Return to Video

Msjlaşmak dili öldürüyor. Saka saka!

  • 0:01 - 0:04
    Hep mesajlaşmanın
    felaket olduğunu duyarız.
  • 0:04 - 0:08
    İnanışa göre mesajlaşma
    Amerika'daki gençler arasında
  • 0:08 - 0:12
    ve artık bugün bütün dünyada
  • 0:12 - 0:15
    her türlü edebî kültürün,
    en azından yazma becerisinin
  • 0:15 - 0:17
    gerilemesi ve çökmesi anlamına geliyor.
  • 0:17 - 0:20
    İşin gerçeği şu ki bu hiç de doğru değil.
  • 0:20 - 0:23
    Bunun doğru olduğunu düşünmek kolay
  • 0:23 - 0:25
    ama bunu başka şekilde görmek için
  • 0:25 - 0:28
    mesajlaşmanın aslında
    mucizevi bir şey olduğunu,
  • 0:28 - 0:31
    sadece enerjik değil,
    aynı zamanda mucizevi bir şey olduğunu,
  • 0:31 - 0:33
    şu anda gerçekleştiğini gördüğümüz
  • 0:33 - 0:35
    yeni çıkan bir tür karmaşıklık
    olduğunu görmek için
  • 0:35 - 0:38
    kamerayı biraz geride tutup
    açımızı genişleterek
  • 0:38 - 0:41
    dilin gerçekte ne olduğuna
    bakmamız gerek,
  • 0:41 - 0:43
    bu durumda gördüğümüz
    tek şey mesajlaşmanın
  • 0:43 - 0:48
    bir yazma eylemi bile olmadığı.
  • 0:48 - 0:49
    Bununla ne demek istiyorum?
  • 0:49 - 0:52
    Aslen dil üzerine düşünecek olursak
  • 0:52 - 0:56
    dil herhalde 150 bin yıldır
    varlığını sürdürmekte,
  • 0:56 - 0:58
    hiç olmazsa 80 bin yıldır
  • 0:58 - 1:02
    ve dil konuşmadan ortaya çıktı.
    İnsanlar önce konuştu.
  • 1:02 - 1:05
    Muhtemelen genetik olarak
    buna programlıyız.
  • 1:05 - 1:07
    Dili en çok böyle kullanırız.
  • 1:07 - 1:11
    Yazı ise çok daha sonraları ortaya çıktı
  • 1:11 - 1:13
    ve son konuşmada gördüğümüz üzere,
  • 1:13 - 1:16
    tam ne zaman çıktığına dair
    ufak bir anlaşmazlık var
  • 1:16 - 1:18
    ama geleneksel tahminlere göre,
  • 1:18 - 1:21
    eğer insanlık 24 saattir var olsaydı
  • 1:21 - 1:27
    yazı aşağı yukarı 23.07'de ortaya çıktı.
  • 1:27 - 1:30
    İşte yazı bu kadar geç
    ortaya çıkan bir kavram.
  • 1:30 - 1:34
    Yani başta konuşma vardı,
    daha sonra yazı geldi,
  • 1:34 - 1:35
    bir tür beceri şeklinde.
  • 1:35 - 1:39
    Şimdi beni yanlış anlamayın,
    yazının belirli avantajları var.
  • 1:39 - 1:42
    Yazmak bilinçli bir süreç olduğundan
  • 1:42 - 1:44
    dönüp geriye bakabildiğinizden
  • 1:44 - 1:47
    dile dair, sadece konuşuyor olsaydınız
  • 1:47 - 1:49
    yapmanızın olası olmadığı
    şeyleri yapabilirsiniz.
  • 1:49 - 1:53
    Mesela Edward Gibbon'un eseri
  • 1:53 - 1:57
    "Roma İmparatorluğu'nun Gerilemesi
    ve Çöküşü"nden bir paragraf düşünün:
  • 1:57 - 2:00
    "Tüm çarpışma 12 saatin üstünde sürdü,
  • 2:00 - 2:04
    İranlıların gerilemesi
    serkeş bir kaçışa dönene kadar
  • 2:04 - 2:08
    ki bu utanç verici örneği başlıca liderler
    ve Surenas'ın kendisi vermişti."
  • 2:08 - 2:12
    Bu güzel ama kabul etmek gerekir ki
    kimse bu şekilde konuşmaz
  • 2:12 - 2:17
    ya da bir gün üremeyi düşünüyorsa...
