Gece gökyüzünde
yıldızlara baktığınızda
görebildiğiniz inanılmazdır.
Güzeldir.
Ancak daha da inanılmaz
olan göremediğiniz şeylerdir
çünkü artık biliyoruz ki
her yıldızın ya da
neredeyse her yıldızın
çevresinde bir ya da
birkaç gezegen bulunuyor.
Yani bu resmin göstermediği şey
uzayda varlığını bildiğimiz
bütün gezegenler.
Ancak gezegenleri düşündüğümüzde,
çok uzaklardaki şeyleri düşünürüz
kendi gezegenimizden farklı olanları.
Anca biz de bir gezegendeyiz
ve Dünya hakkında o kadar
çok inanılmaz şey var ki
benzerini bulmak için çok
uzak ve enginlere bakıyoruz.
Ve araştırdıkça da
şahane şeyler buluyoruz.
Ama ben size Dünya'da olan
şahane bir şeyi anlatmak istiyorum.
Bu da her dakika
180 kilo hidrojen
ve neredeyse üç kilo helyumun
Dünya'dan uzaya kaçması.
Ve bu gaz çıkıyor ve
asla geri gelmiyor.
Hidrojen, helyum ve bir çok şey
Dünya'nın atmosferi olarak
bilinen şeyi oluşturuyor.
Atmosfer sadece bu ince
mavi çizgiyi oluşturan gazlar,
burada Uluslararası Uzay
İstasyonu'ndan
astronotların çektiği
fotoğrafta görünüyor.
Gezegenimizin çevresindeki
bu incecik kisve
hayatın gelişmesini sağlayan şey.
Gezegenimizi çok fazla
çarpışma, meteor
ve benzerlerinden koruyor.
O kadar şahane bir görüngü ki
kayboluyor olduğu gerçeği
bir nebze de olsa
sizi korkutmalı.
Benim incelediğim şey de bu süreç
ve buna atmosferik kaçış deniyor.
Atmosferik kaçış sadece
Dünya gezegenine özgü değil.
Bana sorarsanız gezegen
olmanın bir parçası bu
çünkü sadece Dünya değil
evrendeki bütün gezegenler
atmosferik kaçış yaşayabilir.
Bunun gerçekleşme şekli de
gezegenler hakkında çok şey söylüyor.
Çünkü güneş sistemini düşündüğünüzde
bu resmi düşünebilirsiniz.
Ve sekiz ya da dokuz gezegen
olduğunu söyleyebilirsiniz.
Bu resme tahammül edemeyenler,
sizin için birini ekleyeceğim.
(Gülüşmeler)
New Horizons izniyle,
Pluto'yu ekliyoruz.
Buradaki şey şu ki
bu konuşma ve atmosferik
kaçışı açıklamak için
Pluto benim aklımda bir gezegen,
yıldızların çevresinde
göremediğimiz gezegenlerin de
gezegen olması gibi.
Gezegenlerin temel niteliği
onların yer çekimi tarafından
bir arada tutulan kitleler olduğudur.
Yani bu çekici kuvvet tarafından
bir arada tutulan
bir çok metaldir.
Bu kitleler oldukça büyük
ve yüksek çekime sahipler.
Yuvarlak olmaları bu yüzden.
Bütün bunlara baktığınızda
Pluto da dahil
hepsi yuvarlak.
Burada yer çekiminin işbaşında
olduğunu görebilirsiniz.
Ancak gezegenlerin diğer
bir temel niteliği de
burada görmediğiniz şeydir
ve bu da yıldızdır, yani Güneş,
güneş sistemindeki gezegenlerin
etrafında döndüğü şey.
Atmosferik kaçışı ortaya
çıkaran da temelde bu.
Yıldızların temel olarak gezegenlerde
atmosferik kaçışı oluştumasının
sebebi yıldızların gezegenlere
parçacık, ışık ve sıcaklık vermesidir
bu da atmosferin kaçmasına sebep olabilir.
Bir sıcak hava balonunu düşünürseniz
ya da Tayland'da bir festivalden
bu fener resmine bakarsanız
sıcak havanın gazları yukarı
itebileceğini görürsünüz.
Yeterli enerji ve sıcaklık varsa
ki Güneşimizde var
çok hafif olan ve sadece
yer çekimiyle bağlı bu gaz
uzaya doğru kaçabilir.
Atmosferik kaçışa sebep
olan şey aslında budur,
burada Dünya'da ve diğer gezegenlerde de,
yıldızdan gelen sıcaklık ve
gezegendeki yer çekim
kuvveti arasındaki etkileşim.
Bunun hidrojen için dakikada
180 kilo ve helyum için de
dakikada neredeyse üç kilo
olduğunu söylemiştim.
Peki bu nasıl görünüyor?
80'li yıllarda bile
NASA'nın Dynamix Explorer aracı ile
Dünya'nın kızılötesi
fotoğraflarını çektik.
Dünya'nın bu iki görüntüsü
kaçan hidrojen parıltısının
nasıl durduğunu gösteriyor -
kırmızıyla gösterilen.
Ayrıca oksijen ve nitrojen
gibi diğer özellikleri de görebilirsiniz
bu beyaz ışıltıda
arorayı gösteren bu halkada
ve dönence etrafındaki bu demette.
Bu resimler kesin olarak
gösteriyor ki
atmosferimiz sadece Dünya'nın
çevresine sarılı değil
aynı zamanda uzay
boşluğuna da uzanıyor
korkutucu bir hızda olduğunu da
eklemeliyim.
Ancak Dünya atmosferik
kaçış yaşamakta yalnız değil.
En yakın komşumuz Mars,
Dünya'dan çok daha küçük
ve atmosferine tutunmak için de
daha az yer çekimine sahip.
Her ne kadar Mars'ta bir
atmosfer olsa da bunun
Dünya'dan çok daha
ince olduğunu görebiliriz.
Sadece yüzeye bakın.
Çarpmaları önleyecek bir
atmosfer olmadığını
gösteren kraterleri görüyorsunuz.
Ayrıca, bunun "kırmızı gezegen"
olduğunu görüyoruz
ve atmosferik kaçış
Mars'ın kırmızı olmasında etkili.
Sebeb olarak düşüncemiz şu:
Mars'ın daha ıslak bir geçmişi vardı
ve su yeterince enerjiye sahip olunca
hidrojen ve oksijene ayrıştı
ve çok hafif olan hidrojen
uzay boşluğuna kaçtı
ve geride kalan oksijen
okside oldu ve zemine çöktü,
gördüğümüz tanıdık
paslı kırmızı renge dönüştü.
Mars resimlerine bakıp muhtemelen
atmosferik kaçışın yaşandığını
söylemek mümkün
ancak NASA'nın halihazırda Mars'ta
çalışan MAVEN adlı bir sondası var
ve bunun asıl görevi
atmosferik kaçışı incelemek.
Mars Atmosfer ve Uçucu
Evrim uzay aracı (MAUEM).
Gönderdiği sonuçlar şimdiden
Dünya'da gördüğümüze
benzer resimler ortaya koydu.
Mars'ın atmosferini kaybettiğini
çoktandır biliyorduk
yine de çok çarpıcı görüntüler var.
Örnek olarak, burada,
kırmızı halkada
Mars'ın boyutunu görebilirsiniz
ve mavi halkada gezegenden kaçan
hidrojeni görebilirsiniz.
Gezegenin boyutundan 10
kat daha geniş alana ulaşıyor
gezegenle bağlantısını
koparacak kadar uzağa.
Uzay boşluğuna kaçıyor.
Bazı fikirleri doğrulamada yardımcı oluyor
Mars'ın kırmızı olmasının sebebi:
hidrojen kaybı.
Ancak kaybolan tek
gaz hidrojen değil.
Dünya'daki helyumdan ve biraz
oksijen ve nitrojenden bahsettim
ve MAVEN ile Mars'ta kaybolan
oksijen miktarına bakabiliriz.
Oksijen daha ağır olmasından dolayı
hidrojen kadar hızlı çıkamadığını
yine de gezegenden
kaçtığını görebilirsiniz.
Kırmızı halkaya sınırlı
olmadığını görüyorsunuz.
Atmosferik kaçışın sadece kendi
gezegenimizde değil diğer
gezegenlerde de inceleyebilmemiz
ve uzay aracı gönderebilmemiz
gezegenlerin yalnızca
geçmişini değil genel olarak
gezegenler ve Dünya'nın geleceği
hakkında bilgi edinmeyi sağlıyor.
Gelecek hakkında gerçekten
bilgi edinmenin bir yolu
göremediğimiz kadar
uzakta olan gezegenlerdir.
Buna geçmeden önce
belirtmeliyim ki
size bunun gibi moral bozucu olabilecek
Pluto resimleri vermeyeceğim
çünkü henüz onlara sahip değiliz.
Ancak New Horizons görevi şu anda
gezegenden kaybolan
atmosferik kaçışı inceliyor.
Bizimle kalın ve bakar olun!
Hakkında konuşmak istemediğim gezegenler
geçişen dış gezegen olarak biliniyor.
Yani bizim Güneşimiz dışında
herhangi bir yıldızı yörüngesindeki
gezegenler dış gezegen ya da
güneş dışı gezegen oluyor.
Geçişen olarak adlandırılan bu gezegenler
özel bir niteliğe sahip -
ortadaki yıldıza bakarsanız
aslında yanıp söndüğünü göreceksiniz.
Yanıp sönmesinin sebebi de
sürekli önünden geçen giden
gezegenlerin olması
ve gezegenlerin yıldızdan gelen
ışığa engel olduğu bu
özel durum bizim
yanıp sönmeyi görmemizi sağlıyor.
