Return to Video

Milliyetçiliğe Karşı Küreselcilik: Yeni Politik Ayrım

  • 0:01 - 0:05
    Chris Anderson: Merhaba.
    TED Diyalogları'na hoş geldiniz.
  • 0:05 - 0:08
    Bu, güncel politik
    çalkantılar ile ilgili çekilecek
  • 0:08 - 0:12
    serinin ilk kısmı.
  • 0:12 - 0:13
    Sizi bilmiyorum ama;
  • 0:13 - 0:17
    ben bu ülkede ve dünyada
    gittikçe çoğalan anlaşmazlıktan
  • 0:17 - 0:19
    oldukça endişelenmeye başladım.
  • 0:19 - 0:21
    Kimse birbirini dinlemiyor. Değil mi?
  • 0:22 - 0:23
    Dinlemiyor.
  • 0:23 - 0:26
    Yani, daha farklı bir sohbet türüne
    ihtiyacımız varmış gibi geliyor,
  • 0:27 - 0:32
    bilemiyorum, belki de daha geniş
    bir kapsamda mantığa, dinlemeye,
  • 0:32 - 0:34
    anlamaya odaklı bir sohbet.
  • 0:35 - 0:38
    En azından TED Diyalogları'nda
    bugünden itibaren denemeye
  • 0:38 - 0:39
    çalışacağımız şey bu.
  • 0:39 - 0:42
    Ve bu yeni başlangıçta, bir başkası
  • 0:42 - 0:45
    beni bu kadar heyecanlandıramazdı.
  • 0:45 - 0:48
    Bunu söylemekte acele ediyorum,
    fakat bu zihin, gezegendeki herkesten
  • 0:48 - 0:50
    farklı düşünen bir zihin.
  • 0:50 - 0:51
    Ciddiyim.
  • 0:51 - 0:53
    (Yuval Noah Harari gülüyor)
  • 0:53 - 0:54
    Ciddiyim.
  • 0:54 - 0:57
    Tarihi, altında yatan fikirlerle
  • 0:57 - 1:01
    nefesinizi kesecek biçimde sentezliyor.
  • 1:01 - 1:04
    Bazılarınız bu
    kitabı tanıyacaktır, "Sapiens".
  • 1:05 - 1:06
    "Sapiens"i okuyan var mı?
  • 1:06 - 1:07
    (Alkış)
  • 1:08 - 1:11
    Yani, kitabını elimden bırakamadım.
  • 1:11 - 1:15
    İnsanlığın hikâyesini, farklı düşünmemizi
  • 1:15 - 1:18
    sağlayan büyük fikirler
    aracılığıyla anlatma biçimi --
  • 1:18 - 1:20
    adeta inanılmazdı.
  • 1:20 - 1:21
    Haftaya ABD'de
  • 1:21 - 1:24
    yayınlanacak olan kitabınız da burada.
  • 1:25 - 1:26
    YNH: Evet, haftaya.
  • 1:26 - 1:27
    CA: "Homo Deus".
  • 1:27 - 1:30
    Evet, bu da ilerideki yüz yılın tarihi.
  • 1:31 - 1:32
    Okuma şansım oldu.
  • 1:32 - 1:35
    Oldukça etkileyici ve sanırım
  • 1:35 - 1:39
    bazıları için oldukça ürkütücü.
  • 1:40 - 1:41
    Kesinlikle okunmalı.
  • 1:41 - 1:46
    Dürüst olmak gerekirse, şu an
    dünyada olup bitenler hakkında mantık
  • 1:46 - 1:50
    yürütmemize daha fazla
    yardımcı olacak birisi daha yok.
  • 1:50 - 1:55
    Öyleyse Yuval Noah Harari'ye
    sıcak bir hoş geldin diyelim lütfen.
  • 1:55 - 1:58
    (Alkış)
  • 2:03 - 2:07
    Facebook ve Web üzerindeki
    arkadaşlarla bir araya gelmek muhteşem.
  • 2:07 - 2:08
    Merhaba, Facebook.
  • 2:08 - 2:12
    Ve hepiniz, ben Yuval'a soru
    sormaya başladığımda, kendi sorularınızı
  • 2:12 - 2:14
    oluşturabilirsiniz; mutlaka
  • 2:14 - 2:17
    günümüzün politik
    skandalları ile ilgili değil, daha
  • 2:17 - 2:21
    geniş bir açıdan:
    Nereye gidiyoruz? Bununla ilgili.
  • 2:23 - 2:24
    Hazır mısınız? Başlıyoruz.
  • 2:24 - 2:26
    Evet Yuval, buradayız:
  • 2:26 - 2:29
    New York, 2017,
    yeni bir başkanımız var
  • 2:29 - 2:32
    ve şok dalgaları dünyaya yayılıyor.
  • 2:32 - 2:34
    Dünyada neler oluyor?
  • 2:35 - 2:37
    YNH: Bana kalırsa olup biten, temelde
  • 2:37 - 2:40
    hikâyemizi kaybetmiş olmamız.
  • 2:40 - 2:43
    İnsanlar hikâyelerle düşünür ve
  • 2:43 - 2:46
    hikâyeler anlatarak
    dünyayı anlamlandırmaya çalışırız.
  • 2:46 - 2:48
    Geçtiğimiz birkaç yıl için,
  • 2:48 - 2:51
    dünyada olup bitene dair çok basit ve
  • 2:51 - 2:52
    çok etkileyici bir hikâyemiz var.
  • 2:52 - 2:56
    Hikâye şunu
    söylüyor, ah, olup biten şey
  • 2:56 - 2:58
    ekonominin küreselleşmesi,
  • 2:58 - 3:00
    politikanın liberalleşmesi
  • 3:00 - 3:04
    ve bu ikisinin karışımı
    dünyada cenneti yaratacak
  • 3:04 - 3:08
    ve ekonomiyi küreselleştirmeye,
    politik sistemi liberalleştirmeye
  • 3:08 - 3:09
    devam etmemiz gerekiyor
  • 3:09 - 3:11
    ve her şey muhteşem olacak.
  • 3:11 - 3:14
    2016 yılı, çok büyük bir kesimin,
  • 3:14 - 3:18
    hatta Batı dünyasının
    bile, bu hikâyeye inanmayı
  • 3:18 - 3:20
    bir kenara bıraktığı andır.
  • 3:21 - 3:23
    İyi ya da kötü
    nedenlerle -- bu önemli değil.
  • 3:23 - 3:25
    İnsanlar bu hikâyeye inanmayı bıraktı
  • 3:25 - 3:29
    ve eğer bir hikâyeniz yoksa,
    neler olup bittiğini anlayamazsınız.
  • 3:29 - 3:33
    CA: Bir yanın bu hikâyenin aslında
    çok etkili bir hikâye olduğuna inanıyor.
  • 3:33 - 3:34
    İşe yaradı.
  • 3:34 - 3:36
    YNH: Bir yere kadar, evet.
  • 3:36 - 3:38
    Bazı ölçülere göre, insanoğlunun
  • 3:38 - 3:41
    yaşayabileceği en güzel zamanı
  • 3:41 - 3:42
    yaşıyoruz.
  • 3:42 - 3:45
    Bugün, tarihte bir ilk olarak,
  • 3:45 - 3:49
    çok yemekten ölen insanların
    sayısı, az yemekten ölenlerden daha fazla,
  • 3:49 - 3:51
    bu muhteşem bir başarı.
  • 3:51 - 3:53
    (Kahkahalar)
  • 3:53 - 3:55
    Ayrıca tarihte bir ilk olarak
  • 3:55 - 3:59
    insanlar, bulaşıcı
    hastalıktan çok, yaşlılıktan ölüyorlar
  • 3:59 - 4:02
    ve şiddet de azaldı.
  • 4:02 - 4:04
    Tarihte bir ilk olarak
  • 4:04 - 4:09
    intihar edenlerin sayısı;
    cinayet, terör ve savaş yüzünden
  • 4:09 - 4:11
    ölen insan sayısından daha çok.
  • 4:11 - 4:15
    İstatistiksel olarak, siz
    kendinizin en büyük düşmanısınız.
  • 4:15 - 4:17
    En azından, dünyadaki tüm insanlar
  • 4:17 - 4:20
    içerisinde, sizin kendinizi
    öldürme ihtimaliniz daha yüksek --
  • 4:20 - 4:21
    (Kahkahalar)
  • 4:21 - 4:25
    bu da yine iyi bir haber --
  • 4:25 - 4:26
    (Kahkahalar)
  • 4:26 - 4:31
    daha önceki dönemlerde
    gördüğümüz şiddet derecesine kıyaslarsak.
  • 4:31 - 4:33
    CA: Fakat dünyayı
    bir araya getirme süreci,
  • 4:33 - 4:37
    kendisini dışlanmış hisseden
    büyük bir insan grubuyla sonuçlandı
  • 4:37 - 4:38
    ve onlar da buna tepki verdiler.
  • 4:38 - 4:40
    Ayrıca bir de mermimiz var,
  • 4:40 - 4:43
    sistemin tamamını
    delip geçen türden bir mermi.
  • 4:43 - 4:46
    Yani, olan bitenden ne çıkarıyorsun?
  • 4:46 - 4:49
    İnsanların politikayı
    düşünme biçimi eskiymiş gibi,
  • 4:49 - 4:52
    sağ-sol ayrımı yok edildi ve değiştirildi.
  • 4:52 - 4:54
    Bunu nasıl düşünmeliyiz?
  • 4:54 - 4:58
    YNH: Evet, 20. yüzyılın
    sağ-sol politik modeli şu anda
  • 4:58 - 5:00
    oldukça alakasız
  • 5:00 - 5:05
    ve bugünkü gerçek ayrım
    küresel ve ulusal veya küresel
  • 5:05 - 5:06
    ve yerel arasında.
  • 5:06 - 5:09
    Ve bunun şu anda tüm dünyada
  • 5:09 - 5:11
    asıl mücadele olduğunu görüyorsunuz.
  • 5:11 - 5:15
    Muhtemelen tamamen yeni
    politik modellere ve tamamen yeni
  • 5:15 - 5:20
    politik düşünce
    biçimlerine ihtiyacımız var.
  • 5:20 - 5:26
    Esas itibarıyla söyleyebileceğimiz
    şey, yeni küresel bir ekolojimiz var,
  • 5:26 - 5:30
    küresel bir ekonomimiz var,
    fakat ulusal politikalarımız var
  • 5:30 - 5:32
    ve bu ikisi bir arada işlemiyor.
  • 5:32 - 5:34
    Bu da politik sistemi etkisiz kılıyor,
  • 5:34 - 5:38
    çünkü yaşamımızı şekillendiren
    güçler üzerinde bir kontrolü yok.
  • 5:38 - 5:41
    Bu dengesizlik için
    temelde iki çözümümüz var:
  • 5:41 - 5:45
    Ya ekonomi daha az küreselleştirilecek
    ve ulusal ekonomiye dönüştürülecek
  • 5:45 - 5:48
    ya da politik sistem küreselleştirilecek.
  • 5:49 - 5:54
    CA: Sanırım çoğu liberal,
    Trump'ın ve hükûmetinin
  • 5:54 - 6:00
    telafi edilemez biçimde kötü
    olduğunu düşünüyor, her açıdan
  • 6:00 - 6:03
    berbat olduğunu.
  • 6:03 - 6:09
    Burada, en azından anlamaya
    değecek bir anlatı ya da politik felsefe
  • 6:09 - 6:11
    görüyor musun?
  • 6:11 - 6:13
    Bu felsefeyi nasıl ifade ederdin?
  • 6:13 - 6:15
    Bu yalnızca milliyetçilik felsefesi mi?
  • 6:16 - 6:22
    YNH: Bana kalırsa
    altında yatan his ya da fikir şu;
  • 6:22 - 6:26
    politik sistem --
    bir şey bozuk burada.
  • 6:26 - 6:30
    Artık sıradan insanı güçlendirmiyor.
  • 6:30 - 6:33
    Artık sıradan insanla çok da ilgilenmiyor
  • 6:34 - 6:38
    ve bu politik hastalık
    teşhisinin doğru olduğunu düşünüyorum.
  • 6:38 - 6:42
    Cevaplara gelince, daha az eminim.
  • 6:42 - 6:45
    Bana kalırsa gördüğümüz
    şey insanların verdiği ani tepki:
  • 6:45 - 6:48
    Bir şey işe yaramıyorsa, geri dönelim.
  • 6:48 - 6:49
    Bunu tüm dünyada görüyorsunuz,
  • 6:49 - 6:54
    politik sistemdeki insanlar,
    neredeyse hiç kimse, insanlığın
  • 6:54 - 6:58
    nereye gittiğine dair geleceğe
    odaklı bir vizyona sahip değil.
  • 6:58 - 7:01
    Neredeyse her yerde
    geriye dönük vizyon görüyorsunuz:
  • 7:01 - 7:03
    "Amerika'yı tekrar mükemmelleştirelim",
  • 7:03 - 7:07
    sanki 50'lerde, 80'lerde
    mükemmelmiş gibi -- bilmiyorum --
  • 7:07 - 7:08
    oraya geri dönelim.
  • 7:08 - 7:13
    Lenin'den birkaç yüz
    yıl sonra Rusya'ya gidiyorsunuz,
  • 7:13 - 7:15
    Putin'in gelecek vizyonu da temelde,
  • 7:15 - 7:18
    ah, Çar imparatorluğuna geri dönelim.
