Dövmelerin tarihi - Addison Anderson

Tamamını izlemek için: http://ed.ted.com/lessons/the-history-of-tattoos-addison-anderson
Eğer bir dövmeniz varsa,siz de en az 8,000 lik bir geçmişin ,zengin bir kültürün parçasısınız.Peki bu vücut modifikasyonu işlemi nereden geliyor ve zamanla hangi fonksiyonları, nasıl değişti? Addison Ankerson bu "boyanma" işinin tarihinin izini sürüyor.

Ders:Addison Anderson,animasyon:The Think Blot

Dövme yaptırmayı mı düşünüyorsunuz ?

Vücudunuzu dekore etmeniz
halinde siz de 8000 yıllık bir geçmişi olan

dövme tarihinin bir parçası
haline gelmiş olacaksınız.

Dünya genelinde üzerinde
dövme bulunan tüm mumyalar,

binlerce yıl boyunca vücut
modifikasyonunun evrensel olduğunu

ve de eğer uygarlığınız "laserle silme" tekniğini
henüz icat etme şansını bulamadıysa

sonsuza dek o şekilde kalacağınız gerçeğini
kanıtlarlar.

Inka oncesi Peru'nun Chinchorro kültüründen
günümüze ulaşmış

bir mumyanın dudağının üstünde
"bıyık" dövmesi var.

Alp dağlarında bulunmuş bir mumya olan
Ötzi'nin ise ayak bilekleri etrafında,

dizlerinin arkasında ve omurgası
boyunca uzanan bir tür ilkel akapunktur

tekniği olduğu düşünülen,
kömürle yapılmış desenler görüldü.

Eski Mısır'da bir rahibe olan,
Amunet Mumya'sında bulunan

dövmelerin ise cinselliği ve bereketi
simgelediği düşünülüyor.

Mumyalardan bile daha eski olarak,

dövmeli görünen insan heykelleri ve

dövme yapımında kullanılan araç gereçler
10 bin yıllık bir geçmişe dayanıyor.

Dövmelerin bildiğimiz tek bir tarihi
dayanağı yok,

Ancak neden İngilizce konuşan bizler bunlara dövme (tattoos)
diyoruz?

James Cook'un 1769 da ayak bastığı ve birçok yerinde dövme olan kadın ve erkek

topluluğuyla karşılaştığı Tahiti'de Polinezyaca bir kelime olan "Tatao" nun

İngiliz diline geçerken uğradığı
değişim sonucunda

meydana gelmiş bir kelime.

Cook'un keşiflerine ve mürettabatının sahip
olduğu dövmelere dair hikayeler

"çizme", "boyama" ve "renklendirme"
kelimelerindense

"dövme" kelimesinin
kullanımını pekiştirmiş ve de İngiliz Viktorya sosyetesinde

dövmeye karşı büyük bir rağbetin
başlamısına neden oldu.

Viktoryalılar'ın bu müstehcen duruma karşı
Viktoryaca tutumlar

sergilediklerini düşünebiliriz
ki, tarih boyunca

bu tür hassasiyetlerin ve de yasaklamakların
olduğunu görebilirsiniz.

Fakat, bazı İngilizler açıkça dövmeleri küçük
görmüş olmarına rağmen

birçokları kapalı kapılar
ardında ve gözlerden

uzak bir şekilde birçoğu dövme yaptırdılar.

Denilene göre, Kraliçe Viktorya'nın
"pitonla dövüşen kaplan" tasvirli bir dövmesi vardı.

Dövmeler Cook'un askerleri arasında
da oldukça popülerdi,

gittikleri yerleri not etmek
amacıyla yaptırıyorlardı.

Atlantik'i mi geçtiniz?
Çapa dövmesi yaptırın.

Ekvator'un güneyinde mi bulundunuz?
Kaplumbağa dövmesinin tam zamanı.

Fakat Batılılar, Güney Pasifik yerlileri
Samoalılar'la ya da Maoriler'le

karşılaşmadan önce de dövmeleri yaygın
bir şekilde kullanıyorlardı.

Haçlı askerleri, Küdüs'e özgü haç tasvirini
yaptırıyorlardı.

Böylece, savaş esnasında öldüklerinde
Hristiyan usullerine göre gömülüyorlardı.

Hadrian Duvarı'nda bulunan Roma askerleri, askeri
nitelikli dövmeler yaptırıyorlardı

ve duvarın öteki tarafındakileri vücutlarındaki boyanmış
resimlerden dolayı "Piktler" olarak adlandırıyorlardı.

İnsanlara zorla dövme yapilmasi
da yaygın bir gelenekti.

Yunanlar ve Romalılar kölelerin
firar etmelerini

önlemek için onları dövme
ile işaretlemişlerdi.

Japonya'da suçlular 700 yıl öncesine kadar
dövme ile damgalanmıştı.

Bilindiği üzere, Naziler Auschwitz toplama
kampındaki Yahudilerin ve diğer tutukluların

cesetlerinin tanınması amacıyla
el ve göğüsleri üzerine

numaralar yaziyorlardi.

Ancak mahkumlar ve toplumdan dışlanmış kişilere
zorla yapılmış dövmeler,

insanlar bu durumda veya tarihte söz sahibi oldukça,
yeniden yoruma tabi tutulur.

Primo Levi Auschwitz'den kurtulmuştu ve
savaştan sonra Almanya'da bulunduğu bir sırada

insanlara vücudundaki numaraların simgelediği
suçu hatırlatmak için kısa kollu giysiler giymişti.

Günümüzde, toplama kamplarından
kurtulanların torunlarının bazılarının

kollarinda akrabalarinin numaralari var.

Tevrat'ta da dövmeye karşı katı kurallar var.

Fakat, unutulmasını istemediğiniz bir şeyi kalıcı
hale getirmek istediğinizde ne yaparsınız?

19. yüzyılın ortalarından 2. Dünya Savaş'ına
kadar dövme yaptırmanın yasak olduğu

Japonya'da, mahkumlar ve toplumdan

dışlanmış kişiler cezaya ait dövmelerini

geleneksel ve mitolojik motifler ilave ederek

şekillendirirlerdi.

Yakuza çeteleri alışılmışın dışındaki dövmelerini
bağlılık ve cesaret sembolü olarak görürlerdi.

Sonuç olarak, dövmeler sonsuca dek olacaktı
ve de onları yaptırmak gerçekten acı vericiydi.

Maoriler için, dövmeler kabul
görmüş, sıradanlaşmış bir gelenekti.

Eğer eziyet verici Moko çiziminden
kaçındıysanız,

yarım kalmış bu dövmeniz korkaklık işareti
olarak kabul edilirdi.

Günümüzde, geleneksel yöntemi
benimsemediğiniz takdirde,

dövme sanatçınız, Thomas Edison'un
1876 yılında icat ettiği baskı makinesini temel alıp

Samuel O'Reilly tarafından 1891'de patenti alınan

ve de bundan esinlenerek geliştirilen
dövme makinesini kullanacaktır.

Ancak ,inanılmaz derecede geniş bir tarihi
olan dövmelerin size sunduğu çok seçenek var.

Ne yaptıracaksınız?

Bu , sizin kim olduğunuzu ve
nasıl görünmek istedğinizi

belirgin hale getiren bir anlatım
şekli.

James Cook'un gemisinde bulunan bir doğa bilimcisinin Tahiti'deki dövmeli kişiler hakkında söylediklerine göre;

"Herkesin, hayatlarındaki değişik koşullara ve

mizaçlarına göre, vücutlarının
belirli bölümleri işaretlenmişti."

Belki, sizin de sahip olduğunuz mizacınız ya
da içinde bulunduğunuz bir durum

kültürel mirasa, manevi bir işarete

cinsel enerjinize ya da

eski moda öncü bir meydan okumaya ait
bir işareti edinmenizi gerektiriyordur.

Büyük bir başarının ya da Hulk Hogan
bir gergadana binseydi

nasıl görünürdü, şeklindeki düşüncenizin
bir izidir.

Bu sizin düşünceniz, sizin vücudunuz.
Patron sizsiniz.

Sadece iki kural var:

İstediğiniz şeyi çizmekten çekinmeyecek
bir dövmeci bulmalısınız.

Eğer bir şüpheniz varsa da,
her zaman "Anne" yazdırabilirsiniz.