Return to Video

Türler arası internet? Gelişmekte olan bir fikir

  • 0:01 - 0:03
    Diana Reiss: Dönerek oynayan bir yunusa
  • 0:03 - 0:07
    bir pencereden baktığınızı düşünebilirsiniz,
  • 0:07 - 0:09
    ama aslında aynada dönerek oynayışını
  • 0:09 - 0:12
    izleyen yunusa iki taraflı aynadan
  • 0:12 - 0:15
    bakıyorsunuz.
  • 0:15 - 0:17
    Bu kendini bilen bir yunus.
  • 0:17 - 0:19
    Bu yunus kendinin farkında.
  • 0:19 - 0:21
    Bayley adında genç bir yunus.
  • 0:21 - 0:24
    30 yıldır yunusların zekasının doğasını
  • 0:24 - 0:27
    anlamaya çok ilgi duydum.
  • 0:27 - 0:30
    Bizden çok farklı olan bu hayvandaki zekayı
  • 0:30 - 0:32
    nasıl keşfederiz?
  • 0:32 - 0:35
    Benim kullandığım çok basit bir araştırma aleti:
  • 0:35 - 0:37
    Bir ayna. Bununla çok müthiş bilgiler
  • 0:37 - 0:41
    ve bu hayvanın zekasının yansımalarını elde ettik.
  • 0:41 - 0:45
    Yunuslar insana benzemediği halde aynada kendini tanıma özelliği gösteren
  • 0:45 - 0:47
    tek hayvanlar değil.
  • 0:47 - 0:50
    Bunun sadece insanlara has bir yetenek olduğunu düşünürdük,
  • 0:50 - 0:53
    ama bize en fazla benzeyen hayvan olan büyük maymunların da
  • 0:53 - 0:55
    bu yeteneğe sahip olduklarını gördük.
  • 0:55 - 0:56
    Sonra yunuslarda ve
  • 0:56 - 0:58
    fillerde de olduğunu gözlemledik.
  • 0:58 - 1:00
    Bu gözlemleri benim laboratuvarımda yunuslar ve filler üzerinde yaptık
  • 1:00 - 1:03
    ve geçenlerde bu özelliğin saksağan kuşunda da olduğu gözlemlendi.
  • 1:03 - 1:06
    Şimdi, ilginçtir. Darwin'in fiziksel evrimin devamı
  • 1:06 - 1:10
    fiziksel devamlılık görüşünü
  • 1:10 - 1:12
    benimsiyoruz.
  • 1:12 - 1:15
    Ama diğer hayvanlardaki bilişsel, duygusal ve
  • 1:15 - 1:19
    bilinçsel devamlılığı tanımakta
  • 1:19 - 1:22
    suskun ve çok yavaş kalıyoruz.
  • 1:22 - 1:25
    Diğer hayvanlar bilinçli.
  • 1:25 - 1:28
    Duygusal ve farkındalar.
  • 1:28 - 1:31
    Senelerdir bir çok farklı tür üzerinde yapılan
  • 1:31 - 1:34
    ve şekil olarak bizden çok farklı olan diğer hayvanlarda da
  • 1:34 - 1:37
    düşünce ve bilinç olduğuna dair ciddi deliller sunan
  • 1:37 - 1:41
    bir çok araştırma yapıldı.
  • 1:41 - 1:43
    Yalnız değiliz.
  • 1:43 - 1:48
    Bu yeteneklere sahip olan sadece biz değiliz.
  • 1:48 - 1:51
    Umarım, en büyük hayallerimden biri de
  • 1:51 - 1:54
    diğer varlıkların bilinçli olduğuna dair
  • 1:54 - 1:55
    farkındalığımızın artmasıyla
  • 1:55 - 1:58
    ve hayvanlar aleminin geri kalanıyla olan ilişkimiz vesilesiyle
  • 1:58 - 2:01
    onlara hak ettikleri saygı ve himayeyi
  • 2:01 - 2:01
    sağlayabileceğiz.
  • 2:01 - 2:04
    Aslında bu herkesin onlar için dilemesini istediğim bir şey,
  • 2:04 - 2:08
    ve inşallah hepiniz hakikaten bu fikrime katılırsınız.
  • 2:08 - 2:09
    Şimdi yunuslara geri dönmek istiyorum.
  • 2:09 - 2:11
    Çünkü bu hayvanlar için olan hissiyatım,
  • 2:11 - 2:14
    30 seneden daha uzun bir süredir bu hayvanlarla
  • 2:14 - 2:16
    kişisel olarak yakın çalışıyorum.
  • 2:16 - 2:17
    Bunlar gerçek kişilikler.
  • 2:17 - 2:21
    İnsan veya kişi değiller, ama kelimenin tam anlamıyla
  • 2:21 - 2:22
    kişilikleri var.
  • 2:22 - 2:25
    Tabi yunustan daha değişiğini de bulamazsınız.
  • 2:25 - 2:28
    Vücut yapıları bizden çok farklı.
  • 2:28 - 2:31
    Tamamen farklılar. Tamamen farklı bir çevreden geliyorlar.
  • 2:31 - 2:35
    Aslında, 95 milyon yıllık ayrı evrim
  • 2:35 - 2:37
    bizi ayırıyor.
  • 2:37 - 2:39
    Şu vücuda bir bakın.
  • 2:39 - 2:43
    Kelimenin tam manasıyla...
  • 2:43 - 2:47
    bunlar karada yaşamak için yaratılmamışlar.
  • 2:47 - 2:51
    Bu hayvanlarla aradaki arabağı nasıl kurarız diye merak ediyordum.
  • 2:51 - 2:54
    1980'lerde, bir su altı klavyesi geliştirdim.
  • 2:54 - 2:56
    Bu el yapımı, dokunmatik ekranlı bir klavyeydi.
  • 2:56 - 2:59
    Yapmaya çalıştığım şey yunuslara seçme ve kontrol imkanı sunmaktı.
  • 2:59 - 3:01
    Bunlar büyük beyinli, bir hayli sosyal hayvanlardır.
  • 3:01 - 3:05
    Ben de, eğer seçme ve kontrol imkanı versek
  • 3:05 - 3:06
    klavyedeki bir sembole vurabilirler mi ki diye düşündüm.
  • 3:06 - 3:09
    Bu arada, Apple II bilgisayar ve Hewlett-Packard fiber optik kablolarıyla...
  • 3:09 - 3:12
    ara bağlantıları sağlanmıştı.
  • 3:12 - 3:14
    Şimdi tarih öncesine ait gibi gözükebilir.
  • 3:14 - 3:16
    Ama teknolojideki seviyemiz buydu.
  • 3:16 - 3:19
    Yunuslar bir tuşa, bir sembole vurunca,
  • 3:19 - 3:21
    bilgisayarın ürettiği bir ıslık sesi duydular.
  • 3:21 - 3:23
    Bu onlara bir hedef veya etkinlik sağlıyordu.
  • 3:23 - 3:25
    İşte size kısa bir video.
  • 3:25 - 3:27
    Bunlar Delphi ve Pan. Delphi'nin bir tuşa vuruşunu,
  • 3:27 - 3:31
    bilgisayarın ürettiği bir ıslık sesi duyuşunu
    -- (Islık) --
  • 3:31 - 3:35
    ve topu alışını görüyorsunuz. Yani, aslında arzu ettikleri şeyi isteyebiliyorlar.
  • 3:35 - 3:39
    Esas dikkat çekici olan, bu klavyeyi kendi başlarına
  • 3:39 - 3:43
    keşfetmiş olmaları. Bizim tarafımızdan hiç bir müdahale olmadı.
  • 3:43 - 3:45
    Klavyeyi keşfettiler ve onunla oynadılar.
  • 3:45 - 3:47
    Nasıl çalıştığını çözdüler...
  • 3:47 - 3:49
    ve klavyede duydukları sesleri
  • 3:49 - 3:52
    çabucak taklit etmeye başladılar.
  • 3:52 - 3:54
    Kendi başlarına taklit ettiler.
  • 3:54 - 3:56
    Bunun da ötesinde; semboller, sesler ve
  • 3:56 - 3:59
    hedefler arasındaki bağlantıyı öğrenmeye
  • 3:59 - 4:01
    başladılar.
  • 4:01 - 4:05
    Orada gördüğümüz özörgütlemeli öğrenmeydi
  • 4:05 - 4:08
    ve şimdi düşünüyorum da, yeni teknolojilerle
  • 4:08 - 4:09
    neler yapabiliriz?
  • 4:09 - 4:12
    Bu gün var olan teknolojilerle hayvanların zihninde yeni pencereleri...
  • 4:12 - 4:17
    ve arayüzleri nasıl oluşturabiliriz?
  • 4:17 - 4:20
    Bunu düşünüyordum ve sonra bir gün,
  • 4:20 - 4:24
    Peter beni aradı.
  • 4:27 - 4:29
    Peter Gabriel: Gürültü yaparak geçimimi sağlıyorum.
  • 4:29 - 4:31
    İyi bir günde bu müzik oluyor.
  • 4:31 - 4:32
    Hayatımdaki en şaşırtıcı müzik yapımı
  • 4:32 - 4:36
    tecrübesinden bahsetmek istiyorum
  • 4:36 - 4:40
    Ben çiftçi çocuğuyum. Etrafımda hayvanlarla büyüdüm.
  • 4:40 - 4:42
    Gözlerine bakardım ve orada neler
  • 4:42 - 4:43
    olduğunu merak ederdim.
  • 4:43 - 4:46
    Bir yetişkin olarak; Penny Patterson'un Koko ile,
  • 4:46 - 4:49
    Sue Savage-Rumbaugh'un Kanzi ve Panbanisha ile
  • 4:49 - 4:52
    ...ve İrene Pepperberg'in Papağan Alex ile
  • 4:52 - 4:55
    gerçekleştirdikleri şaşırtıcı gelişmeleri okumaya başladığımda,
  • 4:55 - 4:57
    hepten heyecanlandım.
  • 4:57 - 4:59
    Bana şaşırtıcı gelen bir başka konu da
  • 4:59 - 5:03
    bizim dilimizi anlamada
  • 5:03 - 5:06
    bizim onların dilini anlamaya çalışırken
  • 5:06 - 5:10
    olduğumuzdan çok daha hünerli gözüküyorlardı.
  • 5:10 - 5:14
    Dünyanın her yerinden bir çok müzisyenle çalışıyorum
  • 5:14 - 5:16
    ve çoğu zaman hiç ortak dilimiz olmaz.
  • 5:16 - 5:20
    Ama enstrümanlarımızın başına geçtiğimizde,
  • 5:20 - 5:23
    bu bir anda iletişimimizin ve duygularımızı paylaşmanın bir yolu oluverir.
  • 5:23 - 5:26
    İşte rastgele aramaya başladım ve sonunda
  • 5:26 - 5:28
    Sue Savage-Rumbaugh'a ulaştım
  • 5:28 - 5:30
    ...ve beni evine davet etti.
  • 5:30 - 5:35
    Evine gittim. Cüce şempanzeler
  • 5:35 - 5:37
    daha önce vurmalı çalgılara ve müziksel oyuncaklara erişim
  • 5:37 - 5:41
    imkanı bulmuşlardı, ama hiç klavye görmemişlerdi.
  • 5:41 - 5:42
    İlk başta çocukların yaptığı şeyleri yaptılar:
  • 5:42 - 5:45
    Tuşları sertçe yumrukladılar.
  • 5:45 - 5:47
    Sonra, Sue vasıtasıyla Panbanisha'dan
  • 5:47 - 5:51
    tek eliyle denemesini istedim.
  • 5:51 - 5:56
    Sue Savage-Rumbaugh: Hafif bir müzik çalabilir misin?
  • 5:56 - 5:58
    Hafif bir müzik dinlemek istiyorum.
  • 5:58 - 6:03
    Çok sakin, hafif bir müzik çal.
  • 6:05 - 6:08
    Peter Gabriel: Yani parçanın konusu hafifti.
  • 6:08 - 6:13
    (Müzik)
  • 6:26 - 6:30
    Ben de tam arkadayım, parazit yapıyorum.
  • 6:30 - 6:34
    Evet, bununla başladık işte.
  • 6:34 - 6:38
    Sue, birazcık daha devam etmesi için onu teşvik ediyor.
  • 6:38 - 6:43
    (Müzik)
  • 7:27 - 7:32
    Sevdiği bir notayı keşfediyor,
  • 7:32 - 7:35
    oktavı buluyor.
  • 7:35 - 7:40
    Daha önce hiç klavyenin başına oturmadı.
  • 7:46 - 7:50
    Güzel üçlü.
  • 8:01 - 8:04
    Sue Savage-Rumbaugh: İyi iş çıkardın. Çok iyiydin.
  • 8:04 - 8:05
    Peter Gabriel: İyi vurdu.
  • 8:05 - 8:11
    (Alkış)
  • 8:11 - 8:15
    İşte o gece hayal etmeye başladık.
  • 8:15 - 8:18
    Düşündük ki muhtemelen insanoğlunun oluşturduğu
  • 8:18 - 8:20
    en şaşırtıcı alet internet.
  • 8:20 - 8:24
    Peki bir şekilde yeni arayüzler bulsak,
  • 8:24 - 8:26
    yani gezegenimizi birlikte paylaştığımız
  • 8:26 - 8:29
    bu fevkalade sezgili varlıklara
  • 8:29 - 8:32
    internet erişimi sağlayacak
  • 8:32 - 8:34
    görsel ve işitsel arayüzler bulsak neler olurdu?
  • 8:34 - 8:38
    Sue Savage-Rumbaugh heyecan duydu ve
  • 8:38 - 8:41
    arkadaşı Steve Woodruff'ı aradı.
  • 8:41 - 8:44
    Sonra, çalışmaları bu konu ile alakalı olan veya ilham verebilecek
  • 8:44 - 8:47
    her türlü insanı sık boğaz etmeye başladık.
  • 8:47 - 8:49
    Bu da bizi Diana'a ve
  • 8:49 - 8:52
    Neil'e götürdü.
  • 8:52 - 8:54
    Neil Gershenfeld: Teşekkürler, Peter.
    Peter Gabriel: Ben teşekkür ederim.
  • 8:54 - 8:58
    (Alkış)
  • 8:58 - 8:59
    Neil Gershenfeld: Sonra Peter bana yaklaştı.
  • 8:59 - 9:02
    O videoyu izlediğimde kendimden geçtim.
  • 9:02 - 9:05
    Tüm bu şeyleri insanlar için değil de, hayvanlar için yapma
  • 9:05 - 9:07
    vizyonuyla bana yaklaştı.
  • 9:07 - 9:09
    Sonra, internetin tarihine takıldım.
  • 9:09 - 9:13
    Doğduğunda internet böyle gözüküyordu.
  • 9:13 - 9:16
    Buna orta yaşlı beyaz adamların...
  • 9:16 - 9:17
    interneti diyebilirsiniz.
  • 9:17 - 9:18
    Yani çoğunlukla orta yaşlı beyaz adamların.
  • 9:18 - 9:21
    Vint Cerf: (Güler)
  • 9:21 - 9:24
    (Kahkaha)
  • 9:24 - 9:25
    Neil Gershenfeld: Tek konuşuyorum.
  • 9:25 - 9:28
    Sonra, TED'e ilk geldiğimde,
  • 9:28 - 9:30
    Peter ile de burada karşılaştım zaten, bunu gösterdim.
  • 9:30 - 9:33
    Bu 1 dolarlık web sunucusu.
  • 9:33 - 9:35
    O zamanlar çok uç bir şeydi.
  • 9:35 - 9:39
    Sonra 1 dolarlık web sunucuları yapma ihtimali
  • 9:39 - 9:43
    Nesnelerin İnterneti diye bilinen şey oldu çıktı.
  • 9:43 - 9:46
    Artık bu, sağlık hizmetleri ve enerji verimliliği için
  • 9:46 - 9:48
    ...gerçekten mükemmel neticeleri olan bir sanayi.
  • 9:48 - 9:50
    Kendi halimizden memnunduk.
  • 9:50 - 9:51
    Bir gün Peter bana bunu gösterdi
  • 9:51 - 9:52
    ve ben de bir şeyi gözardı ettiğimizin farkına vardım.
  • 9:52 - 9:55
    O şey gezegenin geri kalanıydı.
  • 9:55 - 9:57
    Böylelikle türlerarası internet projesine başladık.
  • 9:57 - 9:59
    Yunusları, maymunları ve filleri
  • 9:59 - 10:02
    TED'e nasıl getirebileceğimizi TED'le görüşmeye başladık.
  • 10:02 - 10:05
    Sonra bunun işe yaramayacağını fark ettik.
  • 10:05 - 10:07
    Dolayısıyla sizi onlara götüreceğiz.
  • 10:07 - 10:09
    Şimdi bu bilgisayardan gelen sesi açabilirsek,
  • 10:09 - 10:13
    akıllı hayvanlarla video konferansı düzenliyoruz.
  • 10:13 - 10:14
    Her birine zaman ayıracağız
  • 10:14 - 10:16
    ve sadece kısaca onları tanıtacağız.
  • 10:16 - 10:17
    Bunu da büyütebilirsek, harika.
  • 10:17 - 10:19
    İlk önce Waco'daki Cameron Park Hayvanat Bahçesinden
  • 10:19 - 10:23
    orangutanlarla görüşeceğiz.
  • 10:23 - 10:25
    Gündüz açık alanda oluyorlar. Orada şimdi gece.
  • 10:25 - 10:28
    Buyurun lütfen.
  • 10:28 - 10:31
    Terri Cox: Merhaba, ben Teksas, Waco'daki
  • 10:31 - 10:34
    Cameron Park Hayvanat Bahçesinden Terri Cox.
  • 10:34 - 10:37
    Burada benimle birlikte KeraJaan ve Mei var.
  • 10:37 - 10:39
    Borneo orangutanlarımızdan ikisi.
  • 10:39 - 10:44
    Gün içinde güzel, geniş açık yaşam alanları var.
  • 10:44 - 10:47
    Gece de bu yaşam alanına...
  • 10:47 - 10:49
    gece barınaklarına geliyorlar.
  • 10:49 - 10:51
    Burada uyuyabilecekleri klima kontrollü ve
  • 10:51 - 10:53
    güvenli bir çevre var.
  • 10:53 - 10:57
    Maymunlar için uygulamalar programından
  • 10:57 - 11:01
    Orangutan Destek programına katılıyoruz ve güdülenmelerine yardımcı olmak,
  • 11:01 - 11:03
    hayvanlara değer katmak ve
  • 11:03 - 11:04
    tehlike altındaki bu hayvanlar adına...
  • 11:04 - 11:07
    farkındalık yaratmak için iPadleri kullanıyoruz.
  • 11:07 - 11:11
    Bunlar bizim DNAmızın yüzde 97'sini paylaşıyorlar
  • 11:11 - 11:13
    ve inanılmaz derecede zekiler.
  • 11:13 - 11:16
    Bu yüzden, dünyalarını aydınlatmak ve yaşamlarını
  • 11:16 - 11:19
    zenginleştirmek için teknoloji ve internet sayesinde
  • 11:19 - 11:23
    sahip olduğumuz imkanları düşünmek çok heyecan verici.
  • 11:23 - 11:25
    Türlerarası internet ihtimali bile
  • 11:25 - 11:27
    bizi heyecanlandırıyor.
  • 11:27 - 11:32
    Konferans K.J.'nin çok hoşuna gitti zaten.
  • 11:32 - 11:34
    Neil Gershenfeld: Bu harika. Dün gece prova yaparken,
  • 11:34 - 11:36
    filleri izleyerek eğlendi.
  • 11:36 - 11:39
    Bir sonraki kullanıcı grup Milli Akvaryum'daki yunuslar.
  • 11:39 - 11:42
    Lütfen buyurun.
  • 11:42 - 11:43
    Allison Ginsburg: iyi akşamlar.
  • 11:43 - 11:44
    Şey, benim adım Allison Ginsburg.
  • 11:44 - 11:47
    Baltimore'daki Milli Akvaryum'dan canlı bağlanıyoruz.
  • 11:47 - 11:51
    Benimle birlikte şu an sekiz şişe burunlu atlantik yunusundan üçü var.
  • 11:51 - 11:54
    Biri burada doğan ilk yunusumuz, yirmi yaşındaki Chesapeake,
  • 11:54 - 11:57
    diğeri dört yaşındaki kızı Bayley...
  • 11:57 - 12:00
    ...ve bir diğeri de onun yarım kardeşi on bir yaşındaki Maya.
  • 12:00 - 12:02
    Şimdi, Milli Akvaryum olarak,
  • 12:02 - 12:05
    hayvan bakımında mükemmeliyet,
  • 12:05 - 12:07
    koruma ve araştırma için çalışıyoruz.
  • 12:07 - 12:11
    Bu gece burada ne olduğu ile ilgili yunusların biraz kafası karıştı.
  • 12:11 - 12:13
    Gece 8'de kameraların burada olmasına...
  • 12:13 - 12:14
    ...pek de alışık değiller.
  • 12:14 - 12:17
    Ayrıca farklı türde araştırmalar yapmak da
  • 12:17 - 12:18
    amaçlarımız arasında.
  • 12:18 - 12:21
    Diana'nın da bahsettiği gibi, bizim hayvanlarımız
  • 12:21 - 12:24
    bir çok araştırmaya dahiller.
  • 12:35 - 12:38
    Neil Gershenfeld: Bunlar size.
  • 12:38 - 12:40
    Peki, mükemmel, teşekkürler.
  • 12:40 - 12:43
    Üçüncü kullanıcı grup Tayland'dan
  • 12:43 - 12:48
    Think Elephants Kurumu. Buyur, Josh.
  • 12:48 - 12:50
    Josh Plotnik: Merhaba, Benim adım Josh Plotnik.
  • 12:50 - 12:52
    Uluslararası Think Elephants Kurumu'nda çalışıyorum.
  • 12:52 - 12:54
    Şu an burada, Tayland'ın Altın Üçgeni'ndeyiz.
  • 12:54 - 12:57
    Yanımızda Altın Üçgen Asya Filleri Kurumu'nun filleri var.
  • 12:57 - 13:00
    Burada 26 filimiz var
  • 13:00 - 13:04
    ve araştırmalarımız fillerde zekanın evrimi üzerine odaklanmış durumda.
  • 13:04 - 13:07
    Ancak Think Elephant Kurumumuz filleri...
  • 13:07 - 13:10
    bu şekilde sanal olarak dünyanın her yerindeki okullara
  • 13:10 - 13:12
    taşımayı ve bu hayvanların ne kadar da inanılmaz olduğunu
  • 13:12 - 13:14
    insanlara göstermeyi amaçlıyor.
  • 13:14 - 13:16
    Kamerayı tam olarak file doğru yaklaştırabiliyoruz,
  • 13:16 - 13:18
    filin ağzına yiyecek koyabiliyoruz ve
  • 13:18 - 13:21
    insanlara ağzında neler olduğunu gösterebiliyoruz ve
  • 13:21 - 13:23
    dünyanın her yerinde insanlara bu hayvanların
  • 13:23 - 13:26
    gerçekten de ne kadar inanılmaz hayvanlar olduklarını gösteriyoruz.
  • 13:26 - 13:28
    Neil Gershenfeld: Tamam, mükemmel. Teşekkürler Josh.
  • 13:28 - 13:30
    Bir kez daha prova yapmaya başladığımızdan beri
  • 13:30 - 13:33
    mükemmel ilişkiler kuruyoruz zaten.
  • 13:33 - 13:35
    Bu noktada, diğer bilgisayara geri geçebilirsek,
  • 13:35 - 13:38
    gezegendeki biyokütlenin geri kalanını...
  • 13:38 - 13:41
    internete nasıl entegre edebileceğimizi düşünmeye başlıyorduk
  • 13:41 - 13:43
    ve düşünebileceğim muhtemel en iyi
  • 13:43 - 13:46
    ...kişiye, yani Vint Cerf'e gittik.
  • 13:46 - 13:49
    Kendisi bize interneti bahşeden kuruculardan biridir. Vint?
  • 13:49 - 13:51
    Vint Cerf: Teşekkürler, Neil.
  • 13:51 - 13:55
    (Alkış)
  • 13:55 - 14:00
    Galaksinin birinde yıllar önce --- ayy, yanlış metin.
  • 14:00 - 14:03
    Kırk yıl önce, Bob Kahn ve ben...
  • 14:03 - 14:04
    internetin tasarımını yaptık.
  • 14:04 - 14:07
    Otuz yıl önce, interneti başlattık.
  • 14:07 - 14:10
    Tam olarak geçen yıl internet ürününü başlattık.
  • 14:10 - 14:12
    Geçtiğimiz 30 yıl boyunca
  • 14:12 - 14:14
    deneme sürümünü kullanıyordunuz.
  • 14:14 - 14:17
    Ürün sürümü altıncı IP sürümünü kullanıyor.
  • 14:17 - 14:22
    38. muhtemel bitişe 3.4 çarpı 10.
  • 14:22 - 14:25
    Bu sadece meclisin takdir edebileceği bir sayı.
  • 14:25 - 14:29
    Ancak sonra gelecek olana götürüyor.
  • 14:29 - 14:32
    Bob ve ben bu tasarımı yaptığımızda,
  • 14:32 - 14:35
    bilgisayarları birbirine bağlayan bir sistem kurduğumuzu düşünüyorduk.
  • 14:35 - 14:37
    Çok çabuk farkına vardık ki
  • 14:37 - 14:40
    bu aslında insanları birbirine bağlayan bir sistemmiş.
  • 14:40 - 14:43
    Bu gece burada gördükleriniz size
  • 14:43 - 14:47
    bu ağı sadece bir türe kısıtlamamanızı
  • 14:47 - 14:49
    ve diğer akıllı ve bilinçli türlerin de
  • 14:49 - 14:53
    bu sistemin bir parçası olması
  • 14:53 - 14:55
    ...gerektiğini söylüyor.
  • 14:55 - 14:58
    Bu arada, sistem günümüzde böyle gözüküyor.
  • 14:58 - 15:01
    Bu, trafiğin ne yöne akması gerektiğini çözmeye
  • 15:01 - 15:03
    çalışan bir bilgisayara
  • 15:03 - 15:05
    internetin görünüş şekli.
  • 15:05 - 15:07
    Bu, internet bağlantısına
  • 15:07 - 15:10
    çeşitli ağların birbirine nasıl bağlandığına bakan
  • 15:10 - 15:13
    bir program tarafından üretildi.
  • 15:13 - 15:16
    400.000 işletim şirketi tarafından bağımsız olarak işletilen,
  • 15:16 - 15:22
    birbirine bağlı yaklaşık 400.000 ağ var.
  • 15:22 - 15:23
    Bunun çalışmasının tek sebebi
  • 15:23 - 15:27
    hepsinin aynı standart TCP/IP protokolünü kullanmaları.
  • 15:27 - 15:29
    Yani bunun nereye gittiğini biliyorsunuz.
  • 15:29 - 15:31
    Nesnelerin İnterneti bize
  • 15:31 - 15:36
    bir çok bilgisayar tabanlı uygulamaların ve aygıtların
  • 15:36 - 15:38
    bu sistemin bir parçası olacağını söylüyor.
  • 15:38 - 15:40
    Yani, evde kullandığınız,
  • 15:40 - 15:42
    ofislerinizde kullandığınız,
  • 15:42 - 15:45
    arabanızda veya yanınızda taşıdığınız uygulamalar.
  • 15:45 - 15:47
    Gelen Nesnelerin İnterneti.
  • 15:47 - 15:50
    Şimdi, bu insanların yaptıkları işin önemli olan kısmı...
  • 15:50 - 15:53
    ...bizden olmayan ama
  • 15:53 - 15:56
    bizimle aynı duyum alanını paylaşan türlerle
  • 15:56 - 15:57
    nasıl iletişim kurulacağını
  • 15:57 - 16:00
    öğrenmeye başlamalarıdır.
  • 16:00 - 16:02
    Başka bir insan olmayan bir şeyle
  • 16:02 - 16:04
    nasıl iletişim kurulduğunu
  • 16:04 - 16:06
    keşfetmeye başlıyoruz.
  • 16:06 - 16:09
    Bir sonraki adımı görebiliyorsunuzdur.
  • 16:09 - 16:12
    Bu sistem yoluyla duyu yetisine sahip tüm varlıklarla
  • 16:12 - 16:14
    bağlantı kurulabilir.
  • 16:14 - 16:17
    Bu deneylerin sonuçlarını sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 16:17 - 16:19
    Sonra ne olur?
  • 16:19 - 16:22
    Bir bakalım.
  • 16:22 - 16:25
    Makinelerle konuşan makineler ve
  • 16:25 - 16:28
    bizimle konuşan makineler var. Zaman geçtikçe,
  • 16:28 - 16:30
    bilgisayarlarla nasıl iletişim
  • 16:30 - 16:32
    kuracağımızı ve onlara kendimizle nasıl
  • 16:32 - 16:34
    iletişim kurduracağımızı öğrenmek zorunda kalacağız.
  • 16:34 - 16:36
    Hem de alışık olduğumuz yöntemlerle.
  • 16:36 - 16:39
    Klavyelerle veya farelerle değil;
  • 16:39 - 16:41
    konuşma, mimik ve
  • 16:41 - 16:44
    alışık olduğumuz doğal insan diliyle.
  • 16:44 - 16:46
    Yani birlikte yaşadığımız makinelerden bazısıyla
  • 16:46 - 16:50
    aramızda tercüman olmak için
  • 16:50 - 16:52
    C3PO gibi bir şeye ihtiyacımız olacak.
  • 16:52 - 16:54
    Şimdi yapım aşamasında olan gezegenler arası internet
  • 16:54 - 16:56
    diye bir proje var.
  • 16:56 - 16:59
    Dünya ve Mars arasında faaliyet gösteriyor.
  • 16:59 - 17:02
    Uluslararası Uzay İstasyonu tarafından yönetiliyor.
  • 17:02 - 17:06
    Güneşin etrafında yörüngede olan ve iki gezegen arasında
  • 17:06 - 17:07
    gelip giden uzay mekiğinin bir parçası.
  • 17:07 - 17:10
    Yani gezegenler arası sistem yolda.
  • 17:10 - 17:11
    Ama son bir proje daha var:
  • 17:11 - 17:14
    Orjinal ARPANET'i, interneti ve
  • 17:14 - 17:16
    gezegenler arası mimariyi finanse eden
  • 17:16 - 17:20
    ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı
  • 17:20 - 17:23
    şimdi de yüz yıl içinde en yakın yıldıza gitmek için
  • 17:23 - 17:27
    ...bir uzay mekiği tasarlama projesini finanse ediyor.
  • 17:27 - 17:30
    Bu da demek oluyor ki diğer türlerle
  • 17:30 - 17:32
    .etkileşim yoluyla öğrendiklerimiz...
  • 17:32 - 17:34
    en nihayetinde bize, başka bir dünyadan gelen.
  • 17:34 - 17:38
    bir uzaylıyla nasıl iletişim kurabileceğimizi öğretecek.
  • 17:38 - 17:41
    Sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 17:41 - 17:48
    (Alkış)
  • 17:48 - 17:49
    June Cohen: Her şeyden önce, teşekkürler.
  • 17:49 - 17:51
    Dört tam gün boyunca bizimle konuşabilen
  • 17:51 - 17:53
    dört kişinin her birinin dörder dakikadan...
  • 17:53 - 17:55
    ...konuşabildiğini belirtmek istiyorum ve
  • 17:55 - 17:57
    bunun için size teşekkür ediyorum.
  • 17:57 - 17:58
    Bir sürü sorum var,
  • 17:58 - 18:01
    ama belki seyircilerin bilmek isteyebileceği bir kaç pratik şey.
  • 18:01 - 18:04
    Bu fikrinizi burada, TED'de faaliyete geçiriyorsunuz. ---
    Peter Gariel: Bu gün.
  • 18:04 - 18:05
    June Cohen: Bu gün. İlk defa bahsediyorsunuz.
  • 18:05 - 18:07
    Bu fikri nerelere kadar götüreceğinizden biraz bahsedin.
  • 18:07 - 18:09
    Bir sonraki adım ne?
  • 18:09 - 18:13
    Peter Gabriel: Bence buradaki insanlardan mümkün olduğunca
  • 18:13 - 18:15
    fazlasının bize yardım etmesini
  • 18:15 - 18:19
    ve bunları mümkün kılacak akıllı arayüzler düşünmelerini sağlamaya çalışıyoruz.
  • 18:19 - 18:20
    NG: Mekanik olarak,
  • 18:20 - 18:23
    501(c)(3) ve web arayüzü ve her şey var,
  • 18:23 - 18:25
    ama başlatmak için hazır değil.
  • 18:25 - 18:27
    Onu açacağız. Bununla ilgili bilgi
  • 18:27 - 18:29
    almak istiyorsanız bizimle iletişim kurun.
  • 18:29 - 18:32
    Fikir şu: Ağların ağı gibi,
  • 18:32 - 18:33
    internet fonksiyonlarına çok benzer.
  • 18:33 - 18:34
    Bu da Vint'in temel katkısı.
  • 18:34 - 18:36
    Bu, tüm o bireysel olarak muhteşem inisiyatifleri küresel olarak
  • 18:36 - 18:39
    birleştirebilmek için bir kaplık niteliğinde olacak.
  • 18:39 - 18:41
    June Cohen: Peki, daha sonra bakabileceğimiz
  • 18:41 - 18:42
    bir web adresiniz var mı?
  • 18:42 - 18:45
    NG: Yakında.
    JC: Yakında. Bu konuda sana geri döneceğiz.
  • 18:45 - 18:48
    Hızlıca bir açıklama yapalım.
  • 18:48 - 18:50
    Bazı insanlar gösterdiğiniz videoya bakıp
  • 18:50 - 18:52
    bu sadece webcam diye düşünmüş olabilir.
  • 18:52 - 18:53
    Bunun özelliği nedir?
  • 18:53 - 18:54
    Bunu nasıl yaptığınızdan
  • 18:54 - 18:56
    biraz bahsedebilir misin?
  • 18:56 - 19:00
    NG: Bu ölçeklendirilebilir video altyapısı,
  • 19:00 - 19:02
    azdan aza değil, çoktan çoğa.
  • 19:02 - 19:05
    Yani simetrik video ve içerik paylaşımını tüm dünyada
  • 19:05 - 19:08
    bu siteler üzerinden ölçeklendirir.
  • 19:08 - 19:11
    Yani çok fazla arka uç sinyal işleme var,
  • 19:11 - 19:14
    ama birden çoğa değil, çoktan çoğa.
  • 19:14 - 19:15
    JC: Peki, uygulama düzeyinde,
  • 19:15 - 19:17
    ilk olarak hangi teknolojilere bakıyorsunuz?
  • 19:17 - 19:20
    Klavyenin, bunun kilit bir parçası olduğundan bahsettiğinizi biliyorum.
  • 19:20 - 19:23
    DR: Yunuslar için etkileşimli dokunmatik ekran geliştirmeye çalışıyoruz.
  • 19:23 - 19:26
    Bu daha önceki bazı çalışmaların bir çeşit devamı ve
  • 19:26 - 19:29
    bu amaca yönelik başlangıç parasını bu gün aldık.
  • 19:29 - 19:30
    Yani ilk projemiz.
  • 19:30 - 19:32
    JC: Hatta tam da konuşmadan önce.
    DR: Evet.
  • 19:32 - 19:33
    JC: Vay. Çok güzel.
  • 19:33 - 19:36
    Pekala, bize katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz.
  • 19:36 - 19:38
    Sizi sahnede görmek çok büyük bir zevkti.
  • 19:38 - 19:39
    DR: Teşekkürler.
    VC: Teşekkürler.
  • 19:39 - 19:45
    (Alkış)
Title:
Türler arası internet? Gelişmekte olan bir fikir
Speaker:
Diana Reiss, Peter Gabriel, Neil Gershenfeld and Vint Cerf
Description:

Maymunlar, yunuslar ve filler mükemmel iletişim becerileri olan hayvanlardır. İnternet, onlar gibi duyu yetisine sahip hayvanları da içerecek şekilde genişletilebilir mi? Dört mükemmel düşünürün panelinden yeni ve gelişen bir fikir: Yunus araştırmacısı Diana Reiss, müzisyen Peter Gabriel, nesnelerin interneti vizyoneri Neil Gershenfeld ve internetin babalarından biri Vint Cerf.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
20:01
  • Merhabalar, çok güzel bir çeviri olmuş, ama tek satırda bitmeyen bazı cümleleri üç noktayla bağlamışsınız. TED formatında bunu yapmıyoruz, çünkü isteyen kullanıcılar konuşmanın tam metnine ulaşabiliyorlar. Bu üç nokta düz metinde hoş durmuyor. Bunları düzeltebilirseniz sevinirim. İyi çalışmalar.

Turkish subtitles

Revisions