Return to Video

Doğa tarihi müzedelerindeki saklı dünyalar - Joshua Drew

  • 0:07 - 0:09
    Doğa tarihi müzelerini düşündüğünüzde
  • 0:09 - 0:14
    muhtemelen zihninizde cansız,
    antik şeylerle dolu sergiler canlanıyor;
  • 0:14 - 0:15
    dinozorlar,
  • 0:15 - 0:16
    göktaşları
  • 0:16 - 0:18
    ve değerli taşlar gibi.
  • 0:18 - 0:21
    Ancak müze koleksiyonunun
  • 0:21 - 0:25
    sadece %1'ini oluşturan
    eğitsel yüzünün arkasında,
  • 0:25 - 0:30
    bilimsel atılımların yapıldığı
    gizli laboratuvarlar vardır.
  • 0:30 - 0:31
    Tabelasız kapıların
  • 0:31 - 0:34
    ve asansörlerin seni götürmeyeceği
    katların ötesinde,
  • 0:34 - 0:37
    hayret verici dünyalara açılan
    pencereler bulabilirsiniz.
  • 0:37 - 0:40
    Koridorlardan ve laboratuvarlardan
    oluşan bu labirent,
  • 0:40 - 0:45
    görünüşte sonsuz çeşitli örneklere ev
    sahipliği yapan bilimsel bir tapınaktır.
  • 0:45 - 0:49
    Burada araştırmacılar evrimin gizemlerini,
  • 0:49 - 0:51
    kozmik kökenleri
  • 0:51 - 0:54
    ve gezegenimizin tarihini
    aydınlatmak için çalışırlar.
  • 0:54 - 0:57
    Bir müze kendi başına
    milyonlarca örneğe sahip olabilir.
  • 0:57 - 1:00
    New York’daki Amerikan
    Doğa Tarihi Müzesi’nin koleksiyonunda
  • 1:00 - 1:04
    32 milyondan fazla örnek var.
  • 1:04 - 1:06
    Hadi bunlardan sadece birine göz atalım.
  • 1:06 - 1:10
    Bilim insanları ne zaman ve nerede
    bulunduğunu kaydettiler ve tam olarak
  • 1:10 - 1:14
    ne zaman ortaya çıktığını saptamak için
    çeşitli tarihlendirme yöntemleri kullandı.
  • 1:14 - 1:17
    Bunu milyonlarca kez yineleyin,
    bu bitkiler,
  • 1:17 - 1:18
    hayvanlar,
  • 1:18 - 1:19
    mineraller,
  • 1:19 - 1:20
    fosiller
  • 1:20 - 1:24
    ve eserler dünyadaki zamanlara,
  • 1:24 - 1:28
    yerlere ve milyonlarca yıllık tarihe
    açılan pencereleri temsil ederler.
  • 1:28 - 1:31
    Bir araştırma problemi ortaya çıktığında
  • 1:31 - 1:35
    bilim insanları bu pencerelerden bakar ve
    geçmişle ilgili varsayımları test ederler.
  • 1:35 - 1:40
    Örneğin 1950’lerde
  • 1:40 - 1:41
    ala doğan,
  • 1:41 - 1:42
    baykuş
  • 1:42 - 1:46
    ve kartal gibi yırtıcı kuş toplulukları
    gizemli bir şekilde kırılmaya başladı
  • 1:46 - 1:50
    ve öyle bir noktaya gelindi ki
    kel kartal da dâhil, birçok türün
  • 1:50 - 1:52
    soylarının tükenmekte olduğu duyuruldu.
  • 1:52 - 1:55
    Neyse ki Chicago Field Müzesi'ndeki
    bilim insanları
  • 1:55 - 1:58
    bu yırtıcı kuşların yumurtalarını
    on yıllardır topluyorlardı.
  • 1:58 - 2:02
    Yumurta kabuklarının daha kalın olduğunu
  • 2:02 - 2:05
    ve DDT adlı bi böcek ilacının
    mahsullere sıkılmaya başlanmasıyla
  • 2:05 - 2:10
    zamanla incelmeye başladığını keşfettiler.
  • 2:10 - 2:12
    DDT böcekleri öldürmede çok işe yaradı
  • 2:12 - 2:16
    fakat kuşlar gelip
    ölü böcek öbeklerini yediğinde
  • 2:16 - 2:19
    vücutlarında DDT birikti.
  • 2:19 - 2:21
    Bu işlevini besin zincirinde de sürdürdü
  • 2:21 - 2:26
    ve süper avcı kuşlar tarafından
    öyle yüksek yoğunlukta sindirildi ki
  • 2:26 - 2:28
    bu onların yumurtalarını,
  • 2:28 - 2:32
    yuva yapan kuşun ağırlığını
    destekleyemeyecek kadar inceltti.
  • 2:32 - 2:34
    Chicago Field Müzesi'nden bilim insanları
  • 2:34 - 2:36
    ve diğer kurumlar gizemi çözüp
  • 2:36 - 2:38
    günü kurtarana kadar
  • 2:38 - 2:40
    her yerde omletler vardı.
  • 2:40 - 2:43
    Teşekkürler Amerika,
    teşekkürler Field Müzesi.
  • 2:43 - 2:45
    Geçmişe açılan
    doğa tarihi müzesi pencereleri
  • 2:45 - 2:48
    diğer birçok bilimsel gizemi çözdü.
  • 2:48 - 2:51
    Müze bilimciler koleksiyonlarını
  • 2:51 - 2:53
    Neanderthal genomunu dizmek,
  • 2:53 - 2:56
    mamutlara kırmızı kürkü
    veren geni keşfetmek
  • 2:56 - 3:01
    hatta antik dev köpek balıklarının doğum
    yaptığı yeri belirlemek için kullandılar.
  • 3:01 - 3:04
    Dünyada yaklaşık
    900 doğa tarihi müzesi var
  • 3:04 - 3:07
    ve her yıl yeryüzünün geçmişi,
    bugünü ve geleceği hakkında
  • 3:07 - 3:11
    yeni keşifler ve görüşler
    ortaya koyuyorlar.
  • 3:11 - 3:14
    Müze koleksiyonları küresel iklim
    değişikliği gibi yeni tehditlerin
  • 3:14 - 3:16
    dünyamızı nasıl etkilediğini bile
  • 3:16 - 3:18
    anlamamıza yardımcı oluyor.
  • 3:18 - 3:20
    Örneğin doğa bilimciler,
    100 yılı aşkın bir süredir
  • 3:20 - 3:24
    Henry David Thoreau tarafından
    ölümsüzleştirilen,
  • 3:24 - 3:27
    meşhur Walden Pond’dan örnekler topluyor.
  • 3:27 - 3:30
    Thoreau’yu aralarından sayan
    o doğa bilimciler sayesinde,
  • 3:30 - 3:33
    Walden Pond çevresindeki bitkilerin,
  • 3:33 - 3:38
    150 yıl öncekinden üç hafta daha erken
    çiçek açtıklarını biliyoruz.
  • 3:38 - 3:41
    Bu değişiklikler aşamalı olarak
    gerçekleştiğinden,
  • 3:41 - 3:45
    bir kişi bunları on yıllarca
    fark edemeyebilirdi
  • 3:45 - 3:47
    ancak müze koleksiyonları sayesinde
  • 3:47 - 3:52
    dünyamızın nasıl değiştiğini gösteren
    kesintisiz bir kayda sahibiz.
  • 3:52 - 3:55
    Bu yüzden bir dahaki sefere
    bir doğa tarihi müzesini keşfederken
  • 3:55 - 3:57
    gördüğünüz şeyin
    devasa bir bilimsel hazinenin
  • 3:57 - 4:01
    sadece bir taşı olduğunu hatırlayın.
  • 4:01 - 4:05
    O duvarların ardında, ayaklarınız altında
    unutulmuş dünyalara açılan pencereler var.
  • 4:05 - 4:07
    Kim bilir?
  • 4:07 - 4:12
    Gelecekte bir bilim insanı bu pencerelerin
    birinden bakıp sizi görebilir.
Title:
Doğa tarihi müzedelerindeki saklı dünyalar - Joshua Drew
Description:

Doğa tarihi müzelerini düşündüğünde, kafanda dinozorlar ya da göktaşları gibi antik, cansız şeylerle dolu sergileri canlandırıyor olabilirsin. Fakat bu eğitsel yüzün arkasında, bilimsel atılımların yapıldığı gizli laboratuvarlar vardır. Joshua Drew müzelerdeki saklı dünyalardan bazılarına ışık tutuyor.

İçerik: Joshua Drew , Animasyon: Provincia Studio

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TED-Ed
Duration:
04:27

Turkish subtitles

Revisions