  • 2:17 - 2:19
    ...konuşmamalı. Böyle --
  • 2:19 - 2:22
    (Kahkahalar)
  • 2:22 - 2:25
    insanların günlük konuşmaları
    böyle değil.
  • 2:25 - 2:27
    Günlük konuşma tamamen farklı bir şey.
  • 2:27 - 2:29
    Dil bilimciler aslında göstermiştir ki
  • 2:29 - 2:32
    gözlenmeyen bir şekilde
    rahat konuşma yaparken
  • 2:32 - 2:35
    7 ile 10 kelimelik paketler hâlinde
  • 2:35 - 2:36
    konuşmaya eğilimliyiz.
  • 2:36 - 2:41
    Konuşurken kendinizin veya bir grubun
    sesini kaydetme durumunuz olursa
  • 2:41 - 2:42
    bunu fark edeceksiniz.
  • 2:42 - 2:44
    Konuşma böyle bir şey.
  • 2:44 - 2:48
    Konuşma çok daha esnek.
    Çok daha kısa ve öz.
  • 2:48 - 2:52
    Daha az yansıtıcı -- yazmadan çok farklı.
  • 2:52 - 2:54
    Dili yazılı olarak çok sık gördüğümüzden
  • 2:54 - 2:57
    doğal olarak dilin
    bu olduğunu düşünmeye meyilliyiz
  • 2:57 - 3:01
    ancak dil aslında konuşma.
    Bunlar iki ayrı şey.
  • 3:01 - 3:04
    Şimdi tabii ki tarih riayet ederken
  • 3:04 - 3:07
    yazma ve konuşma arasında belirli miktarda
  • 3:07 - 3:10
    sızma olması doğal.
  • 3:10 - 3:15
    Bu yüzden, örneğin
    şimdi uzak kalan bir çağda
  • 3:15 - 3:17
    biri konuşma yaptığında
  • 3:17 - 3:20
    yazıyormuş gibi konuşması yaygındı.
  • 3:20 - 3:22
    Yani demek istediğim,
  • 3:22 - 3:25
    eski bir filmde birinin boğazını
    temizleyip verdiği şu türde bir konuşma:
  • 3:25 - 3:28
    "Öhöm hanımlar ve beyler" ve ardından
  • 3:28 - 3:31
    normal konuşmayla hiç ilgisi olmayan
    bir biçimde konuşurlar.
  • 3:31 - 3:35
    Resmîdir, bu Gibbon'ınki gibi
    uzun cümleler kullanırlar.
  • 3:35 - 3:38
    Aslına bakılırsa bu,
    yazdığın gibi konuşmaktır
  • 3:38 - 3:41
    ve bu yüzden, örneğin bugünlerde
    Lincoln hakkında düşünüyoruz,
  • 3:41 - 3:43
    film yüzünden.
  • 3:43 - 3:46
    Gettysburg Konuşması, o etkinliğin
    ana öğünü değildi.
  • 3:46 - 3:50
    Ondan iki saat önce
    Edward Everett'in konuştuğu konu,
  • 3:50 - 3:53
    açıkçası, bugün bizi ilgilendiremez,
  • 3:53 - 3:55
    o zaman da zorla ilgilendirdi.
  • 3:55 - 3:57
    Amaç onun yazıyormuş gibi
  • 3:57 - 3:59
    konuşmasını dinlemekti.
  • 3:59 - 4:01
    Sıradan insanlar dikilip
    iki saat dinlediler.
  • 4:01 - 4:03
    Bu son derece doğaldı.
  • 4:03 - 4:05
    O zamanlar insanlar
    yazıyor gibi konuşuyordu.
  • 4:05 - 4:08
    E yazıyor gibi konuşabiliyorsan
  • 4:08 - 4:14
    o zaman mantıken bazen de
    konuşuyor gibi yazmak isteyebilirsin.
  • 4:14 - 4:16
    Sorun sadece malzemedeydi,
  • 4:16 - 4:20
    o zamanlar mekanik anlamda bu daha zordu,
  • 4:20 - 4:23
    bunun basit nedeni de malzemelerin
    elverişli olmamasıydı.
  • 4:23 - 4:25
    Ellerle bunu yapmak
    neredeyse imkansızdır,
  • 4:25 - 4:28
    stenografi hariç,
    o zaman da iletişim limitli.
