Return to Video

Sınırları olmayan bir Avrupa demokrasisi hayal edin

  • 0:01 - 0:03
    Bu daha önce yaptıklarıma benzer
  • 0:03 - 0:06
    bir konuşma olmayacak.
  • 0:06 - 0:09
    Bugün size küresel siyasette
  • 0:09 - 0:14
    ve küreselleşen ekonomimizde
  • 0:14 - 0:17
    başarısız liderlikten bahsedeceğim.
  • 0:17 - 0:24
    Ve İyi hissettiren hazır çözümlerden sunmayacağım.
  • 0:24 - 0:27
    Ama sonunda sizi; yeniden düşünmeniz,
  • 0:27 - 0:32
    risk almanız ve demokrasinin küresel evrimi olarak
  • 0:32 - 0:36
    gördüğüm şeye dahil olmanız için
  • 0:36 - 0:38
    teşvik edeceğim.
  • 0:38 - 0:41
    Başarısız liderlik.
  • 0:41 - 0:43
    Günümüzde başarısız liderlik nedir?
  • 0:43 - 0:47
    Demokrasilerimiz neden çalışmamaktadır?
  • 0:47 - 0:49
    Ben başarısız liderliğin, sizi sürecin dışına itmemizden
  • 0:49 - 0:54
    kaynaklandığını düşünüyorum.
  • 0:54 - 0:57
    Bundan dolayı, şahsi tecrübelerimden yola çıkarak,
  • 0:57 - 1:01
    size bir bakış açısı sunayım; siz de bir an düşünüp,
  • 1:01 - 1:04
    bugünün zorluklarıyla başa çıkmanın neden bu kadar
  • 1:04 - 1:06
    zor olduğunu ve siyasetin neden kör bir vadiye doğru gittiğini
  • 1:06 - 1:10
    belki anlarsınız.
  • 1:10 - 1:13
    En başından başlayalım.
  • 1:13 - 1:16
    Demokrasiden başlayalım.
  • 1:16 - 1:18
    Antik Yunan'a dönüp baktığınızda,
  • 1:18 - 1:22
    birlikte kendi kaderimizin efendisi
  • 1:22 - 1:26
    olma, inceleyebilme, öğrenebilme,
  • 1:26 - 1:30
    hayal kurama ve sonrasında
  • 1:30 - 1:33
    daha iyi bir hayat tasarlama potansiyeli
  • 1:33 - 1:36
    bir aydınlanma ve keşifti.
  • 1:36 - 1:41
    Demokrasi de bu özgürlüğü koruyan
  • 1:41 - 1:44
    siyasi yenilikti.
  • 1:44 - 1:49
    Çünkü, kendi fikirlerimiz
  • 1:49 - 1:51
    başrolü oynayabilsin diye
  • 1:51 - 1:53
    gerek despotların gerekse dogmaların
  • 1:53 - 1:58
    korkusundan uzaktık.
  • 1:58 - 2:01
    Demokrasi; gerek zorba hükümdarların, gerekse
  • 2:01 - 2:04
    yüce rahiplerin güçlerini ve güç ve zenginliklerini artırma yönündeki
  • 2:04 - 2:07
    doğal eğilimlerini
  • 2:07 - 2:12
    kısıtlamamıza imkan sağlayan siyasi yenilikti.
  • 2:12 - 2:13
    Bunu ilk defa 14 yaşındayken
  • 2:13 - 2:16
    anlamaya başlamıştım.
  • 2:16 - 2:18
    Ev ödevlerinden kaçıp,
  • 2:18 - 2:23
    oturma odasına inmeye, annem ve babam arkadaşlarıyla
  • 2:23 - 2:25
    sıcak tartışmalar yaparken dinlemeye çalışırdım.
  • 2:25 - 2:27
    O zaman Yunanistan
  • 2:27 - 2:31
    ülkeyi boğan güçlü bir kurumun
  • 2:31 - 2:33
    kontrolü altındaydı.
  • 2:33 - 2:36
    Babam, yeniden bir Yunanistan hayal eden,
  • 2:36 - 2:38
    özgürlüğün hakim olduğu ve belki de
  • 2:38 - 2:41
    halkın, vatandaşların esasen kendi ülkelerini yönetebilecekleri
  • 2:41 - 2:45
    bir Yunanistan'ın hayalini kuran ve umut vadeden bir hareketin başındaydı.
  • 2:45 - 2:47
    Mitinglerinin çoğunda ona katılırdım.
  • 2:47 - 2:49
    Bu fotoğrafta hemen yanında beni görebilirsiniz.
  • 2:49 - 2:51
    Hemen yanında, genç olan benim.
  • 2:51 - 2:54
    Orada saçlarımı farklı şekilde ayırdığım için
  • 2:54 - 2:57
    belki beni tanıyamayabilirsiniz.
  • 2:57 - 2:58
    (Kahkaha)
  • 2:58 - 3:03
    1967'de seçimler yaklaşıyordu ve
  • 3:03 - 3:04
    mitinglerde her şey çok iyi gidiyordu.
  • 3:04 - 3:06
    Evde çok heyecanlıydı.
  • 3:06 - 3:09
    Yunanistan'da ilerleyen dönemde
  • 3:09 - 3:13
    büyük bir değişim olacağını gerçekten sezebiliyorduk.
  • 3:13 - 3:18
    Sonra bir gece, askeri kamyonlar bizim evin önüne park etti.
  • 3:18 - 3:20
    Askerler kapıları çarparak girdi.
  • 3:20 - 3:24
    Üst kattaki terasta beni buldular.
  • 3:24 - 3:26
    Makineli tüfekle bir çavuş bana gedi,
  • 3:26 - 3:28
    kafama silahı dayadı ve
  • 3:28 - 3:33
    "Babanın nerede olduğunu söyle, yoksa öldürürüm." dedi.
  • 3:33 - 3:37
    Yakın bir yerde saklanan babam ortaya çıktı ve
  • 3:37 - 3:41
    özetle hapse alındı.
  • 3:41 - 3:45
    Biz hayatta kaldık, ama demokrasi öldü.
  • 3:45 - 3:47
    Zalim diktatörlüğün hüküm sürdüğü yedi yıl
  • 3:47 - 3:51
    boyunca sürgündeydik.
  • 3:51 - 3:53
    Günümüzde demokrasilerimiz
  • 3:53 - 3:55
    kritik bir durumla yüz yüze.
  • 3:55 - 3:57
    Size bir hikaye anlatayım.
  • 3:57 - 4:00
    Pazar akşamı,
  • 4:00 - 4:03
    Nisan 2010'da, Brüksel'de.
  • 4:03 - 4:06
    Avrupa Birliği'nden meslektaşlarımla oturuyorum.
  • 4:06 - 4:10
    Daha yeni başbakan seçilmişim,
  • 4:10 - 4:13
    ama bütçe açığımızın bir kaç gün önce
  • 4:13 - 4:17
    seçimlerden evvel önceki hükümet tarafından
  • 4:17 - 4:20
    resmen açıklandığı gibi açıklandığı gibi yüzde 6 değil de
  • 4:20 - 4:23
    aslında yüzde 15.6 olduğunu açıklamak gibi meşum bir
  • 4:23 - 4:28
    imtiyaza sahiptim.
  • 4:28 - 4:31
    Ancak bütçe açığı Yunanistan'ın yüz yüze olduğu
  • 4:31 - 4:33
    çok daha derin sorunların sadece emaresiydi.
  • 4:33 - 4:37
    Ben de aslında bu sorunları bertaraf etmek için
  • 4:37 - 4:38
    görevli, vekil olarak seçilmiştim.
  • 4:38 - 4:41
    Gerek şeffaflık ve yönetimde
  • 4:41 - 4:43
    hesap verilebilirlik eksikliği,
  • 4:43 - 4:46
    gerekse küresel vergi kaçırma sisteminin de
  • 4:46 - 4:50
    etkisiyle, güçlüyü vergi kaçırma gibi
  • 4:50 - 4:55
    bir çok şekilde destekleyen müşteri tabanlı devlet anlayışı ve
  • 4:55 - 4:58
    kişisel menfaatlerin girdabına yakalanmış siyaset ve medya.
  • 4:58 - 5:01
    Ancak seçimle bize verilen görevlere rağmen,
  • 5:01 - 5:05
    piyasalar bize pek de güvenmedi.
  • 5:05 - 5:07
    Borçlanma maliyetlerimiz aldı başını gitti ve
  • 5:07 - 5:10
    görevi yerine getirememekle yüz yüzeydik.
  • 5:10 - 5:14
    Piyasaları sakinleştirip gerekli reformları yapmak için
  • 5:14 - 5:18
    bize zaman kazandıracak ortak bir Avrupa tepkisini
  • 5:18 - 5:21
    mevzu etmek üzere Brüksel'e
  • 5:21 - 5:24
    göreve gittim.
  • 5:24 - 5:27
    Ama zamanımız olmadı.
  • 5:27 - 5:30
    Kendinizi Brüksel'de bir masanın etrafında hayal edin.
  • 5:30 - 5:33
    Müzakereler çetin, sinirler gergin,
  • 5:33 - 5:36
    ilerleme yavaş, sonra ikiye on kala
  • 5:36 - 5:37
    başbakanlardan biri bağırıyor,
  • 5:37 - 5:40
    "10 dakika içinde bitirmemiz lazım."
  • 5:40 - 5:42
    "Neden? Bunlar önemli kararlar.
  • 5:42 - 5:45
    Uzun uzadıya tartışalım." dedim.
  • 5:45 - 5:48
    Başka bir başbakan içeri girdi ve
  • 5:48 - 5:51
    "Hayır, şimdi bir mutabakat sağlamamız gerekiyor,
  • 5:51 - 5:53
    çünkü 10 dakika içinde
  • 5:53 - 5:57
    Japonya'da piyasalar mesaiye başlıyor,
  • 5:57 - 6:01
    küresel ekonomide yıkım olur." dedi.
  • 6:01 - 6:05
    O on dakika içinde hızlıca bir karara vardık.
  • 6:05 - 6:07
    Hepimizin başına silahı dayayan bu kez
  • 6:07 - 6:14
    ordu değil de piyasalardı.
  • 6:14 - 6:18
    Sonrasında, genelde krizde hiç bir suçu
  • 6:18 - 6:22
    olmayanlara kemer sıkma politikalarını ve kesintileri dayatarak
  • 6:22 - 6:25
    vatandaşlarıma olduğu kadar bana da acı gelen, hayatımın
  • 6:25 - 6:28
    en zor kararlarını vermek zorunluluğuyla karşı karşıya kaldım.
  • 6:28 - 6:31
    Bu fedakarlıklarla, Yunanistan iflasın,
  • 6:31 - 6:35
    AB'de çöküşün eşiğinden döndü.
  • 6:35 - 6:37
    Avro krizini, evet, Yunanistan tetikledi ve
  • 6:37 - 6:40
    bazı insanlar bununla beni suçluyor.
  • 6:40 - 6:43
    Ama bence bir çok insan Yunanistan'ın
  • 6:43 - 6:46
    euro bölgesindeki çok daha derin yapısal sorunların,
  • 6:46 - 6:49
    daha geniş küresel ekonomik sistemdeki zaafiyetlerin ve
  • 6:49 - 6:54
    demokrasilerimizdeki zaafiyetlerin
  • 6:54 - 6:56
    bir belirtisi olduğunda ittifak edecektir.
  • 6:56 - 7:01
    Bizim demokrasilerimiz başarısızlığa uğrayamayacak kadar büyük,
  • 7:01 - 7:04
    veya daha doğrusu, kontrol edilemeyecek kadar büyük sistemlerin kıskacındadır.
  • 7:04 - 7:06
    Bizim demokrasilerimizi; küresel ekonomide
  • 7:06 - 7:10
    kanunlardan, vergilerden, çevre ve çalışma standartlarından
  • 7:10 - 7:13
    kaçabilen oyuncular zayıflatıyor.
  • 7:13 - 7:16
    Bizim demokrasilerimizin kuyusunu;
  • 7:16 - 7:18
    artan eşitsizlik, güç ve zenginliğin
  • 7:18 - 7:22
    giderek bir elde toplanması, lobiler, yozlaşma ve
  • 7:22 - 7:26
    piyasaların hızı kazdı.
  • 7:26 - 7:30
    Yahut, bazen beklemede olan felaket korkusu
  • 7:30 - 7:33
    demokrasilerimizi zayıflattı.
  • 7:33 - 7:36
    Tabi aynı zamanda hayal kurup çözüm üretme potansiyelini
  • 7:36 - 7:40
    yani sizin potansiyelinizi kullanma
  • 7:40 - 7:42
    kapasitemizi de zayıflattı.
  • 7:42 - 7:45
    Gördüğünüz gibi Yunanistan hepimizin
  • 7:45 - 7:47
    kaderinin sadece bir önizlemesiydi.
  • 7:47 - 7:49
    Ben, gayet iyimser bir halde, bu krizin
  • 7:49 - 7:53
    Yunanistan, Avrupa ve dünya adına kurumlarımızda
  • 7:53 - 7:57
    köklü demokratik dönüşümler yapmak için bir fırsat
  • 7:57 - 7:59
    olmasını ummuştum.
  • 7:59 - 8:03
    Ama çok aşağılayıcı bir tecrübe edindim.
  • 8:03 - 8:08
    Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler
  • 8:08 - 8:09
    bulmaya çalışırken
  • 8:09 - 8:13
    hiç kimsenin, hem de hiç birimizin daha önce böyle bir krizle
  • 8:13 - 8:17
    uğraşmadığını farkettim.
  • 8:17 - 8:21
    Ama daha da kötüsü, ortak cehaletimizin esareti altındaydık.
  • 8:21 - 8:24
    Bizi korkularımız yönlendiriyordu.
  • 8:24 - 8:29
    Korkularımız da bizi kemer sıkma politikasının
  • 8:29 - 8:32
    kör kuyusuna itti.
  • 8:32 - 8:36
    Toplumlarımızdaki toplu veya ortak
  • 8:36 - 8:39
    irfana ulaşmak ve daha üretken
  • 8:39 - 8:42
    çözümler bulmak adına onlara yatırım yapmak yerine
  • 8:42 - 8:45
    siyasi duruşa tenezzül ettik.
  • 8:45 - 8:46
    Sonra her yeni doğaçlama önlem krizin
  • 8:46 - 8:50
    sonunu getirmediğinde şaşırdık ve
  • 8:50 - 8:53
    tabiki bu da Avrupadaki toplu başarısızlığımız için
  • 8:53 - 8:54
    bir şamar oğlanı bulmanın
  • 8:54 - 8:56
    yolunu açtı.
  • 8:56 - 9:00
    Elbetteki bu şamar oğlanı Yunanistan'dı.
  • 9:00 - 9:05
    O savurgan, boş boş gezen, içip içip kaba danslar eden Yunanlılar,
  • 9:05 - 9:08
    sorun onlar. Cezalandırın onları!
  • 9:08 - 9:11
    Bu, bazen kemer sıkma politikasından daha çok can yakan
  • 9:11 - 9:16
    uygun ama asılsız bir klişedir.
  • 9:16 - 9:19
    Ancak sizi uyarayım; bu sadece Yunanistan ile alakalı bir durum değil.
  • 9:19 - 9:22
    Bu; ister iklim değişikliği olsun,
  • 9:22 - 9:25
    ister göç olsun, isterse finansal sistem olsun
  • 9:25 - 9:28
    bu tarz karmaşık ve sınır ötesi sıkıntılarla
  • 9:28 - 9:32
    başa çıkarken liderlerin tekrar tekrar
  • 9:32 - 9:35
    kullandıkları model.
  • 9:35 - 9:38
    Yani imkanlarımızı düşünme
  • 9:38 - 9:40
    toplu gücünü terk etmek;
  • 9:40 - 9:44
    korkularımızın, basmakalıplarımızın ve inançlarımızın kurbanı olmak ve
  • 9:44 - 9:46
    süreci vatandaşlarımızla inşa etmek yerine
  • 9:46 - 9:50
    onları sürece dahil etmemek.
  • 9:50 - 9:53
    Bu şekilde hareket ederek demokratik süreçte
  • 9:53 - 9:55
    sadece vatandaşlarımızın, halkımızın sabrını
  • 9:55 - 9:58
    denemiş olacağız.
  • 9:58 - 9:59
    Bir çok siyasi lider,
  • 9:59 - 10:02
    buna ben de dahil olmak üzere,
  • 10:02 - 10:05
    halkımızın güvenini kaybettik.
  • 10:05 - 10:08
    İsyan bastırma polisi meclisleri korumak zorunda kaldığında
  • 10:08 - 10:13
    ki dünya çapında giderek artan bir vaka
  • 10:13 - 10:17
    o takdirde demokrasilerimizde derin yanlışlıklar var demektir.
  • 10:17 - 10:21
    İşte bu yüzden Yunanlıların kurtarma paketinin şartlarına
  • 10:21 - 10:26
    karar verip bu paketi sahiplenmeleri için referandum talebinde bulundum.
  • 10:26 - 10:27
    Avrupalı mevkidaşlarım, en azından bazıları:
  • 10:27 - 10:29
    "Bunu yapamazsın.
  • 10:29 - 10:34
    Piyasalarda yine kargaşa çıkar." dediler.
  • 10:34 - 10:38
    Ben de "Piyasalarda güveni yeniden tesis etmezden evvel
  • 10:38 - 10:44
    halkımız arasında güven ve itimadı tesis etmeliyiz." dedim.
  • 10:44 - 10:47
    Görevi bıraktığımdan beri düşünmeye zamanım oldu.
  • 10:47 - 10:52
    Yunanistan'da ve Avrupa'da fırtınayı biz tetikledik,
  • 10:52 - 10:54
    ama işimiz kolay değil.
  • 10:54 - 10:58
    Siyaset, hayal edip kabiliyetimizi kullanma gücüyse,
  • 10:58 - 11:02
    o takdirde Yunanistan'da ve diğer ülkelerdeki yüzde 60 işsiz genç nüfus
  • 11:02 - 11:05
    merhamet noksanlığından değilse
  • 11:05 - 11:07
    kesin hayal edebilme noksanlığındandır.
  • 11:07 - 11:10
    Şimdiye kadar hep ekonomiyi sorunmuş gibi gösterdik,
  • 11:10 - 11:12
    aslında çoğunlukla da kemer sıkma politikasını.
  • 11:12 - 11:15
    Kesinlikle alternatifler üretebilirdik.
  • 11:15 - 11:19
    Farklı bir strateji, yeşil işler için yeşil teşvikler veya
  • 11:19 - 11:22
    karşılıklı borçlanmalar, muhtaç ülkeleri
  • 11:22 - 11:25
    piyasa baskısından kurtaracak euro bonoları.
  • 11:25 - 11:28
    Bunlar çok daha uygun alternatifler olabilirdi.
  • 11:28 - 11:31
    Ama ben sorunun bir ekonomi sorunu olmaktan çok
  • 11:31 - 11:35
    bir demokrasi sorunu olduğuna inanmaya başladım.
  • 11:35 - 11:36
    Peki bir de başka bir şey deneyelim.
  • 11:36 - 11:39
    Halkı sürece yeniden nasıl dahil ederiz ona bir bakalım.
  • 11:39 - 11:42
    Sorunu bir de demokraside arayalım.
  • 11:42 - 11:45
    Yine Antik Yunanlılar tüm eksiklikleriyle beraber
  • 11:45 - 11:48
    en iyi zamanlarında topluluğun
  • 11:48 - 11:51
    hikmetine inanmışlardı.Yalnız halka güveniriz.
  • 11:51 - 11:55
    Demokrasi; düşünen, tartışan ve kamu meseleleri için
  • 11:55 - 11:59
    kamu sorumlulukları alan vatandaşlar olmaksızın
  • 11:59 - 12:01
    işleyemezdi.
  • 12:01 - 12:04
    Ortalama vatandaşlar günün kritik meseleleri hakkında
  • 12:04 - 12:08
    karar vermek üzere jüri heyetliğine seçilirdi.
  • 12:08 - 12:11
    Bilim, tiyatro, araştırma, felsefe,
  • 12:11 - 12:13
    akıl ve beden oyunları gibi şeyler
  • 12:13 - 12:15
    hep günlük hayatta icra edilen şeylerdi.
  • 12:15 - 12:19
    Aslında bunlar katılma,
  • 12:19 - 12:22
    kabiliyet ve vatandaşlarımızın yeteneklerini artırma eğitimiydi.
  • 12:22 - 12:27
    Siyasetten kaçanlar da idiotlardı.
  • 12:27 - 12:30
    Bildiğiniz gibi bu terim aslını orada,
  • 12:30 - 12:33
    Antik Yunanistan'da, Antik Atina'da bulmuştur.
  • 12:33 - 12:37
    "İdiot" kendisi anlamına gelen "idio" kökünden gelir.
  • 12:37 - 12:41
    Ben merkezli, toplumdan uzak, hariç tutulmuş,
  • 12:41 - 12:45
    kamu meselelerini incelemeyen ve katılmayan kişi demektir.
  • 12:45 - 12:49
    Katılım agoralarda meydana gelirdi. Agora'nın iki anlamı vardır:
  • 12:49 - 12:55
    Hem pazar hem de siyasi düşüncenin yapıldığı yer demektir.
  • 12:55 - 12:59
    Gördüğünüz gibi piyasa ve siyaset o zamanlar tek, bütünleşmiş,
  • 12:59 - 13:03
    ulaşılabilir, şeffaf vaziyetteydi. Çünkü gücü halka veriyordu.
  • 13:03 - 13:08
    Halka ve halkın kendini yönetmesi anlayışına hizmet ediyordu.
  • 13:08 - 13:10
    Yönetimin ve piyasanın da üstünde
  • 13:10 - 13:13
    halkın doğrudan yönetme yetkisi vardı.
  • 13:13 - 13:16
    Günümüzde piyasaları küreselleştirdik
  • 13:16 - 13:20
    ama demokratik kurumlarımızı küreselleştirmedik.
  • 13:20 - 13:25
    Yani siyasetçilerimiz yerel siyasetle sınırlandırılmış durumda.
  • 13:25 - 13:28
    Diğer yandan vatandaşlarımız, her ne kadar büyük kabiliyet görseler de,
  • 13:28 - 13:33
    kontrollerinin ötesindeki güçlerin avı olmaktan öteye gidemiyorlar.
  • 13:33 - 13:36
    Peki o halde agoranın o iki yarısını tekrar nasıl birleştirebiliriz?
  • 13:36 - 13:38
    Küreselleşmeyi nasıl demokratikleştirebiliriz?
  • 13:38 - 13:41
    Burada Birleşmiş Milletler ve G20'nin
  • 13:41 - 13:43
    gerekli reformlarından bahsetmiyorum.
  • 13:43 - 13:46
    Değerler meydanını, halkı ve
  • 13:46 - 13:48
    alanı nasıl temin ederiz de
  • 13:48 - 13:54
    sizin potansiyelinizi açığa çıkartırız, ondan bahsediyorum.
  • 13:54 - 13:58
    Yani, bu aslında tam olarak Avrupa'nın uyduğunu düşündüğüm yer.
  • 13:58 - 14:00
    Yakın zamandaki başarısızlıklarına rağmen Avrupa
  • 14:00 - 14:05
    dünyanın en başarılı sınır ötesi barış deneyi.
  • 14:05 - 14:08
    Yani, yeni tür bir demokraside, küresel demokraside
  • 14:08 - 14:12
    bunun bir deney olamayacağını görelim.
  • 14:12 - 14:15
    Sadece ürünler ve hizmetler için değil
  • 14:15 - 14:18
    aynı zamanda vatandaşlarımız için
  • 14:18 - 14:21
    birlikte çalışıp düşünerek, birbirlerinden öğrenecekleri,
  • 14:21 - 14:23
    kültürlerarası alışveriş yapabilecekleri,
  • 14:23 - 14:26
    özgün çözüm önerileri sunabilecekleri
  • 14:26 - 14:30
    Avrupa agoraları tasarlayamadığımızı görelim.
  • 14:30 - 14:33
    Avrupa vatandaşlarının
  • 14:33 - 14:35
    doğrudan Avrupa Cumhurbaşkanını
  • 14:35 - 14:38
    seçme gücü olduğunu veya
  • 14:38 - 14:41
    kritik ve tartışmalı meseleler üzerine düşünebilecek
  • 14:41 - 14:46
    kura ile seçilen halk heyetlerini,
  • 14:46 - 14:49
    vatandaşlarımızın kanun yapıcılar olarak gelecekteki antlaşmalar hakkında oy verdikleri
  • 14:49 - 14:53
    Avrupa çapındaki referandumları hayal edelim.
  • 14:53 - 14:56
    Size bir fikir:
  • 14:56 - 14:59
    Göçmenlerimize Yunan, Alman veya
  • 14:59 - 15:01
    İsveç vatandaşlığı değil de,
  • 15:01 - 15:05
    Avrupa vatandaşlığı vererek neden gerçek manada
  • 15:05 - 15:08
    ilk Avrupa vatandaşlığının önünü açmıyoruz?
  • 15:08 - 15:11
    Neden işsizlere başarı bursu vererek
  • 15:11 - 15:14
    Avrupa'da istedikleri yerde öğrenim görme imkanı elde etmelerini
  • 15:14 - 15:18
    sağlayarak onların esasen güçlenmesini sağlamıyoruz?
  • 15:18 - 15:22
    Değil mi ki ortak kimliğimiz demokrasi ve
  • 15:22 - 15:27
    eğitimimiz katılım esasına dayanıyor,
  • 15:27 - 15:30
    katılım da dışlama ve yabancı düşmanlığını bitirip
  • 15:30 - 15:34
    güven ve dayanışmayı inşa ediyor.
  • 15:34 - 15:36
    Halkın yönettiği, halkın Avrupası,
  • 15:36 - 15:40
    demokrasiyi sınırların ötesinde genişletip derinleştiren
  • 15:40 - 15:43
    deney, Avrupa.
  • 15:43 - 15:47
    Şimdi bazıları beni, halkın gücüne ve irfanına inandığım için,
  • 15:47 - 15:52
    saf olmakla suçlayabilir.
  • 15:52 - 15:57
    Yani, senelerce siyasetten sonra tabi faydacıyım da.
  • 15:57 - 15:59
    İnanın, bugünün siyasi sisteminin bir parçasıydım,
  • 15:59 - 16:03
    hala bir parçasıyım ve
  • 16:03 - 16:08
    bir şeylerin değişmek zorunda olduğunu biliyorum.
  • 16:08 - 16:12
    Siyaseti; daha iyi bir dünyanın hayallerini kurma ve
  • 16:12 - 16:17
    tasarlama gücü olarak yeniden canlandırmalıyız.
  • 16:17 - 16:20
    Ama bu muhalif değişim gücünü
  • 16:20 - 16:23
    bugünün siyasetinin sevk etmeyeceğini de biliyorum.
  • 16:23 - 16:25
    Demokratik politikaların yeniden hayat bulması
  • 16:25 - 16:30
    sizden kaynaklanacak, siz derken hepinizi kastediyorum.
  • 16:30 - 16:34
    Bu küresel fikir alışverişine katılan herkes;
  • 16:34 - 16:35
    ister bu odada olsun
  • 16:35 - 16:37
    veya dışarıda olsun
  • 16:37 - 16:41
    veya online ya da yerel olsun, insanın yaşadığı her yerde,
  • 16:41 - 16:44
    haksızlık ve eşitsizliğe karşı direnen herkes;
  • 16:44 - 16:47
    karşılıklı anlayıştan ziyade ırkçılığı,
  • 16:47 - 16:49
    eleştirel düşünceden ziyade dogmayı,
  • 16:49 - 16:52
    demokrasiden ziyade teknokrasiyi savunanlara karşı
  • 16:52 - 16:54
    direnen herkes;
  • 16:54 - 16:57
    İster otoriter liderlere,
  • 16:57 - 16:59
    ister varlıklarını vergi cennetlerinde saklayan plütokratlara
  • 16:59 - 17:03
    ya da güçlü azınlığı koruyan güçlü lobilere karşı olsun,
  • 17:03 - 17:07
    kontrolsüz güce karşı direnen herkes.
  • 17:07 - 17:12
    Bizim idiot olmamız onların menfaatine.
  • 17:12 - 17:14
    Haydi olmayalım.
  • 17:14 - 17:15
    Teşekkürler.
  • 17:15 - 17:27
    (Alkışlar)
  • 17:27 - 17:29
    Bruno Giussani: Bir nevi hazırlıksız ve
  • 17:29 - 17:31
    finansal piyasaların nazının mahkumu konumunda olan
  • 17:31 - 17:34
    bir liderliği tasvir ettin.
  • 17:34 - 17:36
    Bir vatandaş olarak, bana göre, Brüksel'deki
  • 17:36 - 17:38
    anlattığın o sahne korkunç.
  • 17:38 - 17:43
    Karardan sonra nasıl hissettiğini anlatabilir misin?
  • 17:43 - 17:44
    Açıkçası, iyi bir karar değildi,
  • 17:44 - 17:47
    ama ondan sonra bir başbakan olarak değil de, George olarak
  • 17:47 - 17:49
    nasıl hissediyorsun?
  • 17:49 - 17:52
    George Papandreou: Yani, açıkçası bana ve diğerlerine
  • 17:52 - 17:56
    istediğimiz türde kararlar almamıza imkan tanımayan
  • 17:56 - 17:57
    engeller vardı ve
  • 17:57 - 18:00
    açıkçası öncesinde, sorun belirtisi olan
  • 18:00 - 18:01
    bütçe açığını kesmek yerine bütçe açığını
  • 18:01 - 18:04
    bizzat ele alacak reformlar yapmak için
  • 18:04 - 18:06
    vaktimiz olur diye ummuştum.
  • 18:06 - 18:08
    Bu acıttı. Bu canımızı yaktı çünkü ucu ilk önce,
  • 18:08 - 18:11
    genç nesle dokunuyor. Hem de
  • 18:11 - 18:13
    sadece şu an çoğu dışarıda gösteri yapıyor diye değil,
  • 18:13 - 18:15
    sorunlarımızdan birinin bu olduğunu düşündüğüm için.
  • 18:15 - 18:20
    Bu tür krizlerle karşı karşıya kaldığımızda toplumumuzun
  • 18:20 - 18:23
    büyük potansiyelini sürecin dışında bırakıyoruz ve
  • 18:23 - 18:26
    kendimizi siyaset hapishanesinde mahkum ediyoruz.
  • 18:26 - 18:29
    Bence bunu değiştirip teknolojinin müthiş faydalarını,
  • 18:29 - 18:33
    onunla da kalmayıp elimizdeki mükemmel zekaları da kullanarak
  • 18:33 - 18:36
    yeni katılımcı yöntemler bulmamız gerekiyor.
  • 18:36 - 18:39
    Bence çok daha iyi çözümler
  • 18:39 - 18:41
    bulabiliriz, ama açık olmamız gerekiyor.
  • 18:41 - 18:43
    BG: İleriye dönük daha fazla Avrupa
  • 18:43 - 18:46
    öneriyor gibisiniz. Bu şu anda bir çok Avrupa ülkesinde
  • 18:46 - 18:48
    kolay bir söylem olmasa gerek.
  • 18:48 - 18:52
    Yani tersi istikamette bir ilerleme var: Daha kapalı sınırlar,
  • 18:52 - 18:54
    daha az işbirliği ve belki Avrupa yapısının
  • 18:54 - 18:58
    farklı bölümlerinin bazılarında ayrılmalar bile olabilir.
  • 18:58 - 19:00
    Bunları nasıl uzlaştırırsınız?
  • 19:00 - 19:02
    GP: Yani, bu kriz süresince meydana gelen şeylerin
  • 19:02 - 19:05
    en kötüsü de suçlama oyununa başlamamızdı.
  • 19:05 - 19:08
    Avrupa'nın temel fikirlerinden biri de
  • 19:08 - 19:10
    sınırlar ötesinde işbirliği yapabilmemiz,
  • 19:10 - 19:13
    tartışmaların ötesine geçip birlikte çalışabilmemizdir.
  • 19:13 - 19:19
    İkilem de şu ki biz bu suçlama oyununa başladığımızdan
  • 19:19 - 19:22
    birlikte çalışmamız gerektiğine dair
  • 19:22 - 19:23
    vatandaşlarımızı ikna gücümüz azalıyor.
  • 19:23 - 19:26
    Halbuki, güçlerimizi birleştirmeye gerçekten ihtiyaç
  • 19:26 - 19:27
    duyduğumuz zaman şu an.
  • 19:27 - 19:30
    Şimdi, daha fazla Avrupa bana göre
  • 19:30 - 19:32
    Brüksel'e daha fazla güç vermek değil,
  • 19:32 - 19:36
    Avrupa vatandaşlarına daha fazla güç vermektir.
  • 19:36 - 19:39
    Avrupa'yı gerçek bir halk projesi yapacak olan da budur.
  • 19:39 - 19:42
    Yani bence bu, toplumumuzdaki bazı korkuları
  • 19:42 - 19:45
    cevaplamanın bir yoludur.
  • 19:45 - 19:46
    BG: George, TED'e geldiğin için teşekkürler.
  • 19:46 - 19:50
    GP: Çok teşekkür ederim. BG: Ben teşekkür ederim. (Alkış)
Title:
Sınırları olmayan bir Avrupa demokrasisi hayal edin
Speaker:
George Papandreou
Description:

Yunanistan, Avrupa ekonomik krizinin maraz oğlanıydı. Ancak Eski Başbakan George Papandreou bu krizin gelecekte olacakların habercisi olup olmayacağını merak ediyor. Papandreou, "Demokrasilerimiz; aksayamayacak kadar büyük, daha doğrusu kontrol edilemeyecek kadar büyük sistemlerin kıskacında. Diğer yandan, benim gibi siyasetçiler halklarının güvenini kaybetmiş durumda." diyor. Bu sorun nasıl mı çözülür? Yeni demokratik pazarlıkta tekrardan halkın doğrudan rol almasını sağlayın.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
20:06
  • Democracy is not the only way out!

  • Merhabalar,
    Çok güzel bir çeviri olmuş, ama tek satırda bitmeyen bazı cümleleri üç noktayla bağlamışsınız. TED formatında bunu yapmıyoruz, çünkü isteyen kullanıcılar konuşmanın tam metnine ulaşabiliyorlar. Bu üç nokta düz metinde hoş durmuyor. Bunları düzeltebilirseniz sevinirim. İyi çalışmalar.

Turkish subtitles

Revisions