WEBVTT 00:00:06.526 --> 00:00:09.997 Hendrix, Cobain ve Page. 00:00:10.287 --> 00:00:12.294 Hepsi son derece hızlı. 00:00:12.294 --> 00:00:16.228 Peki nasıl oluyor da ellerindeki bu mekanizma 00:00:16.228 --> 00:00:21.028 nota, ritm, melodi ve müziği oluşturuyor? 00:00:21.250 --> 00:00:26.412 Gitar teline vurduğunuzda "kararlı dalga" denilen bir titreşim oluşur. 00:00:26.412 --> 00:00:30.432 "Düğüm noktaları" olarak adlandırılan bazı noktalar hareket etmezken 00:00:30.432 --> 00:00:34.760 "dalga karnı" denilen diğer noktalar ileri geri salınır. 00:00:34.760 --> 00:00:39.196 Bu titreşim sap ve köprü aracılığıyla gitarın gövdesine aktarılır 00:00:39.196 --> 00:00:42.023 ve buradaki ince, esnek ağaç titreşip 00:00:42.023 --> 00:00:45.524 etrafındaki hava moleküllerini de titreştirir. 00:00:46.015 --> 00:00:49.821 Art arda gerçekleşen bu titreşimler ses dalgalarını meydana getirir. 00:00:49.821 --> 00:00:53.133 Gitarın ses deliğinden çıkan dalgalar 00:00:53.133 --> 00:00:55.489 kulağımıza iletilir. 00:00:55.729 --> 00:00:58.962 Burada elektriksel sinyallere çevrilerek 00:00:58.962 --> 00:01:01.591 beynimiz tarafından ses olarak algılanır. 00:01:02.065 --> 00:01:06.066 Sesin perdesi, titreşimlerin frekansına bağlıdır. 00:01:06.066 --> 00:01:09.345 Hızla titreyen bir tel pek çok titreşimin 00:01:09.345 --> 00:01:13.047 bir arada oluşmasına yol açarak yüksek perdeli bir ses oluşturur. 00:01:13.047 --> 00:01:16.780 Yavaş bir titreşimin sonucunda ise düşük perdeli bir ses oluşur. 00:01:16.780 --> 00:01:20.013 Telin titreşim frekansını etkileyen dört faktör var: 00:01:20.013 --> 00:01:23.633 uzunluk, gerginlik, yoğunluk ve kalınlık. 00:01:23.887 --> 00:01:27.598 Gitar telleri aynı uzunlukta ve gerginlikte olur; 00:01:27.598 --> 00:01:31.254 ancak kalınlık ve yoğunlukları farklılık gösterir. 00:01:31.379 --> 00:01:35.666 Kalın teller daha yavaş titreşip daha kalın sesler çıkarır. 00:01:35.666 --> 00:01:38.263 Tele her vurduğunuzda 00:01:38.263 --> 00:01:40.964 birkaç kararlı dalga yaratırsınız. 00:01:40.964 --> 00:01:44.244 Temel dalga, notanın perdesini belirler. 00:01:44.244 --> 00:01:47.747 "Doğuşkan" diye adlandırılan başka dalgalar da vardır. 00:01:47.747 --> 00:01:51.436 Doğuşkanların frekansları, temel dalganın frekansının katları şeklindedir. 00:01:51.563 --> 00:01:55.703 Bu kararlı dalgalar bir araya gelerek karmaşık bir dalga oluşturur. 00:01:55.733 --> 00:02:00.831 Tele vurma biçiminizi değiştirerek farklı doğuşkanlar elde edebilirsiniz. 00:02:00.831 --> 00:02:04.260 Telin ortasına vurduğunuzda duyacağınız şey temel sesin yanı sıra, 00:02:04.260 --> 00:02:07.363 frekansları temel sesinkinin tek sayı katları olan, 00:02:07.363 --> 00:02:10.085 düğüm noktaları ise telin ortasında olan doğuşkanlardır. 00:02:10.085 --> 00:02:13.501 Köprüye yakın bir yerden tele vurduğunuzda ise, temel sesin frekansının 00:02:13.501 --> 00:02:16.486 çift sayı katları olan doğuşkanların parlak sesini duyarsınız. 00:02:16.486 --> 00:02:21.610 Batı Müziği gamlarını oluşturan yine bu doğuşkanlardır. 00:02:21.610 --> 00:02:26.343 Temel sesle beraber, temel sesin frekansının iki katı frekansa sahip olan 00:02:26.343 --> 00:02:31.230 birinci doğuşkanı duyduğumuzda bu ikisi birlikte kulağımıza oldukça uyumlu gelir. 00:02:31.230 --> 00:02:34.265 Bu yüzden onları aynı nota olarak kabul ederiz. 00:02:34.265 --> 00:02:37.130 Aralarındaki farklı ise "oktav" diye adlandırırız. 00:02:37.130 --> 00:02:40.141 Gam, 12 sesten oluşur ve bu sesler 00:02:40.141 --> 00:02:42.793 bir oktav aralığı içinde yer alır. 00:02:42.793 --> 00:02:47.444 Her birinin frekansı, bir öncekinin frekansının 2^(1/12) katıdır. 00:02:48.088 --> 00:02:50.556 Bu katsayı, perde aralığını belirler. 00:02:50.556 --> 00:02:55.693 Her bir perde çubuğu, telin geri kalan uzunluğunu 2^(1/12)'ye bölüp 00:02:55.693 --> 00:02:59.386 frekansı yarım ses aralığı kadar yükseltir. 00:02:59.842 --> 00:03:02.512 Keman gibi perdesiz enstrümanlar 00:03:02.512 --> 00:03:06.922 iki nota arasındaki sonsuz sayıda frekansın çalınabilmesini sağlar. 00:03:06.922 --> 00:03:10.572 Fakat ton dışına çıkmayıp akortlu çalmayı da bir o kadar zorlaştırır. 00:03:10.572 --> 00:03:12.714 Tellerin sayısı ve akortlanışı 00:03:12.714 --> 00:03:14.981 çalmak istediğimiz akorlara ve 00:03:14.981 --> 00:03:17.636 ellerimizin fizyolojisine göre belirlenmiştir. 00:03:17.636 --> 00:03:20.827 Gitarların şekilleri ve yapıldıkları materyaller çeşitlilik gösterir 00:03:20.827 --> 00:03:23.935 ve bu çeşitlilik, titreşimin doğasını ve sesini de değiştirir. 00:03:23.935 --> 00:03:27.483 Aynı anda iki veya daha fazla teli çalmak 00:03:27.483 --> 00:03:32.027 akorlar ve diğer ses efektleri gibi yeni kalıplar oluşturmamızı sağlar. 00:03:32.027 --> 00:03:36.249 Örneğin frekansları birbirine yakın olan iki notayı aynı anda çaldığınızda, 00:03:36.249 --> 00:03:41.183 bu iki sesin üst üste binmesiyle genliği artıp azalan bir ses dalgası oluşur 00:03:41.183 --> 00:03:46.168 ve ortaya gitaristlerin "vuruş" dediği, zonklamaya benzeyen bir ses çıkar. 00:03:46.168 --> 00:03:49.334 Elektrik gitarlar ise daha geniş bir yelpaze sunar. 00:03:49.334 --> 00:03:51.611 Titreşim yine tellerde başlar 00:03:51.611 --> 00:03:55.124 fakat bu kez manyetikler tarafından elektriksel sinyallere çevrilip 00:03:55.124 --> 00:03:58.926 ses dalgaları üreten hoparlörlere iletilir. 00:03:58.926 --> 00:04:02.052 Sinyaller, manyetik ve hoparlör arasında 00:04:02.052 --> 00:04:04.703 çeşitli şekillerde işlenerek 00:04:04.703 --> 00:04:11.401 distortion, overdrive, wah-wah, delay ve flanger gibi efektler yaratılabilir. 00:04:12.159 --> 00:04:15.916 Müzik fiziğinin sadece eğlence için olduğunu düşünüyorsanız 00:04:15.916 --> 00:04:18.148 konuya bir de şu açıdan bakın: 00:04:18.148 --> 00:04:21.902 Bazı fizikçiler evrendeki her şeyin çok küçük ve 00:04:21.902 --> 00:04:27.087 çok gergin tellerin (sicimlerin) harmonik serilerinden oluştuğunu düşünüyor. 00:04:27.087 --> 00:04:29.554 Yani tüm gerçekliğimiz 00:04:29.554 --> 00:04:33.524 kozmik bir Jimi Hendrix'in uzun bir solosu olabilir mi? 00:04:33.852 --> 00:04:36.332 Şüphesiz ki teller, ya da sicimler, 00:04:36.332 --> 00:04:39.992 kulağımızla duyabildiğimizden çok daha fazlasını ifade ediyor.