Return to Video

Müzik ve ilaç tedavisi

  • 0:08 - 0:26
    (Müzik)
  • 2:23 - 2:26
    (Alkışlamalar)
  • 2:26 - 2:31
    Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
  • 2:31 - 2:35
    Burada olmak benim için bir ayrıcalık,
    teşekkürler.
  • 2:35 - 2:37
    Birkaç hafta önce YouTube'da
  • 2:37 - 2:39
    korkunç kurşunlardan biriyle yaralanan
  • 2:39 - 2:41
    Milletvekili Gabrielle Giffords'un
    tedavisinin
  • 2:41 - 2:44
    ilk aşamalarını gösteren
    bir video izledim.
  • 2:44 - 2:46
    Kurşun sol tarafından girmiş
  • 2:46 - 2:49
    ve Broca bölgesine, beyninin
    konuşma merkezine, zarar vermiş.
  • 2:49 - 2:53
    Ve bu bölümde Gabby bir konuşma
    terapisti ile çalışıyor
  • 2:53 - 2:55
    ve en basit kelimeleri
  • 2:55 - 2:58
    oluşturmakta zorlanıyor ve çabaladıkça
  • 2:58 - 3:01
    daha da mahvolduğunu,
  • 3:01 - 3:04
    gözyaşlarına boğulduğunu ve
    kifayetsiz kalarak
  • 3:04 - 3:08
    terapistinin kollarında
    hüngür hüngür ağladığını görüyorsunuz.
  • 3:08 - 3:10
    Bir süre sonra, terapisti yeni
    bir numara deniyor
  • 3:10 - 3:12
    ve beraber şarkı söylemeye başlıyorlar
  • 3:12 - 3:15
    ve Gabby gözyaşlarının
    ardından söylemeye başlıyor
  • 3:15 - 3:18
    ve Gabby'nin içinde bulunduğu
    durumu tarif eden şarkı sözlerini
  • 3:18 - 3:20
    net bir şekilde telaffuz ettiğini ve
  • 3:20 - 3:22
    düşük perdeden
  • 3:22 - 3:26
    "ışılda, ışılda,ışılda" diye şarkı
    söylediğini duyuyorsunuz
  • 3:26 - 3:30
    ve bu, müziğin güzelliğinin, kelimelerin
    başarısız olduğu yerde konuşabildiğinin
  • 3:30 - 3:34
    bu olayda ise kelimenin tam anlamıyla
    konuşabildiğinin
  • 3:34 - 3:37
    çok güçlü ve dokunaklı bir hatırlatıcısı.
  • 3:37 - 3:39
    Gabby Giffords'un videosunu izleyince,
  • 3:39 - 3:42
    Dr. Gottfried Schlaug'un
    çalışmasını hatırladım.
  • 3:42 - 3:45
    Schlaug, müzik ve beyin alanında
    Harvard'da çalışan saygın sinir
  • 3:45 - 3:48
    sinir bilimcilerden biri
    ve Melodik Tonlama Terapisi
  • 3:48 - 3:53
    adı verilen, müzikle terapide çok popüler
    olmuş bu terapinin savunucularından.
  • 3:53 - 3:57
    Schlaug, bazı afazi hastalığı
    kurbanlarının
  • 3:57 - 4:02
    3-4 kelimelik cümleleri kuramadıklarını
  • 4:02 - 4:05
    fakat aynı kelimelerle şarkı
    söyleyebildiklerini fark etmiş.
  • 4:05 - 4:07
    Bu "İyi Ki Doğdun" şarkısı
    olabileceği gibi
  • 4:07 - 4:10
    Eagles'tan veya Rolling Stones'tan
    favori şarkıları olabilir.
  • 4:10 - 4:13
    70 saatlik yoğun bir şarkı söyleme
    dersinden sonra,
  • 4:13 - 4:17
    müziğin gerçekten hastaların beynini
    yeniden canlandırdığı
  • 4:17 - 4:19
    ve beynin sağ tarafında,
    sol taraftaki zararı
  • 4:19 - 4:21
    telafi etmek üzere homolog bir
  • 4:21 - 4:24
    konuşma merkezi oluşturduğunu bulmuş.