  • 7:18 - 7:20
    Ve İsrail'de, geldiğim yerde,
  • 7:20 - 7:23
    günümüzün en yeni politik vizyonu şu:
  • 7:23 - 7:25
    "Tapınağı tekrar inşa edelim".
  • 7:25 - 7:28
    Yani, 2.000 yıl geriye gidelim.
  • 7:28 - 7:33
    İnsanlar geçmişte bir zamanda
    kaybettiğimizi düşünüyorlar ve
  • 7:33 - 7:37
    geçmişte şehirde
    yolu kaybetmişsiniz gibi
  • 7:37 - 7:40
    ve tamam diyorsunuz, güvenli
    hissettiğim yere geri dönüp tekrar
  • 7:40 - 7:41
    başlamalıyım.
  • 7:42 - 7:43
    Bunun işe yarayacağını sanmıyorum
  • 7:43 - 7:46
    fakat çoğu insan
    için bu içgüdüsel bir şey.
  • 7:46 - 7:48
    CA: Peki neden işe yaramaz?
  • 7:48 - 7:51
    "Önce Amerika", birçok
    açıdan çekici bir slogan.
  • 7:51 - 7:55
    Vatanseverlik, çoğu
    açıdan, çok asil bir şeydir.
  • 7:55 - 7:58
    Yüksek sayıda insanı işbirliğine teşvik
  • 7:58 - 8:00
    etmek gibi bir rol oynar.
  • 8:00 - 8:04
    Neden her bir ülkenin kendini
    öncelikli koyduğu ülkelerin
  • 8:04 - 8:06
    örgütlendiği bir dünyaya sahip
    olmayalım?
  • 8:07 - 8:11
    YNH: Asırlar boyunca,
    hatta yüzyıllar boyunca,
  • 8:11 - 8:13
    vatanseverlik işe yaradı.
  • 8:14 - 8:15
    Tabii ki savaşlara ve
    birçok şeye neden oldu,
  • 8:15 - 8:18
    fakat kötüye
    çok da odaklanmamalıyız.
  • 8:18 - 8:22
    Vatanseverlikle ilgili
    birçok pozitif şey de vardır ve
  • 8:22 - 8:26
    çok sayıda insanın
    birbirini önemsemesini,
  • 8:26 - 8:27
    birbirine yakınlık
  • 8:27 - 8:29
    göstermelerini ve kolektif eylem
  • 8:29 - 8:32
    için bir araya gelmelerini
    sağlamak olumlu bir şeydir.
  • 8:32 - 8:35
    İlk uluslara bakarsanız eğer,
  • 8:35 - 8:37
    yani, binlerce yıl öncesine,
  • 8:37 - 8:40
    Çin'de Sarı Irmak
    bölgesinde yaşamış insanlara --
  • 8:40 - 8:42
    çok, çok farklı kabileler vardı
  • 8:43 - 8:47
    ve hepsi yaşamlarını sürdürmek
    ve refah için ırmağa bağlı yaşıyordu,
  • 8:47 - 8:51
    fakat aynı zamanda dönemsel
    sellere ve dönemsel kuraklığa
  • 8:51 - 8:53
    maruz kalıyorlardı.
  • 8:53 - 8:56
    Ve hiçbir kabile bir şey yapamıyordu,
  • 8:56 - 9:00
    çünkü her biri ırmağın
    ufak bir kısmını kontrol ediyordu.
  • 9:00 - 9:03
    Sonra, uzun ve karmaşık bir
    süreçte, kabileler Çin ulusunu
  • 9:03 - 9:07
    kurmak için birleştiler,
  • 9:07 - 9:09
    Çin ulusu da Sarı Irmak'ın
    tamamını kontrol ediyordu
  • 9:10 - 9:15
    ve baraj, kanal inşa
    edip ırmağı düzenlemek ve
  • 9:15 - 9:19
    sel ve kuraklığı önleyerek
    refah düzeyini herkes için
  • 9:19 - 9:22
    yükseltmek amacıyla
  • 9:22 - 9:26
    yüz binlerce insanı bir araya getiriyordu.
  • 9:26 - 9:28
    Bu, dünyanın çoğu yerinde işe yaradı.
  • 9:28 - 9:31
    Fakat 21. yüzyılda teknoloji
  • 9:31 - 9:35
    tüm bunları temelden değiştiriyor.
  • 9:35 - 9:38
    Şu anda -- dünyadaki tüm insanlar --
  • 9:38 - 9:41
    aynı siber ırmağın yanında yaşıyoruz ve
  • 9:41 - 9:47
    hiçbir ulus, ırmağı
    kendi başına düzenleyemiyor.
  • 9:47 - 9:51
    Hep birlikte, tek bir gezegende yaşıyoruz
  • 9:51 - 9:54
    ve gezegen bizim
    eylemlerimizin tehdidi altında.
  • 9:54 - 9:58
    Ve eğer bir tür
    küresel işbirliğiniz yoksa,
  • 9:58 - 10:03
    konu ister iklim değişikliği
    olsun, ister teknolojik parçalanma,
  • 10:03 - 10:07
    milliyetçilik, sorunlarla mücadele
    etmek için doğru düzeyde değildir.
  • 10:08 - 10:10
    CA: Yani çoğu
    eylemin, çoğu sorunun ulusal
  • 10:10 - 10:14
    ölçekte yer aldığı bir dünyada
  • 10:14 - 10:16
    bu güzel bir fikirdi,
  • 10:16 - 10:19
    fakat senin iddian, bugün
    önem arz eden çoğu meselenin
  • 10:19 - 10:22
    artık ulusal değil,
    küresel bir ölçekte yer alması.
  • 10:22 - 10:26
    YNH: Kesinlikle. Günümüzde dünyanın
  • 10:26 - 10:29
    tüm büyük sorunları özünde küresel
  • 10:29 - 10:30
    sorunlardır ve
  • 10:30 - 10:34
    küresel işbirliği olmazsa çözülemezler.
  • 10:34 - 10:36
    Bu, insanların verdiği en belirgin
  • 10:36 - 10:39
    örnek olarak, yalnızca
    iklim değişikliği değildir.
  • 10:39 - 10:42
    Ben daha çok teknolojik
    parçalanma açısından düşünüyorum.
  • 10:42 - 10:45
    Örneğin, yapay zekâyı düşünecek olursanız,
  • 10:45 - 10:48
    önümüzdeki 20, 30 yıl içerisinde
  • 10:48 - 10:52
    yüz milyonlarca insan
    iş piyasasından çıkarılacak --
  • 10:52 - 10:54
    bu küresel düzeyde bir sorun.
  • 10:54 - 10:58
    Bu, tüm ülkelerin ekonomisini dağıtacak.
  • 10:58 - 11:02
    Ve benzer şekilde, örneğin,
    biyomühendisliği ve bunu yürütmekten
  • 11:02 - 11:05
    korkan insanları düşünürseniz,
  • 11:05 - 11:07
    bilmiyorum, insanlarda
    genetik mühendisliği araştırması,
  • 11:07 - 11:13
    bu, tek bir ülke, örneğin ABD,
    insan üzerinde genetik deneyleri
  • 11:13 - 11:16
    yasaklarsa, fakat Çin veya Kuzey Kore bunu
  • 11:16 - 11:20
    yapmaya devam ederse, bu işe yaramaz.
  • 11:20 - 11:22
    Yani ABD bunu tek başına çözemez ve
  • 11:22 - 11:27
    ABD üzerinde hemen
    aynısını yapma baskısı ortaya çıkar,
  • 11:27 - 11:32
    çünkü yüksek riskli, yüksek
    kazançlı teknolojiden bahsediyoruz.
  • 11:32 - 11:37
    Eğer birisi yapıyorsa,
    ben de geride kalmayı göze alamam.
  • 11:37 - 11:43
    Kalıtım mühendisliği gibi şeyler
    üzerinde düzenleme, etkili düzenleme
  • 11:43 - 11:45
    yapmanın tek yolu,
  • 11:45 - 11:47
    küresel düzenlemelere sahip olmaktır.
  • 11:47 - 11:52
    Yalnızca ulusal düzenlemelere
    sahipseniz, kimse geride kalmak istemez.
  • 11:52 - 11:54
    CA: Bu oldukça ilginç.
  • 11:54 - 11:56
    Öyle görünüyor ki bu, buradaki
  • 11:56 - 11:59
    farklı taraflar arasında en
    azından yapıcı bir sohbet yaratmak için
  • 11:59 - 12:01
    bir anahtar olabilir,
  • 12:01 - 12:04
    çünkü bizi olduğumuz
    yere getiren öfkenin başlangıç
  • 12:04 - 12:07
    noktasının, iş kaybıyla
    ilgili mantıklı endişeler olduğu
  • 12:07 - 12:10
    konusunda herkesin
    hemfikir olduğunu düşünüyorum.
  • 12:10 - 12:13
    İş gitti, geleneksel yaşam
    tarzı gitti ve insanların buna
  • 12:13 - 12:17
    öfke duyması şaşılacak bir şey değil.
  • 12:17 - 12:21
    Ve genel olarak
    küreselleşmeyi, küresel seçkinleri,
  • 12:21 - 12:24
    bunu onların iznini
    almadan yapmakla suçladılar
  • 12:24 - 12:26
    ve bu yerinde bir
    yakınmaymış gibi görünüyor.
  • 12:26 - 12:30
    Fakat senden duyduğum
    şey şu -- yani ana soru şu:
  • 12:30 - 12:35
    Şu anda olan ve devam eden
    iş kaybının gerçek nedeni nedir?
  • 12:35 - 12:38
    Küreselleşmeyle ilgili olduğuna göre,
  • 12:38 - 12:42
    buna doğru karşılık, evet,
    sınırları kapatmak ve insanları
  • 12:42 - 12:46
    dışarıda tutmak ve ticaret
    anlaşmalarını değiştirmek ve benzerleri.
  • 12:46 - 12:47
    Fakat sen, sanırım, aslında
  • 12:47 - 12:52
    iş kaybının en büyük nedeninin
    tamamen bu olmayacağını söylüyorsun.
  • 12:52 - 12:56
    Teknolojik sorunlardan
    kaynaklanacağını ve birbirine
  • 12:56 - 12:58
    bağlı bir dünya olarak hareket etmezsek
  • 12:58 - 13:00
    bunu çözme
    şansımızın olmadığını söylüyorsun.
  • 13:00 - 13:02
    YNH: Evet, bana kalırsa,
  • 13:02 - 13:05
    şimdiki zamanı
    bilmiyorum, fakat geleceğe bakarsak,
  • 13:05 - 13:08
    Pennsylvania'da insanları
    işlerinden edecek olanlar Meksikalılar
  • 13:08 - 13:10
    veya Çinliler değiller,
  • 13:10 - 13:11
    robotlar ve algoritmalar.
  • 13:11 - 13:13
    Yani eğer Kaliforniya sınırına
  • 13:13 - 13:16
    büyük bir duvar inşa
    etmeyi planlamıyorsan,
  • 13:16 - 13:17
    (Kahkahalar)
  • 13:17 - 13:20
    Meksika sınırındaki
    duvar çok etkisiz kalacak.
  • 13:20 - 13:27
    Ve seçim öncesi
    tartışmaları izlerken çok şaşırdım,
  • 13:27 - 13:33
    Trump'ın, robotlar sizin işinizi
    alacak diyerek insanları korkutmaya
  • 13:33 - 13:35
    çalışmamasına çok şaşırdım.
  • 13:35 - 13:37
    Bu doğru olmasa bile, fark etmez.
  • 13:38 - 13:41
    Bu, insanları korkutmada
    aşırı etkili bir yol olabilirdi --
  • 13:41 - 13:42
    (Kahkahalar)
  • 13:42 - 13:43
    ve harekete geçirmede:
  • 13:43 - 13:45
    "Robotlar işlerinizi alacak!"
  • 13:45 - 13:46
    Kimse bu cümleyi kullanmadı.
  • 13:46 - 13:49
    Ve şundan korktum,
  • 13:49 - 13:53
    çünkü şu anlama geliyordu,
    üniversitelerde, laboratuvarlarda
  • 13:53 - 13:55
    ve orada ne olursa olsun,
  • 13:55 - 13:58
    bu konu hakkında
    yoğun bir tartışma zaten var,
  • 13:58 - 14:02
    fakat ana politik sistem
    ve kamu içerisinde insanlar
  • 14:02 - 14:04
    büyük bir teknolojik
  • 14:04 - 14:09
    parçalanma olabileceğinin
    farkında değiller --
  • 14:09 - 14:13
    200 yıl içerisinde değil,
    10, 20, 30 yıl içerisinde --
  • 14:13 - 14:16
    ve kısmen, 2040, 2050'nin iş piyasasında
  • 14:16 - 14:22
    bugün okullarda çocuklara öğrettiğimiz
    şeylerin çoğu tamamen alakasız olacağı
  • 14:22 - 14:28
    için, şu anda bunun için
    bir şeyler yapmamız gerekiyor.
  • 14:28 - 14:31
    Böylece 2040'da düşünmemiz
    gereken bir şey olmayacak.
  • 14:31 - 14:35
    Genç insanlara ne öğreteceğimizi
    bugün düşünmemiz gerekiyor.
  • 14:35 - 14:38
    CA: Evet, hayır, kesinlikle.
  • 14:39 - 14:43
    Genelde tarihte, insanoğlunun
    bilmeden yeni bir döneme girdiği
  • 14:43 - 14:49
    anlar hakkında yazılar yazıyorsun.
  • 14:50 - 14:53
    Kararlar alındı, teknolojiler gelişti
  • 14:53 - 14:55
    ve birdenbire dünya değişti,
  • 14:55 - 14:58
    muhtemelen herkes
    için kötü olacak bir şekilde.
