Eğer 14 öğrenciyi öldürürseniz
özel banyolu geniş bir odanız
komşularınızla ortak kullandığınız
bir mutfağınız olabilir.
Zamanınızı ister kütüphanede
istersenizde hapishanenin stüdyosunda
albümünüzü kaydederek
geçirme imkanınız olabılır
TROM
Ancak, eğer işinizi kaybederseniz
ve kiranızı ödeyemezseniz
sokakta yaşamak zorunda kalır
yiyecek bişeyler bulabilmeyi umut edersiniz
Sıcaktan pişsenizde ya da soğuktan donsanızda,
yağmurun altında ya da fırtınanın ortasında
sizi doğanın gerçekliğinden koruyacak hiçbir sığınak bulamazsınız.
Jay burada Cleveland Ohio'dayız.
Sen bir evsizsin
Evet bayım.
Biraz bahseder misin?
Bugünlerde herşey çok zor.
Birçok insan gibi ben de işimi kaybettim.
Evimden atıldım ve sokakta kaldım
Yaklaşık 2 yıldır evsizim.
Sana bazı konuşarda yardım eden birtakım gruplar var, destek grupları..
ama herhangi bir yardım için heryere
koşuşturmak zorunda kalıyorsunuz
"Bu adamı gör, şu adamı gör, o adamı gör"
Keşke yardımları
ve desteklerı alabileceğimiz noktalar
tek bir çatı altında toplansa
"bir merkez grup", "tek bir büro"
yada adını ne koymak isterseniz koyun..
Ihtiyacın olan şeyleri
tek bir noktadan karşılanabilse..
Birşeylere alabilmek için
oradan oraya koşturmak
zorunda kalmadan..
Yok salı gel,yok cuma gel.
Tüm zamanınızı ihtiyacınız olan şeyleri
bile alamadan harcıyorsunuz.
Nasıl hayatta kalıyorsun?
Bİraz yemek pullarının,
birazda sınırlı sayıda arkadaşımın
desteğiyle hayatta kalıyorum
Barınaklar ve kiliseler yeterince iyi
Tıpkı şuradaki gibi.
En azından haftasonları
iyi bir yemeğin oluyor.
ve biraz inanç..
Pes etme
denemeye devam et.
Amerikadaki bazı eyaletlerde
evsizlere yemek vermenin
yasaklanmasından bu yana
yiyecek birşeyler bulma imkanı
dahada zorlaştı.
Şu anda içinde yaşadığımız
acımasız gerçeklik bu.
Bu dünyada yaklaşık
100 milyon insan evsiz.
Bu rakam Meksika veya Japonya kadar büyük
neredeyse İngiltere, İtalya
veya Fransanın iki katı.
Dünyadaki tüm yunanlılardan
neredeyse 10 kat daha fazla evsiz var.
Eğer sadece evsizler için
bir ülke kuracak olsaydık
dünyanın 13. büyük ülkesi olurdu.
Buna karşılık şu anda hapishanelerde
yaklaşık 10 milyon insan var
çok daha küçük bir rakam.
Bir başka deyişle dünya için "evsizlik"
"Suç"tan 10 kat daha büyük bir problem
Bi düşünün..
10 milyon insana içinde kalabileceği
bir oda veriliyor
Yiyecek ve giyecekler.. Sağlık hizmetleri
ve eğitim imkanları..
Ve hatta bazen internet, tv,
eğlence alanları ve daha fazlası
Bütün bunlar bu 10 milyon insana sunuluyor
sadece suç işledikleri için!
Bu mahkümların birçoğu
cinayet işlemiş , hırsızlık yapmış
topluma, kamuya dolaylı yoldan
milyonlarca insana zarar vermiş kişiler.
Diğer taraftaysa 100 milyon evsiz insan
birgünden diğerine hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Sırf bu yolsuz ve eşit olmayan sistemde
kendilerine yer bulamadıkları için!
Şu büyük evi görüyor musun?
Belki birgün birisi gelip beni öldürebilir.
12 yada 01:00 gibi geliyorum buraya
çünkü o saatten sonra belki kimse gelmez..
Sabah 6'da uyanıp gidiyorum.
Arkaya koyduğum su
yıkandığım.
Görüyor musun?
Bunu görüyor musun?
Bu şekilde uyuyorum.
Burada bu şekilde uyuyorum
Ve kapıyı böyle kapattıktan sonra
bunu yerleştiriyorum
Bir sn. göstereyim
Bu şekilde koyuyorum
Bak orada başka bir kapı daha var
oradaki kapıya ne yaptığıma bak
Bunun arkasinda belki birisi beni öldürmek isteyebilir
ve ben bu şekilde uyuyorum
Bir de çantam var
Onu da bu şekilde koyduktan sonra
uyuyorum.
tam bu şekilde..
İngiltere'de 7 yıl sokakta yattım.
Birisi yardım edeceğini söyler bazen,
bir çoğu yardım edeceğini söyler
hep yardım edeceklerini söylerler
7 yıldır sokaktayım ve
Hiç kimse bana yardım etmedi.
Bu kelimeye artık inancım kalmadı
Dünyada bir çok evsiz hapse girebilmek
için bilerek küçük suçlar işliyor..
Çünkü birçoğu için hapiste olmak
sokakta olmaktan
çok daha iyi ve avantajlı.
Bazı hapishaneler birçok okul,
hastane ve evden
daha iyi imkanlar sunabiliyor.
ve bu koşullarda yaşayabilmek
sokakta aç kalıp donmaktan çok daha iyi.
Eğer evsiz olsaydım, hapiste kalabilmek için
ufak suçlar işleyebilirdim
Lüks yaşama sahip hapishaneler de var.
Tennis, balık tutma, ata binme ve
başka şeyler öğrenebilme imkanı sunan.
Klima ve buz dolabı olan rahat odaları, meslek okulları
karaoke, çamaşır makinesi olan özel banyoları
küçük konferans odaları,
spor salonları, mutfakları
Tvleri, internetleri, kayıt stüdyoları ,
toplanma alanları
şarkı söyleyip dans edebilecekleri daha
bir çok olanaklara sahip hapishaneler.
Buraya geldiğimde, rüya gördüğümü sandım.
Önce pek güzel manzarası olmayan
farklı bir eve yerleştirildim.
Ama buraya "Blues evine" indiğimde
gece ışıkları yanan diğer bütün evleri
görebiliyordum.
Bu çok güzel bir deneyim.
Buraya benim evime ziyarete geldiklerinde
genelde harika bir manzaran var diye imrenirler.
Evet harika bir manzaram var.
Bazı mahkümlar
iki katlı evlerde kalabiliyorlar.
Aileleriyle veya yalnız.
Bu hapisnalerde mahkumlar sabah
ve akşam yoklaması şartıyla
çocukları ve eşleriyle yaşayabiliyorlar.
Buraya ilk geldiğimde herşey çok tuhaftı.
Çünkü daha özgür bir yerdi.
Burası neredeyse evdeymişim hissi veriyor.
Küçük bir köyde yaşıyordum,
burada daha iyi uyuyabiliyorum
Kapı gıcırtısından anahtarlık sesinden
uyanmak zorunda kalmıyorum.
Burada kapımı istediğim zaman açabiliyorum.
Çünkü burası kapalı cezaevlerinden
çok daha fazla hayata yakın.
2011'de , Cenevre Hapishanesi
restorasyon için 40 milyon dolardan
fazlasını harcadı..
geniş , banyolu üç kişilik odalar tipik bir
öğrenci yurdundan çok daha ileri.
Bu lüks hapishanede kalmak için ödemeniz
gereken bir de günlük kiranız olduğu doğru
burada kalabilmek için 3-4 çocuğa tecavüz edip
öldürmeniz fazlasıyla yeterli..
Kiranızı da hapishaneden
internet üzerinden çalışıp ödeyebilirsiniz
Tabiki suçluların kötü koşullara
sahip olması gerektiğini
söylemiyorum, ancak sistemimizin ne kadar
adil olmadığını göstermek istiyorum.
İhtiyaç duyanlara yardım etmek yerine,
açgözlülüğün kurbanı olanlara
rahatı ve komforu sunuyoruz.
Bende Polonyadan. Ailem yok.
Polonyadan, sokakta yaşıyorum.
Polonya'da 5 , İngiltere'de 7 yıl.
toplamda 12 yıldır evsizim.
Bir erkek kardeşim var.
Londrada yaşıyor ve o...
kötü işler yapıyor
Onu sevmiyorum.
Burası benim evim
Yalnızca ben, sadece ben.
bu şekilde uyuyorum.
belki birisi gelelebilir
diye korkuyorum..
çünkü...
Aşağıda bazıları..
..uyuşturucu kullanıyor.
Bundan hoşlanmıyorum.
Hayat benim için çok çok zor.
Her yıl milyarlarca dolar
bu hapishane sistemi için harcanıyor.
Bunun insanların
sadece ihtiyaçları karşılayarak
onların suç işlemelerini engel olmak için
kullanıldığını hayal edin.
Örneğin 2007'de
Sadece Amerika'da suçlular için
74 milyar harcandı.
2007'de federal hapishanelerdekilerin
sayısı yaklaşık 2.5 milyondu.
Bu mahkum başına 30,600 dolar demek
Amerikada yargılanmayı bekleyen
ve kefaletini ödeyemeyen 500,000 mahkum
yılda 9 milyar dolara mal oluyor.
Bunların çoğu küçük suçlardan yatanlar
işlenen suçların %48'i büyük suçlar.
cinayet, gasp, tecavüz,
hırsızlık ve diğerleri
Uyuşturucu suçundan yatanlar %22
Küçük suçlar,motorlu taşıt hırsızlığı,
dolandırıcılık
vb. den yatanlar %16,7
Kamu suçları, içkili araç kullanma
yüz kızartıcı suçlar, içki yasası ihlali
ve diğer kamu düzenini bozan suçlardan
yatanlar %13'ü oluşturuyor.
Şimdi, söz konusu 30,600 doların
her amerika vatandaşına verilip hem evsizliği
hem de suç oranını nasıl düşürebileceğini bir düşünün.
Aynı şekilde Afrikalı, Romanyalı ,
Amerikalı ve
dünyanın birçok yerinde yiyeceği, giysisi,
kalacak yeri olmayan, fakir insanlara harcanmasını.
İşte bu noktada bir çözüm önerisi:
Eğer bu dünyada bir suç işlerseniz
Hapishanede çok daha iyi bir hayata kavuşabilirsiniz.
Eğer bu kulağa yanlış gelmiyorsa,
başka ne gelebilir bilmiyorum.
Eğer üç dilek hakkın olsaydı ne dilerdin?
Eğer üç dileğim olsaydı;
Herkesin birbirine eşit şekilde
davranmasını dilerdim.
100,000$ maaşlı birisinin çöpleri
karıştırmak zorunda kalan
birisinden üstün olmamasını.
Hepimiz eşitiz hepimiz insanız.
Neden birbirimize yardım edemiyoruz?
Bu ilk dileğim olurdu.
Bence şayet bu gerçekleşseydi
diğer iki dileğe ihtiyacım olmazdı.
Herkes bu şekilde bir araya gelip
yardımlaşsa
herşey yolunda olurdu.
Bu röportaj için çok teşekkürler.
Rica ederim.
Bizi patreon.com/TROM üzerinden
destekleyebilirsiniz
Altyazı için yardımcı olan arkadaşlara
teşekkürler:)