Return to Video

Leslie T. Chang: Çinli işçilerin sesi

  • 0:01 - 0:03
    Merhaba. Gündelik hayatımızda sıklıkla kullandığımız ayakkabı,
  • 0:03 - 0:06
    çanta, bilgisayar ve cep telefonları gibi eşyaları
  • 0:06 - 0:09
    üreten insanlar hakkında ufak bir konuşma yapmak istiyorum.
  • 0:09 - 0:14
    Yapacağım bu konuşma oldukça hüzünlü
  • 0:14 - 0:18
    Spor ayakkabılarınızı yapmak için uğraşan
  • 0:18 - 0:20
    ve saatte bir dolardan az para kazanan küçük köylü kızı ya da
  • 0:20 - 0:23
    iPad'inizin parçalarını monte edebilmek için fazladan mesaiye kalan
  • 0:23 - 0:27
    ve sonrasında kendini çatıdan atan Çinli bir genci düşünün.
  • 0:27 - 0:31
    Küreselleşmenin nimetlerinden(!) faydalanan bizler ise
  • 0:31 - 0:33
    satın aldığımız her ürünle bu insanları sömürüyoruz
  • 0:33 - 0:35
    ve görünen o ki yaptıkları ürünler
  • 0:35 - 0:38
    var olan adaletsizliğin bir kanıtı.
  • 0:38 - 0:41
    Yine de, iPhone'un montajlarını yapan bir işçinin iPhone almaya gücünün
  • 0:41 - 0:44
    yetmediği bu sistemin neresi yanlış (!)
  • 0:44 - 0:47
    Çindeki fabrikalar acımasız ve zalim
  • 0:47 - 0:50
    ve şüphesiz ki bunun temel sebebi
  • 0:50 - 0:52
    bizim ucuz mallara olan tutkumuz.
  • 0:52 - 0:56
    Batı'nın bu ürünlere olan talebinin,Çinde çekilen çilelerle
  • 0:56 - 0:59
    doğru orantılı olduğunu gösteren verdiğim bu basit örnek
  • 0:59 - 1:02
    özellikle de dünyadaki bu adaletsiz sistemde oynadığımız rol yüzünden
  • 1:02 - 1:04
    kendimizi kötü hissettiğimiz bir dönemde oldukça çarpıcı fakat ,
  • 1:04 - 1:08
    bir o kadar da yanlış ve saygısızca.
  • 1:08 - 1:11
    Dünyanın başka bir ucundaki milyonlarca insanı
  • 1:11 - 1:14
    göç etmesine ve bu insanların böylesine acımasız koşullarda
  • 1:14 - 1:17
    acı çekmesinden bizim de sorumlu olduğumuzu
  • 1:17 - 1:20
    her zaman aklımızda bulundurmalıyız.
  • 1:20 - 1:22
    Çin düşük maliyetli, eğitimli iş gücü
  • 1:22 - 1:26
    barındıran ve piyasadaki talebi hızlı bir şekilde
  • 1:26 - 1:29
    karşılayabilecek üretim kapasitesi olan büyük fabrikaları sayesinde
  • 1:29 - 1:32
    hem kendisi için hem de
  • 1:32 - 1:35
    dünyadaki tüm pazarlar için ürün imal etmektedir.
  • 1:35 - 1:38
    Kendi zevklerimize ve sahip olduğumuz ürünlere
  • 1:38 - 1:40
    kendimizi o kadar kaptırdık ki dünyanın başka bir
  • 1:40 - 1:44
    ucundaki insanları bir cep telefonunun küçük ve takılıp çıkarılabilir
  • 1:44 - 1:47
    parçaları kadar görmezden geliyoruz.
  • 1:47 - 1:50
    Çinli işçiler fabrikalarda sadece bizim açgözlü
  • 1:50 - 1:52
    iPod isteklerimiz yüzünden çalışmak zorunda kalmıyorlar.
  • 1:52 - 1:55
    Onlar evlerini, para kazanmak için,yeni beceriler edinebilmek için
  • 1:55 - 1:59
    ve dünyayı görebilmek için terkediyorlar.
  • 1:59 - 2:01
    Küreselleşme hakkında süregelen tartışmada
  • 2:01 - 2:05
    eksik kalan taraf ise işçilerin seslerini duyuramaması.
  • 2:05 - 2:07
    İşte bu işçilerden birkaç örnek :
  • 2:07 - 2:11
    Bao Yongxiu : " Annem evime geri dönüp
  • 2:11 - 2:15
    evlenmemi söylüyor, fakat daha kendimi tam olarak geliştiremeden
  • 2:15 - 2:19
    eve dönersem, sadece sıradan bir işçiyle evlenebilirim.
  • 2:19 - 2:21
    Bu yüzden evlenmek için acele etmiyorum."
  • 2:21 - 2:24
    Chen Ying" Yılbaşı için evime döndüğümde
  • 2:24 - 2:28
    herkes bana değiştigimi söyledi. Beni böylesine
  • 2:28 - 2:31
    değiştirenin ne olduğunu sordular. Onlara okuduğumu
  • 2:31 - 2:34
    ve çok çalıştıgımı söyledim. Bu konuda daha fazla şey
  • 2:34 - 2:37
    söyleseniz de zaten anlamazlar"
  • 2:37 - 2:41
    Wu Chunming " İyi bir gelirim olsa bile
  • 2:41 - 2:43
    bu beni , tatmin edemez.
  • 2:43 - 2:47
    Çünkü para, hayatın anlamı değildir.
  • 2:47 - 2:52
    Xiao Jin " İşten çıktıktan sonra ,İngilizce çalışıyorum.
  • 2:52 - 2:54
    Çünkü ilerde müşterilerimiz sadece Çinli olmayacaklar,
  • 2:54 - 2:58
    Daha fazla dil öğrenmek zorundayız.
  • 2:58 - 3:00
    Bu arada, bu konuşmacıların hepsi
  • 3:00 - 3:03
    18-19 yaşlarındaki genç kadınlar.
  • 3:03 - 3:06
    Güney Çin'de yer alan Dongguan şehrinde bu örnekteki
  • 3:06 - 3:10
    gibi montaj işçileriyle tanışabilmek için iki senemi harcadım.
  • 3:10 - 3:13
    Ne kadar para kazandıkları,
  • 3:13 - 3:15
    Nasıl bir eşle evlenmek istedikleri
  • 3:15 - 3:17
    bulundukları fabrikada çalışmaya devam edecekler mi
  • 3:17 - 3:19
    yoksa başka bir fabrikaya geçiş yapacaklar mı ?
  • 3:19 - 3:21
    gibi konular sürekli konuşuldu.
  • 3:21 - 3:24
    Bana bir hapis hayatı gibi gelen
  • 3:24 - 3:27
    10-15 işçinin tek bir odada kalması
  • 3:27 - 3:29
    50 insanın tek bir banyoyu kullanması,
  • 3:29 - 3:33
    gündüz ve gece fabrikadaki çalışma saatlerine göre yaşamaları
  • 3:33 - 3:36
    gibi konular ise hiç gündeme gelmedi.
  • 3:36 - 3:40
    İşçilerin tanıdığı herkes benzer durumda yaşıyordu
  • 3:40 - 3:42
    fakat yine de bu koşullar Çin'in kırsal kesimlerindeki
  • 3:42 - 3:45
    evlerden ve yurtlardan daha iyiydi.
  • 3:45 - 3:48
    İşçiler çok nadiren yaptıkları ürünler
  • 3:48 - 3:50
    hakkında konuşurlardı. Ve çoğu zaman ne yaptıklarını
  • 3:50 - 3:52
    tarif etmekte güçlük çekerlerdi.
  • 3:52 - 3:54
    En iyi tanıdığım genç kadına fabrikada
  • 3:54 - 3:56
    tam olarak ne iş yaptıgını sordugum zaman bana
  • 3:56 - 3:59
    kulağa Çince gibi gelen
  • 3:59 - 4:01
    "qui xi"
  • 4:01 - 4:03
    diye bir şey söyledi.
  • 4:03 - 4:06
    Ancak daha sonradan "kalite kontrol"
  • 4:06 - 4:09
    dğer bir deyişle " KK" dediğini anladım.
  • 4:09 - 4:13
    Bana fabrikada ne yaptığını bile söyleyemedi.
  • 4:13 - 4:15
    Tek söylediği şey , anlayamadığı bir dilde
  • 4:15 - 4:19
    sürekli tekrar ettiği bir kısaltmaydı.
  • 4:19 - 4:23
    Karl Marx bunu kapitalizmin acı bir sonucu olarak,
  • 4:23 - 4:27
    işçinin emek sarf ederek ürettiği ürün hakkında bir fikrinin olmaması olarak gördü.
  • 4:27 - 4:31
    Yerel bir ayakkabıcının ya da mobilyacının aksine,
  • 4:31 - 4:34
    fabrikada çalışan bir işçi yaptığı işten
  • 4:34 - 4:37
    herhangi bir zevk almaz, doyuma ulaşamaz
  • 4:37 - 4:39
    ve yaptığı işten bir şey anlayamaz.
  • 4:39 - 4:42
    Fakat, Marx British Museum'un okuma odasında
  • 4:42 - 4:45
    ürettiği bir çok teorisinde olduğu gibi
  • 4:45 - 4:47
    bunda da yanılmıştı.
  • 4:47 - 4:50
    Bir insanın bir şey üretirken
  • 4:50 - 4:52
    emek sarfetmesi , o kişinin tüm hayatının
  • 4:52 - 4:55
    o işten ibaret olduğu anlamına gelmez.
  • 4:55 - 4:58
    Esas önemli olan,İşçinin o işten kazandığı para,
  • 4:58 - 5:02
    fabrikada edindiği deneyimler, ve bu deneyimlerin
  • 5:02 - 5:04
    bu kişiyi nasıl geliştirdiğidir.
  • 5:04 - 5:07
    Asıl önemli olan bir fabrikanın ne ürettiği değildir ve
  • 5:07 - 5:11
    işçiler de ürettikleri ürünü kimin alacağını önemsemezler.
  • 5:11 - 5:13
    Diğer bir yandan Medya , Çindeki fabrikalarda çalışan
  • 5:13 - 5:15
    bu durumu, yani işçiler ve ürettikleri ürünler












    işçilerin,ürettikleri ürünlerle aralarında
  • 5:15 - 5:18
    olan ilişkilerini sık sık gündeme getirmektedir.
  • 5:18 - 5:21
    Bu konuda pek çok makale, bir işçinin
  • 5:21 - 5:24
    ürettiği ürünü alabilmesi için
  • 5:24 - 5:27
    ne kadar çalışması gerektiğini sorguluyor.
  • 5:27 - 5:29
    Örneğin, Çindeki bir İPhone fabrikasında
  • 5:29 - 5:32
    çalışan normal bir montaj işçisi iPhone
  • 5:32 - 5:36
    satın alabilmek için 2.5 aylık maaşını vermesi gerekmekte.
  • 5:36 - 5:39
    Fakat yapılan bu hesaplamalar ne kadar mantıklı ?
  • 5:39 - 5:41
    Mesela, geçenlerde The New Yorker dergisinde
  • 5:41 - 5:42
    bir makale yayımladım, fakat makalemde
  • 5:42 - 5:45
    kullanabilecegim bir reklamı karşılayamadım.
  • 5:45 - 5:47
    Fakat ne farkeder ki ? Ben nasıl The New Yorker dergisinde
  • 5:47 - 5:50
    reklam istemiyorsam, işçiler de iPhone istemiyorlar.
  • 5:50 - 5:53
    Bu işçilerin düşündükleri şeyler farklı.
  • 5:53 - 5:55
    Bu fabrikada ne kadar çalışmalıyım ?
  • 5:55 - 5:57
    Ne kadar para biriktirebilirim?
  • 5:57 - 6:00
    Bir daire veya bir araba alabilmem için,evlenmek veya çocuğumu okula
  • 6:00 - 6:05
    yollayabilmem için ne kadar çalışmalıyım ?
  • 6:05 - 6:07
    Tanıdğım işçilerin ürettikleri ürünlerle
  • 6:07 - 6:11
    garip bir soyut bağları vardı.
  • 6:11 - 6:14
    Lu Qingmin ya da kısaca Min'le tanıştıktan yaklaşık
  • 6:14 - 6:16
    bir sene sonra beni Çin Yılbaşı için ailesinin
  • 6:16 - 6:18
    yaşadığı köye davet etti.
  • 6:18 - 6:21
    Trenle köye giderken bana bir hediye verdi:
  • 6:21 - 6:25
    Coach marka kahverengi bir deri bozuk para cüzdanı.
  • 6:25 - 6:27
    Dongguan'da satılan her şey gibi bu cüzdanın da
  • 6:27 - 6:30
    taklit bir ürün olduğunu düşünerek ona teşekkür ettim.
  • 6:30 - 6:34
    Eve vardığımızda Min annesine başka bir hediye daha verdi:
  • 6:34 - 6:36
    Pembe bir Dooney&Bourke marka el çantası ve bundan
  • 6:36 - 6:39
    bir kaç gün sonra kız kardeşi bize koyu-kızıl kahverengi
  • 6:39 - 6:42
    LeSportsac marka omuzdan asmalı çantasını gösterdi.
  • 6:42 - 6:46
    Bu çantaların aslında kendi fabrikalarında
  • 6:46 - 6:48
    üretildiğini anlamıştım
  • 6:48 - 6:51
    ve çantaların hepsi orjinaldi.
  • 6:51 - 6:54
    Min annesine bu çantaların ABD'de
  • 6:54 - 6:57
    320 dolara satıldığını söyledi.
  • 6:57 - 7:00
    Her ikisi de çiftçi olan annesi ve babası şaşkınlıktan dicek söz bulamadılar.
  • 7:00 - 7:03
    Ayrıca, Coach marka çantaların yeni "2191" üretimiyle piyasaya çıkacağını
  • 7:03 - 7:07
    ve tek bir çantanın 6000'e satılacağını söyledi.
  • 7:07 - 7:12
    Bir süre durakladıktan sonra bu sefer :" 6000 dolara mı yoksa 6000 yuana mı
  • 7:12 - 7:17
    satılacağından emin değilim fakat sonuçta 6000'e satılacak"
  • 7:17 - 7:20
    Yılbaşı için eve gelen Min'in kız kardeşinin erkek arkadaşı
  • 7:20 - 7:22
    Bu çantanın 6000 dolar ya da yuan
  • 7:22 - 7:25
    edecek kadar değerli olmadığını söyledi.
  • 7:25 - 7:28
    Min'in kardeşi, erkek arkadaşına dönüp " Sen ne anlarsın böyle şeylerden
  • 7:28 - 7:31
    bazı insanlar böyle şeylerden iyi anlar."
  • 7:31 - 7:36
    (Gülüşmeler-Alkışlar)
  • 7:36 - 7:40
    Coach marka çantalar Min'in hayatında garip bir değere sahipler.
  • 7:40 - 7:42
    Tamamen değersiz şeyler değiller fakat
  • 7:42 - 7:45
    gerçek değerlerinin yakınından bile geçemezler.Çünkü
  • 7:45 - 7:49
    tanıdığı insanlar ne bu çantaları almak istiyor ne de bu çantaların değerini biliyor.
  • 7:49 - 7:52
    Bir keresinde Min'in büyük ablasının bir arkadaşı evlendiğinde
  • 7:52 - 7:55
    Min düğün hediyesi olarak bir el çantası getirdi.
  • 7:55 - 7:57
    Başka bir zaman da Min el çantası fabrikasından
  • 7:57 - 8:00
    çoktan çıksa da küçük kız kardeşi ziyarete geldiginde
  • 8:00 - 8:04
    hediye olarak 2 tane Coach marka el çantasıyla geldi.
  • 8:04 - 8:07
    Birtanesinin fermuarlı iç cebine baktığımda şöyle yazılı ingilizce bir kart gördüm :
  • 8:07 - 8:11
    "Bir Amerikan klasiği.1941 yılında
  • 8:11 - 8:14
    bir beyzbol eldiveninin cilali eskitilmiş yüzeyi
  • 8:14 - 8:17
    Coach'un kurucusunda
  • 8:17 - 8:19
    bu konforlu yumuşak eldivenin derisiyle
  • 8:19 - 8:21
    aynı yeni el çantaları
  • 8:21 - 8:24
    üretme fikri uyandırdı.
  • 8:24 - 8:27
    6 tane becerikli deri ustası
  • 8:27 - 8:31
    12 özel seriden oluşan mükemmel bir uyuma sahip
  • 8:31 - 8:35
    zarif el çantaları ürettiler.
  • 8:35 - 8:37
    Bu çantalar yepyeni ve kullanışlıydılar.
  • 8:37 - 8:43
    Kadınlar bu çantalara hayran kaldılar.Yeni bir Amerikan klasiği doğmuştu."
  • 8:43 - 8:45
    Karl Marx, Min ve kardeşleri hakkında
  • 8:45 - 8:47
    ne düşünüyordu merak ediyorum.
  • 8:47 - 8:50
    Ürettikleri ürünlerle olan bağları, Marx'ın
  • 8:50 - 8:52
    hayal edebileceğinden çok daha karmaşık,
  • 8:52 - 8:54
    şaşırtıcı ve bir o kadar da eğlenceliydi.
  • 8:54 - 8:57
    Fakat, Marx'ın bu dünya görüşü ve bizim işçileri
  • 8:57 - 9:00
    kimliksiz bir topluluk olarak görmeye ve bu işçilerin
  • 9:00 - 9:03
    gerçekte neler düşündüklerini bilebileceğimize dair eğilimimiz hala geçerliliğini sürdürmektedir.
  • 9:03 - 9:07
    Min ile tanıştığımda, daha henüz 18'ine
  • 9:07 - 9:09
    girmişti ve bir elektronik fabrikasındaki
  • 9:09 - 9:12
    montaj işçiliğinden henüz çıkmıştı.
  • 9:12 - 9:14
    İki yıl boyunca, Min'in 5 kez iş değiştirdiğine
  • 9:14 - 9:17
    ve sonunda bir donanım fabrikasının satış bölümünde
  • 9:17 - 9:21
    iyi maaşlı bir mevkide çalıştığına şahit oldum.
  • 9:21 - 9:24
    Daha sonra, Min bir göçmen işçi arkadaşıyla evlenip
  • 9:24 - 9:26
    eşinin köyüne taşındı ve
  • 9:26 - 9:28
    iki kız çocuğu dünyaya getirdi.
  • 9:28 - 9:30
    Sonunda kendisine ikinci el bir Buick ve ailesene de
  • 9:30 - 9:35
    bir daire alabileceği kadar para biriktirdi.
  • 9:35 - 9:38
    Son zamanlarda, eşini ve çocuklarını
  • 9:38 - 9:41
    geçici bir süre köyde bırakarak,
  • 9:41 - 9:43
    Dongguan'da vinç üreten
  • 9:43 - 9:45
    bir fabrikada çalışmaya gitti.
  • 9:45 - 9:48
    Son zamanlarda bana attığı bir e-maide şöyle yazmıştı:
  • 9:48 - 9:52
    " İnsan genç yaşlarında azimli olmalı ki,
  • 9:52 - 9:55
    yaşlandığında geriye bakıp
  • 9:55 - 10:00
    hayatını bir hiç uğruna yaşamadığını görebilsin".
  • 10:00 - 10:04
    Çin'de Min gibi 150 milyon işçi var.
  • 10:04 - 10:07
    Bu işçilerin 3'te 1'ini otellerde, restorantlarda ve büyük şehirlerin
  • 10:07 - 10:10
    inşaatlarında çalışmak için köylerini
  • 10:10 - 10:13
    terk eden kadın işçiler oluşturuyor.
  • 10:13 - 10:17
    Hep birlikte bu işçiler tarihteki en büyük göçü oluşturuyorlar
  • 10:17 - 10:20
    ve milyonlarca insanın nasıl çalışacağını
  • 10:20 - 10:22
    nasıl evleneceğini, nasıl yaşayıp nasıl düşüneceklerini
  • 10:22 - 10:26
    etkileyen şey ise, Çin'in bir köyünde başlayan,
  • 10:26 - 10:28
    cebimizdeki iPhonelarla, ayağımızdaki Nike ayakkabılarla
  • 10:28 - 10:31
    ve kolumuzdaki Coach marka çantalarla sona eren
  • 10:31 - 10:35
    bu üretim süreci ve küreselleşmedir.
  • 10:35 - 10:37
    Bu işçilerden çok az bir kısmı
  • 10:37 - 10:40
    bu işlerin yürüyüş şeklinin değişmesini istiyor.
  • 10:40 - 10:43
    Dongguan'a ilk gittiğimde, işçilerle çok fazla vakit
  • 10:43 - 10:48
    geçirmenin iç karartıcı olacağını düşünüyordum.
  • 10:48 - 10:50
    Ayrıca onlar için bir değişiklik olmayacağından
  • 10:50 - 10:53
    ya da bana bir şey söylemeyeceklerinden endişeleniyordum.
  • 10:53 - 10:56
    Fakat tam tersine; zeki, komik
  • 10:56 - 10:58
    cesur ve cömert kadınlarla tanıştım.
  • 10:58 - 11:01
    Bu kadınlar hayatlarına beni de dahil ederek
  • 11:01 - 11:03
    fabrikalar ve Çin hakkında













    Çin ve fabrikalar hakkındaki pek çok şeyi ve
  • 11:03 - 11:07
    bu dünyada nasıl yaşanacağını öğrettiler bana.
  • 11:09 - 11:12
    Bu Coach marka cüzdan
  • 11:12 - 11:15
    ailesini ziyarete giderken Min'in trende bana verdiği hediye.
  • 11:15 - 11:17
    Bu cüzdanı, hakkında yazı yazdığım kadına olan
  • 11:17 - 11:20
    bağlarımı hatırlatması için,
  • 11:20 - 11:24
    doğadaki asıl bağların parayla değil de anılarla ölçülebilen
  • 11:24 - 11:28
    ekonomik olmayan insani bağlar olduğunu hatırlatması için saklıyorum.
  • 11:28 - 11:31
    Bu cüzdan, ofisinizde ya da kütüphanenizde
  • 11:31 - 11:35
    otururken hayal ettiğiniz şeylerin
  • 11:35 - 11:37
    aslında gerçek dünyada çok farklı olduduğunu
  • 11:37 - 11:39
    hatırlatıyor bana.
  • 11:39 - 11:41
    Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)
  • 11:41 - 11:47
    (Alkışlar)
  • 11:47 - 11:49
    Chris Anderson: Teşekkür ederiz Leslie, bu anlattığın
  • 11:49 - 11:52
    şeyler bize yeni bir bakış açısı kazandırdı.
  • 11:52 - 11:55
    Fakat merak ettiğim bir şey var, bir dakikanı alacağım bu yüzden.
  • 11:55 - 11:59
    Diyelim ki Apple'ın üretim müdürüyle konuşuyorsun
  • 11:59 - 12:02
    ona ne söylerdin?
  • 12:02 - 12:03
    Bir dakika mı ?
  • 12:03 - 12:04
    Bir dakika. (Gülüşmeler)
  • 12:04 - 12:06
    Biliyorsun ki beni işçiler hakkında en çok etkileyen şey
  • 12:06 - 12:09
    onların bu kadar çok hevesli, becerikli
  • 12:09 - 12:12
    ve gayretli olmaları. Ve beni en çok sarsan şey ise
  • 12:12 - 12:15
    en çok istedikleri şeyin eğitim ve öğrenmek olması,
  • 12:15 - 12:16
    çünkü bu işçilerin büyük bir kısmı oldukça fakir ailelerden geliyor.
  • 12:16 - 12:19
    Genelde 7 ya da 8 yaşlarında okulu bırakıyorlar.
  • 12:19 - 12:22
    Ebeveynleri genellikle cahil
  • 12:22 - 12:24
    ve bu çocuklar şehre kendi imkanlarıyla gelip
  • 12:24 - 12:26
    geceleri ve haftasonları bilgisayar
  • 12:26 - 12:29
    ve İngilizce derslerine giriyorlar. Öğrendikleri
  • 12:29 - 12:31
    şeyler ise oldukça temel düzeyde şeyler,ne bileyim
  • 12:31 - 12:33
    mesela , Word belgesinde nasıl yazı yazıldığını
  • 12:33 - 12:35
    ya da İngilizcedeki en basit temel cümleleri öğreniyorlar.
  • 12:35 - 12:37
    Eğer gerçekten bu işçilere yardım etmek istiyorsanız
  • 12:37 - 12:41
    bu okullarda verilen ufak , yoğunlaştırılmış ve faydalı
  • 12:41 - 12:44
    kursları siz de açın ve göreceksiniz ki
  • 12:44 - 12:45
    işçileriniz hayatlarına devam edicekler
  • 12:45 - 12:49
    ve bir gün belki de umarım ki Apple içinde daha yüksek yerlere gelecekler
  • 12:49 - 12:51
    ve siz bu işçilerin sosyal hareketliliklerine
  • 12:51 - 12:52
    ve kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunabilirsiniz.
  • 12:52 - 12:54
    İşçilerle sorduğunuz zaman da tüm istediklerinin bu olduğunu göreceksiniz.
  • 12:54 - 12:57
    Duşta daha sıcak bir duş,
  • 12:57 - 12:59
    daha hoş bir oda ya da bir televizyon seti istemiyorlar.
  • 12:59 - 13:01
    Böyle olanaklara sahip olmaları tabii ki güzel olur
  • 13:01 - 13:02
    fakat şehre gelmelerinin nedeni bu değil,
  • 13:02 - 13:04
    önem verdikleri şey de bu değil.
  • 13:04 - 13:07
    Chris Anderson: Peki işçilerin konuşmaları genelde
  • 13:07 - 13:11
    hayatın zorluğu ve kötü oluşu üzerine miydi yoksa
  • 13:11 - 13:14
    konuşmalarında hayatlarında bir ilerleme olduğu,
  • 13:14 - 13:15
    her şeyin zamanla daha da güzel olacağı inancı mı hakimdi?
  • 13:15 - 13:17
    Leslie Chang: Tabii ki. Yani oldukça ilginçti,
  • 13:17 - 13:20
    çünkü sonuçta orada,Dongguan şehrinde
  • 13:20 - 13:22
    iki senemi geçirdim.
  • 13:22 - 13:24
    ve zamanla, her bir insanın hayatındaki
  • 13:24 - 13:27
    o yoğun değişimi görüyorsunuz .İnişler ve çıkışlar oluyordu
  • 13:27 - 13:28
    fakat genel olarak hayatları daha iyiye gidiyordu.
  • 13:28 - 13:30
    Yeteri kadar zaman harcarsanız, hayat koşullarınız düzeliyor
  • 13:30 - 13:32
    10 yıl önce şehre gelen ve şimdi orta gelirli
  • 13:32 - 13:35
    olan insanlarla tanıştım.
  • 13:35 - 13:37
    yani hayatlarındaki değişimin yönü ileriye dönük.
  • 13:37 - 13:39
    Bir anda şehrinde ortasına düşüverdiğinizde
  • 13:39 - 13:41
    neyin nasıl olduğunu kestirmesi zor.Herkes fakir ve
  • 13:41 - 13:42
    umutsuz gözüküyor fakat gerçekte durum böyle değil.
  • 13:42 - 13:45
    Tabii ki de , fabrikadaki koşullar oldukça ağır
  • 13:45 - 13:47
    ve ne ben böyle bir hayatı isterim ne de siz,
  • 13:47 - 13:50
    bu insanların bakış açılarına göre ise, geldikleri
  • 13:50 - 13:52
    yer, gidecekleri yerden çok daha kötü.
  • 13:52 - 13:54
    Ben konuşmamda sadece
  • 13:54 - 13:56
    bu insanların nasıl hissedip neler düşündüğünü
  • 13:56 - 13:59
    anlatmak istedim,sizin aklınızdan geçenleri değil.
  • 13:59 - 14:00
    Chris Anderson :Konuşman için çok teşekkür ederiz.
  • 14:00 - 14:05
    Ben teşekkür ederim. (Alkışlar)
Title:
Leslie T. Chang: Çinli işçilerin sesi
Speaker:
Leslie T. Chang
Description:

Küreselleşme hakkında süregelen ateşli tartışmalardaki eksik taraf , dünya çapında pazarlanan ürünleri üretmek için Çin'deki fabrikalara ve diğer gelişmekte olan ülkelere göç eden milyonlarca insanın sesi,yani işçilerin sesidir.Muhabir Leslie T.Chang Çin'in gelişmekte olan büyük şehirlerindeki kadınlara sordu ve şimdi onların yaşam hikayelerini anlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
14:25

Turkish subtitles

Revisions