Return to Video

Bağımlılıkla ilgili düşündüğünüz her şey yanlış

  • 0:01 - 0:02
    En eski anılarımdan biri
  • 0:02 - 0:05
    akrabalarımdan birini uyandırmaya çalışmak
    ve bunu başaramamaktı.
  • 0:05 - 0:08
    Ve ben sadece küçük bir çocuktum,
    nedenini pek anlayamamıştım,
  • 0:08 - 0:10
    ama büyüdükçe, ailemde
  • 0:10 - 0:12
    uyuşturucu bağımlılığı
    olduğunu anladım,
  • 0:12 - 0:14
    daha sonraki kokain bağımlılığı dahil.
  • 0:14 - 0:19
    Son zamanlarda bunun hakkında düşünüyordum.
    Çünkü Amerika ve Ingiltere'de
  • 0:19 - 0:22
    uyuşturucunun yasaklanması
    üzerinden tam 100 yıl geçti.
  • 0:22 - 0:24
    Sonra da bunu dünyanın geri kalanı
    üzerinde uyguladık.
  • 0:24 - 0:28
    Bizler vahim bir kararla bir asırdan beri
    bağımlıları alıp cezalandırdık
  • 0:28 - 0:32
    ve onlara acı çektirdik,
    çünkü bunun onları caydıracağına,
  • 0:32 - 0:36
    uyuşturucuyu bırakmak için teşvik
    edeceğine inandık.
  • 0:36 - 0:41
    Birkaç yıl önce, hayatımdaki sevdiğim
    bağımlılardan bazılarına bakıyor ve
  • 0:41 - 0:45
    onlara yardım etmenin bir yolu olup
    olmadığını bulmaya çalışıyordum.
  • 0:45 - 0:48
    Nasıl cevaplayacağımı bilemediğim
    inanılmaz derecede basit birçok
  • 0:48 - 0:50
    sorum olduğunu fark ettim.
  • 0:50 - 0:52
    Mesela, 'Bağımlılığa gerçekten ne
    sebep olur?'
  • 0:52 - 0:56
    Çalışıyor gibi gözükmeyen bu yaklaşımla
    neden devam ediyoruz?
  • 0:56 - 0:59
    Bunun yerine
    deneyebileceğimiz daha iyi bir yol var mı?
  • 0:59 - 1:00
    Bu yüzden birçok şey okudum,
  • 1:00 - 1:03
    ama aradığım cevapları gerçekten bulamadım.
  • 1:03 - 1:07
    Düşünüp dedim ki "Peki, gideceğim ve
    dünyada bu durumu yaşayan ve
  • 1:07 - 1:08
    uğraşan farklı insanlarla oturup
  • 1:08 - 1:11
    konuşacağım ve onlardan
    öğrenebilir miyim bakacağım."
  • 1:11 - 1:14
    Başlangıçta bu iş için 50 bin km yol
    kat edeceğimin farkına varmadım.
  • 1:14 - 1:17
    Sonuçta Brooklyn,Bronsville'de
    transseksüel bir kokain satıcısından,
  • 1:17 - 1:20
    acaba beğenecek mi diye Firavun Farelerini
    halusinojenle
  • 1:20 - 1:24
    beslemekle zaman harcayan
    bilim adamına kadar
  • 1:24 - 1:25
    birçok kişiyle görüştüm.
  • 1:25 - 1:28
    -- Görünen o ki hoşlarına gitmiş ancak
    çok belirli koşullar altında --
  • 1:28 - 1:31
    Esrardan kokaine kadar tüm
    uyuşturucuları yasallaştıran
  • 1:31 - 1:33
    tek ülke olan Portekiz'de bulundum.
  • 1:33 - 1:36
    Fark ettiğim ve beni deli eden gerçek ise,
  • 1:36 - 1:40
    bağımlılıkla ilgili bildiğimizi sandığımız
    hemen her şeyin yanlış olduğuydu.
  • 1:40 - 1:43
    Eğer bağımlılıkla ilgili yeni kanıtları
    kavramaya başlarsak,
  • 1:43 - 1:46
    bence uyuşturucu politikalarımızdan çok
    daha fazlasını değiştirmek gerek.
