Return to Video

318 yıllık hologramdan aşkın bilim-kurgu tasavvuru

  • 0:06 - 0:07
    Size gerçek görünüyor muyum?
  • 0:08 - 0:09
    Umarım öyleyimdir.
  • 0:10 - 0:12
    Bunu görüp göremediğinize dair
    hiç bir fikrim yok,
  • 0:12 - 0:15
    ama ben, sadece önüme bakacağım ve
    sizin orada olduğunuzu umacağım.
  • 0:16 - 0:19
    Önümdeki kuma bir tane
    yarım daire çizdim
  • 0:19 - 0:22
    üstünden geçmiyorum ve sanki
    havada süzülür gibi görünüyorum.
  • 0:26 - 0:28
    Şimdi, ayakta duruyorum
  • 0:29 - 0:30
    açık bir havada
  • 0:30 - 0:32
    sahilde bir palmiye ağacının altında,
  • 0:34 - 0:37
    tam sahnenizin bir zamanlar
    olduğu yerde.
  • 0:38 - 0:40
    Sizinle 12 dakikam var.
  • 0:41 - 0:42
    Bir sınır koydum.
  • 0:43 - 0:44
    Eşim Navid, zamanında bana,
  • 0:44 - 0:48
    sonsuz ihtimal bir yaratıcının
    en kötü düşmanı demişti.
  • 0:48 - 0:51
    Örneğin, bu elbise: ondan, 23.yüzyıl
    Kahire'sinde
  • 0:52 - 0:55
    bir din adamının giyebileceği
    bir şeyler tasarlamasını istedim.
  • 0:55 - 0:58
    Fakat, bunu yapmak için sadece
    üç günümüz vardı,
  • 0:58 - 1:00
    ve elimizdeki tek kumaş
  • 1:00 - 1:02
    başka bir mukimin geride bıraktığı
    yatak kılıfıydı.
  • 1:02 - 1:06
    Ama yaptı ve harika oldu.
  • 1:07 - 1:09
    Ona baktı ve dedi ki,
  • 1:10 - 1:12
    "Kavramın delili --
    yaratım sınırlanmalı."
  • 1:16 - 1:18
    Yani bu 12 dakika içinde,
  • 1:19 - 1:22
    size en büyük
    keşfimi anlatacağım.
  • 1:25 - 1:28
    Tüm hayatım boyunca, sonsuz hayat,
    takıntım olmuştur,
  • 1:29 - 1:32
    bildiğim gibi, sizin de
    birçoğunuz için öyle.
  • 1:34 - 1:37
    Araştırmalarınızın meyve vereceğini
    bilmekten mutlu olabilirsiniz.
  • 1:38 - 1:40
    Ben 318 yaşındayım.
  • 1:41 - 1:45
    Ortalama yaşam süresi artık 432 yıl
  • 1:45 - 1:49
    ve işim, insan yaşamını
    süresiz olarak uzatmaktır.
  • 1:49 - 1:52
    Ve bir gün hoşnut olacağımız
  • 1:52 - 1:55
    bir noktaya ulaşacağımızı,
    asla sorgulamadım.
  • 1:57 - 1:59
    Ama zıttı sürekli oluyor:
  • 1:59 - 2:01
    daha uzun yaşadıkça,
    daha uzun yaşamak istiyoruz,
  • 2:01 - 2:03
    ölmeyi daha az istiyoruz.
  • 2:04 - 2:05
    Bizi kim suçlayabilir ki?
  • 2:06 - 2:09
    Kâinat öyle büyük ki.
  • 2:11 - 2:12
    Daha fazlasını göremeyeceğiz diye
    bir şey asla olmayacak.
  • 2:12 - 2:14
    Daha dün,
  • 2:14 - 2:17
    Avrupa'yı bir botla nasıl gezebileceğiniz
    ve gezegenin bir adasından
  • 2:17 - 2:19
    ötekisine nasıl yelken açabileceğinizle
    ilgili bir şeyler okuyordum
  • 2:19 - 2:22
    ve adaların bazılarında,
    kalıp gezebileceğiniz
  • 2:22 - 2:25
    Jüpiter'in gölgesi altında
    uyuyabileceğiniz kasabalar var.
  • 2:25 - 2:29
    Ve sonra, sadece bir tane
    şarkı yazarının oturup,
  • 2:29 - 2:31
    okyanusa mandolin çaldığı şu ada var.
  • 2:32 - 2:34
    Ve sonra, şimdi ve daha önce
    hiç kimsenin olmadığı
  • 2:34 - 2:36
    diğer yerler var
  • 2:36 - 2:40
    ve siz, daha önce hiç kimsenin
    ayak basmadığı toprağa
  • 2:40 - 2:42
    dokunmanın hazzına varıyorsunuz.
  • 2:43 - 2:46
    Sadece bunu yaparak
    400 yıl geçirebilirsiniz.
  • 2:52 - 2:54
    Şimdi Ay, kuzeydoğudan yükseliyor.
  • 2:55 - 2:57
    Çıplak gözlerle, üstündeki
    şehirleri görebiliyorum.
  • 2:57 - 2:59
    Sinir kümeleri gibi bağlılar:
  • 3:00 - 3:06
    Güney Kutbu'nda Mariapolis,
    Ekvator'da Ramachandran.
  • 3:07 - 3:10
    Ve Huzur Denizinde ise yeni Tahran.
  • 3:12 - 3:14
    Burası Navid'le tanıştığımız yer.
  • 3:14 - 3:16
    İkimizde şehirde sanatçıydık.
  • 3:18 - 3:19
    Tanıştığımız gün,
    Azadi meydanında
  • 3:19 - 3:21
    birbirimizin yanından geçiyorduk
  • 3:21 - 3:22
    ve omuzlarımız çarpıştı.
  • 3:23 - 3:24
    Ve özür dilemek için döndüm
  • 3:24 - 3:29
    ve o, daha selam vermeden
    ya da kendini tanıtmadan,
  • 3:29 - 3:32
    dedi ki, "Madem öyle, neden sadece
    birbirimizin içinden geçmedik ki?"
  • 3:34 - 3:38
    Ve ilk düşündüğüm şey,
    "Sen de kimsin?"
  • 3:38 - 3:40
    Fakat sonra, bu soru beni rahatsız etti,
  • 3:40 - 3:42
    çünkü cevabı gayet netti.
  • 3:43 - 3:45
    Dedim ki, "Birbirimizin içinden geçmedik
  • 3:45 - 3:48
    çünkü temel parçacıkların kütlesi var
  • 3:48 - 3:50
    ve temel parçacıklar arasındaki boşluk
  • 3:50 - 3:53
    kütle özelliklerine de sahip
    bağlanım enerji ile dolu
  • 3:53 - 3:56
    ve biz bunu 800 yıldır biliyoruz."
  • 3:58 - 4:00
    Büyük ihtimalle, yabancılarla dalaşmayı
  • 4:00 - 4:02
    sevdiği ruh hallerinden
    birisi içindeydi.
  • 4:02 - 4:04
    Ya da sadece, benle flört ediyordu,
  • 4:04 - 4:07
    çünkü bana bakıp,
    "böyle söyleyeceğini biliyordum.
  • 4:09 - 4:10
    Derin düşünüyorsun." dedi.
  • 4:10 - 4:11
    Ve sonra kemerini çıkarttı,
  • 4:11 - 4:15
    şimdi takıyor olduğum bu kemeri
  • 4:16 - 4:18
    ve dedi ki,
  • 4:21 - 4:24
    "Kainat, parçacıkların kütlesi
    olacak şekilde inşa ediliyor.
  • 4:27 - 4:28
    Bu temel kısıtlama olmazsa,
  • 4:28 - 4:32
    birbirimizin içinden ışık hızıyla geçer
  • 4:32 - 4:34
    ve bundan haberimiz
    bile olmazdı."
  • 4:36 - 4:38
    Ve böylece ilişkimiz başladı.
  • 4:46 - 4:48
    Navid'le benim
  • 4:49 - 4:52
    konuşacak şeylerimiz hiç bitmezdi.
  • 4:53 - 4:54
    Hem de hiç.
  • 4:55 - 4:56
    Bu inanılmaz bir şeydi.
  • 4:56 - 5:01
    Sanki, ikimizde birlikte dağlardan
    yukarı tırmanan kahramanlar gibiydik
  • 5:01 - 5:03
    ve yeni manzaralara varıp durduk
  • 5:03 - 5:06
    ve bu mükemmel kelimeler kümesi
  • 5:06 - 5:08
    bunları tasvir etmek için
    ağzımızdan çıkıverirdi.
  • 5:08 - 5:10
    Ve bunu yapar yapmaz
    hemen unutur
  • 5:10 - 5:14
    ve omzumuzdan silkeler, bir sonraki
    şeye geçer ve devam ederdik.
  • 5:14 - 5:18
    Bir keresinde, Navid, sohbetlerimizin
    ekmek yapmak gibi olduğunu söyledi,
  • 5:18 - 5:21
    sanki her defasında biraz
    daha fazla un katıyor
  • 5:21 - 5:23
    biraz daha fazla
    su ekliyorduk,
  • 5:23 - 5:25
    içine kıvırıp,
    ters yüz ediyor,
  • 5:25 - 5:28
    ve bir türlü pişiremiyorduk.
  • 5:33 - 5:36
    Benim takıntım sonsuz hayat ise,
    Navid'inki de dokunmaktır.
  • 5:39 - 5:41
    Bunun için eşsiz bir yeteneği var.
  • 5:42 - 5:43
    Bütün işi bununla alakalı.
  • 5:45 - 5:48
    Vücudum onun için bir tuval gibiydi
  • 5:48 - 5:52
    ve parmağını yüzümden aşağı
    öyle yavaş indirirdi ki
  • 5:52 - 5:54
    hareket ettiğini bile hissetmezdim.
  • 5:54 - 5:57
    Ve onun, kendi vücudumla onunkini
  • 5:57 - 6:01
    ayırt edemediğim o ana takıntısı vardı.
  • 6:04 - 6:07
    Ya da boylu boyuna uzanıp,
    omuzunu omuzuma sokuşturdu
  • 6:07 - 6:10
    ve "Pilar, bu neden bu kadar
    güzel hissettiriyor?" derdi.
  • 6:11 - 6:13
    Ben de, "Bilmem!" diyordum.
  • 6:16 - 6:20
    Ve onun, bu şakacı soruları için hep
    şakacı cevapları olurdu,
  • 6:21 - 6:24
    fakat şimdi benim hatırladığım cevabı,
  • 6:25 - 6:27
    "İyi hissettiriyor
  • 6:27 - 6:29
    çünkü kâinat sınırlarını seçti
  • 6:29 - 6:31
    ve biz onun sanatıyız."
  • 6:42 - 6:45
    Geleceğin neye benzeyeceğini ve
    gerçekte neye dönüştüğünü
  • 6:45 - 6:46
    düşünmek hep komik olmuştur.
  • 6:48 - 6:51
    Sizin zamanınızda, bilim adamları,
    insanların kendilerini dondurup
  • 6:51 - 6:53
    gelecekte uyanacaklarını
    sanıyorlardı.
  • 6:54 - 6:56
    Evet uyandılar -- ama sonra öldüler.
  • 6:59 - 7:03
    Sizin zamanınızda bilim adamları
    insanların organlarını değiştirip
  • 7:03 - 7:06
    hayatlarını yüzlerce yıl
    uzatacaklarını düşünüyorlardı.
  • 7:06 - 7:08
    Ve yaptılar da,
  • 7:08 - 7:10
    ama sonunda, yine de öldüler.
  • 7:11 - 7:15
    Sizin zamanınızda, yeryüzü insanların
    yaşadığı tek yerdi.
  • 7:18 - 7:21
    Benim zamanımda, yeryüzü insanların
    ölmeye geldiği bir yer.
  • 7:26 - 7:29
    Ve Navid işaretleri
    göstermeye başladığında,
  • 7:29 - 7:32
    arkadaşlarımız, herkesin yapacağı
    şeyi yapacağımı tahmin etmişlerdi,
  • 7:32 - 7:34
    yani ona hoşçakal deyip
    onu yeryüzüne göndermeyi,
  • 7:35 - 7:38
    böylece hiçbirimiz ona bakmak
    zorunda kalmayacaktık
  • 7:38 - 7:41
    ya da onun etrafında olmak
    veya onu düşünmek, onun ...
  • 7:42 - 7:44
    yaşamını sürdüremeyişini.
  • 7:49 - 7:50
    Her şeyden çok,
  • 7:50 - 7:53
    onlar, onun fiziksel vücudunun
    yakınlarında olmak istemediler.
  • 7:53 - 7:56
    Vücudundan "düşüş" olarak bahsediyorlardı,
  • 7:57 - 7:59
    buna karşın, o vücuduna
    hayranlık duyuyordu,
  • 7:59 - 8:01
    vücudunun geçirdiği değişikliklere
  • 8:01 - 8:05
    ve onun isteğinin dışında, gün be gün
    doğasının kurallarına uymasına.
  • 8:08 - 8:10
    Navid'i yeryüzüne gönderdim.
  • 8:12 - 8:13
    Fakat ben de onunla gittim.
  • 8:15 - 8:18
    Bir arkadaşımızın,
    ayrılmadan hemen önce bize,
  • 8:18 - 8:20
    "Bunun küstahça
    olduğunu düşünüyorum,
  • 8:21 - 8:24
    sanki kurallar sizin için geçerli değil,
    sanki aşkınız o kadar özelmiş gibi."
  • 8:24 - 8:27
    dediğini hatırlıyorum.
  • 8:27 - 8:29
    Ama öyleydi.
  • 8:32 - 8:34
    Ve işte burada
    yeryüzünde bile,
  • 8:34 - 8:37
    hayatı nasıl uzatacağımla ilgili çalıştım.
  • 8:37 - 8:38
    Sonra aklıma başka
  • 8:38 - 8:40
    bir cevabın olabileceği geldi.
  • 8:40 - 8:43
    Navid'in bana, o gün Azadi
    Meydanı'nda söylediği,
  • 8:43 - 8:45
    o şeye aklım gidiyordu,
  • 8:45 - 8:47
    o temel kısıtlama olmasaydı --
  • 8:47 - 8:50
    kütleyi maddeye heba eden
    bir kâinat olmasaydı --
  • 8:50 - 8:51
    biz var olmazdık.
  • 8:53 - 8:55
    Bu tek kural.
  • 8:55 - 8:59
    Diğer kural, bütün kütle
    entropiye mahkumdur.
  • 9:00 - 9:03
    Ve kütle olmadan, bu kâinatta
    olmanın hiç bir yolu yok.
  • 9:03 - 9:04
    Biliyorum. Her şeyi denedim.
  • 9:04 - 9:09
    Higgs alanının değiştirildiği
    bir foton kutusu yaratmayı denedim.
  • 9:09 - 9:13
    Vücudumdaki, bütün atom altı
    hareketleri kaydedip,
  • 9:13 - 9:16
    onları kapalı bir döngüde
    yeniden oynatmayı denedim.
  • 9:16 - 9:17
    Hiçbiri işe yaramadı.
  • 9:21 - 9:27
    Fakat, son metodum, içinde zamanın
    süresiz yavaşladığı,
  • 9:27 - 9:31
    bir vücudun sınırlarıyla, bir
    sarmal boyutu yaratmaktı,
  • 9:33 - 9:36
    ama yansıması, normal
    akıyormuş gibi görünecekti.
  • 9:37 - 9:41
    Bu vücut bizim kainatımızda
    bir hologram olarak görünecekti
  • 9:43 - 9:45
    burada ama burada değil.
  • 9:49 - 9:51
    Bu yaptığımı farkettiğimde,
  • 9:52 - 9:54
    odasına koştum,
  • 9:54 - 9:56
    başarımı anlatmak için
    o kadar mutluydum ki,
  • 9:57 - 10:00
    nerdeyse normal şekilde uzaydan
    geçip bütün gözlere girmeyi
  • 10:00 - 10:02
    hatta kendiminkine bile
  • 10:04 - 10:06
    ve yanına uzanmaya gittim
  • 10:07 - 10:10
    ve unutmuşum, onun içine düştüm.
  • 10:16 - 10:18
    Sonsuz hayatın bir yolunu bulmuştum
  • 10:20 - 10:23
    ve bunu, Navid'in en sevdiği tek
    şey pahasına yaptım,
  • 10:23 - 10:26
    yani dokunmak ve dokunulmak.
  • 10:30 - 10:31
    Ve beni dışarı attı.
  • 10:36 - 10:38
    Yine de izlemek zorundaydım.
  • 10:40 - 10:41
    İnsanlar artık 400 yıl yaşıyor,
  • 10:42 - 10:43
    ve hala ölüyoruz.
  • 10:43 - 10:45
    Ve ölüm geldiğinde,
  • 10:46 - 10:50
    hala onları yatak örtülerinde yakalıyor
  • 10:52 - 10:56
    ve kolları şişip kararıyor
    ve içleri morarıyor
  • 10:56 - 11:00
    ve nefesleri git gide,
    git gide yavaşlıyor,
  • 11:00 - 11:02
    sanki uykuya dalıyorlarmış gibi.
  • 11:10 - 11:11
    Her zaman, hayata anlam
  • 11:12 - 11:14
    katan şeyin macera olduğunu düşünürdüm.
  • 11:15 - 11:18
    Ve ölüm, çözümünü
  • 11:18 - 11:20
    henüz bulamadığımız bir problem.
  • 11:25 - 11:28
    Fakat, belki de, sırf bittiği için,
    hayatın bir anlamı var.
  • 11:28 - 11:30
    Belki de paradoks bu:
  • 11:30 - 11:33
    Sınırlar sınırlamıyor,
    mükemmel özgürlüğe izin veriyor.
  • 11:39 - 11:40
    (İç çekiyor)
  • 11:46 - 11:48
    Bu sabah burada bir fırtına vardı.
  • 11:48 - 11:50
    Gece için başka bir hava
    tahmini var
  • 11:50 - 11:52
    ama şimdilik, hava açık.
  • 11:53 - 11:54
    Burada rüzgarı
    hissedemiyorum
  • 11:54 - 11:55
    ama az önce yanımdan
    geçen bakıcılardan
  • 11:55 - 11:58
    birine havanın nasıl olduğunu sordum
  • 11:58 - 12:01
    ve o da, ılık olduğunu söyledi,
    sanki erimiş tereyağı gibi.
  • 12:03 - 12:05
    Eşime layık bir cevap.
  • 12:11 - 12:13
    Bir şekilde bedenime geri dönmeliyim.
  • 12:17 - 12:21
    O zamana dek, hiç ara vermeyeceğim
    sizin bana verdiğiniz ara hariç.
Title:
318 yıllık hologramdan aşkın bilim-kurgu tasavvuru
Speaker:
Monica Byrne
Description:

Bilim kurgu yazarı Monica Byrne, ırkçı, sosyal ve cinsi basmakalıplarımıza meydan okuyan karakterlerle dolu zengin dünyalar yaratmaktadır. Bu sunumda, Bryne, Pilar adında bir hologram olarak görünmekte ve bize insanların kâinatı kolonileştirdiği yakın bir gelecekten bir aşk ve kayıp hikayesi aktarmaktadır. "Geleceğin neye benzeyeceğini ve gerçekte nasıl olduğunu düşünmek hep komik olmuştur" diyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
12:38

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions