Return to Video

Irkçılık bizi nasıl hasta eder?

  • 0:01 - 0:04
    Yale Mezunlar Dergisinde bir yazıda
  • 0:05 - 0:08
    1970'te Yale'de siyahi bir öğrenci olan
  • 0:08 - 0:12
    Clyde Murphy'nin hikayesi anlatılıyordu.
  • 0:13 - 0:15
    Clyde bir başarı hikayesiydi.
  • 0:16 - 0:19
    Yale ve Columbia hukuk diplomasından sonra
  • 0:20 - 0:22
    Clyde gelecek 30 yılını ABD'nin
  • 0:22 - 0:26
    en iyi insan hakları avukatlarından
    biri olarak harcadı.
  • 0:26 - 0:29
    Ayrıca o mükemmel bir baba ve kocaydı.
  • 0:30 - 0:33
    Fakat kişisel ve
  • 0:33 - 0:35
    mesleki başarısına rağmen
  • 0:36 - 0:38
    Clyde'ın hikayesinin üzücü bir sonu var.
  • 0:39 - 0:41
    2010 yılında,
  • 0:42 - 0:43
    62 yaşında
  • 0:45 - 0:48
    akciğerindeki kan pıhtılaşmasından
    hayatına veda etti.
  • 0:50 - 0:54
    Clyde bu konuda yalnız değildi.
  • 0:55 - 0:58
    Yale'den pek çok siyahi arkadaşı da
  • 0:58 - 0:59
    genç yaşta öldü.
  • 1:00 - 1:03
    Aslında, dergideki yazı şunu gösteriyordu:
  • 1:04 - 1:08
    Yale'den mezuniyetten 41 yıl sonra,
  • 1:08 - 1:11
    1970'de Yale'deki
    siyahi öğrencilerin ölüm oranı
  • 1:11 - 1:14
    diğer sınıf arkadaşlarının ortalamasından
  • 1:15 - 1:17
    üç kat daha yüksek.
  • 1:19 - 1:20
    Bu gerçekten çok çarpıcı.
  • 1:21 - 1:24
    Amerika son zamanlarda gözlerini
  • 1:25 - 1:27
    silahsız siyahi adamların
  • 1:27 - 1:31
    polis tarafından vurulma
    haberlerine açıyor.
  • 1:32 - 1:35
    Asıl büyük mesele ise
  • 1:37 - 1:40
    Birleşik Devletlerde
  • 1:40 - 1:44
    her yedi dakikada bir siyahinin
    genç yaşta ölmesiydi.
  • 1:44 - 1:48
    Yani her gün, siyahilerle beyazların
  • 1:48 - 1:52
    sağlık koşulları eşit olsaydı
    ölmeyecek olan
  • 1:52 - 1:55
    200'den fazla insan ölüyordu.
  • 1:58 - 2:00
    Son 25 yıldır,
  • 2:01 - 2:03
    ırkın sağlık için
  • 2:03 - 2:06
    neden bu kadar önemli olduğunu
  • 2:06 - 2:08
    anlamayı görev edindim.
  • 2:10 - 2:12
    Kariyerime başladığımda,
  • 2:12 - 2:16
    pek çoğu bunun tamamen eğitim
    ve gelir farklılığına dayanan
  • 2:16 - 2:18
    ırk ayrımcılığı olduğuna inandı.
  • 2:18 - 2:23
    Ekonomik durumun sağlık için
    önemli olduğunu keşfettim
  • 2:24 - 2:26
    fakat hikaye bundan fazlası.
  • 2:26 - 2:31
    Örneğin; aynı yaşta olan
    iki gence bakarsak
  • 2:32 - 2:37
    siyahiler ile beyazlar arasında
    5 yıllık bir fark olduğunu görürüz.
  • 2:37 - 2:41
    Hatta eğitim seviyesinden kaynaklanan fark
  • 2:41 - 2:44
    ırktan kaynaklanan farktan daha geniş.
  • 2:45 - 2:50
    Aynı zamanda,
    eğitim alanının her kademesinde
  • 2:50 - 2:52
    beyazlar siyahlardan daha uzun yaşıyor.
  • 2:53 - 2:55
    Yani liseyi terk etmiş bir beyaz
  • 2:55 - 2:59
    siyahi akranlarından 3 yıl 4 ay
    daha fazla yaşıyor
  • 2:59 - 3:01
    ve hatta bu fark üniversiteden
  • 3:02 - 3:03
    mezun olanlar arasında daha fazla.
  • 3:04 - 3:07
    Hepsinden daha şaşırtıcı olan,
  • 3:07 - 3:11
    lise mezunu beyazlar
  • 3:11 - 3:14
    üniversite mezunu siyahilerden
  • 3:14 - 3:16
    daha uzun yaşıyor.
  • 3:17 - 3:20
    Peki, ırk neden sağlık için
    bu kadar önemli?
  • 3:21 - 3:25
    Önemli olması gereken eğitim ve gelirin
  • 3:25 - 3:27
    ötesinde olan bu şey ne?
  • 3:28 - 3:30
    1990'ların başında,
  • 3:31 - 3:33
    Siyahi Amerikalıların sağlığı hakkında
  • 3:34 - 3:35
    yazılmış bir kitabı incelemem istendi.
  • 3:36 - 3:39
    25 bölümün neredeyse her birinde
  • 3:39 - 3:42
    beni fazlasıyla etkileyen,
  • 3:42 - 3:43
    ırkçılığın siyahilerin sağlığına
  • 3:43 - 3:46
    zarar verdiğinin söylenmesiydi.
  • 3:47 - 3:49
    Bütün bu araştırmacılar
  • 3:50 - 3:55
    ırkçılığın siyahileri kötü etkilediğini
    söylüyordu,
  • 3:56 - 3:58
    fakat bir kanıt yoktu.
  • 3:59 - 4:01
    Bu benim için yeterli değildi.
  • 4:02 - 4:04
    Birkaç ay sonra,
  • 4:04 - 4:07
    Washington'da bir konferansta konuşuyordum
  • 4:07 - 4:10
    ve araştırmaların bir önceliğinin de
  • 4:10 - 4:14
    ırkçılığın sağlığı nasıl etkilediğini
    kanıtlamak olduğunu söyledim.
  • 4:15 - 4:17
    Seyircilerin arasından
    beyaz bir genç ayağa kalktı
  • 4:17 - 4:21
    ve ırkçılığın etkili olduğu hususunda
    benimle hemfikir olduğunu,
  • 4:22 - 4:24
    fakat asla ölçülemeyeceğini söyledi.
  • 4:25 - 4:27
    "Öz saygıyı ölçüyoruz,
  • 4:28 - 4:30
    Irkçılığı aklımıza sokuyorsak
  • 4:30 - 4:33
    neden ölçülmesi mümkün olmasın." dedim.
  • 4:34 - 4:36
    Aklımı buna verdim
  • 4:36 - 4:38
    ve üç ölçek geliştirdim.
  • 4:38 - 4:42
    İlki büyük ayrımcılık olaylarını yakaladı,
  • 4:42 - 4:47
    haksız şekilde işten çıkarılmak ya da
    polis tarafından durdurulmak gibi.
  • 4:47 - 4:52
    Fakat ayrımcılık genellikle küçük
    ve göze çarpmayan durumlarda oluyor.
  • 4:52 - 4:55
    İkinci ölçeğimi olan
    'Günlük Ayrımcılık Ölçeği'
  • 4:56 - 4:58
    9 tane olay örneğinden
  • 4:58 - 4:59
    oluşuyor;
  • 4:59 - 5:02
    size diğerlerinden daha az kibar
    davranılması,
  • 5:02 - 5:06
    restoranda ya da mağazada daha kötü
    hizmet almanız
  • 5:06 - 5:08
    ya da insanların sizden korkmuş gibi
    davranması.
  • 5:09 - 5:12
    Bu ölçek,
  • 5:12 - 5:16
    toplumun değer vermediği insanların
  • 5:16 - 5:19
    onurunun ve saygınlığının
  • 5:19 - 5:21
    günden güne azalmasından oluşuyor.
  • 5:22 - 5:23
    Araştırmalar
  • 5:25 - 5:28
    ayrımcılığın artmasının
  • 5:28 - 5:34
    farklı türdeki hastalıkların meydana gelme
    oranını arttırdığını buldu.
  • 5:34 - 5:37
    Tansiyondan obeziteye
  • 5:37 - 5:40
    göğüs kanserinden kalp hastalıklarına
  • 5:40 - 5:42
    ve hatta genç yaşta ölümlerle bağlantılı.
  • 5:44 - 5:49
    Dikkat çekici bir şekilde, bazı etkiler
    çok genç yaşta görülüyor.
  • 5:49 - 5:53
    Örneğin, siyahi gençler üzerinde
    yapılan bir çalışma
  • 5:54 - 6:00
    küçük yaşta yüksek derecede ayrımcılığa
    maruz kaldığını belirtenlerin
  • 6:01 - 6:04
    stres hormonlarının,
  • 6:06 - 6:07
    tansiyonlarının
  • 6:07 - 6:10
    ve kilolarının 20 yaşında daha yüksek
    olduğunu buldu.
  • 6:12 - 6:14
    Fakat
  • 6:16 - 6:18
    ayrımcılıktan kaynaklanan stres
  • 6:18 - 6:20
    meselenin sadece bir yönü.
  • 6:20 - 6:23
    Ayrımcılık ve ırkçılık
  • 6:23 - 6:27
    sağlığın diğer boyutlarında da görülür.
  • 6:27 - 6:30
    Örneğin, tıbbi tedavide de
    bir ayrımcılık var.
  • 6:31 - 6:35
    1999'da Ulusal Tıp Akademisi
  • 6:35 - 6:37
    benden siyahların ve diğer azınlıkların
  • 6:37 - 6:42
    beyazlardan daha kötü kalitede
    sağlık hizmeti aldıklarını
  • 6:42 - 6:45
    bilimsel olarak kanıtlamış
  • 6:45 - 6:48
    bir komitede çalışmamı istedi.
  • 6:48 - 6:52
    Bu bütün sağlık hizmetleri için doğruydu,
  • 6:52 - 6:54
    en basit olanından
  • 6:55 - 6:58
    en komplike olanına kadar.
  • 6:59 - 7:02
    Bu modelin açıklaması
  • 7:02 - 7:06
    'imalı ön yargı' ya da
  • 7:06 - 7:08
    'bilinçsiz ayrımcılık' olarak biliniyor.
  • 7:08 - 7:11
    On yıllardır sosyal psikologlar tarafından
  • 7:11 - 7:14
    yapılan araştırmalar şunu gösterdi:
    Eğer bilinçaltınızda bir gruba karşı
  • 7:14 - 7:18
    olumsuz bir ön yargınız varsa
  • 7:18 - 7:20
    ve bu gruptan biriyle tanışırsanız,
  • 7:20 - 7:23
    o kişiye karşı ayrımcılık yaparsınız.
  • 7:23 - 7:24
    Farklı davranırsınız.
  • 7:24 - 7:29
    Bu bilinç dışı bir süreç.
    Bu otomatik bir işlem.
  • 7:29 - 7:32
    Göze çarpmıyor, ama normal bir şey.
  • 7:32 - 7:38
    Bu en iyi niyetli insanlarda bile oluyor.
  • 7:39 - 7:42
    Fakat daha derine inip
  • 7:42 - 7:45
    ırkçılığın sağlık üzerindeki
    etkisini araştırdığımda,
  • 7:45 - 7:48
    etkiler daha zarar verici oldu.
