Tecavüz ve uzlaşma hikâyemiz
-
0:00 - 0:03[Bu konuşma küfür ve cinsel
şiddet unsurları içermektedir -
0:03 - 0:05İzleyici dikkatine sunulur]
-
0:05 - 0:08Tom Stranger: 1996'da ben 18 yaşındayken,
-
0:08 - 0:11altın bir fırsat yakalamıştım;
Uluslararası Öğrenci Değişim Programı. -
0:12 - 0:16Bir Avustralyalı olarak buz gibi
havası olan bir yeri istemem ironikti, -
0:16 - 0:21anne babam ve kardeşlerimle vedalaşıp
İzlanda uçağına bindikten sonra, -
0:21 - 0:24hem heyecanlı, hem de hüzünlüydüm.
-
0:25 - 0:28Beni doğa yürüyüşüne çıkaran
ve ahenkli İzlanda dilini kavramama -
0:28 - 0:29yardımcı olan,
-
0:29 - 0:33güzel bir İzlanda ailesinin
yanında kalmaya başladım. -
0:33 - 0:36Başlangıçta biraz vatan hasreti çektim.
-
0:36 - 0:38Okuldan sonra snowboard yapar
-
0:38 - 0:40ve bol bol uyurdum.
-
0:40 - 0:44Henüz iyi anlamadığınız bir
dildeki iki saatlik kimya dersi -
0:44 - 0:46iyi bir sakinleştirici
etkisi yaratabiliyor. -
0:46 - 0:48(Kahkaha)
-
0:48 - 0:51Öğretmenim bana okuldaki
piyesi denememi tavsiye etti, -
0:51 - 0:54bu beni biraz daha sosyalleştirecekti.
-
0:54 - 0:57Nihayetinde oyunda bir rol alamadım,
-
0:57 - 0:59ama bu sayede Thordis'le tanıştım.
-
0:59 - 1:02Hoş bir gençlik aşkı yaşıyorduk,
-
1:02 - 1:04öğle arasında sadece el ele
tutuşmak ve beraber eski -
1:04 - 1:06merkez Reykjavik'de
turlamak için buluşurduk. -
1:07 - 1:10Onun sıcakkanlı ailesi ile tanıştım,
o da benim arkadaşlarımla tanıştı. -
1:11 - 1:14Okulda Noel Balosu yapıldığında,
bir aydan uzun süredir -
1:14 - 1:17filizlenmekte olan bir ilişkimiz vardı.
-
1:18 - 1:21Thordis Elva : 16 yaşındaydım
ve ilk kez âşık olmuştum. -
1:22 - 1:24Noel Balosuna birlikte gitmek,
-
1:24 - 1:26ilişkimizi toplum onayına
açık hâle getiriyordu -
1:26 - 1:29ve kendimi dünyadaki en şanslı
kızmışım gibi hissediyordum. -
1:29 - 1:32Artık bir çocuk değil, genç bir kadındım.
-
1:33 - 1:35Yeni keşfettiğim yetişkinliğimin
-
1:35 - 1:39verdiği cesaretle, o gece hayatımda ilk
kez rom içmeyi denemek gayet doğaldı. -
1:39 - 1:42Bu kötü bir fikirdi.
-
1:42 - 1:43Çok kötü oldum,
-
1:43 - 1:45bilinçsel olarak kendimden geçmem
-
1:45 - 1:48ve sarsıcı kusmalarım
arasında gidip geliyordum. -
1:48 - 1:51Güvenlik görevlisi bir
ambulans çağırmak istedi, -
1:51 - 1:54ama Tom beyaz atlı prensim gibi davrandı
-
1:54 - 1:56ve onlara, beni eve götüreceğini söyledi.
-
1:57 - 1:58Bir peri masalı gibiydi,
-
1:59 - 2:00beni güçlü kolları ile tutuyor
-
2:00 - 2:03ve güven dolu yatağıma yatırıyordu.
-
2:04 - 2:08Elbiselerimi çıkarıp üzerime çıktığında,
ona karşı hissettiğim şükran -
2:08 - 2:13çok geçmeden dehşete dönüştü.
-
2:13 - 2:15Kendime gelmiştim,
-
2:15 - 2:18fakat vücudum karşı
koyamayacak kadar bitkindi -
2:18 - 2:20ve acı kör ediciydi.
-
2:21 - 2:23Sanki ikiye bölünüyor gibiydim.
