Return to Video

Terörizmin manşetlere taşınmayan tarafı

  • 0:01 - 0:02
    Babamı
  • 0:02 - 0:05
    bir soyma bıçağı olan Silahlı Islami Grubundan kurtarabilir miydim?
  • 0:05 - 0:07
    1993 yılı haziran ayında bir salı sabahı,
  • 0:07 - 0:09
    hukuk öğrencisiyken
  • 0:09 - 0:11
    karşı karşıya kaldığım soru buydu.
  • 0:11 - 0:13
    O sabah erken kalktım
  • 0:13 - 0:14
    Cezayir'de Cezayir şehrinin kenar mahallelerinde bulunan,
  • 0:14 - 0:17
    babamın dairesinde,
  • 0:17 - 0:20
    ön kapının durmadan vurulmasıyla.
  • 0:20 - 0:23
    Bir yerel gazetenin anlattığı gibi
  • 0:23 - 0:26
    her salı bir okumuş kişinin
  • 0:26 - 0:29
    aşırı tutucu katillerin kurşunlarıyla düştüğü bir sezondu.
  • 0:29 - 0:31
    Benim babamın üniversitesinin Darwin'i öğretmesiyle
  • 0:31 - 0:33
    daha önce bir sınıf ziyaretini provoke etmişti
  • 0:33 - 0:37
    sözde Islami Kurtuluş Örgütü''nün başkanından,
  • 0:37 - 0:40
    bu başkan babamı biyoloji savunuculuğundan dolayı kınamış
  • 0:40 - 0:42
    bunu babam onu dışarı atmadan önce söylemiş,
  • 0:42 - 0:44
    sonra da dışarıdaki adam,
  • 0:44 - 0:47
    ne kimliğini açıklamış ne de oradan uzaklaşmış.
  • 0:47 - 0:50
    O zaman da babam polisi telefonla aramaya çalışmış
  • 0:50 - 0:52
    ama belki de daha önce birçok Cezayirli memurların canını almış
  • 0:52 - 0:54
    silahlı aşırıcılığın
  • 0:54 - 0:57
    gittikçe artmasından dolayı,
  • 0:57 - 0:59
    cevap veren olmamış.
  • 0:59 - 1:01
    Ve o zaman ben mutfağa gittim,
  • 1:01 - 1:03
    elime bir soyma bıçağı aldım
  • 1:03 - 1:06
    ve evin girişinde bir pozisyon aldım.
  • 1:06 - 1:07
    Yaptığım saçma bir şeydi, gerçekten,
  • 1:07 - 1:09
    ama yapacak başka bir şey düşünemedim,
  • 1:09 - 1:12
    öylece durdum.
  • 1:12 - 1:14
    Şimdi dönüp baktığımda düşünüyorum da, o an
  • 1:14 - 1:17
    beni "Your Fatwa Does Not Apply Here:
  • 1:17 - 1:19
    Untold Stories from the Fight
    Against Muslim Fundamentalism."
  • 1:19 - 1:23
    adlı kitabı yazma yoluna koyan andı.
  • 1:23 - 1:26
    Başlığı bir Pakistanlı oyundan gelir.
  • 1:26 - 1:29
    Bence aslında o an
  • 1:29 - 1:31
    beni Müslüman soyundan gelen 300 kişi
  • 1:31 - 1:34
    ve yaklaşık 30 ülkeden insanla
  • 1:34 - 1:35
    röportaj yapma yoluna koyan andı,
  • 1:35 - 1:38
    Afganistan'dan Mali'ye kadar,
  • 1:38 - 1:40
    babamın yaptığı gibi barışçıl bir şekilde
  • 1:40 - 1:42
    nasıl aşırıcılığa karşı savaştıklarını
  • 1:42 - 1:46
    ve beraberinde gelen risklerle nasıl başa çıktıklarını öğrenmek için.
  • 1:46 - 1:48
    Allah'tan, 1993 haziranında,
  • 1:48 - 1:51
    bizim tanınmayan misafirimiz gitti,
  • 1:51 - 1:54
    ama başka aileler çok daha şanssızdı,
  • 1:54 - 1:58
    bu düşünce de benim araştırmamı teşvik etti.
  • 1:58 - 2:00
    Her şekilde, birisi geri döner
  • 2:00 - 2:01
    bir kaç ay sonra ve bir not bırakır
  • 2:01 - 2:03
    babamın mutfak masasına
  • 2:03 - 2:07
    üzerinde yalnızca, "Kendini ölmüş bil." yazan bir not brakır.
  • 2:07 - 2:10
    Arkasından, Cezayir'in silahlı aşırıcı grupları
  • 2:10 - 2:13
    200,000 kadar çok sayıda sivil öldürür
  • 2:13 - 2:14
    1990'ların karanlık on yılı
  • 2:14 - 2:17
    olarak anılan zamanda,
  • 2:17 - 2:19
    burada gördüğünüz her bir
  • 2:19 - 2:22
    kadın da dahil olmak üzere.
  • 2:22 - 2:25
    Terörle mücadelenin sert tepkisinde,
  • 2:25 - 2:27
    eyalet işkenceye
  • 2:27 - 2:29
    ve zorlanmış kaybolmalara başvurdu
  • 2:29 - 2:32
    ve bütün bu korkunç olaylar olurken,
  • 2:32 - 2:36
    uluslararası topluluk onları görmezden geldi.
  • 2:36 - 2:40
    Sonunda, benim babam, bir Cezayirli cahilin profesör olmuş oğlu,
  • 2:40 - 2:42
    üniversitede öğretmenlik yapması engellendi
  • 2:42 - 2:44
    ve dairesinden kaçtı
  • 2:44 - 2:45
    ama benim hiç unutmayacağım şey
  • 2:45 - 2:47
    Mahfoud Bennoune hakkında, benim babam,
  • 2:47 - 2:50
    birçok başka Cezayirli enteller gibi,
  • 2:50 - 2:52
    ülkesini terk etmeyi reddetti
  • 2:52 - 2:55
    ve eleştiriler yayınlamaya devam etti,
  • 2:55 - 2:57
    hem aşırıcılara karşı
  • 2:57 - 3:00
    hem de bazen savaştıkları hükumete karşı.
  • 3:00 - 3:03
    Örneğin, El Watan gazetesinin
  • 3:03 - 3:05
    bir 1994 kasım serisinde
  • 3:05 - 3:07
    "Aşırıcılık Nasıl Eşi Benzeri Olmayan
  • 3:07 - 3:10
    Bir Terörizm Oluşturdu" başlıklı yazıyla,
  • 3:10 - 3:11
    babam atalarımızın yaşadığı
  • 3:11 - 3:15
    gerçek İslamdan teröristlerin radikal ayrılığını
  • 3:15 - 3:18
    kınadı.
  • 3:18 - 3:21
    Bu tür sözler sizi öldürebilirdi.
  • 3:21 - 3:22
    Benim babamın ülkesi bana
  • 3:22 - 3:25
    o 1990'ların karanlık on yılı içinde
  • 3:25 - 3:28
    Müslüman aşırı tutuculuğuna karşı olan popüler mücadele
  • 3:28 - 3:30
    dünyanın
  • 3:30 - 3:32
    en önemli
  • 3:32 - 3:34
    ve en çok görmemezlikten gelinen insan hakları mücadelesidir.
  • 3:34 - 3:38
    Bu bugün bile, neredeyse 20 yıl sonra, doğru olan bir şey.
  • 3:38 - 3:39
    Bakın, benim ülkemde
  • 3:39 - 3:41
    sivilleri hedef alan
  • 3:41 - 3:43
    cihatçıları duyuyorsunuz,
  • 3:43 - 3:44
    ayrıca hiç duymadığınız militanlara kafa tutan
  • 3:44 - 3:47
    silahsız insanlar da var
  • 3:47 - 3:52
    ve o insanlar galip gelmek için bizim desteğimize ihtiyaçları var.
  • 3:52 - 3:54
    Batıda, çoğu zaman zannediliyor ki
  • 3:54 - 3:57
    Müslümanlar genellikle terörizme göz yumuyorlar.
  • 3:57 - 3:59
    Sağcı olan bazıları bunu düşünüyor
  • 3:59 - 4:01
    çünkü Müslüman kültürünü doğuştan şiddetli olarak görüyor
  • 4:01 - 4:03
    ve solcu olan bazıları da bunu hayal ediyor
  • 4:03 - 4:04
    çünkü Müslüman şiddetini,
  • 4:04 - 4:06
    aşırı tutucu şiddeti olarak,
  • 4:06 - 4:09
    sadece meşru dertlerin bir ürünü olarak görüyorlar.
  • 4:09 - 4:12
    Ama iki görüş de çok yanlış.
  • 4:12 - 4:14
    Hatta, bütün dünyadaki
  • 4:14 - 4:16
    Müslüman soyundan gelen bir çok insan
  • 4:16 - 4:20
    hem aşırı tutuculuğa hem de terörizme karşı emin rakiptir
  • 4:20 - 4:22
    ve çoğunlukla iyi bir sebeple.
  • 4:22 - 4:24
    Görüyorsunuz, onların bu şiddetin kurbanı olmaları çok daha olağan
  • 4:24 - 4:27
    faili olmalarından.
  • 4:27 - 4:29
    Size bir örnek vermeme izin verin.
  • 4:29 - 4:32
    Bir 2009 yılı Arap dili medya kaynağının
  • 4:32 - 4:35
    anketine göre,
  • 4:35 - 4:38
    2004 ve 2008 yılları arasında,
  • 4:38 - 4:41
    El Kaide'nin kurbanlarından yalnızca yüzde 15'i
  • 4:41 - 4:42
    Batılı'ydı.
  • 4:42 - 4:45
    Bu korkunç bir pay ama Müslüman aşırı tutucular tarafından öldürülen
  • 4:45 - 4:47
    insanların büyük çoğunluğu
  • 4:47 - 4:50
    Müslüman soyundandı.
  • 4:50 - 4:53
    Şimdi ben son beş dakikadır
  • 4:53 - 4:55
    aşırı tutuculuk hakkında konuşuyorum ve sizin
  • 4:55 - 4:57
    tam olarak ne demek istediğimi bilmeye hakkınız var.