  • 7:49 - 7:52
    Sosyal kurumlarda
  • 7:53 - 7:55
    ayrımcılık olduğuna işaret eden
  • 7:55 - 7:59
    kurumsal bir ayrım var.
  • 8:00 - 8:03
    Beyaz ve siyahların farklı muhitlerde
  • 8:03 - 8:08
    yaşamasına neden olan ırka göre
    yerleşim bölgelerinin farklıllaşması
  • 8:08 - 8:11
    kurumsal ırkçılığın basit bir örneği.
  • 8:13 - 8:17
    Amerika'nın en iyi tutulan
    sırlarından biri
  • 8:17 - 8:19
    yerleşik parçalanmaların
  • 8:19 - 8:22
    Amerika'daki ırk eşitsizliğinin
  • 8:22 - 8:25
    kaynağını oluşturduğu gerçeği.
  • 8:27 - 8:30
    Amerika'da yaşadığınız yer,
  • 8:30 - 8:33
    eğitime, iş imkanlarına, konuta
  • 8:33 - 8:36
    ve sağlık hizmetlerine
  • 8:36 - 8:40
    erişiminizi belirler.
  • 8:42 - 8:48
    ABD'de de 171 büyük şehirde yapılan
    bir çalışma
  • 8:48 - 8:51
    beyazların siyahlarla eşit koşullarda
  • 8:51 - 8:55
    yaşadığı bir tane şehrin dahi
    olmadığını
  • 8:55 - 8:59
    ve beyazların şehirlerde yaşadığı
    en kötü bölgelerin bile
  • 8:59 - 9:03
    ortalama siyahi bir yerleşimden daha iyi
    olduğunu ortaya koydu.
  • 9:04 - 9:06
    Bir başka çalışma ise
  • 9:06 - 9:09
    eğer yerleşim bölgelerindeki ırka dayalı
  • 9:09 - 9:10
    farklılaşmaları azaltabilirsek,
  • 9:10 - 9:14
    gelir, eğitim ve işsizlikteki
  • 9:15 - 9:17
    siyah-beyaz farkını silebileceğimizi
  • 9:17 - 9:20
    ve siyah-beyaz yalnız anneler arasındaki
  • 9:20 - 9:22
    ırkçılıktan kaynaklanan
  • 9:22 - 9:24
    2/3'lük farkı düşürebileceğimizi
    ortaya koydu.
  • 9:25 - 9:27
    Ayrıca, Amerikan kültüründeki
  • 9:27 - 9:30
    olumsuz yargıların ve
    siyahlar hakkındaki izlenimlerin
  • 9:30 - 9:33
    kelimenin tam anlamıyla
  • 9:33 - 9:36
    nasıl kurumsal ve kişisel ayrımcılık
  • 9:36 - 9:39
    yarattığını ve bunu sürdürdüğünü öğrendim.
  • 9:41 - 9:44
    Bir grup araştırmacı,
  • 9:44 - 9:47
    ortalama bir üniversite eğitimi almış
  • 9:47 - 9:50
    bir Amerikalının hayatı boyunca
    okuduğu kitapları,
  • 9:50 - 9:54
    dergileri ve yazıları içeren bir veri
    ortaya koydular.
  • 9:54 - 9:57
    Bu veri,
  • 9:57 - 10:03
    Amerikalıların büyürken
    kelimeleri nasıl bir araya getirdiklerini
  • 10:03 - 10:05
    görmemizi sağlıyor.
  • 10:05 - 10:09
    Örneğin Amerikan kültüründe siyah kelimesi
    söylendiğinde onunla birlikte
  • 10:09 - 10:11
    canlanan kelimeler şunlar:
  • 10:11 - 10:13
    Fakir,
  • 10:13 - 10:14
    şiddete meyilli,
  • 10:14 - 10:15
    dinci,
  • 10:15 - 10:17
    tembel
  • 10:17 - 10:18
    neşeli,
  • 10:18 - 10:20
    tehlikeli.
  • 10:20 - 10:21
    Beyaz kelimesi söylendiğinde
  • 10:21 - 10:23
    sıklıkla canlanan kelimeler şunlar:
  • 10:23 - 10:25
    zengin,
  • 10:25 - 10:26
    ilerici,
  • 10:26 - 10:27
    geleneksel,
  • 10:28 - 10:29
    inatçı,
  • 10:29 - 10:31
    başarılı
  • 10:31 - 10:32
    eğitimli.
  • 10:32 - 10:36
    Bir polis memuru
  • 10:36 - 10:40
    savunmasız bir siyahiyi gördüğünde
  • 10:41 - 10:46
    ve onu tehlikeli olarak algıladığında
  • 10:46 - 10:51
    kötü bir polisle karşı karşıya değiliz.
  • 10:51 - 10:54
    Sadece,
  • 10:54 - 10:56
    büyüdüğü toplumda
  • 10:56 - 11:00
    maruz kaldığını yansıtan
  • 11:00 - 11:02
    normal bir Amerikalı
  • 11:02 - 11:03
    görüyoruz.
  • 11:04 - 11:06
    Kendi tecrübelerime dayanarak
  • 11:08 - 11:10
    inanıyorum ki sizin ırkınız
  • 11:10 - 11:13
    kaderinizi belirleyemez.
  • 11:15 - 11:17
    1970'lerin sonunda Saint Lucia'nın
  • 11:17 - 11:19
    Kraipler adasından
  • 11:20 - 11:22
    Amerika'ya yüksek öğrenim
  • 11:23 - 11:25
    görmek için taşındım
  • 11:26 - 11:28
    ve son kırk yılda
  • 11:28 - 11:30
    gayet iyiydim.
  • 11:30 - 11:33
    Beni destekleyen bir ailem vardı,
  • 11:33 - 11:34
    çok çalıştım
  • 11:35 - 11:36
    ve başardım.
  • 11:37 - 11:40
    Ama başarılı olmak
  • 11:41 - 11:45
    Michigan Üniversitesi'nden
    azınlık bursu aldım.
  • 11:45 - 11:50
    Evet, pozitif ayrıcalıklı bir bebeğim.
  • 11:51 - 11:53
    Pozitif ayrımcılıksız,
  • 11:53 - 11:55
    burada olamazdım.
  • 11:57 - 12:00
    Ama son 40 yılda,
  • 12:00 - 12:03
    Siyahi Amerikalılar
    benden daha az başarılı.
  • 12:05 - 12:10
    1978'de, Birleşmiş Milletlerdeki
    siyahiler
  • 12:10 - 12:14
    beyazların gelirinin her dolarında
    59 cent kazanıyorlar.
  • 12:15 - 12:17
    2015'de,
  • 12:17 - 12:22
    beyaz aileler bir dolar elde ederken
  • 12:22 - 12:26
    siyahi aileler hala 59 cent kazanıyor
  • 12:26 - 12:30
    ve kazançta ırk ayrımı çok daha çarpıcı.
  • 12:31 - 12:33
    Beyazların bir dolar kazanırken
  • 12:34 - 12:37
    siyahi ailelerin altı sent
    Latinler yedi sent kazanıyor.
  • 12:39 - 12:40
    Gerçek şu ki,
  • 12:40 - 12:42
    ırkçılık
  • 12:42 - 12:47
    Birleşik Devletler'deki bazı
    ırk gruplarını sistematik olarak
  • 12:47 - 12:52
    dezavantajlı duruma getiren
    gerçekten hileli bir sistem üretiyor.
  • 12:53 - 12:55
    Plato'ya göre;
  • 12:55 - 12:57
    en adaletsiz olan şey
  • 12:59 - 13:02
    eşit olmayan kişilerin
    eşit muamele görmesidir.
