Kilisemin içindeki değişim için nasıl çalışıyorum
-
0:01 - 0:04Din inançtan fazlasıdır.
-
0:04 - 0:06Din güç ve etkidir.
-
0:06 - 0:09Her gün inancımız ne olursa olsun
-
0:09 - 0:13bu etki hepimize tesir eder.
-
0:13 - 0:17Dinin günümüzdeki devasa etkisine rağmen
-
0:17 - 0:21onu toplumun diğer bütün sektörlerinden
-
0:21 - 0:24farklı bir şekilde inceler
ve sorumlu tutarız. -
0:24 - 0:28Örneğin, bugün eğer hiçbir kadının
-
0:28 - 0:31lider konumunda olamayacağını söyleyen
-
0:31 - 0:36bir hükûmet ya da şirket olsaydı,
-
0:36 - 0:40hiçbir kadının karar verme yetkisi olamaz,
-
0:40 - 0:44hiçbir kadın herhangi bir finansal
işle ilgilenemez, -
0:44 - 0:45öfkelenirdik.
-
0:45 - 0:47Yaptırımlar olurdu.
-
0:47 - 0:52Bu hemen hemen bugün dünyadaki
bütün dinlerde yaygın bir uygulama. -
0:52 - 0:55Dünyevi hayatta kabul etmediğimiz şeyleri
-
0:55 - 0:58dini yaşamımızda kabul ediyoruz.
-
0:58 - 1:02Bunu biliyorum çünkü 30 yıldır
böyle yapıyorum. -
1:02 - 1:07Büyürken her türlü cinsiyet
ayrımcılığıyla savaşan bir kızdım. -
1:07 - 1:11Erkeklerle sokak basketbolu oynardım
ve kendimi aralarına sokardım. -
1:11 - 1:14Birleşik Devletler'in ilk kadın
başkanı olacağımı söylerdim. -
1:14 - 1:1640 yıldır unutulmuş olan
-
1:17 - 1:19Eşit Hakların Düzenlenmesi için
savaşıyordum. -
1:19 - 1:22Ailemin her iki tarafında da
evin dışında çalışan -
1:22 - 1:26ve yüksek eğitim seviyesine
ulaşan ilk kadındım. -
1:26 - 1:31Dinim dışında, hiçbir zaman
kadın olduğum için -
1:31 - 1:33dışlanmayı kabul etmedim.
-
1:33 - 1:35Bu süre boyunca,
-
1:35 - 1:39son derece ataerkil olan
Ortodoks Mormon dininin bir parçasıydım. -
1:39 - 1:42Aşırı derecede geleneksel
bir ailede büyüdüm. -
1:42 - 1:44Sekiz kardeşim ve evden çıkmayan
bir annem var. -
1:44 - 1:47Babam aslında bir cemaatte dini liderdi.
-
1:48 - 1:53Değerimin ve saygınlığımın
bütün hayatım boyunca bildiğim -
1:53 - 1:57bu kurallara göre
belirlendiğine inanarak büyüdüm. -
1:57 - 2:00Bakire evlen, asla alkol kullanma,
-
2:00 - 2:02sigara içme. her zaman hizmet et,
-
2:02 - 2:04iyi bir çocuk ol.
-
2:04 - 2:08Kurallarımızdan bazıları katıydı,
-
2:08 - 2:11ama kurallara insanları
sevdiğin için uyardın -
2:11 - 2:13ve dinini sevdiğin, inandığın için.
-
2:13 - 2:16Mormonizmle ilgili her şey
ne giyeceğini, kimle çıkacağını, -
2:16 - 2:18kimle evleneceğini belirlerdi.
-
2:18 - 2:20Hangi iç çamaşırını giyeceğini belirlerdi.
-
2:21 - 2:24Kendim de dâhil tanıdığım herkesin
-
2:24 - 2:27kazandıklarının %10'unu
kiliseye bağışladığı türden -
2:28 - 2:29bir dindendim.
-
2:29 - 2:33Gazete dağıtımından ve
bebek bakıcılığından %10 bağışlardım. -
2:33 - 2:36Annelerin çocuklarına şunu
anlattığını duyduğum bir dindardım, -
2:36 - 2:39iki yıllık misyonerlik
görevi için ayrılırken, -
2:39 - 2:42onursuzca eve dönüp
-
2:42 - 2:45günah işlemek yerine
ölmeyi tercih ederlerdi. -
2:45 - 2:48Her yıl gay olduğu için
-
2:48 - 2:51toplum önüne çıkmaktan korkan çocukların
-
2:51 - 2:56kendini öldürdüğü türden bir dindenim.
-
2:56 - 2:58Ama bunların yanında benim dinimde,
-
2:58 - 3:00dünyanın neresinde olursam olayım,
-
3:00 - 3:04birbirimize derhal yardım edeceğimiz
arkadaşlıklarım vardı. -
3:04 - 3:08Bu güvenli hissettiğim yerdi.
Yaşam hakkındaki kesinlik ve berraklıktı. -
3:08 - 3:10Küçük kızımı yetiştirmek için
yardım aldım. -
3:10 - 3:15Bu yüzden hiç soru sormadan sadece
erkeklerin yönetmesini kabul ettim -
3:15 - 3:18ve hiçbir şey sormadan
-
3:18 - 3:21kadınların papazlık dediğimiz,
Tanrı'nın dünyadaki ruhsal yetkisine -
3:21 - 3:22sahip olamayacağını kabul ettim.
-
3:22 - 3:27Erkekler ve kadınlar arasında
işletme bütçesi, disiplin kurulları -
3:27 - 3:30ve karar verme kapasitesindeki
farklılıkları kabul ettim -
3:30 - 3:33ve dinime izin verdim,
-
3:33 - 3:35çünkü dinimi seviyordum.
-
3:35 - 3:37Durana kadar,
-
3:37 - 3:41gerçek erkek işlerinin destek personeli
olarak muamele görmeme -
3:41 - 3:46olanak sağladığımı fark ettim.
-
3:46 - 3:48Kendi içimde bu çelişkiyle yüzleştim
-
3:48 - 3:51ve toplumdaki diğer aktivistlere katıldım.
-
3:51 - 3:55Son 10 yıldır ve daha fazla zamandır
çok çok sıkı çalıştık. -
3:55 - 3:57Yaptığımız ilk şey bilinci yükseltmekti.
-
3:57 - 4:00Görmediğin şeyi değiştiremezsin.
-
4:00 - 4:03Podcastlar yayınlamaya, blog kullanmaya,
makaleler yazmaya başladık. -
4:03 - 4:06Toplumumuzda kadınlarla erkeklerin
-
4:06 - 4:09eşit olmadığı yüzlerce yönü listeledim.
-
4:09 - 4:12Yaptığımız bir sonraki şey,
savunma örgütleri inşa etmekti. -
4:12 - 4:16Kilisede pantolon giymek ve
erkeklerin toplantılarına gitmek gibi -
4:16 - 4:22göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık.
-
4:22 - 4:24Bunlar kolay şeyler gibi görünüyor
-
4:24 - 4:29fakat bize yani organizatörlere göre,
hepsi inanılmaz derecede zordu. -
4:29 - 4:32Dostluklarımızı kaybettik.
İşlerimizi kaybettik. -
4:32 - 4:34Günlük olarak nefret postaları aldık.
-
4:34 - 4:37Yerli basın tarafından sosyal medyada
saldırıya uğradık. -
4:37 - 4:39Ölüm tehditleri aldık.
-
4:39 - 4:43Toplumdaki saygınlığımızı kaybettik.
Bazılarımız aforoz edildi. -
4:43 - 4:46Çoğumuz disiplin kurulu önüne çıkarıldı
-
4:46 - 4:49ve çok sevdiğimiz toplumumuz
tarafından reddedildi, -
4:49 - 4:53çünkü biz onları daha iyi yapmak istedik,
çünkü daha iyi olabileceğimize inandık. -
4:54 - 4:58Kendi insanımdan gelen bu tepkiyi
normal karşılamaya başladım. -
4:58 - 5:02Biri seni değiştirmeye ya da
eleştirmeye çalıştığında, -
5:02 - 5:04nasıl hissedildiğini biliyorum.
-
5:04 - 5:08Ama bütün bu işler boyunca
beni tamamıyla şok eden -
5:08 - 5:12dindar olmayan sol kesimden de
dindar olan sağ kesimin hararetiyle -
5:13 - 5:17eşit ölçüde iğneleyici söz işitmemiz oldu.
-
5:17 - 5:21Laik arkadaşlarımın fark edemediği
şu söylemlerin din düşmanlığı olduğuydu. -
5:21 - 5:25"Tüm dindar insanlar deli ya da aptal."
-
5:25 - 5:27"Dine önem vermeyin."
-
5:27 - 5:31"Onlar homofobik ve cinsiyetçi olacaklar."
-
5:31 - 5:33Bu tür bir düşmanlığın
-
5:33 - 5:37aşırı dincilikle kavga etmek
olmadığını anlamadılar, -
5:37 - 5:41bu aşırı dinciliği besliyordu.
-
5:41 - 5:44Bu argümanların işe
yaramayacağını biliyorum, -
5:44 - 5:48çünkü biri bana da Mormon olduğum için
aptal olduğumu söylemişti. -
5:50 - 5:54Bu kendimi, insanlarımı,
inandığım her şeyi -
5:54 - 5:57savunmama neden olmuştu,
çünkü biz aptal değiliz. -
5:59 - 6:03Yani eleştiri ve düşmanlık işe yaramıyor
ve ben bu argümanları dinlemedim. -
6:04 - 6:06Bu argümanları duyduğumda,
hâlâ tüylerim diken diken oluyor, -
6:06 - 6:08çünkü ailem ve arkadaşlarım var.
-
6:08 - 6:11Bunlar benim insanlarım
ve onları ilk savunan benim, -
6:11 - 6:13ama mücadelem gerçek.
-
6:13 - 6:16Hâlâ bu inançlarını diğerlerinde
yol açabileceği -
6:16 - 6:20kötülük ya da zarardan
onları sorumlu tutarken, -
6:20 - 6:22birilerinin inançlarına nasıl
saygı gösteririz? -
6:22 - 6:25Bu zor bir soru.
Hâlâ mükemmel bir cevabım yok. -
6:25 - 6:29Ailem ve ben bu cambaz ipi üzerinde
10 yıldır yürüyoruz. -
6:29 - 6:32Onlar zeki insanlar.
Onlar sevgi dolu insanlar. -
6:32 - 6:36Onların bakış açısını anlamanız için
size yardım etmeye çalışayım. -
6:36 - 6:39Mormonizm'de, eğer kurallara uyarsan,
-
6:39 - 6:42tüm dini ritüelleri uygularsan,
-
6:42 - 6:45öldükten sonra tekrar ailenle
birlikte olacağına inanırız. -
6:45 - 6:48Ebeveynlerime göre, şu an kolsuz bir
üst giymem kadar -
6:48 - 6:51basit bir şey olan
omuzlarımın görünüyor olması, -
6:51 - 6:53beni değersiz yapıyor.
-
6:53 - 6:56Sonsuza kadar ailemle
birlikte olmayacağım. -
6:56 - 7:00Ama daha fazlası, 15 yaşında trajik bir
kazada ölen bir kardeşim vardı -
7:00 - 7:05ve bunun anlamı, en basitinden, bir daha
bir aile olarak bir arada olamayacağımız. -
7:05 - 7:08Ailem neden moda ya da kadın hakları gibi
-
7:08 - 7:11basit şeylerin kardeşimi bir daha görmemi
-
7:11 - 7:14engelleyeceğini anlayamıyor.
-
7:14 - 7:17İşte uğraştığımız zihniyet bu
-
7:17 - 7:20ve eleştirmek bunu değiştirmez.
-
7:20 - 7:23Bu yüzden ailem ve ben ip üstünde yürüyor,
-
7:23 - 7:26kendimizi açıklıyor,
birbirimize saygı duyuyoruz, -
7:26 - 7:30ama aslında hayatlarımızı yaşayarak
birbirimizin çok basit inançlarını -
7:30 - 7:33geçersiz kılıyoruz ve bu çok zor oluyor.
-
7:33 - 7:36Bunu yapabiliyor olmanın yolu
-
7:36 - 7:38savunma kalkanlarını geride bırakmaktır
-
7:38 - 7:42ve inandıklarının ya da inanmadıklarının
yumuşak taraflarını görebilmektir -
7:42 - 7:47ve de sınırları açık tutarken birbirine
saygı duymaya çalışmaktır. -
7:47 - 7:51Laik sol, ateist, ortodoks
ve dindarların tümünün -
7:51 - 7:55anlamadığı diğer bir şey de,
-
7:55 - 7:58neden dini aktivizmin
umursanması gerektiği? -
7:58 - 8:01Yüzlerce insanın
"Dinini sevmiyorsan bırak onu." -
8:01 - 8:04dediğini söyleyemeyeceğim.
-
8:04 - 8:06Neden bunu değiştirmeye çalışıyorsun.
-
8:07 - 8:09Çünkü Sebt günlerinde,
-
8:09 - 8:12politikamızdaki çatlaklar,
sağlık politikamız -
8:12 - 8:14ve dünya üzerindeki şiddeti öğrendik.
-
8:14 - 8:18Eğitimin, askeriyenin, mali kararların
içine sızıyor. -
8:18 - 8:21Bu kurallar yasal ve kültürel
olarak yazılı hâle geliyor. -
8:21 - 8:26Gerçekten, benim dinimin milletimin
üstünde devasa bir etkisi var. -
8:26 - 8:29Örneğin, Kaliforniya Öneri 8 boyunca
kilisem Kaliforniya'daki -
8:29 - 8:31eşcinsel evliliklerle mücadele
edebilmek için -
8:31 - 8:3422 milyon doların üstünde bağışa ulaştı.
-
8:35 - 8:39Kırk yıl önce,
siyasi tarihçiler şöyle der, -
8:39 - 8:43Eşit Haklar Kanunu'na Mormon
muhalefeti olmasaydı, -
8:43 - 8:47şu anda anayasamızda Eşit Haklar
Kanunu olurdu. -
8:47 - 8:50Bu kaç yaşamı etkiledi?
-
8:51 - 8:54Bütün bu ince kanun ve
kuralların her biri için -
8:54 - 8:57zamanımızı harcayıp mücadele edebiliriz
-
8:57 - 8:58ya da kendimize şunu sorabiliriz:
-
8:58 - 9:05Neden cinsiyet eşitsizliği tüm dünya
çapında ihmal ediliyor? -
9:05 - 9:07Bu tavır neden?
-
9:07 - 9:13Çünkü din sadece
ahlakın kökenini oluşturmadı. -
9:13 - 9:17Normalliğin tohumlarını yarattı.
-
9:17 - 9:21Dinler serbest bırakabilir ya da
hükmü altına alabilir, -
9:21 - 9:24güçlendirebilir ya da sömürebilir,
rahatlatabilir ya da yıkabilir -
9:24 - 9:28ve insanlar üzerindeki bu kıstaslarda
etik ve ahlaki olarak -
9:28 - 9:32genellikle sorumlu
olanlar yetkili değildir. -
9:32 - 9:34Dinler kovulamaz ya da
görmezden gelinemez. -
9:35 - 9:37Onları gerçekten ciddiye almalıyız.
-
9:37 - 9:42Ama az önce de konuştuğum gibi
bir dini etkilemek kolay değil. -
9:42 - 9:44Size insanların ne yaptığını söyleyeceğim.
-
9:44 - 9:46Bizim grublarımız küçük,
bizden yüzlerce var, -
9:46 - 9:49fakat devasa bir etkimiz var.
-
9:49 - 9:52Şu anda, ilk kez kadınların
resimleri salonlarda erkeklerin -
9:52 - 9:53yanına asılıyor.
-
9:53 - 9:56Kadınlar artık kiliselerdeki geniş
toplantılarda dua edebiliyorlar -
9:56 - 9:59ve eskiden asla genel konferanslarda
bulunamazlardı. -
9:59 - 10:01Geçen hafta, tarihi bir hareket olarak,
-
10:01 - 10:05üç kadın bütün kiliseleri denetleyecek
olan liderlik kuruluna -
10:05 - 10:07davet edildi.
-
10:07 - 10:09Mormon toplumunda cinsiyet
eşitsizliğinin konuşulmasına -
10:09 - 10:12izin veren algısal değişimler gördük.
-
10:12 - 10:15Daha muhafazakar kadınların adım atması
ve gerçek değişim için -
10:15 - 10:19bir alan açtık, küçümsensek dahi,
-
10:19 - 10:24"kadınlar" ve "papazlık" kelimeleri artık
aynı cümlede kullanılabiliyor. -
10:24 - 10:27Bu hiç olmamamıştı.
-
10:27 - 10:31Kızım ve yeğenlerim benim hiç sahip
olmadığım bir din mirasını devralıyor, -
10:31 - 10:34daha fazla eşit -- etkimiz oldu.
-
10:35 - 10:38Bu saflarda erkek toplantılarına
girmeye çalışmak -
10:38 - 10:41kolay değildi.
-
10:42 - 10:44Yüzlerce kişi, sırayla,
-
10:44 - 10:46kapıyı açtığımızda
-
10:46 - 10:50"Üzgünüm, bu toplantı
sadece erkekler için" derlerdi -
10:50 - 10:55ve geri çekilip içeri giren,
12 kadar küçük yaştaki -
10:55 - 10:57biz çizgide dururken kavalyelik edilerek
-
10:57 - 11:01bizi geride bırakıp giden
erkeklerin toplantıya girmesini izlerdik. -
11:01 - 11:04Fakat, çizgideki o kadınlardan hiçbiri
o günü unutmayacak. -
11:04 - 11:08ve bizi geride bırakıp giden hiçbir çocuk
o günü unutmayacak. -
11:10 - 11:15Eğer çok uluslu bir şirket olsaydık
ve bu yaşansaydı -
11:15 - 11:17bu hakaret olurdu
-
11:17 - 11:19fakat biz sadece bir diniz.
-
11:19 - 11:22Hepimiz sadece dinlerin bir parçasıyız.
-
11:23 - 11:26Dine bu şekilde bakıp durmaya
devam edemeyiz, -
11:26 - 11:29çünkü bu sadece beni etkilemiyor,
kızımı etkiliyor -
11:29 - 11:32ve hepinizin kızlarını
ve onların sahip olduğu fırsatları, -
11:32 - 11:35ne giyebildiklerini,
kime âşık olup kimle evlenebileceklerini, -
11:35 - 11:37üreme sağlığına erişimi olup olmadığını.
-
11:37 - 11:40Laik bağlamda ahlakı
geliştirmemiz gerekiyor, -
11:41 - 11:43bu dünyadaki bütün dinler için
etik inceleme -
11:43 - 11:45ve hesap verebilirliği oluşturur
-
11:45 - 11:48fakat bunu saygılı bir şekilde
yapmaya ihtiyacımız var, -
11:48 - 11:51bu iş birliğini doğurur, fanatizmi değil.
-
11:51 - 11:55Bunu cinsiyet eşitliği için
ayağa kalkarak -
11:55 - 11:59cesaretin görmezden gelinemez
etkisiyle yapabiliriz. -
11:59 - 12:01Şu an dünya nüfusunun yarısının
dünya çapındaki -
12:01 - 12:04dinlerimiz, kiliselerimiz,
sinagoglarımız, -
12:04 - 12:09camilerimiz ve türbelerimizde
sesi ve eşitliği olmasının zamanı. -
12:09 - 12:12Ben kendi insanlarım için çalışıyorum.
Siz sizinkiler için ne yapıyorsunuz? -
12:13 - 12:19(Alkışlar)
- Title:
- Kilisemin içindeki değişim için nasıl çalışıyorum
- Speaker:
- Chelsea Shields
- Description:
-
İnançların neden olabileceği hasardan dini sorumlu tutarak, kişinin dini inançlarına nasıl saygı duyuyoruz? Chelsea Shields'ın bu soruya cesur bir cevabı var. Ortodoks, Mormon geleneğinde büyüdü ve hayatının başlarını, kadınların LDS Kilisesi içindeki önemli pozisyonlarda dışarıda kaldığını izleyerek geçirdi. Şu anda, antropolog, aktivist ve TED Burslusu kilisesinin kurumsallaşmış cinsiyet eşitsizliğinin reformu için çalışıyor. "Dinler özgürleştirebilir ya da boyun eğdirebilir, güçlendirebilir ya da istismar edebilir, rahatlatabilir ya da tahrip edebilir" diyor. "Sebt günlerinde politikamızın çatlaklarını, sağlık politikamızı ve dünyadaki şiddeti öğrendik."
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 12:36
Eren Gokce approved Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Eren Gokce edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Berfin Nur Şahin accepted Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Berfin Nur Şahin edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church | ||
Yunus ASIK edited Turkish subtitles for How I'm working for change inside my church |