-
TERRA FUTURA 2013: VANDANA SHIVA İLE GEO-MÜHENDİSLİK ÜZERİNE
-
Öncelikle bize zaman ayırdığınız için teşekkürker; çünkü inanılmaz bir kadınsınız, çok meşgulsünüz ve herkese zaman ayırabiliyorsunuz ve bu harika.
-
Sizinle biraz geo-mühendislik hakkında konuşmak istedik. Bu herşeyi kapsayan bir alan:
-
Gıda ve su, iklim değişikliği içinde dünyamızda olan biten şeyleri ve her düzeyde çöküş riskini.
-
Amy Goodman ile yaptığınız röportajı gördüm. Peki, ilk olarak, size göre, şu anda, geo-mühendisliğin rolü nedir?
-
İnsanın sorumluluk sahibi olduğu, bilimsel olarak aydınlatılmış kararlar verebildiğimiz ve ekolojik anlayışımızın gelişmiş olduğu
-
bir dünyada, geo-mühendisliğin rolü sıfır olmalı. Geo-mühendisliğin hiçbir rolü olmamalı.
-
Çünkü geo-mühendislik mühendislik paradigmasının daha da genişletilmesinden başka birşey değildir.
-
Yeryüzünün mühendislik uygulanmış yerleri, ekosistemlerin bazı yönleri ve genetik mühendisliği ile yapıldığı gibi değiştirilmiş organizmalar var.
-
Dev baraj inşaatları, nehirlerin yataklarının değiştirilmesi...Bunların hepsi belirli yerler düzeyinde geo-mühendislik öğeleriydi
-
ve biz iki şeyi fark ettik: Birincisi, ekolojik sistemlerin işleyişini göz önünde bulundurmadığınızda zarara yol açıyorsunuz.
-
İklim değişikliğinin aslında tam da bu mühendislik paradigmasının sonucu olduğunu herkes biliyor.
-
İnsanların yerine fosil yakıtlar koyabileceğimizi, sanayileşme, tarım,
-
üretim seviyesini sürekli arttırabileceğimizi düşündük ama saldığımız sera gazlarını düşünmedik.
-
Ve iklim değişikliği aslında, endüstriyelizmin fosil yakıtlar ile çalıştığı mühendislik paradigmasının yarattığı kirliliktir.
-
Şimdi bu zihniyetin aynısını bir çözüm olarak sunmak, Einstein'ın sözünü ciddiye almamaktır:
-
"Sorunları, onlara yol açan zihniyetle çözemezsiniz." Mühendislik düşüncesi bir hakimiyet düşüncesidir.
-
Ve bugün bizden oynamamız istenen rol bilinçli bir tevazuya dayalıdır.
-
Ben geo-mühendisliğin 1950'lerde, atom denemeleriyle başladığını düşünüyorum; çünkü bu dönemde küresel
-
anlamda, çok daha geniş anlamda, yeryüzünü ve atmosferini değiştirmeye bu dönemde başladılar.
-
Ve 1950'lerde yapılan birçok proje, yeni bir fikirle, aslında tüm gezegeni değiştirme düşüncesi ile
-
yeryüzünü, gezegeni, yeni bir şekilde organize etmeye başladı. Atom bombasının gücünün keşfedilmesi ile
-
bence bilim insanlarının zihinlerinde bir değişim yaşandı.
-
İşte bu dönemde, 50'li yıllarda, iklim değiştirme alanında önemli adımlar atılmaya başlandı.
-
Bu da geo-mühendiliğin bir parçası ve burada ETC Grubu'nun haritasını görüyoruz. Bunu dünya çapında yapıyorlar.
-
Bu değişiklikleri lokal olarak yaparken tüm sistemi etkilememek mümkün değil.
-
Hindistan'da, Tayland'da ve Avustralya'da iklim değiştirme konusunun belki daha fazla tartışıldığını,
-
örneğin Avrupa'ya kıyasla bu konuda daha açık olunduğunu biliyorum.
-
İtalya'da 80'li yıllarda yapılan iklim değiştirme uygulamalarından insanların haberi bile yok.
-
Gıda ve su alanında ve genel olarak sistemin bütünü için geo-mühendislik anlamında iklim değiştirmenin rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
-
İklim değiştirme çalışmaları geo-mühendislik alanının çok küçük bir bölümü. Geo-mühendislik şu anda
-
"İklim değişikliği mi dediniz? Antropojeni çağında yaşıyoruz ve geleceği insanlar şekillendirecekler.
-
Sadece bizim gezegenimizin bütün işlevlerini değil, diğer gezegenlerle ilişkimizi de tamamen kontrol edecekler." şeklinde bir kibirdir.
-
Dolayısıyla bize sunulan çözümler gökyüzüne yansıtıcılar koyarak güneş ışınlarını geri göndermek gibi şeyler.
-
Sanki güneş yaşamın kaynağı değil de bir sorunmuş gibi.
-
Ya da atmosfere kirleticiler salarak bir kirlilik tabakası yaratıp güneş ışınlarını engellemek.
-
Fakat sera etkisinden kaynaklanan iklim istikrarsızlığı bu müdahalelerle ancak daha da kötüye gidecek.
-
İklim değiştirme çalışmaları çok dar bir bakış açısıyla yapılıyor. "Yağmur yağmıyor.
-
O zaman yağmuru yapay olarak yağdıralım ki tarımsal üretim devam etsin" diyorlar.
-
Örneğin Çin bunu Olimpiyatlar için yaptı. Olimpiyatlar sırasında Beijing'de yağmur yağmamasını sağladılar.
-
Geo-mühendislik projesinin tümüne bakıldığında bu daha düşük düzeyde bir kibir.
-
Bu haritayı biliyor musunuz?
-
Evet elbette biliyorum.
-
Ve ETC Grubu bunun projelerin sadece bir bölümünü gösterdiğini açıkladı;
-
çünkü her gün, dünyanın farklı bir yerinde yeni birşey yapıyorlar ve birçok nokta var...
-
Evet ama esas konu bu noktalar değil...
-
Örneğin aşırı iklim olayları bakımından bunun anlamı nedir?
-
Herşeyden önce istikrarsızlığı arttırıyor ve ikincisi...ve karşımızda istikrarsızlık olduğu için,
-
istikrarsızlığı arttırmak yerine istikrarsızlığa karşı güvence sağlayabilecek eylemlerle daha çok ilgilenmemiz gerekiyor.
-
Bir araba kullanıyorum ve ilerde bir uçurum olduğunu biliyorum. Geri vitese takmam ve başka bir yöne doğru gitmem gerekiyor.
-
Geo-mühendislik ise "hadi gaza basalım" diyor. Bu uçurum iklim istikrarsızlığı, iklimsel öngörülemezlik.
-
Bunun kaynağı ise bizim ufak tefek projelerimizle iklimi kontrol edebileceğimize dair hatalı düşünce.
-
Ancak geo-mühendisliğin bu kadar yanlış olmasının ikinci önemli sebebi bunun ataerkil sorumsuzluğun tam bir ifadesi olması.
-
Ataerkillik hakları kendine mal etme ve sorumluluğu başkalarına bırakma üzerine kuruludur.
-
Bu örnekte, bu oyunu oynayan bilim insanları, bunu finanse eden yatırımcılar, hepsi bu deneyleri kimsenin rızasını almadan,
-
bu deneyler için yerel ya da küresel hiçbir izin almadan ve daha da kötüsü sonuçların ne olacağını,
-
neye yol açabileceklerini düşünmeden ve asla ve asla sorumluluk üstlenmeden yapıyorlar.
-
Dolayısıyla tüm bu yıkıcı geo-mühendislik ataerkilliğin tüm yıkıcı eğilimlerinin en yüksek düzeyde ifadesidir.
-
Evet, ve Edward Teller gibi bir ismi ele alabiliriz. Atom bombasından yola çıkıyor.