  • 4:24 - 4:28
    17 yaşındayken Dr. Schlaug'un
    laboratuvarını ziyaret etmiştim.
  • 4:28 - 4:30
    Bana müzik ve beyin ile ilgili,
  • 4:30 - 4:34
    müzisyenlerin beyin fonksiyonlarının
  • 4:34 - 4:37
    müzisyen olmayanlardan nasıl
    farklı olabildiğini,
  • 4:37 - 4:39
    müziğin ve müzik dinlemenin
  • 4:39 - 4:41
    beynin ön bölgesinden
  • 4:41 - 4:44
    en arkadaki cerebellum kısmına kadar,
    tüm beyni nasıl aydınlatabildiğini
  • 4:44 - 4:46
    ve müziğin nasıl
  • 4:46 - 4:51
    otizmli çocuklar, stres mağduru, kaygı
    bozukluğu olan ve depresyondaki kişilere
  • 4:51 - 4:54
    yardım etmek için neropsikiyatrik
    bir tedavi haline geldiğini,
  • 4:54 - 4:57
    Parkinson hastalarının titremelerinin,
    müzik dinledikleri zaman
  • 4:57 - 5:00
    kesildiğini, derinden fark ettiklerini ve
  • 5:00 - 5:04
    ailelerini bile tanıyamaz hale gelmiş
  • 5:04 - 5:07
    ileri derecede Alzheimer hastalarının,
  • 5:07 - 5:10
    çocukken öğrendikleri bir Chopin bestesini
  • 5:10 - 5:13
    hala hatırlayabildiklerini gösteren
    bir araştırmayı anlatmıştı.
  • 5:13 - 5:16
    Ama benim ziyaretimin daha
    gizli bir amacı vardı,
  • 5:16 - 5:20
    hayatımda, müzik ve tıp arasında
    seçim yapmaya çalıştığım
  • 5:20 - 5:22
    bir dönüm noktasındaydım.
  • 5:22 - 5:25
    Üniversiteden yeni mezun olmuş
    ve Dennis Selkoe'nun
  • 5:25 - 5:28
    laboratuvarında araştırma
    asistanı olarak çalışıyordum
  • 5:28 - 5:32
    Harvard'da Parkinson Hastalığı ile
    ilgili öğrenim görmüş
  • 5:32 - 5:34
    ve sinir bilimine aşık olmuştum,
    cerrah olmak istiyordum.
  • 5:34 - 5:39
    Rick Holes yada Paul Farmer gibi,
    Haiti veya Etiyopya'ya
  • 5:39 - 5:42
    giden korkusuz doktorlar gibi olmak,
  • 5:42 - 5:45
    ilaca cevap vermeyen
    tüberkülozlu AIDS hastaları
  • 5:45 - 5:49
    ya da kanserli çocuklarla
    çalışmak istiyordum.
  • 5:49 - 5:52
    Sınırları olmayan bir
  • 5:52 - 5:54
    Kızıl Haç doktoru olmak istiyordum.
  • 5:54 - 5:57
    Öte yandan, tüm hayatım boyunca
    keman çalmıştım
  • 5:57 - 6:01
    Müzik benim için tutkudan öteydi.
    Bir saplantıydı. Oksijendi.
  • 6:01 - 6:04
    Manhattan'da Juilliard
    Müzik ve Dans Okulu'nda
  • 6:04 - 6:08
    okuyacak ve ilk kez Zubin Mehta
    ve İsrail Filarmoni Orkestrası ile
  • 6:08 - 6:12
    Tel Aviv'de sahneye çıkacak
    kadar şanslıydım.
  • 6:12 - 6:14
    Sonradan öğrendim ki, Gottfried Schlaug
  • 6:14 - 6:17
    Viyana Konservatuvar'ında
    org eğitimi almış
  • 6:17 - 6:21
    ama tıpta bir kariyer edinmek
    için müzikten uzaklaşmış.
  • 6:21 - 6:22
    O öğleden sonra,
  • 6:22 - 6:26
    "Sizin için bu kararı vermek
    nasıl bir histi?" diye sordum
  • 6:26 - 6:28
    o da, hala bazen o günlere dönmeyi
    ve eskiden olduğu gibi
  • 6:28 - 6:31
    org çalmayı dilediğini söyledi
    ama benim için
  • 6:31 - 6:34
    tıp fakültesi bekleyebilir,
  • 6:34 - 6:36
    fakat keman bekleyemezdi.
  • 6:36 - 6:39
    İki yıl daha müzik okuduktan sonra,
  • 6:39 - 6:42
    iyi bir Hintli evladın yapacağı gibi
    tıp okuyup
  • 6:42 - 6:47
    bir Dr. Gupta olmadan önce, benim için
  • 6:47 - 6:48
    imkansızı denemeye
  • 6:48 - 6:50
    ve Los Angeles Filarmoni orkestrası için
  • 6:50 - 6:53
    seçmelere katılmaya karar verdim.
  • 6:53 - 6:56
    Katıldığım ilk seçmelerdi ve 3 gün boyunca
  • 6:56 - 6:59
    bir ekranın arkasında çaldıktan sonra
    işe kabul edilmiştim.
  • 6:59 - 7:03
    Rüya gibiydi. Bir orkestrada,
  • 7:03 - 7:06
    Walt Disney konser salonunda
  • 7:06 - 7:10
    ünlü Gustavo Dudamel tarafından yönetilen
    bir orkestrada çalmak
  • 7:10 - 7:13
    ama daha da önemlisi,
  • 7:13 - 7:17
    yeni ailem ve yeni müzikal yuvam olan
  • 7:17 - 7:20
    müzisyenler ve ustalar tarafından
    çevrelenmek çılgın bir rüyaydı.
  • 7:20 - 7:24
    Fakat bir yıl sonra,
    yine Julilliard'da okumuş,
  • 7:24 - 7:27
    benim müzisyen olarak
    kendi kimliğimi bulmama
  • 7:27 - 7:31
    yardımcı olan başka bir
    müzisyenle tanıştım.
  • 7:31 - 7:34
    Nathaniel Ayers, Juilliard'da
    kontrabas okumuş,
  • 7:34 - 7:38
    20'li yaşlarında bir dizi
    psikotik atak geçirmiş,
  • 7:38 - 7:41
    Bellevue Hastanesi'nde Klorpromazin
    ile tedavi görmüş
  • 7:41 - 7:44
    ve 30 yıl sonra Los Angeles merkezinde
  • 7:44 - 7:46
    Skid Row sokaklarına düşmüş.
  • 7:46 - 7:50
    Nathaniel'in hikayesi, "Solist" kitabında
    ve filminde
  • 7:50 - 7:53
    anlatıldığı üzere, evsiz kalan insanlar
    ve ABD ruh sağlığı
  • 7:53 - 7:55
    savunucuları için bir
    işaret ateşi haline geldi.
  • 7:55 - 7:58
    ben Nathaniel'in arkadaşı
    ve keman öğretmeni oldum
  • 7:58 - 8:00
    ve nerede olursa olsun, kemanı
  • 8:00 - 8:03
    ve benim de zamanım olduğu sürece
    ona ders vereceğimi söyledim.
  • 8:03 - 8:06
    Skid Row'da Nathaniel'i
    sıkça gördüğüm zamanlarda
  • 8:06 - 8:09
    müziğin, onu en karanlık hallerinden
  • 8:09 - 8:12
    nasıl çıkarabildiğine tanık oldum
  • 8:12 - 8:16
    ve eğitimini almadım fakat
    sadece gördüklerime göre bu
  • 8:16 - 8:18
    şizofreninin başlangıcıydı.
  • 8:18 - 8:21
    Nathaniel için çalmanın artık daha derin
  • 8:21 - 8:23
    bir anlamı vardı
    çünkü artık iletişimle ilgiliydi,
  • 8:23 - 8:26
    kelimelerin başarısız olduğu,
    kelimelerden daha derine
  • 8:26 - 8:30
    hitap eden bir mesajın iletilmesiydi.
  • 8:30 - 8:33
    Nathaniel'in ruhunun en temel
    seviyesinde kayıtlı olan bu mesaj
  • 8:33 - 8:38
    müzikal bir teklif olarak benden gelmişti.
  • 8:38 - 8:42
    Nathaniel gibi birinin
  • 8:42 - 8:45
    akıl hastalığı yüzünden
  • 8:45 - 8:49
    Skid Row sokaklarına düşmüş olması,
    onun kadar trajik
  • 8:49 - 8:52
    hikayesi olan on binlerce insanın
    Skid Row'da olması
  • 8:52 - 8:57
    ama onlarla ilgili, onları sokaklardan
    kurtaracak bir film yada kitabın olmayacak
  • 8:57 - 8:59
    olması beni çileden çıkarıyordu.
  • 8:59 - 9:03
    Benim bu çileden çıkışımın temelinde,
  • 9:03 - 9:07
    müziğin benim seçmiş olması muhtemelen
    -çok safça da olsa-
  • 9:07 - 9:10
    Skid Row'un ihtiyacının
    Bunker Hill'de çalan
  • 9:10 - 9:13
    başka bir klasik müzik sanatçısı
    yeni Paul Farmer
  • 9:13 - 9:17
    gibi birisi olduğunu hissetmemdi.
  • 9:17 - 9:19
    Ama sonuçta, değişim istiyorsam,
  • 9:19 - 9:22
    fark yaratmak istiyorsam,
    en iyi araca sahip olduğumu
  • 9:22 - 9:26
    ve bununda kendi hayatımla
    onun hayatını birleştiren
  • 9:26 - 9:31
    müzik olduğunu bana Nathaniel gösterdi.
  • 9:31 - 9:33
    Romantik Alman besteci Robert Schuman
  • 9:33 - 9:36
    tarafından söylenmiş
    çok güzel bir söz vardır,
  • 9:36 - 9:40
    "İnsanların yüreklerinin
    karanlıklarına ışık göndermek,
  • 9:40 - 9:43
    işte bu bir sanatçının görevidir."
  • 9:43 - 9:45
    Bu söz özellikle çok dokunaklı, çünkü
  • 9:45 - 9:48
    Schumann da şizofreni hastasıydı ve
  • 9:48 - 9:50
    ve akıl hastanesinde ölmüştü.
  • 9:50 - 9:53
    Nathaniel'den öğrendiklerimden
    ilham alarak
  • 9:53 - 9:55
    Skid Row' müzisyenlerinden oluşan
    Sokak Senfonisi
  • 9:55 - 9:58
    organizasyonunu başlattım.
  • 9:58 - 10:01
    Skid Row'daki sığınaklarda,
    kliniklerde kalan evsizler,
  • 10:01 - 10:03
    akıl hastaları, travma sonrası
    stres bozukluğu yaşayan
  • 10:03 - 10:07
    savaş gazileri, hapsedilmiş
    ve akıl sağlığını yitirmiş
  • 10:07 - 10:11
    suçlular için çalarak müziğin ışığını
  • 10:11 - 10:15
    en karanlık yerlere götürdük.
  • 10:15 - 10:17
    San Bernardino'daki
    Patton State Hastanesi'nde
  • 10:17 - 10:19
    çaldığımız bir organizasyondan sonra
    bir kadın
  • 10:19 - 10:22
    bize doğru yaklaştı.
    Gözyaşları yüzünden süzülüyordu,
  • 10:22 - 10:24
    felçliydi ve titriyordu.
  • 10:24 - 10:27
    Müthiş bir gülümsemesi vardı.
    Daha önce klasik müzik
  • 10:27 - 10:29
    dinlemediğini, keman sesi duymadığını
  • 10:29 - 10:33
    ve bir gün klasik müziği seveceğini
    hiç düşünmediğini
  • 10:33 - 10:36
    müziği duymanın
    güneşin doğuşunu duymak gibi olduğunu
  • 10:36 - 10:39
    ve altı yıldan beri ilk defa
    birilerinin onları ziyarete geldiğini
  • 10:39 - 10:44
    ve müziği duyduğu andan itibaren
    titremesinin durduğunu söyledi.
  • 10:44 - 10:47
    Birdenbire, sahneden, ışıklardan,
    takım elbiselerden uzak
  • 10:47 - 10:50
    bu konserlerle, müzisyenler,
    müziğin beyin üzerindeki
  • 10:50 - 10:54
    muazzam tedavi edici etkisini,
  • 10:54 - 10:57
    bu salona hiçbir zaman gelemeyecek,
  • 10:57 - 11:00
    bu tarz bir müziğe
  • 11:00 - 11:03
    hiçbir zaman erişimi olmayacak
  • 11:03 - 11:06
    bir topluluğa iletir oldular.
  • 11:07 - 11:11
    İlaçların, vücudun kendi kendine
    sağlayamayacağı
  • 11:11 - 11:14
    iyileşmeyi sağlaması gibi,
  • 11:14 - 11:18
    müziğin gücü ve güzelliği,
    sevgili kısaltmamızın (TED)
  • 11:18 - 11:21
    ortasındaki "E" yi aşıyor.
    (Entertainment: Eğlence)
  • 11:21 - 11:24
    Müzik estetik güzelliği aşıyor.
  • 11:24 - 11:27
    Wagner'in bir operasını
    veya Brahm'ın bir senfonisini
  • 11:27 - 11:30
    ya da Beethoven'da bir oda
    müziğini duyduğumuzda oluşan
  • 11:30 - 11:32
    o duyguların ahengi,
    bizi paylaşılan
  • 11:32 - 11:35
    ortak insanlığımızı ve derinden
    bağlantılı toplumsal bilinci,
  • 11:35 - 11:38
    empatik bilinci hatırlamaya
    öyle derinden zorlar ki
  • 11:38 - 11:42
    nöropsikiyatrist
    Lain McGilchrist' e göre bu adeta
  • 11:42 - 11:45
    beynin sağ yarım küresine
  • 11:45 - 11:48
    fiziksel olarak bağlanmıştır.
  • 11:48 - 11:50
    Müzik ve müziğin güzelliği,
  • 11:50 - 11:52
    akıl hastalığının en insanlık dışı
    sınırlarında yaşayan
  • 11:52 - 11:55
    evsiz ve mahpuslara,
    etraflarındaki dünyanın ötesine
  • 11:55 - 11:57
    geçebileceklerini, dünyadaki
  • 11:57 - 12:00
    güzel şeyleri hala tecrübe
  • 12:00 - 12:03
    edebileceklerini ve insanlığın
  • 12:03 - 12:09
    onları unutmadığını
    hatırlatma şansını verir.
  • 12:09 - 12:14
    Bu güzellik ve insanlık kıvılcımı
    umuda dönüşür
  • 12:14 - 12:17
    ve biliyoruz ki, ister müziğin
    ister ilaçların yolunu seçelim,
  • 12:17 - 12:20
    toplumumuza, dinleyicilerimize
  • 12:20 - 12:22
    öğreteceğimiz ilk şey
  • 12:22 - 12:26
    iyileşme ilhamını kendimizden
    almayı istemek olacaktır.
  • 12:26 - 12:29
    Konuşmamı, ingiliz şair John Keats'in
  • 12:29 - 12:31
    hepinizin bildiğinden emin olduğum şu
  • 12:31 - 12:34
    meşhur sözüyle bitirmek istiyorum.
  • 12:34 - 12:37
    Ayrıca Keats'in kendisi de
    şiirle ilgilenmek için tıp
  • 12:37 - 12:40
    kariyerinden vazgeçmiştir, ama kendisi
    benden 1 yaş büyükken ölmüştür.
  • 12:40 - 12:45
    Keats der ki: "Güzellik gerçekliktir,
    gerçeklik ise güzelliktir.
  • 12:45 - 12:50
    Dünya üzerinde tek bildiğiniz budur ve
    bütün bilmeniz gereken de budur."
  • 12:55 - 15:39
    (Müzik)
  • 15:39 - 16:07
    (Alkışlar)
Title:
Müzik ve ilaç tedavisi
Speaker:
Robert Gupta
Description:

Robert Gupta doktorluk kariyeri ve kemanistlik arasında kaldığında farketti ki onun yeri elinde yay ve kalbinde sosyal adalet duygusuyla, ikisinin ortasıydı. Toplumun ötekileştirilenleri ve geleneksel ilaç tedavisinin çuvalladığı yerde başarılı olabilen müzik terapisinin gücü hakkında acıklı bir hikaye anlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:27
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara accepted Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Neslihan Kara edited Turkish subtitles for Between music and medicine
Show all

Turkish subtitles

Revisions