  • 4:28 - 4:31
    Manuel daktiloda bu çok zordu,
  • 4:31 - 4:33
    elektrikli olanlar çıktığında bile
  • 4:33 - 4:35
    veya ardından bilgisayar klavyelerinde,
  • 4:35 - 4:38
    az çok konuşmanın hızına yetişecek şekilde
  • 4:38 - 4:40
    hızlıca yazabilecek olsanız bile
  • 4:40 - 4:43
    mesajınızı hızlıca alabilecek biri olmalı.
  • 4:43 - 4:46
    O mesajı alabilecek şeyler
    cebinizde olduğunda
  • 4:46 - 4:52
    o zaman konuştuğunuz gibi yazmanızı
    sağlayan koşullara sahipsinizdir.
  • 4:52 - 4:55
    İşte mesajlaşma da burada devreye giriyor.
  • 4:55 - 4:59
    İşte bu yüzden de mesajlaşmanın
    yapısı çok esnek.
  • 4:59 - 5:03
    Mesajlaşırken hiç kimse büyük harfler
    veya noktalamayı düşünmez
  • 5:03 - 5:06
    ama konuşurken
    bunları düşünüyor musunuz ki?
  • 5:06 - 5:09
    Hayır, o zaman
    mesajlaşırken niye düşünesiniz?
  • 5:09 - 5:13
    Mesajlaşma, yazma dediğimiz şeyin
  • 5:13 - 5:17
    kaba mekaniklerini içerse de
    parmaklı konuşmadır.
  • 5:17 - 5:19
    Mesajlaşma budur.
  • 5:19 - 5:22
    Artık konuştuğumuz biçimde yazabililriz.
  • 5:22 - 5:24
    Bu çok da ilginç bir şey
  • 5:24 - 5:30
    ama yine de bunun bir çeşit düşüşü
    temsil ettiğini düşünmesi kolay.
  • 5:30 - 5:33
    Yapının bu genel sarkıklığını,
    kurallarla alakasızlığını
  • 5:33 - 5:39
    ve kara tahtada öğrenmeye
    alışkın olduklarımızı görüyor
  • 5:39 - 5:42
    ve dolayısıyla bir şeylerin
    yanlış gittiğini düşünüyoruz.
  • 5:42 - 5:45
    Bu çok doğal bir his.
  • 5:45 - 5:49
    Fakat işin aslı, tek olan
  • 5:49 - 5:53
    bir çeşit doğmakta olan karmaşıklık.
  • 5:53 - 5:55
    Bu parmaklı konuşmada bunu görüyoruz.
  • 5:55 - 5:58
    Bunu anlamak için de
  • 5:58 - 6:03
    bu yeni tür dilde yeni bir yapının
  • 6:03 - 6:07
    ortaya çıktığını görmek istiyoruz.
  • 6:07 - 6:12
    Dolayısıyla örneğin mesajlaşmada
  • 6:12 - 6:15
    şu LOL olayı var.
  • 6:15 - 6:17
    Şimdi bu LOL,
  • 6:17 - 6:20
    genelde bunun "yüksek sesle gülme"
    anlamına geldiğini düşünürüz.
  • 6:20 - 6:23
    Elbette, teoride bu böyle,
  • 6:23 - 6:25
    çok eski metinlere bakarsanız
    o zaman insanlar bunu
  • 6:25 - 6:28
    yüksek sesle gülmeyi
    belirtmek için kullanıyordu.
  • 6:28 - 6:32
    Ama şimdi mesajlaşırken
    veya mesajlaşmanın alt katmanının
  • 6:32 - 6:35
    geldiği durumun farkında biriyseniz
  • 6:35 - 6:39
    LOL'un artık yüksek sesle gülme
    anlamına gelmediğini fark edeceksiniz.
  • 6:39 - 6:43
    Bu açıklaması çok daha güç
    başka bir şeye dönüştü.
  • 6:43 - 6:46
    Şimdi şu, fazla uzun olmayan bir süre önce
  • 6:46 - 6:50
    20 yaşlarında, erkek olmayan
    bir kişinin yazdığı
  • 6:50 - 6:52
    gerçek bir mesaj.
  • 6:52 - 6:55
    "Kullandığın yazı tipini sevdim bu arada."
  • 6:55 - 6:58
    Julie: "lol teşekkürler gmail
    şu anda çok yavaş"
  • 6:58 - 7:00
    Şimdi düşünürseniz, bu komik değil.
  • 7:00 - 7:03
    Kimse gülmüyor. (Kahkahalar)
  • 7:03 - 7:06
    Ama yine de bunun bir tür
    hıçkırık olduğunu varsayıyorsunuz.
