1 00:00:00,930 --> 00:00:04,208 Her gün, cevapları fazlasıyla bilimsel verilere dayanan, 2 00:00:04,208 --> 00:00:06,068 iklim değişikliği, 3 00:00:06,068 --> 00:00:08,528 ya da aşıların güvenilirliği gibi 4 00:00:08,528 --> 00:00:11,989 konularla karşılaşıyoruz. 5 00:00:11,989 --> 00:00:14,870 Biliminsanları dünyamızın ısındığını söylüyorlar, 6 00:00:14,870 --> 00:00:17,411 aşıların güvenli olduğunu bildiriyorlar. 7 00:00:17,411 --> 00:00:19,955 Ama bunların doğru olup olmadığını biliyor muyuz? 8 00:00:19,955 --> 00:00:22,169 Neden bilime inanalım? 9 00:00:22,169 --> 00:00:24,898 Doğrusu çoğumuz, aslında bilime inanmayız. 10 00:00:24,898 --> 00:00:27,074 Kamuoyu araştırmaları, Amerikan halkının önemli bir bölümünün 11 00:00:27,074 --> 00:00:30,084 insan faaliyetlerinin iklim değişikliği yarattığına inanmadıklarını, 12 00:00:30,084 --> 00:00:33,625 doğal seçilimle evrimleştiğimizi düşünmediklerini, 13 00:00:33,625 --> 00:00:39,464 ya da aşıların güvenliği konusunda ikna olmadıklarını gösteriyor. 14 00:00:39,464 --> 00:00:44,096 Peki bilime neden inanmalıyız? 15 00:00:44,096 --> 00:00:47,707 Evet, biliminsanları, bilimi bir inanç meselesi olarak konuşmaktan hoşlanmazlar. 16 00:00:47,707 --> 00:00:50,294 Aslında, bilim dinle çatışır ve 17 00:00:50,294 --> 00:00:53,260 inanç da dinden doğar. 18 00:00:53,260 --> 00:00:57,038 Ve din, bilimden farklı ve uzak apayrı bir şeydir. 19 00:00:57,038 --> 00:01:00,190 Doğrusu, din kaderciliğe dayanır derler... 20 00:01:00,190 --> 00:01:03,434 ya da Pascal'ın Tanrı kumarına. 21 00:01:03,434 --> 00:01:06,560 Blaise Pascal 17. yy.da yaşamış bir matematikçiydi. 22 00:01:06,560 --> 00:01:09,370 "Tanrı'ya inanmak gerekli midir, değil midir?" sorusuna 23 00:01:09,370 --> 00:01:11,242 bilimsel bir yanıt bulmaya çalışmıştır. 24 00:01:11,242 --> 00:01:13,846 Onun "Tanrı Kumarı" şöyledir: 25 00:01:13,846 --> 00:01:16,395 Pekala, eğer Tanrı yoksa... 26 00:01:16,395 --> 00:01:18,420 ancak ben O'na inanmaya karar verirsem 27 00:01:18,420 --> 00:01:20,398 çok bir şey kaybetmem. 28 00:01:20,398 --> 00:01:22,931 Belki Pazar günleri bir kaç saat. 29 00:01:22,931 --> 00:01:25,765 Ama var da ben inanmazsam, 30 00:01:25,765 --> 00:01:28,402 başım büyük belada demektir. 31 00:01:28,402 --> 00:01:31,438 Bu yüzden Pascal, Tanrı'ya inansak iyi ederiz, der. 32 00:01:31,438 --> 00:01:33,610 Ya da benim üniversitedeki bir hocamın dediği gibi, 33 00:01:33,610 --> 00:01:35,836 "Kader merdiveninin trabzanlarına yapıştı." 34 00:01:35,836 --> 00:01:38,372 Bilimi ve rasyonalizmi terk ederek... 35 00:01:38,372 --> 00:01:41,806 kaderciliğe geçiş yaptı. 36 00:01:41,806 --> 00:01:44,992 Aslında günümüzde de bilimsel iddiaların pek çoğu 37 00:01:44,992 --> 00:01:48,126 bizim için kaderimize razı olmaktan farklı değildir. 38 00:01:48,126 --> 00:01:51,751 Bilimsel iddiaları çoğu kez tam olarak irdeleyemeyiz. 39 00:01:51,751 --> 00:01:55,351 Ve bundan öte, bu durum pek çok biliminsanı için de 40 00:01:55,351 --> 00:01:57,681 -kendi alanları dışında- böyledir. 41 00:01:57,681 --> 00:02:00,201 Yani düşünecek olursanız, bir jeolog 42 00:02:00,201 --> 00:02:01,951 bir aşı hakkında bir şey söyleyemez. 43 00:02:01,951 --> 00:02:04,951 Çoğu kimyager evrim teorisi üzerine uzman değildir. 44 00:02:04,951 --> 00:02:06,620 Bir fizikçi, size 45 00:02:06,620 --> 00:02:08,653 sigaranın kansere neden olup olmadığını 46 00:02:08,653 --> 00:02:11,487 bir iddianın ötesinde söyleyemez. 47 00:02:11,487 --> 00:02:14,207 Öyleyse, biliminsanları kendileri dahi 48 00:02:14,207 --> 00:02:15,733 kendi alanları olmadığında 49 00:02:15,733 --> 00:02:17,655 inanmak durumunda kalıyorlarsa 50 00:02:17,655 --> 00:02:21,583 neden diğer biliminsanlarının tezlerini kabul ediyorlar? 51 00:02:21,583 --> 00:02:23,881 Diğerlerinin tezlerine neden inanıyorlar? 52 00:02:23,881 --> 00:02:27,171 Peki biz de inanmalı mıyız? 53 00:02:27,171 --> 00:02:29,637 Bence evet inanmalıyız, 54 00:02:29,637 --> 00:02:32,830 ama pek çoğumuzun düşündüğü sebepten değil. 55 00:02:32,830 --> 00:02:35,430 Pek çoğumuza okulda, bilime inanma sebebimizin 56 00:02:35,430 --> 00:02:38,572 "bilimsel metod" olduğu öğretildi. 57 00:02:38,572 --> 00:02:41,268 Biliminsanlarının bir metod izlediği 58 00:02:41,268 --> 00:02:44,094 ve bize bu metodun, iddialarının doğru olduğunu 59 00:02:44,094 --> 00:02:45,840 garanti ettiği öğretildi. 60 00:02:45,840 --> 00:02:48,740 Pek çoğumuza okulda öğretilen, 61 00:02:48,740 --> 00:02:50,836 -buna ders kitabı metodu diyebiliriz- 62 00:02:50,836 --> 00:02:53,620 kuramsal tümdengelim yöntemidir. 63 00:02:53,620 --> 00:02:56,714 Standart modele göre, -ders kitabı modeli- 64 00:02:56,714 --> 00:02:59,671 biliminsanları hipotezler geliştirirler, 65 00:02:59,671 --> 00:03:02,131 bu hipotezlerin sonuçlarını indirgerler 66 00:03:02,131 --> 00:03:03,841 ve sonra dünyaya dönüp sorarlar: 67 00:03:03,841 --> 00:03:06,215 "Tamam pekala bu hipotezler doğru mu? 68 00:03:06,215 --> 00:03:09,548 bunları gerçek dünyada gözlemleyebilir miyiz?" 69 00:03:09,548 --> 00:03:12,148 Doğruysa, biliminsanları, 70 00:03:12,148 --> 00:03:15,004 "Harika, biliyoruz ki hipotez doğru" derler. 71 00:03:15,004 --> 00:03:17,183 Ve bilim tarihinde tam olarak bunu yapan 72 00:03:17,183 --> 00:03:20,062 biliminsanlarının bir sürü ünlü örneği vardır. 73 00:03:20,062 --> 00:03:22,120 En ünlü örneklerden birisi 74 00:03:22,120 --> 00:03:24,333 Albert Einstein'dan geliyor. 75 00:03:24,333 --> 00:03:26,855 Einstein izafiyet teoremini geliştirdiğinde, 76 00:03:26,855 --> 00:03:29,171 teoreminin sonuçlarından birisi, 77 00:03:29,171 --> 00:03:32,010 "uzay-zaman"ın yalnızca bir boşluktan ibaret olmadığı 78 00:03:32,010 --> 00:03:33,919 gerçekte bir dokusu olduğuydu. 79 00:03:33,919 --> 00:03:35,520 Ve bu doku, güneş gibi 80 00:03:35,520 --> 00:03:38,900 büyük kütleli nesnelerin varlığından dolayı eğilip bükülmüştü. 81 00:03:38,900 --> 00:03:41,649 Öyleyse bu teorem doğruysa, 82 00:03:41,649 --> 00:03:43,177 demek ki uzayda ışık 83 00:03:43,177 --> 00:03:45,345 güneşin yanından geçerken bükülmüş olabilirdi. 84 00:03:45,345 --> 00:03:47,745 Bu oldukça ürkütücü bir tahmindi 85 00:03:47,745 --> 00:03:49,733 ve biliminsanlarının bunu test etmeleri 86 00:03:49,733 --> 00:03:51,141 birkaç yılı buldu 87 00:03:51,141 --> 00:03:53,521 ama 1919'da test ettiler 88 00:03:53,521 --> 00:03:55,971 ve doğru olduğunu müşahade ettiler. 89 00:03:55,971 --> 00:03:59,129 Yıldızların ışığı güneşin etrafında bükülür. 90 00:03:59,129 --> 00:04:01,623 Bu da, teoremin çok önemli bir ispatı oldu. 91 00:04:01,623 --> 00:04:03,428 Bu, yepyeni radikal bir fikrin 92 00:04:03,428 --> 00:04:05,520 gerçekliğinin ispatı kabul edildi 93 00:04:05,520 --> 00:04:08,300 ve dünya çapında bir çok gazetede yayınlandı. 94 00:04:08,300 --> 00:04:11,480 Şimdi bazen bu teorem yada model, 95 00:04:11,480 --> 00:04:14,914 tümdengelim-nomolojik model olarak adlandırılıyor, 96 00:04:14,914 --> 00:04:18,298 çünkü akademisyenler işleri karmaşıklaştırmayı severler. 97 00:04:18,298 --> 00:04:23,249 Ama aynı zamanda ideal şartlarda kurallarla ilgili olduğu için de. 98 00:04:23,249 --> 00:04:26,181 Yani "nomolojik", kural mantığına dayalı anlamına gelir. 99 00:04:26,181 --> 00:04:29,485 Ve ideal şartlarda hipotez yalnızca bir fikir değildir: 100 00:04:29,485 --> 00:04:31,811 bir doğa kanunudur. 101 00:04:31,811 --> 00:04:34,288 Peki doğa kanunu olması neden önemli? 102 00:04:34,288 --> 00:04:36,826 Çünkü kanunsa, çiğnenemez. 103 00:04:36,826 --> 00:04:39,154 Kanunsa, daima her zaman her yerde 104 00:04:39,154 --> 00:04:40,598 şartlar ne olursa olsun 105 00:04:40,598 --> 00:04:42,384 doğru olacaktır. 106 00:04:42,384 --> 00:04:45,613 Ve hepiniz en azından şu ünlü kanunu bilirsiniz: 107 00:04:45,613 --> 00:04:49,368 Kütle ve enerji arasındaki ilişkiyi anlatan 108 00:04:49,368 --> 00:04:51,168 Eistein'ın ünlü denklemi: 109 00:04:53,361 --> 00:04:57,361 Ve bu eşitlik her durumda doğrudur. 