WEBVTT 00:00:00.201 --> 00:00:01.893 Bugünkü konuşmamın teması 00:00:01.893 --> 00:00:05.101 "Sanatçı olun, hemen şimdi." 00:00:05.101 --> 00:00:08.158 Birçok kişi bu konu açıldığında 00:00:08.158 --> 00:00:10.784 gerilir ve karşı çıkar: 00:00:10.784 --> 00:00:13.778 "Sanat karın doyurmaz, ve zaten şu an meşgulüm. 00:00:13.778 --> 00:00:16.154 Okula gitmem lazım, iş bulmam lazım, 00:00:16.154 --> 00:00:18.441 çocuklarımı derse götürmem gerek..." 00:00:18.441 --> 00:00:23.976 "Çok meşgulüm, sanat için vaktim yok" diye düşünürsünüz. 00:00:23.976 --> 00:00:27.437 Hemen şimdi sanatçı olamamamız için yüzlerce neden vardır. 00:00:27.437 --> 00:00:28.992 Hemen aklınıza gelmiyor mu? NOTE Paragraph 00:00:28.992 --> 00:00:30.815 Neden olmamız gerektiğinden emin değiliz ama 00:00:30.815 --> 00:00:33.375 olmamamız için bu kadar çok neden var. 00:00:33.375 --> 00:00:35.068 Neden sanatçı olmamız gerektiğini bilmiyoruz, 00:00:35.068 --> 00:00:38.971 ama neden olmamamız gerektiğini biliyoruz. 00:00:38.971 --> 00:00:43.346 Neden insanlar sanat ile ilişkilendirilmekten çekinir? 00:00:43.346 --> 00:00:47.214 Belki sanatın sadece özel yetenekli insanlar için olduğunu 00:00:47.214 --> 00:00:52.266 düşünüyoruz ya da profesyonel eğitimliler için olduğunu. 00:00:52.266 --> 00:00:56.609 Bazılarınız da sanattan çok uzaklaştığınızı düşünüyor. 00:00:56.609 --> 00:01:01.227 Belki öyledir, ama ben öyle düşünmüyorum. 00:01:01.227 --> 00:01:03.696 Bugünkü konuşmamın konusu bu. 00:01:03.696 --> 00:01:05.498 Hepimiz sanatçı olarak doğduk. NOTE Paragraph 00:01:05.498 --> 00:01:08.542 Eğer çocuğunuz varsa, ne demek istediğimi biliyorsunuz. 00:01:08.542 --> 00:01:13.427 Çocukların yaptığı neredeyse her şey sanat. 00:01:13.427 --> 00:01:16.005 Pastel boyalarla duvara resim çizerler. 00:01:16.005 --> 00:01:19.157 Som Dam Bi'nin televizyondaki dansını taklit ederler 00:01:19.157 --> 00:01:23.015 ama Son Dam Bi'nin dansı diyemezsiniz artık - çocuğun kendi dansı olmuştur. 00:01:23.015 --> 00:01:28.301 Böylece tuhaf bir dans ederler ve şarkılarıyla herkese eziyet ederler. 00:01:28.301 --> 00:01:32.275 Belki de sanatları sadece ebeveynlerinin dayanabileceği bir şey 00:01:32.275 --> 00:01:37.472 ve bütün gün sanat talimi yaptıkları için 00:01:37.472 --> 00:01:40.751 insanlar gerçekten biraz yorulurlar çocukların yanında. NOTE Paragraph 00:01:40.751 --> 00:01:43.906 Çocuklar bazen tek kişilik drama performansları yapar - 00:01:43.906 --> 00:01:47.452 evcilik oynamak örneğin böyle bir performanstır. 00:01:47.452 --> 00:01:50.131 Ve bazı çocuklar, biraz daha büyüdüklerinde, 00:01:50.131 --> 00:01:52.151 yalan söylemeye başlarlar. 00:01:52.151 --> 00:01:57.242 Genelde anne babalar çocuklarının ilk yalan söylediği zamanı hatırlarlar. 00:01:57.242 --> 00:01:58.587 Şok olmuşlardır. 00:01:58.587 --> 00:02:02.155 "Artık gerçek yüzünü gösteriyorsun," der anne. "Neden babasına çekiyor ki?" diye düşünür. 00:02:02.155 --> 00:02:05.361 Çocuğu sorgular, "Nasıl bir insan olacaksın sen?" NOTE Paragraph 00:02:05.361 --> 00:02:06.932 Ama endişlenmemelisiniz. 00:02:06.932 --> 00:02:13.152 Çocukların yalan söylemeye başladığı vakit, hikaye anlatımının başladığı vakittir. 00:02:13.152 --> 00:02:15.340 Görmedikleri şeyler hakkında konuşmaya başlarlar. 00:02:15.340 --> 00:02:17.131 Harika birşey, olağanüstü bir an. 00:02:17.131 --> 00:02:19.198 Anne babalar bunu kutlamalı. 00:02:19.198 --> 00:02:23.355 "Yaşasın! Oğlum yalan söylemeye başladı!" 00:02:23.355 --> 00:02:25.584 Sorun değil! Kutlama gerektiriyor. 00:02:25.584 --> 00:02:28.973 Örneğin, çocuğunuz "Anne, tahmin et ne oldu? Eve gelirken bir uzaylıyla tanıştım." der. 00:02:28.973 --> 00:02:33.424 Tipik bir anne şöyle cevap verir, "Saçmalamayı bırak." 00:02:33.424 --> 00:02:37.040 İdeal bir ebeveyn ise şöyle cevap veren kişidir: 00:02:37.040 --> 00:02:40.112 "Öyle mi? Uzaylı, ha? Nasıl bir görünüyordu? Bir şey söyledi mi? 00:02:40.112 --> 00:02:41.816 Nerede gördün?" "Ah, şey, süpermarketin önünde." NOTE Paragraph 00:02:41.816 --> 00:02:44.138 Böyle bir diyalog içerisindeyken, çocuk bir sonra söyleyeceği 00:02:44.138 --> 00:02:50.513 şeyi bulmak zorunda, başlattığı hikaye için sorumlu olur. 00:02:50.513 --> 00:02:52.677 Ve böylece, bir hikaye oluşur. 00:02:52.677 --> 00:02:57.154 Tabii ki çocukça bir hikayedir, 00:02:57.154 --> 00:03:00.970 ama bir sonraki cümleyi düşünmek 00:03:00.970 --> 00:03:05.038 benim gibi profesyonel bir yazarın yaptığı ile aynı. 00:03:05.038 --> 00:03:07.417 Özünde hiç farklı değiller. 00:03:07.417 --> 00:03:10.103 Roland Barthes, Flaubert'in romanları hakkında şöyle demişti: 00:03:10.103 --> 00:03:12.709 "Flaubert bir roman yazmadı. 00:03:12.709 --> 00:03:15.714 Sadece bir cümleyi diğerine bağladı. 00:03:15.714 --> 00:03:20.441 Cümlelerinin arasındaki Eros, Flaubert'in romanının özü bu işte." 00:03:20.441 --> 00:03:23.224 Evet, öyle - bir roman aslında bir cümle yazmak 00:03:23.224 --> 00:03:26.683 ve sonra ilkinin kapsamını bozmadan 00:03:26.683 --> 00:03:28.388 bir sonraki cümleyi yazmak. 00:03:28.388 --> 00:03:29.897 Ve böylece bağlantılar kurmaya devam etmek. NOTE Paragraph 00:03:29.897 --> 00:03:31.963 Şu cümleye bakalım: 00:03:31.963 --> 00:03:34.430 "Gregor Samsa, bir sabah, sıkıntılı rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında ürkütücü dev bir böceğe dönüşmüş buldu." 00:03:34.430 --> 00:03:36.876 Evet, bu Franz Kafka'nin "Dönüşüm"ünün ilk cümlesi. 00:03:36.876 --> 00:03:40.044 Böyle mazeretsiz bir cümle yazabilmek 00:03:40.044 --> 00:03:42.492 ve onu haklı çıkarabilmek için devam etmek... 00:03:42.492 --> 00:03:46.921 Kafka'nın yapıtı, çağdaş edebiyatın bir başyapıtı oldu. 00:03:46.921 --> 00:03:49.670 Kafka bunu babasına göstermedi. 00:03:49.670 --> 00:03:51.994 Babasıyla arası iyi değildi. 00:03:51.994 --> 00:03:55.790 Bu cümleleri kendi kendine yazdı. 00:03:55.790 --> 00:03:59.053 Eğer babasına gösterseydi, "Oğlum iyice kendini kaybetti." diye düşünecekti babası. NOTE Paragraph 00:03:59.053 --> 00:04:00.965 Ve bu doğru. Sanat biraz kendini kaybetmek demek 00:04:00.965 --> 00:04:03.212 ve bir sonraki cümleyi haklı çıkarmak - 00:04:03.212 --> 00:04:06.473 bir çocuğun yaptığından çok da farklı değil. 00:04:06.473 --> 00:04:08.004 Yeni yalan söylemeye başlamış bir çocuk 00:04:08.004 --> 00:04:11.130 masalcılıkta ilk adımlarını atıyor. 00:04:11.130 --> 00:04:13.691 Çocuklar sanat yapar. 00:04:13.691 --> 00:04:15.116 Yorulmazlar ve yaparken eğlenirler. 00:04:15.116 --> 00:04:16.877 Birkaç gün önce Jeju Adası'ndaydım. 00:04:16.877 --> 00:04:21.989 Çocuklar kumsaldayken çoğu suda oynamayı sever. 00:04:21.989 --> 00:04:24.896 Ama bazıları kumda bol vakit geçirirler, 00:04:24.896 --> 00:04:27.140 dağlar ve denizler - yok, deniz değil tabii, 00:04:27.140 --> 00:04:31.087 ama farklı şeyler - insanlar ve köpekler vs. yaparlar. 00:04:31.087 --> 00:04:32.500 Anne babaları der ki 00:04:32.500 --> 00:04:34.263 "Dalgalar hepsini sürükleyecek." 00:04:34.263 --> 00:04:36.085 Bir diğer deyişle: nafile. 00:04:36.085 --> 00:04:37.229 Gerek yok. 00:04:37.229 --> 00:04:39.095 Ama çocukların umurunda değil. 00:04:39.095 --> 00:04:40.266 Onlar anın içinde eğleniyorlar 00:04:40.266 --> 00:04:42.432 ve kumla oynamaya devam ediyorlar. 00:04:42.432 --> 00:04:44.698 Çocuklar başkası söyledi diye yapmıyor bunu. 00:04:44.698 --> 00:04:46.294 Müdürleri söylemiyor 00:04:46.294 --> 00:04:49.219 ya da başka biri, onlar öyle yapıyor. NOTE Paragraph 00:04:49.219 --> 00:04:54.615 Küçükken eminim ki ilkel sanatın zevkini tatmışsınızdır. 00:04:54.615 --> 00:04:58.977 Öğrencilerime en mutlu hissettikleri an hakkında yazmalarını söylediğimde, 00:04:58.977 --> 00:05:04.901 çoğu çocukkenki bir sanat deneyimi hakkında yazar. 00:05:04.901 --> 00:05:07.656 İlk kez piyano çalmayı öğrendikleri veya ilk defa bir arkadaşla dört el çaldıkları, 00:05:07.656 --> 00:05:12.672 veya arkadaşlarıyla aptalca bir skeç oynadıkları zamanlar örneğin. 00:05:12.672 --> 00:05:16.023 Ya da eski bir kamerayla çekmiş olduğunuz fotoğrafları bastırdığınız an. 00:05:16.023 --> 00:05:18.346 Bu tarz deneyimlerden bahsederler. 00:05:18.346 --> 00:05:20.611 Sizin de böyle bir anınız olmuştur. 00:05:20.611 --> 00:05:22.544 Böyle bir anda, sanat sizi mutlu eder 00:05:22.544 --> 00:05:24.221 çünkü işiniz değildir. 00:05:24.221 --> 00:05:26.754 İşiniz sizi mutlu etmiyor, değil mi? Çoğu zaman zordur. NOTE Paragraph 00:05:26.754 --> 00:05:29.855 Fransız yazar Michel Tournier'in ünlü bir sözü var. 00:05:29.855 --> 00:05:31.545 Muzip bir şey aslında. 00:05:31.545 --> 00:05:36.517 "Çalışmak insanın doğasına aykırı. Bizi yorması bunun kanıtı." 00:05:36.517 --> 00:05:38.002 Değil mi? Çalışmak doğamızda olsa niye bizi yorsun? 00:05:38.002 --> 00:05:39.663 Eğlence bizi yormuyor. 00:05:39.663 --> 00:05:41.098 Bütün gece eğlenebiliriz. 00:05:41.098 --> 00:05:43.531 Eğer bütün gece çalışacaksak, fazla mesai almalıyız. 00:05:43.531 --> 00:05:46.815 Neden? Çünkü yorucu ve kendimizi bitkin hissederiz. 00:05:46.815 --> 00:05:51.497 Ama çocuklar, çoğu zaman sanatı eğlence için yaparlar. Eğlencedir. 00:05:51.497 --> 00:05:54.231 Bir müşteriye satmak için çizmezler, 00:05:54.231 --> 00:05:57.256 ya da aile için para kazanmak için piyano çalmazlar. 00:05:57.256 --> 00:06:00.032 Tabii bunu yapmak zorunda olan çocuklar vardı. 00:06:00.032 --> 00:06:01.334 Bu centilmeni tanıyorsunuz, değil mi? 00:06:01.334 --> 00:06:05.420 Ailesine destek olmak için Avrupa'da tura çıkması gerekiyordu -- 00:06:05.420 --> 00:06:07.310 Wolfgang Amadeus Mozart -- 00:06:07.310 --> 00:06:10.273 ama bu yüzyıllar önceydi, bu yüzden onu istisna sayabiliriz. 00:06:10.273 --> 00:06:14.138 Maalesef, bir noktada sanatımız - bu neşeli meşgale - biter. 00:06:14.138 --> 00:06:17.528 Çocuklar derse, okula gitmelidirler, ödevlerini yapmalıdırlar 00:06:17.528 --> 00:06:21.046 ve tabii ki piyano ve bale dersleri alırlar, 00:06:21.046 --> 00:06:22.815 ama artık eğlenceli değildir. 00:06:22.815 --> 00:06:26.147 Yapmanız söylenir ve artık rekabet vardır. Nasıl eğlenceli olabilir ki? 00:06:26.147 --> 00:06:31.739 İlkokuldaysanız ve hala duvara resim yapıyorsanız, 00:06:31.739 --> 00:06:35.654 kesinlikle anneniz size kızacaktır. 00:06:35.654 --> 00:06:39.521 Hem, 00:06:39.521 --> 00:06:42.101 yaşlandıkça bir sanatçı gibi davranırsanız, 00:06:42.101 --> 00:06:45.769 gittikçe daha fazla baskı altında kalırsınız -- 00:06:45.769 --> 00:06:51.824 insanlar davranışlarınızı sorgular ve düzgün davranmanızı ister. NOTE Paragraph 00:06:51.824 --> 00:06:58.011 İşte benim hikayem: 8. sınıftaydım ve Gyeongbokgung'da okulda bir çizim yarışmasına katıldım. 00:06:58.011 --> 00:07:00.918 Çok uğraşıyordum ve öğretmenim geldi 00:07:00.918 --> 00:07:04.506 ve sordu, "Ne yapıyorsun?" 00:07:04.506 --> 00:07:06.320 "Özenle çiziyorum," dedim. 00:07:06.320 --> 00:07:08.223 "Neden sadece siyah kullanıyorsun?" 00:07:08.223 --> 00:07:10.603 Gerçekten de, defterimi hevesle siyaha boyuyordum. 00:07:10.603 --> 00:07:13.672 Açıkladım, 00:07:13.672 --> 00:07:16.919 "Karanlık bir gece ve karga bir dalın üstüne tünemiş." 00:07:16.919 --> 00:07:17.917 Ve öğretmen dedi ki, 00:07:17.917 --> 00:07:23.239 "Gerçekten mi? Peki, Young-ha, çizimde iyi olmayabilirsin ama hikaye anlatısında yeteneklisin." 00:07:23.239 --> 00:07:25.974 Ben, böyle demiş olmasını dilerdim. 00:07:25.974 --> 00:07:28.742 "Şimdi görürsün, yaramaz seni!" asıl cevaptı. (Kahkahalar) 00:07:28.742 --> 00:07:30.346 "Görürsün sen!" dedi. 00:07:30.346 --> 00:07:33.028 Sarayı, Gyeonghoeru vs. boyamak gerekiyordu, 00:07:33.028 --> 00:07:35.463 ama ben herşeyi siyaha boyamıştım, 00:07:35.463 --> 00:07:37.147 öğretmen de beni gruptan ayırdı. 00:07:37.147 --> 00:07:39.167 Bir sürü kız da vardı orada 00:07:39.167 --> 00:07:40.718 ve ben tamamen korkmuştum. NOTE Paragraph 00:07:40.718 --> 00:07:45.170 Hiçbir açıklamam ve özürüm duyulmadı 00:07:45.170 --> 00:07:48.383 ve başım dertteydi. 00:07:48.383 --> 00:07:52.901 Eğer ideal bir öğretmen olsa, daha önce dediğim gibi cevap verirdi, 00:07:52.901 --> 00:07:55.214 "Young-ha'nın çizime yeteneği yok belki, 00:07:55.214 --> 00:07:58.589 ama hikaye uydurmada yetenekli." ve beni desteklerdi. 00:07:58.589 --> 00:08:02.041 Ama böyle öğretmenler çok nadir bulunur. 00:08:02.041 --> 00:08:05.004 Daha sonra büyüdüm ve Avrupa'nın galerilerine gittim -- 00:08:05.004 --> 00:08:06.905 üniversite öğrencisiyken -- ve büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. 00:08:06.905 --> 00:08:12.303 Bakın ne buldum. (Kahkahalar) NOTE Paragraph 00:08:12.303 --> 00:08:16.628 Ben cezalandırılırken ve sarayın önünde çizimim ağzımda dururken, 00:08:16.628 --> 00:08:22.021 bunun gibi yapıtlar Basel'de asılıydı. 00:08:22.021 --> 00:08:25.027 Bakın şuna. Duvar kağıdı gibi görünmüyor mu? 00:08:25.027 --> 00:08:26.943 Çağdaş sanat, sonradan öğrendim ki, 00:08:26.943 --> 00:08:30.888 benimki gibi zayıf bir hikaye ile açıklanmıyor. Kargadan bahsedilmiyor. 00:08:30.888 --> 00:08:34.221 Çoğu yapıtın ismi yok. İsimsiz. 00:08:34.221 --> 00:08:37.322 Her neyse, 20. yüzyılda çağdaş sanat 00:08:37.322 --> 00:08:42.691 tuhaf birşey yapmak ve boşluğu açıklama ve yorumlama ile doldurmak demek -- 00:08:42.691 --> 00:08:44.170 ki benim yaptığım da buydu. 00:08:44.170 --> 00:08:46.918 Tabii, benim yapıtım çok amatördü, 00:08:46.918 --> 00:08:50.207 ama daha ünlü örneklere geçelim. NOTE Paragraph 00:08:50.207 --> 00:08:52.808 Bu Picasso'nun. 00:08:52.808 --> 00:08:58.609 Bisiklet gidonunu seleye ekleyip, ona "Boğa Kafası" adını verdi. İkna edici değil mi? 00:08:58.609 --> 00:09:03.253 Hemen yanda, yan koyulmuş "Çeşme" isimli bir pisuar. 00:09:03.253 --> 00:09:04.847 Duchamp'tı. 00:09:04.847 --> 00:09:09.297 Açıklama ile tuhaf eylemin arasını hikayelerle kapatmak -- 00:09:09.297 --> 00:09:13.424 işte çağdaş sanat tam da bunu yapıyordu. 00:09:13.424 --> 00:09:14.812 Picasso'nun bir açıklaması bile var, 00:09:14.812 --> 00:09:18.989 "Gördüğümü değil, düşündüğümü çizerim." 00:09:18.989 --> 00:09:21.506 Evet, bu demek ki benim Gyeonghoeru'yu çizmeme gerek yoktu. 00:09:21.506 --> 00:09:25.577 Keşke o zaman Picasso'nun ne dediğini bilseydim, öğretmenle daha iyi tartışabilirdim. 00:09:25.577 --> 00:09:29.379 Maalesef, içimizdeki küçük sanatçı 00:09:29.379 --> 00:09:34.866 sanatın baskıcıları ile savaşamadan boğuluyor. 00:09:34.866 --> 00:09:36.471 Kilitleniyorlar. 00:09:36.471 --> 00:09:37.554 Bu bizim trajedimiz. NOTE Paragraph 00:09:37.554 --> 00:09:42.814 Peki içimizdeki küçük sanatçı kilitlendiğinde, kovulduğunda, hatta öldürüldüğünde ne oluyor? 00:09:42.814 --> 00:09:44.197 Sanatsal arzumuz gitmiyor. 00:09:44.197 --> 00:09:47.294 Kendimizi ifade etmek, ortaya koymak istiyoruz, 00:09:47.294 --> 00:09:52.532 ama bu sanatsal arzu ölü sanatçıyla çok daha karanlık bir formda ortaya çıkıyor. 00:09:52.532 --> 00:09:55.499 Karaoke barlarında hep "She's Gone" ya da 00:09:55.499 --> 00:09:58.041 "Hotel California" söyleyen insanlar vardır, 00:09:58.041 --> 00:10:00.361 gitar pasajlarını taklid eden. 00:10:00.361 --> 00:10:02.603 Genelde berbattırlar. Gerçekten berbat. 00:10:02.603 --> 00:10:05.082 Bazıları bunun gibi rockçı olur. 00:10:05.082 --> 00:10:07.155 Bazıları da gece klüblerinde danseder. 00:10:07.155 --> 00:10:10.557 Hikaye anlatmayı sevebilecek insanlar da 00:10:10.557 --> 00:10:13.567 bütün gece internette geyik yaparlar. 00:10:13.567 --> 00:10:16.962 Yazma yeteneği kendini bu şekilde belli ediyor karanlık tarafta. NOTE Paragraph 00:10:16.962 --> 00:10:20.915 Bazen çocuklarından daha heyecanlı babalar görürüz: 00:10:20.915 --> 00:10:23.900 lego ile oynarlar veya plastik bir robot yaparlar. 00:10:23.900 --> 00:10:25.633 "Sakın elleme, baban senin için yapacak." derler. 00:10:25.633 --> 00:10:27.268 Çocuk ilgisini çoktan yitirmiştir ve başka bir şeyle uğraşıyordur, 00:10:27.268 --> 00:10:31.277 ama baba kaleler yapar sadece. 00:10:31.277 --> 00:10:35.755 Bu gösteriyor ki içimizdeki sanat dürtüsü yok edilmemiş, sadece bastırılmış. 00:10:35.755 --> 00:10:39.547 Ama bazen kendilerini negatif bir şekilde de belli ederler, kıskançlık olarak. 00:10:39.547 --> 00:10:44.841 Şu şarkıyı biliyor musunuz "Televizyonda olmak isterdim"? Neden isterdik? 00:10:44.841 --> 00:10:48.669 Televizyon bizim yapmak isteyip yapamadıklarımızı 00:10:48.669 --> 00:10:50.609 yapan insanlarla dolu. 00:10:50.609 --> 00:10:56.738 Dans ediyorlar, rol yapıyorlar - ve yaptıkça övülüyorlar. 00:10:56.738 --> 00:10:59.888 Ve biz de onları kıskanmaya başlıyoruz. 00:10:59.888 --> 00:11:03.982 Kumandalı diktatörler oluyoruz ve televizyondaki herkesi eleştirmeye başlıyoruz. 00:11:03.982 --> 00:11:09.835 "Hiç de rol yapamıyor." "Buna şarkı söylemek mi diyorsun? Notaları tutturamıyor." 00:11:09.835 --> 00:11:12.125 Kolayca söyleyebiliyoruz böyle şeyleri. 00:11:12.125 --> 00:11:15.068 Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil, 00:11:15.068 --> 00:11:19.605 ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan. 00:11:19.605 --> 00:11:23.191 Ben böyle düşünüyorum. NOTE Paragraph 00:11:23.191 --> 00:11:25.029 Peki ne yapmalıyız? 00:11:25.029 --> 00:11:25.806 Evet, doğru. 00:11:25.806 --> 00:11:29.000 Şimdi, hemen kendi sanatımızı yapmaya başlamalıyız. 00:11:29.000 --> 00:11:30.009 Şu anda, 00:11:30.009 --> 00:11:32.458 televizyonu kapatabiliriz, internetten çıkabiliriz 00:11:32.458 --> 00:11:35.158 ve kalkıp bir şey yapmaya başlayabiliriz. 00:11:35.158 --> 00:11:36.893 Öğretmenlik yaptığım tiyatro okulunda, 00:11:36.893 --> 00:11:39.627 Sahne Etkinlikleri adlı bir ders var. 00:11:39.627 --> 00:11:43.817 Bu derste, öğrenciler birer tiyatro oyunu sahnelemeli. 00:11:43.817 --> 00:11:47.929 Fakat, oyunculuk öğrencileri rol yapmamalı. 00:11:47.929 --> 00:11:49.949 Onlar oyunu yazabilir örneğin 00:11:49.949 --> 00:11:52.673 ve yazarlar sahne tasarımını yapabilir. 00:11:52.673 --> 00:11:54.969 Aynı şekilde sahne tasarımı öğrencileri oyunculuk yaparlar ve bu şekilde bir oyun sahnelerler. 00:11:54.984 --> 00:11:58.732 Önce öğrenciler merak ederler acaba gerçekten yapabilirler mi bunu, 00:11:58.732 --> 00:12:03.295 ama sonra çok eğlenirler. Bir oyun sahnelerken mutsuz olan çok az insan gördüm. 00:12:03.295 --> 00:12:07.457 Okulda, orduda veya hatta bir akıl hastanesinde, bir kere insanlarla başladığınızda, hepsi zevk alır. 00:12:07.457 --> 00:12:12.353 Bunu orduda gördüm -- birçok kişi oyun sahnelerken eğlendi. NOTE Paragraph 00:12:12.353 --> 00:12:15.285 Başka bir deneyimim daha var: 00:12:15.285 --> 00:12:18.919 Yazarlık dersinde öğrencilere özel bir ödev veriyorum. 00:12:18.919 --> 00:12:24.819 Sizin gibi öğrencilerim var derste -- çoğu yazarlık okumuyor. 00:12:24.819 --> 00:12:29.396 Bazıları sanat ya da müzik okuyor ve yazamadıklarını düşünüyor. 00:12:29.396 --> 00:12:33.123 Onlara boş bir kağıt ve bir konu veriyorum. 00:12:33.123 --> 00:12:34.737 Basit bir konu olabilir: 00:12:34.737 --> 00:12:37.251 Çocukluğunuzdaki en talihsiz deneyim hakkında yazın. 00:12:37.251 --> 00:12:41.164 Tek bir koşul var: Deli gibi yazmalısınız. Deli gibi! 00:12:41.164 --> 00:12:43.897 Aralarında yürürüm ve onları teşvik ederim, 00:12:43.897 --> 00:12:47.641 "Haydi, haydi!" Bir iki saat kadar deli gibi yazmak zorundalar. 00:12:47.641 --> 00:12:50.849 Sadece ilk beş dakika boyunca düşünebilirler. NOTE Paragraph 00:12:50.849 --> 00:12:54.071 Onlara deli gibi yazdırtmamın sebebi 00:12:54.071 --> 00:12:56.829 yavaş yazdığınızda bir sürü düşünce geçer aklınızdan 00:12:56.829 --> 00:12:59.276 ve sanatçı şeytan belirir. 00:12:59.276 --> 00:13:03.308 Bu şeytan size neden yazmamanız gerektiği hakkında 00:13:03.308 --> 00:13:06.238 yüzlerce sebep gösterir: 00:13:06.238 --> 00:13:09.073 "İnsanlar sana gülecek. Bu iyi bir yazı değil! 00:13:09.073 --> 00:13:10.623 Nasıl bir cümle bu? El yazına bir bak!" 00:13:10.623 --> 00:13:12.200 Bir çok şey söylecek. 00:13:12.200 --> 00:13:14.704 Hızlı koşmalısınız ki şeytan sizi yakalayamasın. 00:13:14.704 --> 00:13:18.776 Derste gördüğüm en iyi yazılar uzun 00:13:18.776 --> 00:13:21.449 teslim tarihi olanlar değil, 00:13:21.449 --> 00:13:24.933 40-60 dakika boyunca önümde kurşun kalemle 00:13:24.933 --> 00:13:28.335 çılgınca yazan öğrencilerin yazdıkları. 00:13:28.335 --> 00:13:30.174 Öğrenciler bir çeşit transa geçerler. 00:13:30.174 --> 00:13:34.636 30 ya da 40 dakikadan sonra ne yazdıklarını bilmeden yazarlar. 00:13:34.636 --> 00:13:37.601 Ve tam bu anda, kusur bulan şeytan kaybolur. NOTE Paragraph 00:13:37.601 --> 00:13:39.310 Şunu diyebilirim: 00:13:39.310 --> 00:13:43.325 Bizi sanatçı yapan sanatçı olmamız için gerekli olan bu tek nedendir, 00:13:43.325 --> 00:13:47.575 sanatçı olmamamız için bulduğumuz yüzlerce neden değil. 00:13:47.575 --> 00:13:49.284 Neden bir şeyi olamadığımız önemli değildir. 00:13:49.284 --> 00:13:52.434 Çoğu sanatçı, bu tek nedenden dolayı sanatçı olmuştur. 00:13:52.434 --> 00:13:56.104 Kalbimizdeki şeytanı uyutup sanatımıza başladığımızda 00:13:56.104 --> 00:13:58.438 düşmanlarımız dışarıda belirir. 00:13:58.438 --> 00:14:01.294 Çoğu zaman anne babamızın suratlarına sahiptirler. (Kahkahalar) 00:14:01.294 --> 00:14:04.395 Bazen eşimiz gibi görünürler, 00:14:04.395 --> 00:14:06.163 ama aslında ne eşimiz ne de anne babamızdır. 00:14:06.163 --> 00:14:09.057 Onlar şeytandır. Şeytan. 00:14:09.057 --> 00:14:11.001 Dünyaya dönüşmüş şekilde kısa süreli gelirler, 00:14:11.001 --> 00:14:14.947 sırf sizin sanatçı olmanızı engellemek için. 00:14:14.947 --> 00:14:16.869 Ve sihirli bir soruları vardır. 00:14:16.869 --> 00:14:23.027 Biz "Sanırım oyunculuğu deneyeceğim. Yakında bir tiyatro okulu var" ya da 00:14:23.027 --> 00:14:27.504 "Italyanca şarkılar öğrenmek istiyorum" dediğimizde, onlar "Öyle mi? Bir oyun mu? Ne için?" diye sorar. 00:14:27.504 --> 00:14:31.166 Sihirli sorudur bu: "Ne için?" 00:14:31.166 --> 00:14:34.878 Ama sanat hiçbir şey için değildir. 00:14:34.878 --> 00:14:37.132 Sanat esas amaçtır. 00:14:37.132 --> 00:14:41.272 Ruhumuzu kurtarır ve mutlu yaşamamızı sağlar. 00:14:41.272 --> 00:14:46.778 Kendimizi ifade etmemize yardım eder ve alkol ve uyuşturucunun yardımı olmadan mutlu olmamızı sağlar. 00:14:46.778 --> 00:14:51.103 Böyle pratik bir soruya cevap olarak, 00:14:51.118 --> 00:14:53.537 cesur olmak zorundayız. 00:14:53.537 --> 00:14:57.981 "Sadece eğlencesine. Kusura bakma sensiz eğleneceğim için" 00:14:57.981 --> 00:15:02.006 demelisiniz. "Yine de gidip yapacağım." 00:15:02.006 --> 00:15:07.106 İdeal gelecekte hepimizi farklı kimliklerle hayal ediyorum, 00:15:07.106 --> 00:15:10.887 bu kimliklerden en az bir tanesi sanatçı olacak. NOTE Paragraph 00:15:10.887 --> 00:15:14.056 Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa 00:15:14.056 --> 00:15:18.213 oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. 00:15:18.213 --> 00:15:19.350 Şöföre sordum, "Bu ne?" diye. 00:15:19.350 --> 00:15:23.395 Kendi profili olduğunu söyledi. "Peki nesin sen"? diye sorunca, "Oyuncuyum" dedi. 00:15:23.395 --> 00:15:26.818 Taksi şöförü ve oyuncu idi. "Hangi rolleri oynuyorsun genelde" diye sordum. 00:15:26.818 --> 00:15:28.844 Gururla Kral Lear'i oynadığını söyledi. 00:15:28.844 --> 00:15:30.289 Kral Lear. 00:15:30.289 --> 00:15:31.915 "Kim olduğumu bana kim söyleyebilir?" Kral Lear'den harika bir dize. 00:15:31.915 --> 00:15:35.306 Benim hayal ettiğim dünya bu işte. 00:15:35.306 --> 00:15:39.241 Birisi gün içinde golfçü, akşamları yazardır. 00:15:39.241 --> 00:15:41.760 Ya da taksi şöförü ve aktör, bankacı ve ressam, 00:15:41.760 --> 00:15:47.336 gizlice veya açıkça sanatlarıyla uğraşan. NOTE Paragraph 00:15:47.336 --> 00:15:52.207 1990'da, Martha Graham, modern dansın ustası, Kore'ye geldi. 00:15:52.207 --> 00:15:57.963 Harika sanatçı, o zamanlar 90 yaşlarında, Gimpo Havaalanı'na geldi 00:15:57.979 --> 00:16:01.044 ve bir muhabir ona tipik bir soru sordu: 00:16:01.044 --> 00:16:03.651 "Muhteşem bir dansçı olmak için ne yapmak gerek? 00:16:03.651 --> 00:16:06.231 Hevesli Koreli dansçılar için bir öğüdünüz var mı?" 00:16:06.231 --> 00:16:11.226 Kendisi bir ustaydı. Bu fotoğraf 1948'de çekilmişti ve daha o zaman şöhretli bir sanatçıydı. 00:16:11.226 --> 00:16:13.417 1990 yılında, bu soru soruldu ona. 00:16:13.417 --> 00:16:16.101 Ve o, şu şekilde cevap verdi: 00:16:16.101 --> 00:16:20.018 "Sadece yapın." 00:16:20.018 --> 00:16:21.536 Vay be. Duygulanmıştım. 00:16:21.536 --> 00:16:25.628 Sadece bu üç kelime ve havaalanını terketti. Bu kadar. 00:16:25.628 --> 00:16:28.859 Peki şimdi ne yapmalıyız? 00:16:28.859 --> 00:16:32.585 Sanatçı olalım, hemen şimdi. Hemen şimdi. Nasıl mı? 00:16:32.585 --> 00:16:33.577 Sadece yapın! NOTE Paragraph 00:16:33.577 --> 00:16:35.191 Teşekkürler. NOTE Paragraph 00:16:35.191 --> 00:16:36.995 (Alkışlar)