  • 14:58 - 15:00
    Ve "Sapiens"de verdiğin örneklerden birisi
  • 15:00 - 15:02
    gerçek bir insan için toprağı sürmek
  • 15:02 - 15:05
    anlamına gelen tarım devrimiydi,
  • 15:05 - 15:09
    ormanda altı saat ve daha
    ilginç bir yaşam tarzı yerine,
  • 15:09 - 15:15
    12 saatlik yorucu bir iş gününü seçtiler.
  • 15:15 - 15:16
    (Kahkahalar)
  • 15:16 - 15:19
    Peki başka olası
    bir değişim safhasında mıyız,
  • 15:19 - 15:24
    hiçbirimizin istemediği bir geleceğe
    doğru uyur gezer gibi mi gidiyoruz?
  • 15:24 - 15:27
    YNH: Evet, kesinlikle.
  • 15:27 - 15:29
    Tarım devrimi esnasında olan şey,
  • 15:29 - 15:33
    uçsuz bucaksız
    teknolojik ve ekonomik devrimin,
  • 15:33 - 15:36
    insan topluluğunu güçlendirmesiydi,
  • 15:36 - 15:39
    fakat gerçek bireysel hayatlara bakarsak,
  • 15:39 - 15:42
    herhangi bir elitin yaşamı
    çok daha iyi hâle geldi ve
  • 15:43 - 15:47
    insanların çoğunun
    yaşamları oldukça kötü hâle geldi.
  • 15:47 - 15:49
    21. yüzyılda bu tekrar olabilir.
  • 15:49 - 15:54
    Yeni teknolojiler elbette
    insan topluluğunu güçlendirecektir.
  • 15:54 - 15:57
    Fakat bu tekrar ufak bir elitin
  • 15:57 - 16:02
    tüm ekini biçmesiyle, tüm
    meyveleri almasıyla sonuçlanabilir ve
  • 16:02 - 16:06
    nüfusun çoğunluğu kendisini
    olduğundan daha beter bir hâlde
  • 16:06 - 16:07
    bulabilir, yani o elitten
  • 16:07 - 16:10
    çok daha beter bir hâlde.
  • 16:11 - 16:13
    CA: Ve bu elitler
    insan elitler bile olmayabilir.
  • 16:13 - 16:15
    Robotlar olabilir ya da --
  • 16:15 - 16:17
    YNH: Evet, gelişmiş
    süper insanlar olabilir.
  • 16:17 - 16:19
    Sayborglar olabilir.
  • 16:19 - 16:21
    Tamamen inorganik elitler olabilir.
  • 16:21 - 16:24
    Hatta bilinçsiz
    algoritmalar bile olabilir.
  • 16:24 - 16:28
    Şu anda dünyada
    gördüğümüz şey, otoritenin insanlardan
  • 16:28 - 16:31
    algoritmalara geçmesi.
  • 16:31 - 16:34
    Kişisel hayatlar, ekonomik meseleler,
  • 16:34 - 16:37
    politik meseleler hakkında
    daha ve daha fazla kararın
  • 16:37 - 16:40
    aslında algoritmalar tarafından alınması.
  • 16:40 - 16:42
    Bankadan kredi isterseniz,
  • 16:42 - 16:47
    muhtemelen kaderinizi bir
    algoritma belirliyor, bir insan değil.
  • 16:47 - 16:53
    Ve genel izlenim, belki de
    insanların kaybetmiş olmasıdır.
  • 16:53 - 16:58
    Dünya çok karmaşık, çok fazla veri var,
  • 16:58 - 17:00
    her şey çok hızlı değişiyor,
  • 17:00 - 17:04
    mesela Afrika savanında binlerce
    yıl önce -- belirli bir çevreyle,
  • 17:04 - 17:06
    belirli bir bilgi ve veri
  • 17:06 - 17:09
    diziniyle baş etmek için --
  • 17:09 - 17:13
    gelişmiş olan bir şey,
  • 17:13 - 17:17
    21. yüzyılın gerçeklerini kaldıramaz ve
  • 17:17 - 17:20
    bunu belki de kaldırabilecek olan tek şey
  • 17:20 - 17:22
    büyük veri algoritmaları.
  • 17:22 - 17:28
    Yani otoritenin bizden
    algoritmalara geçmesi şaşırtıcı değil.
  • 17:29 - 17:33
    CA: Pekâlâ, Yuval Harari
    ile TED Diyalogları serisinin
  • 17:33 - 17:35
    ilkinde, New York'tayız
  • 17:35 - 17:39
    ve orada Facebook Live seyircisi var.
  • 17:39 - 17:41
    Bizimle olmanız heyecan verici.
  • 17:41 - 17:43
    Birkaç dakika
    içerisinde sizin ve odadaki
  • 17:43 - 17:44
    seyircilerin sorularını
  • 17:44 - 17:46
    alacağız, göndermeye
  • 17:46 - 17:48
    devam edin.
  • 17:48 - 17:52
    Yuval, eğer bir şekilde
    olan biten üzerinden yansıtılan,
  • 17:52 - 17:58
    yaklaşan teknolojik
    tehlikeden ötürü milliyetçilikten
  • 17:59 - 18:01
    vazgeçmemiz gerektiğini
  • 18:01 - 18:03
    iddia edeceksen,
  • 18:03 - 18:05
    bu konuda küresel bir sohbet etmeliyiz.
  • 18:06 - 18:09
    Sorun şu ki, insanları buna
    gerçekten inandırmak zor, bilmiyorum.
  • 18:09 - 18:11
    Yapay zekâ bir tehdit olabilir, vesaire.
  • 18:11 - 18:14
    İnsanların, en azından
    bazı insanların derhal ve daha çok
  • 18:14 - 18:16
    ilgi gösterdiği şey, belki de,
  • 18:16 - 18:18
    iklim değişikliği,
  • 18:18 - 18:22
    belki de göçmenler,
    nükleer silahlar gibi diğer meseleler.
  • 18:22 - 18:28
    Bu konuların bir şekilde
    ele alınması gereken yerin,
  • 18:28 - 18:31
    şu anda bulunduğumuz
    yer olduğunu iddia eder misin?
  • 18:31 - 18:33
    İklim değişikliğinden bahsettin,
  • 18:33 - 18:37
    fakat Trump buna inanmadığını söyledi.
  • 18:37 - 18:39
    Yani bir açıdan, bu senin en güçlü iddian,
  • 18:39 - 18:42
    aslında bunu konuşmamalısın.
  • 18:42 - 18:44
    YNH: Evet, ilk
    bakışta iklim değişikliğinin
  • 18:44 - 18:48
    çok şaşırtıcı olduğunu düşünüyorum,
  • 18:48 - 18:51
    milliyetçilik ve iklim değişikliği
  • 18:51 - 18:54
    arasında çok yakın bir ilişki var.
  • 18:54 - 18:59
    Yani iklim değişikliğini reddedenler
    neredeyse her zaman milliyetçiler.
  • 18:59 - 19:01
    Ve ilk bakışta düşünüyorsun: Neden?
  • 19:01 - 19:02
    Bağlantı nedir?
  • 19:02 - 19:05
    Sosyalistler neden iklim
    değişimini reddetmiyor?
  • 19:05 - 19:07
    Ama sonra, düşününce, çok belirgin --
  • 19:07 - 19:11
    çünkü milliyetçiliğin, iklim
    değişikliği için bir çözümü yok.
  • 19:11 - 19:14
    21. yüzyılda bir milliyetçi
    olmak istiyorsanız eğer,
  • 19:14 - 19:16
    sorunu reddetmeniz gerekir.
  • 19:16 - 19:20
    Sorunun gerçekliğini kabul
    ederseniz, o zaman dünyada hâlâ
  • 19:21 - 19:23
    vatanseverlik için, kendi
    insanlarınıza ve ülkenize karşı
  • 19:23 - 19:27
    özel bağlılıklar için yer olduğunu
  • 19:27 - 19:32
    kabul etmeniz gerekir.
  • 19:32 - 19:36
    Hiç kimsenin bunu
    bozmak istediğini düşünmüyorum.
  • 19:36 - 19:39
    Fakat iklim değişikliğiyle yüzleşmek için,
  • 19:39 - 19:43
    ulusun ötesinde bir
    düzeyde bağlılık ve özveri
  • 19:43 - 19:45
    sahibi olmamız gerekiyor.
  • 19:45 - 19:48
    Ve bu imkânsız olmamalı,
  • 19:48 - 19:51
    çünkü insanlar birkaç
    bağlılık katmanına sahip olabilirler.
  • 19:51 - 19:54
    Ailenize, topluluğunuza,
  • 19:54 - 19:55
    ulusunuza bağlı olabilirsiniz,
  • 19:55 - 19:57
    peki öyleyse aynı zamanda
  • 19:57 - 20:00
    neden tüm insanlığa da
    bağlı olamıyorsunuz?
  • 20:00 - 20:04
    Tabii ki bunu zor olduğu durumlar da var,
  • 20:04 - 20:06
    öncelikli olarak,
  • 20:06 - 20:07
    biliyorsunuz, hayat zor.
  • 20:08 - 20:09
    Bununla başa çıkın.
  • 20:09 - 20:11
    (Kahkahalar)
  • 20:11 - 20:16
    CA: Pekâlâ, buradaki
    seyircilerden birkaç soru almak isterim.
  • 20:16 - 20:18
    Burada bir mikrofonumuz var.
  • 20:18 - 20:21
    Ona konuşun ve
    Facebook, soruları gönderin.
  • 20:21 - 20:24
    Howard Morgan: Bu ülkede
    ve diğer ülkelerde büyük bir değişim
  • 20:25 - 20:26
    yaratan şeylerden birisi,
  • 20:26 - 20:29
    gelir dağılımı eşitsizliği,
  • 20:29 - 20:33
    ABD'de ve dünyada 50 yıl öncesine
  • 20:33 - 20:35
    göre gelir dağılımında yaşanan
  • 20:35 - 20:36
    dramatik değişim.
  • 20:36 - 20:39
    Bunu değiştirmek için
    yapabileceğimiz bir şey var mı?
  • 20:39 - 20:42
    Çünkü bunun altında
    yatan birçok sebep var.
  • 20:44 - 20:50
    YNH: Şimdiye dek bununla
    ilgili çok güzel bir fikir duymadım,
  • 20:50 - 20:53
    yine, kısmen çoğu fikir
    ulusal düzeyde kaldığı için ve
  • 20:53 - 20:55
    problem küresel olduğu için.
  • 20:55 - 20:58
    Yani, şu sıralar
    sıklıkla duyduğumuz bir fikir,
  • 20:58 - 21:00
    evrensel temel gelir.
  • 21:00 - 21:01
    Ama bu bir sorun.
  • 21:01 - 21:03
    Yani, bence iyi bir başlangıç,
  • 21:03 - 21:07
    fakat problemli çünkü
    "evrenselin" ve "temelin"
  • 21:07 - 21:08
    ne olduğu açık değil.
  • 21:08 - 21:12
    Çoğu insan evrensel temel
    gelirden bahsettiğinde, aslında
  • 21:12 - 21:15
    ulusal temel geliri kastediyor.
  • 21:15 - 21:16
    Fakat sorun küresel.
  • 21:16 - 21:22
    Diyelim ki Bangladeş'te tişört
    ve ayakkabıları üreten insanlara kadar,
  • 21:22 - 21:23
    milyonlarca insanın
  • 21:23 - 21:27
    işini alan bir yapay
    zekân ve 3B yazıcın var.
  • 21:27 - 21:28
    Peki ne olacak?
  • 21:28 - 21:34
    ABD devleti Kaliforniya'da Google
    ve Apple'a vergi koyacak ve bunu,
  • 21:34 - 21:39
    Bangladeş'teki işsizlere temel
    gelir ödemek için mi kullanacak?
  • 21:39 - 21:42
    Buna inanırsan, aynı zamanda Noel Baba'nın
  • 21:42 - 21:45
    gelip de sorunu
    çözeceğine de inanabilirsin.
  • 21:45 - 21:51
    Yani eğer ulusal değil de
    gerçekten evrensel temel gelir
  • 21:51 - 21:54
    edinmezsek, sorunlar da yok olmayacak.
  • 21:54 - 21:56
    Ayrıca temelin ne olduğu açık değil,
  • 21:57 - 21:59
    çünkü, temel insani
    gereksinimler nelerdir?
  • 21:59 - 22:02
    Bin yıl önce sadece
    yiyecek ve sığınak yeterliydi.
  • 22:02 - 22:06
    Fakat bugün insanlar en temel
    gereksinimin eğitim olduğunu söylüyorlar,
  • 22:06 - 22:07
    paketin bir parçası olabilir.
  • 22:07 - 22:11
    Fakat ne kadar?
    Altı yıl? On iki yıl? Doktora?
  • 22:11 - 22:13
    Sağlık hizmetleri de benzer şekilde,
  • 22:13 - 22:16
    diyelim ki 20, 30, 40 yıl içerisinde
  • 22:16 - 22:19
    insan yaşamını 120
    yıla uzatabilen pahalı tedaviler
  • 22:19 - 22:21
    ortaya çıkacak.
  • 22:21 - 22:27
    Bu da temel gelirin
    bir parçası olacak mı olmayacak mı?
  • 22:27 - 22:28
    Bu çok zor bir problem,
  • 22:28 - 22:34
    çünkü insanların çalışma
    kabiliyetini kaybettiği bir dünyada
  • 22:34 - 22:38
    alabilecekleri tek şey bu temel gelir.
  • 22:38 - 22:43
    Yani bu çok, çok zor, etik bir soru.
  • 22:43 - 22:46
    CA: Dünyanın bunu nasıl
    karşıladığına dair, kimin ödediğine dair
  • 22:46 - 22:48
    birçok soru var.
  • 22:48 - 22:50
    Facebook'ta Lisa Larson'dan bir soru var:
  • 22:50 - 22:53
    "ABD'de şu anki milliyetçilik,
  • 22:53 - 22:56
    1. Dünya Savaşı ve
    2. Dünya Savaşı arasındaki döneme
  • 22:56 - 22:58
    kıyasla nasıl?"
  • 22:58 - 23:02
    YNH: İyi haber şu ki,
    milliyetçiliğin tehlikeleri hususunda
  • 23:02 - 23:06
    bir asır öncekine göre
    daha iyi bir pozisyondayız.
  • 23:06 - 23:09
    Bir asır önce, 1917'de,
  • 23:09 - 23:12
    Avrupalılar birbirlerini
    milyonlarca kez öldürüyordu.
  • 23:12 - 23:16
    2016'da, Brexit ile,
    hatırladığım kadarıyla,
  • 23:17 - 23:22
    sadece bir insan hayatını kaybetti -bir
    radikal tarafından öldürülen milletvekili.
  • 23:22 - 23:23
    Yalnızca bir insan.
  • 23:23 - 23:26
    Yani, eğer Brexit
    İngiltere'nin bağımsızlığı demekse,
  • 23:26 - 23:31
    bu insanlık tarihindeki en
    barışçıl bağımsızlık savaşıdır.
  • 23:31 - 23:37
    Diyelim ki İskoçya
    Brexit'ten sonra İngiltere'den
  • 23:37 - 23:39
    ayrılmayı seçti.
  • 23:39 - 23:41
    Yani 18. yüzyılda
  • 23:41 - 23:44
    İskoçya Londra'nın kontrolünü
    kırmak isteseydi -- ve İskoçlar bunu
  • 23:44 - 23:48
    birkaç kez istedi -- Londra'daki
  • 23:48 - 23:52
    devletin tepkisi, Edinburgh'u
    yakıp kül etmek ve dağdaki kabileleri
  • 23:52 - 23:55
    katletmek için kuzeye
    bir ordu göndermek olurdu.
  • 23:55 - 24:01
    Tahminim şu ki, İskoçlar 2018
    yılında bağımsızlık için oy verirlerse,
  • 24:01 - 24:04
    Londra hükûmeti
    Edinburgh'u yakıp kül etmek için kuzeye
  • 24:04 - 24:06
    bir ordu göndermeyecek.
  • 24:06 - 24:10
    Şu anda çok az insan İskoçya
    veya İngiltere bağımsızlığı için
  • 24:10 - 24:13
    öldürmek ya da ölmek ister.
  • 24:13 - 24:18
    Yani milliyetçiliğin
    yükselişi ve 1930'lara, 19. yüzyıla
  • 24:18 - 24:20
    dönüş konuşması için, en azından
  • 24:20 - 24:24
    Batı'da, ulusal duyarlılık gücü
  • 24:24 - 24:31
    bir asır önce olduğundan çok,
  • 24:31 - 24:32
    çok daha az.
  • 24:32 - 24:36
    CA: Açıkça duyduğumuz gibi, bazı
  • 24:36 - 24:39
    insanlar, olayların nasıl gelişeceğine
  • 24:39 - 24:42
    bağlı olarak, ABD'de şiddet
    patlamaları olabileceğinden,
  • 24:42 - 24:45
    böyle bir değişimden korkuyorlar.
  • 24:45 - 24:46
    Korkmalı mıyız, yoksa sence bazı
  • 24:46 - 24:48
    şeyler gerçekten değişti mi?
  • 24:49 - 24:50
    YNH: Hayır, korkmalıyız.
  • 24:50 - 24:52
    İki şeyin farkında olmalıyız.
  • 24:52 - 24:53
    Öncelikle, histerik olmamalıyız.
  • 24:53 - 24:57
    Henüz Birinci Dünya Savaşı'na dönmedik.
  • 24:57 - 25:00
    Ama aynı zamanda, ilgisiz de olmamalıyız.
  • 25:00 - 25:05
    1917'den 2017'ye bazı ilahi
  • 25:05 - 25:07
    mucizelerle ulaşmadık, insanların aldığı
  • 25:07 - 25:09
    kararlarla ulaştık ve şu anda
  • 25:09 - 25:12
    yanlış kararlar almaya
    başlarsak, birkaç yıl içerisinde
  • 25:12 - 25:17
    1917'ye benzer bir duruma
  • 25:17 - 25:18
    dönebiliriz.
  • 25:18 - 25:20
    Bir tarih bilimci
    olarak bildiğim şeylerden
  • 25:20 - 25:24
    birisi, insanın aptallığı
    hiçbir zaman hafife alınmamalıdır.
  • 25:24 - 25:27
    (Kahkahalar)
  • 25:27 - 25:30
    Tarihteki en etkili
    güçlerden birisi bu,
  • 25:30 - 25:33
    insan aptallığı ve insan şiddeti.
  • 25:33 - 25:37
    İnsanlar böyle çılgınca şeyleri
    aşikâr nedenlerle yapmıyorlar,
  • 25:37 - 25:38
    fakat yine, aynı zamanda,
  • 25:38 - 25:42
    insan tarihindeki diğer
    bir etkili güç de insan bilgeliğidir.
  • 25:42 - 25:43
    Bizde ikisi de var.
  • 25:43 - 25:46
    CA: Ahlak psikologu
    Jonathan Haidt de bizimle ve
  • 25:46 - 25:48
    sanırım bir sorusu var.
  • 25:49 - 25:50
    Jonathan Haidt: Sağol, Yuval.
  • 25:50 - 25:53
    Küresel yönetimin bir
    hayranıymış gibi görünüyorsun,
  • 25:53 - 25:56
    fakat, politik kurumların yozlaşma
    düzeylerini değerlendiren Uluslararası
  • 25:56 - 26:00
    Şeffaflık Örgütü'nde dünya
    haritasına baktığında, iyi kurumlara
  • 26:00 - 26:03
    sahip olanları temsil eden
    birkaç sarı haricinde büyük bir
  • 26:03 - 26:04
    kırmızı renk denizi görüyoruz.
  • 26:05 - 26:07
    Eğer küresel bir tür
    yönetime sahip olacaksak,
  • 26:07 - 26:10
    Rusya veya Honduras gibi
    olmaktan çok Danimarka gibi
  • 26:10 - 26:12
    olacağını düşündüren şey nedir ve
  • 26:12 - 26:13
    CFC'lerle yaptığımız gibi
  • 26:13 - 26:16
    alternatifler de yok mu?
  • 26:16 - 26:19
    Küresel problemleri
    ulusal devletlerle çözme yolları vardır.
  • 26:19 - 26:21
    Dünya devleti
    nasıl bir şey olurdu ve
  • 26:21 - 26:23
    neden işe yarayacağını düşünüyorsun?
  • 26:23 - 26:26
    YNH: Neye benzeyebileceğini bilmiyorum.
  • 26:26 - 26:30
    Bunun için henüz bir model yok.
  • 26:30 - 26:32
    Ona ihtiyacımız olmasının ana nedeni,
  • 26:32 - 26:37
    bu meselelerin çoğunun, iki
    tarafa da kaybettiren meseleler olması.
  • 26:37 - 26:39
    Ticaret gibi, bir çift taraflı
    kazanç durumu olduğunda,
  • 26:39 - 26:42
    bir ticaret anlaşmasından
    iki taraf da faydalanabilir ve
  • 26:42 - 26:45
    demek ki, bu çalışabileceğiniz bir şeydir.
  • 26:45 - 26:47
    Küresel devlet olmadığında
  • 26:47 - 26:50
    ulusal devletlerin her biri
    bunu yapma isteği duyar.
  • 26:50 - 26:54
    Fakat iklim değişikliği gibi,
    çift taraflı kaybetme durumu olduğunda
  • 26:54 - 26:56
    kapsayıcı ve gerçek bir otorite
  • 26:56 - 27:00
    olmadığında, durum
    daha da zor bir hâl alır.
  • 27:00 - 27:03
    Pekâlâ, buna nasıl
    ulaşılır ve neye benzer,
  • 27:03 - 27:05
    bilmiyorum.
  • 27:05 - 27:08
    Ve Danimarka'ya benzeyeceğini
  • 27:08 - 27:11
    veya bir demokrasi olacağını düşünmek
  • 27:11 - 27:12
    için de belirli bir neden yok.
  • 27:12 - 27:15
    Muhtemelen olmazdı.
  • 27:15 - 27:21
    Küresel bir devlette
    işe yarayacak demokrasi
  • 27:21 - 27:23
    modellerimiz yok.
  • 27:23 - 27:26
    Yani modern Danimarka'dan çok,
  • 27:26 - 27:28
    antik Çin'e benzerdi belki de.
  • 27:28 - 27:33
    Fakat yüzleştiğimiz
    tehlikelere bakacak olursak,
  • 27:33 - 27:38
    küresel düzeyde zor kararlar
    aracılığıyla bir tür baskı yapma
  • 27:38 - 27:42
    kabiliyetine sahip olmanın,
  • 27:42 - 27:47
    diğer şeylerden daha
    önemli olduğunu düşünüyorum.
  • 27:48 - 27:50
    CA: Facebook'tan bir sorumuz var
  • 27:50 - 27:52
    ve sonra mikrofonu Andrew'e vereceğiz.
  • 27:52 - 27:54
    Facebook'ta Kat Hebron,
  • 27:54 - 27:56
    Vail'den sesleniyor:
  • 27:56 - 28:00
    "Gelişmiş uluslar, milyonlarca
    iklim göçmenini nasıl yönetirdi?"
  • 28:01 - 28:03
    YNH: Bilmiyorum.
  • 28:03 - 28:05
    CA: Cevabın bu, Kat. (Kahkaha)
  • 28:05 - 28:07
    YNH: Onların da
    bildiklerini düşünmüyorum.
  • 28:07 - 28:09
    Belki de yalnızca sorunu reddederler.
  • 28:09 - 28:12
    CA: Fakat göç,
    genel olarak, ulus-ulus temelinde
  • 28:12 - 28:15
    çözülmesi zor olan diğer bir problem.
  • 28:15 - 28:16
    Bir ulus kapılarını
  • 28:16 - 28:19
    kapatabilir, ama belki
    gelecek için sorun biriktirir.
  • 28:19 - 28:22
    YNH: Evet, yani --
    bu diğer güzel bir konu,
  • 28:22 - 28:25
    çünkü günümüzde göç etmek
  • 28:25 - 28:27
    Orta Çağ'da veya
  • 28:27 - 28:30
    antik zamanlarda
    göç etmekten çok daha kolay.
  • 28:30 - 28:35
    CA: Yuval, çoğu teknoloji uzmanı
    arasında bir inanç var, politik kaygıların
  • 28:35 - 28:37
    abartıldığına, aslında
    politik liderlerin dünyada
  • 28:37 - 28:41
    çok da etkilerinin
    olmadığına, bu noktada insanlığın
  • 28:41 - 28:42
    gerçek kararlılığının
  • 28:42 - 28:46
    bilim, keşifler, şirketler ve politik
    liderler hariç diğer birçok şey
  • 28:46 - 28:48
    tarafından şekillendirildiğine
  • 28:48 - 28:52
    inanıyorlar ve aslında liderlerin
  • 28:52 - 28:54
    bunca şeyi yapmalarının
    zor olduğunu düşünüyorlar,
  • 28:54 - 28:57
    öyleyse biz burada
    bir hiç için endişeleniyoruz.
  • 28:58 - 29:00
    YNH: Öncelikle,
    politik liderlerin iyi bir şey
  • 29:00 - 29:05
    yapma kabiliyetlerinin sınırlı
    olduğu doğru, bunu belirtmeliyiz,
  • 29:05 - 29:08
    fakat zarar verme kabiliyetleri sınırsız.
  • 29:08 - 29:11
    Burada temel bir dengesizlik var.
  • 29:11 - 29:15
    Hâlâ düğmeye basabilir
    ve herkesi havaya uçurabilirsin.
  • 29:15 - 29:16
    Böyle bir kabiliyetin var.
  • 29:16 - 29:20
    Fakat örneğin, eğer
    eşitsizliği azaltmak istiyorsan,
  • 29:20 - 29:22
    bu çok, çok zordur.
  • 29:22 - 29:23
    Fakat savaş başlatmak
  • 29:23 - 29:25
    istiyorsan, bunu yapmak hâlâ çok kolay.
  • 29:25 - 29:29
    Yani günümüzde politik
    sistemde yerleşik bir dengesizlik var
  • 29:29 - 29:30
    ve bu çok sinir bozucu,
  • 29:30 - 29:35
    birçok iyilik yapamamanız
    fakat hâlâ birçok kötülük yapabilmeniz.
  • 29:35 - 29:39
    Bu da politik sistemi hâlâ
    büyük bir endişe hâline getiriyor.
  • 29:40 - 29:42
    CA: Günümüzde
    olup bitene baktığında ve
  • 29:42 - 29:44
    tarih bilimci rolüne girdiğinde,
  • 29:44 - 29:47
    tarihte her şeyin iyi gittiği ve tek
    bir liderin ülkesini veya dünyayı
  • 29:47 - 29:53
    geriye doğru çektiği anlara bakıyor musun?
  • 29:53 - 29:56
    YNH: Birkaç örnek var,
  • 29:56 - 29:59
    fakat belirtmeliyim, hiçbir
    zaman tek bir lider değildi.
  • 29:59 - 30:00
    Yani, onu oraya birisi koydu
  • 30:00 - 30:04
    ve birileri de orada
    devam etmesine izin verdi.
  • 30:04 - 30:08
    Yani bu hiçbir zaman
    tek bir bireyin suçu değildir.
  • 30:08 - 30:12
    Bu tür bireylerin
    arkasında birçok insan vardır.
  • 30:13 - 30:16
    CA: Mikrofonu
    Andrew'e uzatabilir miyiz lütfen?
  • 30:19 - 30:23
    Andrew Solomon: Küresele
    karşı ulusal konusundan bahsettiniz,
  • 30:23 - 30:24
    fakat bana kalırsa dünyanın durumu
  • 30:24 - 30:27
    gitgide kimlik gruplarının
    ellerinde olmaya başlıyor.
  • 30:27 - 30:29
    Birleşik Devletler'de IŞİD tarafından işe
  • 30:29 - 30:31
    alınan insanlara bakıyoruz.
  • 30:31 - 30:33
    Ulusal sınırların dışına giden fakat hâlâ
  • 30:33 - 30:35
    belirli otoriteleri temsil eden
  • 30:35 - 30:37
    diğer gruplara bakıyoruz.
  • 30:37 - 30:40
    Bunlar sisteme nasıl entegre oluyorlar
  • 30:40 - 30:44
    ve ulusal veya küresel bir
    liderlik altında çeşitli kimlikler
  • 30:44 - 30:46
    nasıl uyumlu hâle getirilir?
  • 30:47 - 30:51
    YNH: Pekâlâ, bu tür çeşitli
    kimlikler sorunu aynı zamanda
  • 30:51 - 30:53
    milliyetçiliğin de sorunudur.
  • 30:53 - 30:58
    Milliyetçi tek, monolitik bir
    kimliğe inanır ve özel, en azından
  • 30:58 - 31:02
    daha aşırı milliyetçilik
    biçimleri de tek bir kimliğe karşı
  • 31:02 - 31:05
    özel bir bağlılığa inanır.
  • 31:05 - 31:08
    Dolayısıyla milliyetçilik,
    kimliklerini çeşitli gruplar
  • 31:08 - 31:11
    arasında bölmeye
    çalışan insanlarla büyük
  • 31:11 - 31:13
    sorunlar yaşamıştır.
  • 31:13 - 31:18
    Yani bu yalnızca küresel
    bir vizyonun problemi değil.
  • 31:19 - 31:22
    Ve bana kalırsa, yine, tarih şunu
  • 31:22 - 31:29
    gösteriyor; mutlaka böyle özel
    bir açıdan düşünmek zorunda değilsin.
  • 31:29 - 31:32
    Bir insan için tek bir kimlik
    olduğunu düşünürsen eğer,
  • 31:32 - 31:37
    "Ben yalnızca X'im, hepsi bu,
    birçok şey olamam, sadece buyum",
  • 31:37 - 31:39
    bu, sorunun başlangıcıdır.
  • 31:39 - 31:42
    Bazen özel bağlılıklar talep eden
  • 31:42 - 31:45
    dinler ve uluslar var,
  • 31:45 - 31:47
    fakat tek seçenek bu değil.
  • 31:47 - 31:49
    Aynı zamanda çeşitli kimliklere sahip
  • 31:49 - 31:53
    olmanıza müsaade eden
    birçok din ve ulus da var.
  • 31:53 - 31:58
    CA: Fakat geçen sene olanlar
    hakkında bir açıklama şu olabilir mi;
  • 31:58 - 32:03
    bir grup insan, tabiri
    caizse, liberal elitlerden bıktı,
  • 32:03 - 32:06
    nasıl desem, yani
    çoğu, çoğu kimlik üzerinde
  • 32:06 - 32:10
    baskı kuran ve onlara şöyle hissettiren,
  • 32:10 - 32:14
    "Peki benim kimliğim ne olacak?
    Ben tamamen gözardı ediliyorum.
  • 32:14 - 32:17
    Ayrıca, çoğunluğun ben
    olduğumu düşünüyordum?"
  • 32:17 - 32:20
    Ve bu da aslında öfkeyi tetikledi.
  • 32:21 - 32:24
    YNH: Evet. Kimlik her zaman sorunludur,
  • 32:24 - 32:28
    çünkü kimlik daima, eninde
    sonunda gerçeklikle çatışan
  • 32:28 - 32:31
    kurgulara dayalıdır.
  • 32:32 - 32:33
    Neredeyse tüm kimlikler,
  • 32:33 - 32:37
    yani, bir düzine insanın
    temel topluluk düzeyinin
  • 32:37 - 32:38
    ötesinde tümü,
  • 32:38 - 32:40
    kurgusal bir hikâyeye dayalıdır.
  • 32:40 - 32:42
    Gerçek değildirler.
  • 32:42 - 32:43
    Gerçeklik değildirler.
  • 32:43 - 32:46
    Bu yalnızca insanların ürettiği,
    başkalarına anlattığı ve inanmaya
  • 32:46 - 32:48
    başladığı bir hikâyedir.
  • 32:48 - 32:53
    Dolayısıyla tüm
    kimlikler oldukça değişkendir.
  • 32:53 - 32:56
    Kimlikler biyolojik gerçeklik değildir.
  • 32:56 - 32:58
    Örneğin milliyetçiler bazen
  • 32:58 - 33:01
    ulusun biyolojik bir
    oluşum olduğunu düşünürler.
  • 33:01 - 33:04
    Toprak ve kan bir araya gelir ve
  • 33:04 - 33:06
    ulusu yaratır.
  • 33:06 - 33:09
    Fakat bu kurgusal bir hikâyedir.
  • 33:09 - 33:12
    CA: Toprak ve kandan
    yapış yapış bir karışım olurdu.
  • 33:12 - 33:14
    (Kahkahalar)
  • 33:14 - 33:17
    YNH: Evet, ayrıca kendinizin de
    toprak ve kan karışımı olduğunu
  • 33:17 - 33:22
    çok düşünürseniz
    eğer, kafanızı karıştırır.
  • 33:22 - 33:24
    Biyolojik açıdan bakacak olursak,
  • 33:24 - 33:28
    bugün var olan uluslardan hiçbirisi
  • 33:28 - 33:30
    5.000 yıl önce yoktu.
  • 33:30 - 33:34
    İnsanlar sosyal hayvanlardır elbette.
  • 33:34 - 33:37
    Fakat milyonlarca yıl önce insanlar
  • 33:37 - 33:41
    ve insan atalarımız,
    birkaç bireyden oluşan küçük
  • 33:41 - 33:44
    topluluklarda yaşıyorlardı.
  • 33:44 - 33:46
    Herkes birbirini tanıyordu.
  • 33:46 - 33:50
    Modern uluslar, hayali
    topluluklar olduğuna göre,
  • 33:50 - 33:52
    bu durumda, ben
    bu insanları tanımıyorum.
  • 33:52 - 33:55
    Ben de nispeten küçük bir
    ulustan geliyorum, İsrail'den
  • 33:55 - 33:57
    ve sekiz milyon İsrailli var,
  • 33:57 - 33:59
    çoğuyla tanışmadım bile.
  • 33:59 - 34:02
    Çoğuyla da tanışmayacağım.
  • 34:02 - 34:04
    Onlar yalnızca burada var.
  • 34:04 - 34:07
    CA: Bu kimlik bağlamında,
  • 34:07 - 34:13
    dışlanmış hisseden ve belki de
    işleri ellerinden alının bu grup,
  • 34:13 - 34:15
    yani "Homo Deus"da aslında
  • 34:15 - 34:18
    bu grubun genişlediğinden
    ve tıpkı gerçekten büyük
  • 34:18 - 34:22
    -- sanırım buna "faydasız
    sınıf" diyorsun -- ekonomi açısından
  • 34:22 - 34:26
    geleneksel olarak
    faydasız görülen bir sınıfla
  • 34:26 - 34:29
    son bulacağımız gibi,
    teknoloji dolayısıyla da birçok insanın
  • 34:29 - 34:31
    işlerinden olabileceğini
  • 34:31 - 34:34
    söylüyorsun.
  • 34:34 - 34:35
    YNH: Evet.
  • 34:35 - 34:38
    CA: Bu nasıl bir olasılık?
  • 34:38 - 34:41
    Bu, endişe duymamız gereken bir şey mi?
  • 34:41 - 34:44
    Ve buna herhangi bir
    şekilde hitap edebilir miyiz?
  • 34:44 - 34:46
    YNH: Bunu düşünürken
    çok dikkatli olmalıyız.
  • 34:46 - 34:49
    Yani, 2040, 2050'de iş
    piyasasının nasıl olacağını
  • 34:49 - 34:51
    kimse bilmiyor.
  • 34:51 - 34:53
    Yeni işlerin ortaya çıkma şansı var,
  • 34:53 - 34:55
    fakat bu kesin değil.
  • 34:55 - 34:57
    Ve yeni işler ortaya çıksa bile,
  • 34:58 - 34:59
    kendi kendini süren araçlar
  • 35:00 - 35:03
    yüzünden işsiz kalmış, 50 yaşındaki işsiz
  • 35:03 - 35:06
    bir kamyon şoförü
    için, bu iş kolay olmayabilir,
  • 35:06 - 35:09
    işsiz bir kamyon şoförünün
    kendisini bir sanal dünya tasarımcısı
  • 35:09 - 35:14
    olarak yeniden
    şekillendirmesi kolay olmayacaktır.
  • 35:14 - 35:18
    Önceden, endüstri
    devriminin gidişatına bakarsanız,
  • 35:18 - 35:22
    tek bir işte insanların
    yerini makineler aldığında,
  • 35:22 - 35:27
    yeni iş alanlarında çözüm
    genellikle daha az yetenek isteyen
  • 35:27 - 35:29
    işlerde bulunmuştu.
  • 35:29 - 35:33
    Yani daha fazla tarım
    işçisine ihtiyaç yoktu, böylece
  • 35:33 - 35:38
    insanlar düşük vasıflı
    endüstri işlerinden alındılar ve
  • 35:38 - 35:42
    daha fazla makine bu işi aldıkça,
  • 35:42 - 35:45
    insanlar düşük vasıflı
    servis işlerine geçtiler.
  • 35:45 - 35:48
    Şimdi, insanlar gelecekte
    yeni işler olacağını söylediğinde,
  • 35:48 - 35:51
    yani insanların yapay
    zekâdan, yani robotlardan daha
  • 35:51 - 35:52
    iyisini yapabileceğini söyledikleri
  • 35:52 - 35:55
    zaman, genelde yüksek
    vasıflı işleri düşünüyorlar,
  • 35:55 - 35:59
    sanal dünyalar
    tasarlayan yazılım mühendisleri gibi.
  • 35:59 - 36:04
    Şimdi, Wal-Mart'tan çıkmış
    işsiz bir kasiyerin kendisini
  • 36:04 - 36:09
    50 yaşında sanal dünya tasarımcısı
    olarak yeniden nasıl tasarlayacağını
  • 36:09 - 36:11
    ve Bangladeşli milyonlarca
  • 36:11 - 36:14
    işsiz tekstil çalışanının
    bunu nasıl yapabileceğini
  • 36:14 - 36:16
    bilmiyorum.
  • 36:16 - 36:17
    Yani, bunu yapacaklarsa,
  • 36:17 - 36:21
    Bangladeşlilere bugünden
    başlayarak yazılım tasarımcısı olmayı
  • 36:21 - 36:23
    öğretmemiz lazım
  • 36:23 - 36:24
    ve bunu yapmıyoruz.
  • 36:24 - 36:26
    Peki 20 yıl içerisinde ne yapacaklar?
  • 36:26 - 36:30
    CA: Son birkaç aydır beni
    daha fazla endişelendiren bir sorunun
  • 36:30 - 36:34
    altını çiziyorsun gerçekten.
  • 36:35 - 36:37
    Bu soruyu halka sormak zor, fakat
  • 36:37 - 36:41
    eğer birisi bunu cevaplayacak
    zekâya sahipse, belki de sen sahipsindir,
  • 36:41 - 36:42
    soruyorum:
  • 36:42 - 36:44
    İnsanlar ne için vardır?
  • 36:45 - 36:47
    YNH: Bildiğim kadarıyla, hiçbir şey için.
  • 36:47 - 36:49
    (Kahkahalar)
  • 36:49 - 36:54
    Yani, içerisinde rol alabileceğimiz
    bir kozmik drama, büyük bir
  • 36:54 - 36:57
    kozmik plan yok.
  • 36:57 - 37:00
    Rolümüzü keşfetmeliyiz ve sonrasında
  • 37:00 - 37:03
    o rolü elimizden
    geldiğince iyi oynamalıyız.
  • 37:03 - 37:08
    Tüm dinlerin ve ideolojilerin
    hikâyesi budur, fakat bir bilim adamı
  • 37:08 - 37:12
    olarak söyleyebileceğim
    en iyi şey, bunun doğru olmadığı.
  • 37:12 - 37:17
    İnsanlara bir rol biçen
    evrensel bir drama yoktur.