-
Atom bombasıyla ilkimi kontrol etmek onun fikri. Güneş radyasyonunun yönetimi için kalkan kullanmayı o önerdi.
-
Yani gezegenin ve uzayın bu şekilde yönetilmesi konularını hep aynı insanlar, aynı güçler örgütlüyor.
-
Peki bu kontrol çabalarının niyetini biliyor musunuz?
-
Bazılarının niyeti gerçekten başkalarına acı çektirmek. Dolayısıyla geo-mühendisliğin bazı yönleri savaş sektörüyle ilişkili.
-
İklimi değiştirerek belli bir bölgede nasıl yağmur yağdırabilir ya da nasıl yağmur yağmasını engelleyerek tarım faaliyetlerine zarar verebiliriz.
-
Ama bazı yerlerde böyle bir zarar verme niyeti olmadığında bile, bir cahillik var.
-
Ekonomik çıkarlar da var...
-
Her zaman değil. Bunun arkasında böylesi bir bilim insanı ordusunun olmasının sebebi...
-
Biliyorsunuz toprak, gıda ve su değil petrol...
-
Ama mesele şu, bunu yaptıran insanların maddi çıkarı var. Bunu yaptıran insanların askeri çıkarları var.
-
Piyonların ise sadece çözümü kendilerinin bulduğuna dair kibirleri var.
-
Ve bu aptallık küçük piyonların kibriyle ve kontrolü elinde tutanların kötü niyetli projeleri ile birleştiğinde, bu birleşim zehirli oluyor.
-
Çünkü bilim camiası topluma ve gezegene karşı sorumluluklarının farkına varsa ve "sizin oyunlarınıza alet olmayacağım" diyebilseydi,
-
ki Toplumsal Sorumluluk için Bilim İnsanları topluluğu bunun için kuruldu ve grup nükleer meselesini izlemeye bu yüzden başladı. Oradaki herkes bilim insanı.
-
Bu ise kötü zihinlerle aptal bilim insanlarının birlikteliği ve bunun bilim olmadığını söyleme cesareti olan,
-
sorumluluk sahibi bilim insanlarına ihtiyacımız var. Tıpkı genetik mühendisliğinde ihtiyacımız olduğu gibi.
-
Ve bilimi gerçekten bilen bilim insanları topluluğu daha fazla konuşup daha iyi örgütlendikçe biyoteknoloji endüstrisinin aptal bilim insanlarının sesi kısılacaktır.
-
Ve biyoteknoloji ve mühendislik aynı zihniyete sahiptir; mühendislik zihniyeti, güç zihniyeti, kontrol ve doğa üzerinde hakimiyet zihniyeti.
-
Barajlardan da bahsettiniz. Hindistan'da da, dünyada da çok büyük geo-mühendislik çalışmaları var
-
ve artık su üzerinde büyük çıkarlar var. Pat Mooney ile son röportajımızda
-
büyük barajların, enerji üretiminin, su üzerindeki kontrolün ve iklim kontrolünün
-
aslında tek bir şey olduğunu söyledi. Yani bu sadece tarımsal amaçla yapılan küçük bir müdahale değil. Bundan daha fazlası.
-
Hayır. Dediğim gibi bu tamamen kibirdir, tamamen kibirdir, başka birşey değil! Gezegen ölçeğinde bir kibir!
-
Nano parçacık spreylemeleri konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu program...
-
Bu meselelerin her birini birbirinden ayıran yönler var. Ama bence bu ayırt edici yönler bütüncül zarara ve bütüncül sorumsuzluğa kıyasla çok çok küçük.
-
Bana göre ilk mesele bunu yapmaya nasıl cüret edersiniz. Ne cüretle! İnsanlığın tepkisi bu olmalı.
-
Diğer şeyler, nano parçacıkların ne zarar vereceği, atmosferde yüksek sülfür düzeylerinin zararı vb.
-
Bunlar teferruat. Ama bu bir medeniyet meselesi.
-
Ve medeniyet meselelerinde küçük detayları tartışmazsınız. Büyük resme bakmak gerekir.