Lee Harris ile Temmuz-Ağustos Enerji Raporu

Lee'nin Temmuz-Ağustos 2014 Enerji Raporu

Metnin tamamı http://leeharrisenergy.com/blog 'da bulunabilir

Lee'den daha fazla bilgi almak için lütfen http://leeharrisenergy.com 'u ziyaret edin

Portal hakkında daha fazla bilgi almak için
http://leeharrisenergy.com/portal

Herkese merhaba! Temmuz 2014 enerji raporuna hoşgeldiniz!

Bu ay değineceğim ilk konu bana komik geliyor

çünkü bu enerji raporuna başlamadan bir saniye önce

yaşadığım problemin sebebinin ta kendisi, beynimiz!

Beynimizin eskisi gibi işlemiyor olması.

Bazılarınız son bir kaç yıl içinde

bu duruma aşina olmuş olabilir.

Beyniniz artık eski Siz'in düşündüğü gibi düşünmez

ve bu durum, uyanış sürecinin bir parçasıdır.

Yani bir süreliğine beyniniz ortadan kayboluyor gibi

olabilir. Hatırlama, konsantrasyon, kelimeleri bir araya

getirip cümle kurma konularında güçlük olabilir ve

hatta bazıları kelimeleri karıştırdıklarını farkedebilirler.

Bu, çok kişinin rastladığı bir durum.

Uyanış sürecinde olan çok sayıda kişi

bunu deneyimleyecektir.

Endişe edilecek birşey yok.

Fakat bundan öğreneceğimiz enteresan olan şey bize

zihinsel kapasitemizi kaybettiğimizi hissettirmesidir.

Çünkü kanımca son birkaç yılda gezegen üzerindeki

herkesin en zorlandığı şey savunmasızlığın içinden gücü

nasıl bulacağıdır. Ve öyle görünüyor ki her geçen yıl,

insanlık ve de bireyler olarak bizleri daha önce hiç bulunmadığımız

durumlara sokan daha fazla zorluklar ortaya çıkıyor.

İşte, doğrusal zihni ve zihnin daha eril olan

bakış açısını düşündüğünüzde,

burada belli bir yön vardır ve bu yolda

bir ileri gidiş, kazançlar ve de ölçülebilir başarılar mevcuttur.

Bu, "eğitilmiş insan" tarzı bir yaşamdır.

Kendinizi eğitilmiş olduğunuz insanın ötesine açmaya

başladığınızda - ki hepimizin (eğitilmiş insan) asıl kapasitesi

ve potansiyeli çok sınırlandırılmıştır -

bunun ötesine kendinizi açtığınızda ve enerji sezgilerinizi

üçüncü gözünüzü, kalbinizi işin içine sokmaya

başladığınızda bu yeni bir seviyedir.

Bütün enerji, herşey değişmeye başlar ve eski beyin

kendini yabancı hisseder. Bazen öyle olur ki

size anlamsız gelen şeyler söylemeye başlarsınız veya

sözleriniz diğer insanlarda eskiden olduğu gibi

yankı bulmamaya başlar.

Yani bir çoğunuz konuşurken veya

bir şeyle meşgulken birden "yaa ben şimdi ne yaptım?"

gibi bir durum tecrübe edebilirsiniz ve bu sadece

beynin çözüldüğünü gösterir

çünkü artık onunla eskiden olduğu kadar

güçlü bir duygusal bağ taşımıyorsunuz.

Siz uyandıkça, beyin de artık liderlikten ziyade

bir hizmet parçasına dönüşmektedir.

Beyin, düzenleme yapmanız gerektiğinde

başvurduğunuz bir merci haline gelir,

fakat aslında olan şudur ki, kalbin beyni

daha baskın hale gelmeye başlar.

Bunu mesela oturup bir ağaca baktığınız zaman

tecrübe edersiniz, benim son dört aydır

yapmaktan kendimi alamadığım bir şey.

Ve böyle bir zamana ihtiyacınız var.

Çünkü şu anda gezegene yoğun bir şekilde enerji akıyor

ve daha da önemlisi, güneşte olan patlamalar, etrafımızda

(güneş sistemini ve evreni kastediyor) olup bitenler

hakkında bir sürü şey duyuyoruz, fakat asıl dikkatimizi vermemiz

gereken, bunların bizim içimizde yarattığı patlamalar.

Beyin ve beden, insanın en çok etkilenen alanları şu anda.

Bazıları, kendilerini durmaya, yeniden değerlendirme yapmaya,

yavaşlamaya ve bedenlerinin iş görme şeklini değiştirmeye zorlayan

fiziksel sorunlar yaşıyorlar. Bazıları ise sadece daha fazla

yorgunluk ve alışılmışın dışında bir şekerleme yapma

ihtiyacı hissediyorlar. Yine tüm bunlar,

son 3-4 yıldır herkesin farklı seviyelerde

tecrübe ettiği semptomlar.

Fakat bu hızla değişen zamanda,

herşey daha da kuvvetleniyor ve şimdi

tüm kolektif (tüm insanlık) bunu tecrübe etmeye başladı.

Kolektif, gerçekten de dikkate almamız gereken bir şey.

Ben son 10 yıldır her hafta bir sürü insanla çalışma yapıyorum

ve bu yolculukta şunu çok açık bir şekilde anladım ki

hepimizin korku ile bir ilişkisi var

ve yine hepimizin sevgi ile ve de

(sevgiye) açılma ile bir ilişkisi var.

Hepimiz farklı olabiliriz.

Mesela,benim, sizin kişisel olarak korku duymadığınız

bir şeye dair korkum olabilir, veya tam tersi.

Fakat asıl nokta şu ki, bunlar sadece farklı hikayeler,

insan olarak korkuyu tecrübe edişimizin farklı yolları sadece.

Çoğunuzun unutmaya eğilimli olduğu şey, ki bunu aylık olarak

yaptığım Soru & Cevap programında sorulan sorularda görüyorum,

çoğunuz bunları çok kişisel olarak algılıyorsunuz,

çoğunuz tecrübe ettiğiniz şeyin sadece sizden kaynaklandığını

hissediyorsunuz ve bununla birlikte kendinize karşı

yargılama ve eksiklik düşünceleri oluyor. Mesela,

"Neden bunun üstesinden gelemiyorum?"

"Neden bunu başaramıyorum?"

"Benim sorunum ne ki yaratmaya çalıştığım bu şeyin

sonuçlarını alamıyorum?"

"Derdim ne?", "İyileştirmem gereken yara ne?"

Bu tarz düşünce biçimi, benim bakış açıma göre,

kişisel gelişim camiasında gerçekten "eski" olarak kabul edilmektedir.

Bazı şeyleri kendinize mal etmenin, bunun tamamen sizden kaynaklandığını

düşünmenin bir yeri ve zamanı vardır, fakat bu her zaman

bizden kaynaklı değildir. Biz, biribirine çok bağlı bir yaşam ağı içindeyiz.

Ve şu anda, dünyada bir çok insan panik durumda,

aşırı yorgun ve merkezlerinden çıkmış durumda,

dolayısıyla bu kişiler çoğunlukla daha göz batan, tepkisel

veya çabuk alevlenir şekilde bilinçsiz hareketlerde bulunuyorlar.

Bu nedenle son bir kaç aydır sizlere, kendi sınırlarınızı bilmenizi,

neyin sizin için uygun olduğunu veya olmadığını bilmeniz gerektiğini

hatırlattım, çünkü bir çok insan daha önce hiç

davranmadıkları şekillerde davranıyorlar.

Yani kendi içinizde buna hazır olmalısınız,

"bu kişiyle bir tartışmaya girmek istiyor muyum,

yoksa dönüp uzaklaşabilir miyim, çünkü şu anda

gerçekten de patlama halinde", "Onlara daha önce hiç

bahsetmediğim bu konudan bahsetmek için doğru zaman mı?"

Size daha önce bahsettiğim sezgisel kalbe dönersek,

sezgi alanınızı şu anda yaptığınızdan çok daha fazla kullanabilirsiniz.

Örneğin, eğer "neden bazı şeyler yolunda gitmiyor?"

diyorsanız, o şeylerin yolunda gitmemesi gerektiğine güvenin.

İnsan zihni, tüm gezegen ve de onunla olan

tüm ilişkimize dair çok küçük bir bakış açısına sahiptir

ve hepimiz zaman zaman bu küçük insan zihnini taşırız.

Fakat bunun ötesinde "bilinç" vardır.

Ve "bilinç", yazdığınız kitabın henüz bitmemiş

olmasının nedeninin, dünyanın ona henüz

hazır olmaması olduğunu bilir.

Son on yıldır düzenli olarak yaratan biri olarak,

öğrendiğim en büyük derslerden biridir bu,

eğer dışınızdaki dünya için bir şey

yaratıyorsanız (üretiyorsanız), ister yarattığınız

şeyi hali hazırda bekleyen insanlar olsun ya da

siz ilerleyen yıllarda bunun insanlar tarafından

görülmesini ve deneyimlenmesini umut edin,

şunu anlamalısınız ki yaşadığınız tıkanıklığın

sizinle ilgisi olduğu kadar, yaratımınızı bekleyen

insanlarla ve onların bu bilgiye henüz hazır olmamaları

ile de ilgisi vardır.

Yani kendinize saldırır bir durumdaysanız,

sorununuzun ne olduğu ile ilgili kendinizi yargılıyorsanız

durup bir nefes almayı deneyin, ve dışarıda

bir sürü deli hızda giden fırtınalar ve tecrübeler

olup bittiğini hatırlamaya gayret edin.

Farkına vararak,

"Vauv! Bu çok daha kaotik (karmaşık) bir dönem,

iş görme (düşünme, algılama, çalışma vb) şeklimi ayarlamalıyım"

diyemeyenler merkezlerinden çıkıyorlar (dengelerini yitiriyorlar).

Bir çok insan işleri yoluna koymak ve başarmak için

dış dünyada daha çok çabalamaya, koşmaya başlıyorlar,

çünkü yavaşlamak ve içlerinde olan biteni

hissetmek istemiyorlar. Bu ay değineceğim son nokta,

ki bu Ağustos için de geçerli, son yıllarda

belirli aylarda ve belirli dönemlerde

neredeyse bizi sınırlayacak (tutacak) hiçbir şey olmadığı

hissine kapıldığımızı ve sonra aniden

bir enerji dalgasının geliverdiğini gördük

ve belirli bir haftada veya ayda çok şeyler oluverdi.

Son bir iki yılda ise şunu farkettik ki,

birkaç yıl önce yaşadığımız şeyler (değişimler)

bir hafta gibi bir sürede olurken şimdi yarım günde oluyor.

Sonra günün kalan yarısında enerji tekrar değişiyor.

Yani parmaklarınızın ucunda ve atik olmayı,

daima ileri doğru gitmeyi ve daha bu sabah içinde bulunduğunuz

neşe haline bağlanmamayı öğrenmelisiniz.

Birden kendinizi yorgun hissetmeye başladığınız için

neşe halini bırakır ve yorgunluğunuza hizmet ederseniz

neşe geri gelecektir.

Şu anda gezegende, çok insani bir şekilde

hepimizin öğrenmesi gereken dans biçimidir bu.

Böyle bir bilinç duygusunu, duyu yeteneğimi

dünyaya nasıl sunabilirim?

İşin aslı, birçoğunuz dünyaya sunamadıklarınız

nedeniyle hayal kırıklığına uğruyorsunuz.

Fakat bunun nedeni, bu sürecin çok hassas bir süreç

olmasıdır, bir sabah uyanıp elimizdekileri dünyaya

boşaltamayız veya dünyaya zorla sunamayız.

Bizler halen kendi içimizde nasıl olacağımızı anlamaya

çalışıyoruz; hem kendi içimizde hem de daha önce hiç

olmadığımız yeni bir seviyede dış dünyada nasıl olabileceğimizi öğreniyoruz.

Daha önceleri kendimizi dışarı atıp enerjimizi

gelişigüzel, insanlara akıtıyorduk, simdilerde ise

enerjimizi yine dışarıdaki insanlarla paylaşacağız

ancak herşeyden önce, burası (kalp) ne kadar büyük?

Bu kalp çakrası ne kadar dolu? Yani diyeceğim şu ki,

ortam çok çalkantılı olduğundan ve herşey çok hızlı

değiştiğinden, şu anda dünyaya cesur girişimlerde

bulunmaktan ziyade, varolmayı öğrenmeniz gereken

asıl yer burada (kalp).

Eğer bu merkezde varolabilirseniz ve olup biten herşeyi

gerçekten hissetmeniz için kendinize izin verirseniz

çok daha başarılı olacaksınız.

Size bir örnek vereyim, bir partide yanınıza yaklaşıyorum,

- size göstererek anlatayım - bariz bir şekilde

telaşlıyım ve zihnimdeyim "aaa, merhaba,

seni görmek harika! hey dostum, çok şey olup bitiyor!

Neden...vıdı vıdı vıdı". Şimdi karşınıza bu ben gibi biri

çıktığında, o kişinin enerjisine katılmak üzere harekete geçmek

gerçekten çok çekici. Biliyorum kimleriniz

"hadi canım, ben kendimi geri çekerdim!" diyerek gülüyor.

Ben de çoğunuz gibi yapardım. Fakat konu şu ki, karşısınızdaki

kişi böyle davranırken, siz tamamen burada kalabilir misiniz?

Çünkü geçmişte bir çoğumuz diğer insanların enerji yollarına

yakalandık. Ve son birkaç yıl hep bununla ilgili idi.

Diğerleriyle bağlantıdayken nasıl

kendinizle olan bağlantınızı koruyabilirsiniz?

Kalp merkezinizle olan bağlantınızı nasıl koruyabilirsiniz?

Eğer tutkularınız, büyük arzularınız varsa

bunları küçük hale getirmeye çalışın,

çünkü büyük şeyler böylelikle olacaktır.

Bir defada küçük bir adıma odaklanın.

Ve eğer gerçekleştirmek istediğiniz dev bir değişiklik,

sizi yakan bir arzunuz varsa, bunun altında ne yattığını

sorun kendinize, çünkü çoğunlukla altında "keşke muhteşem

bir kariyerim olsaydı o zaman dünya hakkında bu kadar

depresif olmazdım" tarzında bir rahatsızlık yatıyordur.

Yani, o muhteşem kariyere sahip olduğunuzda, dünya hakkındaki

depresyon bir noktada, başka bir şekilde ortaya çıkacaktır.

O nedenle, hislerinize odaklanın, meditasyon yapın,

ağaçlara bakmak için günde 10 dakikanızı ayırın,

her gün 10 dakika güneş ışığı alın. bu gerçekten önemli,

bu, geçen ayki Soru & Cevap yayınında Z'lerden gelen
(Z'ler : Lee'nin kanallık yaptığı yüksek varlıklar)

mesajlardan biriydi. Güneş ışığı, şu anda geçirmekte olduğumuz

DNA ve hücresel değişikleri bizim için kolaylaştırıyor.

O nedenle 10-15 dakika güneş banyosunu günlük planınıza ekleyin.

Umarım hepiniz çok güzel bir Temmuz geçirirsiniz.

Ben sonbaharda aranıza döneceğim.

Ağustos ayı için bir enerji raporu hazırlamayacağım.

Bu rapor Ağustos için de geçerlidir, yorumlarımı önümüzdeki

iki ayı kapsayacak şekilde uzun dönemli yapmaya çalıştım.

Şu anda üzerinde çalıştığımız

ve sizlere sunmaya can attığımız

yeni bir video serisi ile döneceğim sonbaharda.

Bu süre zarfında bana ulaşmak isterseniz, Facebook'ta

günlük mesajlarım var, ki tam şurada bulabilirsiniz.

Ve her ay portalda canlı Soru & Cevap program

yayınımız var, ve portala ve içindeki harika bilgilere de

tam buradan ulaşıp bakabilirsiniz.

Herkese harika bir yaz diliyorum. Çok sevgiler.

Sonbaharda yeniden görüşmek üzere.