Return to Video

Kadınları töre cinayetlerinden korumak için neler yaptım

  • 0:01 - 0:03
    Konuşmam için hazırlanırken,
  • 0:03 - 0:06
    hayatım üzerine düşünüyor
  • 0:06 - 0:09
    ve yolculuğumun başladığını anın
    tam olarak ne zaman
  • 0:09 - 0:11
    olduğunu anlamaya çalışıyordum.
  • 0:12 - 0:15
    Üzerinden uzun zaman geçti ve hikayemin
    başlangıcının, ortasının
  • 0:15 - 0:17
    ya da sonunun neresi olduğunu bulamadım.
  • 0:18 - 0:21
    Her zaman, hikayemin başlangıcının
    aşiretimizde,
  • 0:21 - 0:23
    annemin bana iki yaşımdayken
    üç görücü usulü evlilikten
  • 0:23 - 0:27
    kaçtığımı söylediği akşamüstü
    olduğunu düşünürdüm.
  • 0:28 - 0:32
    Ya da cemiyetimizde elektriklerin
    sekiz saat boyunca kesildiği,
  • 0:32 - 0:34
    ve babamın oturup hepimizi
    etrafına topladığı,
  • 0:34 - 0:38
    çiftçi babası kendisiyle birlikte tarlaya
    gitmesini isterken okula gitmek için
  • 0:38 - 0:42
    mücadele eden küçük bir çocuk olduğu
    günlerin hikayelerini anlattığı akşamın.
  • 0:43 - 0:46
    Veya 16 yaşımdayken
  • 0:46 - 0:50
    üç küçük çocuğun gelip arkadaşımın
    töre cinayeti denen bir şey için
  • 0:50 - 0:54
    öldürüldüğünü fısıldadığı
    o karanlık gecenin.
  • 0:56 - 0:58
    Fakat daha sonra farkına vardım ki;
  • 0:58 - 1:02
    bu anların katkıda bulundukları kadar,
  • 1:02 - 1:04
    yolculuğumu etkilediklerini de biliyorum.
  • 1:04 - 1:05
    Ancak, yolculuğumun başlangıcı
  • 1:05 - 1:07
    o anlar olmadılar.
  • 1:07 - 1:09
    Yolculuğum gerçekte
  • 1:09 - 1:09
    Pakistan'da,
  • 1:09 - 1:11
    Sindh'in yukarı kesiminde
  • 1:11 - 1:12
    bir kerpiçten evin önünde,
  • 1:12 - 1:15
    babamın 14 yaşındaki annemin elini tuttuğu
  • 1:15 - 1:16
    ve çocuklarını okula gönderebilecekleri
  • 1:16 - 1:18
    bir şehre gitmek için
  • 1:18 - 1:20
    kasabayı terk etmeye karar verdikleri
    yerde başladı.
  • 1:21 - 1:24
    Bir bakıma, hayatımın onların yaptıkları
    akıllıca tercihler
  • 1:24 - 1:28
    ve aldıkları kararların bir sonucu
    olduğunu hissediyorum.
  • 1:29 - 1:31
    Aynı şekilde,
    aldıkları bir diğer karar da
  • 1:31 - 1:34
    ben ve kardeşlerimi kökenlerimize
    bağlı tutmaktı.
  • 1:35 - 1:38
    Adı fakirlerin cemaati anlamına gelen
    Ribabad olan,
  • 1:39 - 1:41
    hala sevgiyle hatırladığım
    cemaatimizde yaşarken,
  • 1:41 - 1:45
    babam, aynı zamanda taşrada da bir evimiz
    olmasını sağladı.
  • 1:45 - 1:49
    Ben Balochistan'ın dağlarındaki,
    Brahui adında
  • 1:49 - 1:50
    yerel bir kabileden geldim.
  • 1:51 - 1:55
    Brahui, ya da Brohi "dağlı" demek.
    Aynı zamanda konuştuğumuz dilin adı.
  • 1:56 - 2:00
    Babamın geleneklerimize bağlılık konusunda
    oldukça sıkı kuralları sayesinde,
  • 2:00 - 2:05
    şarkılar, kültürler, gelenekler,
    hikayeler, dağlar
  • 2:05 - 2:07
    ve bir sürü koyunla dolu bir hayatım oldu.
  • 2:08 - 2:12
    Ama kasabam ve kültürüm ile
  • 2:12 - 2:15
    okuldaki modern eğitim arasında,
  • 2:15 - 2:17
    iki uç arasında yaşamak,
    hiç kolay değildi.
  • 2:18 - 2:22
    Böyle bir özgürlüğe sahip tek kız
    olduğumun farkındaydım
  • 2:22 - 2:24
    ve bunun suçluluğunu hissediyordum.
  • 2:24 - 2:28
    Ben Karaçi ve Haydarabad'da okula giderken
  • 2:28 - 2:32
    kuzenlerim ve arkadaşlarımın bazıları
    yaşça büyük erkeklerle,
  • 2:32 - 2:36
    bazıları bir çeşit takas karşılığında,
    hatta bazıları da kuma olarak
  • 2:36 - 2:37
    evlendiriliyorlardı.
  • 2:37 - 2:40
    Bir kız çocuğunun doğumunun kederle
    kutlanmasına
  • 2:40 - 2:43
    ve kadınlara sahip olmaları gereken
    başlıca faziletin
  • 2:43 - 2:47
    sebat etmek olduğunun söylenmesine
    tanık odukça,
  • 2:47 - 2:52
    güzel geleneklerimizin
    büyüsü gözlerimin önünde yitip gitti.
  • 2:52 - 2:56
    16 yaşıma gelene dek bu böyle sürüp gitti
  • 2:56 - 2:58
    Çoğunlukla geceleri herkes uyuyorken
  • 2:58 - 3:00
    yastığıma sarılıp hıçkırarak ağlıyor
  • 3:00 - 3:02
    ve üzüntümden böyle kurtuluyordum.
  • 3:02 - 3:03
    Ta ki arkadaşımın
  • 3:03 - 3:05
    töre cinayeti uğruna
  • 3:05 - 3:07
    öldürüldüğünü öğrendiğim o geceye kadar.
  • 3:08 - 3:10
    Töre cinayeti,
  • 3:10 - 3:12
    bir erkek veya kadının, evlilik öncesi
    veya evlilik dışı
  • 3:12 - 3:14
    ilişki yaşadığından şüphe edilince
  • 3:14 - 3:16
    aileleri tarafından
  • 3:16 - 3:17
    bu gerekçe ile öldürüldükleri
  • 3:17 - 3:18
    bir gelenektir.
  • 3:18 - 3:22
    Öldüren genelde erkek kardeş, baba
    ya da ailedeki bir amca veya dayıdır.
  • 3:22 - 3:27
    B.M., Pakistanda her yıl 1000 civarı töre
    cinayeti gerçekleştiğini bildiriyor
  • 3:27 - 3:29
    ve bunlar, yalnızca kayıtlı vakalar.
  • 3:29 - 3:33
    İnsan öldürmeyi gerektiren bir gelenek
    bana hiç mantıklı gelmiyordu
  • 3:33 - 3:34
    ve bu defa bu konuda
  • 3:34 - 3:36
    bir şey yapmam gerektiğini biliyordum.
  • 3:36 - 3:38
    Uyuya dalana kadar ağlamayacaktım.
  • 3:38 - 3:40
    Bunu durdurmak için her şeyi yapacaktım.
  • 3:40 - 3:42
    16 yaşımdaydım.
    Şiir yazmaya ve
  • 3:42 - 3:43
    kapı kapı dolaşıp herkese
  • 3:43 - 3:45
    töre cinayetlerini, neden yapıldığını,
  • 3:45 - 3:48
    niye önüne geçilmesi gerektiğini anlatmaya
  • 3:48 - 3:50
    ve farkındalık yaratmaya başladım.
  • 3:50 - 3:55
    Ta ki bu meseleyi ele almanın çok çok
    daha iyi bir yolunu bulana dek.
  • 3:55 - 4:01
    O günlerde Karaçi'de tek odalı çok küçük
    bir evde yaşıyorduk
  • 4:01 - 4:05
    Her yıl, muson sezonunda evimizi
    su basardı
  • 4:05 - 4:07
    -yağmur ve kanalizasyon suyu-
  • 4:07 - 4:11
    ve annemle babam suyu
    boşaltmaya çalışırlardı.
  • 4:11 - 4:14
    O zamanlarda babam eve kocaman
    bir makine getirmişti,
  • 4:14 - 4:15
    bir bilgisayar.
  • 4:15 - 4:20
    O kadar büyüktü ki, sanki sahip olduğumuz
    tek odanın da yarısını kaplayacak gibiydi
  • 4:20 - 4:23
    ve bağlanması gereken bir sürü parçası
    ve kablosu vardı.
  • 4:24 - 4:26
    Ama yine de, bu ben ve kız kardeşlerimin
  • 4:26 - 4:27
    başına gelen
  • 4:27 - 4:29
    en heyecan verici şeydi.
  • 4:29 - 4:33
    En büyük erkek kardeşim Ali,
    bilgisayara göz kulak olmaktan sorumluydu
  • 4:33 - 4:37
    ve geri kalanımıza bilgisayar kullanmamız
    için günde 10 -15 dakika verilmişti.
  • 4:37 - 4:40
    Sekiz kardeşin en büyüğü olarak,
  • 4:40 - 4:42
    en son ben kullanabiliyordum
  • 4:42 - 4:45
    ve bu ancak bulaşıkları yıkayıp
  • 4:45 - 4:47
    evi temizledikten ve anneme yemek
    yaparken yardım edip
  • 4:47 - 4:51
    herkesin uyuması için battaniyeleri
    yere serdikten sonra mümkün oluyordu.
  • 4:51 - 4:52
    Ondan sonra,
  • 4:52 - 4:53
    bilgisayara koşup,
  • 4:53 - 4:55
    internete bağlanıyor
  • 4:55 - 5:00
    ve 10 ila 15 dakika boyunca saf keyif
    ve mutluluğu yaşıyordum.
  • 5:00 - 5:05
    O günlerde "Joogle" adında
    bir web sayfası keşfetmiştim..
  • 5:05 - 5:08
    [Google]
    (Kahkahalar)
  • 5:08 - 5:12
    Töre cinayeti geleneği ile ilgili
    bir şeyler yapma arzusuyla doluyken,
  • 5:12 - 5:13
    Google'dan faydalandım ve
  • 5:13 - 5:15
    insanların dünyanın her yerinden diğer
  • 5:15 - 5:17
    insanlarla iletişime
    geçebildiği bir site olan
  • 5:17 - 5:19
    Facebook' u keşfettim.
  • 5:19 - 5:23
    Böylece, Karaçi'deki küçücük, beton çatılı
    tek odamdan,
  • 5:24 - 5:27
    Birleşik Krallık, A.B.D, Avustralya ve
    Kanada'dan insanlarla bağlantı kurdum
  • 5:27 - 5:29
    ve töre cinayetlerine karşı
  • 5:29 - 5:32
    WAKE UP (UYANIN) isminde bir kampanya
    başlattım.
  • 5:32 - 5:35
    Kampanya yalnızca bir kaç ayda muazzam
    şekilde büyüdü.
  • 5:35 - 5:38
    Dünyanın her yanından destek aldım.
  • 5:38 - 5:40
    Medya bizimle iletişime geçiyordu.
  • 5:40 - 5:41
    Bir sürü insan bize ulaşıp bizimle beraber
  • 5:41 - 5:43
    farkındalık yaratmaya uğraşıyordu.
  • 5:43 - 5:46
    O kadar büyüdü ki, çevrimiçi bir
    kampanyayken,
  • 5:46 - 5:47
    kadınlara destek olmak adına,
  • 5:47 - 5:50
    Pakistan' daki siyasi
    uygulamaların değiştirilmesi için
  • 5:50 - 5:52
    mitingler ve grevler yaptığımız,
  • 5:52 - 5:53
    memleketimin caddelerine
    kadar ulaştı.
  • 5:53 - 5:56
    Ben her şeyin yolunda gittiğini
    düşünürken,
  • 5:56 - 6:01
    ekibim de -ki o zamanlar arkadaşlarım ve
    komşularımdan oluşuyordu-,
  • 6:01 - 6:03
    her şeyin iyi gittiğini düşünürken,
  • 6:03 - 6:08
    büyük bir muhalefetle karşılaşacağımız
    hiç aklımıza gelmemişti.
  • 6:08 - 6:12
    Üyesi olduğum aşiret, İslam karşıtı
    davranışları yaydığımızı
  • 6:12 - 6:14
    söyleyerek bize karşı duruş sergiledi.
  • 6:14 - 6:18
    Bu cemiyetlerde yüzyıllardır süre gelmiş
    geleneklere kafa tutuyorduk.
  • 6:19 - 6:21
    Babamın isimsiz mektuplar aldığını
    hatırlıyorum;
  • 6:21 - 6:27
    "Kızın namuslu çevrelerde batı kültürünü
    yayıyor." diyorlardı.
  • 6:27 - 6:29
    Bir keresinde arabamız taşlandı.
  • 6:29 - 6:34
    Bir gün ofise gittim ve metal tabelamızı
    bir çok defa ağır bir cisimle
  • 6:34 - 6:37
    vurulmuş gibi, bükülüp kırılmış olarak
    buldum.
  • 6:37 - 6:39
    İşler o kadar kötüye gitti ki,
  • 6:39 - 6:42
    bir çok şekilde saklanmak zorunda kaldım.
  • 6:42 - 6:43
    Arabanın camlarını kaldırdım,
  • 6:43 - 6:45
    yüzümü peçe ile örttüm,
  • 6:45 - 6:48
    toplum içindeyken konuşmadım.
  • 6:48 - 6:53
    Ama nihayetinde, hayatım tehdit altında
    kalınca durum daha da kötüleşti,
  • 6:53 - 6:55
    orayı terk edip Karaçi'ye
  • 6:55 - 6:56
    dönmek zorunda kaldım
  • 6:56 - 6:58
    ve faaliyetlerimiz durdu.
  • 6:58 - 7:01
    Karaçi'de, 18 yaşımdayken
  • 7:02 - 7:06
    bunun hayatımın en büyük başarısızlığı
    olduğunu düşündüm.
  • 7:06 - 7:08
    Yıkılmıştım.
  • 7:08 - 7:09
    Bir ergen olarak,
  • 7:09 - 7:12
    olan biten her şey için
    kendimi suçluyordum.
  • 7:12 - 7:14
    İyice düşündüğümüzde anladık ki;
  • 7:14 - 7:20
    olanlar aslında ben ve
    ekibimin hatasıydı.
  • 7:20 - 7:22
    Mücadelemizin büyük bir başarısızlığa
  • 7:22 - 7:24
    uğramasının iki önemli sebebi vardı.
  • 7:24 - 7:26
    Bunlardan ilki,
  • 7:26 - 7:29
    toplumun temel değerlerine
    karşı geliyorduk.
  • 7:29 - 7:31
    (Temel Değerler)
  • 7:31 - 7:33
    Onlar için son derece önemli bir şeye
  • 7:33 - 7:34
    hayır diyor,
  • 7:34 - 7:37
    ahlak kurallarına kafa tutuyor,
  • 7:37 - 7:39
    ve bu sırada onları derinden sarsıyorduk.
  • 7:39 - 7:41
    İkinci sebebe gelince,
  • 7:41 - 7:42
    ki bunu öğrenmek benim için
  • 7:42 - 7:44
    son derece önemli ve şaşırtıcı oldu;
  • 7:44 - 7:47
    kendileri için mücadele vermesi
    gereken asıl kahramanları
  • 7:47 - 7:48
    mücadeleye dahil etmiyorduk.
  • 7:48 - 7:50
    (Asıl Kahramanlar)
  • 7:50 - 7:53
    Köylerdeki kadınların sokaklarda onlar
    için mücadele ettiğimizden haberleri yoktu
  • 7:53 - 7:55
    Ne zaman geri dönsem
  • 7:55 - 7:58
    kuzenlerimi ve arkadaşlarımı
    yüzlerinde yara izleriyle bulurdum
  • 7:58 - 8:00
    ve "Ne oldu ?" diye sorduğumda
  • 8:00 - 8:02
    "Kocalarımız bizi dövüyor." derlerdi.
  • 8:02 - 8:04
    Ama biz sokaklarda sizin için çalışıyoruz!
  • 8:04 - 8:06
    Kuralları değiştiriyoruz,
  • 8:06 - 8:10
    nasıl olur da hayatları bundan etkilenmez?
  • 8:10 - 8:14
    Sonra, bizim için oldukça şaşırtıcı bir
    şeyi fark ettik.
  • 8:14 - 8:17
    Kabileler ya da kırsal toplumlar,
  • 8:17 - 8:22
    her zaman ülkenin genel kurallarına
    tabii olmayabiliyordu.
  • 8:22 - 8:26
    Bu çok kötüydü, yani bu konuda
    gerçekten bir şey yapamaz mıydık ?
  • 8:26 - 8:30
    Resmi politikalar
    ve gerçek hayat konusunda,
  • 8:30 - 8:33
    arada uçurumlar olduğunu fark ettik.
  • 8:33 - 8:36
    O yüzden bu defa değişik bir şey
    yapmaya karar verdik.
  • 8:36 - 8:38
    Strateji ile ilerleyecek,
  • 8:38 - 8:39
    geri dönecek ve özür dileyecektik.
  • 8:41 - 8:42
    Evet, özür dileyecektik.
  • 8:42 - 8:44
    Cemiyetlerimize geri döndük ve
  • 8:44 - 8:47
    "Yaptıklarımızdan çok utanç duyuyoruz.
  • 8:47 - 8:52
    Özür dilemek ve
    kendimizi affettirmeye geldik.
  • 8:52 - 8:53
    Bunu nasıl yapacağız ?
  • 8:53 - 8:56
    Üç temel kültürel değerinizi
    tanıtacağız." dedik
  • 8:56 - 9:00
    Biliyorduk ki bunlar
    müzik, dil ve nakış sanatıydı.
  • 9:00 - 9:02
    Bize kimse inanmadı.
  • 9:02 - 9:04
    Kimse bizimle iş birliği yapmak istemedi.
  • 9:04 - 9:06
    Onlara,
  • 9:06 - 9:10
    hikayelerini, masallarını ve efsanelerini
    bir kitapçık haline getirerek dillerini,
  • 9:10 - 9:17
    ve kabilede söylenen şarkıları ve davul
    ritimlerini CD haline getirip
  • 9:17 - 9:23
    müziklerini ve son olarak da,
  • 9:23 - 9:25
    ki bu benim favorim,
  • 9:25 - 9:29
    köyde kadınların her gün nakış yapmak için
    geldiği bir merkez açarak
  • 9:29 - 9:31
    nakış işlerini tanıtacağımızı
  • 9:31 - 9:32
    onaylatmak birçok
  • 9:32 - 9:33
    tartışma ve
  • 9:33 - 9:35
    ikna çabası gerektirdi.
  • 9:35 - 9:36
    Böylece başladı.
  • 9:36 - 9:40
    Bir köyle çalışmaya başladık ve
    ilk merkezimizi kurduk.
  • 9:41 - 9:42
    Çok güzel bir gündü.
  • 9:42 - 9:43
    Merkezi açtık.
  • 9:43 - 9:46
    Kadınlar nakış işlemek için geliyorlar ve
  • 9:46 - 9:49
    hayatlarını değiştirecek bir
    eğitim sürecinden geçiyorlardı.
  • 9:49 - 9:51
    Haklarını, İslam'ın hakları konusunda
  • 9:51 - 9:52
    ne buyurduğunu öğreniyorlardı.
  • 9:52 - 9:53
    Girişimciliklerini geliştiriyor,
  • 9:53 - 9:55
    nasıl para kazanacaklarını,
  • 9:55 - 9:57
    parayla nasıl para elde edeceklerini,
  • 9:57 - 10:00
    yüzyıllardır hayatlarını mahvetmekte olan
    geleneklerle
  • 10:00 - 10:03
    nasıl savaşacaklarını öğreniyorlardı.
  • 10:03 - 10:04
    Çünkü aslında İslam'a göre
  • 10:04 - 10:08
    kadınların erkeklerle omuz omuza
    olmaları gerekir.
  • 10:08 - 10:09
    İslamda, kadınlar
  • 10:09 - 10:11
    bizim hiç bilmediğimiz,
  • 10:11 - 10:12
    onların hiç bilmediği
  • 10:12 - 10:14
    kadar yüksek bir konumdaydı
  • 10:14 - 10:15
    ve onlara
  • 10:15 - 10:16
    haklarının neler olduğunu,
  • 10:16 - 10:18
    kendi başlarına bu hakları
  • 10:18 - 10:19
    nasıl elde edebileceklerini
  • 10:19 - 10:20
    anlatmamız gerekti
  • 10:20 - 10:21
    çünkü bunu ancak
  • 10:21 - 10:23
    kendileri başarabilirdi,
    biz değil.
  • 10:23 - 10:25
    Sonuç olarak ortaya çıkan model buydu.
    İnanılmazdı.
  • 10:25 - 10:27
    Nakış yoluyla geleneklerini tanıtıyorduk.
  • 10:27 - 10:29
    Kasabaya gidip onları
  • 10:29 - 10:30
    harekete geçirdik.
  • 10:30 - 10:32
    30 kadının altı ay boyunca gelip
  • 10:32 - 10:35
    geleneksel nakışlarına değer katmayı,
  • 10:35 - 10:36
    girişimciliği geliştirmeyi,
  • 10:36 - 10:38
    yaşamsal becerileri,
  • 10:38 - 10:40
    temel bilgileri ve haklarını,
  • 10:40 - 10:42
    bu geleneklere nasıl karşı çıkacaklarını,
  • 10:42 - 10:44
    ve kendileri ve toplum için nasıl liderlik
    edeceklerini
  • 10:44 - 10:47
    öğrendikleri bir merkez açtık.
  • 10:48 - 10:50
    Altı ay sonra bu kadınları,
  • 10:50 - 10:53
    kredi veren ve kendi toplulukları içinde
  • 10:53 - 10:56
    yerel girişimciler haline gelebilecekleri
    piyasalarla tanıştırdık.
  • 10:56 - 10:58
    Zaman içinde bu projeyi
  • 10:58 - 10:59
    "Sughar" olarak
    adlandırdık.
  • 11:00 - 11:04
    Sughar, Pakistan'da çok ama çok fazla
    dilde kullanılan yerel bir kelime.
  • 11:04 - 11:07
    Becerikli ve kendine güvenli kadın
    anlamına geliyor.
  • 11:07 - 11:12
    Kadın liderler yaratmak için yapmanız
    gereken tek bir şey olduğuna inanıyorum:
  • 11:12 - 11:16
    lider olmak için gerekli vasıflara sahip
    olduklarını onlara gösterin.
  • 11:16 - 11:18
    Burada gördüğünüz kadınlar,
  • 11:18 - 11:22
    güçlü yeteneklere ve lider olmak için
    gerekli potansiyele sahip.
  • 11:22 - 11:25
    Tek yapmamız gereken, etraflarını saran
    engelleri yok etmekti
  • 11:25 - 11:27
    ve biz de bunu yapmaya karar verdik.
  • 11:27 - 11:29
    Ancak daha sonra biz
  • 11:29 - 11:32
    bir kez daha her şeyin yolunda gittiğini,
  • 11:32 - 11:34
    harika olduğunu düşünürken
  • 11:34 - 11:36
    bizi bekleyen sonraki aksaklığı gördük.
  • 11:36 - 11:37
    Birçok erkek, eşlerindeki
  • 11:37 - 11:39
    belirgin değişiklikleri farketti.
  • 11:39 - 11:42
    Daha çok konuşuyor,
    kararlar alıyor...
  • 11:42 - 11:44
    Aman Tanrım, evdeki her şeyi hallediyor.
  • 11:44 - 11:48
    Merkezlerimize gelmelerine engel oldular,
  • 11:49 - 11:52
    ve bu sefer düşündük ki,
    artık ikinci stratejinin vakti geldi.
  • 11:52 - 11:54
    Pakistan'daki moda endüstrisinde
  • 11:54 - 11:58
    neler olduğunu araştırmaya karar verdik.
  • 11:58 - 12:02
    Görünüşe göre, Pakistan'daki moda
    endüstrisi oldukça güçlü
  • 12:02 - 12:04
    ve her geçen gün büyümekte.
  • 12:04 - 12:08
    Ancak aşiretlerin sektöre katkısı da,
    sektörün aşiretlere katkısı da,
  • 12:08 - 12:10
    özellikle de kadınlara, çok daha azdı.
  • 12:10 - 12:11
    Böylelikle,
  • 12:11 - 12:13
    aşiret kadınlarının kendilerine ait
  • 12:13 - 12:14
    ilk moda markasını,
  • 12:14 - 12:16
    Nomads (göçebe) ismini verdiğimiz
  • 12:16 - 12:18
    markayı yaratmaya karar verdik.
  • 12:18 - 12:20
    Böylece kadınlar daha fazla kazanmaya,
  • 12:20 - 12:22
    eve daha fazla destek olmaya başladı
  • 12:22 - 12:24
    ve eşleri onların merkezlere
  • 12:24 - 12:26
    gitmelerine engel olmadan önce
  • 12:26 - 12:27
    bir kez daha düşünmek zorundaydı.
  • 12:31 - 12:33
    (Alkışlar)
  • 12:33 - 12:35
    Teşekkürler, teşekkür ederim.
  • 12:36 - 12:41
    2013'de ilk kez, bir merkez yerine
    Sughar Hub'ı faaliyete açtık.
  • 12:42 - 12:44
    TripAdvisor ile iş birliği yaptık
  • 12:44 - 12:47
    ve köyün ortasında betondan
    bir salon binası yapıp
  • 12:47 - 12:51
    bir çok kuruluşu orada çalışmaları
    için davet ettik.
  • 12:51 - 12:52
    Bu platformu kar amacı gütmeyen
  • 12:52 - 12:54
    kuruluşlar için tesis ettik.
  • 12:54 - 12:55
    Böylece Sughar'ın
  • 12:55 - 12:57
    üzerinde çalışmadığı
    diğer konulara değinip
  • 12:57 - 12:59
    üzerlerinde çalışabilirlerdi
  • 12:59 - 13:02
    ki bu konular burayı eğitim vermek için,
    çiftçilik okulu olarak,
  • 13:02 - 13:04
    hatta pazar yeri olarak kullanmaları için,
  • 13:04 - 13:05
    ya da her ne yapmak istiyorlarsa
  • 13:05 - 13:07
    onu yapmaları için ideal
  • 13:07 - 13:08
    bir yer haline getirecekti ve
  • 13:08 - 13:10
    çok iyi iş çıkarıyorlar.
  • 13:10 - 13:12
    Şu ana dek, Pakistan'ın 24 köyünden
  • 13:12 - 13:15
    900 kadına destek olabildik.
  • 13:15 - 13:20
    (alkışlar)
  • 13:22 - 13:24
    Ancak istediğim aslında bu değil.
  • 13:27 - 13:30
    Hayalim gelecek 10 yılda bir milyon
    kadına ulaşmak
  • 13:31 - 13:33
    ve bunun gerçekleştirebilmek için
  • 13:33 - 13:36
    bu yıl A.B.D.'de Sughar Vakfı'nı kurduk.
  • 13:36 - 13:38
    Vakıf, bu fikrin yayılması,
  • 13:38 - 13:40
    hatta Pakistan'daki kadınların
  • 13:40 - 13:43
    potansiyelini ortaya çıkaracak
    daha yenilikçi yöntemlerin bulunması için
  • 13:43 - 13:45
    yalnızca Sughar'a değil,
  • 13:45 - 13:47
    bizimle aynı fikri paylaşan
  • 13:47 - 13:48
    diğer bir çok kuruluşa da
  • 13:48 - 13:50
    fon sağlayacak.
  • 13:50 - 13:51
    Çok teşekkür ederim.
  • 13:51 - 13:55
    (Alkışlar)
  • 13:55 - 13:56
    Teşekkürler, teşekkür ederim.
  • 13:56 - 13:59
    (Alkışlar)
  • 13:59 - 14:03
    Chris Anderson: Khalida, doğa üstü
    bir gücün varmış gibisin.
  • 14:03 - 14:07
    Demek istediğim, bu anlattıkların kulağa
    bir çok açıdan inanılmaz geliyor.
  • 14:07 - 14:11
    O denli genç birinin bu kadar güç
    ve maharetle
  • 14:11 - 14:14
    bunca şeyi başarmış olması inanılmaz.
  • 14:14 - 14:16
    Bu durumda bir sorum var:
  • 14:16 - 14:19
    Bir milyon kadına ulaşıp onlara güç vermek
    harikulade bir hayal.
  • 14:21 - 14:24
    Mevcut başarının ne kadarı sana,
  • 14:24 - 14:27
    bu harika şahsiyete bağlı?
  • 14:27 - 14:30
    Nasıl bir paylaşım var?
  • 14:31 - 14:35
    Khalida Brohi: Sanırım benim işim
    ilham vermek,
  • 14:35 - 14:37
    hayalimi paylaşmak.
  • 14:37 - 14:39
    Nasıl gerçekleştireceklerini öğretemem,
  • 14:39 - 14:40
    çünkü bunun birçok farklı yolu var.
  • 14:40 - 14:43
    Biz yalnızca üç farklı yolu deneyimledik.
  • 14:43 - 14:46
    Kadınların potansiyelini açığa çıkarmanın
    yüzlerce yolu var.
  • 14:46 - 14:49
    Ben yalnızca ilham veririm,
    işim bu.
  • 14:49 - 14:52
    Bunu yapmayı sürdüreceğim.
    Sughar büyümeye devam edecek.
  • 14:52 - 14:54
    İki köye daha ulaşmayı hedefliyoruz ve
  • 14:54 - 14:57
    yakında inanıyorum ki Pakistan'dan dışarı,
  • 14:57 - 15:00
    Güney Asya ve daha ötesine
    açılıyor olacağız.
  • 15:00 - 15:04
    CA: Konuşmanız sırasında ekibinizden
    bahsetmeniz çok hoşuma gitti.
  • 15:04 - 15:06
    Yani, o zamanlar hepiniz on sekizdiniz.
  • 15:06 - 15:08
    Nasıl bir ekipti bu?
  • 15:08 - 15:09
    Okul arkadaşları, değil mi?
  • 15:09 - 15:12
    KB: Düşünüyorum da...
  • 15:12 - 15:17
    Buradaki hiç kimse, köyde benim büyük anne
    olacak kadar yaşlı olduğuma inanır mı ?
  • 15:17 - 15:19
    Annem 9 yaşında evlenmişti
  • 15:20 - 15:23
    ve ben, köyümdeki hiç bir şey yapmayan
  • 15:23 - 15:27
    ve bekar olan yaşça en büyük kadınım.
  • 15:27 - 15:31
    CA: Bir dakika, hiç bir şey yapmayan mı?
  • 15:31 - 15:32
    KB: Evet.
    CA: Haklısın.
  • 15:32 - 15:33
    KB: İnsanlar genellikle
  • 15:33 - 15:35
    benim için üzülüyorlar.
  • 15:35 - 15:39
    CA: Peki bu dönemde Baloçistan'da
    ne kadar zaman geçiriyorsun?
  • 15:39 - 15:41
    KB: Ben orada yaşıyorum.
  • 15:41 - 15:44
    Hala Karaçi ve Baloçistan
    arasında yaşıyoruz.
  • 15:44 - 15:46
    Tüm kardeşlerim okula gidiyorlar.
  • 15:46 - 15:49
    Hala 8 kardeşin en büyüğüyüm.
  • 15:49 - 15:53
    CA: Fakat yapıyor olduğun şey oradaki
    bazı insanlar için tehdit oluşturuyor.
  • 15:55 - 15:58
    Güvenliği nasıl sağlıyorsun, kendini
    güvende hissediyor musun?
  • 15:58 - 16:00
    Problem oluyor mu?
