Return to Video

Ev kiralerken yaşadığım küçük problemler

  • 0:00 - 0:06
    18 yaşındaki bir Afro-Amerikalı erkek
    Birleşik Devletler Hava Kuvvetlerine
  • 0:06 - 0:10
    katıldı, Mountain Home Hava
    üssüne tayin edildi ve
  • 0:10 - 0:12
    hava polis bölüğünün bir parçası oldu.
  • 0:12 - 0:16
    Oraya vardığımda ilk amacım
  • 0:16 - 0:19
    bir daire bulmaktı,
  • 0:19 - 0:23
    böylece eşimi ve yeni doğmuş bebeğim,
    Mealnie'yi, Idaho'ya benimle birlikte
  • 0:23 - 0:25
    olmaları için getirebilecektim.
  • 0:25 - 0:27
    Hemen personel dairesine gittim
  • 0:27 - 0:29
    ve personeldeki çocuklarla konuştum.
  • 0:29 - 0:34
    "Hey, İdaho, Mountain Home'da
    daire bulmak problem değil.
  • 0:34 - 0:39
    Buradaki insanlar bizi seviyor
    çünkü bir havacı gelip
  • 0:39 - 0:42
    onların dairelerinden birini
    kiraladığında her zaman
  • 0:42 - 0:44
    paralarını alacaklarını biliyorlar."
    dediler.
  • 0:44 - 0:46
    Bu gerçekten çok önemliydi.
  • 0:46 - 0:49
    "İşte arayabileceğin insanların listesi
  • 0:49 - 0:53
    istediğin daireyi seçmene izin
    verecekler." dedi.
  • 0:53 - 0:55
    Listeyi aldım ve aradım.
  • 0:55 - 0:59
    Telefonun diğer ucundaki bayan açtı ve
    ona ne istediğimi söyledim.
  • 0:59 - 1:01
    "Oh, aramanız çok iyi oldu.
  • 1:01 - 1:05
    Şu anda boşta dört dairemiz var.
  • 1:05 - 1:08
    Bir yatak odalı mı iki yatak
    odalı mı istersiniz." dedi.
  • 1:08 - 1:10
    Sonrasında "Bunları şimdi konuşmayalım.
  • 1:10 - 1:13
    Sadece gelin ve istediğiniz daireyi seçin.
  • 1:13 - 1:15
    Bir sözleşme imzalayacağız
  • 1:15 - 1:19
    ve ailenizi hemen buraya getirmek için
    anahtarlar elinizde olacak." dedi.
  • 1:19 - 1:20
    Çok heyecanlanmıştım.
  • 1:20 - 1:24
    Arabama atladım şehir merkezine
    gittim ve kapıyı çaldım.
  • 1:24 - 1:26
    Kapıyı çaldığımda
    kadın kapıya geldi
  • 1:26 - 1:30
    bana baktı be "yardımcı
    olabilir miyim?" dedi.
  • 1:30 - 1:32
    "Evet, daireler için arayan kişiyim,
  • 1:32 - 1:36
    daireyi seçmek için geldim." dedim.
  • 1:36 - 1:38
    "Biliyor musun, gerçekten üzgünüm,
  • 1:38 - 1:42
    eşim bütün daireleri kiraya verdi ve
    bundan bana bahsetmedi." dedi.
  • 1:42 - 1:47
    "Beşinin hepsini de bir saat içinde mi
    kiraya verdi?" diye sordum.
  • 1:47 - 1:50
    Bana cevap vermedi ve şunu söyledi:
  • 1:50 - 1:53
    "Niçin numaranı bırakmıyorsun,
  • 1:53 - 1:56
    eğer biri boşalırsa sizi ararım?" dedi.
  • 1:56 - 1:59
    Söylemeye gerek yok, ondan
    bir telefon almadım.
  • 1:59 - 2:02
    Daire bulmak için bana
    verdikleri listede olan
  • 2:02 - 2:06
    diğer insanlardan da arayan olmadı.
  • 2:06 - 2:08
    Bunlardan dolayı reddedilmiş hisettim,
  • 2:08 - 2:12
    üsse geri dönüp bölük komutanı
    ile konuştum.
  • 2:12 - 2:14
    Adı McDow,'du, Binbaşı McDow.
  • 2:14 - 2:17
    "Binbaşı McDow, yardımınıza
    ihtiyacım var." dedim.
  • 2:17 - 2:19
    Olanları ona anlattım ve
    işte bana söylediği:
  • 2:19 - 2:21
    "James, sana yardım etmeyi isterim.
  • 2:21 - 2:23
    Fakat problemi biliyorsun:
  • 2:23 - 2:27
    İnsanları kiraya istemedikleri kişilere
    kiraya vermeye zorlayamayız.
  • 2:27 - 2:32
    Bunun yanında toplumdaki bu
    insanlarla çok iyi ilişkilerimiz var ve
  • 2:32 - 2:34
    bunun zarar görmesini istemeyiz." dedi.
  • 2:34 - 2:36
    "Belki de yapman gereken şey şu.
  • 2:36 - 2:39
    Neden aileni evde bırakmıyorsun,
  • 2:39 - 2:42
    çünkü biliyorsun 30 gün yıllık izinin var.
  • 2:42 - 2:43
    Böylece yılda bir kez,
  • 2:43 - 2:48
    eve, ailene gidebilir, bu 30 günü onlarla
    geçirir ve sonra geri dönersin." dedi.
  • 2:48 - 2:50
    Söylemeye gerek yok,
    bu bende karşılık bulmadı.
  • 2:50 - 2:53
    Ondan ayrıldıktan sonra
    tekrar personele gittim
  • 2:53 - 2:54
    ve memur ile görüştüm.
  • 2:54 - 2:57
    "Jim, sanırım senin için
    bir çözüm buldum.
  • 2:57 - 3:02
    Karavanı olan bir havacı ayrılıyor.
  • 3:02 - 3:03
    Eğer farkettiysen, Mountain Home'da
  • 3:03 - 3:06
    her yerde karavan ve karavan parkı var.
  • 3:06 - 3:10
    Bu karavanı alabilirsin ve büyük bir
    ihtimalle iyi fiyat olur
  • 3:10 - 3:12
    çünkü en kısa sürede şehirden
    ayrılmak istiyor.
  • 3:12 - 3:14
    Bu senin derdinin çaresi olur
  • 3:14 - 3:16
    ve sana bir çözüm sağlar." dedi.
  • 3:16 - 3:20
    Hemen arabama atladım, şehir merkezine
    gittim ve karavanı gördüm --
  • 3:20 - 3:21
    küçük bir karavandı
  • 3:21 - 3:23
    fakat mevcut şartlar altında
  • 3:23 - 3:25
    yapabileceğim en iyi şeyin
    bu olduğunu anladım.
  • 3:25 - 3:27
    Böylece karavanı aldım.
  • 3:27 - 3:30
    Sonra "karavanı burada bırakabilir miyim
  • 3:30 - 3:33
    bütün problemlerimden kurtulurum
  • 3:33 - 3:35
    yeni bir karavan parkı bulmak
    zorunda kalmam?" diye sordum.
  • 3:35 - 3:39
    "Evet demeden önce yönetimden
    teyit etmem gerekir." dedi.
  • 3:39 - 3:40
    Üsse geri döndüm,
  • 3:40 - 3:42
    beni aradı ve yönetimin "hayır,
  • 3:42 - 3:45
    karavanı buraya bırakamazsın
  • 3:45 - 3:48
    çünkü bu yeri bir başka kişiye
    söz verdik." dediğini söyledi.
  • 3:48 - 3:50
    Bana tuhaf geldi
  • 3:50 - 3:53
    çünkü boş olan bir çok park alanı vardı
  • 3:53 - 3:56
    fakat olana bakın tam bu yeri
    bir başkasına söz vermişti.
  • 3:56 - 3:58
    Peki, ne yaptım--
  • 3:58 - 4:02
    "Endişelenme Jim çünkü pek çok
    karavan parkı var. " dedi.
  • 4:02 - 4:05
    Böylece, karavan parklarına gitmek için
    bir başka yorucu liste yaptım.
  • 4:05 - 4:07
    Birinden diğerine gittim.
  • 4:07 - 4:10
    Oralarda da, daire ararken karşılaştığım
  • 4:10 - 4:14
    reddedilmenin aynısını yaşadım.
  • 4:14 - 4:19
    Sonuçta, bana yaptıkları açıklamalara
    ek olarak
  • 4:19 - 4:23
    boş yerlerini kalmadığını söylediler,
  • 4:23 - 4:27
    bir kişi bana "Jim, karavan parkında
    zaten siyahi bir aile var
  • 4:27 - 4:31
    bu yüzden sana kiraya veremiyoruz.
  • 4:31 - 4:35
    Bu benim kararım değil çünkü
    insanları seviyorum." dedi.
  • 4:35 - 4:37
    (Kahkahalar)
  • 4:37 - 4:40
    Ben de böyle yaptım, ben de güldüm.
  • 4:40 - 4:42
    "Problem şu:
  • 4:42 - 4:47
    Eğer seni buraya alırsam
    diğer kiracılar ayrılacak
  • 4:47 - 4:50
    ve ben böyle bir darbenin
    altından kalkamam.
  • 4:50 - 4:52
    Sana kiraya veremem." dedi.
  • 4:52 - 4:55
    Cesaret kırıcı olmasına karşılık
    bu beni durdurmadı.
  • 4:55 - 4:56
    Aramaya devam ettim,
  • 4:56 - 5:00
    Mountain Home'un uzak köşelerine baktım
  • 5:00 - 5:02
    ve orada küçük bir karavan parkı buldum.
  • 5:02 - 5:04
    Gerçekten çok küçük bir parktı.
  • 5:04 - 5:06
    Yolları asfalt değildi,
  • 5:06 - 5:08
    sağlam levhalar ve
  • 5:08 - 5:10
    diğer karavanların alanlarıyla
  • 5:10 - 5:13
    sizinkini ayıran korkuluklar yoktu.
  • 5:13 - 5:15
    Çamaşırhanesi yoktu.
  • 5:15 - 5:17
    O anda vardığım sonuç şuydu,
  • 5:17 - 5:19
    elimde başka bir seçenek yok.
  • 5:19 - 5:23
    Eşimi arayıp "Burayı kiralayacağız." dedim
  • 5:23 - 5:24
    ve buraya taşındık,
  • 5:24 - 5:28
    Mountain Home, Idaho'da
    bir ev sahibi olduk.
  • 5:28 - 5:31
    Kuşkusuz sonunda her şey rayına oturdu.
  • 5:33 - 5:38
    Dört yıl sonra Mountain Home, Idaho'dan
    Goose Bay, Labrador'a
  • 5:38 - 5:41
    tayin edildiğime dair bir yazı aldım.
  • 5:41 - 5:45
    Bunun hakkında konuşmayacağız.
    Bir başka harika yer. (Kahkaha)
  • 5:45 - 5:50
    O zamanki zorlu işim ailemi
    Mountain Home, Idaho'dan
  • 5:50 - 5:52
    Sharon, Pennsylvania'ya götürmekti.
  • 5:52 - 5:55
    Bu sorun değildi çünkü henüz yepyeni
    bir otomobil almıştık.
  • 5:55 - 5:58
    Annem arayıp hemen fırlayacağını söyledi.
  • 5:58 - 6:02
    Yolda bizimle birlikte olacak ve
    çocukların bakımına yardım edecekti.
  • 6:02 - 6:06
    Çıktı geldi, Alice ile birlikte yolculuk
    için çokça yiyecek hazırladılar.
  • 6:06 - 6:09
    O sabah saat 5'te yola çıktık.
  • 6:09 - 6:13
    Güzel bir yolculuk, harika zaman
    geçiriyoruz ve güzel sohbet ediyoruz.
  • 6:13 - 6:16
    6:30, 7 gibi biraz yorgun hissettik
  • 6:16 - 6:19
    ve "Neden bir motele gidip biraz dinlenip
  • 6:19 - 6:21
    sabah erkenden yola çıkmıyoruz?" dedik.
  • 6:21 - 6:25
    Motel numaralarına bakarak
    ilerlemeye devam ettik
  • 6:25 - 6:28
    ve oldukça büyük, yanıp sönen
    parlak ışıklarıyla
  • 6:28 - 6:30
    "Boş yer, boş yer, boş yer"
    yazan bir tane gördük.
  • 6:30 - 6:32
    Motele uğradık.
  • 6:32 - 6:34
    Ailem park alanındaydı, ben içeri girdim.
  • 6:34 - 6:35
    İçeri yürüdüğüm esnada
  • 6:35 - 6:38
    görevli bayan bazı kişilerle
    sözleşme yapıyordu
  • 6:38 - 6:40
    ve bazı insanlar arkamdan geliyordu.
  • 6:40 - 6:42
    Bankoya yürüdüm ve bayan görevli
  • 6:42 - 6:44
    "size nasıl yardımcı olabilirim?"
    diye sordu.
  • 6:44 - 6:48
    "Ailem için bir akşamlığına
    oda istiyorum." dedim
  • 6:48 - 6:52
    "Gerçekten üzgünüm, sonuncusunu
    az önce kiraladım.
  • 6:52 - 6:55
    Sabaha kadar boş odamız yok.
  • 6:55 - 6:59
    Fakat bir saat, 45 dakika daha
    devam ederseniz
  • 6:59 - 7:01
    orada bir başka karavan
    parkı göreceksiniz." dedi.
  • 7:01 - 7:05
    "Evet ama boş yer ışığı hala açık ve
    yanıp sönüyor." dedim.
  • 7:05 - 7:06
    "Oh, unutmuşum" dedi
  • 7:06 - 7:09
    ve uzanıp ışığı kapattı.
  • 7:09 - 7:11
    Ona bana ben de ona baktım.
  • 7:11 - 7:13
    Orada başka kişiler de vardı.
  • 7:13 - 7:15
    Onlara bir tür bakış attı.
    Hiç kimse bir şey söylemedi.
  • 7:15 - 7:18
    İşareti aldım ve ayrıldım,
    dışarıya park alanına gittim.
  • 7:18 - 7:23
    Anneme, eşime ve Melani'ye
  • 7:23 - 7:26
    "Bu gece uyuyabilmek için yol
    boyunca biraz daha
  • 7:26 - 7:29
    devam etmemiz gerekiyor." dedim.
  • 7:29 - 7:31
    Devam ettik, yol boyunca sürdük
  • 7:31 - 7:34
    ancak park alanından daha çıkmadan
  • 7:34 - 7:36
    tahmin edin ne oldu?
  • 7:36 - 7:38
    Işık tekrar açıldı
  • 7:38 - 7:41
    ve "Boş yer, boş yer, boş yer."
    diye yazmaya başladı.
  • 7:41 - 7:43
    Güzel bir yer bulabildik.
  • 7:43 - 7:48
    Bizim tercihimiz değildi fakat
    güvenli ve temiz bir yerdi.
  • 7:48 - 7:51
    O gece iyi bir uyku uyuduk.
  • 7:51 - 7:53
    Bununla ilgili önemli bir nokta
  • 7:53 - 7:55
    Idohao'dan Pensssylvania'ya kadar
  • 7:55 - 8:00
    tüm yol boyunca otel, motel ve
    restoranlarca kabul edilmeme
  • 8:00 - 8:03
    gibi benzer olaylarla karşılaşmamızdır.
  • 8:03 - 8:05
    Ancak Pennslyvania'ya varmayı başardık.
  • 8:05 - 8:10
    Aileyi yerleştirdik. Çocukları görmekten
    herkes mutluydu.
  • 8:10 - 8:14
    Bir uçağa bindim ve Goose Bay,
    Labrodar'a gittim,
  • 8:14 - 8:16
    bu başka bir hikaye, değil mi?
  • 8:16 - 8:17
    (Kahkahalar)
  • 8:18 - 8:23
    İşte burada, 53 yıl sonra,
  • 8:23 - 8:27
    şimdi dokuz torunum ve
    iki torun çocuğum var.
  • 8:27 - 8:30
    Torunlarımdan beşi erkek.
  • 8:30 - 8:35
    Bazısı yüksek lisans, doktora ve lisans
    öğrencisi ve biri de tıp öğrencisi.
  • 8:35 - 8:38
    Modaya uyan bir çift var.
  • 8:38 - 8:40
    Yakınlar ama çok değil.
    (Kahkahalar)
  • 8:40 - 8:44
    Sekiz yıldır üniversitede okuyan
    bir tane var.
  • 8:44 - 8:45
    (Kahkahalar)
  • 8:45 - 8:49
    Henüz mezun olmadı fakat
    bir komedyen olmak istiyor.
  • 8:49 - 8:51
    Onu okula devam ettirmek
    için uğraşıyoruz.
  • 8:51 - 8:53
    Çünkü, siz asla bilemezsiniz,
  • 8:53 - 8:57
    evde komik olmanız sizi komedyen
    yapmaz değil mi?
  • 8:57 - 8:59
    (Kahkahalar)
  • 8:59 - 9:01
    Fakat hepsi iyi çocuk--
  • 9:01 - 9:05
    uyuşturucu, lisede çocuk sahibi olmak,
    suç gibi şeyler yok.
  • 9:05 - 9:08
    Tüm bunlar varken
  • 9:08 - 9:10
    odamda oturup TV seyrederken
  • 9:10 - 9:15
    Ferguson ve olup bitenler hakkında
    yaygara yapılıyordu.
  • 9:15 - 9:20
    Binden bire bir haber yorumcusu
    yayına katılıp
  • 9:20 - 9:23
    "Son üç ay içinde
  • 9:23 - 9:27
    sekiz silahsız Afro-Amerikalı erkek
  • 9:27 - 9:35
    polis, beyaz ev sahibi ya da beyaz
    kişilerce öldürüldü." dedi.
  • 9:35 - 9:38
    O anda bazı şeylerden dolayı
    vurulmuşa döndüm.
  • 9:38 - 9:42
    "Bu nedir? Delilik bu.
  • 9:42 - 9:47
    İnsanlara bu tür şeyleri yaptıran
    nefret nedir?" dedim.
  • 9:47 - 9:49
    O anda torunlarımdan biri aradı.
  • 9:49 - 9:53
    "Büyükbaba TV'larda ne söylediklerini
    duydun mu?" diye sordu.
  • 9:53 - 9:54
    "Evet." dedim.
  • 9:54 - 9:56
    "Kafam çok karıştı.
  • 9:56 - 10:00
    Yapılacak her şeyi yaptık fakat
    siyahların araba kullanması,
  • 10:00 - 10:05
    yürümesi, konuşması çok tehlikeli.
  • 10:05 - 10:09
    Ne yapabiliriz? Bize söylediğin
    her şeyi yaptık.
  • 10:09 - 10:11
    Polis tarafından durdurulduğumuzda
  • 10:11 - 10:15
    ellerimizi direksiyonun üzerine saat
    12 pozisyonunda tuttuk.
  • 10:15 - 10:18
    Kimlik sorduklarında
  • 10:18 - 10:24
    onlara "Yavaşça torpido gözünden kimlik
    kartımı alacağımı söyledim.
  • 10:24 - 10:26
    'Üzerimizin aranması için
    arabadan çıkarılıp
  • 10:26 - 10:28
    yere yatırıldığımda
  • 10:28 - 10:31
    aranmak için şortlarımız çıkarıldığında
  • 10:31 - 10:35
    geri itmedik, karşı koymadık çünkü
    biliyorduk',
  • 10:35 - 10:37
    Polise karşı gelmeyin.
  • 10:37 - 10:41
    Bittikten sonra bizi arayın, karşı gelecek
    olan biziz". diye bize söylemiştin.
  • 10:41 - 10:43
    Şöyle dedi, "Asıl canımı sıkan kısmı şu:
  • 10:43 - 10:47
    Birlikte takıldığımız beyaz
    arkadaşlarımız, dostlarımız
  • 10:47 - 10:50
    bize bu tür şeyler yapıldığını
    duyduklarında
  • 10:50 - 10:52
    'Neden buna tahammül ediyorsunuz?
  • 10:52 - 10:55
    Geri itmeniz, karşı koymanız,
  • 10:55 - 10:58
    polislere kimliklerini
    sormanız gerek.' diyorlar."
  • 10:58 - 11:01
    İşte çocuklara söylemeleri öğretilenler:
  • 11:01 - 11:04
    "Bunları yapabileceğinizi biliyoruz
    fakat araçtayken
  • 11:04 - 11:06
    lütfen yapmayın
  • 11:06 - 11:10
    çünkü size doğuracağı sonuçlar
    bize doğuracağı sonuçlardan
  • 11:10 - 11:12
    önemli derecede farklıdır.
  • 11:12 - 11:15
    Bir büyükbaba olarak torunlarıma
    ne söylemeliyim?
  • 11:15 - 11:19
    Onları nasıl güvende tutarım?
    Onları nasıl hayatta tutarım?
  • 11:19 - 11:22
    Bunun sonucu olarak insanlar
    bana geldi ve sordu,
  • 11:22 - 11:24
    "Jim kızgın mısın?"
  • 11:26 - 11:29
    Buna cevabım şöyle oldu:
  • 11:29 - 11:33
    "Kızgın olma lüksüne sahip değilim
  • 11:33 - 11:39
    ve öfkelenmenin sonuçlarını da biliyorum."
  • 11:39 - 11:41
    Bundan dolayı, yapabileceğim tek şey
  • 11:41 - 11:47
    tüm anlayışım, enerjim, düşüncelerim
    ve deneyimlerimle birlikte
  • 11:47 - 11:51
    ırkçı gözüken her şeye
  • 11:51 - 11:55
    her zaman karşı durmaya adamaktır.
  • 11:55 - 11:57
    Yapmam gereken ilk şey eğitim,
  • 11:57 - 12:00
    ikincisi, ırkçılığı ortaya dökmek
  • 12:00 - 12:04
    ve sonuncusu, gücümün
    yettiği her şeyi yaparak
  • 12:04 - 12:11
    gerekli tüm araçlarla ırkçılığın
    kökünü kazımak.
  • 12:11 - 12:13
    Yapacağım ikinci şey şu:
  • 12:13 - 12:17
    Amerikalılara başvuracağım.
  • 12:17 - 12:21
    Onların insanlığına, onurlarına,
  • 12:21 - 12:26
    vatandaşlık grurlarına ve aidiyetlerine
  • 12:26 - 12:35
    bu çirkin suçlara karşı olumsuz tutumla
    tepki göstermemeleri için başvuracağım.
  • 12:35 - 12:39
    Fakat bunun yerine, toplumsal bilgimizi,
  • 12:39 - 12:44
    toplumsal farkındalığımızı ve toplumsal
    bilincimizi yükselterek
  • 12:44 - 12:48
    hepimizin bir araya gelmesi,
    hepimizin birlik olması ve
  • 12:48 - 12:52
    her türlü çılgınlığa karşı,
    etnik kökenine,
  • 12:52 - 13:03
    ırkına, yaradılış özelliklerine bakmadan
  • 13:03 - 13:05
    silahsız insanları öldüren
  • 13:05 - 13:07
    çılgınlığa karşı
  • 13:07 - 13:10
    sesimizi hep birlikte yükseltmemiz gerek.
  • 13:10 - 13:13
    Buna meydan okumak zorundayız.
    Bir anlamı olmaz.
  • 13:13 - 13:17
    Bunu ancak birliktelik halinde
    yapabileceğimizi düşünüyorum.
  • 13:13 - 13:30
    "Bu tür davranışları artık kabul
    etmeyeceğiz" demelerine ihtiyacımız var.
  • 13:17 - 13:21
    Sihay, beyaz, Asyalı ve Hispaniklerin
  • 13:21 - 13:23
    bir adım atıp
Title:
Ev kiralerken yaşadığım küçük problemler
Speaker:
James White, Sr
Description:

James A.White Sr. elli-üç yıl önce Amerikan Hava Kuvvetleri'ne katıldı. Ancak, bir Afro-Amerikalı olarak, yakınlarda ailesiyle ikamet edeceği bir yer bulmada şok edici mesafeleri katetmek zorunda kaldı. Bu güçlü hikayeyi, yaşadığı "her günkü ırkçılık"ı - bugün torunlarına polislere nasıl davranacaklarını öğretmedeki yansımalarını anlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
14:16

Turkish subtitles

Revisions