Return to Video

Bu çağın kaybedenlerine bir mektup

  • 0:01 - 0:05
    29 Haziran 2016.
  • 0:07 - 0:09
    Sevgili yurttaşım:
  • 0:11 - 0:13
    Bugün sana,
  • 0:14 - 0:18
    bu çağın kaybedenine yazıyorum.
  • 0:20 - 0:24
    Ortak yaşamımızda, şu anda,
  • 0:24 - 0:26
    dünya parçalanırken,
  • 0:26 - 0:28
    kin ve öfkeyle
  • 0:28 - 0:30
    doluyken,
  • 0:31 - 0:33
    ikimiz de bu "sen" kelimesinin
  • 0:34 - 0:36
    ardında birçok sen olduğunu ve
  • 0:36 - 0:38
    bu "ben" kelimesinin ardında
  • 0:38 - 0:42
    birçok ben olduğunu bilsek de, bu mektubu
  • 0:43 - 0:47
    yalnızca sana yazıyorum.
  • 0:51 - 0:53
    Sana yazıyorum çünkü şu anda paylaştığımız
  • 0:54 - 0:59
    sarsılan bu dünya, beni korkutuyor.
  • 1:01 - 1:03
    Duyduğuma göre, seni de korkutuyor.
  • 1:05 - 1:08
    Sanırım, benzer şeylerden
  • 1:08 - 1:09
    korkuyoruz.
  • 1:10 - 1:15
    Ancak görünen o ki,
    çoğunlukla birbirimizden korkuyoruz.
  • 1:17 - 1:20
    Sen, benim yaşamak
    istediğim dünyadan korkuyorsun
  • 1:21 - 1:24
    ve ben de senin görüşlerinden.
  • 1:26 - 1:30
    Fırtına öncesinde,
    fırtınanın geleceğini hissetmenin nasıl
  • 1:30 - 1:32
    bir şey olduğunu biliyor musun?
  • 1:34 - 1:36
    Peki bunu şu anda da hissediyor musun
  • 1:37 - 1:39
    sevgili yurttaşım?
  • 1:40 - 1:43
    Bu rahatsızlık ve endişeyi
  • 1:44 - 1:46
    tanıyanlara,
  • 1:48 - 1:50
    1930'ları hatırlatmıyor mu?
  • 1:52 - 1:54
    Belki de bilmiyorsun,
  • 1:54 - 1:56
    çünkü birbirimize dair korkularımız
  • 1:56 - 1:58
    eşzamanlı değil.
  • 1:59 - 2:03
    Bu noktada, direndiğim
    dünyaya ve bana dair korkularının
  • 2:04 - 2:07
    ikimiz için de doğru
    olduğunu ve bütün bir nesil üzerinden
  • 2:09 - 2:11
    oluştuğunu hissediyorum.
  • 2:12 - 2:16
    Senin korkularının, benim
    korkularımı harekete geçirmesi zaman aldı,
  • 2:17 - 2:20
    bunun nedeni ilk başta senden
  • 2:20 - 2:22
    korkmam gerektiğini
    asla düşünmemiş olmamdı.
  • 2:25 - 2:26
    Seni duydum,
  • 2:28 - 2:29
    ama sen yıllarca, bu harika
  • 2:30 - 2:35
    yeni dünyanın senin için,
    çoğunuz için harika olmadığını
  • 2:36 - 2:38
    söylediğinde seni dinlemedim;
  • 2:39 - 2:40
    endüstrileşmiş dünyada
  • 2:41 - 2:43
    keyif aldığım bu açık, saydam,
  • 2:44 - 2:47
    insanlarla, eşyalarla ve
    özgür bir teknolojiyle dolu,
  • 2:47 - 2:51
    insanların küresel olarak
    istedikleri yere gittikleri
  • 2:51 - 2:54
    bu dünya,
  • 2:55 - 2:59
    senin için bir kurtuluş değildi.
  • 3:01 - 3:04
    Şehirlerinizde yürüdüm ve
  • 3:05 - 3:09
    baktım, fakat görmeyi başaramadım.
