Güney Kutbu'na gidiş ve dönüş — hayatımın en zor 105 günü
-
0:01 - 0:07Evet, aydınlar vahası olan TED'de,
-
0:07 - 0:09bu akşam sizin karşınızda
-
0:09 - 0:15soğuk yerlerde ağır şeyler sürükleme
uzmanı olarak duruyorum. -
0:15 - 0:18Neredeyse tüm yetişkin yaşamım boyunca
kutup keşiflerine önderlik ettim -
0:18 - 0:22ve geçen ay ekip arkadaşım
Tarka L'Herpiniere ve ben -
0:22 - 0:27şimdiye kadar kalkıştığımız
en iddialı keşfi tamamladık. -
0:27 - 0:30Aslında ıssız bir yerde
çoğunlukla sızlanıp sövdüğüm -
0:30 - 0:33dört ayın ardından doğrudan buraya
-
0:33 - 0:38TED sahnesine gönderilmiş
gibi hissediyorum. -
0:38 - 0:42Yani intikalin tamamıyla kusursuz
olmadığını düşünebilirsiniz. -
0:42 - 0:44İlginç yan etkilerden biri,
-
0:44 - 0:46kısa dönem hafızamın büsbütün
kısacık gibi gelmesi. -
0:46 - 0:49Bu yüzden önümdeki 17 dakika
boyunca çok fazla -
0:49 - 0:53sızlanma ve sövmeyi önlemek için
bazı notlar almak zorundaydım. -
0:53 - 0:56Bu keşif hakkında yaptığım ilk konuşma bu
-
0:56 - 1:02ki genom dizmesek veya
uzay teleskopları yapmasak da, -
1:02 - 1:06bu hikâye daha önce yapılmamış
bir şeye ulaşmak için -
1:06 - 1:08her şeyimizi vermekle ilgili.
-
1:08 - 1:12Bu sebeple içinde umarım düşünmeye değer
bir şeyler bulabilirsiniz. -
1:12 - 1:16Bu Antarktika'ya bir
yolculuk, bir keşifti, -
1:16 - 1:21dünyadaki en soğuk, en rüzgârlı, en kuru
ve en yüksek rakımlı kıtaya. -
1:21 - 1:23Büyüleyici bir yer.
Devasa bir yer. -
1:23 - 1:25Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde.
-
1:25 - 1:30Çin ve Hindistan'ın toplamıyla aynı
büyüklükte olan bir kıta. -
1:30 - 1:32Bu arada, son günlerde
-
1:32 - 1:34ilginç bir olay yaşadım,
-
1:34 - 1:38Chris Hadfield'ın birkaç yıl içinde TED'de
rastlamasını beklediğim bir şey, -
1:38 - 1:40şu şekilde devam eden konuşmalar:
-
1:40 - 1:42"Antarktika. Müthiş.
-
1:42 - 1:48Kocamla ben yıl dönümümüz için
Lindblad'le Antarktika'ya gittik." -
1:48 - 1:51Ya da, "Harika,
oraya maraton için mi gittin?" -
1:51 - 1:53(Gülüşmeler)
-
1:54 - 2:00Aslında yolculuğumuz 105 günde arka
arkaya 69 maratondu. -
2:00 - 2:03Antartika kıyılarından Güney
Kutbuna ve oradan geriye -
2:03 - 2:07yaya olarak 3.000 kilometrelik
gidiş dönüş yolculuğuydu. -
2:07 - 2:09Bu süreçte, insan gücüyle yapılan
-
2:09 - 2:15en uzun kutup yolculuğu rekorunu
650 kilometren fazla bir farkla kırdık. -
2:15 - 2:19(Alkış)
-
2:19 - 2:22Körfez Bölgesinden olanlar için,
-
2:22 - 2:26mesafe buradan
San Francisco'ya yürüdükten sonra, -
2:26 - 2:29dönüp tekrar geri yürümekle aynı.
-
2:29 - 2:34Kamp gezisi söz konusu olunca,
bu uzun bir geziydi -
2:34 - 2:37ve onu burada Business Insider
Malezya'nın kutsal sayfalarında -
2:37 - 2:41en kısa şekilde özetlenmiş olarak gördüm.
-
2:41 - 2:46["İki Kâşif En Son Teşebbüs Edildiğinde
Herkesin Öldüğü Kutup Keşfini Henüz Tamamladı"] -
2:46 - 2:49Chris Hadfield korku ve başarı şansı
-
2:49 - 2:54ve tabii hayatta kalma ihtimali hakkında
çok güzel konuştu. -
2:54 - 2:58Tarihte bizden önce bu yolculuğa
kalkışan dokuz kişiden -
2:58 - 3:01hiçbiri kutba gidip geri dönemedi
-
3:01 - 3:04ve beşi bu süreçte hayatını kaybetti.
-
3:04 - 3:07Bu kişi Komutan Robert Falcon Scott.
-
3:07 - 3:10Bu keşfe kalkışan son ekibe önderlik etti.
-
3:10 - 3:12Scott ve rakibi Sör Ernest Shackleton,
-
3:12 - 3:15on yıl boyunca, her ikisi de
Güney Kutbuna -
3:15 - 3:19ilk erişen kişi olmak ve Antarktika'nın
iç bölgelerini haritalamak için, -
3:19 - 3:22mücadele ettikleri seferleri yönettiler,
-
3:22 - 3:25ki orası o zamanlar ayın yüzeyinden
-
3:25 - 3:26daha az bildiğimiz bir yerdi.
-
3:26 - 3:29Çünkü ayı teleskoplar
sayesinde görebiliyorduk. -
3:29 - 3:33Antarktika'nın büyük bir çoğunluğu yüzyıl
önce keşfedilmemişti. -
3:33 - 3:34Bazılarınız hikâyeyi biliyordur.
-
3:34 - 3:37Scott'ın son seferi, 1910'daki
Terra Nova Keşfi, -
3:37 - 3:40büyük bir kuşatmaya benzer bir
yaklaşımla başladı. -
3:40 - 3:42Büyük bir ekibi vardı,
midillileri kullanarak, -
3:42 - 3:45köpekleri kullanarak, benzinle çalışan
traktörleri kullanarak, -
3:45 - 3:48önceden yerleştirilmiş pek çok gıda
ve yakıt deposu bırakarak, -
3:48 - 3:52ki bunlar sayesinde Scott'un beş kişilik
final ekibi Kutba seyahat edebilir, -
3:52 - 3:55oradan geri dönüp, yaya olarak
kıyıya kayakla gidebilirdi. -
3:55 - 3:58Scott ve beş kişilik final ekibi
-
3:58 - 4:01Güney Kutbu'na Ocak 1912'de eriştiler.
-
4:01 - 4:06Orada Roald Amundsen tarafından yönetilen
köpek kızaklarına binen Norveçli ekibin -
4:06 - 4:08onları geçtiğini öğrendiler.
-
4:08 - 4:10Scott'ın ekibi yaya olarak gelmişti.
-
4:10 - 4:15Bir yüzyıldan fazla bir süre,
bu yolculuk bitmeden kaldı. -
4:15 - 4:18Scott'ın beş kişilik ekibi dönüş
yolculuğunda hayatlarını kaybetti. -
4:18 - 4:20Son on yıldır da,
-
4:20 - 4:23bunun neden böyle olduğunu
kendime soruyorum. -
4:23 - 4:26Nasıl olur da bu doruk
noktası olarak kalır? -
4:26 - 4:29Scott'ın ekibi yaya olarak
2.500 kilometrelik alanı geçti. -
4:29 - 4:30O zamandan beri kimse buna yaklaşamadı.
-
4:30 - 4:33Yani insan dayanıklılığının,
insan çabasının, -
4:33 - 4:36tartışmasız dünyadaki en zorlu iklimde
-
4:36 - 4:39insanın atletik başarısının
zirve noktası bu. -
4:39 - 4:411912'den beri maraton rekorunun hiç
-
4:41 - 4:44kırılmamış olması gibiydi.
-
4:44 - 4:49Elbette merak, inat ve muhtemelen gururun
-
4:49 - 4:51biraz garip ve beklenen kombinasyonu beni
-
4:51 - 4:55bu işi tamamlamayı deneyecek adam
olabileceğime dair düşünmeye sevk etti. -
4:55 - 4:59Scott'un seferinin aksine,
sadece ikimiz vardık -
4:59 - 5:02ve geçen sene Ekim'de Antarktika'nın
kıyısından yola çıktık. -
5:02 - 5:04Scott'ın "insanla taşıma" dediği gibi,
-
5:04 - 5:07her şeyi kendimiz sürükledik.
-
5:07 - 5:10Mesafe buradan San Francisco'ya
yürüyüp dönmek kadar derken, -
5:10 - 5:13aslında var olan en ağır NFL
oyuncusundan biraz daha -
5:13 - 5:16ağır bir şeyi sürükleyerek
yürümeyi kastettim. -
5:16 - 5:18Başlangıçta kızaklarımızın her biri
-
5:18 - 5:21200 kilo veya 440 libre ağırlığındaydı,
-
5:21 - 5:25Scott'ın midillilerinin en zayıfının
çektiği ağırlıkla aynı. -
5:25 - 5:29Başlangıçta saatte ortalama
0,8 kilometre yaptık. -
5:29 - 5:32Belki de şimdiye kadar,
bir yüzyıldan fazla süredir -
5:32 - 5:34bu yolculuğa kimsenin
kalkışmamasının sebebi -
5:34 - 5:38kimsenin denemek için
yeterince aptal olmamasıydı. -
5:38 - 5:40Kelimenin tam anlamıyla Edward üslubu
-
5:40 - 5:43keşif yaptığımızı iddia etmesem de-
-
5:43 - 5:47hiçbir dağa isim vermiyorduk veya
meçhul vadileri haritalamıyorduk. -
5:47 - 5:52Meçhul bir bölgeye insani anlamda
adım attığımızı düşünüyorum. -
5:52 - 5:55Elbette, gelecekte insan
beyninde bir alanın, -
5:55 - 5:59biri kendi kendine sövünce
aydınlandığını öğrenirsek -
5:59 - 6:02hiç de şaşırmam.
-
6:02 - 6:04Ortalama bir Amerikalı'nın
zamanının %90'ını -
6:04 - 6:06kapalı ortamlarda
geçirdiğini duymuşsunuzdur. -
6:06 - 6:09Biz dört ay boyunca içeri girmedik.
-
6:09 - 6:11Güneşin batışını da görmedik.
-
6:11 - 6:1324 saat boyunca gün ışığı vardı.
-
6:13 - 6:15Yaşam koşulları oldukça sertti.
-
6:15 - 6:20105 gün boyunca iç çamaşırımı
üç kez değiştirdim -
6:20 - 6:24ve Tarka'yla ben çadır içinde
3 metrekareyi paylaştık. -
6:24 - 6:29Ancak Scott'ın hayal edemeyeceği türden
bir teknolojiye sahiptik. -
6:29 - 6:32Her akşam çadırdan, tamamı güneşle
çalışan bir dizüstü bilgisayar -
6:32 - 6:34ve özel yapım bir uydu vericisi ile
-
6:34 - 6:36
canlı olarak blog yazdık: -
6:36 - 6:38Çadır üzerinde esnek bir
fotovoltaik panelimiz vardı. -
6:38 - 6:42Yazmak benim için önemliydi.
-
6:42 - 6:48Çocukken macera ve keşif
kitaplarından etkilenmiştim -
6:48 - 6:51ve bu hafta burada hepimiz
-
6:51 - 6:55hikâye anlatmanın önemini
ve gücünü gördük. -
6:55 - 6:5721. yüzyılın donanımına sahiptik,
-
6:57 - 7:00ancak gerçekte Scott'un
karşılaştığı sorunlar bizim -
7:00 - 7:02karşılaştıklarımızın aynısıydı:
-
7:02 - 7:06Hava şartları ve Scott'un
kayma dediği şey, -
7:06 - 7:09kızaklarla kar arasındaki
sürtünme miktarı. -
7:09 - 7:13Yaşadığımız en düşük hissedilen
sıcaklık -70'lerdeydi -
7:13 - 7:15ve yolculuğun büyük bir
çoğunluğunda beyaz körlük -
7:15 - 7:18denen sıfır görüşe sahiptik.
-
7:18 - 7:21Dünyadaki en büyük ve en tehlikeli
-
7:21 - 7:24buzullardan biri olan Beardmore buzulu
üzerinde gittik ve geldik. -
7:24 - 7:27180 kilometre uzunluğunda ve yüzeyinin
büyük bir kısmı mavi buz denen hâlde. -
7:27 - 7:31Binlerce yarıkla kaplı, güzel,
çelik sertliğinde parlak mavi -
7:31 - 7:35bir yüzey olduğunu görebilirsiniz.
-
7:35 - 7:39Buzuldaki bu derin çatlaklar
60 metre derinliği bulabiliyor. -
7:39 - 7:40Uçaklar buraya inemez,
-
7:40 - 7:44yani kurtarılmak için en az
-
7:44 - 7:48şansımızın olduğu, teknik yönden en
tehlikede olduğumuz zamandı. -
7:48 - 7:52Güney Kutbu'na yaya olarak
61 gün sonra vardık, -
7:52 - 7:55kötü hava bir gün için yoktu
-
7:55 - 7:57ve söylediğim için üzgünüm
ama biraz düş kırıklığıydı. -
7:57 - 8:00Orada daimi bir Amerikan üssü var;
-
8:00 - 8:03Güney Kutbundaki
Amundsen-Scott Kutup İstasyonu. -
8:03 - 8:05Uçak pistleri var, kantinleri var,
-
8:05 - 8:06sıcak duşları var,
-
8:06 - 8:08postahanesi, turist mağazası,
-
8:08 - 8:12sinema salonu olarak kullanılabilen
basketbol sahaları var. -
8:12 - 8:14Ama bu günlerde durum biraz farklı
-
8:14 - 8:16ve dönümlerce çöp de var.
-
8:16 - 8:17İnsanların yılın 365 günü
-
8:17 - 8:23hamburgerler, sıcak duşlar
ve sinema salonlarıyla -
8:23 - 8:26var olması harika bir şey,
-
8:26 - 8:29ancak çok fazla boş karton
kutu ortaya çıkıyor gibi. -
8:29 - 8:31Bu fotoğrafın solunda gördüğünüz gibi,
-
8:31 - 8:32birkaç dönüm çöp
-
8:32 - 8:35Güney Kutbu'ndan götürülmek
üzere bekliyor. -
8:35 - 8:39Ancak Güney Kutbunda da bir kutup var
-
8:39 - 8:42ve oraya yaya olarak, yardım almadan,
-
8:42 - 8:44destek almadan, en zor rotadan,
-
8:44 - 8:461.500 kilometreye
rekor sürede, tarihte herkesten -
8:46 - 8:48daha fazla yük taşıyarak ulaştık.
-
8:48 - 8:50Eğer orada durup eve uçsaydık,
-
8:50 - 8:53ki bu fazlasıyla akıllıca bir şey olurdu,
-
8:53 - 8:55o zaman benim konuşmam burada biterdi
-
8:55 - 8:58ve bu şekilde biterdi.
-
8:59 - 9:04Eğer çevrenizde doğru ekibiniz, doğru
araçlarınız, doğru teknolojiniz varsa, -
9:04 - 9:07eğer yeterli derecede kendinize inancınız
ve yeterli azminiz varsa, -
9:07 - 9:11o zaman her şey mümkündür.
-
9:13 - 9:15Sonra geri döndük
-
9:15 - 9:18ve o zaman işler ilginçleşmeye başladı.
-
9:18 - 9:22Güney Kutbu düzlüğünün tepesinde,
10.000 fit üzerinde, -
9:22 - 9:25çok rüzgârlı, çok soğuk, çok kuruydu,
biz de bitap düşmüştük. -
9:25 - 9:2735 maraton geçirmiştik,
-
9:27 - 9:28sadece yarı yolu geçmiştik
-
9:28 - 9:30ve elbette güvencemiz vardı,
-
9:30 - 9:32kızaklı uçaklar ve uydu telefonları,
-
9:32 - 9:37Scott'ın sahip olmadığı canlı,
24 saat takip sinyalleri, -
9:37 - 9:38ancak geriye bakınca,
-
9:38 - 9:40güvence hayatımızı kolaylaştırmak yerine,
-
9:40 - 9:42her şeyi aslında daha ince
-
9:42 - 9:46ayrıntıya indirgeyerek, insanoğlu olarak
-
9:46 - 9:50mutlak limitlerimize çok yakın
seyretmemize izin verdi. -
9:50 - 9:54Yiyecekle dolu bir kızağı sürüklerken,
-
9:54 - 9:56günbegün kendinizi açlık
noktasına getirerek -
9:56 - 10:01bitkin düşürmek mükemmel
bir işkence şekli. -
10:01 - 10:05Yıllardır sponsorluk tekliflerinde
insan dayanıklılığının -
10:05 - 10:08limitlerini zorlamakla ilgili düşünmeden
satırlar yazıyordum, -
10:08 - 10:12ancak gerçekte bu durumun içinde
olmak çok korkutucu. -
10:12 - 10:14Kutba varmadan önce, iki hafta
-
10:14 - 10:18bizi yavaşlatan, neredeyse kalıcı,
karşıdan esen rüzgârla karşılaştık. -
10:18 - 10:20Sonuç olarak, yarım erzak yediğimiz
birkaç gün oldu. -
10:20 - 10:23Bu yolculuğu yapmak için
kızaklarda sınırlı -
10:23 - 10:25yiyeceğimiz vardı, bu yüzden yiyeceği
-
10:25 - 10:29yememiz gerekenin yarısı kadar kaloriye
düşürerek, bunu esnetmeye çalışıyorduk. -
10:29 - 10:32Sonuç olarak ikimiz de giderek
hipoglisemik olduk- -
10:32 - 10:35günlerce düşük kan şekeri
seviyelerimiz oldu- -
10:35 - 10:40ve giderek aşırı soğuğa karşı
duyarlı hâle geldik. -
10:40 - 10:42Bir akşam hipotermiden neredeyse bayılmak
-
10:42 - 10:44üzereyken, Tarka bu fotoğrafımı çekti.
-
10:44 - 10:49İkimiz de daha önce hiç yaşamadığımız
tekrarlanan hipotermi nöbetleri geçirdik -
10:49 - 10:51ve gerçekten çok güçten düşürücüydü.
-
10:51 - 10:54Benim gibi siz de hiç pes etmeyen
bir kişi olduğunuzu, -
10:54 - 10:57teslim olmayı reddeceğinizi
-
10:57 - 10:59düşünseniz bile, hipotermi size
-
10:59 - 11:01fazla bir seçenek bırakmaz.
-
11:01 - 11:04Tamamıyla güçsüz hâle gelirsiniz.
-
11:04 - 11:07Sarhoş bir çocuk gibi olmaya benziyor.
-
11:07 - 11:09Acınacak hâle gelirsiniz.
-
11:09 - 11:13Sadece uzanıp bırakmak
istediğimi hatırlıyorum. -
11:13 - 11:15Tuhaf, tuhaf bir histi
-
11:15 - 11:20ve o dereceye kadar kuvvetten düşmek
benim için gerçek bir sürprizdi. -
11:20 - 11:25Sonra yiyeceğimiz tamamen bitti,
-
11:25 - 11:28gidiş yolculuğumuzda bıraktığımız
-
11:28 - 11:30depoların ilkine
75 kilometre uzaklıktaydık. -
11:30 - 11:3210 depo yiyecek bırakmıştık,
-
11:32 - 11:34dönüş yolculuğumuz için yiyecek
ve yakıtı sahiden gömmüştük- -
11:34 - 11:37yakıt ocak içindi, böylece su elde etmek
için karı eritebiliyorsunuz- -
11:37 - 11:43ve yeniden ikmal uçuşu çağırmak üzere
karar almaya mecbur kalmıştım, -
11:43 - 11:48o boşluğu idare etmek için sekiz günlük
yiyecek taşıyan kızaklı bir uçak. -
11:48 - 11:51Antarktika'nın diğer tarafından bize
ulaşmak 12 saatlerini aldı. -
11:51 - 11:55O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim
en zor kararlardan biriydi. -
11:55 - 11:58Az biraz göbekle şimdi burada durarak
biraz sahtekâr gibi görünüyorum. -
11:58 - 12:01Son üç haftada 13 kilo aldım.
-
12:01 - 12:04O kadar aç kalmak ilginç
bir ruhsal yara bıraktı, -
12:04 - 12:09bulabildiğim her otel
büfesini temizliyorum. -
12:09 - 12:11(Gülüşmeler)
-
12:11 - 12:16Gerçekten oldukça açtık,
hem de çok fena. -
12:16 - 12:19O uçağı çağırdığıma bir saniye
olsun pişman değilim, -
12:19 - 12:21çünkü burada canlı olarak duruyorum,
-
12:21 - 12:23bütün parmaklarım yerinde,
bu hikâyeyi anlatıyorum. -
12:23 - 12:28Ancak bu şekilde dışarıdan yardım almak
hiçbir zaman planın bir parçası değildi -
12:28 - 12:31ve bu hâlâ egomun mücadele
ettiği bir şey. -
12:31 - 12:34Bu sahip olduğum en büyük hayaldi
-
12:34 - 12:36ve neredeyse mükemmeldi.
-
12:37 - 12:39Kıyıya doğru dönüşte,
-
12:39 - 12:41kramponlarımız, buzuldaki o mavi buzun
-
12:41 - 12:44üzerinde gidebilmek için
botlarımızdaki o çiviler, -
12:44 - 12:45Beardmore'un tepesinde kırıldı.
-
12:45 - 12:47Çok kaygan, kaya gibi sert mavi buzun
-
12:47 - 12:49üzerinde yokuş aşağı hâlâ
160 kilometre yolumuz vardı. -
12:49 - 12:52Neredeyse her saat tamire
ihtiyaçları vardı. -
12:52 - 12:54Ölçek hakkında size bir fikir vermek için,
-
12:54 - 12:57bu Beardmore Buzulu'nun
girişine doğru bir bakış. -
12:57 - 13:00Manhattan'ın tamamını ufuktaki
boşluğa sığdırabilirsiniz. -
13:00 - 13:03Bu Hope Dağı ve Kyffin Dağı
arası 30 kilometredir. -
13:03 - 13:09Kendimi hiçbir zaman Antarktika'daki
kadar küçük hissetmedim. -
13:10 - 13:12Buzulun ağzına geldiğimizde,
-
13:12 - 13:16taze karın düzinelerce derin
yarığı gizlediğini gördük. -
13:16 - 13:19Shackleton'ın adamlarından biri bu türde
bir alanı geçmenin, -
13:19 - 13:24bir tren garının cam tavanı üzerinde
yürümek gibi olduğunu anlatmış. -
13:24 - 13:27Hatırlayabildiğimden daha
fazla sayıda düştük, -
13:27 - 13:31çoğunlukla karın içinde sadece
kayak veya bot giydik. -
13:31 - 13:33Arada sırada koltuk altlarımıza
kadar içeri girdik, -
13:33 - 13:36ama şükür ki ondan daha derine değil.
-
13:38 - 13:41Beş haftadan daha kısa zaman önce,
105 gün sonra -
13:41 - 13:45o tuhaf bir şekilde talihsiz olan
bitiş çizgisini geçtik, -
13:45 - 13:48Antarktika'nın Yeni Zelanda
tarafındaki Ross Adası kıyısı. -
13:48 - 13:50Ön taraftaki buzu
-
13:50 - 13:53ve onun arkasındaki pürüzlü
kayayı görebilirsiniz. -
13:53 - 13:56Arkamızda yaklaşık 3.000 kilometrelik
bozulmamış kayak pisti duruyor. -
13:56 - 13:59Şimdiye kadar yapılan en uzun
yaya yolculuğunu yaptık, -
13:59 - 14:03on yıldır yapmayı hayal ettiğim bir şey.
-
14:03 - 14:05Geçmişe bakınca,
-
14:05 - 14:08yıllardır hedeflerin önemi,
-
14:08 - 14:09azim ve kendine inanmakla ilgili
-
14:09 - 14:11söylediğim şeylerin
-
14:11 - 14:15arkasında duruyorum,
-
14:15 - 14:20ancak bütün yetişkin hayatın boyunca
-
14:20 - 14:23kendini adadığın, hep meşgul
olduğun amaca -
14:23 - 14:27ulaşınca ne olduğu konusuna pek
kafa yormadığımı itiraf edeceğim -
14:27 - 14:30ve gerçek şu ki, hâlâ biraz
bunu bulmaya çalışıyorum. -
14:30 - 14:34Söylediğim gibi, oralarda olduğuma dair
çok az yapay işaret var. -
14:34 - 14:3513 kilo aldım.
-
14:35 - 14:39Belli belirsiz, şimdi muhtemelen makyajla
kapanmış soğuk ısırması izlerim var. -
14:39 - 14:42Burnumda bir tane, her bir yanağımda,
gözlüklerin olduğu yerde bir tane var, -
14:42 - 14:47ancak içeride gerçekten de
çok farklı bir insanım. -
14:47 - 14:50Dürüst olmak gerekirse,
-
14:50 - 14:55Antarktika beni öylesine çok zorladı
ve alçakgönüllü yaptı ki, -
14:55 - 14:59bunu bir gün kelimelere döküp
dökemeyeceğimden emin değilim. -
14:59 - 15:03Düşüncelerimi bir araya getirmekte
hâlâ zorlanıyorum. -
15:03 - 15:06Burada durup bu hikâyeyi anlatmam,
-
15:06 - 15:11hepimizin istekle, tutkuyla,
-
15:11 - 15:13katışıksız inatla,
-
15:13 - 15:15vazgeçmeyi reddetmekle,
-
15:15 - 15:17büyük şeyler başarabileceğine,
-
15:17 - 15:20Sting'in söylediği gibi eğer
bir şeyi yeterince çok -
15:20 - 15:23hayal edersen mutlaka
olacağına dair bir kanıt. -
15:23 - 15:26Ama aynı zamanda burada
durup şöyle diyorum, -
15:26 - 15:32yolculuğun hedeften daha önemli olduğu
hakkındaki klişeyi biliyorsunuz. -
15:32 - 15:36Bunda bir şeyler var.
-
15:36 - 15:38Varış çizgisine yaklaştıkça,
-
15:38 - 15:42o pürüzlü, kayalık Ross Adası kıyılarına,
-
15:42 - 15:45bu çok uzun, çok zor yürüyüşün
-
15:45 - 15:49bana belki de öğrettiği en büyük ders,
-
15:50 - 15:53mutluluğun bir bitiş çizgisi olmadığıdır.
-
15:53 - 15:58Biz insanlar için birçoğumuzun
hayal ettiği mükemmelliğin -
15:58 - 16:02hiçbir zaman tamamen
ulaşılabilir olamayabilir. -
16:03 - 16:06ve eğer mutlu hissedemez isek,
-
16:06 - 16:11burada, bugün, şimdi, yolculuklarımızda,
-
16:11 - 16:15hepimizin içinde yaşadığı
karmaşanın ve mücadelenin, -
16:15 - 16:18açık döngülerin, "yarısı bitmiş
yapılacaklar listeleri"nin, -
16:18 - 16:21"bir dahaki seferlere
daha iyi olacak"ların ortasında, -
16:21 - 16:23hiçbir zaman bunu hissedemeyebiliriz.
-
16:24 - 16:28Bir sürü insan bundan sonra
ne yapacağımı sordu. -
16:28 - 16:35Şu an sadece kendime geliyor olmakla
ve otel büfelerinin önünde çok mutluyum. -
16:35 - 16:39Ancak Bob Hope'un dediği gibi,
-
16:39 - 16:41çok mütevazı hissediyorum,
-
16:41 - 16:45ama kanımca bununla savaşacak kadar
güçlü kişiliğim var. (Gülüşmeler) -
16:45 - 16:47Teşekkürler.
-
16:47 - 16:51(Alkış)
- Title:
- Güney Kutbu'na gidiş ve dönüş — hayatımın en zor 105 günü
- Speaker:
- Ben Saunders
- Description:
-
Ben Saunders bu yıl şimdiye kadar yaptığı en iddialı yolculuğa teşebbüs etti. Komutan Robert Falcon Scott’un başarısız 1912 kutup seferini tamamlamak için yola koyuldu. Antarktika'nın kıyısından Güney Kutbu'na ve oradan geriye doğru 3.000 kilometrelik, dört ay süren bir gidiş dönüş yolculuğu. Bu maceranın ardından, sadece dönüşünden beş hafta sonra yaptığı ilk konuşmada, Saunders hayatının en zor kararını verdiren bu bir nebze "gurur verici" amaca dair açık, dürüst bir bakış sunuyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 17:04
Eren Gokce edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen accepted Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life | ||
Ramazan Şen edited Turkish subtitles for To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life |