Return to Video

Ivan Krastev: Demokrasi güven olmadan var olabilir mi?

  • 0:00 - 0:03
    Korkarım ki ben TED sunumlarında
  • 0:03 - 0:06
    karşılaşmayacağınızı umduğunuz konuşmacılardan biriyim.
  • 0:06 - 0:08
    Öncelikle, üzerimde bir cep telefonu yok,
  • 0:08 - 0:10
    bu yüzden güvenli taraftayım.
  • 0:10 - 0:12
    İkinci olarak, politik kuramcı olarak
  • 0:12 - 0:14
    demokrasideki krizler hakkında anlatacağım şey,
  • 0:14 - 0:18
    muhtemelen düşünebildiğiniz en heyecan verici konu olmayacaktır.
  • 0:18 - 0:21
    Ayrıca, kafanızdaki sorulara benden cevap alamayacaksınız.
  • 0:21 - 0:25
    Konuştuğumuz şeyler hakkında daha fazla sorgulamalar eklemeye çalışacağım.
  • 0:25 - 0:27
    Sorgulamak istediğim şeylerden birisi de
  • 0:27 - 0:29
    bu günlerde çok yaygın olarak umulan,
  • 0:29 - 0:31
    şeffaflık ve tarafsızlık ile
  • 0:31 - 0:36
    demokratik kurumlardaki güvenin yeniden kazanılabilinmesi.
  • 0:36 - 0:39
    Benden şüphelenmeniz için bir tane daha sebep var.
  • 0:39 - 0:43
    TED kilisesi mensubu sizler, çok iyimser bir topluluksunuz.
  • 0:43 - 0:46
    (Kahkahalar)
  • 0:46 - 0:51
    Temel olarak karmaşaya inanırsınız fakat belirsizliklere değil.
  • 0:51 - 0:53
    Size söylendiği gibi ben bir Bulgar vatandaşıyım.
  • 0:53 - 0:55
    Ve anketlere göre
  • 0:55 - 0:59
    dünyadaki en kötümser insanlar olarak gösteriliyoruz.
  • 0:59 - 1:00
    (Kahkahalar)
  • 1:00 - 1:04
    Geçenlerde The Economist dergisi mutluluk üzerine
  • 1:04 - 1:07
    yapılan son çalışmaları kapsayan bir makale yazdı,
  • 1:07 - 1:11
    makalenin başlığı "Mutlular, Mutsuzlar ve Bulgarlar" idi.
  • 1:11 - 1:13
    (Kahkahalar)
  • 1:13 - 1:17
    Şimdi neyi umacağınızı bildiğiniz için
  • 1:17 - 1:18
    size hikayeyi anlatalım.
  • 1:18 - 1:23
    Küçük bir ülkede yağmurlu bir seçim günüdür,
  • 1:23 - 1:27
    bu ülke benim ülkem olabilir, ama sizin ülkeniz de olabilirdi.
  • 1:27 - 1:30
    Yağmur sebebiyle öğleden sonra saat 4 e kadar
  • 1:30 - 1:33
    hiç kimse sandıklara gitmedi.
  • 1:33 - 1:35
    Fakat sonra yağmur durdu,
  • 1:35 - 1:37
    insanlar oy kullanmaya gittiler.
  • 1:37 - 1:40
    Oylar sayıldığında,
  • 1:40 - 1:47
    oy kullananların dörtte üçü oy pusulasını boş bırakmışlardı.
  • 1:47 - 1:50
    Hükümet ve muhalefet,
  • 1:50 - 1:53
    felç olmuş durumdaydı.
  • 1:53 - 1:55
    Çünkü eylemler karşısında ne yapılması gerektiğini bilirsiniz.
  • 1:55 - 1:57
    Kim tutuklanmalı, kim ile görüşülmeli bilirsiniz.
  • 1:57 - 2:02
    Fakat boş oy kullanan insanlar karşısında ne yapılması gerekir?
  • 2:02 - 2:07
    Bu yüzden devlet seçimlerin yeniden yapılmasına karar verdi.
  • 2:07 - 2:09
    Bu sefer daha büyük bir rakam,
  • 2:09 - 2:14
    halkın yüzde 83'ü boş oy kullandı.
  • 2:14 - 2:17
    Aslında onlar oy kullanacakları kimse olmadığını
  • 2:17 - 2:20
    söylemek için sandığa gittiler.
  • 2:20 - 2:25
    Bu, Jose Saramago'nun "Seeing" isimli güzel bir romanının
  • 2:25 - 2:27
    giriş kısmı.
  • 2:27 - 2:29
    Ama benim görüşüme göre, şu günlerde
  • 2:29 - 2:33
    Avrupa'da demokrasi hakkındaki problemlerin bir kısmını yakalıyor.
  • 2:33 - 2:36
    Demokrasinin devlet için
  • 2:36 - 2:40
    en iyi yönetim biçimi olduğunu kimse sorgulamaz.
  • 2:40 - 2:43
    Demokrasi şehirdeki tek oyundur.
  • 2:43 - 2:45
    Asıl sorun birçok kimsenin bunu oynamaya
  • 2:45 - 2:48
    değer bir oyun olarak görmemeye başlaması.
  • 2:48 - 2:52
    Siyaset bilimciler son 30 yıldır sürekli olarak seçmenlerin
  • 2:52 - 2:56
    katılımında bir düşüş olduğunu gözlemlediler
  • 2:56 - 3:00
    ve oy kullanmayla en az ilgilenenler
  • 3:00 - 3:05
    oylarınızın çoğunu alacağını tahmin ettiğiniz insanlar.
  • 3:05 - 3:08
    Yani, işsiz ve sosyal haklardan mahrum olanlar.
  • 3:08 - 3:10
    Bu büyük bir sorun.
  • 3:10 - 3:13
    Çünkü özellikle şimdi ekonomik kriz ile beraber,
  • 3:13 - 3:15
    siyasetteki ve demokratik
  • 3:15 - 3:18
    kurumlardaki güvenin tamamen
  • 3:18 - 3:20
    yıkılmış olduğunu anlayabilirsiniz.
  • 3:20 - 3:23
    Avrupa Komisyonu tarafından yapılan en son ankete göre,
  • 3:23 - 3:28
    Avrupa vatandaşlarının yüzde 89'u politikacıların görüşleriyle
  • 3:28 - 3:35
    halkın görüşleri arasında sürekli artan bir uçurum olduğuna inanıyor.
  • 3:35 - 3:39
    Sadece İtalyanlar'ın yüzde 18'i ve Yunanlılar'ın yüzde 15'i
  • 3:39 - 3:42
    verdikleri oyların önemli olduğuna inanıyor.
  • 3:42 - 3:46
    Temel olarak insanlar hükümetleri değiştirebileceklerini
  • 3:46 - 3:48
    fakat politikaları değiştiremeyeceklerini anlamaya başladılar.
  • 3:48 - 3:51
    Bunun ardından sormak istediğim şey:
  • 3:51 - 3:55
    Hiç olmadığı kadar özgür toplumlar
  • 3:55 - 3:57
    içinde yaşadığımız halde,
  • 3:57 - 4:00
    yani daha fazla haklara sahip olan, daha kolay seyahat edebilen,
  • 4:00 - 4:02
    daha fazla bilgiye erişim imkanı olan toplumlarda yaşadığımız halde-
  • 4:02 - 4:06
    nasıl oldu da böyle bir zamanda demokratik kurumlara
  • 4:06 - 4:08
    olan güven çöktü?
  • 4:08 - 4:10
    Çok basit olarak sormak istiyorum:
  • 4:10 - 4:15
    Son 50 yıldaki demokrasi hakkında konuştuğumuzda
  • 4:15 - 4:16
    doğru olan ne, yanlış giden ne?
  • 4:16 - 4:20
    Doğru olanla başlayacağım.
  • 4:20 - 4:23
    Benim görüşüme göre doğru giden
  • 4:23 - 4:26
    ilk şey elbette şu beş devrim,
  • 4:26 - 4:30
    bunlar yaşam şekillerimizi değiştirdi ve demokratik deneyimlerimizi derinleştirdi.
  • 4:30 - 4:36
    Birincisi 1968 ve 1970 lerin kültürel ve sosyal devrimiydi,
  • 4:36 - 4:38
    ki bu, bireyi politakanın ortasına koyan bir devrimdi.
  • 4:38 - 4:41
    Bu devrim insan hakları harekatıydı.
  • 4:41 - 4:45
    Temelde bu aynı zamanda daha önce hiç bilinmeyen
  • 4:45 - 4:49
    büyük bir isyan, bir muhalefet kültürü
  • 4:49 - 4:51
    ve toplum kurallarını bozma harekatıydı.
  • 4:51 - 4:53
    Bu sebepten inanıyorum ki
  • 4:53 - 4:57
    68'lerin çocuklarında da böyle şeyler çoktur,
  • 4:57 - 5:00
    ancak, çoğumuz o zamanlar doğmamıştık bile.
  • 5:00 - 5:03
    Ama bundan sonra 1980'lerin piyasa devrimi oldu.
  • 5:03 - 5:07
    Sol taraftaki bir çok kişi bundan hoşlanmamasına rağmen,
  • 5:07 - 5:11
    piyasa devrimi doğruları mesajla bildirdi:
  • 5:11 - 5:13
    "Hükümet daha iyi bilmez."
  • 5:13 - 5:16
    Ve daha çok seçenekle-yönetilen toplumlar oluştu.
  • 5:16 - 5:23
    Tabii ki, 1989 devrimi -komünizmin ve soğuk savaşın bitimi-
  • 5:23 - 5:25
    Bu evrensel dünyanın doğuşuydu.
  • 5:25 - 5:27
    Ve internet devrimi.
  • 5:27 - 5:30
    Sizin huzurlarınıza sunmak istediğim ve anlatmak istediğim şey
  • 5:30 - 5:32
    internetin insanları ne ölçüde güçlendirdiği değil.
  • 5:32 - 5:35
    İnternet bizim iletişim şeklimizi değiştirir
  • 5:35 - 5:37
    ve kolaylıkla politikayı izleyebiliriz.
  • 5:37 - 5:40
    Politik toplulukların çoğunun fikri komple değişti.
  • 5:40 - 5:42
    Ben bir tane daha devrimi isimlendireceğim
  • 5:42 - 5:44
    ve bu da beyin bilimleri devrimi,
  • 5:44 - 5:46
    bu devrim insanların nasıl
  • 5:46 - 5:49
    karar verdiklerini anlamamızın yollarını değiştirdi.
  • 5:49 - 5:52
    İşte, doğru gidenler bunlardı.
  • 5:52 - 5:55
    Ama neyin yanlış gittiğine baktığımızda,
  • 5:55 - 5:58
    yine aynı beş devrimi görürüz.
  • 5:58 - 6:02
    Çünkü ilk olarak 60 ve 70'ler devrimimiz var,
  • 6:02 - 6:03
    kültürel ve sosyal devrim
  • 6:03 - 6:07
    ortak amaçların görüşlerini yıkan mutlak devrim.
  • 6:07 - 6:12
    Tüm bu ortaklaşa şeylerdeki birçok fikir, bize öğretilen
  • 6:12 - 6:15
    ulus, sınıf, aile kavramlarıydı.
  • 6:15 - 6:17
    Eskileri bırakarak yeniden yapılanmaya başladık.
  • 6:17 - 6:21
    Bunların hepsi saldırı altındaydı.
  • 6:21 - 6:25
    İnsanların politikada nerede durdukları
  • 6:25 - 6:28
    önemli olduğu zaman
  • 6:28 - 6:30
    onları çekmek çok zordur.
  • 6:30 - 6:33
    80'lerde piyasa devrimimiz var
  • 6:33 - 6:39
    ve toplumda aşırı bir şekilde eşitsizlik artışı.
  • 6:39 - 6:41
    Hatırlarsınız ki, 1970'lere kadar
  • 6:41 - 6:45
    sürekli olarak demokrasinin yayılmasıyla
  • 6:45 - 6:49
    beraber eşitsizlik de düşmüştü.
  • 6:49 - 6:51
    Toplum demokratikleştikçe
  • 6:51 - 6:55
    insanlar da daha eşit hale gelmişti.
  • 6:55 - 6:57
    Şimdi ise ters eğimli bir tablomuz var.
  • 6:57 - 7:00
    Demokrasinin yaygınlaşmasıyla
  • 7:00 - 7:02
    eşitsizlik artmış halde.
  • 7:02 - 7:05
    Demokraside bugünlerde
  • 7:05 - 7:09
    neyin doğru neyin yanlış gittiği hakkında konuşmayı
  • 7:09 - 7:11
    oldukça rahatsız edici buluyorum.
  • 7:11 - 7:13
    Ve 1989'a giderseniz
  • 7:13 - 7:16
    -kimsenin eleştirceğini ummadığınız bir devrim-
  • 7:16 - 7:20
    ancak çoğu kimse size "Dinleyin, Soğuk Savaş'ın bitimiyle seçkin kimselerle
  • 7:20 - 7:26
    bazı Avrupalı kimseler arasındaki sosyal düzen parçalandı", diyecektir.
  • 7:26 - 7:27
    Sovyetler Birliği varken,
  • 7:27 - 7:31
    zengin ve güçlülerin insanlara ihtiyacı oldu,
  • 7:31 - 7:33
    çünkü insanlar onlardan korktular.
  • 7:33 - 7:36
    Şu anda seçkin kimseler özgürleştirildi.
  • 7:36 - 7:39
    Onlar istediği gibi hareket edebilir. Onlardan vergi alamazsınız
  • 7:39 - 7:41
    ve basit olarak insanlardan korkmuyorlar.
  • 7:41 - 7:44
    Bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki,
  • 7:44 - 7:48
    seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı.
  • 7:48 - 7:50
    Seçmenlerin oy kullanmakla artık ilgilenmemeleri
  • 7:50 - 7:53
    kazara olmuş bir olay değil.
  • 7:53 - 7:55
    Ve internet hakkında konuştuğumuzda,
  • 7:55 - 7:58
    evet, bu doğrudur, internet hepimizi birbirimize bağladı,
  • 7:58 - 8:04
    ama biz biliyoruz ki internet, üyesi olduğunuz politik toplulukta ömür boyu
  • 8:04 - 8:09
    kalabileceğiniz yankı odaları ve politik gettolar oluşturmaktadır.
  • 8:09 - 8:11
    Sizin gibi olmayan insanları
  • 8:11 - 8:14
    anlamak gittikçe daha zor hale geliyor.
  • 8:14 - 8:16
    Biliyorum ki buradaki insanların çoğu
  • 8:16 - 8:21
    dijital dünya ve bu sayede ortak çalışabilme hakkında uzun süredir konuşuyorlardı,
  • 8:21 - 8:25
    ancak bu günlerde dijital dünyanın Amerikan siyasetine neler yaptığını görmediniz mi?
  • 8:25 - 8:29
    Bu, İnternet Devrimi'nin de bir sonucu.
  • 8:29 - 8:31
    Bu, sevdiğimiz şeylerin diğer yüzü.
  • 8:31 - 8:33
    Beyin bilimlerine gelecek olursak,
  • 8:33 - 8:38
    siyasi danışmanların beyin biliminden öğrendiği şey şu:
  • 8:38 - 8:41
    artık bana fikirleri anlatma,
  • 8:41 - 8:43
    bana siyaset planlarından bahsetme.
  • 8:43 - 8:49
    Gerçekten mühim olan, temelde insanların duygularıyla ulaşmak.
  • 8:49 - 8:51
    Bunu artık açıkça görebiliyorsunuz,
  • 8:51 - 8:55
    bugünlerde devrimlerden bahsederken
  • 8:55 - 9:01
    bu devrimleri ideolojiler ya da fikirler çerçevesinde isimlendirmiyoruz.
  • 9:01 - 9:04
    Önceden devrimlerin ideolojik isimleri olurdu.
  • 9:04 - 9:06
    Komunist denirdi, liberal denirdi,
  • 9:06 - 9:08
    faşist ya da İslami devrimler denirdi.
  • 9:08 - 9:12
    Şimdiki devrimler adlarını en çok kullanılan ortamlardan alıyor.
  • 9:12 - 9:15
    Facebook devrimi var ve Twitter devrimi.
  • 9:15 - 9:19
    İçerik artık farketmiyor, problem medyada.
  • 9:19 - 9:22
    Bunları söylüyorum çünkü demek istediğim şu:
  • 9:22 - 9:27
    doğru olan şeyler aynı zamanda yanlış gitmeye başladı.
  • 9:27 - 9:30
    Şimdi, durumu nasıl değiştirebileceğimize bakıyoruz,
  • 9:30 - 9:33
    aynı zamanda demokrasi için ne yapabileceğimizi anlamaya çalışıyoruz.
  • 9:33 - 9:36
    Bu belirsizliği aklımızda tutmalıyız.
  • 9:36 - 9:39
    Çünkü büyük ihtimalle en sevdiğimiz şeyler
  • 9:39 - 9:42
    bizi en çok incitebilecek olanlardır.
  • 9:42 - 9:45
    Bu günlerde şeffaflığa olan bu yönelmenin,
  • 9:45 - 9:48
    aktif vatandaşlar, yeni teknolojiler ve
  • 9:48 - 9:54
    daha fazla şeffaflık-yandaşı mevzuatlar arasındaki ortaklığın,
  • 9:54 - 9:58
    politikaya olan güveni geri getireceğine dair
  • 9:58 - 10:01
    inançlara kapılmak çok popüler oldu.
  • 10:01 - 10:04
    Bu kadar çok insanın kullanmakta olduğu gelişmiş teknolojileri görünce,
  • 10:04 - 10:08
    hükümetlerin yalan söyleyemeyeceğine inanıyorsunuz,
  • 10:08 - 10:11
    çalmaları daha zor olacak
  • 10:11 - 10:14
    ve büyük ihtimalle öldürmeleri de zorlaşacak sanıyorsunuz.
  • 10:14 - 10:16
    Bu belki de doğrudur.
  • 10:16 - 10:19
    Ancak ben inanıyorum ki,
  • 10:19 - 10:25
    asıl mesajı 'şeffaflık aptallıktır' olan politikanın merkezine
  • 10:25 - 10:28
    şeffaflığı yerleştirme konusunda daha net olabilmeliyiz.
  • 10:28 - 10:32
    Şeffaflık kurumlara olan güveni geri getirmeye yaramaz.
  • 10:32 - 10:37
    Şeffaflık, siyasetin güvensizliği yönetme biçimidir.
  • 10:37 - 10:41
    Toplumlarımızın güvensizliğe dayalı olacağını tahmin ediyoruz.
  • 10:41 - 10:44
    Bu arada, güvensizlik demokrasi için her zaman çok önemli olmuştur.
  • 10:44 - 10:46
    Kontrol ve dengeler bu yüzden var.
  • 10:46 - 10:50
    Bu yüzden milletvekilleri ve onların temsil ettiği insanlar
  • 10:50 - 10:53
    arasında yaratıcı bir güvensizlik var.
  • 10:53 - 10:58
    Ancak, güvensizliğin tek idaresi politika olduğunda,
  • 10:58 - 11:01
    -- "1984"ün bahsinin geçtiği iyi oldu--
  • 11:01 - 11:05
    1984'ü tersten yaşayacağız.
  • 11:05 - 11:07
    Büyük Birader sizi izliyor olmayacak,
  • 11:07 - 11:10
    siz Büyük Birader olarak
  • 11:10 - 11:11
    siyasi sınıfı izleyeceksiniz.
  • 11:11 - 11:15
    Peki özgür toplum düşüncesi bundan ibaret mi?
  • 11:15 - 11:16
    Mesela, saygın ve yetenekli vatandaşların
  • 11:16 - 11:23
    siyasetin gerçekten güvensizliği idare etmek olduğuna
  • 11:23 - 11:24
    inanırlarsa, adaylıklarını
  • 11:24 - 11:28
    koyacaklarına inannıyor musunuz?
  • 11:28 - 11:31
    Yeni teknolojilerin,
  • 11:31 - 11:33
    politikacıların mühim konularda söyledikleri herşeyi
  • 11:33 - 11:37
    takip etmenizi sağlamasından korkmuyor musunuz?
  • 11:37 - 11:41
    bunun, ne olursa olsun, tutarlı olmak
  • 11:41 - 11:45
    sağduyudan daha önemli olduğu için, yanlış olsa bile
  • 11:45 - 11:49
    politikacıların içinde bulundukları pozisyonu değiştirmemelerine sebep olacağından korkmuyor musunuz?
  • 11:49 - 11:51
    Bu salondaki Amerikalılar,
  • 11:51 - 11:54
    ülkeyi yönetecek başkanların, sadece seçim konuşmaları
  • 11:54 - 11:57
    doğrultusunda hareket etmelerinden korkmuyor musunuz?
  • 11:57 - 11:59
    Ben bunun çok mühim olduğuna inanıyorum,
  • 11:59 - 12:03
    çünkü demokrasi, insanların mantıklı argümanlar çerçevesinde
  • 12:03 - 12:07
    fikirlerini değiştirebilmeleriyle alakalı.
  • 12:07 - 12:10
    Bundan ancak siyasette çıkarcılık
  • 12:10 - 12:12
    yapan politikacılara tahammül etmeyeceğimizi
  • 12:12 - 12:15
    insanlara gösterip, onların
  • 12:15 - 12:17
    sorumlu davranmalarını sağlayarak kurtulabiliriz.
  • 12:17 - 12:20
    İşte benim için bu çok önemli.
  • 12:20 - 12:23
    İnanıyorum ki, bu günlerde siyaseti tartışırken
  • 12:23 - 12:25
    bu gibi hikayelere bakmak
  • 12:25 - 12:29
    gayet mantıklı geliyor.
  • 12:29 - 12:32
    Ancak şunu da unutmayın, açıklamak da bir nevi saklamaktır.
  • 12:32 - 12:36
    Hükümetlerimiz ne kadar şeffaf olmak isteseler de,
  • 12:36 - 12:38
    yine de seçtikleri şeylerin görülmesine müsade edecekler.
  • 12:38 - 12:40
    Küçük bir ülkede, benim ülkem olabilir,
  • 12:40 - 12:42
    ama sizinki de olabilir,
  • 12:42 - 12:44
    -- bu gerçek bir hikaye --
  • 12:44 - 12:47
    hükümetin kararlarının,
  • 12:47 - 12:49
    konsey toplantılarındaki tartışmaların
  • 12:49 - 12:52
    konsey toplandıktan 24 saat sonra
  • 12:52 - 12:57
    internetten yayımlanmasına karar verdiler.
  • 12:57 - 12:59
    Halk bu fikri tamamen destekledi.
  • 12:59 - 13:01
    O ülkenin başbakanıyla konuşma fırsatım oldu,
  • 13:01 - 13:03
    bu kararın neden alındığını sordum.
  • 13:03 - 13:05
    Şöyle dedi: "Bakanlarımın
  • 13:05 - 13:09
    ağızlarını kapalı tutmanın en iyi yolu buydu.
  • 13:09 - 13:12
    Çünkü 24 saat sonra bunun yayımlanacağını
  • 13:12 - 13:15
    bilerek muhalefet etmeleri çok zor olacaktı
  • 13:15 - 13:17
    ve eğer öyle yaparlarsa
  • 13:17 - 13:21
    bunun siyasi bir kriz yaratacağını biliyorlardı."
  • 13:21 - 13:22
    İşte, şeffaflıkla ilgili konuştuğumuzda,
  • 13:22 - 13:24
    açıklıktan bahsettiğimizde,
  • 13:24 - 13:26
    neyin iyi olup, neyin kötüye gittiğini
  • 13:26 - 13:29
    aklımıza getirmemiz gerektiğine inanıyorum.
  • 13:29 - 13:34
    Ne bir Bulgar, ne de siyaset bilimcisi olan Goethe
  • 13:34 - 13:36
    bir kaç yüzyıl önce şöyle dedi:
  • 13:36 - 13:39
    "Çok ışığın olduğu yerde büyük gölgeler olur."
  • 13:39 - 13:41
    Çok teşekkür ederim.
  • 13:41 - 13:43
    (Alkışlar)
Title:
Ivan Krastev: Demokrasi güven olmadan var olabilir mi?
Speaker:
Ivan Krastev
Description:

'Son 50 yılda yaşanan devrimler politik kültürü şekillendirdi.' diyor Ivan Krastev. İleri doğru atılan her adımın -- 60'ların kültürel devriminden son yıllarda ortaya çıkan nöroloji alanındaki gelişmelere kadar -- demokratik alanda aşınmalara da neden olduğunu gösteriyor bize. Onun da dediği gibi, "İyi olan şeyler aynı zamanda kötüye de gitti." Demokrasi kurtulabilecek mi?

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
14:04

Turkish subtitles

Revisions