Bir sorum var.
Bir bilgisayar şiir yazabilir mi?
Bu kışkırtıcı bir soru.
Üzerine bir dakika düşünürsünüz
ve birden şu soruları elde edersiniz:
Bilgisayar nedir?
Şiir nedir?
Yaratıcılık nedir?
Ancak bunlar
insanların bütün ömürleri boyunca
yanıtlamaya çalıştığı sorular,
tek bir TED konuşmasında değil.
Bu yüzden farklı bir açıdan
bakmamız gerekecek.
Burada iki adet şiir görüyoruz.
Birisi bir insan tarafından,
diğeri ise bilgisayar tarafından yazıldı.
Hangisinin hangisi olduğunu
söylemenizi istiyorum.
Hadi deneyelim:
Şiir 1: Cici Sineğim / Senin yaz oyununu /
Benim düşüncesiz elim / Temizledi sildi.
Ben değil miyim / Bir sinek senin gibi? /
Veya sendeki sanat değil / Benim gibi?
Şiir 2: Biz hissediyoruz / Aktivist
hayatınının izinde / sabahları /
Görmek için durur, Papa iğreniyorum / Bazı
geceler başlamaya / büyük aksi şeye (...)
Pekâlâ, süre doldu.
Şiir 1'in insan yazımı olduğunu
düşünenler el kaldırsın.
Tamam, birçoğunuz.
Şiir 2'nin insan yazımı olduğunu
düşünenler el kaldırsın.
Çok cesursunuz,
çünkü birincisi insan olan
şair William Blake tarafından yazıldı.
İkincisi ise bir günlük
Facebook akışımdaki dili kullanan
bir algoritma tarafından yazıldı
ve birazdan açıklayacağım yöntemlere göre
şiiri algoritmik olarak yeniden üretti.
Başka bir test daha deneyelim.
Okumak için çok süreniz yok,
bu yüzden içgüdünüze güvenin.
1. Şiir: Aslan kükrer ve köpek havlar.
İlginç / ve etkileyicidir kuşun uçup /
kükremeyişi ya da havlamayışı. Hayvanların
büyülü hikâyeleri hayallerimi süsler
ve şarkısını söyleyeceğim eğer
/ yorgun ya da bitki olmazsam.
2. Şiir: Vay! kangurular, altınlar,
çikolatalı gazozlar! / Çok güzelsiniz!
İnciler / mızıkalar, çiğdeler, aspirinler!
Bütün / konuştukları bu şeyler (...)
Pekâlâ, süre doldu.
İlk şiirin insan yazımı
olduğunu düşünüyorsanız
elinizi kaldırın.
Tamam.
Ve ikinci şiirin insan yazımı
olduğunu düşünüyorsanız
elinizi kaldırın.
Yaklaşık yarı yarıya bir dağılım var gibi.
Bu seferki daha zordu.
Yanıta gelirsek,
ilk şiir 1970'lerde oluşturulan
Racter adlı bir algoritma
tarafından üretildi
ve ikinci şiir ise benim en gözde
şairlerimden biri olan
Frank O'Hara adlı biri tarafından yazıldı.
(Gülüşmeler)
Biraz önce yaptığımız şey,
Turing testinin şiire uyarlanmasıydı.
Turing test ilk olarak bu adam,
Alan Turing tarafından,
1950'de şu soruyu
cevaplamak için önerildi,
bilgisayarlar düşünebilir mi?
Alan Turing şuna inanıyordu;
eğer bir bilgisayar bir insanla
kişinin bilgisayarla mı yoksa insanla mı
konuştuğunu anlayamadığı bir ustalıkla
metin tabanlı iletişim kurabildiyse,
o zaman bilgisayarların zekâsı
olduğu söylenebilir.
2013’te arkadaşım Benjamin Laird ve ben
İnternet'te şiir üzerine
bir Turing test oluşturduk.
"Robot ya da değil" adında bir test
ve gidip kendiniz de oynayabilirsiniz.
Ancak esasen oynadığımız sadece bir oyun.
Size bir şiir sunulur,
insan ya da bilgisayar tarafından
yazıldığını bilmezsiniz
ve tahmin etmeniz gerekir.
Binlerce insan internette bu testi yaptı,
böylece sonuçlar elde ettik.
Peki, sonuçlar ne?
Turing şöyle demişti:
Bir bilgisayar birini
insan olduğuna dair %30’u
kadar kandırabilirse,
o zaman zekâ bakımından
Turing testini geçer.
"Robot ya da değil" veri tabanında
şiirin bir insan tarafından
yazıldığını düşündürerek
insanların %65’ini
kandırmış olan şiirler var.
Yani bu soruya bir cevabımızın
olduğunu düşünüyorum.
Turing testinin mantığına göre,
bir bilgisayar şiir yazabilir mi?
Evet, kesinlikle yazabilir.
Ancak bu cevap size biraz
rahatsızlık verdiyse,
bir problem yok.
Eğer buna içinizden
bir takım tepkiler verdiyseniz,
bu da problem değil,
çünkü hikâye burada bitmiyor.
Üçüncü ve son testimizi yapalım.
Yine okumanız ve bana
hangisinin insan yazımı olduğunu
söylemeniz gerekiyor.
Şiir 1: Reg bayrakları sebebidir
güzel bayrakların. / Ve kurdeleler.
Bayrak kurdeleleri / Ve madde takarlar
Madde takmak için sebepler. (...)
Şiir 2: Yaralı geyik sıçramaları
en yükseğe, / Nergisleri duydum
Günün bayrağını duydum /
Avcıyı duydum şöyle diyen; /
"Bu ancak ölüm sevincidir, /
Ve sonra neredeyse frene basılır (...)
Tamam, süre doldu.
Şiir-1’in insan yazımı olduğunu
düşünüyorsanız el kaldırın.
Şiir-2’nin insan yazımı olduğunu
düşünüyorsanız el kaldırın.
Vay, çok daha fazla kişi var.
Şiir-1’in gayet insan olan
şair Gertrude Stein tarafından
yazılmış olduğunu görünce şaşıracaksınız.
Şiir-2 ise RKCP adında
bir algoritma tarafından üretildi.
Şimdi devam etmeden önce,
hızlıca ve basit olarak
RKCP’nin nasıl çalıştığını anlatayım.
RKCP Ray Kurzweil tarafından
tasarlanan bir algoritma,
kendisi Google’ın mühendislik yöneticisi
ve sıkı bir yapay zekâ taraftarı.
RKCP’ye bir kaynak metin veriyorsunuz,
dili nasıl kullanacağını kavramak için
kaynak metni analiz ediyor
ve sonra ilk metni taklit eden dili
yeniden üretiyor.
Gördüğümüz bir önceki şiirde,
hepinizin insan yazımı olduğunu
düşündüğü Şiir 2,
Emily Dickinson adındaki şairin
birtakım şiirlerinden beslendi.
Şairin dili kullanma şekline baktı,
modeli kavradı
ve sonra benzer yapıya göre
bir model üretti.
Ama RKCP hakkında bilmemiz
gereken en önemli şey şu,
kullandığı kelimelerin anlamını bilmiyor.
Dil sadece ham madde,
Çince de olabilirdi,
İsveççe de olabilirdi,
bir günlük Facebook sayfanızdan
toplanmış bir dil de olabilirdi.
Sadece ham madde.
Yine de Gertrude Stein şiirinden
daha fazla insan yazımı gibi
görünen bir şiir yaratabilir
ve Gertrude Stein bir insan.
Yani burada yaptığımız şey
hemen hemen tersine Turing test.
Bir insan olan Gertrude Stein
bir bilgisayar tarafından
yazıldığını düşündürerek
insanların büyük çoğunluğunu
kandıran bir şiir yazabilir.
Dolayısıyla ters Turing testinin
mantığına göre,
Gertrude Stein bir bilgisayar.
(Gülüşmeler)
Kafanız mı karıştı?
Oldukça normal diye düşünüyorum.
Şimdiye kadar,
insanlar gibi yazan kişiler var,
bilgisayarlar gibi yazan bilgisayarlar var
ve insanlar gibi yazan bilgisayarlar var
ancak aynı zamanda,
belki de şaşırtıcı şekilde,
bilgisayarlar gibi yazan kişiler de var.
Peki, bütün bunlardan ne çıkaracağız?
William Blake bir şekilde
Gertrude Stein’dan daha mı insansı?
Veya Gertrude Stein William Blake’den
daha mı çok bilgisayar?
(Gülüşmeler)
Bunlar iki yıldan bu yana
kendime sorduğum sorular
ve hiçbir cevabım yok.
Ancak sahip olduğum şeyler
teknolojiyle olan ilişkimiz hakkında
bir takım anlayışlar.
İlk anlayışım şu; bir nedenden dolayı,
şiiri insan olmakla ilişkilendiriyoruz.
Böylece "Bilgisayar şiir yazabilir mi?"
diye sorduğumuzda,
ayrıca şunu da soruyoruz;
"İnsan olmak ne anlama geliyor
ve bu sınıfı nasıl sınırlandırmalıyız?
Kimlerin veya nelerin bu sınıfın parçası
olduğunu nasıl söyleriz?"
Bu esasında felsefi bir soru,
buna da inanıyorum
ve evet ya da hayır testi
ile cevaplanamaz,
Turing testte olduğu gibi.
Ayrıca inanıyorum ki;
Alan Turing bunu anlamıştı
ve 1950’lerde testini planladığında,
onu felsefi bir kışkırtma
bağlamında hazırlıyordu.
İkinci anlayışım da şu;
Turing testi şiire uyarladığımızda,
aslında bilgisayarların
kapasitesini ölçmüyoruz,
çünkü şiir üretme algoritmaları
oldukça basit ve 1950’den beri
hemen hemen mevcut durumdalar.
Bunun aksine, Turing testini
şiire uyarlamakla yaptığımız şey,
insan olmayı belirleyen şey
üzerine düşünceleri toplamak.
Yani benim anladığım şu,
bunu önceden görmüştük,
William Blake’in Gertrude Stein’dan
daha insansı olduğunu söylemiştik.
Tabii ki bu William Blake’in
gerçekten daha insansı olduğu anlamına
veya Gertrude Stein’ın daha çok bilgisayar
olduğu anlamına gelmiyor.
Basit olarak, insan sınıfının
tutarsız olduğu anlamına geliyor.
Bu sonuç şunu anlamama yol açtı;
insan somut, inkâr edilemez
bir gerçek değildir.
Tam aksine, düşüncelerimizle oluşturulmuş
ve zamanla değişen bir şeydir.
Son anlayışım ise, bilgisayar, hemen hemen
bizim gösterdiğimiz
bir insan fikrini yansıtan
bir ayna gibi çalışıyor.
Ona Emily Dickinson’ı gösteriyoruz,
o bize Emily Dickinson’ı geri dönüyor.
Ona William Blake’i gösteriyoruz,
bize geri yansıttığı da o oluyor.
Ona Gertrude Stein’ı gösteriyoruz,
bize geri dönen şey Gertrude Stein oluyor.
Teknolojinin diğer parçasından fazlası,
bilgisayar ona öğrettiğimiz insan fikrini
yansıtan bir aynadır.
Çoğunuzun son günlerde
yapay zekâyla ilgili
birçok şey duyduğundan eminim.
Konuşmanın çoğu
yapabilir miyiz üzerine oldu.
Zeki bir bilgisayar yapabilir miyiz?
Yaratıcı bir bilgisayar yapabilir miyiz?
Sık sık soruyormuşuz gibi görünen şey şu,
insansı bir bilgisayar yapabilir miyiz?
Ancak şu anda gördüğümüz şey şu,
insan bilimsel bir gerçek değil,
sürekli değişen, sıralı bir fikir
ve zamanla değişen bir şey.
Böylece gelecekte
yapay zekâyla ilgili fikirleri
toplamaya başladığımızda,
kendimize sadece şunu sormayacağız;
"Bunu yapabilir miyiz?"
Ancak kendimize şunu soracağız;
"Hangi fikirleri kendimize
geri yansıtılmış olmasını istiyoruz?"
Bu aslında felsefi bir fikir
ve yalnızca yazılımla
cevaplanamayacak bir şey,
ama bence türler genelinde,
varoluşsal bir yansıma gerektiriyor.
Teşekkürler.
(Alkışlar)