  • 1:46 - 1:50
    Önce bildiğimizi sandığımız şeyle
    başlayalım, bildiğimi sandığımdan.
  • 1:50 - 1:52
    Şimdi şu ortadaki sıra hakkında düşünelim.
  • 1:52 - 1:55
    Varsayalım hepiniz gidip 20 gün
    boyunca günde üç kez eroin kullandınız.
  • 1:55 - 1:59
    Bazılarınız bu görüşe diğerlerinden
    biraz daha hevesli görünüyor.
  • 1:59 - 2:00
    (Kahkahalar)
  • 2:00 - 2:02
    Merak etmeyin,
    sadece düşünce deneyi.
  • 2:02 - 2:04
    Bunu yaptığınızı
    hayal edin, oldu mu?
  • 2:04 - 2:05
    O zaman ne olurdu?
  • 2:05 - 2:09
    Şimdi, ne olacağına dair yüzyıllardir
    söylenen bir hikayemiz var.
  • 2:09 - 2:12
    Eroinde kimyasal kancalar olduğu için,
    bir süreliğine
  • 2:12 - 2:14
    onu aldığımızda bedenimizin kancalara
  • 2:14 - 2:16
    bağımlı olduğunu düşünüyoruz.
  • 2:16 - 2:18
    Sonrasında fiziksel olarak ihtiyaç duymaya
  • 2:18 - 2:21
    başlıyorsunuz ve 20 gün sonunda eroin
    bağımlısısınız, tamam?
  • 2:21 - 2:22
    Benim düşündüğüm işte bu.
  • 2:23 - 2:26
    Hikayeyle ilgili yanlış olan gerçeğe
    beni uyandıran
  • 2:26 - 2:28
    ilk şey bana açıklandığı zamandı.
  • 2:28 - 2:32
    Bugün TED Talk'tan çıktıktan sonra
    kaza geçirip
  • 2:32 - 2:35
    kalçamı kırarsam, hastaneye
    kaldırılıp bir sürü diamorfin alacağım.
  • 2:35 - 2:37
    Diamorfin bir eroindir.
  • 2:37 - 2:40
    Aslında sokakta
    alacağın eroinden
  • 2:40 - 2:43
    iyidir, çünkü uyuşturucu satıcısından
    aldığın şey kirletilmiştir.
  • 2:43 - 2:45
    Doğrusu, onun küçücük
    bir kısmı eroindir.
  • 2:45 - 2:48
    Oysa doktordan aldığın
    tıbben saftır.
  • 2:48 - 2:50
    Uzun bir süre bu
    maddeyi alacaksınız.
  • 2:50 - 2:52
    Bu odada birçok insan var.
  • 2:52 - 2:55
    Fark etmemiş olsanız da
    çok fazla eroin aldınız.
  • 2:55 - 2:59
    Dünyada herhangi bir yerde
    bunu izleyen herkes için olan şey bu.
  • 2:59 - 3:01
    Eğer bağımlılıkla ilgili
    inandığımız doğruysa,
  • 3:01 - 3:04
    bu insanlar bütün kimyasal
    kancalara maruz kaldılar.
  • 3:04 - 3:06
    Ne olmalıydı?
    Bağımlı olmalılardı.
  • 3:06 - 3:08
    Bu gerçekten dikkatlice
    araştırıldı.
  • 3:08 - 3:12
    Olmuyor, büyük annenizin kalça ameliyatından
    sonra eroinman olarak uyanmadığını
  • 3:12 - 3:14
    fark edeceksiniz.
    (Kahkahalar)
  • 3:14 - 3:18
    Öğrendiklerim, bana anlatılan ve bildiğimi
    sandığım şeylere aykırı
  • 3:18 - 3:21
    düştüğünde, bu durum bana oldukça garip
    görünmeye başladı.
  • 3:21 - 3:25
    Bruce Alexander'la tanışana kadar
    bunun doğru olamayacağını düşündüm.
  • 3:25 - 3:28
    Kendisi, Vancouver'de
    inanılmaz bir deney yapan
  • 3:28 - 3:30
    bir psikoloji profesörü.
  • 3:30 - 3:32
    Bence durumu anlamamıza
    gerçekten yardımcı oluyor.
  • 3:32 - 3:34
    Profesör Alexander kafalarımızdaki
  • 3:34 - 3:37
    bağımlılık fikri hikayesinin, bir bakıma
    20. yüzyıldan
  • 3:37 - 3:39
    daha önce yaptığımız deneyler dizisinden
  • 3:39 - 3:41
    kaynaklandığını izah etti.
  • 3:41 - 3:42
    Gerçekten çok basitler.
  • 3:42 - 3:45
    Biraz sadistseniz bu akşam evde onları
    uygulayabilirsiniz.
  • 3:45 - 3:49
    Fare alıp onu kafese koyun
    ve ona iki şişe su verin:
  • 3:49 - 3:52
    Biri sadece su ve diğeri eroin veya
    kokainle karıştırılmış su.
  • 3:53 - 3:56
    Fare neredeyse
    her zaman uyuşturuculu suyu seçecektir
  • 3:56 - 3:58
    ve neredeyse her zaman kendisini
    oldukça hızlı öldürecektir.
  • 3:58 - 4:00
    Gördünüz mü? Bu tam da bizim
    düşündüğümüz gibi.
  • 4:00 - 4:04
    70'lerde Profesör Alexander
    ortaya çıkar, bu deneye bakar
  • 4:04 - 4:05
    ve bir şey fark eder.
  • 4:05 - 4:08
    Ah, fareyi boş
    kafese koymuşuz.
  • 4:08 - 4:10
    Bu ilaçları kullanmaktan
    başka şansı yok.
  • 4:10 - 4:11
    Farklı bir şey deneyelim, der.
  • 4:11 - 4:14
    "Fare Bahçesi" adlı esasen
  • 4:14 - 4:17
    fareler için cennet olan kafesi yapar.
  • 4:17 - 4:20
    Bir sürü peynire, renkli toplara ve
    tünellere sahipler.
  • 4:20 - 4:21
    Önemli şekilde, bir yığın
  • 4:21 - 4:25
    arkadaşları var. İstedikleri kadar seks
    yapabilirler.
  • 4:25 - 4:29
    Normal ve ilaçlı her iki şişe
    suya da sahipler.
  • 4:29 - 4:32
    Ama burada büyüleyici bir
    şey var:
  • 4:32 - 4:36
    Fare Bahçesinde, ilaçlı
    suyu beğenmiyorlar.
  • 4:36 - 4:37
    Hemen hemen hiç ilaçlı
    suyu kullanmıyorlar.
  • 4:37 - 4:40
    Hiçbiri o suyu
    zoraki kullanmadı.
  • 4:40 - 4:41
    Kimsede doz aşımı olmadı.
  • 4:41 - 4:45
    Ayrıldıklarında yüzde yüz doz aşımına kadar
    varabilen bozukluk,
  • 4:45 - 4:48
    mutlu ve beraber yaşadıklarında
    yüzde sıfıra kadar iniyor.
  • 4:48 - 4:51
    Prof. Alexander bunu ilk
    gördüğünde düşündü ki;
  • 4:51 - 4:54
    belki bu sadece farelerle alakalı
    bir şey. Onlar bizden oldukça farklı.
  • 4:55 - 4:57
    Belki bildiğimiz kadar farklı değillerdir
    ama biliyorsunuz..
  • 4:57 - 4:59
    Ama neyse ki, tamamen aynı ilkeyle
    aynı zamanda yapılmış
  • 4:59 - 5:02
    bir insan deneyi var.
  • 5:02 - 5:04
    O da Vietnam Savaşı
    olarak adlandırılıyor.
  • 5:04 - 5:09
    Vietnam'da, Amerikan
    birliklerinin %20'si
  • 5:09 - 5:11
    aşırı miktarda eroin kullanıyordu ve o zaman
    yayınlanan haberlere bakarsanız,
  • 5:12 - 5:15
    gerçekten endişeliydiler, zira,
    "Tanrım! Savaş bittiğinde
  • 5:15 - 5:18
    Amerikan sokaklarında yüz binlerce
    uyuşturucu bağımlısı göreceğiz." diye düşündüler.
  • 5:18 - 5:20
    Oldukça mantıklı gelmişti.
    Bir sürü
  • 5:20 - 5:24
    uyuşturucu kullanmış olan o
    askerler evlerine kadar izlendi.
  • 5:24 - 5:27
    Genel Psikiyatri Arşivi oldukça
    detaylı bir çalışma yaptı ve
  • 5:27 - 5:29
    onlara ne mi oldu?
  • 5:29 - 5:32
    Sonunda rehabilitasyona gitmediler,
    bırakmaya dair semptomlar
  • 5:32 - 5:35
    yaşamadılar. %95'i sorunsuz şekilde
    eroini bıraktı.
  • 5:35 - 5:38
    Şimdi, kimyasal kancalar
    hikayesine inanıyorsanız,
  • 5:38 - 5:41
    bu kesinlikle mantıklı değil ama
    Prof. Alexander, bağımlılıkla ilgili
  • 5:41 - 5:44
    farklı bir hikaye olabileceğini
    düşünmeye başladı.
  • 5:44 - 5:47
    Ya bağımlılık kimyasal
    kancalarla ilgili değilse?
  • 5:47 - 5:49
    Ya bağımlılık kafesinizle
    alakalıysa?
  • 5:49 - 5:52
    Hatta ya bağımlılık çevrenize
    uyum sağlamaysa?
  • 5:52 - 5:54
    Şunu bir dinleyin,
  • 5:54 - 5:57
    Hollanda'da Peter Cohen
    adında başka bir profesör,
  • 5:57 - 5:59
    ona bağımlılık dememeliyiz, belki ona,
  • 5:59 - 6:01
    "Bağ Kurma" demeliyiz dedi.
  • 6:01 - 6:04
    İnsanoğlunun, bağa
    doğuştan ihtiyacı var,
  • 6:04 - 6:07
    mutlu ve sağlıklı olduğumuzda, onları
    birbiriyle bağlar ve
  • 6:07 - 6:10
    ilişkilendiririz ama eğer bunu
    yapamıyorsanız, çünkü sarsıntıya uğramış,
  • 6:10 - 6:14
    dışlanmış ya da yaşam tarafından
    yerle bir edilmişseniz,
  • 6:14 - 6:17
    size rahatlık hissi verecek bir
    şeyle bağ kurarsınız.
  • 6:17 - 6:20
    Bu kumar oynamak, porno filmler,
  • 6:20 - 6:22
    kokain ya da esrar olabilir,
    ama bir şeyle bağ kurup
  • 6:22 - 6:26
    birleşeceksiniz çünkü doğamızda var.
  • 6:26 - 6:28
    Bu insanoğlu olarak istediğimiz.
  • 6:28 - 6:32
    Ve başta, bunu kavraması oldukça
    zor bir şey buldum,
  • 6:32 - 6:34
    ama bir yol, ne olduğunu
    anlamama yardım etti,
  • 6:34 - 6:38
    Koltuğumun yanında
    bir şişe su gorüyorum, doğru mu?
  • 6:38 - 6:41
    Bir çoğunuza bakıyorum ve çoğunuzun
    yanında su şişeleri var.
  • 6:41 - 6:43
    Uyuşturucuları unutun. Uyuşturucu
    savaşı unutun. Tamamen yasal,
  • 6:43 - 6:48
    bütün sular,
    votka şişeleri olabilirdi.
  • 6:48 - 6:51
    Sarhoş oluyor olabilirdik,
    hatta sonra ben.. (Kahkahalar)
  • 6:52 - 6:53
    ama değiliz.
  • 6:53 - 6:56
    Çünkü TED Talk'a katılmanın
    bedeli olan çok fazla poundla
  • 6:56 - 7:00
    tahmin ediyorum ki sizler
    önümüzdeki 6 ay boyunca
  • 7:00 - 7:02
    içebileceğiniz votkayı karşılayabilirsiniz.
  • 7:02 - 7:04
    Nihayetinde evsiz kalmazsınız.
  • 7:04 - 7:08
    Bunu yapmayacaksınız ve
    sebebi de şu:
  • 7:08 - 7:09
    sizi durduran birisinin olması değil.
  • 7:09 - 7:12
    Çünkü değer vermek istediğiniz
    bağlara ve
  • 7:12 - 7:13
    ilişkilere sahipsiniz.
  • 7:13 - 7:16
    Sevdiğiniz bir işiniz,
    sevdiğiniz insanlar ve
  • 7:16 - 7:18
    sağlıklı ilişkileriniz var.
  • 7:18 - 7:20
    Düşünüyorum ve kanıtların gösterdiğine
  • 7:20 - 7:23
    inanıyorum ki, bağımlılığın temeli,
    hayatta
  • 7:23 - 7:27
    var olmaya katlanamamakla alakalı.
  • 7:27 - 7:29
    Bunun gerçekten önemli çıkarımları var.
  • 7:29 - 7:32
    En görünen sonucu, Uyuşturucuyla Savaş.
  • 7:32 - 7:36
    Arizona'da toplum onlarla alay
    ederken "Ben uyuşturucu bağımlısıydım"
  • 7:36 - 7:40
    diyerek tişört giymeye,
    mezar kazmaya mecbur olan
  • 7:40 - 7:44
    bir grup prangalı kadın mahkumla idim
    ve bu kadınlar hapishaneden çıkınca
  • 7:44 - 7:48
    onların bir daha yasal ekonomide
    çalışamayacaklarını gösteren
  • 7:48 - 7:51
    sabıka kayıtlarına sahip olacaklar.
  • 7:51 - 7:55
    Besbelli uç bir örnek ki, prangalı
    mahkumlar konusunda,
  • 7:55 - 7:57
    ama aslında dünyanın hemen hemen
    her yerinde, uyuşturucu bağımlılarına
  • 7:57 - 7:59
    neredeyse aynı derecede davranıyoruz.
  • 7:59 - 8:02
    Cezalandırıyoruz, utandırıyoruz
    Sabıkalarına yazıyoruz.
  • 8:02 - 8:04
    Yeniden bağlanırken
    araya engeller koyuyoruz.
  • 8:04 - 8:07
    Kanada'da bana, bağımlılığı daha
    kötü yapacak bir sistem
  • 8:07 - 8:11
    tasarlamak istiyorsan, onu
    tasarlamalısın diyen ve
  • 8:11 - 8:13
    harika bir adam olan
    Dr. Gabor Mate vardı.
  • 8:13 - 8:16
    Tam tersini yapmaya
    karar veren
  • 8:16 - 8:18
    bir yer var ve nasıl çalıştığını
    görmek için oraya gittim.
  • 8:18 - 8:21
    2000 yılında Portekiz, Avrupa'da
    en kötü
  • 8:21 - 8:25
    uyuşturucu problemlerinden birine
    sahipti. Nüfusun %1'i bir tür
  • 8:25 - 8:28
    aklı uçuran eroin bağımlısıydı ve her yıl
    Amerika yolunu daha fazla denediler.
  • 8:28 - 8:31
    İnsanları cezalandırdılar, lekelediler
    daha çok utandırdılar
  • 8:31 - 8:33
    ve her yıl problem kötüleşti.
    Bir gün, başbakan ve muhalefetin
  • 8:33 - 8:36
    lideri bir araya geldiler ve temelde
  • 8:36 - 8:38
    baktılar ve biz, hep daha fazla
    eroin bağımlısı olan insanlarla dolu
  • 8:38 - 8:42
    bir ülkeyle devam edemeyiz dediler.
  • 8:42 - 8:44
    Haydi bilim adamları ve doktorlardan
    oluşan gerçekten bu sorunu neyin
  • 8:44 - 8:47
    çözeceğini bulmak için bir
    panel kuralım.
  • 8:47 - 8:50
    Harika bir adam Dr. João Goulão
    başkanlığında bir panel kuruldu,
  • 8:50 - 8:51
    bütün yeni kanıtlara
    baktılar
  • 8:52 - 8:53
    ve geri dönüp dediler ki:
  • 8:53 - 8:57
    "Esrardan kokaine bütün uyuşturucuları
  • 8:57 - 9:00
    yasallaştıralım ama"
    -- sonraki adım kritik --
  • 9:00 - 9:03
    uyuşturuyucu bıraktırmaya
    ve onları ayırmaya harcadığımız
  • 9:03 - 9:05
    bütün parayı
  • 9:05 - 9:08
    toplumla tekrardan
    birleştirmeye harcayalım."
  • 9:08 - 9:13
    Ve bu gerçekten Amerika'da ve İngiltere'de
    uyuşturucu tedavisi olarak
  • 9:13 - 9:15
    düşündüğümüz şey değil.
  • 9:15 - 9:17
    Bu yüzden ev rehabilitasyonu,
  • 9:17 - 9:19
    biraz işe yarayan
    psikolojik tedavi,
  • 9:19 - 9:23
    yaptılar. Ama yaptıkları en büyük şey
    yaptığımızın tamamen
  • 9:23 - 9:25
    tersi oldu: bağımlılar için kocaman
    bir iş yaratma programı ve
  • 9:25 - 9:28
    küçük işler kurmak için mikro kredi.
  • 9:28 - 9:30
    Bir zamanlar mekanik olduğunu söyle.
    Hazırsan,
  • 9:30 - 9:32
    garaja gidecekler ve bu adamı
  • 9:32 - 9:35
    bir yıllığına işe alırsanız, maaşının
    yarısını biz öderiz
  • 9:35 - 9:38
    diyecekler. Amaç, Portekiz'deki
    her bağımlının sabah yataktan
  • 9:38 - 9:40
    kalkıp yapacak bir şeyi olduğundan
    emin olmaktı.
  • 9:40 - 9:44
    Gidip Portekiz'deki
    bağımlılarla tanıştığımda,
  • 9:44 - 9:46
    söyledikleri şuydu: azmi yeniden
    keşfederek daha geniş toplumla
  • 9:46 - 9:49
    bağları ve ilişkileri
    yeniden keşfettikleriydi.
  • 9:49 - 9:52
    Deney başladığından beri bu yıl
    15 yıl olacak ve
  • 9:52 - 9:53
    sonuçlar ortada:
    İngiliz Suçbilim Konseyine göre,
  • 9:53 - 9:55
    Portekiz'de enjekte ederek
  • 9:55 - 9:58
    uyuşturucu kullanımı
    %50 azalmıştır.
  • 9:58 - 10:00
    Aşırı doz büyük ölçüde azaldı,
    HIV bağımlılar arasında
  • 10:00 - 10:04
    büyük ölçüde azaldı.
  • 10:04 - 10:07
    Her alanda bağımlılık önemli
    ölçüde azaldı.
  • 10:07 - 10:10
    İyi çalıştığını bildiğiniz yollardan biri,
  • 10:10 - 10:12
    Portekiz'de neredeyse kimse eski
    sisteme dönmek istemiyor.
  • 10:12 - 10:14
    Şimdi, bunlar politik sonuçları.
  • 10:14 - 10:17
    Aslında aşağıdaki bütün araştırmalara
  • 10:17 - 10:19
    bir katman çıkarımın var
    olduğunu düşünüyorum.
  • 10:19 - 10:22
    İlerleyen şekilde insanların bütün
  • 10:22 - 10:25
    bağımlılıklara akıllı telefonlara,
    alışverişe ya da yemek yemeye
  • 10:25 - 10:26
    hassas olduğu bir kültürde yaşıyoruz
    Konuşmalar başlamadan önce
  • 10:26 - 10:29
    -biliyorsunuz bunu-
  • 10:29 - 10:31
    akıllı telefonları almaya izin
    olmadığını söylendi
  • 10:32 - 10:34
    ve söylemeliyim ki bir çoğunuz
    satıcısı önümüzdeki
  • 10:34 - 10:37
    birkaç saat uygun olmadığı
    söylenen bağımlılar gibi
  • 10:37 - 10:39
    berbat halde baktınız.
    Çoğumuz böyle hissettik ve
  • 10:39 - 10:42
    söylenmesi garip olabilir,
    ben,
  • 10:42 - 10:45
    nasıl iletişimsizlik bağımlılığın en
    büyük iticisi olduğu
  • 10:45 - 10:47
    hakkında konuşuyorum ve büyüdüğünü
    söylemek garip çünkü biliyorsunuz
  • 10:47 - 10:50
    şimdiye kadarki kesinlikle
  • 10:50 - 10:53
    en bağlı toplumuz. Ama ben gittikçe
    düşünmeye başlıyorum ki
  • 10:53 - 10:56
    sahip ya da sahip olduğumuzu
    düşündüğümüz ilişkiler, insan
  • 10:57 - 10:59
    bağı bir tür parodi gibi.Hayatında
    kriz varsa bir şey
  • 10:59 - 11:02
    fark edersin.Seninle oturmaya gelecek
    Twitter takipçilerin
  • 11:02 - 11:05
    olmayacak.Etrafında sana yardım eden
    Facebook arkadaşların
  • 11:05 - 11:08
    olmayacak. Derin, incelikli, dokulu
    ve karşı karşıya ilişkide
  • 11:08 - 11:11
    olacağın taze ve kanlı arkadaşların
    olacak ve çevre yazarı Bill McKibben'den
  • 11:11 - 11:15
    öğrendiğim bir çalışma var, bence
    bize bunla ilgili
  • 11:15 - 11:17
    çok şey anlatıyor.
    Çalışmada ortalama bir Amerikalının
  • 11:17 - 11:21
    kriz anında arayabileceklerini
    düşündükleri arkadaş sayısına bakılıyor.
  • 11:21 - 11:23
    Rakam 1950lerden beri
  • 11:23 - 11:26
    düzenli olarak azalıyor.
  • 11:26 - 11:29
    Evlerinde birey için boş alan
    miktarı düzenli olarak
  • 11:29 - 11:31
    artıyordu ve
  • 11:31 - 11:33
    bence bu, kültür olarak yaptığımız
  • 11:33 - 11:34
    seçimin metaforu gibi.
  • 11:34 - 11:39
    Alanlar icin arkadaşları,
    eşya icin bağlarımızı verdik
  • 11:39 - 11:43
    ve sonuç olarak şu ana kadarki en
    yalnız toplumlardan biriyiz.
  • 11:43 - 11:46
    Fare bahçesi deneyini yapan
    Bruce Alexander diyor ki;
  • 11:46 - 11:50
    bağımlılıktan bahsederken daima
    bireysel iyileşmeden konuşuyoruz
  • 11:50 - 11:52
    ve bu da doğru
  • 11:52 - 11:54
    ama konuşmamiz gereken
    sosyal iyileşme
  • 11:54 - 11:58
    Bir şeyler yolunda gitmedi,
    bireyler olarak değil
  • 11:58 - 12:00
    grupça yarattığımız toplum..
    Pek çoğumuz için
  • 12:00 - 12:03
    yaşam daha çok izole edilmiş kafese
  • 12:03 - 12:05
    daha az "Fare Cennetine" benziyor.
  • 12:05 - 12:08
    Dürüst olmam gerekirse, bu benim
    burda olma sebebim değil.
  • 12:08 - 12:11
    Siyasi ya da sosyal kısmı keşfetmek
    için bu işe kalkışmadım.
  • 12:11 - 12:14
    Sevdiklerime nasıl yardım
    ederimi öğrenmek istedim.
  • 12:14 - 12:17
    Bu uzun yolculuktan sonra,
    tüm bunları öğrendim.
  • 12:17 - 12:20
    Hayatımdaki bağımlılara bakıyorum
  • 12:20 - 12:24
    eğer gerçekten samimiyseniz
    bir bağımlıyı sevmek zor
  • 12:24 - 12:27
    ve bu odada bunu bilen çok kişi vardır.
  • 12:27 - 12:29
    Çoğu zaman sinirlisinizdir
  • 12:29 - 12:33
    Bence bu tartışmanın bu denli
    yüklü olmasının
  • 12:33 - 12:36
    sebeplerinden biri her birimizin kalbinde
    yeri olmasi, doğru mu?
  • 12:36 - 12:39
    Herkeste biraz var.
    Bir bağımlıya bakar ve düşünür,
  • 12:39 - 12:41
    "Keşke birisi sizi durdursaydı."
  • 12:41 - 12:45
    Yaşamımızdaki bağımlılarla
    nasıl baş edeceğimiz
  • 12:45 - 12:46
    bana kalırsa eğer izlediyseniz
  • 12:46 - 12:49
    Realite programi "Intervention"
    dizeleriyle özdeşleşti.
  • 12:49 - 12:51
    Aslında hayatımız bence
    realite TV ile belirleniyor
  • 12:52 - 12:53
    ama bu başka bir TED konusu
  • 12:53 - 12:55
    Eğer "Intervention"ı
    izlediyseniz
  • 12:55 - 12:57
    oldukça basit bir öncül.
  • 12:57 - 13:00
    Bir bağımlı bul, hayatındaki
    herkesi bir araya getir
  • 13:00 - 13:03
    yaptıklarıyla yüzleştir ve de ki;
    eğer düzelmezsen
  • 13:03 - 13:05
    seni hayatımızdan çıkaracağız.
  • 13:05 - 13:08
    Yani yaptıkları;
    bağımlıya
  • 13:08 - 13:10
    ait bağı al ve tehdit et,
    bağımlıya istenen sekilde
  • 13:10 - 13:12
    davranması şartını koyuyorlar
  • 13:12 - 13:16
    Bunun neden işe
    yaramadığını görmeye başladım
  • 13:16 - 13:20
    Uyuşturucuyla şavas mantığını
    özel hayatlarımıza ithal etmekten
  • 13:20 - 13:22
    farkı olmadığını düşünmeye başladım.
  • 13:22 - 13:26
    Düşünüyorum,
    "Acaba nasıl Portekizli olurum?
  • 13:26 - 13:29
    Şimdi yapmaya çalıştığım ve düzenli
    yaptığımı söyleyemem
  • 13:29 - 13:31
    kolay da diyemem
  • 13:31 - 13:34
    hayatımdaki bağımlılarla
  • 13:34 - 13:36
    bağımı derinleştirmek istiyorum
  • 13:36 - 13:40
    -kullan ya da kullanma-
    seni seviyorum demek
  • 13:40 - 13:43
    Ne durumda olursan ol
    seni seviyorum
  • 13:43 - 13:45
    ve bana ihtiyacın olursa
    gelip seninle oturacağım
  • 13:45 - 13:48
    cünkü seni seviyorum ve
    yalnız olmanı ya da
  • 13:48 - 13:50
    yalnız hissetmeni istemiyorum.
  • 13:50 - 13:52
    Bence buradaki mesajın özü
  • 13:52 - 13:55
    yalnız değilsiniz, sizi seviyoruz--
  • 13:55 - 13:58
    bağımlılara verdiğimizin tepkinin
    her aşamasında olmalı
  • 13:58 - 14:00
    sosyal, siyasi ve bireysel olarak.
  • 14:00 - 14:05
    100 yıldır, bağımlılar icin
    savaş şarkıları söylüyoruz
  • 14:05 - 14:09
    Bence sevgi şarkıları söylüyor
    olmalıydık
  • 14:09 - 14:13
    çünkü bağımlılığın zıttı ayık kalmak değil
  • 14:13 - 14:17
    Bağımlılığın zıttı ise bağlılıktır.
  • 14:17 - 14:19
    Teşekkürler!
  • 14:19 - 14:26
    (alkışlar)
Title:
Bağımlılıkla ilgili düşündüğünüz her şey yanlış
Speaker:
Johann Hari
Description:

Bağımlılığa gerçekte ne sebep olur -- kokainden akıllı telefonlara kadar? Ve nasıl mücadele ederiz? Johann Hari, kendi sevdiklerinin bağımlılıklarıyla mücadelesini izlerken, halihazırdaki yöntemlerimizin işe yaramadığını ilk elden gördü. Bağımlıları neden bu şekilde tedavi ettiğimizi merak etmeye başladı -- daha iyi bir yolu olabilir miydi? Kendi derin kişisel konuşmasını paylaşırken, soruları onu dünyanın çeşitli yerlerine götürdü ve bu asırlık sorunla ilgili yüzeye çıkmamış bazı şaşırtıcı ve umut vadeden düşünme yollarına çıkardı.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
14:42

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions