Return to Video

Gerçeğe dönüşen kurgu nasıl yazılır - Nalo Hopkinson

  • 0:08 - 0:12
    Kurguyu, birçok nedenle okuyoruz.
  • 0:12 - 0:13
    Eğlenmek için,
  • 0:13 - 0:15
    kimin yarattığını öğrenmek için,
  • 0:15 - 0:18
    ilginç, yeni gezegenlere gitmek için,
  • 0:18 - 0:19
    korkmak için,
  • 0:19 - 0:20
    gülmek için,
  • 0:20 - 0:21
    ağlamak için,
  • 0:21 - 0:22
    düşünmek için,
  • 0:22 - 0:23
    hissetmek için,
  • 0:23 - 0:28
    bir anlığına nerede olduğumuzu
    unutarak kendimizi kaptırmak için.
  • 0:28 - 0:31
    Peki, kurgu yazmaya ne dersiniz?
  • 0:31 - 0:34
    Okuyucuları hikâyelerinize
    nasıl çekersiniz?
  • 0:34 - 0:36
    Heyecan verici bir plan mı? Belki.
  • 0:36 - 0:39
    Büyüleyici karakterler mi? Muhtemelen.
  • 0:39 - 0:43
    Güzel bir dil mi? Bir ihtimal.
  • 0:43 - 0:48
    "Billie'nin bacakları erişte.
    Saçlarının uçları ise zehirli iğne.
  • 0:48 - 0:53
    Dili kıllı bir sünger
    ve gözleri ise çamaşır suyu dolu."
  • 0:53 - 0:58
    Bu tanım size de Billie
    kadar bulantılı hissettirmedi mi?
  • 0:58 - 1:01
    Billie'nin bacaklarının
    aslında erişte olmadığını anlıyoruz.
  • 1:01 - 1:04
    Billie'ye, pişmiş erişte
    kadar gevşek hissettiriyorlar.
  • 1:04 - 1:07
    Bu bir ima kıyaslaması, bir metafor.
  • 1:07 - 1:10
    Peki, neden bu şekilde yazmayalım ki?
  • 1:10 - 1:13
    "Billie kusmak üzere ve zayıf hissediyor."
  • 1:13 - 1:18
    İkinci tanım muhtemelen
    birinci tanım kadar güçlü gelmiyor.
  • 1:18 - 1:21
    Kurgunun amacı, bir büyü yapmaktır,
  • 1:21 - 1:26
    hikâyenin dünyasında yaşadığınıza
    dair anlık bir illüzyon yaratmaktır.
  • 1:26 - 1:28
    Kurgu duyulara bağlanır,
  • 1:28 - 1:31
    karakterlerin yaşadığı deneyimleri
  • 1:31 - 1:34
    zihinsel olarak güçlü
    şekilde hayal etmenizi sağlar.
  • 1:34 - 1:37
    Sahne ve ekran, bazı
    duyularımızla doğrudan etkileşime geçer.
  • 1:37 - 1:42
    Karakterlerin ve ortamın
    etkileşimini görür ve duyarız.
  • 1:42 - 1:43
    Fakat düzyazı kurgusunda,
  • 1:43 - 1:48
    çelişen bir arka plan üzerinde
    yalnızca sabit sembolleriniz vardır.
  • 1:48 - 1:52
    Hikâyeyi gerçekçi olarak,
    dokunulmaz bir dille tanımlarsanız,
  • 1:52 - 1:54
    büyü zayıf bir hâl alabilir.
  • 1:54 - 1:58
    Okuyucunuz kelime
    oyunlarının ardına geçemeyebilir.
  • 1:58 - 2:00
    Billie'nin ne hissettiğini anlayacaktır,
  • 2:00 - 2:04
    fakat Billie'nin
    hissettiğini hissetmeyecektir.
  • 2:04 - 2:07
    Okuyor olacak, fakat
    hikâyenin dünyasına giremeyecek ve
  • 2:07 - 2:13
    Billie'nin hayatındaki gerçekleri
    eş zamanlı olarak keşfedemeyecektir.
  • 2:13 - 2:16
    Kurgu, duyularımızla oynar:
  • 2:16 - 2:17
    Tat,
  • 2:17 - 2:18
    koku,
  • 2:18 - 2:19
    dokunma,
  • 2:19 - 2:20
    duyma,
  • 2:20 - 2:21
    görüş
  • 2:21 - 2:23
    ve hareket duyusu.
  • 2:23 - 2:29
    Aynı zamanda soyutlama ve karmaşık
    bağlantılar kurma kabiliyetimizle oynar.
  • 2:29 - 2:31
    Şu cümleye bir bakın.
  • 2:31 - 2:33
    "Dünya hayalet sessizliğindeydi,
  • 2:33 - 2:38
    yelken çatırtıları ve suyun
    tekneye karşı mırıldanması hariç."
  • 2:38 - 2:41
    "Sessiz", "çatırtı"
    ve "mırıldanma" kelimeleri,
  • 2:41 - 2:43
    duyma duyumuzla bağlantılı.
  • 2:43 - 2:47
    Buckell'in genel kelime
    sesini kullanmadığına da dikkat edin.
  • 2:47 - 2:53
    Seçtiği her kelime, belirli
    bir ses özelliği uyandırıyor.
  • 2:53 - 2:56
    Sonra, bir resme kıvam vermek için
  • 2:56 - 2:59
    çeşitli boyalar kullanan bir sanatçı gibi,
  • 2:59 - 3:04
    o da başka bir katman,
    hareket, "yelken çatırtıları" ve
  • 3:04 - 3:08
    dokunuş, "suyun tekneye
    karşı mırıldanmasını" ekliyor.
  • 3:08 - 3:11
    Son olarak, sessiz
    kelimesini hayalet ile birleştirerek
  • 3:11 - 3:15
    soyut bir bağlantı sağlıyor.
  • 3:15 - 3:17
    Okuyucu ve tecrübe arasına
  • 3:17 - 3:19
    uzaklaştırıcı bir benzetme katmanı koyan
  • 3:19 - 3:21
    "hayalet gibi sessizdi" değil.
  • 3:21 - 3:26
    Buckell bunun yerine
    imalı bir karşılaştırma yapmak için
  • 3:26 - 3:29
    "hayalet sessizliği" metaforunu yaratıyor.
  • 3:29 - 3:32
    Yazarlara daima
    klişelerden uzak durmaları söylenir,
  • 3:32 - 3:36
    çünkü okuyucu için sık kullanılan
    bir imge, çok az bağlantı sağlayacaktır,
  • 3:36 - 3:38
    tıpkı "gül gibi kırmızı" gibi.
  • 3:38 - 3:39
    Şunu verin,
  • 3:39 - 3:42
    "Aşk... sahilde başlamıştı.
  • 3:42 - 3:47
    Jacob, Anette'i vişne kompostosu
    elbisesi içinde gördüğü gün başladı",
  • 3:47 - 3:50
    ve beyinleri derhal
    vişne kompostosu elbisesinin
  • 3:50 - 3:53
    ne olduğunu düşünme
    göreviyle uğraşmaya başlayacaktır.
  • 3:53 - 3:57
    Kendilerini birden sahilde
    âşık olmak üzereyken bulacaklar.
  • 3:57 - 4:01
    Hem içgüdüsel, hem de kavramsal
    bir düzeyde hikâyeyi tecrübe ederek,
  • 4:01 - 4:04
    dinamik bir duyu
    dünyasının yarattığı hayali
  • 4:04 - 4:08
    oyun yolculuğunun
    yarısında, yazarla tanışacaklar.
  • 4:08 - 4:11
    Yani yazarken
    sesi, görüşü, tadı, dokunuşu
  • 4:11 - 4:16
    ve hareketi bağdaştırmak
    için, kelimelerinizi iyi seçin.
  • 4:16 - 4:21
    Daha sonra hikâyenizin
    parçalarından, beklenmedik ifadeler
  • 4:21 - 4:25
    yaratın ki, okuyucunuzun
    hayal gücü parıldasın.
Title:
Gerçeğe dönüşen kurgu nasıl yazılır - Nalo Hopkinson
Description:

Dersin tamamı için: http://ed.ted.com/lessons/how-to-write-fiction-that-comes-alive-nalo-hopkinson

Kurgunun amacı büyü yapmaktır, hikâyenin dünyasında yaşadığınıza dair anlık bir illüzyon sağlamaktır. Fakat bir yazar olarak, okuyucunuzu hikâyenize bu şekilde nasıl çekersiniz? Nalo Hopkinson, gerçeğe dönüşen kurgu yazabilmeniz için dili nasıl kullanmanız gerektiğine dair birkaç ipucu paylaşıyor.

Dersi veren Nalo Hopkinson, animasyonu yapan Enjoyanimation.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TED-Ed
Duration:
04:42

Turkish subtitles

Revisions