-
Tamam, dinleyin.
-
Oldukça az sayıda insan en önemli yerde
-
yapabileceği en önemli şeyi yapabildiğini söyleyebilir.
-
Bu sizsiniz, burada, şimdi.
-
Eğer birkaç yıl içinde kazanacaksak sahip olduğumuz, ihtiyacımız olan hareket sizsiniz.
-
Yeteneklisiniz. Bağlantı kurabiliyorsunuz. Ve başka kimse yok. Bu sizsiniz.
-
Bu büyük bir onur aynı zamanda korkunç bir yük. Başka kimse yok.
-
Bilim bunun en kolay kısmı, acımasız, ama kolay. 2010 kayda geçen en sıcak yıldı. Ve sıcaktı.
-
350 ekibi Pakistan'da iken biz onlarla telefonda konuşuyorduk ve onlardan biri "burası bugün sıcak" dedi,
-
ve ben bunu duyduğuma şaşırdım çünkü yazları Pakistan'da genellikle sıcak olur.
-
"Hayır, gerçekten sıcak" dedi. Bütün Asya'nın sıcaklık kayıtları 53.9 derece.
-
Bu öyle bir sıcaklık ki Kuzey Kutbunu eritir. Bu öyle bir sıcaklık ki Rusya genelinde, Kremlin'in bütün tahıl ihracatını durduracak büyük bir kuraklığa neden olur.
-
Bu öyle bir sıcaklık ki sellere neden olur, ki hala bu gece Pakistan'da 4 milyon kişi evsiz.
-
Bu baş belası, bu acımasız, ama en azından iyi haber nettir, bilim.
-
Bizim bir numaramız var: milyonda 350 parçacık. 350, yerkürenin en önemli numarası.
-
NASA bunu ocak 2008 de belirledi. "Atmosferde milyonda 350 parçacığın üstünde bir değer
-
yaşamın adapte olduğu ve medeniyetlerin geliştiği gezegenimiz ile uyumlu olmayacaktır."
-
Milyonda 350 parçacığın geri çevrilmesi çok zorlu olacak, insanoğlunun yaptığı en zorlu iş olacak,
-
ama şikayetin bir faydası yok, bu sadece fizik ve kimya.
-
Bu bizim yapmak zorunda olduğumuz şey.
-
Ama bilimsel metodlar ikilemimizin anahatlarında mükemmel bir şekilde çalışacaksa,
-
nasıl olur da politik metodlar bunu çözmek için berbat bir şekilde çalışır.
-
Kendi ülkemizi, en büyük tarihsel karbon emisyon kaynaklarımızı düşünün.
-
Geçen yaz, Senato ölçülü ve makul olan iklim tasarısını tek bir oy bile almadan reddetti.
-
Geçen hafta, meclis 174 e 248 oy ile küresel ısınmanın gerçek olmadığını söyleyerek çözümünü geçirdi.
-
Bu Kongre'nin aldığı en utanç verici oylardan birisiydi.
-
Onlar vergi yasalarını değiştirebileceklerine inanıyorlar, çevre yasalarını da değiştirebileceklerine inanıyorlar, ama yapamazlar.
-
Geçen hafta birkaçınızın ziyaretci galerisine gidip bazı düşünceleriniz hakkında onlarla konuştuğunuz için çok sevinçliyim.
-
Hatta Beyaz Saray bile. İki yıl önce burada konuşan İçişleri Bakanı Ken Salazar,
-
Wyoming'de federal araziyi 750 milyon tonluk kömür için madenciliğe açan bir kağıt parçası imzaladı.
-
Bu tıpkı 300 yeni kömür güç santrali açmak ve bir yıl boyunca onları çalıştırmaya benziyor. Bu bir rezalet.
-
Ama şunu bilirsiniz. Bizler politik gücün fizik ve kimyasını anladık.
-
Bu durumda karbondioksit günün kurallarını koymuyor, kuralları koyan para.
-
Çoğunuz ilk defa Columbia'dasınız. Temiz ve ışıl ışıl parıldıyor.
-
Hayır, bu şehir de tıpkı Pekin gibi kirletilmiş. Ama kömür dumanı yerine parayla kirletilmiş.
-
Para politik hayatı yönlendiriyor, vizyonumuzu daraltıyor, ama sızlanmasının bir faydası yok.
-
Bizler yapmamız gereken şeyi biliyoruz ve ilk yapmamız gereken şey bir hareket yaratmak.
-
Bizim hiç bir zaman petrol şirketleri kadar çok paramız olmayacak, bu yüzden çalışmak için farklı bir paraya,
-
yeni bedenlere, yeni yaratıcılıklara, ve yeni bir ruha ihtiyacımız var.
-
350.org bu hareket için bir beta-test oldu. Dört yıl önce Power Shift'de, burada, gençlerle başladı.
-
Şimdi gezegenin etrafına yayılıyor. Son iki yılda, 189 milletten 15,000 gösterici yer aldı.
-
CNN bunu tarihin en geniş politik hareketi olarak yorumladı. Ama hala büyümeye ihtiyacı var.
-
1970'de ilk Dünya Gününde 20 milyon Amerikalı sokaklardaydı, yani 10 Amerikalıdan biri.
-
Bu bizim ihtiyacımız olan kitle.
-
Ve 24 Eylül'de de yardımınıza ihtiyacımız var. 24 Eylül bir diğer büyük eylem günü.
-
Bunu Gezegen Hareketi olarak adlandırıyoruz ve bu 189 ulustan insanlar bu harekette yer alacak.
-
Bunların çoğu bisikletli olacak, çünkü bisiklet hem zengin hem de yoksulların kullandığı az sayıda araçtan bir tanesidir.
-
Burada kimler bisiklet kullanmasını biliyor?
-
Tamam, Eylül 24, bu görüntüleri görmek için sabırsızlanıyorum.
-
Politikacıların harekete geçmesini beklemeyeceğiz, ihtiyacımız olan geleceği kendimiz yaratacağız.
-
Ama bu hareketin daha büyük olması tek başına yetmez, aynı zamanda daha sivri ve daha agresif olması gerekiyor.
-
Kopenhag'da 117 ulusun 350 hedefi için imza attiğini bilirsiniz.
-
Bu iyiydi ama bunlar yanlış 117 ülkeydi. Onlar en fakir ve en savunmasız ülkelerdi.
-
Bizim ülkemizin başını çektiği, enerji bağımlılığı fazla olan ülkeler, bu zorlu işe girmeyi istemiyor, bu yüzden buralarda yapılacak işimiz çok.
-
Bu iş para kirliliği ile mücadeledir. İş pazartesi saat 10'da karşısında Beyaz Saray
-
ve yanında ABD ticaret odası bulunan Lafayette meydanında başlıyor.
-
Koch Brothers bu bozulmanın zirvesindedir ama ABD ticaret odası kirli paranın Everestidir.
-
Web sayfasında Washington'ın en büyük lobisi olmasıyla gurur duyar.
-
Aslinda, kombine edilecek beş lobiden daha fazla parayı lobi faaliyetlerinde harcar.
-
Cumhuriyetçi Ulusal Komite ve Demokratik Ulusal Komite kombinasyonlarından daha fazla parayı politikaya
-
yatırdı ve bunun %94'ü iklim değişikliklerini inkar edenlere gitti.
-
Onların parasını durduramayız, ama onların gerçek yüzünü gösterebiliriz. Onlar bütün amerikan iş dünyasını temsil ettiklerini iddia ediyorlar,
-
ama temsil etmiyorlar. Sermayelerinin %55'i 16 şirketten geliyor.
-
Bu şirketlerin hangi şirketler olduğunu söylemek zorunda değiller, ama onların ne yaptığını izlediğinizde bunu söylemek kolay olur.
-
Zamanlarını yerkürenin sıcaklığının olabildiğince hızlı bir şekilde çıktığından emin olmak için lobi faaliyetlerinde harcıyorlar.
-
Geçen sene Çevre Koruma Örğütüne ilkim değişikliği eyleminde bulunmayacaklarını, çünkü eğer gezegenimiz ısınırsa
-
insanların buna göre davranışlarını değiştirebileceğini ve insan fizyolojisinin bunun üstesinden gelebileceğini söyleyen yasal bir dava özeti gönderdiler.
-
İnsan fizyolojisinin değişmesinin ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum. Solungaçların çıkması mı? Bilmiyorum.
-
Ama şunu söyleyebilirim. Fizyolojimin değişmesi için çok yaşlıyım ve hepiniz çok güzel görünüyorsunuz.
-
Ama davranışlarımı değiştireceğim. Artık her gün yataktan kalkacağım ve onlarla savaşmak için işe gideceğim.
-
Kahretsin ki, gece yarısı yatmaya gideceğim ve onlarla savaşmanın yeni yollarını bulmak için çabalayacağım.
-
Bizler bütün davranışlarımızı buna adapte edeceğiz. Bizler artık davranışlarımızı her cephede savaşmak için değiştireceğiz.
-
Eğer bu size çok agresif geliyorsa üzgünüm, ama olduğumuz nokta bu.
-
22 yıl önce, iklim değişikliği hakkında ilk kitabımı yazdım, bunu izlemek zorundaydım,
-
ve bunun basit bir kanı yaratmayacağını biliyordum.
-
Mücadele etmemiz gerek. Artık sivil itaatsizlikle, şiddete başvurmadan savaşmalıyız.
-
Arkadaşım Tim DeChristopher birazdan size daha detaylı anlatacak,
-
ama bu yolda ilerleyecekseniz, bir şeyden emin olmanız gerekiyor,
-
o da bu mücadelede radikal taraf olmadığınızı göstermektir.
-
Radikaller atmosfer bileşimini değiştiren insanlardır.
-
Bu insanların yaptığı en radikal şeydir.
-
Müzik ve sanatı kullanarak da mücadele etmemiz gerekiyor. Sadece pasta grafikler ya da
-
çubuk grafiklerle olmaz, bütün kalbimiz ve ruhumuzla mücadele etmeliyiz.
-
Bu gece ya da yarın, aşağı inip Salon B'nin arkasına gitmelisiniz ve orada pazartesi sabahı için bir sanat çalışması yapılmasına yardım etmelisiniz.
-
Mücadelemizi birlik içinde yapmalıyız. Birbiriyle tutarlı seslere ihtiyacımız var.
-
Bu nedenle, geçen hafta daha güçlü ve daha büyük bir 350.org yaratmak için arkadaşlarımızla 1Sky'a katıldık.
-
Tek ve yüksek sesle konuşmamız gerekiyor, çünkü biz sizin geleceğiniz için mücadele ediyoruz.
-
Şimdiye kadar yerkürenin sıcaklığı bir derece arttı, ama olan oldu, bu sıcaklık kuzey kutbunu eritti, okyanusları değiştirdi.
-
İklim bilimciler eğer hızlı bir şekilde harekete geçilmezse bu bir derecenin bu yüzyıl sonunda beş derece olacağını söylüyorlar.
-
Eğer harekete geçmezsek arkamızda bıraktığımız dünya bir harabe olacak.
-
Bizler sadece kendimiz için mücadele etmiyoruz, bizler bu gezegenin güzellikleri için de mücadele ediyoruz.
-
Soğuk dere alabalıkları için, ormanların derinliklerindeki ladinler için, pasifik üzerinde yükselen sis için ve dağları örten kar battaniyeleri için.
-
Bu gezegeni paylaştığımız bütün canlı ve oluşumlar için mücadele ediyoruz. Yeryüzünde yok ettiğimiz türlerin yarısını bilmiyoruz.
-
Ve tabiki tüm dünyadan kardeşlerimizde aynı safta birlikte mücadele ettiğimizi biliyoruz. Ben konuşurken siz resimlere bakabilirsiniz: bu insanlar bizim yoldaşlarımızdır.
-
Bu insanların çoğu, gördüğünüz üzere, bu tür problemlerin oluşmadığı yerlerden geliyorlar ve bizimle dayanışma içinde olmayı istiyorlar.
-
Bu gerçekten takdire şayan bir hareket ve omuzlarımıza manevi bir yük bindiriyor.
-
Hiç kimsenin size, çevreciliğin zengin ve beyaz insanların yaptığı bir şey olduğunu söylemesine izin vermeyin.
-
Dünya çapında çalıştığımız çoğu insan fakir, siyah, kahverengi, Asyalı ve genç,
-
Çünkü dünyanın çoğu bu kişilerden oluşuyor ve onlar diğer herkes gibi geleceği önemsiyorlar.
-
Son olarak, bizler kazanacağımızın garantisi olmaksızın savaşmak zorundayız.
-
Başlamak için çok geç kaldık ve düşmanlarımız çok güçlü, bunun nasıl sonuçlanacağını bizler de bilmiyoruz.
-
Eğer bahislere giren bir kişiyseniz, bizim kaybedeceğimize bahis koyabilirsiniz çünkü şimdiye kadar olan buydu, ama bu bahis kazanmanızı sağlayacak bahis olmaz.
-
Manevi olarak farkındalığı artmış insanların yapabileceği tek şey, olabilecek en kötü şey yaşandığı zaman bunu değiştirmek için çabalamasıdır.
-
Son birkaç yılımın çoğunu dünyanın çeşitli yerlerinde harika insanlarla geçirdim, bunlardan çoğu bu yüzyıl bitmeden mülteci olacak,
-
bazıları belki de bu yüzyıl bitmeden iklim değişikliği yüzünden ölmüş olacak.
-
Kazanacağımızın garantisi yok, ama onlarla birlikte sahip olduğumuz herşey ile sonuna kadar mücadele edeceğimizin garantisi var.
-
Bu insanlarla birlikte olmak benim için her zaman bir onurdur. Bu gece sizinle birlikte olmak da benim için büyük bir onurdur.
-
Kazanacağımızın garantisi yok, ama yapmak zorunda olduğumuz sürece yanyana mücadele edeceğiz. Hepinize çok teşekkür ederim.