  • 7:06 - 7:08
    Sonra Susan "lol, biliyorum," diyor,
  • 7:08 - 7:10
    yine, bu sıkıntılar hakkında konuşurken
  • 7:10 - 7:14
    alışkın olduğumuzdan daha kahkahalı.
  • 7:14 - 7:16
    Böylece Julie
    "Sana bir e-posta gönderdim." diyor.
  • 7:16 - 7:18
    Susan: "lol, gördüm."
  • 7:18 - 7:22
    Çok komik insanlar, LOL bu demekse.
  • 7:22 - 7:24
    Bu Julie "Pekâlâ, ne var ne yok?" diyor.
  • 7:24 - 7:26
    Susan: "lol, 10 sayfalık
    bir yazı yazmam lazım."
  • 7:26 - 7:29
    Hiç de eğlenmiyor. Bunu düşünelim.
  • 7:29 - 7:31
    LOL çok belirli bir şekilde kullanılıyor.
  • 7:31 - 7:35
    Empati işareti, konfor işareti.
  • 7:35 - 7:38
    Biz dil bilimciler böyle şeylere
    edimsel parçacıklar diyoruz.
  • 7:38 - 7:42
    Gerçek insanların kullandığı
    tüm konuşma dillerinde bunlar var.
  • 7:42 - 7:47
    Japonca biliyorsanız birçok cümle sonunda
    kullanılan o kısa "ne" kelimesini düşünün.
  • 7:47 - 7:50
    Bugün siyahi gençliğin
    konuşmalarını dinlerseniz
  • 7:50 - 7:51
    "yo" sözcüğünü düşünün.
  • 7:51 - 7:53
    Bunun hakkında bitirme tezi yazılabilir,
  • 7:53 - 7:56
    muhtemelen yazılıyordur da.
  • 7:56 - 7:59
    Edimsel parçacık, LOL giderek bu oluyor.
  • 7:59 - 8:03
    Gerçek insanlar arasında
    dilin kullanılma biçimi.
  • 8:03 - 8:07
    Diğer bir örnek de "eğik çizgi".
  • 8:07 - 8:10
    Şimdi, eğik çizgiyi alışkın olduğumuz gibi
  • 8:10 - 8:12
    "Parti-eğik çizgi-network
    oturumu yapacağız."
  • 8:12 - 8:15
    cümlesinde olduğu gibi kullanabiliriz.
  • 8:15 - 8:17
    Geldiğimiz nokta hemen hemen bu.
  • 8:17 - 8:20
    Eğik çizgi gençler arasında bugün
  • 8:20 - 8:23
    mesajlaşmada çok farklı
    bir şekilde kullanılıyor.
  • 8:23 - 8:25
    Sahneyi değiştirmek için kullanılıyor.
  • 8:25 - 8:28
    Yani örneğin bu Sally kişisi diyor ki
  • 8:28 - 8:30
    "Takılacak birilerini bulmam gerek"
  • 8:30 - 8:31
    Jake de diyor ki "Haha" --
  • 8:31 - 8:34
    bu "Haha" da tez konusu
    ama şimdi zaman yok --
  • 8:34 - 8:37
    "Haha yani kendi başına
    gidiyorsun? Neden?"
  • 8:37 - 8:39
    Sally: "NYU'daki bu yaz programına."
  • 8:39 - 8:42
    Jake: "Haha. Eğik çizgi,
    tek gözle atış yapmaya çalışan
  • 8:42 - 8:44
    suns oyuncuları videosu izliyorum."
  • 8:44 - 8:45
    Eğik çizgi ilginç.
  • 8:45 - 8:48
    Ondan sonra Jake'in ne hakkında
    konuştuğunu bilmiyorum bile
  • 8:48 - 8:53
    ama fark ettiğiniz gibi
    konuyu değiştiriyor.
  • 8:53 - 8:55
    Şimdi bu oldukça sıradan görünüyor
  • 8:55 - 8:56
    ama gerçek hayatta
  • 8:56 - 8:59
    bir konuşmada konuyu değiştirmenin
  • 8:59 - 9:01
    zarif yollarını düşünün.
  • 9:01 - 9:02
    Doğrudan dalmazsınız.
  • 9:02 - 9:07
    Bacaklarınızı sıvazlayıp
    dalgın bir şekilde uzaklara bakarsınız
  • 9:07 - 9:11
    ya da "Hımm, aklıma geldi de..."
    gibi bir şeyler dersiniz
  • 9:11 - 9:13
    öyle olmasa da, ama yapmaya --
  • 9:13 - 9:15
    (Kahkahalar)
  • 9:15 - 9:18
    aslında yapmaya çalıştığınız
    konuyu değiştirmektir.
  • 9:18 - 9:20
    Mesajlaşırken bunu yapamazsınız,
  • 9:20 - 9:24
    dolayısıyla bu ortamda bunu yapmanın
    yolları ortaya çıkıyor.
  • 9:24 - 9:26
    Dil bilimcilerin
    yeni bilgi işareti dediğinden
  • 9:26 - 9:29
    tüm konuşma dillerinde var
    hatta iki üç tane.
  • 9:29 - 9:34
    Mesajlaşma eğik çizgiden
    bir tane ortaya çıkardı.
  • 9:34 - 9:37
    Böylelikle tüm bir dizi
    gelişmekte olan yeni anlam var
  • 9:37 - 9:39
    ve yine de bir şeylerin yolunda olmadığını
  • 9:39 - 9:42
    düşünmesi kolay.
  • 9:42 - 9:45
    Bir çeşit yapı eksikliği var.
  • 9:45 - 9:50
    "The Wall Street Journal"da kullanılan
    dil kadar sofistike değil.
  • 9:50 - 9:51
    İşin aslı,
  • 9:51 - 9:54
    1956'daki şu kişiye bakın,
  • 9:54 - 9:56
    bu daha mesajlaşma yokken
  • 9:56 - 9:58
    "I Love Lucy" dizisi yayındayken.
  • 9:58 - 10:02
    "Birçokları alfabeyi
    veya çarpım tablosunu bilmiyor,
  • 10:02 - 10:03
    gramatik yazamıyor --"
  • 10:03 - 10:05
    Bu tür şeyleri daha önce duyduk,
  • 10:05 - 10:09
    sadece 1956'da değil.
    1917'de Connecticut okul öğretmeni.
  • 10:09 - 10:12
    1917. Bu hepimizin
    yazma açısından her şeyin
  • 10:12 - 10:15
    bir şekilde mükemmel olduğunu
    düşündüğümüz zamanlar
  • 10:15 - 10:18
    çünkü "Downton Abbey"dekilerin
    hitabeti kuvvetli
  • 10:18 - 10:19
    ya da öyle bir şeyler.
  • 10:19 - 10:22
    Peki "Ülkedeki her kolejden
    ağlayışlar yükseliyor,
  • 10:22 - 10:25
    'Yeni öğrencilerimiz yazamıyor,
    noktalamaları hatalı.'" Falan filan.
  • 10:25 - 10:27
    Bundan daha geriye de gidebilirsiniz.
  • 10:27 - 10:30
    Harvard rektörü. Yıl 1871.
  • 10:30 - 10:32
    Elektrik yok. İnsanların üç adı var.
  • 10:32 - 10:35
    "Yazmada kötü imla,
  • 10:35 - 10:38
    yanlışlık yapmanın yanı sıra
    ifade kabalığı."
  • 10:38 - 10:40
    Bahsettiği insanlar da kolej eğitimlerine
  • 10:40 - 10:42
    diğer türlü iyi hazırlanmış kişiler.
  • 10:42 - 10:44
    Daha bile geriye gidebilirsiniz.
  • 10:44 - 10:48
    1841, bir okul yöneticisi üzgün
  • 10:48 - 10:51
    çünkü uzun bir süre boyunca
    "üzüntüyle fark ettim ki
  • 10:51 - 10:55
    neredeyse tümüyle ihmal edilen orjinal"
    falan filan falan filan.
  • 10:55 - 11:00
    Ya da MS 63'e kadar geri gidebilirsiniz
    (Kahkahalar)
  • 11:00 - 11:02
    ve bu zavallı adam
  • 11:02 - 11:03
    insanların Latincelerini beğenmiyor.
  • 11:03 - 11:07
    Aslında Fransızcanın nasıl
    ortaya çıktığı hakkında yazıyormuş.
  • 11:07 - 11:13
    İşte böyle, her zaman
    (Kahkahalar) (Alkış) ---
  • 11:13 - 11:15
    bunlar hakkında
    endişelenen insanlar var
  • 11:15 - 11:18
    ve gezegen bir şekilde
    dönmeye devam ediyor.
  • 11:18 - 11:23
    İşte böyle, ben bugünlerdeki mesajlaşmayı
    şöyle görüyorum:
  • 11:23 - 11:29
    gençlerin geliştirdiği
    yepyeni bir yazma biçimi,
  • 11:29 - 11:32
    normal becerilerinin yanı sıra
    bunu kullanıyorlar,
  • 11:32 - 11:35
    bu da iki şeyi de yapabildikleri
    anlamına geliyor.
  • 11:35 - 11:38
    Çift dilli olmanın bilişsel olarak
    faydalı olduğuna dair
  • 11:38 - 11:40
    kanıtlar artıyor.
  • 11:40 - 11:43
    İki lehçeli olmakta da bu doğru.
  • 11:43 - 11:46
    Yazmanız açısından iki lehçeli olmanız
    için de kesinlikle doğru.
  • 11:46 - 11:51
    Yani mesajlaşma aslında gençlerin bugün
    kullandığı dengeli bir eylemin kanıtı,
  • 11:51 - 11:54
    bilinçli bir şekilde değil elbette
  • 11:54 - 11:58
    ama bu dilbilimsel repertuarlarının
    genişlemesi olayı.
  • 11:58 - 11:59
    Çok basit.
  • 11:59 - 12:02
    1973'ten biri 1993'te
    bir yurt mesaj panosunda
  • 12:02 - 12:07
    yazılanlara baksaydı
  • 12:07 - 12:08
    "Aşk Hikâyesi" çağından bu yana
  • 12:08 - 12:10
    kelimeler biraz değişmiş olacaktı
  • 12:10 - 12:14
    ama o mesajda ne yazdığını anlardı.
  • 12:14 - 12:16
    1993'ten o kişiyi alın,
    üzerinden çok geçmedi,
  • 12:16 - 12:20
    "Bill and Ted's Excellent Adventure",
    o zamanın insanları.
  • 12:20 - 12:21
    O insanları alın
  • 12:21 - 12:25
    ve bugün 20 yaşındaki birinin yazdığı
    çok tipik bir mesajı okusun.
  • 12:25 - 12:28
    Yarısının ne demek olduğuna dair
    fikri bile olmayacaktır
  • 12:28 - 12:32
    çünkü bize küçük araçlarıyla
    koşuşturur gibi
  • 12:32 - 12:34
    sıradan bir şey yapıyorlar gibi gelirken
  • 12:34 - 12:36
    gençlerimiz arasında tamamen
  • 12:36 - 12:38
    yeni bir dil gelişti.
  • 12:38 - 12:42
    Pekâlâ, kapatırken, eğer geleceğe,
  • 12:42 - 12:46
    2033'e gidebilseydim
  • 12:46 - 12:49
    ilk işim David Simon'ın
    "The Wire" dizisinin devamını
  • 12:49 - 12:53
    yapıp yapmadığını sormak olacak.
    Bunu bilmek isterim.
  • 12:53 - 12:56
    Gerçekten de bunu sorardım
  • 12:56 - 12:59
    ve "Downton Abbey"de esasen
    neler olduğunu bilmek isterdim.
  • 12:59 - 13:00
    İkinci şey bu olurdu.
  • 13:00 - 13:03
    Üçüncü şey de
  • 13:03 - 13:08
    lütfen bana 16 yaşındaki gençlerin
    yazdığı yazıları gösterin olacaktır
  • 13:08 - 13:10
    çünkü bu dilin bizim zamanımızdan bu yana
  • 13:10 - 13:12
    nereye geliştiğini bilmek isterdim
  • 13:12 - 13:16
    ve ideal olarak sonra bunları
    şimdiki size ve bana gönderirdim
  • 13:16 - 13:19
    ki burnumuzun tam ucunda gerçekleşen
  • 13:19 - 13:21
    bu dil bilimsel mucizeyi inceleyebilelim.
  • 13:21 - 13:22
    Çok teşekkürler.
  • 13:22 - 13:28
    (Alkış)
  • 13:28 - 13:31
    Teşekkürler. (Alkış)
Title:
Msjlaşmak dili öldürüyor. Saka saka!
Speaker:
John McWhorter
Description:

Mesajlaşma iyi yazma becerilerinin sonu mu demek? John McWhorter mesajlaşmanın -- dilsel, kültürel açıdan -- göründüğünden çok daha fazlası olduğunu öne sürüyor ve haberler tümüyle iyi.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
13:48

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions