Return to Video

Mültecilere yeniden yapılanma yolunda nasıl yardımcı olunabilir

  • 0:01 - 0:02
    Farklılık yaratmak adına,
  • 0:02 - 0:04
    mültecilerle çalışmaya başladım
  • 0:04 - 0:07
    ve fark yaratmak
  • 0:07 - 0:08
    onların hikâyelerini
  • 0:08 - 0:10
    aktarmaktan geçiyor.
  • 0:10 - 0:12
    Mülteciler ile buluştuğumda,
  • 0:12 - 0:15
    her daim onlara sorular sorarım.
  • 0:15 - 0:17
    Evini kim bombaladı?
  • 0:17 - 0:20
    Evladını kim öldürdü?
  • 0:20 - 0:24
    Ailenin kalan üyeleri hayatta kalmayı
    başarabildi mi?
  • 0:24 - 0:26
    Sürgündeki hayatın üstesinden
  • 0:26 - 0:28
    nasıl gelebiliyorsun?
  • 0:28 - 0:31
    Fakat şu kilit soru, bana göre
  • 0:31 - 0:34
    gerçekleri en doğru
    şekilde ortaya koyuyor:
  • 0:34 - 0:36
    Yanına ne aldın?
  • 0:36 - 0:38
    Yaşadığın yerde bombalar patlarken
  • 0:38 - 0:40
    ve silahlı çeteler evine yol alırken
  • 0:40 - 0:44
    yanında almak zorunda kaldığın
  • 0:44 - 0:48
    o en önemli şey neydi?
  • 0:48 - 0:51
    Tanıdığım Suriyeli bir genç,
  • 0:51 - 0:53
    hayatı mutlak tehlike içindeyken
  • 0:53 - 0:57
    tereddüt etmediğini söyledi.
  • 0:57 - 1:00
    Lise diplomasını aldı
  • 1:00 - 1:02
    ve bana nedenini anlattı.
  • 1:02 - 1:05
    ''Lise diplomamı aldım;
  • 1:05 - 1:08
    çünkü hayatım buna bağlıydı.'' dedi.
  • 1:08 - 1:12
    O diplomayı alabilmek
    için hayatını riske atabilirdi.
  • 1:12 - 1:15
    Okula giderken keskin nişancıları
    atlatmak zorundaydı.
  • 1:15 - 1:18
    Patlama ve bombardıman sesleri ile
  • 1:18 - 1:21
    sınıfı zaman zaman sarsılıyordu
  • 1:21 - 1:24
    ve annesi bana şunu söylemişti:
  • 1:24 - 1:27
    ''Her gün, her sabah ona şunu söylerdim:
  • 1:27 - 1:30
    "Lütfen okula gitme yavrum''.
  • 1:30 - 1:33
    O ısrar ettiğindeyse, ''Ona son kez
  • 1:33 - 1:37
    sarılıyormuş gibi sarılırdım.'' dedi.
  • 1:37 - 1:39
    Annesine şunu söyledi,
  • 1:39 - 1:41
    ''Hepimiz korkuyoruz
  • 1:41 - 1:44
    ama mezun olma kararlılığımız
  • 1:44 - 1:47
    korkumuzdan daha güçlü.''.
  • 1:47 - 1:51
    Bir gün, bu aile korkunç haberi aldı.
  • 1:51 - 1:54
    Hany'nin halası, amcası ve kuzeni
  • 1:54 - 1:56
    evlerini terk etmeyi reddettikleri için
  • 1:56 - 1:57
    öldürülmüşlerdi.
  • 1:57 - 2:00
    Boğazları kesilmişti.
  • 2:00 - 2:03
    Gitmenin vakti gelmişti.
  • 2:03 - 2:06
    O gün çarçabuk arabalarıyla ayrıldılar,
  • 2:06 - 2:08
    Hany arkaya saklandı, çünkü tehditkâr
  • 2:08 - 2:11
    askerlerin olduğu
    kontrol noktalarından geçiyorlardı.
  • 2:11 - 2:15
    Huzura kavuşacakları
  • 2:15 - 2:18
    Lübnan sınırını geçeceklerdi.
  • 2:18 - 2:22
    Meşakkatli zorlukların
    ve yeknesaklıkların olduğu
  • 2:22 - 2:25
    bir hayata başlayacaklardı.
  • 2:25 - 2:27
    Çamurlu bir bölgeye baraka inşa etmekten
  • 2:27 - 2:29
    başka bir seçenekleri yoktu,
  • 2:29 - 2:31
    bu da dışarıda oyun oynayan
  • 2:31 - 2:33
    Hany'nin kardeşi Ashraf.
  • 2:33 - 2:35
    İşte o gün,
  • 2:35 - 2:40
    dünyada en çok mülteci barındıran
  • 2:40 - 2:43
    o küçük ülkeye, Lübnan'a katıldılar.
  • 2:43 - 2:46
    Kendi nüfusu 4 milyon olmakla birlikte,
  • 2:46 - 2:50
    1 milyon Suriyeli mülteci barındırıyor.
  • 2:50 - 2:54
    Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmayan
  • 2:54 - 2:58
    ne bir kasaba, şehir ne de bir köy var.
  • 2:58 - 3:02
    Takdire şayan olansa
  • 3:02 - 3:06
    bu cömertlik ve insanlık.
  • 3:06 - 3:09
    Oransal olarak düşünelim.
  • 3:09 - 3:11
    80 milyon nüfuslu Almanya'nın,
  • 3:11 - 3:14
    sadece 3 yıl içerisinde,
  • 3:14 - 3:18
    Birleşik Devletler'e sığınması gibi
  • 3:18 - 3:21
    olurdu.
  • 3:21 - 3:24
    Suriye nüfusunun yarısı
  • 3:24 - 3:27
    yerinden yurdundan edildi,
  • 3:27 - 3:28
    çoğu da ülke içinde.
  • 3:28 - 3:31
    Altı buçuk milyon insan,
  • 3:31 - 3:33
    hayatlarını kurtarmak için kaçtılar.
  • 3:33 - 3:36
    Üç milyonun üzerinde insan
  • 3:36 - 3:38
    sınırları geçti
  • 3:38 - 3:41
    ve komşu ülkelere
    sığınmacı olarak yerleşti
  • 3:41 - 3:44
    ve gördüğünüz üzere sadece küçük bir kısmı
  • 3:44 - 3:49
    Avrupa'ya yerleşti.
  • 3:49 - 3:51
    Beni en çok endişelendiren durum,
  • 3:51 - 3:55
    bütün Suriyeli mültecilerin
    yarısının çocuk olması.
  • 3:55 - 3:57
    Bu küçük kızın, bu fotoğrafını çektim.
  • 3:57 - 4:00
    Suriye'den Ürdün'e yaptığı o uzun
  • 4:00 - 4:05
    yolculuktan sadece 2 saat sonrasıydı.
  • 4:05 - 4:08
    En tedirgin edicisiyse
  • 4:08 - 4:12
    Suriyeli mülteci çocukların, yalnızca
  • 4:12 - 4:15
    %20'si, Lübnan'da eğitim görüyor.
  • 4:15 - 4:18
    Buna rağmen, Suriyeli mülteci çocuklar,
  • 4:18 - 4:21
    bütün mülteci çocuklar,
  • 4:21 - 4:26
    eğitimin hayatlarındaki en önemli şey
    olduğunu söylüyorlar.
  • 4:26 - 4:30
    Neden? Çünkü bu,
    geçmişin kâbusundan sıyrılıp
  • 4:30 - 4:33
    bir gelecek kurma hayali veriyor onlara.
  • 4:33 - 4:39
    Nefrettense, umut sahibi oluyorlar.
  • 4:39 - 4:41
    Yakın zamanda, Kuzey Irak'taki
  • 4:41 - 4:44
    bir mülteci kampına
    yaptığım bir ziyareti anımsadım,
  • 4:44 - 4:46
    bu kız ile tanışmıştım.
  • 4:46 - 4:48
    ''Ne kadar da güzel,'' diye düşündüm
  • 4:48 - 4:50
    yanına gidip
  • 4:50 - 4:52
    ''Fotoğrafını çekebilir miyim?'' dedim.
  • 4:52 - 4:53
    Kabul etti,
  • 4:53 - 4:56
    ama gülmeyi reddetti.
  • 4:56 - 4:59
    Yapamadığını düşünüyorum,
  • 4:59 - 5:03
    çünkü kendisi
    yansıttığı tablonun farkında;
  • 5:03 - 5:07
    Suriyeli göçmen çocuklardan oluşan
    kayıp bir nesil,
  • 5:07 - 5:12
    dışlanmış ve hüsran dolu bir nesil.
  • 5:12 - 5:15
    Yine de nelerden kaçtıklarına bakın:
  • 5:15 - 5:17
    Büyük bir yıkım,
  • 5:17 - 5:23
    binalar, endüstri, okullar, yollar, evler.
  • 5:23 - 5:26
    Hany'nin evi de harap olmuş.
  • 5:26 - 5:29
    Hepsinin mimar, mühendis, teknisyen
  • 5:29 - 5:34
    eliyle yeniden yaratılması gerekiyor.
  • 5:34 - 5:37
    Toplumların intikam değil,
    uzlaşma güdüsüyle hareket edecek
  • 5:37 - 5:42
    öğretmen, avukat ve politikacılara
  • 5:42 - 5:44
    ihtiyacı vardır.
  • 5:44 - 5:46
    Bu yeniden yapılandırma
  • 5:46 - 5:49
    en umut dolu insanlar
    tarafından yapılmamalı mı,
  • 5:49 - 5:55
    sürgünde olan
    toplumlar, mülteciler tarafından?
  • 5:55 - 5:58
    Geri dönüşlerini hazırlamak adına
  • 5:58 - 6:00
    mültecilerin çok zamanı var.
  • 6:00 - 6:03
    Mülteci olmanın
  • 6:03 - 6:05
    geçici bir durum
    olduğunu düşünebilirsiniz.
  • 6:05 - 6:08
    Uzaktan yakından alakası yok.
  • 6:08 - 6:12
    Süregelen savaşlar ile birlikte,
  • 6:12 - 6:15
    bir mültecinin sürgünde geçirdiği
  • 6:15 - 6:19
    ortalama süre 17 yıldır.
  • 6:19 - 6:22
    Hany'yi en son ziyaret ettiğimde,
  • 6:22 - 6:25
    belirsizlik içindeki ikinci yılındaydı
  • 6:25 - 6:29
    ve bütün konuşmayı İngilizce sürdürdük
  • 6:29 - 6:30
    ki bana Dan Brown romanları okuyarak
  • 6:30 - 6:34
    ve Amerikan rap parçaları dinleyerek
  • 6:34 - 6:38
    dili söktüğünü itiraf etti.
  • 6:38 - 6:41
    Ayrıca değerli kardeşi Ashraf ile de
  • 6:41 - 6:46
    eğlenceli ve güzel vakit geçirdik.
  • 6:46 - 6:47
    O gün konuşmamız bittiğinde
  • 6:47 - 6:51
    bana söylediği şeyi unutmayacağım.
  • 6:51 - 6:53
    Dedi ki,
  • 6:53 - 6:59
    ''Öğrenci değilsem, bir hiçim.''
  • 6:59 - 7:03
    Hany, yerinden yurdundan edilen
  • 7:03 - 7:06
    50 milyon insandan sadece biri.
  • 7:06 - 7:09
    2. Dünya Savaşı'ndan bu yana
  • 7:09 - 7:14
    hiçbir zaman, bu kadar
    insan zorla yerinden edilmedi.
  • 7:14 - 7:17
    Sağlık, teknoloji, eğitim
  • 7:17 - 7:19
    ve tasarım alanında
  • 7:19 - 7:24
    köklü gelişimlerde bulunurken;
  • 7:24 - 7:27
    mağdurlara karşı
  • 7:27 - 7:31
    çok ama çok az yardım eli uzatıyor
  • 7:31 - 7:33
    ve onları evlerinden sürükleyen
  • 7:33 - 7:35
    bu savaşı durdurmak ve önlemek adına
  • 7:35 - 7:39
    neredeyse hiçbir şey yapmıyoruz.
  • 7:39 - 7:43
    Her geçen gün mağdurlar artıyor.
  • 7:43 - 7:46
    Ortalama her gün,
  • 7:46 - 7:48
    bu günün sonuna kadar.
  • 7:48 - 7:54
    32.000 insan zorla
    evlerinden olacaklar ---
  • 7:54 - 7:57
    32.000 insan.
  • 7:59 - 8:03
    Bu şekilde sınırlardan kaçıyorlar.
  • 8:03 - 8:07
    Ürdün tarafındaki
    Suriye sınırından bir kesit
  • 8:07 - 8:10
    ve bu sıradan bir gün.
  • 8:14 - 8:18
    Denize çıkmaya elverişsiz
    ve aşırı kalabalık botlar ile,
  • 8:18 - 8:20
    Avrupa'daki güvenli ortama kavuşabilme
  • 8:20 - 8:23
    adına hayatlarını tehlikeye atıyorlar.
  • 8:23 - 8:25
    Bu Suriyeli genç,
  • 8:25 - 8:27
    alabora olan botlardan birinden kurtuldu,
  • 8:27 - 8:29
    insanların çoğu boğulmuştu
  • 8:29 - 8:31
    ve bize şunları söyledi,
  • 8:31 - 8:35
    ''Suriyeliler kimsenin
    onları incitmeyeceği,
  • 8:35 - 8:38
    kimsenin onları aşağılamayacağı
  • 8:38 - 8:41
    ve kimsenin canlarını almayacağı,
  • 8:41 - 8:44
    sessiz sakin bir yer umudundalar.''
  • 8:44 - 8:47
    En temelinde böyle olduğunu düşünüyorum.
  • 8:47 - 8:50
    Sağlık imkânlarının olduğu,
  • 8:50 - 8:52
    eğitim olan
  • 8:52 - 8:55
    ve imkânlar sunacak bir yer neden olmasın?
  • 8:57 - 8:59
    Amerikalılar ve Avrupalılar,
  • 8:59 - 9:02
    ülkelerine nispeten çok sayıda
  • 9:02 - 9:04
    mülteci geleceklerini
    zannediyorlar, ama işin
  • 9:04 - 9:06
    aslı şu ki, mültecilerin
  • 9:06 - 9:09
    büyük bir kısmı,
  • 9:09 - 9:12
    %86'sı kendi emniyetsizliği ile cebelleşen
  • 9:12 - 9:15
    gelişmekte olan ülkelerde yaşıyorlar,
  • 9:15 - 9:20
    büyük kitlelere yardım konusunda
  • 9:20 - 9:24
    zorluklar yaşayan
  • 9:24 - 9:26
    ve fakirlikle mücadele eden ülkelerde.
  • 9:26 - 9:29
    Bu kadar çok mülteciye kapı açan
  • 9:29 - 9:33
    bu ülkelerdeki insaniyeti ve cömertliği,
  • 9:33 - 9:37
    refah seviyesine ulaşmış
    diğer ülkelerin tanıması gerekir.
  • 9:37 - 9:40
    Bütün ülkeler,
    zulümden veya savaştan kaçan
  • 9:40 - 9:43
    hiç kimsenin, karşısında
  • 9:43 - 9:47
    kapalı bir sınır bulmamasını sağlamalıdır.
  • 9:47 - 9:49
    (Alkış)
  • 9:49 - 9:53
    Teşekkür ederim.
  • 9:54 - 9:57
    Mültecilerin yalnızca
    hayatta kalmalarından öte
  • 9:57 - 10:01
    çok daha fazlasını yapabiliriz.
  • 10:01 - 10:04
    Gelişmelerine katkıda bulunabiliriz.
  • 10:04 - 10:08
    Mülteci kamp ve topluluklarını,
  • 10:08 - 10:12
    insanların savaşın bitmesini beklerken
  • 10:12 - 10:14
    süründükleri, geçici
    topluluk birimlerimden
  • 10:14 - 10:17
    ibaret görmemeliyiz.
  • 10:17 - 10:21
    Başarının arz ettiği,
  • 10:21 - 10:24
    mültecilerin travmalarını yenip
  • 10:24 - 10:28
    olumlu değişim ve
    toplumsal dönüşüm timsalleri olarak
  • 10:28 - 10:31
    evlerine gidebilecekleri güne dek
  • 10:31 - 10:35
    gelişecekleri merkezler olabilirler.
  • 10:35 - 10:38
    Çok mantıklı gelse de
  • 10:38 - 10:42
    22 yıldır Somali'de süregelen
  • 10:42 - 10:46
    dehşet savaş beliriyor aklımda.
  • 10:46 - 10:48
    Bu kampta yaşadığınızı hayal edin.
  • 10:48 - 10:50
    Orayı ziyaret etmiştim.
  • 10:50 - 10:52
    Somali yakınlarındaki Dijibouti burası
  • 10:52 - 10:54
    ve o kadar uzak ki
  • 10:54 - 10:57
    oraya ancak helikopter ile ulaşabildik.
  • 10:57 - 11:00
    Tozluydu ve dehşet bir sıcak vardı.
  • 11:00 - 11:02
    Bir okulu ziyarete gittik
  • 11:02 - 11:04
    ve çocuklarla konuşmaya başladım
  • 11:04 - 11:07
    ve odanın karşısındaki,
  • 11:07 - 11:10
    kızımla neredeyse aynı yaşta olan
  • 11:10 - 11:12
    ve bana bakan
    bu kızı gördüm, yanına gittim.
  • 11:12 - 11:14
    Yetişkinlerin küçüklere sorduğu
  • 11:14 - 11:16
    sorulardan sordum;
  • 11:16 - 11:18
    ''En sevdiğin ders hangisi?'',
  • 11:18 - 11:20
    ''Büyüyünce ne olmak istersin?'' gibi.
  • 11:20 - 11:24
    Suratında hiçbir ifade oluşmadı
  • 11:24 - 11:26
    ve şunları söyledi,
  • 11:26 - 11:28
    ''Benim geleceğim yok.
  • 11:28 - 11:31
    Okul günlerim bitti.''
  • 11:31 - 11:33
    Bir yanlış anlaşılma olduğunu
  • 11:33 - 11:35
    düşünerek arkadaşıma sordum,
  • 11:35 - 11:37
    dediğimi onayladı,
  • 11:37 - 11:40
    bu kampta ortaokul eğitimi için
  • 11:40 - 11:42
    fon sağlanmamış.
  • 11:42 - 11:44
    O anda, ona
  • 11:44 - 11:46
    şunu demeyi öylesine istedim ki,
  • 11:46 - 11:48
    ''Sana bir okul inşa edeceğiz.''
  • 11:48 - 11:53
    Aynı zamanda,
    nasıl bir kayıp yaşandığını düşündüm.
  • 11:53 - 11:56
    Somali'nin geleceği olmalı,
  • 11:56 - 12:00
    ki öyle de.
  • 12:00 - 12:03
    Jacob Atem isimli bir çocuk
  • 12:03 - 12:06
    talihsiz facia ile karşılaşmadan önce,
  • 12:06 - 12:08
    farklı bir şansa sahipti.
  • 12:08 - 12:11
    Köyünün — burası Sudan —
  • 12:11 - 12:13
    yerle bir olmasına —7 yaşındaydı —
  • 12:13 - 12:16
    şahit oldu
  • 12:16 - 12:17
    ve anne babasının
  • 12:17 - 12:19
    ve bütün ailesinin
  • 12:19 - 12:21
    o gün öldürüldüklerini öğrendi.
  • 12:21 - 12:23
    Sadece kuzeni hayatta kaldı ve ikisi
  • 12:23 - 12:25
    7 ay boyunca yürüdüler —
  • 12:25 - 12:27
    — onun gibi diğer çocuklar —
  • 12:27 - 12:30
    vahşi hayvanlar ve silahli çetelerce
    kovalanan ve izlenenler
  • 12:30 - 12:33
    ve sonunda güvenli ortam bulabildikleri
  • 12:33 - 12:34
    mülteci kampına ulaştılar
  • 12:34 - 12:36
    ve Hany gelecek 7 yılını
  • 12:36 - 12:40
    Kenya'daki bu kampta sürdürdü.
  • 12:40 - 12:42
    Birleşik Devletler'e yerleşme
  • 12:42 - 12:44
    imkânı bulunca hayatı değişti,
  • 12:44 - 12:46
    koruyucu bir ailede sevgiyi buldu
  • 12:46 - 12:49
    ve tekrar okula gidebildi
  • 12:49 - 12:52
    ve üniversiteden mezun olduğu
  • 12:52 - 12:54
    bu gurur dolu anını
  • 12:54 - 12:56
    sizler ile
  • 12:56 - 12:58
    paylaşmamı istedi.
  • 12:58 - 13:02
    (Alkış)
  • 13:04 - 13:06
    Geçen gün Skype üzerinden konuştuk,
  • 13:06 - 13:11
    Florida'da yeni üniversitesinde,
  • 13:11 - 13:14
    Kamu Sağlığı üzerine doktorasını yaptığını
  • 13:14 - 13:17
    ve Amerikan halkı ile birlikte
  • 13:17 - 13:20
    köyü için bir sağlık kliniği açma yolunda
  • 13:20 - 13:25
    yeteri kadar bağış toplayabildiğini
  • 13:25 - 13:28
    gururla söyledi.
  • 13:28 - 13:31
    Sizleri tekrar Hany'e götürmek istiyorum.
  • 13:31 - 13:33
    TED sahnesinde sizler ile
  • 13:33 - 13:36
    konuşma şansını yakaladığımı söylediğimde,
  • 13:36 - 13:38
    bana e-posta olarak gönderdiği bir şiirini
  • 13:38 - 13:42
    paylaşmama izin verdi.
  • 13:42 - 13:44
    Şöyle yazdı:
  • 13:45 - 13:48
    ''Kendimi özlüyorum,
  • 13:48 - 13:50
    arkadaşlarımı,
  • 13:50 - 13:55
    roman okuyup şiir yazdığım zamanları,
  • 13:55 - 14:00
    kuşların çay ile eşlik ettiği sabahları.
  • 14:00 - 14:04
    Kendi odamı, kendi kitaplarımı, kendimi
  • 14:04 - 14:10
    ve beni mutlu eden diğer her şeyi.
  • 14:10 - 14:14
    Ah, ah, kavuşacağım
  • 14:14 - 14:18
    o kadar hayalim vardı ki.''
  • 14:19 - 14:22
    Demek istediğim şu:
  • 14:22 - 14:24
    Mültecilere yatırım yapmamak
  • 14:24 - 14:29
    kaçırılan büyük bir şans.
  • 14:29 - 14:31
    Onları terk ederseniz,
  • 14:31 - 14:36
    sömürge ve suistimale açık olurlar
  • 14:36 - 14:40
    ve onları niteliksiz
    ve eğitimsiz bırakırsanız,
  • 14:40 - 14:42
    ülkelerindeki barış ve refahı
  • 14:42 - 14:48
    yıllarca ertelemiş olursunuz.
  • 14:48 - 14:51
    Sürgündekilere olan tavrımızın
  • 14:51 - 14:56
    geleceğimizi
    şekillendireceğine inanıyorum.
  • 14:56 - 14:59
    Savaş mağdurları, sonsuz barışın
  • 14:59 - 15:01
    anahtarını taşıyor olabilir
  • 15:01 - 15:05
    ve şiddetin döngüsünü kıracak kişiler
  • 15:05 - 15:07
    mültecilerdir.
  • 15:07 - 15:10
    Hany bardağın taşma noktasında.
  • 15:10 - 15:12
    Onun üniversiteye gidip
  • 15:12 - 15:15
    mühendis olmasını isteriz,
  • 15:15 - 15:19
    ama bağışlarımız
    sadece temel şeyleri baz alıyor:
  • 15:19 - 15:23
    Çadır ve battaniyeler,
    yatak ve kap kaçaklar,
  • 15:23 - 15:28
    erzak ve bir miktar ilaç.
  • 15:28 - 15:31
    Üniversite onlar için bir lüks.
  • 15:31 - 15:35
    Onun bu çamurlu alanda
    sürünmesine göz yumarsanız,
  • 15:35 - 15:37
    kayıp bir neslin
  • 15:37 - 15:41
    bir diğer üyesi olur.
  • 15:41 - 15:45
    Hany'nin hikâyesi bir trajedi,
  • 15:45 - 15:49
    ama öyle sonlanmak zorunda değil.
  • 15:49 - 15:51
    Teşekkürler.
  • 15:51 - 15:55
    (Alkış)
Title:
Mültecilere yeniden yapılanma yolunda nasıl yardımcı olunabilir
Speaker:
Melissa Fleming
Description:

Bugün dünyada 50 milyon insan evlerinden zorla atıldı — 2. Dünya Savaşı'ndan beri böyle bir değer görülmemişti. Şu anda, 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci komşu ülkelerden sığınma talep ediyor. Lübnan'daki mültecilerin yarısı çocuk; yalnızca %20'si okula gidiyor. BM'in mülteci temsilcisi Melissa Fleming, mülteci kamplarının kişilerin yurtlarını yeniden yapılandırmaları yolunda kendilerini geliştirebilecekleri iyileştirici yerler olmaları davasında herkese sesleniyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:08

Turkish subtitles

Revisions