İslam kültüründe
geometri her yerde bulunur.
Bunu camilerde, medreselerde, saraylarda
ve evlerde görebilirsiniz.
Bu gelenek MS 8. yüzyılda,
İslamiyet'in ilk dönemlerinde başladı.
Zanaatkarlar Roma ve Pers kültürlerinden
gelen motifleri aldılar
ve onlardan yeni
görsel ifade biçimleri geliştirdiler.
Tarihin bu dönemi İslam Kültürü'nün
altın çağıydı:
Önceki medeniyetlerin birçok kazanımı
bu dönemde korundu ve daha da geliştirildi.
Bu süreç, bilimde ve matematikte
önemli gelişmeleri beraberinde getirdi.
Bu gelişmelere, İslami sanatta
soyut formların ve ileri düzey geometrinin
gittikçe kompleks hale gelen
kullanımı eşlik etti.
Bu kullanım, halılarda ve kumaşlardaki
karmaşık çiçek motiflerinden
sonsuza dek tekrar ediyormuş gibi görünen
döşeme motiflerine kadar çeşitlenmekteydi.
Bu sonsuzluk, ilahi düzene hayranlığı
ve ona yönelik bir temaşayı yansıtıyordu.
Bu tasarımlar,
göze çarpan karmaşıklıklarına rağmen
sadece çember çizecek bir pergel ve
çizgi çizmeye yardımcı
bir cetvel ile oluşturulabilir.
yalnızca bu basit aletlerle kaleidoskopik
bir desen çeşitliliği yaratılabilir.
Peki bu nasıl yapılıyor?
Her şey öncelikle bir çemberle başlıyor.
İlk önemli tercihimiz
bu çemberin nasıl bölüneceğiyle ilgili.
Birçok desende bu çember
dört, beş veya altı eşit parçaya bölünüyor
Ve bu üç bölünme şekli de
kendine özgü desenler ortaya çıkarıyor.
Bir desenin dört,
beş,
veya altı katlı simetriye sahip
olup olmadığını anlamanın kolay yolu var:
Desenlerin çoğu taç yapraklarıyla
çevrelenmiş yıldızlar içeriyor.
Yıldızdaki dikenleri veya
çevresindeki taç yaprakların sayısı
desenin hangi kategoride olduğunu
bize söylüyor.
Mesela, 6 dikenli veya 6 taç yaprak
tarafından çevrelenmiş bir yıldız
altı katlı desen kategorisine giriyor.
8 taç yapraklı bir desen de 4 katlı desen
kategorisinde bulunuyor, vesaire.
Bu tasarımların
bir gizli katkı maddesi daha var:
arka planda yer alan bir klavuz desen.
bütün desenler için mutlaka gerekli
gizli klavuz desen
kompozisyonun ölçülerinin belirlenmesini
çalışmanın başında belirliyor,
simetrinin sapmasını önlüyor,
ve harikulade yeni desenlerin
bulunmasını kolaylaştırıyor.
Hadi bütün bu unsurların
nasıl bir araya geldiğine bir bakalım:
Bir karenin içindeki bir çemberi
sekiz eşit parçaya bölerek başlıyoruz.
Sonra birbirini çapraz kesen
iki çift çizgi çiziyoruz
ve bunların üzerine
diğer iki çifti daha yerleştiriyoruz.
Bunlara "tertip çizgileri" deniliyor.
Bu çizgilerin alt kesitlerini belirleyip
tekrar eden desenimizin
temel motifini ortaya çıkarıyoruz.
Aynı tertip çizgileri üzerinden
birçok ayrı tasarım ortaya çıkarmak
sadece farklı alt kesitleri
birleştirmekle mümkün.
Ve sonunda desenimizin tamamı
bu temel motifin birçok tekrarının
yan yana getirilmesiyle ortaya çıkıyor.
Bu işleme "moazikleştirme" deniliyor.
Aynı tertip çizgilerinden
farklı kesitleri seçerek,
bu deseni de ortaya çıkarabilirdik.
veya bunu
İhtimaller adeta sonsuza uzanıyor.
Aynı adımları 6 katlı desenler
oluşturmak için de izleyebiliriz.
Altıya böldüğümüz bir çemberin
üzerine tertip çizgileri çizip
daha sonra da onu mozaikleştirerek
böyle bir desen ortaya çıkarabiliriz.
Bu altı katlı desen örneği de
yüzyıllar boyunca
tüm İslam dünyasında kullanılmış
Marakeş, Agra, Konya ve El Hamra
bu desenin kullanıldığı yerler arasında.
4 katlı desenler karesel, 6 katlı desenler
altıgen bir klavuz desende şekillenir.
Ancak beş katlı desenleri
mozaikleştirmek daha zordur,
çünkü beşgenler
bir yüzeyi düzenli biçimde dolduramazlar.
Dolayısıyla sadece beşgen temelli
bir desen oluşturmak yerine
mozaikleştirilebilir bir düzen oluşturmak
için başka şekiller de desene eklenmelidir
Böylece şaşırtıcı derecede
karmaşık görünen
ancak hala yaratması nispeten kolay
desenler ortaya çıkar.
Ayrıca mozaikleştirme sadece basit
geometrik şekillerle sınırlandırılamaz.
Bunu M. C. Escher'in
eserlerinde görebiliriz.
İslami geometrik tasarım geleneği
balık ve yüz gibi hayvani unsurları
yansıtmama eğiliminde olmasına karşın
karmaşık desenler oluşturmak için
farklı birtakım motifleri kullanır.
Bu 1000 yıldan eski gelenek,
temel geometrinin unsurlarını alıp
onları karmaşık, dekoratif ve
göze hoş görünen desenler haline getirdi.
Ve bu zanaatkarlar bize yalnızca
sanatsal sezgi, yaratıcılık adanmışlık
ve birer cetvel ile pergelle ne kadar çok
şeyin mümkün olduğunu kanıtlıyor.