-
2:24 - 2:25Aklımı yitirmemek için,
-
2:25 - 2:29sessizce çalar saatin saniyelerini saydım.
-
2:29 - 2:31O geceden beri,
-
2:31 - 2:37iki saatte 7.200 saniye
olduğunun bilincindeyim. -
2:39 - 2:42Günlerce topallayarak yürüyüp
haftalarca ağlamama rağmen, -
2:42 - 2:47bu olay televizyonda gördüğüm
tecavüz haberlerine benzemiyordu. -
2:47 - 2:49Tom silahlı bir psikopat değildi,
-
2:49 - 2:51o benim erkek arkadaşımdı
-
2:51 - 2:54ve bu olay tenha bir sokakta yaşanmamıştı,
-
2:54 - 2:56kendi yatağımda olmuştu.
-
2:57 - 3:00Başıma gelen bu olayın tecavüz
olduğunu kabullendiğimde, -
3:00 - 3:02o değişim programını tamamlamıştı
-
3:02 - 3:04ve Avustralya'ya dönmüştü.
-
3:05 - 3:08Bu nedenle kendi kendime,
olanları düşünmek anlamsız dedim. -
3:08 - 3:09Ayrıca,
-
3:09 - 3:12bu bir şekilde, benim suçum olmalıydı.
-
3:12 - 3:15Kızlara boşuna tecavüz
edilmediğini öğreten -
3:15 - 3:18bir dünyada büyümüştüm.
-
3:18 - 3:20Eteği çok kısaydı,
-
3:20 - 3:23çok fazla gülüyordu,
-
3:23 - 3:25nefesi alkol kokuyordu.
-
3:26 - 3:29Bu üç suçun hepsini işlemiştim,
-
3:29 - 3:31bu nedenle bu benim ayıbımdı.
-
3:31 - 3:33O gece beni tecavüzden
-
3:33 - 3:37kurtarabilecek tek bir şey
olduğunu anlamam yıllar aldı; -
3:37 - 3:39eteğimle alakalı değildi,
-
3:39 - 3:41gülmem de değildi,
-
3:41 - 3:44çocuksu, saf güvenim de değildi.
-
3:44 - 3:48O gece beni tecavüzden
kurtarabilecek tek şey, -
3:48 - 3:50bana tecavüz eden adamdı,
-
3:50 - 3:52eğer kendine hâkim olsaydı.
-
3:53 - 3:55TS: Ertesi sabaha dair silik
sahneler vardı aklımda; -
3:56 - 3:58akşamdan kalma etkileri,
-
3:58 - 4:01bastırmaya çalıştığım
bir boşluk duygusu, -
4:02 - 4:04başka hiçbir şey yoktu.
-
4:04 - 4:07Ancak Thordis'in evine gitmedim.
-
4:07 - 4:09Şunu belirtmem önemli,
-
4:09 - 4:12yaptığım şeyin ne olduğunu görmüyordum.
-
4:13 - 4:16"Tecavüz" kelimesi zihnimde
olması gerektiği gibi canlanmıyordu -
4:17 - 4:21ve bir gece önce olanları hatırlayarak
kendime işkence etmiyordum. -
4:21 - 4:24Bu çok bilinçli bir inkâr değildi;
-
4:24 - 4:28daha çok, bir gerçeği kabullenmeyi
kendime yasaklamak gibiydi. -
4:28 - 4:32Yaptığım şeyi tarif ederken Thordis'te
neden olduğum büyük travmayı -
4:32 - 4:35kabul etmeyi tamamen reddediyordum.
-
4:36 - 4:38Dürüst olmak gerekirse,
-
4:38 - 4:42daha sonraki günlerde ve
o suçu işlerken, bütün olayı -
4:43 - 4:45tamamen inkâr etmiştim.
-
4:45 - 4:50Bunun tecavüz değil, seks olduğu
düşüncesine tutunarak gerçeği inkâr ettim. -
4:51 - 4:55Bu içimi kemiren bir yalandı.
-
4:56 - 4:58Birkaç gün sonra Thordis'ten ayrıldım
-
4:58 - 5:00ve İzlanda'da kalışımın
-
5:00 - 5:02geri kalan döneminde onu birkaç kez gördüm
-
5:02 - 5:05ve her seferinde göğsüme bıçak
saplanıyor gibi hissettim. -
5:06 - 5:10Derinde bir yerlerde çok kötü
bir şey yaptığımı biliyordum, -
5:11 - 5:14ama bu anıyı bilinçsiz bir
şekilde derinlere gömmmüş -
5:14 - 5:17ve sonra üzerine de
ağır bir taş bağlamıştım. -
5:18 - 5:20Sonraki dokuz yıllık dönemi
-
5:20 - 5:23en iyi anlatan başlık,
"İnkâr ve Kaçış" olurdu. -
5:24 - 5:28Neden olduğum ızdırabı fark etme
şansı yakaladığım anlarda, -
5:29 - 5:31buna uzun süre katlanamıyordum.
-
5:32 - 5:34Dikkatimi başka şeylere veriyor,
-
5:34 - 5:36madde kullanıyor,
-
5:36 - 5:37heyecan arıyor
-
5:37 - 5:41veya vicdanımın sesini
bastırmaya çalışıyor, -
5:41 - 5:44hareketsiz ve sessiz kalamıyordum.
-
5:45 - 5:46Bu ses ile birlikte,
-
5:46 - 5:49hayatımın diğer alanlarını,
beni ben yapan portreyi -
5:49 - 5:52oluşturmaya çalışıyordum.
-
5:52 - 5:54Bir sörfçü,
-
5:54 - 5:56sosyal bilimler öğrencisi,
-
5:56 - 5:58iyi insanlara bir dost,
-
5:58 - 6:00sevilen bir oğul ve bir kardeş,
-
6:00 - 6:02açık hava aktivite rehberi,
-
6:02 - 6:04son olaraksa bir gençlik çalışanıydım.
-
6:04 - 6:08Kötü bir insan olmadığım
fikrine sıkı sıkı tutundum. -
6:09 - 6:12Kanımda böyle bir şeyin
olduğunu sanmıyordum, -
6:12 - 6:14bu benim yapıma uymazdı.
-
6:14 - 6:16Benim yetiştirilme tarzımda,
-
6:16 - 6:19sevecen geniş ailem ve rol modellerim,
-
6:19 - 6:22yakınımdaki insanlar,
kadınlara olan saygılarında -
6:22 - 6:24sıcak ve içtendiler.
-
6:25 - 6:30Bu karanlık yanımı alt edip
ona sorular sormam -
6:30 - 6:31yıllarımı aldı.
-
6:34 - 6:36TE: O Noel Balosu dansından 9 yıl sonra
-
6:36 - 6:3825 yaşındaydım
-
6:38 - 6:41ve bir sinir krizine doğru
son sürat gidiyordum. -
6:41 - 6:45Kendime verdiğim değer, ruhumu
parçalayan bir sessizliğe yenilmişti -
6:45 - 6:48ve bu sessizlik beni sevdiğim
herkesten koparıyordu, -
6:48 - 6:51kendime yersizce yansıttığım
nefret ve öfke ile tükeniyor, -
6:51 - 6:53acısını kendimden çıkarıyordum.
-
6:54 - 6:56Bir gün sevdiğim biriyle kavga edip
-
6:56 - 6:58ağlayarak, öfkeyle çıkıp gittim
-
6:58 - 7:00ve tesadüfen bir kafeye girdikten sonra
-
7:00 - 7:02garsondan bir kalem istedim.
-
7:02 - 7:04Yanımda hep bir not defteri taşırdım,
-
7:05 - 7:08güya ilham gelirse bir
şeyler karalamak içindi, -
7:08 - 7:13ama gerçek şuydu ki sürekli bir
şeylerle meşgul olmak zorundaydım, -
7:13 - 7:14çünkü hareketsiz kaldığım anlarda,
-
7:14 - 7:18tekrardan saniyeleri saymaya başlıyordum.
-
7:18 - 7:23Ama o gün, kalemimden dökülen
satırlara hayret içinde bakakaldım, -
7:23 - 7:26şimdiye kadar yazdığım
en ehemmiyetli mektuptu -
7:26 - 7:28ve Tom'a ithaf edilmişti.
-
7:28 - 7:32Beni maruz bıraktığı şiddeti
anlatmanın yanı sıra, -
7:32 - 7:35şu kelimeler yüzüme çarpıyordu,
-
7:35 - 7:37"Affetmek istiyorum''
-
7:37 - 7:39ve buna hiç kimse benim kadar şaşıramazdı.
