WEBVTT 00:00:00.760 --> 00:00:02.376 Bu yılın başlarında 00:00:02.400 --> 00:00:06.216 bir TED konuşması yapacağımın bilgisini aldım. 00:00:06.240 --> 00:00:08.216 Heyecanlandım, panikledim, 00:00:08.240 --> 00:00:10.256 sonra heyecanlandım, sonra panikledim, 00:00:10.280 --> 00:00:12.816 heyecan ve panik arasında 00:00:12.840 --> 00:00:15.136 araştırmamı yapmaya başladım ve öncelikli olarak 00:00:15.160 --> 00:00:19.616 Google'da iyi bir TED konuşmasının nasıl yapıldığını araştırdım. NOTE Paragraph 00:00:19.640 --> 00:00:20.856 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:00:20.880 --> 00:00:22.536 Bununla birlikte Google'da 00:00:22.560 --> 00:00:25.256 Chimamanda Ngozi Adichie'yi araştırdım. 00:00:25.280 --> 00:00:26.896 O'nu kaçınız tanıyor? NOTE Paragraph 00:00:26.920 --> 00:00:29.696 (Tezahüratlar) NOTE Paragraph 00:00:29.720 --> 00:00:32.055 Google'da onu araştırdım, çünkü bunu hep yaparım, 00:00:32.080 --> 00:00:33.336 çünkü bir hayranıyım ve 00:00:33.360 --> 00:00:36.976 çünkü daima söyleyecek önemli ve ilginç şeyleri vardır. 00:00:37.000 --> 00:00:40.456 Bu araştırmaların sonucunda 00:00:40.480 --> 00:00:43.096 tek bir hikâyenin tehlikeleri ve 00:00:43.120 --> 00:00:46.296 bazı insanları anlamak için tek bir açıdan 00:00:46.320 --> 00:00:49.696 baktığımız zaman neler olduğu üzerine yaptığı 00:00:49.720 --> 00:00:52.216 konuşmasına yönlendim, 00:00:52.240 --> 00:00:54.200 muhteşem bir konuşma. 00:00:55.720 --> 00:01:00.056 Ondan önce meşhur olsaydım, bu konuşmayı ben yapardım. NOTE Paragraph 00:01:00.080 --> 00:01:02.256 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:01:02.280 --> 00:01:05.656 Biliyorsunuz, o Afrikalı, ben de Afrikalıyım ve 00:01:05.680 --> 00:01:07.616 o bir feminist, ben de bir feministim, 00:01:07.640 --> 00:01:09.680 o bir hikâye anlatıcı ve ben de öyleyim, 00:01:09.680 --> 00:01:11.656 yani gerçekten benim konuşmammış gibi geldi. NOTE Paragraph 00:01:11.680 --> 00:01:14.416 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:01:14.440 --> 00:01:17.736 Ve karar verdim, kodlamayı öğrenecektim, 00:01:17.760 --> 00:01:19.776 sonra internet korsanlığını öğrenecektim ve 00:01:19.800 --> 00:01:23.536 bu konuşmanın tüm kopyalarını bulup onları 00:01:23.560 --> 00:01:24.976 ezberleyecek ve buraya gelip 00:01:25.000 --> 00:01:28.256 kendi konuşmammış gibi sunacaktım. 00:01:28.280 --> 00:01:31.456 Kodlama kısmı hariç, plan gayet iyi gidiyordu ve sonra 00:01:31.480 --> 00:01:35.376 birkaç ay önce, bir sabah 00:01:35.400 --> 00:01:36.976 haberlerde 00:01:37.000 --> 00:01:42.456 bir başkan adayının eşinin şöyle bir 00:01:42.480 --> 00:01:45.456 konuşma yaptığını duydum -- NOTE Paragraph 00:01:45.480 --> 00:01:47.416 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:01:47.440 --> 00:01:50.000 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:01:52.960 --> 00:01:57.576 -- bu ürkütücüydü, diğer favorim olan Michelle Obama'nın yaptığı konuşmalardan 00:01:57.600 --> 00:01:58.816 birisine benziyordu. NOTE Paragraph 00:01:58.840 --> 00:02:00.936 (Tezahüratlar) NOTE Paragraph 00:02:00.960 --> 00:02:04.976 Böylece kendi TED konuşmamı yazmam gerektiğine karar verdim 00:02:05.000 --> 00:02:07.496 ve bunun için de buradayım. 00:02:07.520 --> 00:02:11.840 Hikâye anlatımı üzerine gözlemlerimden bahsetmek için buradayım. 00:02:12.640 --> 00:02:16.616 Elbette hikâyelerin gücünden bahsetmek istiyorum, fakat aynı zamanda 00:02:16.640 --> 00:02:19.576 özellikle toplumsal adaletle ilgilenenler için, hikâyelerin 00:02:19.600 --> 00:02:23.640 kısıtlamalarından da bahsetmek istiyorum. NOTE Paragraph 00:02:24.280 --> 00:02:27.176 Adichie yedi yıl önce bu konuşmayı yaptığından beri, 00:02:27.200 --> 00:02:29.456 hikâye anlatımında bir patlama yaşanıyor. 00:02:29.480 --> 00:02:32.216 Her yerde hikâyeler var ve 00:02:32.240 --> 00:02:36.176 eğer eski bir masalı anlatmak tehlikeli bir şeyse, o zaman 00:02:36.200 --> 00:02:40.536 birçok hikâyenin ve sesin ortaya çıkması konusunda da kutlanacak 00:02:40.560 --> 00:02:43.336 çok şey olduğunu düşünüyorum. 00:02:43.360 --> 00:02:46.160 Hikâyeler, önyargının panzehiridir. 00:02:46.960 --> 00:02:52.016 Aslında günümüzde orta sınıf bir bireyseniz ve internet bağlantınız varsa, 00:02:52.040 --> 00:02:55.176 bir tıkla ya da bir dokunuşla 00:02:55.200 --> 00:02:56.576 hikâyeler indirebilirsiniz. 00:02:56.600 --> 00:02:58.416 Kalküta'da Dalit olarak büyümenin nasıl 00:02:58.440 --> 00:03:02.336 bir şey olduğu hakkında bir yayın dinleyebilirsiniz. 00:03:02.360 --> 00:03:04.856 Avustralya'da yerli bir adamın itibar ve gururla 00:03:04.880 --> 00:03:08.976 çocuk yetiştirme denemeleri ve zaferlerinden bahsedişini 00:03:09.000 --> 00:03:10.336 dinleyebilirsiniz. 00:03:10.360 --> 00:03:12.336 Hikâyeler bizi âşık ederler. 00:03:12.360 --> 00:03:15.536 Çatlakları iyileştirir ve parçaları birleştirirler. 00:03:15.560 --> 00:03:17.416 Hatta hikâyeler, toplumumuzda 00:03:17.440 --> 00:03:20.096 önemli olmayan insanların ölümleri hakkında konuşmamızı 00:03:20.120 --> 00:03:22.576 bile kolaylaştırabilir, çünkü önemsememizi sağlar. 00:03:22.600 --> 00:03:23.800 Değil mi? NOTE Paragraph 00:03:24.800 --> 00:03:26.056 Çok emin değilim ve 00:03:26.080 --> 00:03:29.160 aslında Hikâye Merkezi adlı bir yer için çalışıyorum. 00:03:29.840 --> 00:03:34.256 İşimse bir siyah olmanın veya bir Müslüman olmanın, bir göçmen 00:03:34.280 --> 00:03:37.816 olmanın ya da daima konuşulan bu kategorilere ait birisi olmanın 00:03:37.840 --> 00:03:40.896 ne anlama geldiği hakkında, yaygın anlatımlara meydan okuyan 00:03:40.920 --> 00:03:43.936 hikâyelerin anlatılmasına yardım etmek. 00:03:43.960 --> 00:03:45.176 Fakat bu işe uzun süren 00:03:45.200 --> 00:03:48.696 bir toplumsal adalet aktivistliği döneminden sonra ulaştım 00:03:48.720 --> 00:03:50.856 ve insanların kurgusal olmayan 00:03:50.880 --> 00:03:53.576 hikâyelerden, eğlenceden fazlasıymış gibi, toplumsal 00:03:53.600 --> 00:03:55.936 eylem için hızlandırıcı olmakla ilgiliymiş gibi 00:03:55.960 --> 00:03:58.920 bahsetme biçimleriyle ilgileniyorum. 00:03:59.560 --> 00:04:02.216 İnsanların, hikâyelerin dünyayı daha iyi bir yer hâline 00:04:02.240 --> 00:04:05.240 getirdiğini söylemeleri alışılmamış bir şey değildir. 00:04:06.960 --> 00:04:10.176 Fakat gittikçe, en üzücü hikâyelerin bile, özellikle de kimsenin 00:04:10.200 --> 00:04:14.136 ilgilenmediği insanlar hakkındaki hikâyelerin, toplumsal adalete doğru 00:04:14.160 --> 00:04:17.576 eylem yoluna girebilme ihtimali beni endişelendiriyor. 00:04:17.600 --> 00:04:21.416 Bunun nedeni hikâye anlatıcıların zarar vermesi değil. 00:04:21.440 --> 00:04:22.696 Tam tersi. 00:04:22.720 --> 00:04:26.960 Hikâye anlatıcılar genelde, benim gibi ve sizin gibi, iyi niyetlidir. 00:04:27.600 --> 00:04:30.656 Ve bu anlatıcıların dinleyicileri de 00:04:30.680 --> 00:04:33.920 genelde derinden şefkatli ve anlayışlı insanlardır. 00:04:34.360 --> 00:04:39.176 Yine de, iyi niyet istenmeyen sonuçlar doğurabilir ve bu hikâyelerin 00:04:39.200 --> 00:04:43.240 göründükleri kadar büyülü olmadıklarını söylemek istiyorum. 00:04:43.680 --> 00:04:46.576 Hikâyelerin muhakkak dünyayı iyi bir yer hâline 00:04:46.600 --> 00:04:48.816 getirmediklerini düşünmemin 00:04:48.840 --> 00:04:53.520 üç - çünkü hep üç olur - nedeni var. NOTE Paragraph 00:04:54.320 --> 00:04:58.376 Birincisi, hikâyeler bir dayanışma illüzyonu yaratabilir. 00:04:58.400 --> 00:05:00.936 Dağa tırmandığınızı hissettiren veya 00:05:00.960 --> 00:05:03.096 ölüm hücresindeki bir mahkûma 00:05:03.120 --> 00:05:06.496 arkadaşlık ettiğinizi hissettiren fantastik bir hikâyeden aldığınız 00:05:06.520 --> 00:05:09.360 iyi hissetme faktöründen öte bir şey yoktur. 00:05:09.840 --> 00:05:11.256 Aslında yapmadınız. 00:05:11.280 --> 00:05:13.096 Hiçbir şey yapmadınız. 00:05:13.120 --> 00:05:14.896 Sosyal eylem açısından dinlemek, 00:05:14.920 --> 00:05:17.880 önemli fakat yetersiz bir adımdır. NOTE Paragraph 00:05:19.120 --> 00:05:21.976 İkincisi, sempatik ve insan olan 00:05:22.000 --> 00:05:24.936 karakterlere ve kahramanlara 00:05:24.960 --> 00:05:28.416 sıklıkla kapıldığımızı düşünüyorum. 00:05:28.440 --> 00:05:30.336 Bu mantıklı geliyor, değil mi? 00:05:30.360 --> 00:05:33.416 Çünkü birisini severseniz, onunla ilgilenirsiniz. 00:05:33.440 --> 00:05:34.840 Fakat tam tersi de doğru. 00:05:35.400 --> 00:05:37.176 Birisini sevmezseniz, 00:05:37.200 --> 00:05:39.136 onunla ilgilenmezsiniz. 00:05:39.160 --> 00:05:41.016 Onunla ilgilenmezseniz, kendinizi, 00:05:41.040 --> 00:05:44.936 onun hayatını şekillendiren durumları düşünmek için gereken 00:05:44.960 --> 00:05:48.200 manevi yükümlülüğe sahipmiş gibi görmek zorunda olmazsınız. NOTE Paragraph 00:05:49.000 --> 00:05:52.296 Ben bunu 14 yaşımdayken öğrendim. 00:05:52.320 --> 00:05:55.096 Aslında öğrendiğim şey şuydu; insanların bilgeliğini görmek 00:05:55.120 --> 00:05:56.496 ve onların yanında olmak için, 00:05:56.520 --> 00:05:58.616 insanları sevmenize 00:05:58.640 --> 00:06:00.080 gerek yoktur. 00:06:00.800 --> 00:06:02.600 Bisikletim çalınmıştı, 00:06:03.520 --> 00:06:04.976 hem de ben üzerindeyken -- NOTE Paragraph 00:06:05.000 --> 00:06:06.136 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:06:06.160 --> 00:06:09.736 eğer yavaş sürüyorsanız bu mümkündür, ben öyle yapıyordum. NOTE Paragraph 00:06:09.760 --> 00:06:11.256 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:06:11.280 --> 00:06:14.256 Bir an, büyüdüğüm yer olan Nairobi civarında 00:06:14.280 --> 00:06:16.576 kestirmeden gidiyordum, 00:06:16.600 --> 00:06:19.056 çok tümsekli bir yoldu ve 00:06:19.080 --> 00:06:20.896 bisiklete binerken, aslında 00:06:20.920 --> 00:06:23.176 şöyle olmasını istemezsiniz, bilirsiniz -- NOTE Paragraph 00:06:23.200 --> 00:06:24.600 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:06:26.160 --> 00:06:30.776 Öyle gidiyordum, yavaşça pedalı çevirerek ve 00:06:30.800 --> 00:06:33.376 birden kendimi yerde buldum. 00:06:33.400 --> 00:06:35.576 Yerdeydim, yukarıya baktım ve 00:06:35.600 --> 00:06:38.376 bisiklet üzerinde kaçan bir çocuk gördüm, 00:06:38.400 --> 00:06:39.896 bu benim bisikletimdi ve 00:06:39.920 --> 00:06:43.176 çocuk 11 veya 12 yaşındaydı ve ben yerdeydim. 00:06:43.200 --> 00:06:46.056 Ağlıyordum çünkü o bisiklet için çok para biriktirmiştim, 00:06:46.080 --> 00:06:48.656 ağlıyordum ve ayağa kalkıp çığlık atmaya başladım. 00:06:48.680 --> 00:06:52.936 İçgüdülerim devreye girdi ve "Mwizi, mwizi!" diye bağırmaya başladım, 00:06:52.960 --> 00:06:54.600 Svahilicede bu "hırsız" demek. 00:06:55.560 --> 00:07:00.576 Ağaçların ardından insanlar ortaya çıktı ve 00:07:00.600 --> 00:07:02.016 kovalamaya başladılar. 00:07:02.040 --> 00:07:04.296 Burası Afrika, halk adaleti hareket hâlinde. 00:07:04.320 --> 00:07:05.776 Değil mi? 00:07:05.800 --> 00:07:08.576 Ve köşede onu sıkıştırdılar 00:07:08.600 --> 00:07:10.056 ve yakaladılar. 00:07:10.080 --> 00:07:12.136 Suçlu yakalandı ve 00:07:12.160 --> 00:07:15.736 bisikletimi geri vermesini ve 00:07:15.760 --> 00:07:17.376 özür dilemesini sağladılar. 00:07:17.400 --> 00:07:20.976 Bilirsiniz, tipik Afrika adaleti, değil mi? 00:07:21.000 --> 00:07:22.496 Özür dilemesini sağladılar. 00:07:22.520 --> 00:07:24.856 Orada yüz yüze duruyorduk, 00:07:24.880 --> 00:07:27.816 bana baktı ve üzgün olduğunu söyledi 00:07:27.840 --> 00:07:31.336 fakat bana aşırı kızgınlıkla bakıyordu. 00:07:31.360 --> 00:07:34.400 Çok, çok öfkeliydi. 00:07:35.440 --> 00:07:38.496 Temsil ettiğim şey yüzünden beni sevmeyen birisiyle ilk kez 00:07:38.520 --> 00:07:41.136 karşılaştığım an buydu. 00:07:41.160 --> 00:07:43.216 Bana, şunu dermiş gibi bakıyordu; 00:07:43.240 --> 00:07:47.120 "Sen, parlak ciltli ve bisikletli, bana kızgınsın öyle mi?" NOTE Paragraph 00:07:49.240 --> 00:07:52.496 Beni sevmediğini öğrenmek zor bir dersti, 00:07:52.520 --> 00:07:54.576 ama biliyor musunuz, o haklıydı. 00:07:54.600 --> 00:07:58.096 Fakir bir ülkede yaşayan orta sınıf bir çocuktum ben. 00:07:58.120 --> 00:08:01.360 Benim bisikletim vardı, onun ise çok az yiyeceği vardı. 00:08:01.760 --> 00:08:05.326 Bazen duymayı istediğimiz, gizlendiğimiz yerden çıkmayı 00:08:05.356 --> 00:08:08.556 istememizi sağlayan şey, aslında duymak istemediğimiz 00:08:08.596 --> 00:08:09.816 mesajlardır. 00:08:09.840 --> 00:08:13.016 Kalbinizi çalan her cana yakın hikâye anlatıcı için, 00:08:13.040 --> 00:08:17.416 sesleri kısılmış ve alay edilen, böyle güzel kıyafetlerle bir sahneye 00:08:17.440 --> 00:08:22.120 çıkma noktasına gelemeyen yüzlerce insan vardır. 00:08:22.640 --> 00:08:26.936 Bisiklet üzerindeki kızgın çocuk hikâyesinden milyonlarca vardır ve 00:08:26.960 --> 00:08:29.776 sırf kahramanlarını sevmiyoruz diye 00:08:29.826 --> 00:08:33.426 veya yetimhaneden alıp eve getirdiğimiz çocuk o değil diye, 00:08:33.466 --> 00:08:34.736 onların hikâyelerini 00:08:34.760 --> 00:08:35.960 göz ardı edemeyiz. NOTE Paragraph 00:08:36.600 --> 00:08:38.456 Hikâyelerin dünyayı daha iyi 00:08:38.480 --> 00:08:42.096 bir yer hâline getirmediğini düşünmemin üçüncü nedeni şu; 00:08:42.120 --> 00:08:45.576 kişisel anlatıma kendimizi öyle çok kaptırıyoruz ki, 00:08:45.600 --> 00:08:48.440 büyük resmi görmeyi unutuyoruz. 00:08:48.880 --> 00:08:50.776 Birileri bize utanç 00:08:50.800 --> 00:08:53.456 hislerinden bahsettiği zaman onları takdir ediyoruz, 00:08:53.480 --> 00:08:56.640 fakat bunu baskıyla ilişkilendirmiyoruz. 00:08:57.080 --> 00:09:00.736 Birileri mahcup hissettiğini söylediğinde anlayışla kafamızı sallıyoruz 00:09:00.760 --> 00:09:02.800 ama bunu ayrımcılıkla ilişkilendirmiyoruz. 00:09:03.600 --> 00:09:06.416 Özellikle de toplumsal adalet için, en önemli hikâyeler 00:09:06.440 --> 00:09:08.256 hem kişiseldir, 00:09:08.280 --> 00:09:13.040 hem de politik olanı keşfedip anlamamızı sağlarlar. NOTE Paragraph 00:09:13.920 --> 00:09:16.256 Fakat mesele yalnızca sevdiğimiz hikâyelere karşı 00:09:16.286 --> 00:09:17.906 göz ardı ettiğimiz hikâyeler değil. 00:09:17.940 --> 00:09:21.816 Gitgide daha büyük güçlerin oynadığı ve hikâyelerin, 00:09:21.840 --> 00:09:26.200 haberlerin yerini almaya başladığı bir toplumda yaşıyoruz. 00:09:26.640 --> 00:09:27.856 Değil mi? 00:09:27.880 --> 00:09:31.256 Gerçeklerin yok oluşuna şahit olduğumuz, 00:09:31.280 --> 00:09:33.496 duyguların ve analizlerin yönettiği 00:09:33.520 --> 00:09:36.616 bir zamanda yaşıyoruz, sıkıcı, değil mi? 00:09:36.640 --> 00:09:40.840 Bildiğimiz şeyden çok, hissettiğimiz şeye değer veriyoruz. 00:09:42.040 --> 00:09:46.336 Pew Center'a ait, Amerika'daki eğilimler üzerine yazılan bir rapor, 00:09:46.360 --> 00:09:52.136 30 yaş altındaki gençlerin yalnızca %10'unun 00:09:52.160 --> 00:09:55.536 "medyaya çok güvendiğini" belirtiyor. 00:09:55.560 --> 00:09:57.360 Şimdi, bu önemli. 00:09:57.840 --> 00:10:00.456 Halkın çoğunluğunun medyaya olan güveni 00:10:00.480 --> 00:10:01.856 azalmaya başladığı anda, 00:10:01.880 --> 00:10:05.200 hikâye anlatıcıların güven kazandığı anlamına geliyor. 00:10:06.040 --> 00:10:08.616 Bu iyi bir şey değil, 00:10:08.640 --> 00:10:10.416 çünkü hikâyeler önemlidir ve birçok 00:10:10.440 --> 00:10:12.656 açıdan sezgi sahibi olmamızı sağlarlar, 00:10:12.680 --> 00:10:14.536 fakat medyaya ihtiyacımız var. 00:10:14.560 --> 00:10:17.056 Toplumsal adalet aktivisti olduğum yıllardan 00:10:17.080 --> 00:10:23.176 biliyorum, medya kuruluşlarının, güçlü hikâye anlatıcıların sesleriyle 00:10:23.200 --> 00:10:27.216 birleştirilmiş güvenilir gerçeklerine ihtiyacımız var. 00:10:27.240 --> 00:10:30.760 Toplumsal adalet anlamında ibreyi döndüren şey budur. NOTE Paragraph 00:10:31.840 --> 00:10:34.560 Son analizde, elbette, 00:10:36.480 --> 00:10:38.296 dünyayı daha iyi bir yer 00:10:38.320 --> 00:10:40.056 hâline getiren şey adalettir, 00:10:40.080 --> 00:10:42.040 hikâyeler değil. Değil mi? 00:10:43.080 --> 00:10:46.136 Ve peşinde olduğumuz şey adaletse eğer, 00:10:46.160 --> 00:10:49.576 bence medyaya ya da hikâye anlatıcılara odaklanmamalıyız. 00:10:49.600 --> 00:10:52.296 Seyircilere, radyoyu açanlara, 00:10:52.320 --> 00:10:55.416 internet yayını dinlemiş olanlara 00:10:55.440 --> 00:10:57.256 odaklanmalıyız, yani 00:10:57.280 --> 00:10:59.376 bu hepimiz demek oluyor. NOTE Paragraph 00:10:59.400 --> 00:11:01.536 Seyircilerin dünyayı daha iyi bir yer 00:11:01.560 --> 00:11:05.440 hâline getirmek için neler yapabileceğine dair birkaç düşünce daha. 00:11:06.000 --> 00:11:09.936 Birincisi, eğer seyirciler daha meraklı ve daha şüpheci olup 00:11:09.960 --> 00:11:13.536 sevdikleri hikâyeleri oluşturan sosyal bağlam hakkında daha çok 00:11:13.560 --> 00:11:16.176 soru sorarlarsa eğer, dünya daha iyi bir yer hâline 00:11:16.200 --> 00:11:19.280 gelebilir diye düşünüyorum. 00:11:20.200 --> 00:11:22.456 İkincisi, seyirciler hikâye anlatımının düşünsel 00:11:22.480 --> 00:11:26.160 bir iş olduğunu fark ederlerse, dünya daha iyi bir yer hâline gelebilir. 00:11:27.640 --> 00:11:30.576 Ayrıca seyircilerin en sevdikleri web sitelerde daha fazla 00:11:30.600 --> 00:11:35.936 düğme talep etmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum, 00:11:35.960 --> 00:11:38.656 örneğin, şöyle düğmeler; 00:11:38.680 --> 00:11:40.296 "Eğer bu hikâyeyi sevdiyseniz, 00:11:40.320 --> 00:11:44.376 hikâyeyi anlatanın inandığı bir amacı desteklemek için buraya tıklayın." 00:11:44.400 --> 00:11:49.560 Veya "hikâye anlatıcının bir sonraki büyük fikrini desteklemek için tıklayın." 00:11:50.480 --> 00:11:53.056 Genelde kendimizi platformlara adıyoruz, 00:11:53.080 --> 00:11:55.536 hikâyeyi anlatan kişilere değil. 00:11:55.560 --> 00:12:00.656 Ve son olarak, seyircilerin telefonlarını kapatarak, ekranlarından 00:12:00.680 --> 00:12:02.760 uzaklaşarak ve güvenli görünenin 00:12:03.560 --> 00:12:05.576 ardındaki gerçek dünyaya adım atarak 00:12:05.600 --> 00:12:10.080 dünyayı daha iyi bir yer hâline getirebileceklerini düşünüyorum. NOTE Paragraph 00:12:10.840 --> 00:12:12.856 Alice Walker şöyle demişti; 00:12:12.880 --> 00:12:16.656 "Oluşturduğunuz şimdiki zamana yakından bakın. 00:12:16.680 --> 00:12:19.840 O, hayal ettiğiniz geleceğe benzemeli." 00:12:20.640 --> 00:12:22.856 Hikâye anlatıcılar hayal kurmamızı sağlayabilir 00:12:22.880 --> 00:12:26.680 fakat bir adalet planına sahip olmak, bizim elimizdedir. NOTE Paragraph 00:12:27.480 --> 00:12:28.696 Teşekkürler. NOTE Paragraph 00:12:28.720 --> 00:12:33.070 (Alkışlar)