  • 4:57 - 5:01
    Cezayirli sosyolog Marieme Helle Lucas tarafından
  • 5:01 - 5:03
    verilen tanımı alıntı yapıyorum
  • 5:03 - 5:05
    ve o diyor ki aşırı tutucular,
  • 5:05 - 5:08
    -lar ekine dikkat edin, yani dünyadaki bütün
  • 5:08 - 5:10
    büyük dini geleneklerin içinde,
  • 5:10 - 5:14
    "aşırı tutuculuklar aşırı sağcı politik hareketler
  • 5:14 - 5:16
    ki küreselleşme bağlamında
  • 5:16 - 5:18
    dini kendi politik hedeflerine ulaşmak için
  • 5:18 - 5:20
    kullanmaktır."
  • 5:22 - 5:24
    Sadia Abbas buna ilahiyatın
  • 5:24 - 5:25
    kökten politikalaşması demiştir.
  • 5:25 - 5:28
    Şimdi ben Müslüman aşırı tutuculuğu adında her yerde aynı olan
  • 5:28 - 5:29
    bir tür tek parça olduğu
  • 5:29 - 5:33
    fikrini aşılamaktan kaçınmak istiyorum
  • 5:33 - 5:35
    çünkü bu hareketler de farklılık gösterirler.
  • 5:35 - 5:38
    Bazıları şiddeti kullanır ve savunur.
  • 5:38 - 5:40
    Bazıları yapmaz ama çoğu zaman iç içeler.
  • 5:40 - 5:42
    Değişik biçimler alırlar.
  • 5:42 - 5:45
    Bazıları hükümet dışı kuruluşlardır,
  • 5:45 - 5:47
    burada İngiltere'de bile Cageprisoners gibi.
  • 5:47 - 5:49
    Bazıları politik partiye dönüşebilir,
  • 5:49 - 5:51
    Müslüman Kardeşliği gibi
  • 5:51 - 5:52
    ve bazıları da açık silahlı gruplardır
  • 5:52 - 5:54
    Taliban gibi.
  • 5:54 - 5:58
    Ama her şekilde, bunlar hep kökten projeler.
  • 5:58 - 6:01
    Muhafazakar veya geleneksel yaklaşımlar değiller.
  • 6:01 - 6:04
    Onlar çoğu zaman insanları İslamla olan ilişkilerini
  • 6:04 - 6:06
    saklamaktan çok değiştirmeye çalışırlar.
  • 6:06 - 6:09
    Benim demeye çalıştığım şey ekstrem Müslüman hak
  • 6:09 - 6:11
    ve yandaşlarının da
  • 6:11 - 6:13
    Müslüman olduğu ya da anlamına gelmesi
  • 6:13 - 6:14
    gerçeği de
  • 6:14 - 6:17
    onları her hangi bir aşırı sağcıdan daha az kötü yapmaz.
  • 6:17 - 6:18
    Yani bana göre, eğer kendimizi
  • 6:18 - 6:20
    özgürlükçü veya solcu olarak görüyorsak,
  • 6:20 - 6:23
    insan hakları savunucusu veya feminist,
  • 6:23 - 6:25
    bu hareketlere karşı gelmeliyiz
  • 6:25 - 6:28
    ve temel rakiplerini desteklemeliyiz.
  • 6:28 - 6:29
    Şimdi açıkçası
  • 6:29 - 6:31
    ben aşırı tutuculuğa karşı
  • 6:31 - 6:33
    sağlam bir mücadeleyi destekliyorum
  • 6:33 - 6:36
    ama aynı zamanda uluslararası hukuka uyan,
  • 6:36 - 6:38
    bir mücadele olmalı ki
  • 6:38 - 6:40
    söylediğim hiç birşey
  • 6:40 - 6:42
    demokrasiyi
  • 6:42 - 6:43
    retlere karşı bir mazeret olmasın diye
  • 6:43 - 6:46
    ve buradan bugün Cezayir Barakat'taki demokrasi yanlısı harekete
  • 6:46 - 6:50
    bir destek çağrısı yapıyorum.
  • 6:50 - 6:52
    Söylediğim hiç birşey
  • 6:52 - 6:55
    insan hakları ihlaline bir mazeret de olmamalı,
  • 6:55 - 6:57
    bu hafta Mısır'da yapılan
  • 6:57 - 6:59
    toplu infazlar gibi.
  • 6:59 - 7:01
    Ama demeye çalıştığım
  • 7:01 - 7:04
    bu aşırı tutucu Müslüman hareketlere meydan okumalıyız
  • 7:04 - 7:06
    çünkü insan haklarına bir tehditler
  • 7:06 - 7:09
    çoğunlukta Müslüman yerlere karşı
  • 7:09 - 7:11
    ve bunu değişik şekillerde yapıyorlar,
  • 7:11 - 7:14
    en belirgin olanı sivillere direkt saldırılarla
  • 7:14 - 7:16
    bunları yapan silahlı gruplar tarafından.
  • 7:16 - 7:19
    Ama o şiddet sadece başlangıcı.
  • 7:19 - 7:22
    Bu hareketler dini ve cinsel azınlıklara karşı
  • 7:22 - 7:25
    ayrımcılığı sağlar.
  • 7:25 - 7:28
    Onlar başka bir şekilde ibadet eden
  • 7:28 - 7:30
    veya hiç etmeyen insanların
  • 7:30 - 7:32
    dini özgürlüklerini kısıtlamayı amaçlıyorlar.
  • 7:32 - 7:36
    Ve en tanımlayıcı olarak, kadın haklarına
  • 7:36 - 7:38
    tam bir savaşın öncüleridir.
  • 7:38 - 7:40
    Şimdi, bu hareketlerle karşı karşıya kalarak
  • 7:40 - 7:41
    son zamanlarda, Batılı konuşmaları
  • 7:41 - 7:43
    çoğu zaman
  • 7:43 - 7:45
    iki hatalı cevap sundu.
  • 7:45 - 7:48
    İlki bazen sağda bulunan
  • 7:48 - 7:50
    önerilen düşüncenin Müslümanların çoğu aşırı tutucu
  • 7:50 - 7:54
    ya da İslam hakkında bir şey özünde aşırı tutucu
  • 7:54 - 7:57
    ve bu aşağılatıcı ve yanlış
  • 7:57 - 7:59
    ama ne yazık ki solda karşılaşılan şey
  • 7:59 - 8:01
    Müslüman aşırı tutuculuğun varlığını kabul edemeyecek kadar
  • 8:01 - 8:05
    fazla politik konuşmalar olması
  • 8:05 - 8:08
    ya da, daha kötüsü, onun için özür dilemek
  • 8:08 - 8:10
    ve bu da kabul edilemez.
  • 8:10 - 8:12
    Yani ben bütün bunları konuşacak
  • 8:12 - 8:14
    yeni bir yol arıyorum,
  • 8:14 - 8:17
    yaşanmış olaylar ve ön saflardaki insanların umutlarında
  • 8:17 - 8:20
    çakılmış olan.
  • 8:20 - 8:22
    Ben acı bir şekilde farkındayım ki
  • 8:22 - 8:25
    Müslümanlara karşı ayrımcılıkta bir artış olduğunun
  • 8:25 - 8:28
    Birleşik Krallık ve ABD gibi ülkelerde
  • 8:28 - 8:31
    ve bu da büyük bir endişe kaynağı,
  • 8:31 - 8:32
    ama ben inanıyorum ki
  • 8:32 - 8:35
    bu aşırı tutuculara karşı gelmiş
  • 8:35 - 8:36
    ve onların bir numaralı kurbanı olmuş
  • 8:36 - 8:38
    Müslüman soyundan gelenlerin
  • 8:38 - 8:40
    stereotip karşıtı hikayeler anlatmak da
  • 8:40 - 8:45
    o ayrımcılığın üstesinden gelinebilecek harika bir yoldur.
  • 8:45 - 8:47
    Şimdi sizi
  • 8:47 - 8:48
    büyük bir onurla anlatacağım
  • 8:48 - 8:52
    dört kişiyle tanıştırayım.
  • 8:52 - 8:54
    Faizan Peerzada ve babasının adı verilmiş
  • 8:54 - 8:56
    Rafi Peer Tiyatrosu workshopu
  • 8:56 - 8:58
    Pakistan'da
  • 8:58 - 9:00
    yıllardır güzel sanatları teşvik etmiştir.
  • 9:00 - 9:01
    Cihatçı şiddetlerin artmasıyla,
  • 9:01 - 9:03
    tehditler almaya başlamışlar
  • 9:03 - 9:06
    etkinliklerini iptal etmeleri için, ki onlara aldırış etmediler.
  • 9:06 - 9:09
    Ve sonra bir bombacı onların 2008
  • 9:09 - 9:12
    Lahore sekizinci güzel sanatlar festivalini bombaladı,
  • 9:12 - 9:14
    etkinliğe düşen
  • 9:14 - 9:15
    bir cam yağmuru yaratıp
  • 9:15 - 9:17
    dokuz kişiyi yaraladı
  • 9:17 - 9:19
    ve yine aynı gece daha sonra,
  • 9:19 - 9:22
    Peerzadalar çok zor bir karar verdiler:
  • 9:22 - 9:24
    festivallerinin
  • 9:24 - 9:27
    planlandığı gibi ertesi günü de devam edeceğini duyurdular.
  • 9:27 - 9:28
    Faizan'ın da o zaman dediği gibi,
  • 9:28 - 9:30
    İslamcılara boyun eğersek,
  • 9:30 - 9:33
    yalnızca karanlık bir köşede oturuyor oluruz.
  • 9:33 - 9:35
    Ama ne olacağını bilmiyorlardı.
  • 9:35 - 9:38
    Kimse gelir miydi?
  • 9:38 - 9:40
    Aslında, ertesi günü binlerce insan geldi
  • 9:40 - 9:43
    Lahore'deki güzel sanatları desteklemek için
  • 9:43 - 9:45
    ve bu Faizan'ı hem heyecanlandırdı
  • 9:45 - 9:47
    hem de korkuttu
  • 9:47 - 9:48
    ve iki küçük çocuğuyla gelmiş olan
  • 9:48 - 9:50
    bir kadına koştu
  • 9:50 - 9:53
    ve dedi ki,"Biliyorsunuz burada dün bir bomba patladı
  • 9:53 - 9:56
    ve biliyorsunuz ki bugün de olma tehdidi var."
  • 9:56 - 9:58
    Ve kadın dedi ki,"Bunu biliyorum,
  • 9:58 - 9:59
    ama ben festivalinize
  • 9:59 - 10:02
    annemle gelmiştim çocuklarımın yaşındayken
  • 10:02 - 10:05
    ve o görüntüler hala kafamda.
  • 10:05 - 10:07
    Burada olmamız lazım."
  • 10:07 - 10:09
    Böyle güvenilir izleyicilerle,
  • 10:09 - 10:10
    Peerzadalar festivallerini
  • 10:10 - 10:13
    zamanında bitirebildiler.
  • 10:13 - 10:14
    Ve de bir sonraki yıl,
  • 10:14 - 10:16
    bütün sponsorlarını
  • 10:16 - 10:18
    güvenlik riskiyle kaybettiler.
  • 10:18 - 10:21
    Sonra 2010'da onlarla tanıştığımda,
  • 10:21 - 10:23
    bir sonraki etkinliklerinin ortasındalardı
  • 10:23 - 10:26
    aynı yerde yapabilme olanağı bulmuşlardı
  • 10:26 - 10:29
    ve bu dokuzuncu gençlik güzel sanatlar etkinliğiydi
  • 10:29 - 10:32
    daha önce 44 terör saldırısı olan bir yıl geçiren
  • 10:32 - 10:36
    Lahore'de düzenleniyordu.
  • 10:36 - 10:38
    O sıralar Pakistanlı Taliban
  • 10:38 - 10:40
    Malala Yousafzai'yle sonuçlanan,
  • 10:40 - 10:42
    kız okullarına
  • 10:42 - 10:45
    sistematik hedeflemelerin başlandığı zamanlardı.
  • 10:45 - 10:50
    Peki Peerzadalar öyle bir çevrede ne yaptılar?
  • 10:50 - 10:53
    Bir kızlar okulu tiyatrosu sergilediler.
  • 10:53 - 10:55
    Yani ben "Naang Wal"ı seyretme ayrıcalığını elde ettim
  • 10:55 - 10:58
    ki bu müzikal Pencap dilindeydi
  • 10:58 - 11:00
    ve Lahore Gramer Okulu kızları
  • 11:00 - 11:02
    bütün rolleri oynadılar.
  • 11:02 - 11:03
    Şarkı söyleyip dans ettiler,
  • 11:03 - 11:05
    fareleri oynadılar ve mandayı da
  • 11:05 - 11:08
    ve nefesimi tutup merak ettim,
  • 11:08 - 11:09
    bu muhteşem gösterinin
  • 11:09 - 11:12
    sonuna gelebilecek miydik?
  • 11:12 - 11:14
    Ve sonuna geldiğimizde, bütün seyirciler
  • 11:14 - 11:16
    hep beraber nefes verdi
  • 11:16 - 11:18
    ve bazı insanlar da resmen ağladı
  • 11:18 - 11:21
    ve sonra da oditoryumu
  • 11:21 - 11:23
    huzurlu bir alkış patlamasıyla doldurdular.
  • 11:23 - 11:26
    Ve o anda iki yıl önce
  • 11:26 - 11:29
    bombacılar burada manşetlere taşındığını
  • 11:29 - 11:31
    düşündüğümü hatırlıyorum
  • 11:31 - 11:33
    ama o gece ve o insanlar
  • 11:33 - 11:36
    aynı önemde bir hikayeler.
  • 11:38 - 11:41
    Maria Bashir Afganistan'daki
  • 11:41 - 11:44
    ilk ve tek kadın baş savcısıdır.
  • 11:44 - 11:46
    2008 yılından beri görevde
  • 11:46 - 11:48
    ve hatta kadınlara karşı şiddetleri
  • 11:48 - 11:50
    incelemek için bir ofis açtı,
  • 11:50 - 11:53
    onun dediğine göre vekaletindeki
  • 11:53 - 11:54
    en önemli bölgedir.
  • 11:54 - 11:57
    Onunla Herat'taki ofisinde görüştüğümde,
  • 11:57 - 11:59
    dört kocaman silahlı dört iri adam
  • 11:59 - 12:02
    eşliğinde girdi içeri.
  • 12:02 - 12:05
    Hatta, şu an 23 korumacısı var
  • 12:05 - 12:07
    çünkü neredeyse çocuklaını öldüren
  • 12:07 - 12:09
    bomba saldırıları geçirmiş
  • 12:09 - 12:12
    ve saldırılar bir korumacısının bir bacağını almış.
  • 12:12 - 12:14
    Neden devam ediyor?
  • 12:14 - 12:17
    Bir gülümsemeyle diyor ki o herkesin
  • 12:17 - 12:19
    sorduğu soru-
  • 12:19 - 12:23
    onun deyimiyle,"Sen neden yaşamamayı riske sokmuyorsun?"
  • 12:23 - 12:24
    Ve budur yalnızca onun için,
  • 12:24 - 12:28
    gelecek bütün Maria Bashirlere daha iyi bir gelecek
  • 12:28 - 12:29
    riske değerdir
  • 12:29 - 12:31
    ve biliyor ki onun gibi insanlar
  • 12:31 - 12:33
    riski almazsa
  • 12:33 - 12:35
    daha iyi bir gelecek olmayacak.
  • 12:35 - 12:37
    Röportajımızın devamında,
  • 12:37 - 12:39
    Savcı Bashir bana ne kadar endişelendiğini söylüyor
  • 12:39 - 12:41
    hükumetin Taliban'la,
  • 12:41 - 12:43
    onu öldürmeye çalışan insanlarla,
  • 12:43 - 12:46
    görüşmelerinin olası sonuçlarından,
  • 12:46 - 12:47
    "Eğer onlara hükumette bir yer verirsek,"
  • 12:47 - 12:51
    "Kadın haklarını kim koruyacak?" diye soruyor.
  • 12:51 - 12:53
    Ve uluslararası topluluğun
  • 12:53 - 12:56
    kadınlar hakkındaki sözü unutmamalarını
  • 12:56 - 12:59
    rica ediyor
  • 12:59 - 13:02
    çünkü şimdi Taliban'la barış istiyorlar.
  • 13:02 - 13:04
    Afganistan'dan ayrıldıktan bir kaç hafta sonra,
  • 13:04 - 13:08
    internette bir haber görüyorum,
  • 13:08 - 13:10
    Bir Afgan savcıya suikast düzenlendi.
  • 13:10 - 13:12
    Çaresizce googleladım
  • 13:12 - 13:14
    ve şükürler olsun o gün öğreniyorum ki
  • 13:14 - 13:16
    Maria kurban değildi,
  • 13:16 - 13:18
    ama maalesef, bir başka Afgan savcı
  • 13:18 - 13:21
    işe giderken silahla öldürülmüş.
  • 13:21 - 13:23
    Ve şimdi bunun gibi haberler duyduğumda,
  • 13:23 - 13:27
    uluslararası bölükler
  • 13:27 - 13:28
    Afganistan'ı bu yıl ve gelecek yıllarda terk ederken,
  • 13:28 - 13:30
    oradaki insanlara neler olduğunu
  • 13:30 - 13:33
    umursamaya devam etmeliyiz,
  • 13:33 - 13:35
    bütün Maria Bashirleri.
  • 13:35 - 13:39
    Bazen hala onun sesi aklımda
  • 13:39 - 13:41
    hiç bir kabadayılık yapmadan, diyor ki,
  • 13:41 - 13:43
    "Afganistan'daki kadınların durumu
  • 13:43 - 13:45
    bir gün daha iyi olacak.
  • 13:45 - 13:48
    Bunun için hazırlanmalıyız,
  • 13:50 - 13:52
    öldürülsek bile."
  • 13:52 - 13:53
    Yeterli kelimeler yok
  • 13:53 - 13:58
    al Shabaab teröristlerini kınamak için
  • 13:58 - 14:00
    Nairobi'deki Westgate Alışveriş Merkezine
  • 14:03 - 14:06
    saldıran
  • 14:06 - 14:08
    aynı gün bir çocuk yemek pişirme yarışması olarak
  • 14:08 - 14:11
    Eylül 2013'te.
  • 14:11 - 14:13
    67 kişi öldürdüler, şairler ve hamile kadınlar dahil olmak üzere.
  • 14:13 - 14:16
    Uzaklarda A.B.D'nin orta bölgesinde,
  • 14:16 - 14:18
    Somali-Amerikalılarla tanışma fırsatını buldum
  • 14:18 - 14:21
    ki onlar al Shabaab çalışmalarını durdurma üzerinde çalışıyorlardı
  • 14:21 - 14:23
    şehirleri Minneapolis'ten
  • 14:23 - 14:26
    küçük sayıda genç insan gruba dahil etmeye çalışıyorlardı
  • 14:26 - 14:29
    Westgate gibi vahşetlerde yer almak için.
  • 14:29 - 14:31
    Abdirizak Bihi'nin çalışkan
  • 14:31 - 14:34
    17 yaşındaki yeğeni Burhan Hassan
  • 14:34 - 14:36
    buraya 2008 yılında kaydedildi,
  • 14:36 - 14:40
    Somali'ye uçuruldu
  • 14:40 - 14:42
    ve sonra da eve dönmeye çalışınca öldürüldü.
  • 14:42 - 14:44
    O zamandan beri, Bihi Bey,
  • 14:44 - 14:46
    parasız Somalili Eğitim ve Avukatlık Merkezi'ni yöneten,
  • 14:46 - 14:49
    gruba kaydedilmeleri açıkça kınıyor
  • 14:49 - 14:52
    ve hükumetin başarısızlıklarını
  • 14:52 - 14:54
    ve Somali-Amerikan kurumları
  • 14:54 - 14:56
    Abubakar As-Saddique İslam Merkezi gibi
  • 14:56 - 14:57
    oradaki bir gençlik programında
  • 14:57 - 14:59
    yeğeninin radikalleştirildiğine inanıyor.
  • 14:59 - 15:02
    Ama sadece camiiyi eleştirmiyor.
  • 15:02 - 15:04
    Hükumeti de çevresindeki fakirliği engellemek için
  • 15:04 - 15:06
    daha fazla bir şey yapmamasını da ele alıyor.
  • 15:06 - 15:08
    Kendi ekonomik yetersizliği karşısında,
  • 15:08 - 15:11
    Bihi Bey'in yaratıcı olması gerekti.
  • 15:11 - 15:13
    al Shabaab'ın daha fazla soğumuş genci yoldan çıkarma
  • 15:13 - 15:16
    çabalarını engellemek için,
  • 15:16 - 15:19
    grubun 2010'daki Uganda'da Dünya Kupası izleyenlere olan
  • 15:19 - 15:21
    saldırılarından sonra,
  • 15:21 - 15:24
    karşılık olarak Minneapolis'te
  • 15:24 - 15:26
    bir Ramazan basketbol maçı düzenledi.
  • 15:26 - 15:28
    Çok büyük sayılarda Somalili-Amerıkalı çocuk geldi
  • 15:28 - 15:30
    sporu bağırlarına basmak için
  • 15:30 - 15:34
    ona karşı olan fetvaya rağmen.
  • 15:34 - 15:36
    Burhan Hassan bir daha oynayamayacağı için
  • 15:36 - 15:39
    basketbol oynadılar.
  • 15:39 - 15:42
    Çabaları için, Bihi Bey Abubakar As-Saddique Islam Merkezinin lideri tarafından
  • 15:42 - 15:44
    aforoz edildi,
  • 15:44 - 15:46
    eskiden iyi ilişkiler içinde oldukları halde.
  • 15:46 - 15:50
    Bana dedi ki, "Bir gün imamı televizyonda gördük
  • 15:50 - 15:51
    bize imansız diyordu ve
  • 15:51 - 15:54
    Bu aileler camiyi yok etmeye çalışıyorlar."
  • 15:54 - 15:56
    Bu Abdirizak Bihi'nin onun ne yaptığını
  • 15:56 - 15:58
    anlamaya çalışmasıyla ters düşüyor
  • 15:58 - 16:00
    al Shabaab'ın insan toplamasını açığa çıkararak,
  • 16:00 - 16:04
    ki yaptığı sevdiğim dini
  • 16:05 - 16:07
    küçük sayıda aşırıcıların elinden kurtarmak.
  • 16:07 - 16:11
    Şimdi son bir hikaye anlatmak istiyorum,
  • 16:11 - 16:12
    Cezayir'de 22 yaşındaki bir hukuk öğrencisinin
  • 16:12 - 16:14
    Amel Zenoune-Zouani adında
  • 16:14 - 16:17
    benim 90'lardaki gibi
  • 16:17 - 16:19
    aynı hukuk kariyer hayali kuruyordu.
  • 16:19 - 16:21
    Derslerinden vazgeçmeyi kabul etmedi,
  • 16:21 - 16:23
    o zamanlar Cezayir devletiyle savaşan
  • 16:23 - 16:27
    aşırıcıların
  • 16:27 - 16:31
    okula devam eden herkesi tehdit etmelerine rağmen.
  • 16:31 - 16:33
    26 Ocak 1997'de, Amel bir ramazan akşamı eve gitmek
  • 16:33 - 16:35
    ve ailesiyle geçirmek için
  • 16:35 - 16:37
    okuduğu Cezayir şehrinden
  • 16:38 - 16:39
    otobüse bindi
  • 16:39 - 16:41
    ve hukuk fakültesini bitiremedi.
  • 16:41 - 16:43
    Otobüs oturduğu mahallenin sınırlarına geldiğinde
  • 16:43 - 16:45
    Silahlı İslam Örgütünden
  • 16:45 - 16:47
    adamlar tarafından bakılan
  • 16:47 - 16:49
    kontrol noktasında durduruldu.
  • 16:49 - 16:51
    Okul çantasını taşıyarak
  • 16:51 - 16:53
    Amel otobüsten indirildi
  • 16:53 - 16:54
    ve sokakta öldürüldü.
  • 16:54 - 16:56
    Boğazını kesen adamlar
  • 16:56 - 16:58
    sonra da diğer herkese,
  • 16:58 - 17:01
    "Eğer üniversiteye giderseniz,
  • 17:01 - 17:04
    hepinizi aynen böyle öldürdüğümüz
  • 17:04 - 17:07
    gün gelecek.
  • 17:07 - 17:10
    Amel tam akşam üzeri 5:17'de öldü,
  • 17:10 - 17:11
    bunu sokağa düştüğünde,
  • 17:11 - 17:13
    saatinin kırılmasıyla biliyoruz.
  • 17:13 - 17:15
    Annesi bana saati gösterdi
  • 17:15 - 17:16
    hala saniye kolu
  • 17:16 - 17:20
    iyimser bir şekilde yukarı doğruydu
  • 17:20 - 17:21
    hiç gelmeyecek olan 5:18'e doğru.
  • 17:21 - 17:23
    Ölümünden kısa bir süre önce,
  • 17:23 - 17:24
    Amel annesine kendisinden
  • 17:24 - 17:28
    ve kız kardeşlerinden bahsederek,
  • 17:28 - 17:29
    "Bize hiç bir şey olmayacak, İnşallah, Allah kısmet ederse,
  • 17:29 - 17:30
    ama eğer olursa,
  • 17:30 - 17:31
    bilmelisin ki biz bilgi için öldük.
  • 17:34 - 17:37
    "Sen ve babam başınızı dik tutmalısınız."
  • 17:37 - 17:41
    Böylesi bir genç kızı kaybetmek akıl ermez bir şey
  • 17:41 - 17:43
    ve böylece araştırmamı yaptığım sırada
  • 17:43 - 17:46
    kendimi tekrar Amel'in umudunu ararken buldum
  • 17:46 - 17:49
    ve hatta isminin anlamı Arapça'da umut demek.
  • 17:49 - 17:52
    Galiba umudu iki yerde buldum.
  • 17:52 - 17:54
    Birincisi ailesindeki güç
  • 17:54 - 17:58
    ve diğer bütün kendi hikayelerini anlatan ailelerde
  • 17:58 - 18:01
    ve teröre karşı hayatlarına devam etmelerinde.
  • 18:01 - 18:04
    Hatta, Amel'in kız kardeşi Lamia üzüntüsünü aşıp
  • 18:04 - 18:05
    hukuk fakültesine girdi
  • 18:05 - 18:08
    ve bugün Cezayir şehrinde avukat olarak görev yapıyor,
  • 18:08 - 18:10
    yalnızca silahlı aşırıcıların
  • 18:10 - 18:11
    ülkede büyük ölçüde yenilmesi
  • 18:11 - 18:14
    sayesinde olabilecek bir şey.
  • 18:14 - 18:17
    Ve Amel'in umudunu bulduğum ikinci yer de
  • 18:17 - 18:19
    her yerde kadın ve erkekler
  • 18:19 - 18:22
    cihatçılara karşı çıkmaya devam ediyordu.
  • 18:22 - 18:25
    Tüm onları Amel onuruna desteklemeliyiz
  • 18:25 - 18:28
    halen insan hakları mücadelesine devam edenleri,
  • 18:28 - 18:32
    Network of Women gibi.
  • 18:32 - 18:34
    Yetmiyor, kurban hakları savunucusu
  • 18:34 - 18:36
    Cherifa Kheddar'ın Cezayir şehrinde bana söylediği gibi,
  • 18:36 - 18:39
    sadece terörle savaşmak yetmez.
  • 18:39 - 18:42
    Aynı zamanda aşırı tutuculuğa da meydan okumalıyız
  • 18:42 - 18:44
    çünkü terörün kaynağını oluşturan
  • 18:44 - 18:47
    ideolojidir.
  • 18:47 - 18:50
    Neden Amel gibiler, diğerleri gibi
  • 18:50 - 18:52
    daha çok tanınmıyor?
  • 18:52 - 18:55
    Neden herkes Osama bin Laden'n kim olduğunu biliyor
  • 18:55 - 18:57
    ve bin Ladenlere kendi çaplarında baş kaldıran
  • 18:57 - 19:01
    az sayıdakileri bilmiyor.
  • 19:01 - 19:03
    Bunu değiştirmeliyiz ve böylece sizden istediğim
  • 19:03 - 19:05
    lütfen bu hikayeleri
  • 19:05 - 19:07
    kendi iletişim ağlarınızdan paylaşmanız.
  • 19:07 - 19:09
    Tekrar Amel Zenoune'nin saatine bakın,
  • 19:09 - 19:11
    sonsuza kadar donmuş
  • 19:11 - 19:13
    ve şimdi lütfen kendi saatinize bakın
  • 19:13 - 19:16
    ve bu anın Amel gibi insanlara
  • 19:16 - 19:18
    yardım etmeye karar verdiğiniz an olsun.
  • 19:18 - 19:20
    Daha kolay olduğu için
  • 19:20 - 19:22
    ya da Batılı siyaseti de hatalı diye değil,
  • 19:22 - 19:25
    5:17 hala geldiği için
  • 19:25 - 19:27
    çok fazla Amel Zenounelere
  • 19:27 - 19:29
    kuzey Nijerya gibi yerlerde
  • 19:29 - 19:31
    cihatçılar öğrenci öldürdüğü için
  • 19:31 - 19:33
    sessiz kalmaya hakkımız yok.
  • 19:33 - 19:37
    Kendi çevrelerinde barışçıl şekilde aşırıcılığı
  • 19:37 - 19:39
    ve terörizmi değiştiren
  • 19:39 - 19:42
    tüm insanlara destek için ses çıkarma zamanı
  • 19:42 - 19:43
    şimdidir.
  • 19:43 - 19:46
    Teşekkür ederim.
  • 19:46 - 19:48
    (Alkış)
Title:
Terörizmin manşetlere taşınmayan tarafı
Speaker:
Karima Bennoune
Description:

Karima Bennoune, gerçek hayatta yaşanan, insanların kendi çevrelerindeki aşırı tutuculuğa karşı savaştıkları dört güçlü hikaye paylaşıyor- sevdikleri inançlarının suça, saldırılara ve cinayetlere alet edilmesini reddediyorlar. Bu kişisel hikayeler dünyanın en çok görmezden gelinen insan hakları mücadelesini insanlaştırır.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
20:05

Turkish subtitles

Revisions