  • 13:04 - 13:06
    İşte bu nedenle ırkçılığı
  • 13:06 - 13:09
    ortadan kaldırmaya çalışıyorum.
  • 13:10 - 13:12
    Yürüyüp geçtiğim kapıları
  • 13:12 - 13:16
    açmak için hayatlarını bile
  • 13:16 - 13:20
    feda etmiş olanların omuzlarında
    durduğum gerçeğini
  • 13:20 - 13:21
    çok takdir ediyorum.
  • 13:22 - 13:26
    Bu kapıların açık kalmasını ve herkesin
  • 13:26 - 13:30
    bu kapılardan geçmesini
    sağlamak istiyorum.
  • 13:32 - 13:35
    Robert Kennedy şöyle söylemiş:
  • 13:35 - 13:38
    "Her seferinde bir erkek"
    - ya da bir kadın diye ekliyorum -
  • 13:38 - 13:40
    "bir ideal için ayakta durur
  • 13:40 - 13:43
    ya da diğer birçoğunu
    geliştirmek için harekete geçer
  • 13:43 - 13:46
    veya adaletsizliğe karşı gelir,
  • 13:46 - 13:49
    ufak bir umut dalgası gönderir
  • 13:49 - 13:52
    ve bu dalgalanmalar baskı ve direnişin
  • 13:52 - 13:57
    en güçlü duvarlarını süpürecek
    bir akım inşa edebilir."
  • 13:58 - 14:00
    Bugün iyimserim,
  • 14:00 - 14:03
    çünkü tüm Amerika'da
  • 14:03 - 14:05
    umut dalgalarını gördüm.
  • 14:06 - 14:08
    Boston Tıp Merkezi,
  • 14:08 - 14:10
    tıbbi ekibe avukatlar ekleyerek
  • 14:11 - 14:15
    doktorların hastaların sağlığını
    geliştirebilmesini sağladı
  • 14:15 - 14:20
    çünkü avukatlar hastalarının tıbbi
    olmayan ihtiyaçlarına hitap ediyorlardı.
  • 14:20 - 14:24
    Loma Linda Üniversitesi
    San Bernardino yakınlarında
  • 14:24 - 14:26
    bir geçit koleji kurdu ve
  • 14:26 - 14:29
    böylece tıbbi bakım sağlamanın yanı sıra,
  • 14:29 - 14:32
    ağırlıklı olarak azınlıkta olan
  • 14:32 - 14:34
    düşük gelirli insanlara
  • 14:34 - 14:39
    iş olanakları ve mesleki eğitim sağlayarak
  • 14:39 - 14:43
    düzgün bir işe girebilecek beceriye
    sahip olmalarını sağladı.
  • 14:45 - 14:47
    Kuzey Karolina, Şapel Tepeside
  • 14:47 - 14:49
    Abecedarian Projesi,
  • 14:49 - 14:56
    doğumdan beş yaşına kadar kaliteli,
    günlük bakım sağlayarak
  • 14:56 - 14:59
    30'lu yaşlarda olan siyahlar için
  • 14:59 - 15:02
    kalp rahatsızlığı riskini düşürmeyi
  • 15:02 - 15:05
    nasıl garanti altına
    alabileceklerini bulmuştur.
  • 15:05 - 15:08
    Wintley Phipps ve ABD Dream Academy,
  • 15:08 - 15:11
    Birleşik Devletler çapında
    okul sonrası eğitim merkezlerinde
  • 15:11 - 15:14
    çocuk mahkumlara ve
    okulda geride kalan çocuklara
  • 15:14 - 15:18
    yüksek kalitede akademik zenginleştirme ve
  • 15:18 - 15:21
    danışmanlık sağlayarak
  • 15:21 - 15:24
    hapsedilme döngüsünü kırıyor.
  • 15:25 - 15:26
    Alabama, Huntsville'de
  • 15:26 - 15:28
    eski bir siyahi kurum olan
  • 15:28 - 15:30
    Oakwood Üniversitesi,
  • 15:30 - 15:34
    siyah yetişkinlerin sağlığını
    nasıl iyileştirebileceğimizi gösteriyor.
  • 15:34 - 15:37
    Birinci sınıf oryantasyon sürecine
  • 15:37 - 15:41
    bir sağlık değerlendirmesini dahil ederek
  • 15:41 - 15:44
    bu öğrencilere sağlıklı seçimler yapmak için
  • 15:44 - 15:45
    duydukları araçları sunuyor
  • 15:45 - 15:48
    ve ilerlemelerini izleyebilmeleri için onlara
  • 15:48 - 15:51
    her yıl bir sağlık raporu sağlıyor.
  • 15:52 - 15:53
    Ve Atlanta, Georgia'da
  • 15:53 - 15:59
    Purpose Built Topluluğu suçla mücadele
    eden, uyuşturucu istilasına uğramış
  • 15:59 - 16:02
    bir toplu konut projesini,
  • 16:02 - 16:05
    karışık gelirli konut,
    akademik performans,
  • 16:05 - 16:09
    mükemmel bir toplum sağlığı
    ve tam istihdam
  • 16:09 - 16:11
    vahası haline dönüştürerek
  • 16:11 - 16:14
    ırk ayrımcılığının olumsuz
  • 16:14 - 16:15
    etkilerini ortadan kaldırdı.
  • 16:16 - 16:18
    Ve son olarak,
  • 16:18 - 16:20
    Devine çözümü var.
  • 16:21 - 16:23
    Wisconsin Üniversitesi'nden
  • 16:24 - 16:27
    Profesör Patricia Devine,
  • 16:27 - 16:31
    gizli ön yargılarımızla nasıl
    mücadele edebileceğimizi
  • 16:31 - 16:34
    ve bunları etkili bir şekilde
  • 16:34 - 16:36
    azaltabileceğimizi bize gösterdi.
  • 16:37 - 16:38
    Her birimiz
  • 16:38 - 16:41
    bir umut dalgası olabilir.
  • 16:41 - 16:45
    Bu iş her zaman kolay olmayacak,
  • 16:45 - 16:48
    ancak eski yüksek mahkeme yargıcı
    Thurgood Marshall
  • 16:49 - 16:52
    bize: "Muhalefet etmeliyiz.
  • 16:52 - 16:54
    Umursamazlığa karşı koymalıyız.
  • 16:54 - 16:56
    Kayıtsız kalmamalıyız.
  • 16:56 - 17:00
    Nefretten ve düzensizlikten
    uzak durmalıyız.
  • 17:00 - 17:01
    Muhalefet etmeliyiz
  • 17:01 - 17:05
    çünkü Amerika daha iyisini yapabilir,
  • 17:05 - 17:09
    çünkü Amerika'nın daha iyisini
    yapmaktan başka çaresi yok." diyor.
  • 17:09 - 17:11
    Teşekkürler.
Title:
Irkçılık bizi nasıl hasta eder?
Speaker:
David R. Williams
Description:

Yarış neden sağlık için bu kadar derin bir önem taşıyor? David R. Williams ayrımcılığın refah üzerindeki etkisini ölçmek için bir ölçek geliştirdi; gelir ve eğitim gibi geleneksel önlemlerin ötesine geçerek örtülü ön yargı, konut ayrımı ve olumsuz klişe gibi unsurların eşitsizliği nasıl yarattığını ve sürdürdüğünü ortaya koydu. Göz açıp kapanıncaya kadar biten bu konuşmada Williams, ırkçılığın hileli bir sistem üretme olduğuna dair kanıtlar ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için ABD çapında umut verici program örnekleri sundu.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
17:27
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for How racism makes us sick
Show all

Turkish subtitles

Revisions