Türkçe versiyon Deniyorlar ki her madalyada iki taraf var. Kesinlikle katılıyorum. Bir yandan şehirdeki en lüks ve tatlı restoranda bir iş bulursun. Ama diğer yandan bu yediğin yemeklerin kalitesini etkilemez. Bir yandan bir restoranın sevgili misafirisin. Ama diğer yandan asla senin hakkında gerçekten düşündüklerini bilmeyeceksin. Bir yandan senin dünyanın en güzel ve sakin yerde olduğunu inanıyorsun. Ama diğer yandan... - Kapariyle dana eti! - Evet, Şef! İki tarhun alabalık tabak! - Senya, beşamelim nerede? - Hemen, Şef, 20 saniye! Ya sen? Niçin etrafında duruyorsun? (tabaklar kırılıyor) En sonunda, bir yandan iki saat geç kaldın ve inanıyorsun ki çarmıha gerileceksin. Ama diğer yandan... Tavuk Popo, seni seviyorum! Geç kaldı. Kazandım. Bahis yapan herkes, para ver. Çabuk, çabuk! Sen bu rahatsız gün ruh halımı iyileştirdin yüzünden sana çok önemli, ve daha özellikle, sosyal işe yararlı bir görev ödüllendiriyorum: Sen... - ...bakkaliye getireceksin. - Ama Şef... - Neyse bir şey değil; bu kalbimin derinliklerinden. - Şef, düşündüm ki yemek pişirecekmişim. İyi, bak. İki varolmayan kabiliyetine güvendin: düşünmek ve pişirmek. Yürü! Nastya, senin yüzünden bir anda bir kalp krizi geçireceğim. Şef, bir kız şef için kelime ne? Şefine? Doğa Ana'nın hatası. Ah, yan restorandan Doğa Ana'nın hatası yemek salonunda oturuyor. Niçin sinsice dolanıyor? - Ona niçin sormalıyım mı? - Gerek yok. - Ne istedi? - Bir kahve. Bu kadar mı? Bu ne? Bir kahvehane mi? - Şef, ondan korkuyor musunuz? - Yok ya. Niye? Sadece ayakkabı bağı çözüldü. - Ne? Dün işten seni atmadılar? - Ah, her şeyden önce, iyi günler. İkinci olarak sigara içmek sağlık için kötü. Üçüncü olarak kim bu uzmanı atmak istiyor? Dur! Gidebilirmemi yüzden çok üzgün müydün? Seni özlersin? Çünkü mükemmel gecemizi hatırlıyorsun! Selam, Aynura. Sen, dinle. Eğer herhangi bir kişi şeyimiz hakkında bilirse ben... - Viktoriya Sergeyevna! - Evet, Kostya? Viktoriya Sergeyevna, bardaki sikiperi yine kırılmış. Dün sana, "Tamirci aramak zorundasın," söyledim. Şu an kendi kendine problemi tamir etmek zorundasın. - Sikiperi kırılmış mı? - Evet. Çalışması nasıl olduğunu biliyor musun? Ne bilmeliyim? Geçen işimdeki sikiperi her gün kırılmış. İstifa ettim, ve şimdi kim onu tamir ediyor, bilmiyorum. Baksana, benimkini tamir edebiliyor musun? Karşılığında bakkaliyenin hepsini getireceğim. İyi, tamam. Böylece getirme görevi bitirdi. Son bir şey, bir sikiperi ne oluyor be? - İyi günler! - Merhaba! - Buraya ne getirdin? - Bu, işimdir. Restoranımıza şık tabak takımlarını götürdüler. Onlar yüklenirken yerinizde bir yarım saat harcamak istedim. Evet, iyi sofra takımı hep yararlı. Peki, herhangi bir şey istemiyor musunuz? Ah, dedim ki zaman harcamak istedim, intihar etmek istemedim. - Şakam komik değil mi? - Evet, ve boşver! Herkes kadınların şaka yapmayabilirdiğini ve pişirmeyebildiğini bilir. (Nastya gülüyor)