Bir barış projesi, üzeri boyanmış 50 bina
-
0:01 - 0:04Manshiyat Naser'de bir sanat eseri
yaratmaya karar verince, -
0:04 - 0:07ki burası Mısır'da Kahire'nin
çöp şehri olarak biliniyor, -
0:07 - 0:09bu projenin en büyüleyici deneyimim
-
0:09 - 0:12olacağını hiç aklımdan geçirmedim.
-
0:13 - 0:15Bir sanatçı olarak hümanist
bir gayem vardı, -
0:15 - 0:18köhne ve unutulmuş bir
mahalleyi güzelleştirmek -
0:18 - 0:23ve sanatı oraya götürüp bu soyutlanmış
topluluğa ışık tutmak istedim. -
0:24 - 0:28Bu Hristiyan Kıpti topluluğunu ilk kez
-
0:28 - 0:332009'da, Mısır yetkililerin
Hüsnü Mübarek rejiminde -
0:33 - 0:39H1N1 virüsü bahanesi ile 300.000 domuzu
kesmeye karar verdiklerinde duydum. -
0:40 - 0:41Asıl işleri domuz yetiştiriciliği.
-
0:42 - 0:45Domuzları ve diğer hayvanları
günlük olarak topladıkları -
0:45 - 0:47organik atıklarla besleniyor.
-
0:47 - 0:48Bu olay onların gelirini yok etti.
-
0:49 - 0:53Manshiyat Naser'e ilk uğradığımda,
labirent gibi gelmişti bana. -
0:53 - 0:56Moqattam tepesinde bulunan
St. Simon manastırını arıyordum. -
0:56 - 0:59Tepeye erişmek için önce sağ
yapıyorsunuz, sonra düz, -
0:59 - 1:01sonra tekrar sağ ve sol.
-
1:01 - 1:06Ama oraya giderken çöp taşan
kamyonların arasından sıyrılmalı -
1:06 - 1:07ve mahallede hareket için
-
1:07 - 1:10en hızlı araç olan 3 tekerlilerin
arasından geçmelisiniz. -
1:11 - 1:14Kamyonlardan boşaltılan
çöp kokusu yoğundu -
1:14 - 1:18ve trafik gürültüsü
yüksek sesli ve sıkıcıydı. -
1:18 - 1:22Bir de depolardaki sıkma makinelerin
gürültüsünü buna ekleyin. -
1:23 - 1:27Dışardan kaos gibi görünüyor
ama her şey mükemmelce organize edilmiş. -
1:29 - 1:31Onlar kendilerine Zaraeeb diyorlar,
-
1:31 - 1:33anlamı domuz yetiştiricisidir.
-
1:33 - 1:35Kahire'nin çöpünü toplamışlar
-
1:35 - 1:38ve bunu kendi mahallelerinde
on yıllarca yapmışlar. -
1:38 - 1:40Çok etkili bir yöntem geliştirdiler
-
1:40 - 1:43ve küresel anlamda son derece
kârlı bir sistem. -
1:43 - 1:48Ama hâlâ kirli, marjinal,
ve ayrı tutulmuş görünüyorlar, -
1:48 - 1:50çünkü çöple bağdaştırılıyorlar.
-
1:51 - 1:54İlk fikrim bir anamorfik
eser tasarlamaktı, -
1:54 - 1:57tek bir stratejik noktadan
görebildiğiniz bir parça. -
1:57 - 2:01Kendi sanatımı zorlamak ve birkaç binayı
kapsayan resim çizmek istedim -
2:01 - 2:06ve bunun bir tek Moqattam tepesinden
görülmesini planladım. -
2:06 - 2:09Moqattam tepesi buradaki
insanların gururudur. -
2:09 - 2:11St. Simon manastırını oraya kurdular,
-
2:11 - 2:17dağın içine kazınmış
toplam 10.000 kişilik bir kilisedir. -
2:17 - 2:21İlk kez bu tepede bulunduğum
-
2:21 - 2:23ve bu mahalleye baktığımda,
-
2:23 - 2:26kendime sordum, bu kadar
ev sahibini binalarını boyamaya -
2:26 - 2:28nasıl ikna edebilirim?
-
2:28 - 2:29Sonra Magd ile tanıştım.
-
2:29 - 2:32Magd kilisede rehberlik yapıyor.
-
2:32 - 2:36Bana bir tek peder Samaan'ı ikna
etmem gerekeceğini söyledi, -
2:36 - 2:38kendisi bu topluluğun lideriydi.
-
2:38 - 2:42Ama peder Samaan'dan evvel
Mario'yu ikna etmem gerekiyordu, -
2:42 - 2:45o da 20 sene önce Kahire'ye taşınmış
Polonya'lı bir sanatçı -
2:45 - 2:49ve dağın içindeki kilisenin tüm
sanat eserlerini yapan kişi. -
2:49 - 2:52Mario'ya çok şey borçluyum.
O bu projenin kilit noktası. -
2:52 - 2:55Benim peder Samaan ile
buluşmamı Mario sağladı. -
2:55 - 2:56Şaşırtıcı ama peder fikrimi sevdi.
-
2:56 - 2:59Bana daha önceki projelerimi ve
-
2:59 - 3:00bunu nasıl yapacağımı sordu.
-
3:00 - 3:03Daha çok neler yazacağımdan
endişe ediyordu. -
3:05 - 3:07Her yarattığım eserimde,
Arapça hat sanatı -
3:07 - 3:09tarzımla mesajlar yazarım.
-
3:09 - 3:12Mesajlarımın yerine göre anlamlı
olmasına gayret ediyorum, -
3:12 - 3:14aynı zamanda evrensel boyutlu,
-
3:14 - 3:17ki dünyada herkes kendine
anlam çıkarabilsin. -
3:18 - 3:19Manshiyat Naser için,
-
3:19 - 3:24Alexandria'lı St. Athanasius'un sözlerini
Arapça'da kullanmaya karar verdim, -
3:24 - 3:26üçüncü yüzyıldan bir Kopti piskoposdu
-
3:26 - 3:30ve şunu demişti: (Arapça),
-
3:30 - 3:31İngilizce çevirisi şudur,
-
3:31 - 3:34"Güneş ışığını görmek isteyen
-
3:34 - 3:35ilk gözlerini temizlemelidir."
-
3:36 - 3:38Benim için önemli olan
-
3:38 - 3:40oradaki topluluğun bu sözlerle
bağlantı kurmalarıydı. -
3:41 - 3:44Bana göre bu alıntı projemi
çok iyi anlatıyordu. -
3:44 - 3:47Peder Samaan projemi onayladı
-
3:47 - 3:50ve onun onayı oradaki topluluğun
desteğini sağladı. -
3:51 - 3:55Yüzlerce litre boya,
bir düzine mavi manuel asansör, -
3:55 - 3:57birkaç kez Kahire'ye gidiş geliş,
-
3:57 - 4:01Fransa, Kuzey Afrika, Orta Doğu
ve Amerika'dan gelen sağlam bir ekip -
4:01 - 4:05ve bir sene tasarım ve lojistik
sürecinden sonra işte buradayız. -
4:05 - 4:07Ekibimiz ve mahalleden bazı üyeler
-
4:07 - 4:11ellinin üzerinde binaya yayılacak
bir parça oluşturduk. -
4:11 - 4:14Bazıları kaligrafi için ayırdığımız
yerleri dolduruyor, -
4:14 - 4:15ben de boya ile tamamlıyorum.
-
4:15 - 4:18Şuraya biraz mavi, oraya sarı,
diğer tarafa turuncu. -
4:18 - 4:20Bazıları manuel asansörleri tutmak için
-
4:21 - 4:23kum torbaları taşıdı ve binaların
-
4:23 - 4:24tepesine yerleştirdi.
-
4:24 - 4:27Diğerleri asansörleri birleştirip
sökmekle meşguldü -
4:27 - 4:29ve binalar arasında taşıyorlardı.
-
4:30 - 4:32Projenin başında,
-
4:32 - 4:36bütün binalara numara verdim
-
4:36 - 4:38ve mahalle sakinleri ile
gerçek bir iletişim yoktu. -
4:38 - 4:40Bu projenin ne işe
yarayacağını anlamadılar. -
4:40 - 4:45Ama hızla bina numaraları
ailelerin soyadıyla yer değiştirdi. -
4:45 - 4:47Birinci bina İbrahim amcanın eviydi.
-
4:48 - 4:50İbrahim amca coşkulu bir adam.
-
4:50 - 4:52Sürekli şarkı söyler ve şaka yapar.
-
4:52 - 4:57Kızları ve oğulları, dördüncü katta
bana saldırmak isteyen -
4:57 - 4:59boğalarından beni kurtardı.
-
4:59 - 5:00(Kahkahalar)
-
5:00 - 5:04Aslında boğa beni camdan görmüş
ve balkona çıkmıştı. -
5:04 - 5:05(Kahkahalar)
-
5:05 - 5:06Evet.
-
5:10 - 5:12İbrahim amca, ben boyarken
her zaman balkona çıkar -
5:12 - 5:14ve benimle sohbet ederdi.
-
5:14 - 5:18On sene hiç dağın tepesine gitmediğini
ve hiç izin almadığını -
5:18 - 5:20söylediğini hatırlıyorum.
-
5:20 - 5:24Dedi ki, eğer çalışmayı bırakırsak,
çöpleri kim durduracak? -
5:24 - 5:27Ama sürpriz olarak, projenin sonunda
-
5:27 - 5:30kendisi dağın tepesine geldi
ve esere göz attı. -
5:30 - 5:33Evinin boyanmış olmasından
gerçekten de onurlanmıştı -
5:33 - 5:37ve bu projenin bir barış projesi
olduğunu söylemişti ve -- -
5:38 - 5:40pardon --
-
5:41 - 5:44(Alkışlar)
-
5:54 - 5:56Teşekkür ederim.
-
5:56 - 6:01Barış ve birlik projesi olduğunu
-
6:01 - 6:03ve insanları birleştirdiğini söyledi.
-
6:04 - 6:07Yani proje hakkında fikirleri değişti
-
6:07 - 6:11ve benim de o semt
hakkında fikirlerim değişti -
6:11 - 6:13ve orada ne yaptıklarına dair.
-
6:13 - 6:17Oradaki herkesin iğrendiği çöpler
onların çöpü değil. -
6:17 - 6:19Ancak çöple çalışıyorlar.
-
6:19 - 6:22Aslında çöpün içinde yaşamıyorlar.
Çöple geçim sağlıyorlar. -
6:22 - 6:24Yani kendimden kuşkulandım ve
-
6:24 - 6:28bu projenin gerçek amacını sorguladım?
-
6:28 - 6:32Sanat getirip orayı
güzelleştirmek değildi amacım. -
6:32 - 6:35Algıları değiştirip bizimle bağlı olan
-
6:35 - 6:39ama tanımadığımız topluluklarla
iletişim kurmaktı. -
6:40 - 6:41Günler sonra,
-
6:41 - 6:43kaligrafi çemberi şekil alıyordu
-
6:43 - 6:47ve heyacanla dağın tepesine
geri dönüp esere bakıyorduk. -
6:47 - 6:50Aynı yerde durunca bu anamorfik eserin
-
6:50 - 6:53sembolizmini fark ettim.
-
6:53 - 6:55Bir insanın gerçek
imajını görmek istiyorsan, -
6:55 - 6:57belki bakış açını değiştirmen gerek.
-
6:58 - 7:00Kuşku ve zorluklarla karşılaştık,
-
7:00 - 7:02korku ve stres gibi.
-
7:02 - 7:04Böyle bir ortamda çalışmak
kolay değildi, -
7:04 - 7:06bazen boyarken altımızda domuzlar vardı
-
7:06 - 7:09veya asansöre ulaşmamız için
çöpe tırmanmamız gerekiyordu. -
7:09 - 7:12Ama hepimiz yükseklik korkusunu,
sallanan asansörün verdiği korkuyu, -
7:12 - 7:13aşırı kokuyu
-
7:13 - 7:16ve zamanında bitirme stresini aştık.
-
7:16 - 7:19Oradaki insanların iyiliği her şeyi
unutmamızı sağladı. -
7:20 - 7:24Üçüncü bina Bakheet amcanın
ve Fareeda teyzenindi. -
7:24 - 7:27Mısır Arapçasında bir deyim var,
"Ahsen Nas," -
7:27 - 7:29"En iyi insanlar" anlamına gelir.
-
7:29 - 7:30Onlar en iyi insanlardı.
-
7:30 - 7:33Genelde onların evinin önünde
mola veriyorduk -
7:33 - 7:35ve mahalledeki çocuklar
-
7:35 - 7:37bize eşlik ediyordu.
-
7:37 - 7:41Manshiyat Naser'deki çocuklardan
çok etkilendim. -
7:41 - 7:45İlk günlerde, ne ikram edersek
reddediyorlardı, -
7:45 - 7:47atıştırdığımız veya içtiğimiz ne olursa.
-
7:47 - 7:49Fareeda teyzeye sordum "Neden böyleler?"
-
7:49 - 7:53Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise,
çocuklarına ikramları geri çevirmelerini -
7:53 - 7:55öğrettiklerini anlattı.
-
7:55 - 7:58Çünkü o kişi kendilerinden
daha muhtaç olabilir. -
7:59 - 8:03Aslında tam o an fark ettim ki,
-
8:03 - 8:05Zaraeeb semti algı konusunu
ele almak için -
8:05 - 8:07en iyi şartları sunuyordu.
-
8:07 - 8:11Halk olarak yanlış kavradıklarımızı
-
8:11 - 8:13ve yargıladığımız, farklı
gördüğümüz grupları, -
8:13 - 8:16iyice sorgulamamız gerekiyor.
-
8:17 - 8:20İyi hatırlıyorum, İbrahim amcanın
evine geç başlamıştık. -
8:20 - 8:23Domuzları evin çatısında beslenirken
-
8:23 - 8:25asansörleri tutan kum
torbalarını yemişlerdi. -
8:25 - 8:27(Kahkahalar)
-
8:28 - 8:31Bakheet amcanın ve Fareeda teyzenin evi
-
8:31 - 8:32bir nevi buluşma noktasıydı.
-
8:32 - 8:34Herkes orada toplanıyordu.
-
8:34 - 8:36İbrahim amcanın barış ve birlik
-
8:36 - 8:39projesinden söz ederken
demek istediği de bu. -
8:39 - 8:42Çünkü gerçekten bir araya geliyorduk.
-
8:42 - 8:45Herkes gülümseyerek selam veriyordu,
içecek ikram ediyordu -
8:46 - 8:50veya öğlen yemeğine bizi
evlerine çağırıyorlardı. -
8:50 - 8:53Bazen binanın ilk katında bulunurken,
-
8:53 - 8:55size biri camı açıp çay ikram ediyor.
-
8:55 - 8:58Sonra aynı şey siz ikinci kata
gelince de oluyordu. -
8:58 - 9:00En üst kata gidene kadar.
-
9:00 - 9:01(Kahkahalar)
-
9:01 - 9:02(Alkışlar)
-
9:02 - 9:05Hayatımda Mısır'da içtiğim
kadar çay içmedim. -
9:05 - 9:07(Kahkahalar)
-
9:07 - 9:09Doğrusu daha erken bitirebilirdik projeyi
-
9:09 - 9:13ama herhalde bu çay molaları yüzünden
üç haftada bitirdik. -
9:13 - 9:14(Kahkahalar)
-
9:17 - 9:20Mısır'da "Nawartouna" diye
bir başka tabir var, -
9:20 - 9:22"Bize ışık getirdiniz," anlamına geliyor.
-
9:23 - 9:26Manshiyat Naser' de bize dedikleriydi.
-
9:26 - 9:28Kaligrafi, aslında --
-
9:28 - 9:32karanlıkta beyazca parlayan boya
kullandım kalifgrafimde -
9:32 - 9:37ve projenin sonunda, projektör kiraladık
-
9:37 - 9:39ve bütün mahalleyi aydınlattık,
-
9:39 - 9:40herkese süpriz oldu.
-
9:40 - 9:42Söylemek istediğimiz,
-
9:42 - 9:44onlar aslında bize ışık getirdi.
-
9:46 - 9:49(Alkışlar)
-
9:57 - 10:01Zaraeeb topluluğu güçlü,
dürüst, çalışkan -
10:01 - 10:03ve kendi değerlerinin farkındalar.
-
10:03 - 10:05Kahire halkı onlara "Zabaleen" diyor,
-
10:05 - 10:07"çöpün insanları" anlamına geliyor
-
10:07 - 10:10ama kaderin cilvesine bakın,
Manshiyat Naser'dekiler -
10:10 - 10:12Kahire'de oturanlara Zabaleen diyor.
-
10:12 - 10:15Asıl bu çöpe neden olanlar onlar,
biz değiliz diyorlar. -
10:15 - 10:16(Kahkahalar)
-
10:16 - 10:17(Alkışlar)
-
10:17 - 10:20Amaç bu topluluğa bir şey katmaktı
-
10:20 - 10:23ama bence onlar
bizim hayatımıza bir şeyler kattılar. -
10:23 - 10:25Bu etkileyici deneyimi yaşamak için
-
10:25 - 10:27sanat projesi sanki bir bahaneydi.
-
10:27 - 10:29Sanat eserim bir gün kaybolacak,
-
10:29 - 10:32şu an İbrahim amcanın evinin
önünde birisi, -
10:32 - 10:34evine ikinci bir kat ekliyor.
-
10:34 - 10:35Yani projenin bir parçasını kapatıyor
-
10:36 - 10:38ve geri dönüp üzerini boyamam gerekecek.
-
10:38 - 10:39(Kahkahalar)
-
10:39 - 10:41Bu bir deneyimdi,
-
10:41 - 10:42hikâyeydi,
-
10:42 - 10:43ana şahit olmaktı.
-
10:45 - 10:46Bu mahallenin caddelerinde
-
10:46 - 10:48resim parçaları görünür,
-
10:48 - 10:50birbirinden soyutlanmış,
-
10:50 - 10:51tek başına duran.
-
10:51 - 10:53Ama kaligrafiyle bitişik olunca
-
10:54 - 10:57bugüne herkesin başkalarını yargılamadan
evvel üzerine düşünmesi gerektiği -
10:57 - 10:59güçlü bir mesaj taşıyor.
-
11:00 - 11:02Güneşin ışığını görmek istiyorsan
-
11:02 - 11:03ilk gözlerini temizle.
-
11:04 - 11:05Teşekkür ederim.
-
11:05 - 11:13(Alkışlar)
- Title:
- Bir barış projesi, üzeri boyanmış 50 bina
- Speaker:
- eL Seed
- Description:
-
eL Seed Arap kaligrafisini grafiti ile kaynaştırıp Tunus'tan Paris'e renkli, fırıl fırıl dönen umut ve barış mesajları boyuyor. Sanatçı ve TED Burslusu şu ana kadar en azimli projesinin hikâyesini paylaşıyor: Mısır, Kahire'nin bir semti, Manshiyat Naser'de 50 binayı kapsayan ve tamamı ancak yakındaki bir dağın tepesinden görülen bir duvar resmi.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 11:26
Eren Gokce approved Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Eren Gokce edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Yunus ASIK accepted Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Erkan Atalay edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Erkan Atalay edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings | ||
Erkan Atalay edited Turkish subtitles for A project of peace, painted across 50 buildings |