  • 3:11 - 3:15
    Stephenville, Texas'ta, hapishanenin
  • 3:16 - 3:18
    içinde ve dışında dönüp duran
    insanlardan dolayı,
  • 3:18 - 3:21
    avukat ofislerinin
  • 3:22 - 3:25
    kent meydanına
    hükmettiklerini fark ettim.
  • 3:26 - 3:30
    Wagner, Güney Dakota'daki
    boş dükkanları ve bir topluluk
  • 3:32 - 3:35
    hayaliyle alay eden VFW
  • 3:36 - 3:38
    toplantı salonunu
  • 3:39 - 3:42
    fark ettim.
  • 3:43 - 3:45
    Lancester, Pensilvanya
  • 3:45 - 3:49
    Wal-Mart'ta, 20 ve 30'lu yaşlarda
  • 3:49 - 3:54
    çoğu insanın yamalı, yıpranmış ciltleri ve
  • 3:54 - 3:56
    seyrek, tel gibi saçları
  • 3:57 - 4:00
    ve kahverengi, aşınmış dişleri
  • 4:00 - 4:02
    ve gözlerinde bir kaybolmuşlukla birlikte
  • 4:02 - 4:04
    ölümlerinin üzerinden 10 ya da 20 yıl
  • 4:04 - 4:07
    geçmiş gibi göründüklerini fark ettim.
  • 4:08 - 4:13
    Paris'te, Floransa'da,
    Barselona'da karşılaştığım
  • 4:13 - 4:15
    genç insanların,
  • 4:15 - 4:18
    diplomalarının olduğunu fakat
    onları alacak bir yerin olmadığını,
  • 4:20 - 4:23
    30'lu yaşlarında
    stajyerlikle geçindiklerini,
  • 4:24 - 4:27
    zenginlik üreten ama iş üretmeyen
  • 4:28 - 4:31
    bir ekonomi yüzünden,
    bir işe başlayamadıklarını
  • 4:31 - 4:33
    fark ettim.
  • 4:34 - 4:40
    Londra'nın bazı kısımlarında, küresel
    süper-zenginlerin, parayı boş apartmanlara
  • 4:41 - 4:47
    ve yaşam boyu bedelli rezidanslara
    çevirdiğini ve bu kısımların hayalet
  • 4:48 - 4:52
    yerlere dönüştüğü; gençlerin de
    evlerinden alıkonuldukları konusunda
  • 4:52 - 4:54
    çıkan haberleri fark ettim.
  • 4:56 - 4:59
    Yaşam temellerimizin
  • 4:59 - 5:01
    yıkıldığını duydum.
  • 5:02 - 5:04
    İşe güvenebiliyordun, ama artık
  • 5:05 - 5:06
    güvenemiyorsun.
  • 5:07 - 5:10
    Çocuklarını büyütebiliyordun ve onların
  • 5:11 - 5:13
    senden daha iyi bir yaşam süreceğinden
  • 5:14 - 5:18
    emin olabiliyordun,
  • 5:18 - 5:19
    artık olamıyorsun.
  • 5:20 - 5:26
    İşinde itibarı hissedebiliyordun,
    artık hissedemiyorsun.
  • 5:28 - 5:31
    Senin gibi insanların ev
    sahibi olmaları normal bir şeydi,
  • 5:32 - 5:34
    artık değil.
  • 5:35 - 5:37
    Bu tür şeyleri
  • 5:38 - 5:40
    bilmediğimi söyleyemem,
  • 5:42 - 5:44
    ancak burada, dünyada bile
  • 5:46 - 5:49
    yaşam mücadelesi veriyorken,
    Mars'ta yaşayabileceğimiz bir geleceğin
  • 5:51 - 5:54
    yaratılması fikri beni endişelendirdi.
  • 5:56 - 5:58
    Çoğunuz, ailelerinizden daha
  • 5:58 - 6:00
    kısa bir yaşam süresine sahip olmaya
  • 6:03 - 6:07
    başlamanıza rağmen, ölümsüzlüğün
    yenilenmesi beni endişendirdi.
  • 6:09 - 6:12
    Tüm bunları duydum, ama dinlemedim.
  • 6:14 - 6:15
    Baktım,
  • 6:16 - 6:17
    ama görmedim.
  • 6:17 - 6:20
    Okudum, ama anlamadım.
  • 6:21 - 6:23
    Yalnızca oy vermeye ve
  • 6:23 - 6:27
    bağırmaya başladığında,
    oylarının ve bağrışlarının,
  • 6:28 - 6:31
    bunların ana fikri beni
    tehdit etmeye başladığı zaman
  • 6:32 - 6:34
    dikkatimi verdim.
  • 6:36 - 6:41
    Yalnızca kıta birliklerini yıkmaya ve
    kaba halk avcılarını seçmeye doğru
  • 6:41 - 6:44
    ilerlediğin zaman seni dinledim.
  • 6:45 - 6:49
    Ancak o zaman senin acın benim
  • 6:49 - 6:51
    ilgimi çekti.
  • 6:52 - 6:54
    Kalbin kırılması, yalnızca
  • 6:54 - 6:58
    bu kırıkla başa çıkmanın bir önsözüdür.
  • 7:00 - 7:01
    Merak ediyorum,
  • 7:02 - 7:05
    eğer başa çıkma isteğin daha az olsaydı,
  • 7:05 - 7:07
    eğer onu hissettiğinde yanında dursaydım
  • 7:07 - 7:10
    ne olurdu.
  • 7:11 - 7:13
    Kendime soruyorum,
  • 7:13 - 7:15
    öyleyse neden yanında durmadım.
  • 7:17 - 7:20
    Birinci sebep; değişim mürşitleri beni
  • 7:20 - 7:22
    mest etti, değişiklik adına
  • 7:23 - 7:28
    yenilik dinine ve küreselleşme,
    açık sınır ve sürekli değişen
  • 7:28 - 7:30
    ayrımcılık dinine tapınan
  • 7:30 - 7:33
    birisi oldum.
  • 7:35 - 7:39
    Değişim bir kez benim
    tümleyici inancım haline gelseydi,
  • 7:40 - 7:42
    kör olabilirdim.
  • 7:43 - 7:47
    Değişimin sonuçlarını göremeyebilirdim.
  • 7:48 - 7:50
    Kökenlerin, geleneklerin, ritüellerin,
  • 7:50 - 7:53
    sabitliğin -- ve ait olmanın -- önemini
  • 7:53 - 7:54
    gözden kaçırabilirdim.
  • 7:56 - 7:59
    Değişim ve açıklığa olan inancımda
  • 7:59 - 8:03
    ne kadar çok tutucu olursam,
  • 8:04 - 8:07
    seni de aynı derecede diğer kutuplaşmaya,
  • 8:08 - 8:09
    tutunmaya,
  • 8:10 - 8:11
    orada kalmaya,
  • 8:11 - 8:12
    yaklaşmaya,
  • 8:13 - 8:14
    ait olmaya çekerdim.
  • 8:16 - 8:19
    Eskiden göremediğimi artık görüyorum;
  • 8:19 - 8:23
    doğru tene ya da
    doğru organa sahip olmamak,
  • 8:23 - 8:27
    tek dezavantaj türü değildir.
  • 8:28 - 8:31
    Bu ayrıcalıklı özelliklere sahip olmanın
  • 8:31 - 8:35
    içerisinde derin, daha sessiz bir
  • 8:35 - 8:39
    dezavantaj var ve geçmiş,
    senin gibi insanlara misafirperverken,
  • 8:39 - 8:42
    gelecek de diğer insanlara
    karşı daha misafirperver olacakken,
  • 8:42 - 8:45
    gün geçtikçe dünya daha az
  • 8:45 - 8:46
    tanıdık ve
  • 8:46 - 8:49
    daha az senin oluyorken, bu, tarihin
  • 8:49 - 8:52
    uzaklaştığını hissetmektir.
  • 8:54 - 9:00
    Eski ayrıcalıkların önemsizleştiğini
    bir an bile kabullenmeyeceğim.
  • 9:00 - 9:03
    Bu kadar hızlı önemsizleşemezler.
  • 9:04 - 9:07
    Doğru ten ya da doğru organ
    üzerinden gösteriş yapmanın bir avantaj
  • 9:07 - 9:12
    kazandırmadığı yeni bir
    yüzyılda yaşamayı öğrenmek, senin için.
  • 9:13 - 9:16
    Öfken nefrete dönüşürse ve dönüştüğünde,
  • 9:16 - 9:20
    bilmelisin ki, paylaştığımız
    bu evde buna yer yok.
  • 9:22 - 9:25
    Fakat kabul ediyorum, sevgili yurttaşım,
  • 9:26 - 9:32
    statü kaybıyla başa
    çıkma yükünü dikkate almadım.
  • 9:32 - 9:34
    Sosyal açıdan gerekli olanın,
  • 9:34 - 9:39
    kişisel açıdan zahmetli
    bir şey olabileceğini unuttum.
  • 9:41 - 9:42
    Paylaştığımız ekonomiye de
  • 9:43 - 9:47
    benzer bir şey oldu.
  • 9:48 - 9:51
    Eşitlik ve farklılık zamanına
  • 9:51 - 9:54
    dönemem ve dönmeyi de istemem,
  • 9:54 - 9:57
    fakat bunların ortaya çıkarabileceği
  • 9:57 - 9:59
    kayıp hissini anlamalıyım ve
  • 10:01 - 10:05
    daha sıkı bir biçimde örülmüş,
    bağlantılı dünyaya ve icat edilip durulan
  • 10:06 - 10:10
    yeniliklere dair zamana
    geri dönmeyi dileseydim eğer,
  • 10:10 - 10:14
    bunu yine reddederdim.
  • 10:15 - 10:20
    Senin bu konuya dair
    deneyimlerini anlamalıyım.
  • 10:21 - 10:24
    Bu konuya dair deneyimlerinin,
    benim teorilerimin öngördüğü kadar iyi
  • 10:24 - 10:28
    olmadığını yıllardır söylüyorsun.
  • 10:29 - 10:32
    Sen düzensiz evlerde
    yaşamanın zorluğu, düzensiz ödemeler,
  • 10:34 - 10:40
    kaybolan fırsatlar, gece 3'e
    kadar olan vardiyanı tamamlamak için
  • 10:40 - 10:41
    çocuğunu 24 saatlik bakım evine
  • 10:41 - 10:46
    bırakmanın acısı hakkında bir
    sızlanma cümlesi kurmadan önce,
  • 10:46 - 10:47
    cümleni bitirmeden,
  • 10:48 - 10:52
    ben seni kendi inancımla vuracağım;
  • 10:52 - 10:54
    tecrübe ettiğin şeyin
  • 10:54 - 10:58
    ne tür bir esneklik ve özgürlük
  • 10:59 - 11:00
    olduğunu soracağım.
  • 11:03 - 11:07
    Dil, gerçekten
    paylaştığımız şeylerden birisi ve
  • 11:09 - 11:12
    ben bu ortak mirası bazen
  • 11:12 - 11:13
    şaşırtmak ve yön
  • 11:14 - 11:15
    değiştirmek için,
  • 11:15 - 11:17
    kendimi meşrulaştırmak için;
  • 11:18 - 11:20
    "ekonomi paylaşımı" ve "parçalanma"
  • 11:20 - 11:23
    gibi terimler kullandığım zaman,
  • 11:23 - 11:27
    benim için iyi olanı, ikimiz için de
    iyi olduğunu göstermek amacıyla
  • 11:28 - 11:29
    değiştirmek için
  • 11:30 - 11:32
    kullanıyorum.
  • 11:33 - 11:36
    Şimdi, o zamanlar ne yaptığımı
  • 11:36 - 11:37
    görebiliyorum;
  • 11:38 - 11:41
    senin acını ucuza alıp
  • 11:42 - 11:43
    ona çeki düzen vererek,
  • 11:44 - 11:46
    onu sana özgürlük olarak
  • 11:46 - 11:47
    geri satmayı deniyordum.
  • 11:50 - 11:53
    Sistemin benim için iyi olduğuna,
  • 11:56 - 11:58
    yaşamımı kusursuz hale soktuğuna
  • 11:58 - 12:00
    ve ayrıca senin için de en iyi sistemin bu
  • 12:01 - 12:04
    olduğuna inanmamızı istemiştim.
  • 12:06 - 12:08
    İlgi alanlarını biliyormuş gibi,
  • 12:08 - 12:12
    ilgi alanlarının ve ekonomik ilgi
    alanlarının aleyhinde oy kullandığın
  • 12:12 - 12:14
    fikriyle seni
  • 12:16 - 12:19
    küçümsedim.
  • 12:20 - 12:25
    Bu yalnızca benim
    dogmatik ekonomi konuşmam.
  • 12:26 - 12:28
    İnsanların ekonomik ilgi alanlarının
  • 12:28 - 12:33
    onların tek ilgi alanı olduğunu
    düşünmek gibi bir zayıflığım var;
  • 12:33 - 12:36
    ait olma, erdem ve seni gözardı edenlere
  • 12:36 - 12:40
    mesaj gönderme
    isteğini görmezden geliyorum.
  • 12:41 - 12:43
    Şimdi buradayız;
  • 12:44 - 12:49
    korkunç fakat anlaşılır olan bir
  • 12:50 - 12:52
    demagoji, parçalanma, yabancı düşmanlığı
  • 12:52 - 12:56
    kızgınlık ve korku anındayız.
  • 12:58 - 13:02
    Benim dinlemediğim,
    senin de dinlenmediğini hissettiğin,
  • 13:02 - 13:04
    dinlemem için bana bağırdığın
  • 13:04 - 13:06
    bu yolda devam edersek eğer,
  • 13:06 - 13:09
    ben ikimiz için de korkarım.
  • 13:11 - 13:14
    Her birimiz diğer şeylere
    yer vermeyen bir gelecek hayali üzerinden
  • 13:14 - 13:17
    kandırıldığımızda, endişeleniyorum.
  • 13:18 - 13:20
    Bu devam ederse,
  • 13:22 - 13:23
    böyle devam ederse,
  • 13:24 - 13:26
    ortaya kan çıkabilir.
  • 13:27 - 13:30
    Bu kan, gazetelerde her gün
  • 13:31 - 13:32
    üstü kapalı gösteriliyor.
  • 13:33 - 13:36
    Yakalamalar, baskınlar,
  • 13:36 - 13:39
    sürgünler, kamplar, ayrılmalar olabilir.
  • 13:39 - 13:42
    Hayır, abarttığımı düşünmüyorum.
  • 13:44 - 13:46
    Savaşla işlerinin bittiğinden emin olan
  • 13:46 - 13:50
    yerlerde bile savaştan bahsedilebilir.
  • 13:51 - 13:55
    Kurtarılma umudu her zaman vardır.
  • 13:56 - 13:59
    Fakat bu, hepimizin bir arada
    olduğu saçmalıklar aracılığıyla gelen
  • 13:59 - 14:03
    ucuz, sığ bir kurtarılma olmayacak.
  • 14:03 - 14:05
    Daha fazlası gerekecek.
  • 14:06 - 14:12
    Burada olmak için seçimler
    yaptığımızı kabul etmemizi gerektirecek.
  • 14:14 - 14:17
    Kendi "diğerimizi", kendimiz yaratırız.
  • 14:18 - 14:22
    Aile, komşu, yurttaş olarak birbirimizin
  • 14:23 - 14:27
    varlığını gözlemler ve bazen de
  • 14:27 - 14:28
    gözardı ederiz.
  • 14:29 - 14:32
    Kindar doğmadık.
  • 14:33 - 14:35
    İntikama susadığınız her anda
  • 14:35 - 14:39
    benim de bazı rollerim
    var ve bu susama duygusu
  • 14:40 - 14:42
    şimdi beni ortak yaşamımızdan,
  • 14:42 - 14:44
    okullardan ve komşulardan,
  • 14:44 - 14:46
    hava alanlarından ve lunaparklardan,
  • 14:46 - 14:48
    eskiden paylaştımız alanlardan
  • 14:48 - 14:50
    kaçış için daha ayrıntılı planlar
  • 14:50 - 14:52
    yapmaya teşvik ediyor.
  • 14:54 - 14:57
    Bu durumda, bu büyük, kişisel olmayan
  • 14:57 - 15:00
    güçlere ait olmayan
    bir sorunla karşılaşıyoruz.
  • 15:02 - 15:07
    Senin ve benim ilişkimize
    dair bir sorunla karşılaşıyoruz.
  • 15:08 - 15:11
    Bizleri buraya getiren,
    birbirimizle ilişki kurma yollarını
  • 15:12 - 15:13
    seçiyoruz.
  • 15:14 - 15:17
    Bizi etkisiz hale getiren
  • 15:17 - 15:18
    ilişki yollarını seçebiliriz.
  • 15:19 - 15:23
    Fakat bırakmamız gereken şeyler var,
  • 15:23 - 15:25
    sevgili yurttaşım,
  • 15:26 - 15:31
    el üstünde tuttuğumuz kendi
    gerçeklik biçimlerinden başlamalıyız.
  • 15:33 - 15:37
    Bu insanlardan arındırılmış bir toplum
  • 15:37 - 15:41
    fantezisinden
    vazgeçtiğinizi düşünün.
  • 15:42 - 15:45
    Ardındaki dünyayı kurtarma ve
  • 15:46 - 15:49
    eskiden güvenli olmayan iş yerinizin
  • 15:50 - 15:51
    yiyeceklerinizin,
  • 15:51 - 15:53
    ve diğer yerlerin geleceğini
  • 15:53 - 15:55
    düşünme alışkanlığımdan
  • 15:55 - 15:56
    vazgeçtiğimi
  • 15:56 - 15:59
    düşünün.
  • 16:00 - 16:05
    Öncelikle birbirimizi ihmal ettiğimizi
  • 16:05 - 16:08
    kabul edersek, bunu yapabiliriz.
  • 16:10 - 16:13
    Bu kötü zamanlarda eğer bir
  • 16:14 - 16:15
    çağrı umudu varsa,
  • 16:16 - 16:17
    o budur.
  • 16:19 - 16:21
    Uzun zamandır, birbirimize dair
  • 16:22 - 16:25
    kurduğumuz yapıcı hayal pahasına,
  • 16:26 - 16:32
    birbirimize yönelme hayali pahasına,
  • 16:33 - 16:36
    birbirimizin mucizelerini serbest bırakmak
  • 16:36 - 16:39
    ve tarihte beraber yürümek pahasına
  • 16:39 - 16:41
    çeşitli, pırıltılı hayallerin peşindeydik.
  • 16:42 - 16:46
    Neon bir yazının
    ardındaki bir şeymiş gibi,
  • 16:47 - 16:52
    birbirimizin hayallerini
    üstlenmeye cesaret edebiliriz.
  • 16:52 - 16:54
    Cesaret edelim.
  • 16:54 - 16:56
    Saygılarımla,
  • 16:56 - 16:57
    bir yurttaş.
  • 16:58 - 17:03
    (Alkışlar)
Title:
Bu çağın kaybedenlerine bir mektup
Speaker:
Anand Giridharadas
Description:

2016 yazı: yazar Anand Giridharadas; halkçı ayaklanmalar, kızgınlık mücadeleleri ve korkunun ortasında bir konuşma yapmıyor, fakat bir mektup okuyor. Bu mektup, bu değişim döneminin kazananlarından, kaybedenlere ya da kaybolmuş hissedenlere yazılmış bir mektup. Bu mektup, acının, öfkeye dönüşene dek göz ardı edildiğini kabul ediyor. Kapalı kapılar ardında dünyayı kurtarma eylemi ve havalı, kendi kendine hizmet eden fütürizm için ideal fakat uzak olan seçkin sınıfa - insanlara dünyada yardım etmek yerine onları Mars'a göndermek konusunda endişelendikleri için - bir kızgınlık sergiliyor. Ayrıca tutunduğumuz ayrımcı dogmaları reddederek, bizleri "birbirimizin hayallerini üstlenmeye cesaret etmeye" davet ediyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:37

Turkish subtitles

Revisions