-
7:40 - 7:44Derinlerde bir yerlerde, çektiğim acıdan
kurtuluş yolumun bu olduğunu fark ettim, -
7:44 - 7:48çünkü onun bağışlanmayı hak edip
etmediğini hiç önemsemeden, -
7:48 - 7:51ben huzuru hak ediyordum.
-
7:51 - 7:55Benim utanç çağım sona ermişti.
-
7:56 - 7:58Mektubu göndermeden önce,
-
7:58 - 8:00kendimi her türlü olumsuz
cevaba hazırlamıştım -
8:00 - 8:04veya en olası senaryo
hiç cevap gelmemesiydi. -
8:05 - 8:08Kendimi hazırlamadığım tek senaryo ise
-
8:08 - 8:11karşıma çıkan şeydi:
Uzlaştırmaya yelken tutan -
8:11 - 8:15pişmanlıkla dolu, Tom'dan
gelen yazılı bir itiraf. -
8:16 - 8:20Görünen oydu ki, o da
sessizliğe mahkûm olmuştu. -
8:20 - 8:24Aramızdaki sekiz yıl süren
yazışma böyle başladı -
8:24 - 8:27ve Tanrı biliyor ya, hiç kolay olmadı
-
8:27 - 8:29ama daima dürüst olduk.
-
8:29 - 8:33Yanlış bir şekilde kendi omuzlarıma
yüklediğim yükten kurtuldum -
8:33 - 8:37ve o da, yaptığı şeyin sorumluluğunu
tüm samimiyetiyle yüklendi. -
8:37 - 8:40Yazılı iletişimlerimiz, o gecenin
-
8:40 - 8:42sonuçlarının dikkatle
incelendiği bir platforma -
8:42 - 8:45ve yürek burkucu bir şeyden,
kelimelerle anlatılamayan -
8:45 - 8:48iyileştirici bir mucizeye dönüştü.
-
8:48 - 8:52Yine de, benim için olayın
kapanmasını sağlamadı. -
8:52 - 8:56Belki de e-postaların yeterince
samimi gelmemesinden, -
8:56 - 8:58belki de dünyanın öbür ucunda,
-
8:58 - 9:02bir klavyenin ardına sığınırken
cesur olmanın kolay gelmesinden. -
9:02 - 9:04Ama bir diyaloğa başlamıştık
-
9:04 - 9:08ve sonuna kadar irdelemek
bana gerekli geliyordu. -
9:08 - 9:10Ve sekiz yıl yazıştıktan
-
9:10 - 9:14ve o uğursuz geceden yaklaşık
16 yıl sonra, -
9:14 - 9:18çılgın bir teklif yapmak üzere
cesaretimi topladım; -
9:18 - 9:20şahsen görüşecektik
-
9:20 - 9:23ve geçmişle kesin
ve son kez yüzleşecektik. -
9:25 - 9:29TS: İzlanda ve Avustralya coğrafi
bakımdan böyledir. -
9:29 - 9:31İkisinin tam ortasında
Güney Afrika vardır. -
9:32 - 9:35Cape Town şehrinde uzlaştık
-
9:35 - 9:38ve orada bir hafta boyunca görüştük.
-
9:38 - 9:42Bu şehrin, barışma
ve bağışlanma arayan biri için -
9:42 - 9:45şaşırtıcı bir şekilde güçlü
bir atmosferi vardı. -
9:46 - 9:48Hiçbir yer, iyileşme ve yeniden
yön bulma konusunda -
9:49 - 9:50Güney Afrika kadar test edilmedi.
-
9:51 - 9:55Güney Afrikalılar ulus olarak
geçmişlerindeki gerçeklerle -
9:55 - 9:58yaşamayı biliyor ve tarihin
ayrıntılarına kulak veriyorlar. -
9:59 - 10:03Bunu bilmek, Cape Town'un
üzerimizdeki etkisini artırdı. -
10:04 - 10:05Bu bir hafta boyunca,
-
10:05 - 10:08birbirimizin hayat hikâyesini
deyim yerindeyse -
10:08 - 10:10baştan sona dinledik.
-
10:11 - 10:14Bu kendi geçmişimizi
analiz etmek demekti. -
10:16 - 10:18Dürüst olmak konusunda
katı bir tavır takınmıştık -
10:18 - 10:21ve bu beraberinde, bizi bazı
konularda incinmeye açık -
10:21 - 10:24bir hâle de getiriyordu.
-
10:24 - 10:26İçimizi döktüğümüz itiraflar
-
10:26 - 10:29ve diğer kişinin deneyimlerinin
derinliklerini ölçemediğimiz -
10:29 - 10:31anlar oluyordu.
-
10:32 - 10:37Cinsel şiddetin artçı etkilerini
yüz yüze, açık açık konuştuk -
10:37 - 10:39ve hissettik.
-
10:40 - 10:41Diğer zamanlarda,
-
10:42 - 10:44gittikçe artan berraklığı gördük
-
10:45 - 10:50ve hatta, hiç beklemediğimiz ama
özgürleştiren kahkahalar attık. -
10:51 - 10:53Bu anlara ulaştığımızda,
-
10:53 - 10:57birbirimizi dikkatle dinlemek
için bütün çabayı gösterdik. -
10:57 - 11:03Bireysel gerçeklerimiz bütün
saflığı ile ortaya çıkıyor -
11:03 - 11:06ve bu ruhumuzu aydınlatıyordu.
-
11:09 - 11:13TE: İntikam istemek çok
insani bir duygu, -
11:13 - 11:14hatta içgüdüsel bile denebilir.
-
11:15 - 11:17Yıllarca, tıpkı bana yaptığı gibi
-
11:17 - 11:21Tom'un canını sonuna
kadar yakmak istedim. -
11:21 - 11:25Ancak bu nefret ve öfkeden
kurtulamasaydım, -
11:25 - 11:28şimdi burada olur muydum, bilmiyorum.
-
11:28 - 11:32Bu, yol boyunca hiç şüphe
duymadığım anlamına gelmiyor. -
11:33 - 11:36Uçak Cape Town'daki
piste indiğinde -
11:36 - 11:38şöyle düşünüyordum;
-
11:38 - 11:41"Neden bu işi normal bir insan
gibi bir terapist ve bir şişe votka -
11:41 - 11:44ile halletmeye çalışmadım ki?"
-
11:44 - 11:47(Kahkaha)
-
11:47 - 11:51Cape Town'daki bu anlama
çabamız zaman zaman -
11:51 - 11:53imkânsız bir görev gibi geliyordu
-
11:53 - 11:55ve bu işten vazgeçip evime,
-
11:55 - 11:57sevgili kocam Vidir'e ve oğlumuza
-
11:57 - 11:59dönmek istiyordum.
-
12:00 - 12:02Yaşadığımız zorluklara rağmen,
-
12:02 - 12:07bu yolculuk bir zafer
duygusuyla sonuçlandı, -
12:07 - 12:11karanlığı alt eden ışığın zafer hissiydi,
-
12:11 - 12:15yıkıntılardan anlamlı bir şey
inşa etmenin hissiydi. -
12:16 - 12:18Bir yerde, gençliğinde yanında
-
12:18 - 12:22olmasını dilediğin kişi olmaya
çalışmak gerektiğini okumuştum. -
12:22 - 12:23Ben gençken,
-
12:23 - 12:27bu ayıbın bana ait olmadığını
ve tecavüzden sonra bir umut -
12:27 - 12:30olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı,
-
12:30 - 12:31hatta bugün kocamla paylaştığım
-
12:31 - 12:34gibi bir mutluluğu
bulabileceğime inanmalıydım. -
12:34 - 12:38Bu nedenle Cape Town'dan döndükten
sonra hummalı bir şekilde yazmaya koyuldum -
12:38 - 12:41ve sonunda Tom'la
ortak bir kitap çıkardık, -
12:41 - 12:44umuyoruz ki her iki taraftaki
insanlara da yararlı olur; -
12:44 - 12:47hem fail, hem de kurban için.
-
12:47 - 12:49Hiç bir şey olmasa bile,
-
12:49 - 12:53bu hikâye bizim gençken duymamız
gereken bir hikâyeydi. -
12:54 - 12:57Öykümüzün doğası gereği
-
12:57 - 13:00kurban, tecavüzcü gibi kelimelerin
kaçınılmaz olduğunu -
13:00 - 13:02biliyorum,
-
13:02 - 13:05etiketler kavramları düzenleme yöntemidir,
-
13:05 - 13:09fakat bu kelimeler, çağrışımları
nedeniyle canavarlaştırıcı olabilir. -
13:09 - 13:12Biri kurban olarak etiketlendiğinde,
-
13:12 - 13:17o kişiyi "arızalı, lekelenmiş, aşağı"
olarak sınıflandırmak -
13:17 - 13:19çok daha
-
13:19 - 13:20kolaydır.
-
13:20 - 13:23Benzer biçimde, biri tecavüzcü
olarak yaftalandığında -
13:23 - 13:26ona "canavar, yaratık, aşağılık" demek
-
13:27 - 13:28çok kolaydır.
-
13:28 - 13:32Ancak bunu yapan kişilerin
insan olmadığını farz ettiğimizde -
13:32 - 13:33o zaman, toplumda şiddeti üreten
-
13:33 - 13:38şeyin ne olduğunu nasıl anlayabiliriz?
-
13:39 - 13:40Ve nasıl -
-
13:40 - 13:42(Alkış)
-
13:42 - 13:47Kurbanları aşağılık hissettirirken,
onlara nasıl güçlendirebiliriz? -
13:48 - 13:51Dünyadaki kadın ve çocukların
hayatlarına yöneltilen -
13:52 - 13:55tehditleri nasıl tartışabilir ve
çözüm bulabiliriz, -
13:55 - 13:59kullandığımız kelimeler
sorunun bir parçası iken? -
14:02 - 14:04TS: Benim öğrendiğim,
-
14:04 - 14:091996'da o gece yaptıklarım
benmerkezci bir yaklaşımdı. -
14:10 - 14:13Thordis'in bedenini hak
ettiğimi düşünüyordum. -
14:13 - 14:17Temelde olumlu sosyal etkiler almış
-
14:17 - 14:19ve etrafımda eşitlikçi
davranışlar görmüştüm, -
14:20 - 14:21ama o anda
-
14:21 - 14:24olumsuz davranışları seçmiştim.
-
14:24 - 14:27Kadınları yaradılış gereği
daha değersiz gören -
14:27 - 14:34ve erkeğin kadın bedeni üzerinde zımni
ve sembolik hakkı var gibi inanışlar. -
14:34 - 14:37Bahsettiğim bu etkilerden
uzak olduğumu söylemeliyim. -
14:37 - 14:40O odada seçim yapan tek kişi bendim,
-
14:40 - 14:42başkası değil.
-
14:43 - 14:45Bir şeyi kabullenip
-
14:45 - 14:48suçluluk içinde iyice köşeye sıkıştığında,
-
14:48 - 14:51şaşırtıcı bir şey olabilir.
-
14:51 - 14:54Buna sahiplenme paradoksu diyorum.
-
14:55 - 14:58Bu ağır sorumluğunun beni
prangaya mahkûm edeceğini -
14:58 - 15:02ve sosyal bilimler sertifikamın
yanacağını zannediyordum; -
15:02 - 15:07bunun yerine, yaptığım şeyi
sahiplenme imkânına eriştim -
15:07 - 15:11ve bu şeyin, benim olduğum kişiyi
tamamen betimlemediğini fark ettim. -
15:11 - 15:13Kısaca,
-
15:13 - 15:18yaptığın bir şey, senin
kişiliğini oluşturmuyor. -
15:18 - 15:21Kafamın içindeki ses dinmişti.
-
15:21 - 15:25Kolaycı kendine acıma duygusu,
oksijensiz kalmıştı -
15:25 - 15:30ve yerine kabullenmenin
temiz havası gelmişti, -
15:31 - 15:35yanımda duran bu muhteşem
insanı incittiğimi kabullenmek -
15:35 - 15:41ve partnerlerine karşı cinsel şiddet
uygulayan, büyük ve şaşırtıcı derecede -
15:41 - 15:44normal gözüken erkek grubunun
bir parçası olduğumu kabullenmek. -
15:45 - 15:48Kelimelerin gücünü küçümsemeyin.
-
15:48 - 15:53Thordis'e ona tecavüz ettiğimi
dile getirmem, onunki kadar -
15:53 - 15:55benim de kendime bakış açımı değiştirdi.
-
15:55 - 15:57Ama en önemlisi,
-
15:57 - 16:00suç Tordis'ten bana geçti.
-
16:01 - 16:02Hemen her zaman,
-
16:03 - 16:07suç cinsel şiddet mağduru kadına yüklenir,
-
16:07 - 16:10bunu gerçekleştiren adama değil.
-
16:10 - 16:12Çok sıklıklaysa,
-
16:12 - 16:17inkâr etme ve kaçış, tarafları
gerçeklerden çok uzaklaştırır. -
16:19 - 16:22Şu anda kesinlikle açık bir
konuşma gerçekleştiriyoruz -
16:22 - 16:25ve pek çok insan gibi,
-
16:25 - 16:27bu zor ama önemli tartışmadan
-
16:27 - 16:30kaçmadığımızı görmek bize cesaret veriyor.
-
16:31 - 16:35Bu tartışmaya kendi katkımı yapmakla
yükümlü hissediyorum kendimi. -
16:38 - 16:43TE: Bizim yaptığımız şey, diğer
insanlara reçete yazmak değil. -
16:43 - 16:49Hiç kimse bir başkasına en derin acılarını
ve en büyük dehşetini nasıl yeneceğini -
16:49 - 16:51söyleme hakkına sahip değildir.
-
16:51 - 16:54Sessizliği kırmak hiç kolay değildir
-
16:54 - 16:56ve dünyada yaşadığın bölgeye göre
-
16:56 - 16:59bir tecavüzü dile getirmek
ölümcül bile olabilir. -
17:00 - 17:04Hayatımın en travmatik olayında bile,
-
17:04 - 17:07bir ayrıcalık bahşedildiğinin farkındayım;
-
17:07 - 17:10toplum dışına itilmeden,
hatta öldürülmeden -
17:10 - 17:12bunu konuşabiliyorum.
-
17:12 - 17:15Ama bu konuşma
ayrıcalığına sahip olmak, -
17:15 - 17:19bunu kullanma sorumluluğunu da getiriyor.
-
17:19 - 17:24Benim gibi konuşamayan kurbanlara,
en azından bunu borçluyum. -
17:25 - 17:28Aktardığımız bu hikâye benzersiz
-
17:28 - 17:33ama cinsel şiddetin küresel bir salgın
hâline gelmesiyle normalleşiyor. -
17:33 - 17:35Bu şekilde olmak zorunda değil.
-
17:35 - 17:38Kendi iyileşme hikâyemde
yararlı bulduğum şeylerden biri, -
17:39 - 17:41kendimi cinsel şiddet konusunda eğitmekti.
-
17:41 - 17:44Bunun sonucunda on yılı aşkın süredir
-
17:44 - 17:47bu konuda okuyor, yazıyor ve konuşuyorum,
-
17:47 - 17:49dünyanın çeşitli yerlerinde
konferanslara gidiyorum. -
17:49 - 17:51Deneyimlerime göre,
-
17:51 - 17:56bu tür etkinliklere katılanların neredeyse
tamamını kadınlar oluşturuyor. -
17:57 - 18:04Cinsel şiddet sadece kadınların sorunuymuş
gibi davranmayı bırakmanın zamanı geldi. -
18:04 - 18:09(Alkış)
-
18:17 - 18:21Kadınlar ve erkeklere uygulanan
cinsel şiddetin failleri -
18:21 - 18:23çoğunlukla erkektir,
-
18:23 - 18:28ama onların sesi bu gibi toplantılarda
acı verici derecede az çıkıyor. -
18:29 - 18:33Burada herkese ihtiyacımız var.
-
18:34 - 18:38Eğer bu sorunla hep beraber
yüzleşme cesaretini gösterirsek -
18:38 - 18:42azaltabileceğimiz acıları düşünün.
-
18:43 - 18:44Teşekkür ederim.
-
18:44 - 18:48(Alkış)
- Title:
- Tecavüz ve uzlaşma hikâyemiz
- Speaker:
- Thordis Elva, Tom Stranger
- Description:
-
1996 yılında, Thordis Elva ve Avustralyalı değişim öğrencisi Tom Stranger bir gençlik aşkı yaşamaktadır. Bir okul balosundan sonra Tom Thordis'e tecavüz eder ve uzun yıllar boyunca görüşmezler. Bu olağanüstü konuşmada Elva ve Stranger uzun yıllar boyunca süren utanç ve sessizliği anlatıyor ve küresel bir sorun olan cinsel şiddeti, yeni ve dürüst bir biçimde tartışmamız için davette bulunuyor.
Konuşmacılar ile yapılan Soru&Cevap için: go.ted.com/thordisandtom
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 22:48
Eren Gokce approved Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Eren Gokce edited Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Esra Çakmak accepted Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Esra Çakmak edited Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Esra Çakmak edited Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Esra Çakmak edited Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Esra Çakmak edited Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation | ||
Eren Gokce rejected Turkish subtitles for Our story of rape and reconciliation |