  • 16:00 - 16:04
    KB: Bu soruyla daha önce de bir çok kez
    karşılaştım,
  • 16:04 - 16:07
    bu konuda şöyle hissediyorum:
  • 16:07 - 16:10
    korku gelip gidiyor.
  • 16:11 - 16:14
    Ancak bundan daha farklı
    şekilde hissettiğim bir korku var.
  • 16:14 - 16:19
    Eğer öldürülürsem beni çok
    seven bu insanlara ne olacak?
  • 16:19 - 16:24
    Annem geceleri geç saatlere kadar
    eve dönmemi bekliyor.
  • 16:24 - 16:25
    Kız kardeşlerim benden
  • 16:25 - 16:27
    bir çok şey öğrenmek istiyorlar
  • 16:27 - 16:30
    ve topluluğumuzda benimle konuşmak,
    bana farkı şeyler sormak isteyen
  • 16:30 - 16:32
    bir çok kız var.
  • 16:32 - 16:34
    Ayrıca yakın zamanda nişanlandım.
  • 16:35 - 16:37
    (Alkışlar)
    (Kahkahalar)
  • 16:37 - 16:38
    CA: Nişanlınız burada mı?
  • 16:39 - 16:41
    Ayağa kalkmalısınız.
  • 16:41 - 16:48
    (Alkışlar)
  • 16:48 - 16:52
    KB: Görücü usulü evlilikten kaçtım ve
    kendi eşimi kendim seçtim,
  • 16:52 - 16:54
    dünyanın öbür ucundan,
    Los Angeles'dan.
  • 16:54 - 16:56
    Tamamen farklı bir dünya,
  • 16:56 - 16:58
    tüm bir yıl boyunca
  • 16:58 - 16:59
    mücadele etmem gerekti.
  • 16:59 - 17:01
    Bu apayrı bir hikaye.
    (Kahkahalar)
  • 17:01 - 17:04
    Ancak sanırım bu korktuğum
    yegane şey...
  • 17:04 - 17:10
    ve annem karanlıkta beklerken gelecek
    kimsenin olmamasını istemiyorum.
  • 17:10 - 17:12
    CA: Bu durumda, size yardımcı olmak
  • 17:12 - 17:14
    isteyen insanlar belki bu getirdiğiniz,
  • 17:14 - 17:18
    Baloçistan'da işlenmiş giysilerden
  • 17:18 - 17:21
    satın alabilirler, öyle değil mi?
  • 17:21 - 17:22
    KB: Evet
  • 17:22 - 17:24
    CA: Ya da vakıfla ilişkide bulunabilirler.
  • 17:24 - 17:26
    KB: Kesinlikle. Bulabildiğimiz kadar çok
  • 17:26 - 17:27
    insana ihtiyacımız var
  • 17:27 - 17:30
    çünkü şu an Vakıf başlangıç aşamasında
    olduğundan
  • 17:30 - 17:32
    işletme konusunda,
  • 17:32 - 17:36
    nasıl fon yaratacağım ve daha fazla
    kuruluşa nasıl ulaşacağım konularında
  • 17:36 - 17:40
    özellikle de benim için oldukça yeni olan
    e-ticaret hakkında
  • 17:40 - 17:41
    birçok şey öğrenmeye çalışıyorum.
  • 17:41 - 17:44
    Ben modaya ayak uyduran
    biri değilim, inanın bana.
  • 17:44 - 17:47
    CA: Seni burada görmek harikaydı.
  • 17:47 - 17:51
    CA: Lütfen böyle cesur ve
    akıllı olmaya devam et
  • 17:51 - 17:52
    ve lütfen kendine dikkat et.
  • 17:52 - 17:53
    KB: Çok teşekkür ederim.
  • 17:53 - 17:55
    CA: Biz teşekkür ederiz Khalida.
  • 17:55 - 17:59
    (Alkışlar)
Title:
Kadınları töre cinayetlerinden korumak için neler yaptım
Speaker:
Khalida Brohi
Description:

Pakistan' da her yıl yaklaşık 1,000 tane evlilik dışındaki bir ilişki gibi "utanç verici" olarak nitelendirilen bir davranış yüzünden bir aile üyesince işlenen "töre" cinayeti vakası kayıtlara geçiyor. Khalida Brohi, bu uygulamadan dolayı yakın bir arkadaşını kaybettiğinde, töre cinayetlerine karşı bir kampanya oluşturmak için kesin kararını verdi. Fakat itirazla karşılaştı ve o itiraz pek mümkün olmayan bir kaynaktan geliyordu: korumayı umduğu topluluktan. Bu güçlü ve dürüst konferansta, Brohi kendi sürecine zorlu bir bakışını paylaşıyor ve diğer istekli eylemcilere de keskin görüşler sunuyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
18:13

Turkish subtitles

Revisions