110 00:04:57,361 --> 00:05:01,010 Ama yine de bu modelde bir kaç sorun çıkartıyor. 111 00:05:01,010 --> 00:05:04,645 En önemli problem yanlış olması. 112 00:05:04,645 --> 00:05:08,147 Yani sadece doğru değil. 113 00:05:08,147 --> 00:05:10,870 Neden yanlış olduğuna dair üç sebepten bahsedeceğim. 114 00:05:10,870 --> 00:05:13,549 İlki bir mantık hatası. 115 00:05:13,549 --> 00:05:17,065 Öngörülen sonuç hatalı. 116 00:05:17,065 --> 00:05:19,891 Bu, "yanlış teoremler doğru öngörülerde bulunabilir" demenin 117 00:05:19,891 --> 00:05:22,561 daha başka fantastik ve akademik bir yolu. 118 00:05:22,561 --> 00:05:24,555 Yani sadece sonucun doğru çıkması 119 00:05:24,555 --> 00:05:27,777 mantıksal olarak teoremin gerçekten doğru olduğunu kanıtlamaz. 120 00:05:27,777 --> 00:05:31,708 Ve bununla ilgili de iyi bir örneğim var, yine bilim tarihinden. 121 00:05:31,708 --> 00:05:34,403 Bu, Batlamyus'un evreni 122 00:05:34,403 --> 00:05:36,265 Dünya evrenin merkezinde, 123 00:05:36,265 --> 00:05:38,860 güneş ve gezegenler etrafında dönüyor. 124 00:05:38,860 --> 00:05:40,890 Batlamyus modeline yüzyıllar boyunca 125 00:05:40,890 --> 00:05:44,143 birçok, çok zeki insan inandılar. 126 00:05:44,143 --> 00:05:45,879 Peki neden? 127 00:05:45,879 --> 00:05:49,316 Cevabı, çünkü pek çok öngörünün doğru çıkmasını sağladı. 128 00:05:49,316 --> 00:05:51,332 Batlamyus sistemi, gökbilimcilerin gezegenlerin hareketlerini 129 00:05:51,332 --> 00:05:54,082 çok hassas biçimde tahmin etmelerine imkan sağladı, 130 00:05:54,082 --> 00:05:56,601 hatta ilk başta, şu anda doğru diyebildiğimiz 131 00:05:56,601 --> 00:06:00,925 Kopernik teoreminden bile daha hassas. 132 00:06:00,925 --> 00:06:03,907 Yani bu okul kitabı modelinin ilk sorunu. 133 00:06:03,907 --> 00:06:06,303 İkincisi uygulamadaki sorun 134 00:06:06,303 --> 00:06:09,538 ve bu yan hipotezlerle ilgili bir sorun. 135 00:06:09,538 --> 00:06:12,367 Yan hipotezler, biliminsanlarının 136 00:06:12,367 --> 00:06:14,146 farkında olarak ya da olmayarak 137 00:06:14,146 --> 00:06:17,189 yaptıkları varsayımlardır. 138 00:06:17,189 --> 00:06:19,850 Bunun önemli bir örneği, 139 00:06:19,850 --> 00:06:21,945 Batlamyus sisteminin yerini alan 140 00:06:21,945 --> 00:06:25,137 Kopernik modelinden. 141 00:06:25,137 --> 00:06:27,177 Nicolaus Kopernik, 142 00:06:27,177 --> 00:06:29,827 Dünya evrenin merkezi değil, 143 00:06:29,827 --> 00:06:31,745 güneş, güneş sisteminin merkezi, 144 00:06:31,745 --> 00:06:33,127 Dünya, güneşin etrafında dönüyor, 145 00:06:33,127 --> 00:06:36,855 deyince, biliminsanları, peki tamam Nicolaus, bu doğruysa 146 00:06:36,855 --> 00:06:38,619 Dünya'nın güneş etrafındaki hareketini 147 00:06:38,619 --> 00:06:40,577 tetkik edebilmemiz gerekir, dediler. 148 00:06:40,577 --> 00:06:42,863 Şimdi bu slayt, "yıldız paralaksı" olarak bilinen 149 00:06:42,863 --> 00:06:44,831 bir konsepti gösteriyor. 150 00:06:44,831 --> 00:06:48,263 Ve gökbilimciler dediler ki, eğer Dünya hareket ediyorsa 151 00:06:48,263 --> 00:06:51,463 ve biz belirli bir yıldıza baktığımızda, diyelim ki Sirius, 152 00:06:51,463 --> 00:06:53,877 -- evet biliyoruz ki Manhattan'dayız ve burada yıldızları göremezsiniz, 153 00:06:53,877 --> 00:06:57,608 ama farz edin ki kırsal alandasınız, köy hayatını seçtiniz -- 154 00:06:57,608 --> 00:07:00,475 ve Aralık ayında bir yıldıza bakıyoruz, 155 00:07:00,475 --> 00:07:03,240 arkaplanda başka uzak yıldızları görürüz. 156 00:07:03,240 --> 00:07:06,194 Eğer aynı gözlemi altı ay sonra yinelersek, 157 00:07:06,194 --> 00:07:10,006 Dünya Haziran'daki yerine gittiğinde, 158 00:07:10,006 --> 00:07:14,105 aynı yıldıza bakınca farklı bir arkaplan görürüz. 159 00:07:14,105 --> 00:07:18,287 Bu açısal fark, "yıldız paralaksı"dır. 160 00:07:18,287 --> 00:07:21,150 Evet bu Kopernik modelinin bir öngörüsüdür. 161 00:07:21,150 --> 00:07:23,711 Gökbilimciler, yıldız paralaksını aradılar 162 00:07:23,711 --> 00:07:28,693 ve hiç ama hiç bir şey bulamadılar. 163 00:07:28,693 --> 00:07:32,559 Ve pek çok kimse bunun Kopernik modelinin yanlış olduğunu ispatladığını savundu. 164 00:07:32,559 --> 00:07:34,047 Sonra ne oldu? 165 00:07:34,047 --> 00:07:36,730 Pekala, günümüzde diyebiliyoruz ki, 166 00:07:36,730 --> 00:07:39,277 gökbilimciler artık yanlış olduğunu bildiğimiz 167 00:07:39,277 --> 00:07:41,940 iki yan hipotez kuruyorlardı. 168 00:07:41,940 --> 00:07:45,575 Birincisi, Dünya'nın yörüngesi hakkındaki varsayımları. 169 00:07:45,575 --> 00:07:48,611 Gökbilimciler, Dünya yörüngesinin Dünya'nın yıldızlara uzaklığıyla orantılı 170 00:07:48,611 --> 00:07:50,949 bir büyüklükte olduğunu varsaymışlardı. 171 00:07:50,949 --> 00:07:53,413 Günümüzde resmi daha çok bu şekilde çizmeliyiz, 172 00:07:53,413 --> 00:07:54,760 bu NASA'dan 173 00:07:54,760 --> 00:07:57,183 ve görüyorsunuz ki Dünya'nın yörüngesi oldukça küçük. 174 00:07:57,183 --> 00:08:00,174 Aslında, burada gösterilenden bile çok daha küçük. 175 00:08:00,174 --> 00:08:01,713 Bu yüzden yıldız paralaksı 176 00:08:01,713 --> 00:08:05,297 çok küçük ve incelenmesi çok zordur. 177 00:08:05,297 --> 00:08:07,271 Ve bu da, öngörünün işlememesinin 178 00:08:07,271 --> 00:08:09,130 ikinci nedenine yol açıyor, 179 00:08:09,130 --> 00:08:11,045 çünkü biliminsanları, teleskoplarının 180 00:08:11,045 --> 00:08:14,055 paralaksı görmeye yetecek kadar 181 00:08:14,055 --> 00:08:15,955 hassas olduğunu varsayıyorlardı. 182 00:08:15,955 --> 00:08:17,972 Ve bunun da öyle olmadığı ortaya çıktı. 183 00:08:17,972 --> 00:08:20,506 19. yy.'a kadar biliminsanlarının 184 00:08:20,506 --> 00:08:22,190 yıldız paralaksını incelemeleri 185 00:08:22,190 --> 00:08:23,726 mümkün olmadı. 186 00:08:23,726 --> 00:08:26,372 Ve üçüncü bir sorun daha var. 187 00:08:26,372 --> 00:08:29,150 Bu olgusal bir sorun, şöyle ki, 188 00:08:29,150 --> 00:08:31,966 bilimin büyük bir kısmı okul kitabı modeline uymaz. 189 00:08:31,966 --> 00:08:34,239 Bilimin büyük bir kısmı tümdengelimsel bile değildir, 190 00:08:34,239 --> 00:08:36,007 tümevarımsaldır. 191 00:08:36,007 --> 00:08:38,523 Ve bununla, biliminsanları teoremlerle ve 192 00:08:38,523 --> 00:08:40,754 hipotezlerle başlamaz, 193 00:08:40,754 --> 00:08:42,623 sıklıkla dünyada devam eden şeyleri gözlemlemekle 194 00:08:42,623 --> 00:08:45,032 başlarlar demek istiyorum. 195 00:08:45,032 --> 00:08:47,602 Ve bunun en önemli örneği, yaşamış en ünlü biliminsanlarından 196 00:08:47,602 --> 00:08:50,667 Charles Darwin'dir. 197 00:08:50,667 --> 00:08:53,829 Darwin, genç bir adam olarak Beagle seyahatine çıktığında, 198 00:08:53,829 --> 00:08:57,441 bir hipotezi yada teoremi yoktu. 199 00:08:57,441 --> 00:09:00,507 Yalnızca bir biliminsanı olarak kariyer yapmak istiyordu 200 00:09:00,507 --> 00:09:02,519 ve veri toplamaya başladı. 201 00:09:02,519 --> 00:09:05,249 Çünkü tıptan nefret ediyordu 202 00:09:05,249 --> 00:09:07,067 onu kan tutuyordu, 203 00:09:07,067 --> 00:09:09,335 bu yüzden başka bir kariyer yolu çizmeliydi. 204 00:09:09,335 --> 00:09:11,469 Bu yüzden veri toplamaya başladı. 205 00:09:11,469 --> 00:09:14,635 Ve onun o ünlü ispinoz kuşları da dahil olmak üzere pek çok şey topladı. 206 00:09:14,635 --> 00:09:16,845 Kuşları toplayıp çantasına attı 207 00:09:16,845 --> 00:09:19,185 bunların ne anlama geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu. 208 00:09:19,185 --> 00:09:21,472 Yıllar sonra Londra'ya döndüğünde, 209 00:09:21,472 --> 00:09:23,705 verilerine yeniden baktı ve 210 00:09:23,705 --> 00:09:26,153 bir açıklama geliştirmeye başladı, 211 00:09:26,153 --> 00:09:29,451 ve o açıklama, doğal seçilim teoremi idi. 212 00:09:29,451 --> 00:09:31,510 Tümevarımsal bilimin yanısıra, 213 00:09:31,510 --> 00:09:34,446 biliminsanları modellemeyi de sık sık kullanırlar. 214 00:09:34,446 --> 00:09:36,782 Biliminsanlarının hayatta yapmayı istedikleri şeylerden birisi de 215 00:09:36,782 --> 00:09:39,050 bir şeylerin sebeplerini açıklamaktır. 216 00:09:39,050 --> 00:09:40,568 Peki bunu nasıl yaparız? 217 00:09:40,568 --> 00:09:42,820 Pekala, bunun bir yolu, bir fikri test etmek için 218 00:09:42,820 --> 00:09:44,562 model oluşturmaktır. 219 00:09:44,562 --> 00:09:46,493 Şimdi, bu Henry Cadell'ın bir resmi, 220 00:09:46,493 --> 00:09:49,359 19.yy.'da yaşamış, İskoçyalı bir jeolog. 221 00:09:49,359 --> 00:09:51,672 İskoçyalı olduğunu giydiği geyik avı şapkasından 222 00:09:51,672 --> 00:09:54,684 ve Wellington botlarından anlayabilirsiniz. 223 00:09:54,684 --> 00:09:56,900 Cadell, "dağlar nasıl oluştu?" 224 00:09:56,900 --> 00:09:58,668 sorusunu cevaplamak istedi. 225 00:09:58,668 --> 00:10:00,184 Ve gözlemlediği şeylerden bir tanesi, 226 00:10:00,184 --> 00:10:02,758 Appalach Dağları gibi dağlara bakarsanız, 227 00:10:02,758 --> 00:10:04,391 genellikle içlerindeki kayaların 228 00:10:04,391 --> 00:10:05,860 kıvrılmış olduğunu görürsünüz 229 00:10:05,860 --> 00:10:07,506 ve öyle kıvrılmışlardı ki, 230 00:10:07,506 --> 00:10:08,950 bu ona (Cadell'e) 231 00:10:08,950 --> 00:10:11,899 yanlardan sıkıştırılmış oldukları fikrini verdi. 232 00:10:11,899 --> 00:10:14,587 Ve bu fikir daha sonra, kıtaların sürüklenmesi tartışmalarında 233 00:10:14,587 --> 00:10:16,410 büyük rol oynayacaktı. 234 00:10:16,410 --> 00:10:18,916 Sonra bu modeli kurdu, kaldıraçlarla ve ahşapla 235 00:10:18,916 --> 00:10:21,068 bu çılgın mekanizmayı... Burada da 236 00:10:21,068 --> 00:10:23,510 el arabası, kovası ve balyozu. 237 00:10:23,510 --> 00:10:25,408 Neden Wellington botları giydiğini bilmiyorum. 238 00:10:25,408 --> 00:10:26,985 Belki yağmur yağacaktır. 239 00:10:26,985 --> 00:10:30,070 Bu modeli, yanlardan sıkıştırdığınız zaman 240 00:10:30,070 --> 00:10:33,445 kayalarda -burada çamurda-, 241 00:10:33,445 --> 00:10:37,545 dağlara benzeyen dokular oluşturabileceğinizi 242 00:10:37,545 --> 00:10:40,007 göstermek için oluşturdu. 243 00:10:40,007 --> 00:10:44,405 Yani bu dağların oluşumuyla ilgili bir kanıttı. 244 00:10:44,405 --> 00:10:47,453 Günümüzde, biliminsanları içeride çalışmayı tercih ediyorlar, 245 00:10:47,453 --> 00:10:50,150 bu yüzden bilgisayar simülasyonları yapıyorlar 246 00:10:50,150 --> 00:10:52,241 ve fiziksel modeller yapmıyorlar pek. 247 00:10:52,241 --> 00:10:55,080 Ama bilgisayar simülasyonu da bir tür modeldir. 248 00:10:55,080 --> 00:10:56,943 Matematikle yapılmış bir model, 249 00:10:56,943 --> 00:11:00,176 19. yy.'daki fiziksel modeller gibi. 250 00:11:00,176 --> 00:11:03,954 Nedenler hakkında düşünmek çok önemlidir. 251 00:11:03,954 --> 00:11:06,859 Ve şimdi, iklim değişikliği üzerine önemli sorulardan bir tanesi, 252 00:11:06,859 --> 00:11:08,552 Dünya'nın ısındığına dair 253 00:11:08,552 --> 00:11:10,252 inanılmaz miktarda belirtiler var. 254 00:11:10,252 --> 00:11:12,716 Bu slaytta, siyah çizgi 150 yıl boyunca 255 00:11:12,716 --> 00:11:14,836 biliminsanları tarafından ölçülen 256 00:11:14,836 --> 00:11:16,799 Dünya'nın sıcaklığının 257 00:11:16,799 --> 00:11:18,209 sürekli olarak arttığını 258 00:11:18,209 --> 00:11:19,843 gösteriyor ve 259 00:11:19,843 --> 00:11:22,199 özellikle son 50 yılda 260 00:11:22,199 --> 00:11:24,453 bir santigrat dereceye yakın yada 261 00:11:24,453 --> 00:11:26,793 hemen hemen iki Fahrenheit gibi 262 00:11:26,793 --> 00:11:29,168 dramatik bir artış olduğunu görebilirsiniz. 263 00:11:29,168 --> 00:11:31,605 Peki bu değişikliğe neden olan nedir? 264 00:11:31,605 --> 00:11:33,940 Gözlemlediğimiz ısınmanın sebebini 265 00:11:33,940 --> 00:11:35,456 nasıl öğrenebiliriz? 266 00:11:35,456 --> 00:11:37,170 Pekala, biliminsanları bunu 267 00:11:37,170 --> 00:11:39,538 bilgisayar simülasyonu ile modelleyebilirler. 268 00:11:39,538 --> 00:11:42,570 İşte bu grafik, iklim değişikliğni etkilediğini bildiğimiz 269 00:11:42,570 --> 00:11:44,741 tüm farklı faktörleri gösteren 270 00:11:44,741 --> 00:11:47,056 bir bilgisayar simülasyonu çıktısı, 271 00:11:47,056 --> 00:11:49,808 hava kirliliğinden kaynaklanan sülfat partikülleri, 272 00:11:49,808 --> 00:11:52,778 volkan patlamalarından kaynaklanan volkanik tozlar, 273 00:11:52,778 --> 00:11:55,012 güneşten gelen radyasyondaki değişimler 274 00:11:55,012 --> 00:11:57,390 ve tabii ki, sera gazları. 275 00:11:57,390 --> 00:11:59,208 Ve şunu sordular: 276 00:11:59,208 --> 00:12:02,904 Modele eklenen hangi değişkenler 277 00:12:02,904 --> 00:12:05,880 gerçek hayattaki durumu önümüze koyacak? 278 00:12:05,880 --> 00:12:08,630 İşte burada siyah renkte gerçek hayat. 279 00:12:08,630 --> 00:12:11,130 Modelimiz de gri 280 00:12:11,130 --> 00:12:13,270 ve cevap şıkkı E, 281 00:12:13,270 --> 00:12:17,367 yani hepsi, hepsini içeren model. 282 00:12:17,367 --> 00:12:19,774 Ölçülen sıcaklık ölçümlerini 283 00:12:19,774 --> 00:12:21,602 yeniden üretmenin tek yolu 284 00:12:21,602 --> 00:12:23,580 bunların hepsini biraraya getirmek, 285 00:12:23,580 --> 00:12:25,719 sera gazları dahil 286 00:12:25,719 --> 00:12:28,270 ve son 50 yılda sıcaklıktaki dramatik artışın 287 00:12:28,270 --> 00:12:30,154 özellikle sera gazlarındaki 288 00:12:30,154 --> 00:12:32,360 artıştan kaynaklandığını 289 00:12:32,360 --> 00:12:33,840 görebilirsiniz. 290 00:12:33,840 --> 00:12:36,274 Bu yüzden biliminsanları, 291 00:12:36,274 --> 00:12:39,382 yalnızca iklimin değiştiğini bilmekle kalmayıp, 292 00:12:39,382 --> 00:12:42,150 sera gazlarının bunun en büyük nedeni olduğunu da 293 00:12:42,150 --> 00:12:44,880 biliyoruz diyorlar. 294 00:12:44,880 --> 00:12:47,268 Ve biliminsanlarının yaptıkları 295 00:12:47,268 --> 00:12:48,757 onca farklı şeylerden dolayı, 296 00:12:48,757 --> 00:12:52,243 filozof Paul Feyerabend şu ünlü sözü söylemiştir: 297 00:12:52,243 --> 00:12:54,659 "Bilimde süreci engellemeyen 298 00:12:54,659 --> 00:12:57,848 tek ilke: Herşey uyar." 299 00:12:57,848 --> 00:13:00,464 Bu alıntı sık sık eksik yapılır, 300 00:13:00,464 --> 00:13:02,582 çünkü Feyerabend'in gerçekte söylediği 301 00:13:02,582 --> 00:13:04,532 "bilime herşey uyar" değil. 302 00:13:04,532 --> 00:13:06,286 Söylediğini tam olarak 303 00:13:06,286 --> 00:13:07,900 alıntılarsak, 304 00:13:07,900 --> 00:13:09,990 "Beni bilimin yönteminin ne olduğunu 305 00:13:09,990 --> 00:13:12,346 söylemek zorunda bırakırsanız, 306 00:13:12,346 --> 00:13:14,955 her şey uyar derdim" 307 00:13:14,955 --> 00:13:16,343 Söylemeye çalıştığı 308 00:13:16,343 --> 00:13:18,910 biliminsanlarının pek çok farklı şey yaptıklarıdır. 309 00:13:18,910 --> 00:13:21,218 Biliminsanları yaratıcıdır. 310 00:13:21,218 --> 00:13:23,328 Ancak bu da şu soruyu geri getiriyor: 311 00:13:23,328 --> 00:13:26,799 Biliminsanları tek bir yöntem kullanmazlarsa, 312 00:13:26,799 --> 00:13:28,698 neyin doğru, neyin yanlış olduğuna 313 00:13:28,698 --> 00:13:30,156 nasıl karar verecekler? 314 00:13:30,156 --> 00:13:32,050 Ve bunu kim değerlendirecek? 315 00:13:32,050 --> 00:13:34,130 Cevap, biliminsanları, 316 00:13:34,130 --> 00:13:37,013 bunu kanıtları değerlendirerek yaparlar. 317 00:13:37,013 --> 00:13:40,422 Biliminsanları pek çok farklı yollarla kanıt toplarlar, 318 00:13:40,422 --> 00:13:42,044 ancak nasıl toplamış olurlarsa olsunlar, 319 00:13:42,044 --> 00:13:44,621 bunu ince eleyip sık dokumak zorundadırlar. 320 00:13:44,621 --> 00:13:46,951 İşte bu sosyolog Robert Merton'ı 321 00:13:46,951 --> 00:13:49,361 biliminsanlarının veri ve kanıtları nasıl ince eleyip sık dokudukları 322 00:13:49,361 --> 00:13:51,040 sorusuna odaklanmaya yöneltti 323 00:13:51,040 --> 00:13:53,848 ve bunu "organize şüphecilik" dediği bir yolla 324 00:13:53,848 --> 00:13:55,767 yaptıklarını söyledi. 325 00:13:55,767 --> 00:13:57,651 "Organize" çünkü 326 00:13:57,651 --> 00:13:59,129 bunu kollektif olarak, 327 00:13:59,129 --> 00:14:00,758 grup halinde yaparlar 328 00:14:00,758 --> 00:14:03,574 ve "şüpheci" çünkü güvensizlikten yola çıkarlar 329 00:14:03,574 --> 00:14:05,028 demek istedi. 330 00:14:05,028 --> 00:14:06,820 Bu, yeni bir iddiası olan 331 00:14:06,820 --> 00:14:09,601 bunu kanıtlamak zorundadır, anlamına gelir. 332 00:14:09,601 --> 00:14:12,614 Ve bu bağlamda, bilim doğal olarak muhafazakardır. 333 00:14:12,614 --> 00:14:15,696 Bilim camiasından birisini "Evet, bir şey biliyoruz, bu doğru" 334 00:14:15,696 --> 00:14:18,897 demeye ikna etmek oldukça zordur. 335 00:14:18,897 --> 00:14:21,393 Yani "paradigma kaymaları" kavramının 336 00:14:21,393 --> 00:14:22,990 popülaritesine karşın, 337 00:14:22,990 --> 00:14:24,274 gerçekte gördüğümüz, 338 00:14:24,274 --> 00:14:27,059 bilimsel düşüncede gerçek büyük değişimlerin 339 00:14:27,059 --> 00:14:30,779 bilim tarihinde görece olarak nadir olduğudur. 340 00:14:30,779 --> 00:14:34,342 Nihai olarak bu bizi bir fikre daha ulaştırır: 341 00:14:34,342 --> 00:14:38,050 Biliminsanları, kanıtları kollektif olarak değerlendiriyorsa, 342 00:14:38,050 --> 00:14:40,612 bu, tarihçileri, bilimin ne olduğu, 343 00:14:40,612 --> 00:14:42,031 bilimsel bilginin 344 00:14:42,031 --> 00:14:43,926 ne olduğu üzerine bir konsensus sorusuna 345 00:14:43,926 --> 00:14:45,860 odaklanmaya yöneltir: 346 00:14:45,860 --> 00:14:47,530 organize şüphecilik ve 347 00:14:47,530 --> 00:14:50,379 kollektif şüphecilik sürecinde 348 00:14:50,379 --> 00:14:53,063 bilimsel uzmanlar kanıtları inceleyip, 349 00:14:53,063 --> 00:14:54,988 bununla ilgili 350 00:14:54,988 --> 00:14:56,900 bir hükme vardılar mı? 351 00:14:56,900 --> 00:15:00,494 evet mi hayır mı? 352 00:15:00,494 --> 00:15:03,438 Öyleyse bilimsel bilgiyi, uzmanların konsensusu, 353 00:15:03,438 --> 00:15:05,660 uzlaşısı olarak düşünebiliriz. 354 00:15:05,660 --> 00:15:07,432 Bilimi de bir tür jüri 355 00:15:07,432 --> 00:15:09,010 olarak düşünebiliriz, 356 00:15:09,010 --> 00:15:11,524 ama çok özel bir tür jüri. 357 00:15:11,524 --> 00:15:13,628 Perilerinizden oluşan bir jüri değil, 358 00:15:13,628 --> 00:15:15,524 ucubelerden oluşan bir jüri. 359 00:15:15,524 --> 00:15:19,158 Doktoralı adamlar ve kadınlardan oluşan bir jüri, 360 00:15:19,158 --> 00:15:21,600 "suçlu" ya da "suçsuz" gibi 361 00:15:21,600 --> 00:15:23,290 sadece iki seçeneği olan 362 00:15:23,290 --> 00:15:25,975 geleneksel bir jüriye benzemez, 363 00:15:25,975 --> 00:15:29,376 bilim jürisinin bir kaç seçeneği vardır: 364 00:15:29,376 --> 00:15:32,160 Biliminsanları "Evet, bu doğrudur." diyebilirler, 365 00:15:32,160 --> 00:15:34,740 "Hayır, bu yanlış." diyebilirler 366 00:15:34,740 --> 00:15:37,280 ya da "Pekala, bu doğru olabilir, 367 00:15:37,280 --> 00:15:40,324 ancak daha fazla çalışmamız ve daha çok kanıt toplamamız gerekli." diyebilirler, 368 00:15:40,324 --> 00:15:41,940 ya da "Doğru olabilir, ancak 369 00:15:41,940 --> 00:15:43,640 bu sorunun cevabını bilmiyoruz 370 00:15:43,640 --> 00:15:44,950 ve bunu bir kenara koyalım 371 00:15:44,950 --> 00:15:47,873 ve belki ileride tekrar döneriz" diyebilirler. 372 00:15:47,873 --> 00:15:51,875 Bu, biliminsanlarının "kolayca kontrol edilemeyen" dedikleri şeydir. 373 00:15:51,875 --> 00:15:54,481 Ama bu da bizi nihai bir probleme götürür: 374 00:15:54,481 --> 00:15:57,419 Eğer bilim, biliminsanlarının anlattığı şeyse, 375 00:15:57,419 --> 00:15:59,960 bu da sadece otoriteye başvurmak değil midir? 376 00:15:59,960 --> 00:16:01,812 Ve bize okulda otoriteye başvurmanın 377 00:16:01,812 --> 00:16:04,249 mantık hatası olduğu öğretilmedi mi? 378 00:16:04,249 --> 00:16:07,281 Evet, işte modern bilimin paradoksu, 379 00:16:07,281 --> 00:16:09,553 sanırım tarihçilerin, filozofların ve 380 00:16:09,553 --> 00:16:12,154 sosyologların vardığı sonucun paradoksu: 381 00:16:12,154 --> 00:16:15,655 aslında bilim otoriteye başvurmaktır, 382 00:16:15,655 --> 00:16:19,431 ama bir bireyin otoritesine değil, 383 00:16:19,431 --> 00:16:21,830 ne kadar zeki olursa olsun, 384 00:16:21,830 --> 00:16:25,695 Platon yada Sokrates yada Einstein gibi. 385 00:16:25,695 --> 00:16:28,809 Kollektif grubun otoritesidir. 386 00:16:28,809 --> 00:16:31,795 Bir topluluğun bir çeşit ortak aklı olarak düşünebilirsiniz, 387 00:16:31,795 --> 00:16:35,321 ama çok özel bir tür topluluk. 388 00:16:35,321 --> 00:16:37,611 Bilim -tabii ki- otoriteye başvurur, 389 00:16:37,611 --> 00:16:39,861 ama herhangi bir bireye dayalı değildir, 390 00:16:39,861 --> 00:16:42,447 o birey olabileceği kadar zeki olsa da. 391 00:16:42,447 --> 00:16:44,548 Bu, belirli bir problem üzerinde çalışan 392 00:16:44,548 --> 00:16:47,130 biliminsanlarının kollektif bilgeliğine, 393 00:16:47,130 --> 00:16:48,738 kollektif bilgisine, 394 00:16:48,738 --> 00:16:51,455 kollektif çalışmasına dayanır. 395 00:16:51,455 --> 00:16:54,251 Biliminsanlarında bir tür "kollektif güvensizlik" vardır, 396 00:16:54,251 --> 00:16:56,451 şu "göster bana" kültürü, 397 00:16:56,451 --> 00:16:58,401 bu şirin bayanın arkadaşlarına 398 00:16:58,401 --> 00:17:01,483 kanıtlarını gösterdiği gibi. 399 00:17:01,483 --> 00:17:04,530 Tabii ki, bu insanlar biliminsanlarına gerçekten benzemiyorlar 400 00:17:04,530 --> 00:17:09,108 çünkü fazlasıyla mutlu görünüyorlar. 401 00:17:09,108 --> 00:17:13,660 Tamam, bu beni varış noktama taşıyor. 402 00:17:13,660 --> 00:17:15,968 Çoğumuz sabah uyanırız. 403 00:17:15,968 --> 00:17:17,718 Çoğumuz arabalarımıza güveniriz. 404 00:17:17,718 --> 00:17:19,260 Pekala, bakın, şimdi düşünüyorum da, 405 00:17:19,260 --> 00:17:20,558 ben Manhattan'dayım, bu kötü bir benzetme oldu, 406 00:17:20,558 --> 00:17:23,382 ama Manhattan'da yaşamayan pek çok Amerikalı 407 00:17:23,382 --> 00:17:25,120 sabah uyanır ve arabalarına biner 408 00:17:25,120 --> 00:17:27,649 kontağı çevirirler ve arabaları çalışır 409 00:17:27,649 --> 00:17:29,650 ve muazzam çalışır. 410 00:17:29,650 --> 00:17:32,365 Modern ortomobil kolay kolay arıza yapmaz. 411 00:17:32,365 --> 00:17:35,148 Peki nasıl oluyor? Arabalar nasıl bu kadar iyi çalışıyor? 412 00:17:35,148 --> 00:17:37,652 Bu, Henry Ford'un dehası değil, 413 00:17:37,652 --> 00:17:40,743 ya da Karl Benz yada Elon Musk'ın da değil. 414 00:17:40,743 --> 00:17:42,885 Çünkü modern otomobil 415 00:17:42,885 --> 00:17:47,729 yüzlerce, binlerce hatta onbinlerce insanın 416 00:17:47,729 --> 00:17:49,509 yüzyılı aşkın çalışmasının 417 00:17:49,509 --> 00:17:50,845 bir ürünüdür. 418 00:17:50,845 --> 00:17:52,956 Modern otomobil, 419 00:17:52,956 --> 00:17:55,745 bir araba üzerinde çalışmış olan her adam ve kadının 420 00:17:55,745 --> 00:17:58,092 toplu emeğinin ve bilgeliğinin ve deneyiminin 421 00:17:58,092 --> 00:17:59,700 bir ürünüdür 422 00:17:59,700 --> 00:18:02,615 ve teknolojinin güvenilirliği, bu toplu çabanın 423 00:18:02,615 --> 00:18:05,298 bir sonucudur. 424 00:18:05,298 --> 00:18:07,715 Sadece Benz'in, Ford'un ve Musk'ın 425 00:18:07,715 --> 00:18:09,221 dehalarından değil, 426 00:18:09,221 --> 00:18:11,989 modern araba üzerinde çalışmış olan tüm insanların 427 00:18:11,989 --> 00:18:14,240 ortak akıl ve emeğinden 428 00:18:14,240 --> 00:18:15,910 istifade ettik. 429 00:18:15,910 --> 00:18:17,960 Ve bilimin doğrusu hep aynıdır, 430 00:18:17,960 --> 00:18:20,804 sadece bilim biraz daha yaşlanmıştır. 431 00:18:20,804 --> 00:18:23,378 temelde bilime güvenmek, 432 00:18:23,378 --> 00:18:26,052 teknolojiye güvenmekle 433 00:18:26,052 --> 00:18:30,039 ve deneyim dediğimiz bir şeye güvenmekle, 434 00:18:30,039 --> 00:18:32,317 esasen aynı şeydir. 435 00:18:32,317 --> 00:18:34,551 Ama bu herhangi bir şeye körü körüne inanmaktan 436 00:18:34,551 --> 00:18:36,921 daha fazla körü körüne olmamalıdır. 437 00:18:36,921 --> 00:18:39,762 Bilime güvenimiz de, bilimin kendisi gibi, 438 00:18:39,762 --> 00:18:41,335 kanıta dayanmalıdır 439 00:18:41,335 --> 00:18:43,177 ve bu da biliminsanlarının, daha iyi iletişimciler 440 00:18:43,177 --> 00:18:45,225 haline gelmeleri gerektiği anlamına gelir. 441 00:18:45,225 --> 00:18:48,112 Bize sadece bildiklerini değil, nasıl bildiklerini de 442 00:18:48,112 --> 00:18:49,840 açıklamak zorundadırlar 443 00:18:49,840 --> 00:18:53,730 ve bu da daha iyi dinleyiciler olmaları gerektiği anlamına gelir. 444 00:18:53,730 --> 00:18:57,452 Çok çok teşekkürler.