İstediğimiz pek bu değildi, değil mi?
Günümüzde dijital kameralar bize çok yararlı olsa da,
hiçbir şey insan gözünün yerini tutamaz.
Görüntü oluşturmak için
kameraların ışığı nasıl kullandığını bilmek önemlidir.
Böylece bir kare yakalamak istediğimiz anda
neler olacağını bilebiliriz.
Doğru süre boyunca doğru ışık
alınıp alınmadığını belirleyen
üç değişken vardır.
Manuel bir kamerada
bu değişkenleri istediğimiz gibi ayarlarız.
Farklı ayarlar gerçekten farklı resimlerle sonuçlanır.
Sürece birlikte bakalım.
Öncelikle şunu görüyor musunuz?
Bu diyafram aralığı.
Işığın içinden geçtiği delik.
Eğer aralığı büyütürsek,
daha çok ışığımız olur, evet,
ama resmin keskinliği, odak noktasından itibaren
hızla azalır,
hem öne hem arkaya doğru.
Buna sığ alan derinliği denir.
Eğer aralık çok küçük olursa,
daha az ışığa fakat daha derin alan derinliğine erişiriz.
Portrelerde, netsiz arka plandan ayrılan
net bir figür güzel olur,
dolayısıyla geniş bir diyafram aralığı öneririm.
Diyafram açıklığı f-durakları ile ölçülür.
Kafa karıştırıcı olabilir
çünkü küçük sayılar büyük açıklıklara ve
büyük sayılar küçük açıklıklara karşılık gelir.
Üzerinde düşünülecek diğer konu enstantane hızıdır.
Enstantane, sensörü örten
bir perde gibi davranır
ve sadece enstantane düğmesi bırakıldığında açılır.
Eğer az ışık istersek,
enstantaneyi daha kısa süre açık tutarız.
Çok ışık istersek
daha uzun süre açık tutarız,
ama hareket nedeniyle netsizleşmiş
bir resim elde etme riski almış oluruz.
Hız saniyelerle ve saniyenin kesirleri
ile ölçülür.
Sporcular gibi hızlı hareket eden bir şey çekerken
yüksek hız gerekir.
Harika gece manzaraları çekerken ise
uzun pozlama daha iyi olur.
Ama bu durumda mutlaka tripod gerekir,
yoksa resimde hareket netsizliği olur.
Işık pozlamaları ile yapabileceğimiz bir başka şey
ışık boyamaları olabilir.
Bir meşale ya da cep telefonu ışığı ile
karanlıkta çizim yapabilirsiniz.
Son olarak, ISO duyarlılığı
sensörün ışığa duyarlılığını kontrol eder.
Eğer düşük duyarlılıkta kullanırsak,
resmi elde etmek için daha çok ışık gerekir.
Yüksek duyarlılıkta ise
daha az ışıkla
resmi elde edebiliriz.
100 ISO düşük bir duyarlılık iken,
6400 ISO yüksektir.
Duyarlılığı yükseltirsek,
yüksek hızlar ve küçük açıklıklar
kullanma şansımız olur,
ancak resimlerimiz kumlu olur.
Neyse ki doğru-düzgün bir resim
çekebilmek için doğru miktarda ışık ayarı
yapıp yapmadığımızı söyleyecek bir şey var:
Pozometre.
Kulağa hoş geliyor mu?
Şimdi dışarı çıkıp
farklı koşullarda resim çekme
uygulaması yapma zamanı.
Nasılsa artık en iyi resmi çekmek için
ne zaman ne yapacağınızı biliyorsunuz.