Gece göğünde yıldızları bu yanıp sönme
hareketi için inceleyerek
gezegenleri bulabiliyoruz.
Kendi samanyolumuzdaki beş bin
üzerindeki gezegeni
bu şekilde bulabildik,
söylediğim gibi, daha fazlasının
olduğunu da böyle biliyoruz.
Bu yıldızlardan gelen ışığa baktığımızda
gördüğümüz şey, dediğim
gibi, gezegenin kendisini değil,
ancak zaman içinde kaydedilebilecek
bir ışık kararmasını görüyorsunuz.
Gezegenler önünden geçtikçe
ışık kısılıyor
ve işte bu daha önce
gördüğünüz yanıp sönme.
Sadece gezegenleri tespit etmiyoruz
bu ışığa farklı dalga boyutlarından
da bakabiliyoruz.
Dünya ve Mars'a kızılötesi ışıkta
bakmaktan bahsetmiştim.
Eğer Hubble Uzay Teleskobu ile
geçişen dış gezegenlere bakarsak
kızılötesi ışıkta görüyoruz ki
gezegen yıldızın önünden geçerken
daha fazla yanıp sönme ve yıldızdan
daha az ışık olduğunu görüyoruz.
Bunun gezegenin etrafında uzanan
ve onu daha şişkin hale getiren
hidrojen atmosferinden
dolayı olduğunu ve böylece
gördüğünüzün ışığı daha da
engellediğini düşünüyoruz.
Bu tekniği kullanarak,
atmosferik kaçış yaşayan
birkaç geçişen dış gezegen
bulmayı başardık.
Ve bulduğumuz gezegenlerden bazıları
sıcak Jüpiter olarak adlandırılabilir.
Bunun sebebi onların
Jüpiter gibi gaz gezegeni olması
ancak yıldızlarına çok daha yakınlar,
Jüpiter'den yüz kat daha fazla.
Kaçmaya hazır olan bütün bu
hafif gazlardan ve yıldızdan
gelen bütün sıcaklıktan dolayı
tamamen yıkıcı oranda
atmosferik kaçış oluyor.
Dünya'da kaybolan dakikada
180 kilo hidrojen oranı aksine
bu gezegenlerde
her dakika 590 milyon kilo
hidrojen kaçışı oluyor.
Bu gezegenin varlığına son verir
mi diye sorabilirsiniz.
İnsanlar güneş sistemimize
baktığında merak edilen
sorulardan birisi bu,
çünkü Güneşe yakın gezegenler taşlı
ve uzak olan gezegenler
daha büyük ve daha gazlı.
Jüpiter gibi Güneşe
gerçekten yakın olan
bir gezegenle başlayıp bütün
gazdan kurtulabilir misiniz?
Şimdi düşünüyoruz ki, sıcak
Jüpiter gibi bir şeyle başlarsanız
Merkür ya da Dünya gibi
bir şeye ulaşamazsınız.
Ancak daha küçük bir şeyle başlarsanız
gezegeni belirgin şekilde
etkileyecek kadar
gazın kaçması ve
başladığınızdan çok farklı
bir gezegene sahip olmanız
mümkün olur.
Bütün bunlara kulağa çok genel geliyor
ve güneş sistemimiz hakkında düşünebiliriz
ancak bunun Dünya ile ilgisi nedir?
Yakın gelecekte
Güneş daha parlak hale gelecek.
Bu olurken
Güneş'ten aldığımız sıcaklık
çok yoğun bir hale gelecek.
Sıcak Jüpiter'den gazın uçmasını
gördüğünüz gibi
gaz Dünya'dan dışarı çıkacak.
Yani bekleyebileceğimiz
ya da hazırlanabileceğimiz şey
yakın gelecekte Dünya'nın
Mars'a daha çok benzeyecek olması.
Ayrışan sudan çıkan hidrojenimiz
uzay boşluğuna daha hızlı kaçacak,
biz de bu kuru ve kırmızımsı
gezegenle baş başa kalacağız.
Korkmayın, daha birkaç
milyar yıl daha var
yani hazırlanmaya vaktimiz çok.
(Gülüşmeler)
Ancak neler olduğunun
farkında olmanızı istiyorum
sadece gelecekte değil,
atmosferik kaçış biz
konuşurken dahi oluyor.
Uzayda ve çok uzaktaki gezegenlerde
olduğunu duyduğunuz
çokça muhteşem bilimsel olay var
ve biz bu Dünyaları öğrenmek
için bu gezegenleri inceliyoruz.
Ancak Mars ya da sıcak Jüpiter benzeri
dış gezegenler hakkında öğrendikçe
atmosferik kaçış gibi bize gezegenimiz
Dünya hakkında daha çok bilgi veren
şeyler buluyoruz.
Uzayın çok uzakta olduğunu
bir daha düşündüğünüzde bunu hatırlayın.
Teşekkürler.
(Alkış)