coroner kalp hastalığı olduğunda oluşan,
-
tıkanıklık ya da bu iskemi olunca
-
veya bu tıkanma sonrası oksijen eksikliği, böyle boğucu bir göğüs ağrısı yaşayabilirler.
-
Buna anjina pektoris veya bazen anjina denir.
-
Çok az insan pectoris bölümünü söylüyor. Bazen insanların Ah anjin dediğini duydum.
-
Anjina pectoris, gerçekten göğüs ağrısıdır, anjina tam anlamıyla bu tür boğulma hissidir,
-
ve pectoris göğüste demektir. Göğüste boğulma hissi.
-
Kalp hastalığı belirtilerinden biridir. Şimdi bu zaten içinde olmak isteyeceğiniz bir durum değil
-
çünkü vücudunuz zaten olabileceği kadar iyi çalışmıyordur.
-
Bazen burada açıkladığım gibi plaktır.
-
Bazı plaklar aslında dengesizdir. Bu plaklar sadece büyür ve büyür ve büyür.
-
Kalp hastalığını daha da kötü yapar, kalp yetmezliği daha kötü, anjina pektorisi daha kötü.
-
Bu plaklar kararsız. Gerçekten parçalanabilir.
-
Düşünebilirsiniz ki kan akar, plak büyüdükçe kan çevresinde türbülans oluşturur.
-
Bu dar yerden çok hızlı akar, çıkınca da türbülans oluşturur ve
-
sürtünme oluşur ve benzeri. Bir noktada, bu plak dengesiz olur
-
ve parçalanabilir. Buraya parçalanmış bir plak çizeyim... aynısını... parçalanmış olarak.
-
Şimdi bu plakda yırtılma var. Çok büyüdü. Belki çalkantılı kan akışı bunu teşvik etti filan.
-
Sebebi ne olursa olsun, yırtıldı.
-
Yırtılınca, basitleştirilmiş şekilde anlatıyorum ben şimdi.
-
Şimdi bu plağın içeriği: lipid, yağ, kolesterol, ölü kan hücresi.
-
Bir anda kan akışına mağruz kaldı, özellikle pıhtılaşma faktörlerine.
-
Bu son derece thrombojenik malzemedir. Thrombojenik, çok süslü bir kelime.
-
Bu sadece kan pıhtısına neden olur demek. Tromboz kan pıhtısı anlamına gelir.
-
Olan şu, bu olduğu anda, ki dakikalar hatta saniyeler içinde olabilir.
-
Bir anda bu pıhtılaşma faktörleri tam da bu plağın üzerinde pıhtı oluşturur.
-
Bu olunca, damarı gerçekten iyice tıkamaya başlar.
-
Bazen tamamen bile tıkayabilir.
-
Bu durumda, oradan aşağı giden kan akışını önemli ölçüde engeller.
-
Kesebilir bile. Bu olunca ilerideki hücreler oksijen alamaz.
-
Ölürler. Buna enfarktüs denir. Enfarktüs ölü kalp dokusudur.
-
Kalp dokusu ölmeye başladığı zaman, bu koroner kalp rahatsızlığından bile kötüdür.
-
Şimdi koroner kalp rahatsızlığındaki gibi sadece yetersiz okijen almıyorlar, gerçekten ölüler.
-
Ölü dokuya dönüşüyorlar. Bu hücrelerin tamamen veya neredeyse tamamen oksijenden mahrum kalıp ölmesine kalp krizi denir.
-
Bu damarı tamamen tıkayayım ki açık olsun. Tam burada kalp krizi var.
-
Kalp krizinin birincil nedeni budur.
-
Daha düşükt ihtimal olmasına karşın bazen bir plak da akışa kapılabilir, bir tromboembolizm oluşturur.
-
Çevresindeki trombojenic malzeme, pıhtı olurdu.
-
Aslında gerçekten damarı daha ileride tıkar ve embolizm olur.
-
Bu aynı zamanda damarı tıkayıp dokuyu öldürebilir. Ama asıl neden bu yoğun pıhtılaşmadır,
-
çok hızlı oluşur ve damarı tamamen tıkar. Değinmek istediğim son bir kelime daha var,
-
diğer kelimeler ile karışır, Bu kelime kardiyak arrest. Çünkü bazen bunları aynı boylamda kullanıyoruz.
-
Biri diğerine yol açabilir. Kalp krizi kardiyak arrest değildir. Kardiyak arrest kalbin gerçekten durmasıdır.
-
Kalp krizinde anlattığım, insanlar kalp krizi geçirebilir. Bir kısım as dokuları ölür.
-
Bir kısım enfarktüs, myokordial enfarktüs. Bu kalbin kasında veya kalbin kası ölüyor demek.
-
Bazen myokordial enfarktüs denir. Bu kardiyak arrest değildir.
-
Kalp kasınızın bir kısmı ölebilir ve yaşayabilirsiniz. Kalbiniz zayıflar.
-
Ama yaşamaya devam edecektir. Kardiyak arrest kalbinizin durmasıdır.
-
Bu tabii ki kişinin ölmesine neden olur. Eğer yeterince kötü bir kalp krizi olursa,
-
eğer yeterince büyük bir bölge oksijensiz kalıp ölürse enfarktüs olur.
-
Bu kalp durmasına yol açabilir. Her seferinde olmaz.
-
Açıkçası, kalp krizi, kalp durmasına neden olabilecek tek şey değil.
-
Kardiyak arrest'i kalp yetmezliğinden de ayırmak istiyorum, çünkü ikisi de kalbin yetersizliği.
-
Kardiyak arrest kalbin durması. Kalp yetmezliği kalbin tüm vücüda gerekenleri yetiştirememesi.