Return to Video

İki Amerika'nın hikayesi. Ve çatıştıkları minimarket.

  • 0:01 - 0:06
    "Nerelisin?" dedi soluk benizli,
    dövmeli adam.
  • 0:08 - 0:10
    "Nerelisin?"
  • 0:12 - 0:15
    21 Eylül 2001,
  • 0:17 - 0:22
    II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Amerika'ya
    yapılan en kötü saldırıdan 10 gün sonra.
  • 0:23 - 0:27
    Herkes sıradaki uçağı merak ediyor.
  • 0:27 - 0:30
    İnsanlar günah keçileri arayışında.
  • 0:31 - 0:34
    Başkan, bir gece önce, taahhüt ediyor;
  • 0:34 - 0:40
    "Düşmanlarımızı adaletin önüne
    getireceğiz ya da adaleti onlara."
  • 0:41 - 0:44
    Ve Dallas'ta bir minimarkette,
  • 0:46 - 0:52
    Dallas'ta lastikçilerle ve striptiz
    barlarıyla çevrelenmiş bir minimarkette
  • 0:52 - 0:56
    Bangladeşli bir göçmen kasada çalışıyor.
  • 0:56 - 1:03
    Geldiği yerde, Raisuddin Bhuiyan büyük
    bir adamdı, Hava Kuvvetlerinde subaydı.
  • 1:03 - 1:07
    Ama, O Amerika'da yepyeni bir
    başlangıcın hayalini kurdu.
  • 1:07 - 1:12
    BT dersleri ve iki ay sonraki düğünü için
    para biriktirmesi bir süre minimarkette
  • 1:12 - 1:15
    çalışmayı gerektiriyorsa, çalışacaktır.
  • 1:16 - 1:21
    Sonra, 21 Eylül'de, o dövmeli adam
    markete girer.
  • 1:21 - 1:23
    Elinde bir pompalı tüfek vardır.
  • 1:24 - 1:26
    Raisuddin ne yapılacağını biliyordur;
  • 1:26 - 1:29
    Parayı tezgaha koyar.
  • 1:30 - 1:33
    Bu defa, adam paraya dokunmaz
  • 1:35 - 1:38
    "Nerelisin?" diye sorar.
  • 1:39 - 1:43
    Raisuddin cevaplar; " Özür dilerim?"
  • 1:44 - 1:47
    Aksanı onu ele verir.
  • 1:48 - 1:53
    Kendince gerçek bir Amerikan halk
    kahramanı olan bu Dövmeli Adam
  • 1:53 - 1:58
    11 Eylül'ün intikamı için
    Raisuddin'i vurur.
  • 1:58 - 2:03
    Raisuddin milyonlarca arının yüzünü
    soktuğunu hisseder
  • 2:04 - 2:10
    Aslında, düzinelerce sıcak fişek saçması
    kafasını deliyordur.
  • 2:10 - 2:14
    Tezgahın arkasında, kanlar içinde
    yere yığılır.
  • 2:14 - 2:18
    Uğruna her şeyi riske attığı beynini
    tutmak için
  • 2:18 - 2:21
    elini alnına götürür.
  • 2:22 - 2:29
    Yaşamak için Tanrı'ya yalvararak
    Kur'an'dan ayetler okur,
  • 2:29 - 2:32
    öldüğünü hisseder.
  • 2:33 - 2:35
    Ölmedi.
  • 2:36 - 2:39
    Sağ gözü onu terk etti.
  • 2:39 - 2:42
    Nişanlısı onu terk etti.
  • 2:43 - 2:47
    Minimarket sahibi onu dışarı attı.
  • 2:47 - 2:52
    Artık, O ambulans çağırma ücreti de
    dahil olmak üzere
  • 2:52 - 2:56
    60 bin dolar
    sağlık borcu olan bir evsizdi.
  • 2:58 - 3:00
    Ama Raisuddin yaşadı.
  • 3:00 - 3:06
    Ve yıllar sonra, O'na verilen bu ikinci
    şansı hak etmek ve
  • 3:06 - 3:09
    Tanrıya borcunu ödemek için
    ne yapabileceğini soracaktır.
  • 3:10 - 3:12
    Aslında,
  • 3:12 - 3:18
    bu şansın, hiç bir şansı hak etmeyeceğini
    düşünebileceğimiz bir adama,
  • 3:18 - 3:22
    ikinci bir şans vermek için O'na yapılan
    bir çağrı olduğuna inanmaya başlayacaktı.
  • 3:24 - 3:30
    On iki yıl önce, dünyada kendi yolumu
    arayan yeni bir mezundum.
  • 3:30 - 3:32
    Ohio'da Hintli göçmen bir aileye doğdum.
  • 3:32 - 3:35
    Ebeveynlerime karşı, onların kurtulmak
    için çok uğraştığı ülkeye
  • 3:35 - 3:39
    taşınmak için aşırı muhalif bir tutumda
    bulundum.
  • 3:40 - 3:46
    Mumbai'de altı ay süreceğini düşündüğüm
    bir iş altı yıla uzamıştı.
  • 3:46 - 3:51
    Bir yazar oldum ve kendimi büyülü bir
    hikayenin ortasında buldum:
  • 3:51 - 3:55
    Sözde Üçüncü Dünya'da umudun uyanışı.
  • 3:55 - 4:00
    Altı yıl önce, Amerika'ya döndüm ve
    bir şeyi fark ettim:
  • 4:00 - 4:03
    Amerikan Rüyası canlanıyordu,
  • 4:03 - 4:05
    ama sadece Hindistan'da
  • 4:07 - 4:10
    Amerika'da o kadar da değil.
  • 4:10 - 4:14
    Aslında, Amerika'nın iki farklı
  • 4:14 - 4:16
    topluluğa ayrıldığını gözlemledim:
  • 4:16 - 4:21
    Rüyalar cumhuriyetine ve
    korkuların cumhuriyetine.
  • 4:21 - 4:24
    Ve sonra, bu iki hayatın ve
    bu Dallas minimarketinde
  • 4:24 - 4:30
    çarpışan iki Amerikanın inanılmaz
    hikayesiyle karşılaştım.
  • 4:31 - 4:34
    Daha fazlasını öğrenmek istediğimi,
  • 4:34 - 4:37
    sonunda onlar hakkında bir kitap
    yazacağımı o anda biliyordum.
  • 4:37 - 4:40
    Onların hikayesi Amerika'nın ayrılışının
  • 4:40 - 4:45
    ve Amerika'nın nasıl bir araya
    gelebileceğinin hikayesi olduğu için.
  • 4:46 - 4:50
    Raisuddin'in vurulduktan sonra
    hayatı daha kolay olmadı.
  • 4:50 - 4:54
    Girişinden bir gün sonra hastane
    onu taburcu etti.
  • 4:55 - 4:57
    Sağ gözü göremiyordu.
  • 4:57 - 4:59
    Konuşamıyordu.
  • 4:59 - 5:01
    Metal suratını dağıtmıştı.
  • 5:02 - 5:05
    Ama sigortası yoktu böylelikle onu
    kapının önüne koydular.
  • 5:06 - 5:10
    Bangladeş'teki ailesi ona yalvardı:
    "Evine gel."
  • 5:11 - 5:14
    Ama O, onlara peşinden gideceği
    bir hayali olduğunu söyledi.
  • 5:15 - 5:18
    Telefonla pazarlama işi buldu,
  • 5:18 - 5:21
    sonra Olive Garden'da garson oldu,
  • 5:21 - 5:25
    Beyazlara karşı korkusunu gidermek için
    oradan daha iyi bir yer olabilir miydi?
  • 5:25 - 5:28
    (Gülüşmeler)
  • 5:28 - 5:33
    Dindar bir müslüman olarak
    alkolü reddediyordu,
  • 5:33 - 5:35
    ve alkole dokunmadı.
  • 5:35 - 5:40
    Sonradan öğrendi ki alkol satmamak
    maaşında kesintiye neden olacaktı.
  • 5:40 - 5:44
    Yeni filizlenen bir Amerikan pragmatisti
    gibi sonradan anladı
  • 5:44 - 5:48
    "Tanrı benim aç kalmamı istemezdi,
    ister miydi?"
  • 5:48 - 5:51
    Ve birkaç ay sonra, Raisuddin
    Oliver Garden'ın
  • 5:51 - 5:54
    en çok hasılat yapan alkol satıcısıydı.
  • 5:55 - 5:59
    O'na veritabanı yönetimi öğreten
    bir adam buldu.
  • 5:59 - 6:01
    Yarı zamanlı bilişim işleri aldı.
  • 6:01 - 6:07
    Sonra Dallas'ta iyi bir bilişim şirketinde
    6 haneli maaşlı bir işe başladı.
  • 6:08 - 6:13
    Ama, Amerika'da O'nun için işler
    yolunda gitmeye başladığında,
  • 6:13 - 6:17
    Raisuddin talihli olmanın
    klasik hatasından kaçındı:
  • 6:17 - 6:21
    Kendini bir istisna değil de
    bir kural olarak varsaymak.
  • 6:21 - 6:27
    Aslında, göördü ki, Amerikalı
    doğmak gibi bir şansa sahip olanlar
  • 6:27 - 6:32
    onunki gibi bir ikinci şansı imkansız
    kılan hayatlarda tutsak kalmıştı.
  • 6:33 - 6:37
    Bunu Olive Garden'da gördü,
  • 6:37 - 6:40
    birçok iş arkadaşının çocukluk
    korku hikayelerine,
  • 6:40 - 6:45
    aile sorunlarına, kaosa, bağımlığa
    ve suça sahip olduğu yerde.
  • 6:45 - 6:49
    O'nu vuran adamla ilgili
    benzer bir hikayeyi
  • 6:49 - 6:52
    mahkemeye katıldığında da duymuştu.
  • 6:52 - 6:58
    Raisuddin uzaktan imrendiği
    Amerika'ya yakınlaştıkça
  • 6:58 - 7:02
    aynı ölçüde gerçek başka bir Amerikanın
    varlığının farkına daha çok varıyordu,
  • 7:02 - 7:06
    ikinci şans konusunda daha cimri olan.
  • 7:07 - 7:13
    Raisuddin'i vuran adam daha cimri
    Amerika'da büyümüştü.
  • 7:14 - 7:19
    Uzaktan bakıldığında, Mark Stroman
    her daim partileri başlatan adamdı,
  • 7:19 - 7:22
    her daim kızları hoş tutan,
  • 7:22 - 7:27
    bir gece önce ne kadar kavga etse,
    ne içse de her daim çalışan,
  • 7:27 - 7:30
    ama her daim kötülükle savaşan.
  • 7:31 - 7:34
    O, dünyaya birçok
    Amerikalı genci lanetleyen
  • 7:34 - 7:36
    üç kapıdan geçerek girmişti:
  • 7:36 - 7:40
    kötü aile, kötü okullar ve
    kötü hapishaneler.
  • 7:41 - 7:45
    O'na bir çocukken annesi üzülerek,
  • 7:45 - 7:50
    O'nun kürtajı için sadece 50 dolarının
    eksik kaldığını söylemişti.
  • 7:50 - 7:55
    Bazen, bu küçük çocuk okulda
  • 7:56 - 8:01
    sınıf arkadaşına ansızın bıçak çekerdi.
  • 8:01 - 8:04
    Bazen aynı küçük çocuk
    büyük anne ve babasında kalırdı ve
  • 8:04 - 8:07
    şefkatle atları beslerdi.
  • 8:07 - 8:09
    Daha traş olmadan önce
    tutuklanmaya başlamıştı.
  • 8:09 - 8:12
    Önce ıslah evi sonra da cezaevi.
  • 8:12 - 8:15
    Sıradan bir beyaz ırkçı olmuştu
  • 8:15 - 8:21
    ve çevresinde birçokları gibi uyuşturucu
    sersemi, ilgisiz bir baba haline gelmişti
  • 8:21 - 8:26
    ve sonra çok geçmeden kendini
    idam edilmeyi bekler buldu.
  • 8:26 - 8:32
    Kendisinin 2001 karşı cihadında
    sadece bir değil, üç minimarket
  • 8:32 - 8:34
    çalışanını vurmuştu.
  • 8:34 - 8:36
    Sadece Raisuddin hayatta kalmıştı.
  • 8:37 - 8:42
    Ne tuhaftır ki, idam sırası
    Stroman'ı iyileştiren
  • 8:42 - 8:45
    ilk kurumdu.
  • 8:45 - 8:48
    O'nu etkileyen şeyler
    O'nu terk etmişti.
  • 8:48 - 8:51
    Hayatına giren insanlar
    iyi ahlaklı ve şefkatliydi:
  • 8:51 - 8:55
    rahipler, gazeteciler, Avrupalı mektup
    arkadaşları.
  • 8:56 - 9:02
    O'nu dinlediler, O'nunla dua ettiler ve
    kendini sorgulamasında O'na yardım ettiler
  • 9:02 - 9:07
    ve O'nu iç muhasebe ve iyileşme
    yolculuğuna yolladılar.
  • 9:07 - 9:12
    Sonunda hayatını tanımlayan
    nefretle yüzleşti.
  • 9:12 - 9:15
    Soykırımdan kurtulan
    Viktor Frankl'ı okudu
  • 9:15 - 9:19
    ve gamalı haç döğmelerinden
    pişmanlık duydu.
  • 9:19 - 9:20
    Tanrıyı buldu.
  • 9:21 - 9:25
    2011'de bir gün, işlediği suçlardan
    10 yıl sonra
  • 9:25 - 9:28
    Stroman bir haber aldı.
  • 9:28 - 9:34
    Vurduğu adamlardan biri
    O'nun hayatı için mücadele ediyordu.
  • 9:35 - 9:41
    2009 sonunda, vuruluşundan 8 yıl sonra
  • 9:41 - 9:46
    Raisuddin kendi yolculuğuna çıktı,
    Mekke'de Hacca gitti.
  • 9:47 - 9:51
    Kalabalığın arasında, büyük bir
    minnet duygusunun yanında
  • 9:51 - 9:53
    bir görev olduğunu da hissetti.
  • 9:53 - 9:57
    2001'de ölmek üzere yerde yatarken
    Tanrı'ya bir söz verdiğini hatırladı;
  • 9:57 - 10:02
    hayatta kalırsa tüm günlerini insanlığa
    hizmetle geçirecekti.
  • 10:02 - 10:06
    Sonrasında, hayatını inşa etmekle
    meşgul oldu.
  • 10:07 - 10:11
    Ve şimdi zaman, borcunu ödeme zamanıydı.
  • 10:12 - 10:16
    Bir süre düşündükten sonra, borcunu
    ifa etme yönteminin
  • 10:16 - 10:19
    İslam Dünyası ve Batı arasındaki
    hınç döngüsüne
  • 10:19 - 10:22
    bir müdahale olabileceğine karar verdi.
  • 10:22 - 10:24
    Ve nasıl müdahale edebilirdi?
  • 10:25 - 10:28
    Stroman'ı İslam adına ve
  • 10:28 - 10:31
    İslam'ın bağışlayıcılığı ile affederek.
  • 10:31 - 10:37
    Ve sonra Teksas Eyaletini
    ve Vali Rick Perry'yi dava edip
  • 10:37 - 10:41
    Stroman'ı idam etmelerinin önüne geçerek,
  • 10:41 - 10:44
    tam da suratına kurşun yiyen
    birçok insanın yaptığı gibi.
  • 10:44 - 10:46
    (Gülüşmeler)
  • 10:46 - 10:53
    Ama Raisuddin'in merhameti sadece
    inançtan kaynaklanmıyordu.
  • 10:54 - 11:00
    Taze bir Amerikan vatandaşı olarak
    Stroman'ın sadece öldürmekle bitmeyecek
  • 11:00 - 11:05
    incitici Amerika'nın ürünü olduğuna inandı.
  • 11:07 - 11:11
    Beni "Gerçek Amerika" kitabımı
    yazmaya yönlendiren bu anlayıştı.
  • 11:11 - 11:16
    Göçmen dilenen Amerika, kendi oğluna
  • 11:16 - 11:20
    sonradan sahiplendikleri kadar
    merhamet göstermeliydi.
  • 11:21 - 11:24
    O minimarkette, o kadar sene önce
  • 11:24 - 11:28
    sadece iki adam değil,
    iki Amerika da çarpışmıştı.
  • 11:28 - 11:31
    Hâlâ hayaller kuran, hâlâ gayret eden,
  • 11:31 - 11:35
    hâlâ yarını hayal eden Amerika
    bugün gelişebilir
  • 11:35 - 11:38
    ve bir Amerika ki kaderine boyun eğmiş,
  • 11:38 - 11:41
    kaos ve strese boyun eğmiş,
    beklentilerini alçaltmış
  • 11:41 - 11:44
    ve en eski sığınağına çekilmiş:
  • 11:44 - 11:48
    kendi dar kalıplarında
    bir kabile yoldaşlığına.
  • 11:48 - 11:51
    Ve O Raisuddin'di, yeni katılmasına
    rağmen,
  • 11:51 - 11:52
    saldırıya uğramasına,
  • 11:52 - 11:55
    travma geçirmesine ve evsiz olmasına
    rağmen
  • 11:55 - 11:58
    rüyalar cumhuriyetine O ait olmuştu,
  • 11:58 - 12:03
    ve diğer yaralı ülkeye mensup olan
    ise Stroman'dı,
  • 12:03 - 12:08
    yerli beyaz adam olarak doğmuş
    olma ayrıcalığına rağmen.
  • 12:08 - 12:15
    İki adamın hikayesinden Amerika hakkında
    ibret alınacak bir öyküyü fark ettim.
  • 12:15 - 12:19
    Benim demekten gurur duyduğum ülke
  • 12:19 - 12:23
    genel bir kötüye gidiş içinde değildi
  • 12:23 - 12:28
    geleceğin herkes için karardığı
    İspanya veya Yunanistan'da olduğu gibi.
  • 12:30 - 12:35
    Amerika endüstrileşmiş
    ülkeler içinde aynı anda hem
  • 12:35 - 12:37
    en başarılı hem de
    en başarısız ülkedir.
  • 12:37 - 12:40
    Dünyanın en iyi şirketlerini kurarken
  • 12:40 - 12:43
    ayrıca rekor sayıda çocuk aç geziyor.
  • 12:43 - 12:47
    Büyük grupların yaşam beklentisinin
    düştüğü,
  • 12:47 - 12:51
    dünyanın en iyi hastanelerinin
    parlatıldığı.
  • 12:51 - 12:55
    Bugün hayat dolu bir genç
    bünye olan Amerika
  • 12:55 - 13:00
    bir tarafın hayatını berbat ederken
    endişe verici bir şekilde diğerlerinin
  • 13:01 - 13:04
    hayatını mükemmel hale getiren
    bir darbe aldı.
  • 13:05 - 13:12
    20 Temmuz 2011'de Raisuddin
    hıçkırıklar içinde
  • 13:12 - 13:14
    Stroman'ın hayatı için ifade verirken
  • 13:14 - 13:21
    Stroman çok sevdiği ülkesince
    ölüm iğnesiyle öldürüldü.
  • 13:21 - 13:25
    Saatler önce, Raisuddin hâlâ Stroman'ı
    kurtaracağını düşünürken,
  • 13:25 - 13:28
    iki adam ikinci defa konuşmak
    durumunda kaldı.
  • 13:28 - 13:32
    Telefon görüşmelerinden bir bölüm.
  • 13:32 - 13:37
    Raisuddin: "Mark, en şefkatli
    ve merhametli Tanrı'ya
  • 13:37 - 13:40
    dua ettiğimi bilmelisin.
  • 13:40 - 13:43
    Seni affettim ve senden nefret
    etmiyorum.
  • 13:43 - 13:46
    Senden hiç nefret etmedim."
  • 13:46 - 13:50
    Stroman: "Sen çok müstesna bir
    insansın.
  • 13:50 - 13:53
    Sana kalpten teşekkür ederim.
  • 13:53 - 13:54
    Seni seviyorum, kardeş."
  • 13:55 - 13:58
    Daha inanılmazı, infazdan sonra,
  • 13:59 - 14:04
    Raisuddin Stroman'ın en büyük kızı
  • 14:04 - 14:06
    eski bir mahkum ve bağımlı olan
    Amber'a ulaştı
  • 14:06 - 14:08
    ve yardım teklif etti.
  • 14:08 - 14:11
    O'na: "Babanı kaybetmiş olabilirsin,
  • 14:11 - 14:14
    ama bir amca kazandın." dedi.
  • 14:15 - 14:20
    O'nun da bir ikinci şansı olmasını
    istedi.
  • 14:20 - 14:24
    Şayet insalık tarihi bir yürüyüş olsaydı,
  • 14:26 - 14:32
    Amerika'nın geçişi ikinci şanslar için
    bir neondan mabet olurdu.
  • 14:32 - 14:38
    Ama, başka toprakların çocuklarına
    ikinci şanslar için cömert Amerika,
  • 14:38 - 14:43
    günümüzde kendi çocuklarına ilk
    şanslar için pinti davranıyor.
  • 14:44 - 14:49
    Amerika hâlâ Amerikalı olabilmesi
    için herkese göz kırpıyor.
  • 14:49 - 14:56
    Ama, her Amerikalının bir birey olaması
    açısından cazibesini yitiriyor.
  • 14:56 - 15:01
    Geçen on yılda, 7 milyon yabancı
    Amerikan vatandaşlığına hak kazandı.
  • 15:01 - 15:03
    Dikkate değer.
  • 15:03 - 15:07
    Bu arada, kaç Amerikalı
    orta sınıfta yer buldu?
  • 15:08 - 15:11
    Aslında, net olarak negatif.
  • 15:12 - 15:14
    Daha geriye gidin,
    sonuç daha da dikkat çekici:
  • 15:14 - 15:19
    60'lardan beri, orta sınıf
    %20 küçülmüş,
  • 15:19 - 15:23
    ana sebep insanların orta sınıftan
    düşüşü.
  • 15:23 - 15:26
    Ve ülke çapında benim gözlemlediğim
    sorunun
  • 15:26 - 15:29
    sadece eşitsizlikten daha korkunç olduğu.
  • 15:29 - 15:35
    Amerikan yaşamının birleştirici
    merkezinden bir dizi kopuş gözlemliyorum.
  • 15:35 - 15:38
    Yukarı doğru varlıklı bir yarılma,
    yukarı ve uzağa
  • 15:38 - 15:42
    eğitimlilerin elit yerleşimlerine,
    iş, para ve bağlantıların
  • 15:42 - 15:44
    küresel zeminine doğru
  • 15:44 - 15:48
    ve aşağıya doğru fakirleşen bir ayrılma,
    aşağıya ve dışarıya doğru
  • 15:48 - 15:51
    bağlantısız, çıkmaz hayatlara
  • 15:51 - 15:55
    talihli insanların nadiren gördüğü.
  • 15:55 - 16:00
    Ve %99'un içinde olduğunuzla
    kendinizi avutmayın.
  • 16:02 - 16:05
    Whole Foods'a yakın yaşıyorsanız,
  • 16:07 - 16:10
    ailenizden kimse orduda görevli değilse,
  • 16:10 - 16:14
    maaşınız saatlik değil de yıllık ise,
  • 16:15 - 16:19
    tanıdığınız bir çok insan
    üniversite mezunu ise,
  • 16:19 - 16:21
    tanıdığınız kimse metamfetamin
    kullanmıyorsa,
  • 16:21 - 16:23
    bir kere evlenmiş ve evliliğiniz
    sürüyorsa,
  • 16:23 - 16:28
    suç kaydı olan 65 milyon Amerikalıdan
    biri değilseniz,
  • 16:28 - 16:31
    bunlardan biri veya hepsi
    sizi tanımlıyorsa,
  • 16:31 - 16:34
    o zaman şu olasılıkları
    kabul edin; gerçekte
  • 16:34 - 16:37
    ne olup bittiğini bilmiyor
  • 16:37 - 16:40
    ve sorunun bir parçası olabilirsiniz.
  • 16:43 - 16:49
    Diğer nesiller kölelikten sonra
    yeni bir toplum inşa etmek,
  • 16:49 - 16:53
    depresyondan kurtulmak,
    faşizmi defetmek,
  • 16:53 - 16:56
    Mississippi'de özgürlük yürüşü
    yapmak zorunda kalmıştı.
  • 16:56 - 16:58
    Bence benim neslimin ahlaki
    olarak başa çıkması gereken
  • 16:58 - 17:01
    bu iki Amerikayı tekrar tanıştırmak,
  • 17:01 - 17:06
    bir kez daha ayrışma yerine
    birleşmeyi seçmektir.
  • 17:06 - 17:10
    Bu öyle vergi koyarak veya kaldırarak
    çözeceğimiz bir mesele değil.
  • 17:10 - 17:15
    Daha çok tweet atarak, daha hoş
    uygulamalar yaparak
  • 17:15 - 17:18
    veya bir tane daha el yapımı kahveci
    açarak çözülmeyecek.
  • 17:19 - 17:25
    Bu, gelişen Amerika'da hepimizden
    rica edilen ahlaki bir mücadele,
  • 17:25 - 17:29
    solan Amerika'yı sahiplenmemiz için.
  • 17:29 - 17:32
    Raisuddin'in yapmayı denediği gibi.
  • 17:32 - 17:35
    O'nun yaptığı gibi zorlu yolculuklara
    çıkabiliriz.
  • 17:35 - 17:38
    Ve oralarda, Baltimore'da,
    Oregon'da ve Appalachia'da
  • 17:38 - 17:41
    O'nun bulduğu gibi yeni amaçlar
    bulabiliriz.
  • 17:41 - 17:44
    Söz konusu diğer ülkenin içine dalabilir
  • 17:44 - 17:48
    umutları ve acılarıyla cesaretle
    yüzleşebilir
  • 17:48 - 17:55
    ve Raisuddin'in yaptığı gibi neler
    yapabileceğimizi sorabiliriz.
  • 17:55 - 17:56
    Ne yapabilirsin?
  • 17:58 - 18:00
    Ne yapabilirsin?
  • 18:00 - 18:02
    Ne yapabiliriz?
  • 18:02 - 18:07
    Nasıl daha merhametli bir ülke
    inşa edebiliriz?
  • 18:07 - 18:11
    Dünya'daki en büyük mucitleri olan bizler
  • 18:11 - 18:16
    sadece kendimizinkilere değil, Amerikanın
    sorunlarına da çözüm bulabiliriz.
  • 18:16 - 18:19
    Bizler, yazarlar ve gazeteciler,
    Amerika'nın hikayelerini yazabiliriz,
  • 18:19 - 18:23
    tam ortasındaki büroları kapatmak yerine.
  • 18:23 - 18:26
    Bizler Amerika'nın fikirlerini
    mali açıdan destekleyebiliriz
  • 18:26 - 18:29
    New York ve San Francisco'nun
    fikirlerinin yerine.
  • 18:29 - 18:32
    Steteskoplarımızı sırtlarına koyabiliriz,
  • 18:32 - 18:37
    öğretebilir, mahkemelere gidebilir,
    orada yaşayabilir, dua edebiliriz.
  • 18:38 - 18:42
    İnanıyorum ki bu bir neslin görevi.
  • 18:43 - 18:47
    Her iki yarısının tekrar
  • 18:47 - 18:52
    uzun adımlarla yürüme, toparlanma, bir
    araya gelme cüretini gösteren bir Amerika.
  • 18:54 - 19:00
    Yenilenen, yeniden dokunan
    Şanslar Cumhuriyeti
  • 19:00 - 19:04
    bizimle başlar.
  • 19:04 - 19:06
    Teşekkürler.
  • 19:06 - 19:11
    (Alkışlar)
Title:
İki Amerika'nın hikayesi. Ve çatıştıkları minimarket.
Speaker:
Anand Giridharadas
Description:

11 Eylül'den on gün sonra, Teksas'ta bir minimarkette yaşanan şok edici bir saldırı iki adamın hayatını mahvetti. Bu hayret verici konuşmada, "Gerçek Amerikalı" kitabının yazarı Anand Giridharadas, olayın sonrasında neler olduğunu anlatıyor. Kitap iki farklı Amerikan yaşamı hakkında ibretlik bir hikaye ve güçlü bir uzlaşma çağrısı.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
19:23

Turkish subtitles

Revisions