  • 37:17 - 37:19
    Yani --
  • 37:19 - 37:21
    CA: Seni bir dakikalığına böleceğim,
  • 37:22 - 37:23
    kitabından bir sözle,
  • 37:23 - 37:24
    çünkü "Homo Deus"ta
  • 37:24 - 37:29
    duyarlılık, bilinçlilik ve
    bu sıra dışı insan kabiliyeti
  • 37:29 - 37:31
    hakkındaki en mantıklı,
  • 37:31 - 37:34
    en anlaşılır açıklamayı veriyorsun.
  • 37:34 - 37:37
    Bunun zekâdan,
    makinelerde oluşturduğumuz zekâdan
  • 37:37 - 37:39
    farklı olduğunu belirtiyorsun ve
  • 37:39 - 37:43
    bu konuda çok fazla gizem var.
  • 37:43 - 37:46
    Bu duyarlılığın ne olduğunu bile
  • 37:46 - 37:50
    anlayamazken, bir amacımızın
    olmadığından nasıl emin olabiliyorsun?
  • 37:50 - 37:53
    Yani, sana göre,
    insanların evrenin duyarlı nesneleri,
  • 37:53 - 37:57
    neşenin, sevginin,
    mutluluğun ve umudun merkezi
  • 37:57 - 38:01
    olmaları gibi bir şans yok mu?
  • 38:01 - 38:04
    Ve duyarlı olamayacak olsalar bile,
  • 38:04 - 38:07
    bunu güçlendirebilecek
    makineler üretemez miyiz?
  • 38:07 - 38:08
    Bu çılgınca mı?
  • 38:08 - 38:11
    Kitabını okurken bunu umut ettim.
  • 38:11 - 38:15
    YNH: Günümüzde, bilimdeki
    en ilginç sorunun, bilinçlilik ve akıl
  • 38:15 - 38:18
    ile ilgili soru olduğunu düşünüyorum.
  • 38:18 - 38:21
    Beyni ve zekâyı anlama
    konusunda gittikçe daha iyiye
  • 38:21 - 38:22
    gidiyoruz,
  • 38:22 - 38:25
    fakat akıl ve bilinçliliği anlama
  • 38:25 - 38:27
    konusunda iyiye gitmiyoruz.
  • 38:27 - 38:31
    İnsanlar genelde zekâ
    ile bilinçliliği karıştırıyorlar,
  • 38:31 - 38:33
    özellikle de Silikon Vadisi gibi yerlerde,
  • 38:33 - 38:37
    fakat bu anlaşılır bir şey,
    çünkü insanda ikisi bir arada işler.
  • 38:37 - 38:40
    Yani zekâ temel olarak
    problemleri çözme becerisidir.
  • 38:40 - 38:43
    Bilinçlilik ise bir
    şeyleri, neşeyi, sıkıntıyı, acıyı,
  • 38:43 - 38:48
    hissetme becerisidir.
  • 38:48 - 38:52
    İnsanlarda ve diğer tüm
    memelilerde de - bu insanlara özel değil -
  • 38:52 - 38:55
    tüm memelilerde ve
    kuşlarda ve diğer bazı hayvanlarda
  • 38:55 - 38:58
    zekâ ve bilinçlilik bir arada işler.
  • 38:58 - 39:01
    Problemleri genelde
    bir şeyleri hissederek çözeriz.
  • 39:01 - 39:03
    Yani karıştırma eğilimimiz var.
  • 39:03 - 39:04
    Fakat bunlar farklı şeyler.
  • 39:04 - 39:07
    Silikon Vadisi gibi
    yerlerde bugünlerde olan şey,
  • 39:07 - 39:11
    yapay zekâ yaratıyoruz
  • 39:11 - 39:13
    fakat yapay bilinçlilik yaratmıyoruz.
  • 39:13 - 39:16
    Son 50 yılda bilgisayar
    zekâsında muhteşem gelişmeler
  • 39:16 - 39:18
    elde edildi
  • 39:18 - 39:22
    ve bilgisayar bilinçliliğinde
    ise gelişme kesinlikle sıfır
  • 39:22 - 39:26
    ve yakın bir zamanda
    bilgisayarların bilinçli hâle geleceğine
  • 39:26 - 39:28
    dair bir belirti de yok.
  • 39:28 - 39:34
    Öncelikle, bilinçlilik için
    bir tür kozmik rol varsa eğer,
  • 39:34 - 39:36
    bu insanlara özel değil.
  • 39:36 - 39:38
    İnekler bilinçli, domuzlar bilinçli,
  • 39:38 - 39:41
    şempanzeler
    bilinçli, tavuklar bilinçli,
  • 39:41 - 39:45
    yani böyle gideceksek eğer
    öncelikle ufkumuzu genişletmeli ve
  • 39:45 - 39:50
    dünyadaki tek duyarlı
    varlıkların biz olmadığını hatırlamalıyız
  • 39:50 - 39:52
    ve duyarlılığa gelince --
  • 39:52 - 39:55
    zekâya gelince, diğerlerine
    kıyasla en zeki olduğumuzu
  • 39:55 - 39:58
    düşünmemiz için mantıklı nedenler var.
  • 39:58 - 40:01
    Fakat duyarlılığa gelirsek,
  • 40:01 - 40:04
    insanların balinalardan
    daha duyarlı olduğunu ya da
  • 40:04 - 40:08
    maymunlardan, kedilerden
    daha duyarlı olduğunu söylemek için
  • 40:08 - 40:11
    herhangi bir kanıt göremiyorum.
  • 40:11 - 40:14
    İlk adım şu, bu
    yönde gidiyorsan, genişlemelisin.
  • 40:14 - 40:18
    İkinci soru ise ne için olduğu,
  • 40:18 - 40:20
    ben bunu tersine çevireceğim
  • 40:20 - 40:24
    ve bilinçliliğin herhangi bir
    şey için olmadığını söyleyeceğim.
  • 40:24 - 40:29
    Bana kalırsa evrendeki
    rolümüzü bulmamıza gerek yok.
  • 40:29 - 40:34
    Asıl önemli olan şey
    kendimizi ıstıraptan kurtarmamız.
  • 40:34 - 40:37
    Robotlara, taşlara, herhangi bir şeye
  • 40:37 - 40:40
    karşın, duyarlı insanları karakterize
  • 40:40 - 40:41
    eden şey,
  • 40:41 - 40:45
    duyarlı varlıkların ıstırap
    çekmesi, çekebilmesidir ve
  • 40:45 - 40:48
    odaklanmaları gereken şey, gizemli bir
  • 40:48 - 40:52
    kozmik dramada yerlerini bulmak değildir.
  • 40:52 - 40:56
    Istırabın ne olduğunu anlamaya,
    sebebinin ne olduğunu ve ondan
  • 40:56 - 40:59
    nasıl kurtulabileceğini
    anlamaya odaklanmalılar.
  • 41:00 - 41:03
    CA: Senin için büyük bir mesele
    olduğunu biliyorum ve bu çok anlamlıydı.
  • 41:03 - 41:06
    Buradaki seyircilerden ve
    belki de Facebook seyircilerimizden
  • 41:07 - 41:08
    ve birkaç yorumdan da
  • 41:08 - 41:10
    birçok soru alacağız.
  • 41:10 - 41:12
    Hızlı olalım.
  • 41:12 - 41:13
    Bir tanesi burada.
  • 41:15 - 41:18
    Mikrofon için elinizi kaldırın,
  • 41:18 - 41:19
    size ulaştıralım.
  • 41:19 - 41:22
    Soru: Çalışmanızda, doğru
    olarak kabul ettiğimiz kurgusal
  • 41:22 - 41:24
    hikâyelerden bahsediyorsunuz
  • 41:24 - 41:26
    ve biz onlara göre yaşıyoruz.
  • 41:26 - 41:28
    Bir birey olarak bunu bilmek, yaşamınızda
  • 41:28 - 41:32
    seçtiğiniz hikâyeleri nasıl
    etkiliyor ve siz de, tıpkı bizler gibi,
  • 41:32 - 41:36
    onları doğrularla karıştırıyor musunuz?
  • 41:36 - 41:37
    YNH: Deniyorum.
  • 41:37 - 41:40
    Yani, benim için belki de
    en önemli soru, hem bilim adamı
  • 41:40 - 41:43
    olarak, hem de insan olarak,
  • 41:43 - 41:47
    kurgu ile gerçeklik
    arasındaki farkın nasıl anlatılacağıdır,
  • 41:47 - 41:49
    çünkü gerçeklik orada.
  • 41:49 - 41:51
    Her şeyin kurgu olduğunu söylemiyorum.
  • 41:51 - 41:54
    Yalnızca, insanlar için kurgu
    ve gerçeklik arasındaki farkı
  • 41:54 - 41:56
    söylemek çok zordur ve
  • 41:56 - 42:01
    tarih ilerledikçe bu
    daha ve daha zor bir hâl aldı,
  • 42:01 - 42:04
    çünkü yarattığımız kurgular --
  • 42:04 - 42:07
    uluslar, tanrılar, para ve kurumlar --
  • 42:07 - 42:08
    şu anda dünyayı yönetiyorlar.
  • 42:08 - 42:09
    Yani yalnızca
  • 42:09 - 42:13
    "Ah, hepsi yalnızca
    yarattığımız kurgusal varlıklar"
  • 42:13 - 42:14
    demek çok zor.
  • 42:14 - 42:16
    Ama gerçeklik orada.
  • 42:17 - 42:19
    Benim için en iyi ...
  • 42:19 - 42:21
    Kurgu ve gerçeklik arasındaki
  • 42:21 - 42:24
    farkı söyleyen birkaç test var.
  • 42:24 - 42:27
    En basiti, bana kalırsa en iyisi,
  • 42:27 - 42:29
    ıstırap testi.
  • 42:29 - 42:31
    Istırap çekebiliyorsa gerçektir.
  • 42:31 - 42:33
    Çekemiyorsa, gerçek değildir.
  • 42:33 - 42:34
    Bir ulus ıstırap çekemez.
  • 42:34 - 42:36
    Bu çok, çok açıktır.
  • 42:36 - 42:38
    Bir ulus savaşı kaybetse bile, şöyle
  • 42:38 - 42:42
    deriz, "Almanya Birinci Dünya
    Savaşı'ndaki kaybıyla ıstırap çekti",
  • 42:42 - 42:43
    bu bir metafordur.
  • 42:43 - 42:46
    Almanya ıstırap çekemez.
    Almanya'nın aklı yoktur.
  • 42:46 - 42:47
    Almanya'nın bilinci yoktur.
  • 42:47 - 42:51
    Almanlar ıstırap çekebilir,
    evet, ama Almanya çekemez.
  • 42:51 - 42:54
    Benzer şekilde, bir banka iflas ettiğinde,
  • 42:54 - 42:56
    banka ıstırap çekemez.
  • 42:56 - 42:59
    Dolar değerini
    kaybettiğinde ıstırap çekemez.
  • 42:59 - 43:02
    İnsanlar ıstırap çekebilir.
    Hayvanlar çekebilir.
  • 43:02 - 43:03
    Bu gerçektir.
  • 43:03 - 43:07
    Eğer gerçekliği görmek
    istiyorsan, şöyle başlamalısın,
  • 43:07 - 43:09
    ıstırap kapısından geçmelisin.
  • 43:09 - 43:12
    Istırabın ne olduğunu
    gerçekten anlayabilirsen, bu sana
  • 43:12 - 43:15
    gerçekliği anlamanın
  • 43:15 - 43:17
    anahtarını da verecektir.
  • 43:17 - 43:20
    CA: Bununla bağlantılı
    Facebook sorusu var, okuyamadığım
  • 43:20 - 43:23
    bir dilde, dünyanın bir yerinden geliyor.
  • 43:23 - 43:25
    YNH: Ah, bu İbranice.
    CA: İbranice. Buyrun.
  • 43:25 - 43:26
    (Kahkahalar)
  • 43:26 - 43:27
    İsmi okuyabiliyor musun?
  • 43:27 - 43:29
    YNH: Or Lauterbach Goren.
  • 43:29 - 43:31
    CA: Pekâlâ, teşekkürler.
  • 43:31 - 43:35
    Soru şu, "Gerçeklik-sonrası
    dönem gerçekten yeni bir dönem mi,
  • 43:35 - 43:40
    yoksa hiç bitmeyen bir modanın
    diğer bir anı veya doruğu mu?"
  • 43:41 - 43:44
    YNH: Kişisel olarak, bu
    gerçeklik sonrası fikrini benimsemiyorum.
  • 43:44 - 43:47
    Bir tarih bilimci olarak tepkim şu:
  • 43:47 - 43:51
    Eğer bu, gerçeklik-sonrası
    dönemse, gerçeklik dönemi ne zamandı ki?
  • 43:51 - 43:52
    CA: Doğru.
  • 43:52 - 43:53
    (Kahkahalar)
  • 43:53 - 43:58
    YNH: 1980'ler mi,
    1950'ler mi, yoksa Orta Çağ mı?
  • 43:58 - 44:02
    Yani, bir bakıma, her zaman
    gerçeklik sonrası bir dönemde yaşadık.
  • 44:03 - 44:05
    CA: Burada durduracağım,
  • 44:05 - 44:08
    çünkü sanırım insanlar
    daha az gazetenin olduğu,
  • 44:08 - 44:15
    bazı şeylerin gerçekliğinin
    geleneklerle kontrol edildiği
  • 44:15 - 44:19
    bir dünyanın varlığından bahsediyorlar.
  • 44:19 - 44:23
    Bu da doğrunun önemli
    görüldüğü bu kuruluşların üstünlüğüyle
  • 44:23 - 44:25
    birleştiriliyordu.
  • 44:25 - 44:26
    Yani eğer bir gerçekliğe inanıyorsan
  • 44:27 - 44:29
    yazdığın şey bilgidir.
  • 44:29 - 44:33
    Bilginin gerçek anlamda
    gerçekliğe bağlanabileceği inancı var
  • 44:33 - 44:36
    ve eğer bir başlık yazıyorsan,
    bu, gerçekten olmuş bir şeyi
  • 44:36 - 44:38
    yansıtmanın ciddi, içten bir girişimidir.
  • 44:38 - 44:40
    Bu hep doğru yapılmaz.
  • 44:40 - 44:42
    Fakat şu anki endişe sanırım şu;
  • 44:42 - 44:44
    öyle güçlü bir teknolojik sistem var ki,
  • 44:44 - 44:48
    en azından bir süre, oldukça
    güçlendirilen herhangi bir şey,
  • 44:48 - 44:51
    gerçekliğe bağlı olup
    olmadığına bakılmaksızın,
  • 44:51 - 44:54
    yalnızca tıklamalara ve
    ilgiye göre var oluyor ve
  • 44:54 - 44:56
    bu muhtemelen zehirli bir şey.
  • 44:56 - 44:58
    Bu mantıklı bir endişe, değil mi?
  • 44:58 - 45:01
    YNH: Evet, öyle.
    Yani teknoloji değişiyor ve
  • 45:01 - 45:06
    artık hem doğruyu, hem
    kurguyu ve yanlışı yaymak daha kolay.
  • 45:06 - 45:08
    İki açıdan da işliyor.
  • 45:08 - 45:13
    Ancak, doğruyu yaymak,
    eskisinden çok daha kolay.
  • 45:13 - 45:16
    Fakat kurguları ve yanlışları
    yaymak konusunda herhangi bir
  • 45:16 - 45:21
    yenilik olduğunu düşünmüyorum.
  • 45:21 - 45:25
    Tüm bu yanlış haberler ve
    gerçeklik sonrası fikri hakkında
  • 45:25 - 45:31
    -- bilmiyorum -- Joseph
    Goebbels'in bilmediği bir şey yoktur.
  • 45:31 - 45:34
    O şöyle der, bir yalanı
    yeterince tekrar ederseniz,
  • 45:34 - 45:36
    insanlar onun gerçek olduğunu düşünür
  • 45:36 - 45:39
    ve yalan ne kadar büyükse o kadar iyi,
  • 45:39 - 45:45
    çünkü insanlar böyle büyük bir şeyin
    yalan olacağını düşünmeyeceklerdir.
  • 45:45 - 45:50
    Yalan haberlerin yüz yıllardır
    bizimle olduğunu düşünüyorum.
  • 45:50 - 45:52
    İncil'i düşünün.
  • 45:52 - 45:54
    (Kahkahalar)
  • 45:54 - 45:55
    CA: Fakat yalan haberlerin
  • 45:55 - 45:59
    zorba rejimlerle bağlantılı
    olduğuna dair endişeler var ve
  • 45:59 - 46:02
    yalan haberlerde bir yükseliş gördüğümüzde
  • 46:02 - 46:06
    bu bir felaket habericisi oluyor,
    karanlık zamanın yaklaştığına dair.
  • 46:08 - 46:15
    YNH: Evet. Yani, yalan haberin kasti
    kullanımı rahatsız edici bir işarettir.
  • 46:16 - 46:20
    Fakat bunun kötü olmadığını değil,
    yeni bir şey olmadığını söylüyorum.
  • 46:21 - 46:24
    CA: Facebook'ta küresel
    yönetim ve milliyetçilik sorusuna
  • 46:24 - 46:29
    büyük ilgi var.
  • 46:29 - 46:31
    Phil Dennis'in sorusu şu:
  • 46:31 - 46:34
    "İnsanların ve devletlerin
    güçten vazgeçmesini nasıl sağlarız?
  • 46:34 - 46:38
    Bu bir -- bu bir --
    aslında, metin öyle büyük ki
  • 46:38 - 46:40
    soruyu tam okuyamıyorum.
  • 46:40 - 46:41
    Bu bir gereklilik midir?
  • 46:41 - 46:44
    Oraya ulaşmamız için savaş mı gerekli?
  • 46:44 - 46:48
    Üzgünüm Phil, sorunu
    bozdum, ama bunun suçlusu metin.
  • 46:48 - 46:50
    YNH: İnsanların konuştuğu bir fikir şu,
  • 46:50 - 46:55
    yalnızca bir facia insanları sarsabilir ve
  • 46:55 - 47:00
    gerçek bir küresel yönetim
    sisteminin yolunu açabilir
  • 47:00 - 47:04
    ve faciadan önce bunu
    yapamayacağımızı söylüyorlar,
  • 47:04 - 47:07
    fakat temelleri oturtmalıyız ki
  • 47:07 - 47:09
    facia geldiğinde
  • 47:09 - 47:12
    çabuk tepki verebilelim.
  • 47:12 - 47:16
    Fakat facia öncesinde insanların
    böyle bir şeyi yapma motivasyonları
  • 47:16 - 47:18
    olmayacak.
  • 47:18 - 47:20
    Belirtmek istediğim diğer şey şu;
  • 47:20 - 47:25
    küresel yönetime gerçekten
    ilgi duyan herhangi birisi, bunun
  • 47:25 - 47:28
    yerel kimlikleri ve
    toplulukları yok etmediğini
  • 47:28 - 47:35
    veya bozmadığını, bunların
    tek bir paketin parçaları hâline
  • 47:35 - 47:38
    geleceğini daima açıkça
  • 47:38 - 47:41
    belirtmesi gereklidir.
  • 47:41 - 47:44
    CA: Bunu dinlemek istiyorum,
  • 47:44 - 47:47
    çünkü "küresel yönetim" kelimeleri
  • 47:47 - 47:52
    şu anda çoğu insanın
    zihninde neredeyse kötülüğün
  • 47:52 - 47:53
    somut bir örneği.
  • 47:53 - 47:56
    Ürkütücü, uzak, belirsiz
    görünüyor ve bu da morallerini bozuyor
  • 47:56 - 48:00
    ve küreselciler,
    küresel yönetim -- hayır, defol git!
  • 48:00 - 48:04
    Ve çoğu insan, buna inanlar
    için seçimleri rahatsız edici bir şey
  • 48:04 - 48:06
    olarak görüyor.
  • 48:06 - 48:09
    Peki bunun ürkütücü ve uzak
  • 48:09 - 48:12
    görünmemesi için
    anlatıyı nasıl değiştirebiliriz?
  • 48:12 - 48:15
    Bunun yerel kimlikler ve
    yerel topluluklarla uyumlu
  • 48:15 - 48:18
    olması fikrini geliştirelim.
  • 48:18 - 48:20
    YNH: Pekâlâ, yine insanların
  • 48:20 - 48:23
    biyolojik gerçeklikleriyle başlamamız
  • 48:23 - 48:25
    gerektiğini düşünüyorum.
  • 48:26 - 48:30
    Biyoloji insanlarla
    ve bu konuyla alakalı bize
  • 48:30 - 48:32
    iki şey söylüyor:
  • 48:32 - 48:35
    Birincisi, etrafımızdaki ekolojik sisteme
  • 48:35 - 48:38
    tamamen bağlıyız
  • 48:38 - 48:41
    ve bugün küresel
    bir sistemden bahsediyoruz.
  • 48:41 - 48:42
    Bundan kaçamazsınız.
  • 48:42 - 48:46
    Biyoloji aynı zamanda
    insanlarla ilgili şunu söylüyor,
  • 48:46 - 48:48
    bizler sosyal hayvanlarız,
  • 48:48 - 48:53
    fakat çok, çok
    yerel bir düzeyde sosyaliz.
  • 48:53 - 48:57
    Ortalama 150 insandan fazlasıyla
  • 48:57 - 49:01
    samimiyet kuramıyor oluşumuz da
  • 49:01 - 49:05
    insanlığa dair basit bir gerçek.
  • 49:05 - 49:10
    Doğal grubun boyutu,
  • 49:10 - 49:13
    insanların doğal topluluğu,
  • 49:13 - 49:16
    150 bireyden fazlası değil
  • 49:16 - 49:23
    ve bunun ötesindeki her şey
    hayali hikâye türlerine ve geniş ölçekli
  • 49:23 - 49:25
    kurumlara dayalıdır
  • 49:25 - 49:29
    ve yine, ikisini bir araya getirmek için
  • 49:29 - 49:34
    ve 21. yüzyılda hem küresel düzeye,
    hem de yerel topluluğa ihtiyacımız
  • 49:34 - 49:36
    olduğunu anlamak için, türümüzün
  • 49:36 - 49:39
    biyolojik anlayışına dayalı olarak
  • 49:39 - 49:44
    bir yol bulabileceğimizi düşünüyorum.
  • 49:44 - 49:46
    Bunun da ötesine geçip bunun
  • 49:46 - 49:50
    bedenle başladığını söyleyebilirim.
  • 49:50 - 49:55
    İnsanların günümüzde yaşadığı
    yabancılaşma, yalnızlık ve dünyada
  • 49:55 - 49:58
    yerini bulamama hisleri, bunlara neden
  • 49:58 - 50:04
    olan ana problemin küresel
    kapitalizm olduğunu düşünmüyorum.
  • 50:04 - 50:07
    Asıl problem, geçtiğimiz
    yüzyıl boyunca insanların
  • 50:07 - 50:11
    bedensiz hâle gelmeleri,
  • 50:11 - 50:14
    kendilerini bedenlerinden
    uzaklaştırmaları.
  • 50:14 - 50:17
    Bir avcı-toplayıcı olarak
    veya hatta bir çiftçi olarak yaşamı
  • 50:17 - 50:21
    sürdürmeniz için,
    bedeninizle ve hislerinizle daima
  • 50:21 - 50:24
    temas içinde kalmanız gerekir,
  • 50:24 - 50:25
    her dakika.
  • 50:25 - 50:27
    Ormana gidip mantar arıyorsanız ve
  • 50:27 - 50:29
    duyduklarınıza,
    kokladıklarınıza, tattıklarınıza
  • 50:29 - 50:31
    dikkat etmezseniz,
  • 50:31 - 50:32
    ölürsünüz.
  • 50:32 - 50:35
    Yani bağlantılı olmanız gerek.
  • 50:35 - 50:39
    Son yüz yılda insanlar bedenleriyle
    ve hisleriyle temas hâlinde olma,
  • 50:39 - 50:42
    duyma, koklama, hissetme becerilerini
  • 50:42 - 50:44
    kaybediyorlar.
  • 50:44 - 50:47
    Ekranlara, başka yerlerde neler olup
  • 50:47 - 50:49
    bittiğine daha ve daha fazla
  • 50:49 - 50:50
    dikkat veriliyor.
  • 50:50 - 50:53
    Yabancılaşma, yalnızlık ve benzeri
  • 50:53 - 50:57
    hislerinin asıl nedeninin
    bu olduğunu düşünüyorum ve
  • 50:57 - 50:59
    dolayısıyla çözüm yalnızca
  • 50:59 - 51:03
    kitle-milliyetçiliğini
    geri getirmek değil,
  • 51:03 - 51:08
    aynı zamanda
    bedenlerimize tekrar bağlanmamız
  • 51:08 - 51:11
    ve eğer bedeninizle
    tekrar temas kurarsanız,
  • 51:11 - 51:14
    dünyada kendinizi daha
    çok evinizde hissedersiniz.
  • 51:14 - 51:18
    CA: Pekâlâ, olayların gidişatına göre
    yakında hepimiz ormana dönebiliriz.
  • 51:18 - 51:20
    Odadan bir soru ve
    Facebook'tan da bir
  • 51:20 - 51:22
    soru alacağız.
  • 51:22 - 51:25
    Ama Adi-Dako: Merhaba. Ben
    Batı Afrika, Ganalıyım. Sorum şu:
  • 51:25 - 51:30
    Küreselleşmenin etkileriyle
    tarihte haklarını kaybetmiş olan
  • 51:30 - 51:33
    ülkelere karşı küresel
    yönetim fikrini nasıl sunacağınızı ve
  • 51:33 - 51:35
    meşrulaştıracağızını merak ediyorum,
  • 51:35 - 51:38
    ayrıca, küresel yönetimden bahsediyorsak,
  • 51:38 - 51:41
    bu bana "küreselin" nasıl olması
    gerektiğine dair Batılaştırılmış bir
  • 51:41 - 51:43
    fikirden geliyormuş gibi geliyor.
  • 51:43 - 51:47
    Yani Gana, Nijerya,
    Togo ve bunlar gibi diğer ülkelere
  • 51:47 - 51:50
    küresel fikrine karşı milliyetçiliği
  • 51:50 - 51:53
    nasıl sunabilir ve
  • 51:53 - 51:55
    meşrulaştırabiliriz?
  • 51:56 - 52:03
    YNH: Tarihin oldukça adaletsiz
    olduğunu söyleyerek başlayacağım
  • 52:03 - 52:06
    ve bunun farkına varmalıyız.
  • 52:07 - 52:10
    Son 200 yılın küreselleşmesi,
  • 52:10 - 52:14
    emperyalizmi ve endüstrileşmesinden
  • 52:14 - 52:16
    en çok muzdarip olan ülkelerin çoğu
  • 52:16 - 52:22
    kesinlikle bir sonraki
    dalgadan da en çok muzdarip
  • 52:22 - 52:25
    olacağa benzeyen ülkeler.
  • 52:25 - 52:29
    Bu konuda çok, çok net olmalıyız.
  • 52:29 - 52:33
    Küresel bir yönetimimiz olmazsa ve
  • 52:33 - 52:36
    iklim değişikliğinden, teknolojik
  • 52:36 - 52:38
    parçalanmalardan muzdarip olursak,
  • 52:38 - 52:42
    en çok ıstırabı ABD'dekiler çekmeyecek.
  • 52:42 - 52:47
    Istırabı en çok Gana'dakiler,
    Sudan'dakiler, Suriye'dekiler,
  • 52:47 - 52:50
    Bangladeş'tekiler,
    bu yerlerdeki insanlar çekecek.
  • 52:50 - 52:56
    Yani bu ülkelerin, bir sonraki
    parçalanma dalgası konusunda,
  • 52:56 - 53:00
    ister ekolojik olsun, ister
    teknolojik, bir şeyler yapmak için
  • 53:00 - 53:03
    daha fazla cesareti
    olduğunu düşünüyorum.
  • 53:03 - 53:06
    Yine, teknolojik parçalanmayı
    düşünürsek, eğer yapay zekâ
  • 53:06 - 53:10
    ve 3B yazıcılar
    ve robotlar milyonlarca insanın
  • 53:10 - 53:13
    işini elinden alırsa,
  • 53:13 - 53:16
    İsviçrelilerden çok Gana'daki veya
  • 53:16 - 53:20
    Bangladeş'teki insanlar
    için endişe duyacağım.
  • 53:20 - 53:25
    Dolayısıyla, tarih
    adaletsiz olduğu için,
  • 53:25 - 53:29
    bir felaketin sonucu da
  • 53:29 - 53:32
    herkes tarafından
    eşitçe paylaşılmayacağı için,
  • 53:32 - 53:36
    iklim değişikliğinin en kötü
    sonuçlarından kaçmanın bir
  • 53:36 - 53:40
    yolunu zenginler bulabilecekken,
  • 53:40 - 53:42
    fakirler de bulamayacaklar.
  • 53:43 - 53:47
    CA: Facebook'ta Cameron
    Taylor'dan güzel bir soru var:
  • 53:47 - 53:49
    "'Sapiens'in sonunda şu soruyu
  • 53:49 - 53:51
    sormamız gerektiğini söylediniz,
  • 53:51 - 53:53
    'Ne istemeyi istiyoruz?'
  • 53:53 - 53:56
    Ne istemeyi istememiz
    gerektiğini düşünüyorsunuz?"
  • 53:56 - 54:00
    YNH: Bence, gerçekliği
    anlamak için, doğruyu anlamayı
  • 54:00 - 54:03
    istemeyi istememiz gerekiyor.
  • 54:03 - 54:08
    İstediğimiz çoğu şey
    gerçekliği değiştirmek,
  • 54:08 - 54:12
    onu kendi arzularımıza,
    dileklerimize uydurmak ve
  • 54:12 - 54:16
    öncelikle onu anlamamız gerekiyor.
  • 54:16 - 54:20
    Tarihin uzun süreli
    yörüngesine bakarsanız, gördüğünüz şey
  • 54:20 - 54:22
    yüzyıllar boyunca
    bizlerin, insanların dış dünyanın
  • 54:22 - 54:26
    kontrolünü kazanması ve arzularına göre
  • 54:26 - 54:29
    şekillendirmeye çalışmasını görürüz.
  • 54:29 - 54:32
    Diğer hayvanların,
    nehirlerin, ormanların kontrolünü de
  • 54:32 - 54:34
    elde ettik ve
  • 54:34 - 54:38
    onları tamamen, yeniden şekillendirdik,
  • 54:38 - 54:41
    kendimizi tatmin etmeksizin ekolojik
  • 54:41 - 54:44
    bir zarara sebep olduk.
  • 54:44 - 54:48
    Bir sonraki adım, içimize
    dönerek tamam, dış dünyanın
  • 54:48 - 54:53
    kontrolünü ele geçirmek bizi
  • 54:53 - 54:54
    tatmin etmedi demektir.
  • 54:54 - 54:57
    Şimdi içimizdeki
    dünyanın kontrolünü ele geçirelim.
  • 54:57 - 54:59
    21. yüzyılda bu bilimde, teknolojide
  • 54:59 - 55:04
    ve endüstride gerçekten büyük bir proje --
  • 55:04 - 55:07
    içimizdeki dünyanın
    kontrolünü ele geçirmeyi denemek ve
  • 55:07 - 55:12
    nasıl bedenler, beyinler ve zihinler
    oluşturulacağını, üretileceğini öğrenmek.
  • 55:12 - 55:17
    Bunlar muhtemelen 21. yüzyılın
    ekonomisinin ana ürünleri olacak.
  • 55:17 - 55:21
    İnsanlar geleceği düşündüğünde
    çok nadiren şöyle düşünüyorlar,
  • 55:21 - 55:25
    "Ah, bedenimin ve beynimin
    kontrolünü ele geçireceğim."
  • 55:25 - 55:27
    Bunun çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
  • 55:27 - 55:31
    Bir önceki tarihimizden
    öğrendiğim bir şey varsa eğer, o da şu;
  • 55:31 - 55:35
    evet, yönlendirme gücü
    kazanıyoruz, fakat ekolojik sistemin
  • 55:35 - 55:37
    karmaşıklığını
    gerçekten anlamadığımız için,
  • 55:37 - 55:39
    şu anda ekolojik bir
  • 55:39 - 55:43
    erimeyle yüzleşiyoruz.
  • 55:43 - 55:48
    Ve içimizdeki dünyayı da,
    onu tam olarak anlamadan
  • 55:48 - 55:51
    yeniden şekillendirmeye çalışırsak,
  • 55:51 - 55:55
    özellikle de ruhsal
    sistemimizin karmaşıklığını anlamadan,
  • 55:55 - 56:00
    içsel ekolojik bir
    felakete yol açabiliriz ve içimizde
  • 56:00 - 56:03
    ruhsal bir erimeyle karşılaşırız.
  • 56:04 - 56:07
    CA: Parçaları birleştirirsek --
  • 56:07 - 56:09
    mevcut politika,
    gelişmekte olan teknoloji,
  • 56:09 - 56:12
    az önce bahsettiğim türden endişeler --
  • 56:12 - 56:15
    yani, geleceği düşündüğün
    zaman sen de oldukça umutsuz
  • 56:15 - 56:16
    bir yerdesin gibi görünüyor.
  • 56:16 - 56:18
    Oldukça endişeleniyorsun.
  • 56:18 - 56:19
    Doğru mu?
  • 56:19 - 56:26
    Ve umut için bir neden varsa
    eğer, bunu nasıl ifade ederdin?
  • 56:26 - 56:30
    YNH: En tehlikeli olasılıklara
    odaklanmanın nedeni kısmen
  • 56:30 - 56:33
    bir tarih bilimci ve sosyal
    eleştirmen olarak bunun işim veya
  • 56:33 - 56:35
    sorumluluğum olması.
  • 56:35 - 56:40
    Yani, endüstri genelde
    pozitif yanlara odaklanır, yani
  • 56:40 - 56:43
    tüm bu yeni teknolojilerin daha
    tehlikeli olasılıklarının altını çizmek
  • 56:43 - 56:48
    tarih bilimcilerin,
    filozofların, sosyologların işidir.
  • 56:48 - 56:50
    Bunların kaçınılmaz
    olduğunu düşünmüyorum.
  • 56:50 - 56:53
    Teknoloji asla belirleyici değildir.
  • 56:53 - 56:55
    Aynı teknolojiyi çok farklı
  • 56:55 - 56:58
    toplum türleri
    üretmekte kullanabilirsiniz.
  • 56:58 - 57:00
    20. yüzyıla bakarsanız,
  • 57:00 - 57:03
    Endüstri Devrimi'nin teknolojilerine,
  • 57:03 - 57:06
    trenler, elektrik ve bunların hepsi
  • 57:06 - 57:09
    komünist bir diktatörlük,
    faşist bir rejim ya da liberal bir
  • 57:09 - 57:12
    demokrasi yaratmak için kullanılabilirdi.
  • 57:12 - 57:14
    Trenler size onlarla
    ne yapacağınızı söylemediler.
  • 57:14 - 57:19
    Benzer şekilde, şu anda, yapay
    zekâ, biyomühendislik ve tüm bunlar --
  • 57:19 - 57:22
    tek bir neticeyi önceden belirleyemezler.
  • 57:23 - 57:26
    İnsanlar mücadele edebilir ve
  • 57:26 - 57:28
    insanların yeni bir teknolojiye
  • 57:28 - 57:32
    karşı ayaklanmalarının en güzel örneği
  • 57:32 - 57:33
    nükleer silahlar.
  • 57:33 - 57:36
    1940 ve 50'lerin sonlarında
  • 57:36 - 57:38
    çoğu insan Soğuk Savaş'ın er ya da geç
  • 57:39 - 57:43
    nükleer bir kargaşayla biteceğine
    ve medeniyetlerini yok edeceğine
  • 57:43 - 57:45
    ikna olmuştu.
  • 57:45 - 57:46
    Bu gerçekleşmedi.
  • 57:46 - 57:53
    Nükleer silahlar aslında tüm
    dünyada insanları, uluslararası
  • 57:53 - 57:57
    politikalarını yönetme
    biçimlerini değiştirerek şiddeti azaltmaya
  • 57:57 - 58:00
    teşvik etti.
  • 58:00 - 58:03
    Ve birçok ülke, politik araçlarından
  • 58:03 - 58:05
    savaşı çıkardılar.
  • 58:05 - 58:09
    Artık isteklerini savaşla yürütmüyorlar.
  • 58:10 - 58:13
    Tüm ülkeler bunu
    yapmadı, ama çoğu yaptı.
  • 58:13 - 58:17
    Uluslararası şiddetin
    1945'ten bu yana çarpıcı bir şekilde
  • 58:17 - 58:23
    inişe geçmesinin en
    önemli nedeni bu olabilir ve
  • 58:23 - 58:26
    günümüzde, söylediğim gibi,
    savaşta ölen insan sayısından çok
  • 58:26 - 58:29
    intihar eden insan var.
  • 58:29 - 58:33
    Bu da sanırım bize insanların
  • 58:33 - 58:37
    en korkunç teknoloji olsa bile ayaklanıp
  • 58:37 - 58:40
    bir şeyler yapabileceğinin ve bundan
  • 58:40 - 58:43
    aslında iyi bir şey
    çıkabileceğinin örneğini veriyor.
  • 58:43 - 58:47
    Sorun, hata için
    çok az sınırımızın olması.
  • 58:47 - 58:49
    Eğer doğru yapmazsak,
  • 58:49 - 58:53
    tekrar denemek için
    ikinci bir şansımız olmayabilir.
  • 58:54 - 58:56
    CA: Bu çok etkileyici bir nottu
  • 58:56 - 58:59
    ve sanırım bunu
    bir sonuca bağlayabiliriz.
  • 58:59 - 59:02
    Toparlamadan önce burada ve
    evrensel TED topluluğunda izleyen
  • 59:02 - 59:07
    veya çevrim içi izleyen tüm
    seyircilere şunu söyleyeceğim:
  • 59:07 - 59:10
    Söyleşilerde bize yardımcı olun.
  • 59:10 - 59:13
    Bizim gibi, sizler de farklı
  • 59:13 - 59:16
    bir sohbet türü bulmamız
    gerektiğine her zamankinden daha
  • 59:16 - 59:18
    çok inanırsanız, bize yardımcı olun.
  • 59:18 - 59:20
    Diğer insanlara ulaşın,
  • 59:21 - 59:24
    aynı fikirde olmadığınız
    insanlarla sohbet etmeyi,
  • 59:24 - 59:25
    onları anlamayı,
  • 59:25 - 59:27
    parçaları birleştirmeyi deneyin
  • 59:27 - 59:31
    ve bu sohbetleri nasıl
    ileriye taşıyabileceğimizi düşünmemizde
  • 59:31 - 59:33
    bizlere yardımcı olun, böylece şu anda
  • 59:33 - 59:36
    dünyada olup bitene
    gerçek bir katkı sağlayabiliriz.
  • 59:36 - 59:39
    Bana kalırsa şu anda herkes
  • 59:39 - 59:41
    politika konusunda daha canlı,
  • 59:41 - 59:44
    daha ilgili, daha bağlı hissediyor.
  • 59:44 - 59:46
    Riskler oldukça yüksek görünüyor,
  • 59:46 - 59:51
    bu yüzden ona akıllıca
    bir tepki vermemizde yardımcı olun.
  • 59:51 - 59:53
    Yuval Harari, teşekkürler.
  • 59:53 - 59:56
    (Alkış)
Title:
Milliyetçiliğe Karşı Küreselcilik: Yeni Politik Ayrım
Speaker:
Yuval Noah Harari
Description:

Günümüzün politik ayrımlarını nasıl anlamlandırıyoruz? Anlamlarla dolu olan bu geniş kapsamlı söyleşide tarih bilimci Yuval Noah Harari mevcut karışıklığımızı, teknoloji, iklim, medya - ve hatta insanlığın ne olduğuna dair anlayışımız - konularındaki parçalanmışlığa karşın, daha kapsamlı bir içeriğe oturtuyor. Bu söyleşi, TED Diyalogları serisinin ilki olarak yükselen politik ayrımcılığa karşı mantıklı bir tepki arayışı içerisindedir. Harari ve TED küratörü Chris Anderson arasındaki bu muhteşem tartışmaya biraz zaman (ortalama bir saat) ayırın.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
01:00:08

Turkish subtitles

Revisions