Köpek balıkları bazı yerel kültürlerde
güçlü tanrılar olarak bilinir.
Örneğin, Fijililer köpek balığı tanrısı
Dakuwaqa'nın
balıkçıları denizdeki tehlikelerden
koruduğuna inanırlar.
Bugün köpek balıkları okyanuslarındaki
uç yırtıcılar olarak tanınır
ve Dünya'nın en uzun yaşayan
omurgalıları arasında yer alırlar.
Bu balıkları kadim efsanelere konu eden
ve bu kadar başarılı kılan şey nedir?
Avlanma hünerlerinin çoğu
400 milyon yıldır bilenen
biyolojik niteliklerden kaynaklanır.
Kıkırdaklı iskeletleri diğer
kemiklerden daha sıkıdır
ve hareket için daha az enerji gerektirir.
Büyük, yağlı karaciğerleri aerodinamik
vücutlarına itme gücü verir
ve kemikli balıkların gövde kasları
direkt olarak iskeletlerine bağlıyken,
köpek balıklarında derilerine de bağlıdır.
Bu özel tasarım, onları
basınçlı tüplere dönüştürür,
böylece elastik derileri etkili bir
şekilde kas kuvvetlerini kuyruğa iletir.
Köpek balığı derisinin göze çarpan
başka özellikleri de vardır.
Pürüzsüz dış görünümüne rağmen,
mikro seviyede, binlerce ufak
"deridişcik" denen dişimsi pullarıyla
kaba bir dokuya sahip.
Her dişcik enameloid denen
maddeyle kaplıdır.
Bu da deriyi sert bir zırha dönüştürür.
Artı, dişciklerin yapısı vücut boyunca
değişiklik gösterir
ve köpek balığı suda hareket ederken
gürültü ve sürüklenmeyi azaltır.
Ağızlarındaki dişlere gelirsek,
köpek balıkları hayatları boyunca
50 bin diş üretebilir.
Ortalama olarak haftada
bir diş kaybederler
ve bu meydana geldiğinde
hemen yerine yenisi çıkar.
Dişlerindeki florür kaplama
tabakası sayesinde
köpek balıklarının dişi çürümez.
Fakat dişler tüm köpek balıklarında
aynı değildir.
Türlere ve beslenme biçimine göre
çeşitlilik gösterir.
Bazısı yoğun ve düzdür,
yumuşakçaları ezmek kolaylaşır.
Diğerleri balıkları tutmak için
iğnemsidir.
Büyük Beyazların ağızlarında avları
tutmak için sivri alt dişler bulunur
ve doğramak için de
üçgen tırtıklı üst dişler vardır.
Bu farklılık köpek balıklarının okyanusta
avlarını hedeflemelerine olanak tanır.
Birçok türde de başka
hususi özellikler bulunur.
Çenelerini ağızlarından
çıkarabilme yeteneği,
ağızlarını fazlaca açabilmelerini
ve avlarını gafil avlamalarını sağlar.
Evrim sırasında,
köpek balığı beyinleri genişlemiş,
duyumsal organları büyüdükçe
ikiye katlanmıştır.
Günümüz köpek balıkları
birkaç damla kanı koklayabilir
ve sualtında 800 metre mesafeden
sesleri duyabilirler.
Özellikle düşük frekans için
iyi ayarlanmışlardır,
buna ölen balıkların yaydıkları da dahil.
Ve kediler gibi, gözlerinin arkasında
tapeta lucida denen
yansıtıcı zarlara sahipler,
bu da karanlıkta görüşlerini
önemli ölçüde artırır.
Bu yüksek kabiliyetler yetmezmiş gibi,
köpek balıklarının
altıncı hissi de oluşmuştur.
Lorenzini kabarcığı denilen
elektroduyu hücreleri ağını
kullanarak avlanabilirler.
Bu hücreler aşırı duyarlı
jölelerle doludur
ve bu da avlarından elektriksel
sinyal algılamalarını sağlar,
ufacık bir kas seğirmesi de dahil.
Çok simgesel köpek balığı
türlerinden bazıları,
- Büyük Beyaz, Mako,
Dikburun, Somon gibi -
başarılarını başka bir özelliğe borçlular:
soğuk kanlı bir yaratığın
içindeki sıcak kana.
Vücutlarının içinde,
rete mirabile denilen arter ve
damar demetleri bulunur.
Burada, köpek balığının
çalışan kaslarıyla ısınan kirli kan,
solungaçtan gelen soğuk, oksijen zengini
kanı taşıyan arterin hemen yanından geçer.
Bu tanzim, kana ısı transfer eder,
bu da vücudun önemli
organlarına geri gelir.
Sıcak kaslar daha hızlı
ve güçlü yüzüş sağlarken,
sıcak karın sindirime yardımcı olur
ve rahimdeki yavrunun
daha hızlı gelişmesini sağlar.
Sıcak göz ve beyin, köpek balıklarını
soğuk suda tetikte tutar.
Okyanuslarda dolaşan 500 köpek balığı
türünün bu şaşırtıcı adaptasyonları
korkudan çok hayranlık uyandırıyor.
Ne yazık ki, bu türlerin üçte biri
aşırı avlanma nedeniyle tehdit altında.
Milyonlarca yıllık gelişimden sonra
bu uç yırtıcılar belki de en büyük
zorluklarıyla karşı karşıya olabilirler.